20 Nisan 1932 "Cumhurivet Cenvre konferansmda verilen ilk karar Konferans teslihatın tedıîcî şekikle azaltılması esasını kabul etti C«nevre 19 (A.A.) Terki tesli hat konferansı, bu sabah birinci mer halesini atlatımştır. Konferans, teslihatın Cemîyeti Akvam misakının sekizinci maddesince derpiş edilen şekil dahilinde tenzilini müttefikan karar altına alınmış ve bu tenzilâtın münasip fatılalarla yekdiğerini takip eden kontrollara tâbi olarak tedricen tahakkuku şeküni tasvip etmiş tir. Umumî komisyon, bundan tonra İspanyol, Norveç, Isveç ve Çekoslovakya heyeti murahhasalan tarafmdan teklif edilen karar suretile tesbit edilmiş olan ikinci prensipe temas etmiftir. Karar sureti şudur: «Umumî komisyon, teslihatm tahdit ve tenziHnde mîkyas ittihaz edilmek üzere Cemiyeti Akvam misakının se • kizincî maddesi ahkâmımn tatbikına ve binnetice teslihatın millî emnii selâmetle aagarî derecede kabîli telif ola • cak surette tahdidine, beynelmilel ta • ahhütlerin tatbikile beraber her dev • letin coğrafî vaziyet ve hususî şartlarının hesaba katılmasına karar vermiştir. Teslihatın tahdit ve tenzilinde esas ittihaz edilecek mikyasların tatbikı ve her devletin bu bapta ittiba edeceği esasların tetkiki atiyen icra edilecektir.» Nis'teki Müsabakalar Sir/arilerimizin büyük bir muvaffakiyeti İKTİSADÎ BAHİSLER Yugoslâvya ahvali Buğday inhisarı mı ? Istihsalât Haricî ticaret Ma!î vaziyet Bütçe 22 mart 1932 tarihinde 1,970 milyon dinara (74 milyon lira) çıkmış, mütedavil evrakı naktiyesi 4,861 milyon dinardan 4,751 milyon dinara (178 milyon lira) tahavvül etmiştir. Evrakı naktiyenin elyevm altın karşıhğı % 37,5 mütecavizdir. Şu tahlilimizden çıkan neticeye göre, malî müşkülâtı hazırayı Yugoslâvya diğer Tuna ve Balkan memleketle rinden daha müsait bir vaziyette kar şılmakta ve şarkı cenubî Avrupa'ya vaziyeti ıslah imkânı bahşedildiği za man müşkülâtı hazıradan kolayca sıyrılabilecek gibi görünmektedir. 1932 / 1933 bütçesi henüz tasdika iktiran etmemiştir. Bütçenin yekunu 11,400 milyon dinar (427,5 milyon lira) olup 1931/1932 bütçesinden 1,800 milyon dinar noksandır ve 1925/1926 senesindenberi en dun miktarda tanzim edilmis bir bütçedir. Bu bütçede harbiye ve maarif neza • retleri masraflan çok kısılmıştır. tkra miyeler °fc 5 11 derecesinde tenzil ve taliki mümkün biitiin sarfiyat but çeden ihraç edilmiştir. Nezaretlerin bütçelerinde yapılan tenzilât heyeti umumiyesi itibarile °(i 20 dir. Yeni sene bütçesinde geçen seneye nazaran fazla olan yegâne fasıl devlet borçlan olup bunun yekunu geçen senenin 1,222 milyon dinarına mukabil 1,558 mil yon dinar (58,4 milyon lira) dır. Bunun sebebi kısmen düyunu hariciye tedtye müddetlerinin temdidi, kısmen de 1931 senesinde aktolunan 1 milyar Fransız frankı stabilizasyon istikrazı ve geçen teşrinievvelde temin edilen 250 milyon Fransız frangı istikrazıdır. Yeni senenin varidat muhammenatı da çok azalmıştır. Bilhassa vergfler 1,601 milyon dinardan (60 milyon lira) 1,170 milyon dinara (44 milyon lira) indirilmiştir. Maamafih bu tenezzülü telâfi etmek üzere damga resmi arttınlmış, maarif vergisi ihdas edilmiştir. Bütçede iki mühim nokta göze çarpmaktadır. Biri varidat kısmına tamirat bedelâtı olarak hiç bir meblâğ vazedihnemesi, diğeri de 700 milyon dinara baliğ olan dalgalı borçların 6 sene zarfında maafaiz ödeneceğine dair Maliye Nazırımn beyanatıdır. 1931/1932 senei maliyesinin ilk sekiz ayı zarfında tahsilât 7,330 milyon dinar (275 milyon lira) ya baliğ oi muştur. Geçen sene ayni tnüddet içinde 8,092 milyon dinar idi (303 milyon lira). Son iki senei maliyenin ilk 8 ayı zarfında vergiler ve inhisarlar hasılâti şu vaziyettedir. 1930/31 1931/32 (Milyon dinar hesabile) Bilvasıta vergiler 2.435 2.052 Bilâvasıta vergıler 1484 1.210 İnhisarlar hasılâtı 1622 1.515 Şimendifer, posta ve telgraf, devlet ormanları ve madenler hasılâtında ge çen seneye nazaran mühim bir fark yoktur. HAYRETTlN ŞÜKPÜ İHEM NALINA MIHINA Bir kaç düşünce... Bayram tatilinden evvel sütunumu bir hafta kadar, başka arkadaşlar ve yazılar işgal etti. Çünkü şiddeth' bir diş apsesi muhterem karüerimle hasbıhal etmeme, dertleşmeme mâni oldu. Bu gün tekrar işe başlarken evvelâ bu hastabktan aldığim bir ibret derrini yazayım: Büyükler küçükleri istihfaf etmemelidir. Çünkü bir kaç gramhk" küçücük bir dişin 9 0 kiloluk koskoca bir adamı hummalar içinde on gün yahrdığım ve hatta biraz daha gayretle öldürebileceğini hayli ıztırap pahasına öğ • rendim. Rahatsızhğım biraz hafiflediği za • man şöyle bir göz gezdirdiğim gazete • lerden bazı notlar çıkardım ve fıkralar yazdım. İçinde hoşa gitmiyenler olursa fazla ateşten mütevellit hezeyanlar nev'inden addedip geçmenizi rica ederim: Bizim dört akşam, üç sabah gazetesinin top yekun bir tek Bulgar ve Yunan gazetesi kadar satamadığrnı merak e der, dururdum. Allah razı olsun,Hari« ciye Vekili Beyefendi bu merakmn izale buyurdular. Cenevre'ye giderken Cumhuriyet muhabirme vaki olan kısa beyanatında gazete okumadiklarmı soy» lemisler. Hariciye Vekilimiz bile gazete okumazsa gazetelerin satılmamasuidan tabiî bir şey olur mu? İtalya Cemiyeti Akvamdan çekîle cekmiş! Bu havadis doğru mu bilmem? Fakat asıl biz, hiç bîr netice çıkmıya • cak olan şu manasız tahdidi teslihat konferansmdan çekilsek te bu parasız» lıkta, murahhaslanmızm seyahat masraflarını tasarruf etsek hiç fena olmaz. Hem, bu hareketimizle konferansa iştirak eden 50 milletin en akıllısı oldu • ğumuzu da isbat ederdik... Rıhtım şirketi, tarifesine zam îtffmîfn Ben, bu talebi gayet tabiî bulurum. Çön« kü son günlerde meydana çıkarılan yo!> suzluklardan dolayı tazmînat ve ceza vermeğe mahkum olacağuıa göre, bu parayı çıkarmak için en iyi tedbir, tari» feye zam yaptırmak değil midir? Bir münakaşa Cenevre 19 (A.A.) Tahdidi teslihat konferansmda ilk kararın müzakeresi esnasında zuhur eden bir hîdi • se, kararın ittifakla kabulünü tehlikeye düşürecek gibi olmuştur. M. Titulesco, bu ilk karar suretini tahdidi teslihatın Cemiyeti Akvam misakının sekizinci maddesi ahkâmına göre icra edileceği suretinde tefsir etmiş olduğundan M. Litvinoff bu tefsir tarzının karar suretini kabulden kendisini alıkoyacağını söylemiştir. Bununla beraber M. Litvi noff karar suretini nihayet kabul etmiş ve daha sonra bu metni kendi tçfsir tarzına göre kabul eylemiş olduğunu beyan etmiştir. Bundan sonra konferans, ikinci esas, ikinci prensibin müzakeresine başlan mıştır. Rus'lara Karşı harp! İngiliz Başvekili Paris'e gidiyor Rus'lar Japon'ların hazir Iki Başvekil arasmda yeni bir mülâkat olacak landığınt söylüyorlar Moakova 19 (A.A.) Tas» ajansı bildrrryor: İzvestia gazetesi, son Harbin nümayislerine tahsis eylediği bir başmakalede şunlan yazmaktadır: Beyaz muhafızlar Soungari köp • rüsii mfilâkmdaki teşebbüslerinin akim kaknan üzerine şimdi de Hartrin'de siyasî bir infilâk meydana getirmeğe çalışıyorlar. Bundan bir kaç gün evvel, Har bin'deki Çin zabıtasi müşaviri Ja • ponya'lı Yagi, Sovyet başçehbenderÜg4 binasında taharriyat yapılması hususunda Çin polisini memur eylemiş bulunuyordu. ' Ayni zamanda, Japon askerî fırkası da şarkî Çin demiryolları mddür muavini M. Kouznctzowe'un yazıhanesinde beyaz muhafızlar vasıtasile taharriyat yaptınyordu. As • kerî ihtilâf çerçevesini genişletmeğe çalısan bir takım Japon askerî anasm, Sovyet'lerin Mançuri ihtilâfma ait olarak takip ettikleri bitaraflık siyasetini, kendi askert plânları için bir mâni gibi telâkki etmekte ve bundan dfolayı Sovyet'lerin muslihane siyasetlerine sistematik bir şekilde hücum eylemektedirler. Japon'yada «sergüzeştculeo mahafili de efkâri umumiyeyi Sovyet'ler aleyhine tahrike çalışıyorlar. Aslı, esası olmıyan bîr takım hava • disler nefrederek Sovyet'lerin noktai nazarlarını sükut ile geçiştirmektedirler. tzvestia gazetesi bunlara ilâveten, Mançuri'den gelen Sovyet aleyhtm haberlerin sahteliğini bildiren son Sovyet tekzipnamelerinden hiç birî•inin Japon gazeteleri tarafmdan nesredilmediğini beyan eylemektedir. tzvestia diyor ki: «Ezcümle hiç bir Japon gazetesi jeneral Ma'nın Sovyet'lerle olan münasebet hakkındaki Sovyet tekzibini neşretmemiş ve M. Litvinof'un Dzidgi gazetesi muharrirlerinden birisine vermi* olduğu söylenen beyanatîna ait Sovyet tekzibine ufak bir tel mihte bile bulunmamıştır.» Bundan başka Sovyet ajanlarınm Mançuri'de «tahrikât ile meşgul olLondra 19 (A.A.) tngiltere Başvekili M. Makdonald. gözündeki rahatsızlığın mütehassıslarca vahim olduğu ileri sürülmesine rağmen yann saat 15 te hava tarikile Paris'e hareket edecektir. Mumaileyh, oradan gece trenile Cenevre'ye gidecektir. İngiliz Başvekilinin Paris'ten geçtiği sırada M. Tardieu tarafmdan karşılamnası ve aralarında bir mü lâkat vukuu ihtimal dahilindedir. dukları hakkında çıkarılan şayiaların tamamen asılsız olduğuna dair 15 nisan tarihinde İzvegtia tarafmdan neşredilen başmakalenin hulâsası hiç bir Japon gazetesinde neşrolunma • mıştır. Bu mücadeleden maksat, Japon efkâri umumiyesini askeri taarruzun müstakbel inkişafı için şimdid'cn ihzar eylemek içindir. Japon milletini gözleri bağlı olarak yeni felâketlere karşı götürmek için aldatıyorlar. Hâdiselerin miis takbel inkişaflarınm mes'uliyeti, hükumet siyaseti üzerinde nafiz olan Japon mahafilinde nakabüi inkâr bir surette ait ve raci bulunmak tadır.» Japon'ların noktai nazarı Tokio 19 (A.A.) Reuter ajansı bildiriyor: Rus'larla Japon'Iar arasmda Mançuri'nin şimalinde bir gerginlik hâdis olduğuna dair şayi olan bazı endişeli haberlere rağmen Japon hükumeti vaziyeti sakinane bir surette nazari itibara almakta ve vaziyette yakın bir istikbalde ciddTî inkişaflar vukua geleceğine ihtimal verme mektedir. Jeneral Tamon'un ikinci fırkasınm Liaoyang'a gitmek üzere yarın Harbin'den müf arakatinin mukarrer olması Japon askerî makamlarınm Sovyet'lerle bir müsademe vukuuna ihtmial vermemekte oldukları zannı nı uyandırmaktadır. Ankara'da nafi yağmurlar Ankara 19 Burada nafi yağmurlar yağmaktadır. Sırbistan'da neşrolunan sınaî ve ticarî raporlar cihan buhranı iktisadisınin ne kadar umumî ve cümullü bir mahiyet aldığını gösteriyor. Daha düne kadar, halen dünyanın en zengin devleti Fransa'nın ciddî maii yardımlanna mazhar olan Sırbistan'da bile buhran kendini şiddetle hissettirmeğe başlamıştır. BU umum maden ocaklarının istihsalâtı azalmış; bilhassa bakır istihsalâtı geçen seneye nisbetle % 36, demir % 74 düşmüştür. Kereste fabrikalan kabili • yetlerinin yarısı üzerinden çalışıyorlar. İspirto, et mahsulâtı, şeker, yağ, kâğıt, cam, ayakkabı ve sun'i gübre ticareti simdiye kadar görülmemiş derecede fenadır. Imtiyazli Ziraat Bankasi tara fından 1931 senesi zarfında köylere da\Kinci mukâfatı kazanan mülâzım Saim B ğıtılan krediler ancak 349 milve (Kısmet) yon dinar (bir dinar 3,75 kuNis 17 (Hususî) Beynelmilel ruştur), 13 milyon Türk lirabinicilik müsabakalarında mülâzim sından ibarettir. 1930 da bu kredi • Saim Bey Kısmet ismindeki atile i • ler 757 milyon dinara (28,4 milyon likinci mukâfatı kazandı. Bu suretle ra) balig olmuşhı. Mahsulâtı ziraiye zafer direğine Türk bayrağı da çe için muktazi olan naktfn teminindeki kildi. Buradaki Türk'ler bu mu • müşkülât dolayısile köyler meteliksiz vaffakiyetten çok memnun oldular. kalmışlardır. Bunun için buğday inhi EMtROĞLU ZlYA san ciddiyetle mevzuu bahsolmakta CUMHURİYET Mülâzim Saim Tuna iktisadî birliği etrafında cereyan Beyin râkip olduğu ?Kısmet» ismin eden müzakerat büyük bir alâka ile takip olunmaktadır. deki at, Karacabey harasında ye • tiştirilen halisüddem Türk atlann 931 senesi ihracatı sıkletçe 3,323,426 dan biridir. Mülâzim Saim Beyin, ton, kıymetçe 4,801 milyon dinar (180 beynelmilel müsabakada kazandığı milyon Türk lirası); hhalât 1,133,110 bir muvaffakiyet ne kadar tebrike ton, 4,800,3 milyon dinardan ibaret \ lâyık ise, memleketimizde yetiştiri . olup haricî ticaret bilânçosu böylece Ien atlann da bu muvaffakiyetlerde 700,000 dinar takriben 26 bin küsur lira bir fazlahk vermiştir. âmil olması o kadar memnuniyet • bahştir. Yugoslâvya'nın haricî ticareti (Milyon dinar hesabüe) İthalât Ihracat + Ihracat fazlası İthalât > Nis muhabiri mahsusumuzun mü1931 4,800,3 4 8010 f0.7 sabakalara takaddüm eden günlerde 1930 6,960 6,780 180,0 yazdığı mektubu berveçhi ati der Son üç sene zarfında Yugoslâvya'nın cediyoruz: ticareti hariciye kıymet yekunları berNis 12 (Hususî) Nis'te on iki veçhi atidir: senedenberi beynelmilel binicüik yaSene Milyon dıııar Milyon T L. 1929 15.510 581 rışları yapılmaktadır. Fakat bun • 1930 13 740 510 lardan hiç birine bu seneki kadar 1931 9,601 360 ehemmiyet verilmemiştir. Bunun belDemek ki Yugoslâvya'nın ticareti halibaşlı sebepleri şunlardır: riciye yekunu 1929 senesine nisbetle Nis yarışları önümüzdeki yaz mev 1931 de °fc 40 derecesinde azalmış siminde Amerika'da (Los Anjeles) tır. 1932 senesinin ilk üç ayı zarfında şehrinde icrası mukarrer beynel vaziyette bir salâh husule geldiği iddia milel müsabakada hangi milletin edilemez. Sanayii henüz inkişaf etme • muvaffakiyet kazanması ihtimalinin miş Sırbistan gibi bir memlekette her fazla olduğunu gösterecektir. ne kadar tehlikeli olmamakla beraber Nis beynelmilel binicilik yarış • işsizler günden güne ziyadeleşmekte ları komitesi Fransa da dahil olmak belediyelerin bunca gayretlerine rağ • üzere her milletten azamî bes süvari men önüne geçilememektedir. Istatis • zabitinin müsabakaya îştirakine ka tikler iflâsların çoğaldığını gösteriyor • rar vermiştir. Bu karardan maksat sa da, bu rakamlardan hakikî bir mabitaraflık kaidesine son derece riana istihracı güçtür. Zira, alacaklılar, yet etmek arzusudur. günden güne fenalasan ahval ve hâdiNis yarışlarına ilk defa olarak iş sat karsısında büsbütün kaybetmek se ne kurtanrsam kârdır düşüncesile hatirak eden Türk süvari zabitlerinin reket ederek cebri tasfiyelerle istifayi alacakları neticenin umumî merakı mucip olması da bu ^ebepler arasın matlup eylemektedirler. Kânunusani 1932 ihracatı 218,2 milyon dinar (8,2 dadır. Bura gazeteleri bu münase milyon lira), ithalâtı 228,2 milyon dibetle Türk süvarilerinden uzun uzanar (8,6 milyon lira) dır. Halbuki geçen dıya bahsediyorlar. Nis yarışları nisanın on yedisinde senenin ayni ayı zarfındaki ihracat 384, ithalât 410 milyon dinar; mütenazıran başlıyacak ve yirmi dördünde bi 14,4 ve 15,3 milyon Türk lirasına baliğ tecektir. Müsabakaya iştirak eden olmuştur. milletlerin adedi sekizdir: İrlanda, Ticaretin geçirmekte olduğu bu buhBelçika, Çekoslovakya, Türkiye, İ rana rağmen malî itibann teessns et • talya, îspanya, Portekiz ve Fransa. mekte olduğunu gösteren emareler varYarışlann tafsilâtını ayrıca yazacadır. Bankalar nezdindeki mevdoat ey ğım. lâl 1931 nihayetinde 13,235 milyon EMİROĞLU ZlYA dinar, takriben (496 milyon lira) iken teşrmisanide en dun bir dereceye düşmüş ve kânunuevvel 1931 de tekrar 12,170 milyon dinara (456 milyon lira) yükselmiştir. Mart 1932 nihaye tinde 13,000 milyon dinardan aşağı Ankara 19 (Telefonla) Gayri olrmyacağı tahmm edilmektedir. Hü mübadiller heyeti burada Başvekil İsmet Paşa tarafmdan kabul edil • kumet 1 kânunusani 15 mart 1932 iki miştir. Heyet, metaliplerini Başvekile boçuk ay zarfında millî bankadan 437 milyon dinar (16,4 milyon lira) istik bildirmişlerdir. raz etmi*tir. Bir çok vadesiz düyunat Heyet, bir kaç gün daha burada uzun vadeli borçlara kalp ve yalnız vakalarak temaslarına devam edecekdesiz düyunatm karşıhğı madenî ola tir. Gayrimübadiller heyetinin ga rak muhafaza edilmekte olduğundan yesi, gayrimübadil bonolarını kıy nakit tedavülü mes'elesi kolaylaşmakmetlendirmek, bunlara bir çok kartadır. Millî bankanm 1931 nihayetinde şılık göstermek suretile faiz veril altın mevcudu 1,945 milyon dinar iken mesini temin etmektir. Müsabakalardan evvel Teşekkflr Tedavimde göcterdikler! ihtîmamdan dolayı kulak, boğaz ve bnrun haatalıkları mütehassısı Dr. İhya Sa» lih Bey ile mektep arkadaşlanm Dr. Süleyman Ethem ve Osman Şera • fettin Beylere. diş tabibi Hüsametthi Fuat Beye teşekkürü vazife bilirirru Bedel verenlerin Askerlik müddeti Ankara 19 Bedeli naktî veren mükelleflerin talim müddetinin dört aya tenzili hakkında bir tasavvnr vardır. Yenİ bedeli naktî iâyihası Millî Müdafaa ve Bütçe Encümenlerine sevkedilmiştir. Ankara 19 (Telefonla) Himayeietfal Cemiyeti, çocuk haftası ve bayramı için programı hazırlamış ve memleketin her tarafına tamim et • miştir. Çocuk bayramı içîn burada büyük hazırlıklar yapılmaktadır. Bugünkü Yeni Gün'de Server Bedi'in «Kadın Arıyo rum» romanı ve devrin en he • yecanlt tarihi hattratı olan es • bak Dahilıye Nazırı Hâzim B. in\ «Darağact dibinde» tefrikası başladı. Çocuk haftası için hazırlık İsmet Pş. gayrimübadiller heyetini kabul etti Seyfi Pş. teftişe çıkiyor Ankara 19 (Telefonla) Günvnk Umum Muhafaza Kumandam Seyfi Pş. gelecek hafta cenup mmtakasuu teftise gidecektir. Başmakale: Bina vergisi Abidin Daver Evet ve hayır: Bilmece Peyami Safa Mezarsız kalan sadrazam! Müverrih Hikâye: Aşağı komşularım Muazzez Tahsin Bursa Elektrik Şirketinde Bursa 18 (Hususî) Bursa e]ek trik şirketi bir İtalyan grupuna devre» dilmiştir. Yapılan idare meclisi içti maında müdür M. Hans istifa etmiş • tir. Yerine şirketi devir alan grupun Türkiye'deki müesseselerine umumî müdürlük eden M. Bertola tayin edil miş, murahhas azalığına da M. Neri seçürmştir. rennüm eden bir Rus asılzadesi görülmemiştir. Terennüm eden ceneral sarı, miyop ve yüzünde simasının, halâvetsizliğini affedememesine matuf daimî bir hiddet alâmeti bulunurdu. İçlerinde gül yanakh olmıyan bir o idi... Iren: Litvinof, neden oturmuyorsu nuz? Dedi. Delikanh teslün oldu. Ha vada tesbit edilmiç sabit nazariı ve ipek gibi favorisini kar gibi elile ya» vaş yavaş okşıyan diğer bir genç. fakat şişko ceneral: İ say, Valirien, give me some fire. Dedi. V. Ratmirof kendisine gümüş bir kibrit kutusu uzattı. Hanımlardan biri de... Bari sigaranız var mı? Dedi... En nefis sigaralarım var, kouMabadl var, Spor, memleket, Radyo, Diinya hâdiseleri tan birine yaklaşmağa muarız bu • lunmakta ve diğer hanımlar, işi göz kırpmağa. tebessüm etmeğe ve hayretlerini ifadeye kadar vardırıyor görünmekte idiler. Karısının çocukluk dostu ile ne konuşmak lâzım geleceğini tayinde mütehayyir bulunan Ceneral V. Ratminof: Çoktanberi mi Baden'de bulu • nuyorsunuz ? Dedi. Litvinof cevap verdi: Pek çoktanberi değil. Mültefit ceneral: Epey kalmak niyetinde misiniz? Daha bir karar vermedim... Ah! Ne iyi!... (?) Ceneral sustu, Litvinof keza. İki sinin de sapkaları elinde idi, gözgöze bakıyorlardı... Cenerallardan biri: «Deax geudarmes, un beau dimanche» Şarkısını tutturdu. Tabiî yanlış terennüm ediyordu. Zaten doğru te • CUMHURİYET'in tefrikast: 22 DUMAN Müterciml Moharrlrl Haydar Rifat /. Turgeniyef Kadınlar en mutena tuvalet lerle tezeyyün etmişler, erkekler yepyeni, siyah ve bellerini sıkan rödengot, gri pantalon ve mükellef şap kalar giymişlerdi. Hepsi siyah kravatlı îdi ve hepsinin hal ve ta vurlarından bir asker vaziyeti is • tişmam olunuyordu... Litvinof çok yüksek tabakalara tnensup genç ceneralların bir kır eğlentisine tesadüf etmiş bulunu yordu. Ehemmiyetli adamlar olduğu her hallerinden, yapma cazip tavurlanndan, necabetle memzuç tebessüm • lerinden, daigın ve mültefit nazar larından, anlaşıhyordu. Omuı kalİ l boy kıriflarında, diz itminanın kat'iyetinden mütevellit büküşlerinde hep bu okunuyor, datitizliği de hafifletmişti. Büyük bir ima bir maiyete teşekkürle hitap patırtı ile istenilen yerîere yerlesti eder tarzda seslerinin ahenğindeki tenezzül ve istiğnaya kadar her hal rildikten sonra bütün arzuları memnun edebilmekte aciz duyan gar leri bunu ifşa ediyordu... sonlar çağırıldı. Litvinof sütünü Bütün bu harp ilâhı vaziyetini içip parasını vererek bastonu elinde taşıyan kahramanlar mükemmelen sıvışmak üzere bir kısım cenerallayıkanmış, iyice tıraş olmuş, bilmem rın toplandığı masayı dolaşırken ne suîarı sürünmüş ve buna diinya bir kadın sesi kendisini durdurdu: nın en kibar sigara kokulan da sin Litvinef, benî tanımıyor mu • mişti. sunuz? Elleri baştanbaşa kibar, beyaz, Gayri ihtiyari olarak durdu. Bu uzun; parmaklarının ucları fildişi ses bir zamanlar kalbini sık sık sar • gibi tırnaklarla müzeyyendi. Bı san bir sesti: yıkları parlatılmış, dişleri berrak, Döndü ve Iren'i gördü. Masar.ın derileri ince, yanakları al. çeneleyanına oturmuş, ellerini bir sandalyeri gök maviye yakın idi. Bir kısmı şen, şatır; bir kısmı mütefekkir, dal nin arkasına dayamıştı. Başı mail, yüzü mütebessim idi. Kendisini dik gın; fakat hepsi de rnüstesna bir katle ve sevinçle muayene ediyordu. yükseklik ile mümtaz bulunuyordu. Kadm birbirini görmedikleri on se • Zevahir bu idi. Ferden her biri kıyneye yakın bir müddettenberi çok deraetinden, devlet kadrosunda müsğişmiş ve küçük bir genç kızdan sertakbel röllerinîn ehemmiyetinden samimiyetle mütmaindi. Simdi ec • pilmiş, şahane, tam ve her manasile bir güzel kadın olnebi bir ırm!~kette keyîf ve neş'e muş olmakla beraber Litvinof toplamak için bulunmak fikri o kendisini derakap tanıdı. Narin boyu, hayret verici bir halde genişlemiş, evvelîeri pek dar olan omuzlarının münhanileri, kadim İtalyan sa raylarının tavanlarında bulutlardan sıyrılır görülen ilâheleri andırır bir hal almıştı. Fakat güzel gözleri hep o idi .. Bu onlardaki güzelliğin daha ötesi yok demekti. Tıpkı Moskova'nın küçük evinde baktıkları tarzda bakıyorlardı. Tereddütle: İren dedi. Hele Yarabbi... tanıyabildiniz. Ne kadar memnunum. ne kadar... Kızararak doğruldu ve fransızca olarak devam etti: Güzel tesadüf! Müsaade ediniz de sizi kocamla ta nıştırayım. Valerien! M. Litvinof, çocukluk dostum... En genç cenerallardan biri, belki en şıkı, en zarifi yerinden ok gibi fırladı ve Litvinof'u büyük bir neza ketle selâmladı. Arkadaşlarının her biri esalet çerçevesi içinde mahpus bh terbiye neticesi olarak böyle aas