Cttnthtniyet Mart i > 2. Gothe'ninyüzüncüsenesi f raartın yhmi ikinci günü, tam yüz yıl evvel sönüyordu: Gothe!.. Alman milleti, bu yüzüncü yıldönümü mü nasebetile bütün beşeriyeti, cihanşümul bir ihtifale davet etti. Bu sön • müş şiir ve f ikir günesini, her millet minnet ve şükran dilile anacak, büyük sairin eserlerinden birîni, bilvesile temsil suretile Alman kavminin şerpfli davetine icabet edecektir. Şiir ve fikir meftunu Türk milleti bu nimeti kaçmr mı? Bizde de Gothe'yi anmağa candan karar verildi. Darülbedayi, büyük üstadın eserlerinden SteuVyı 22 mart gecesi temsil ede cektir. * # * Şiir, fikir ve ilim sahalarında Gothe'nin meydana getirdiği eserlerin büvüklüğü ve yüksekliği karşısında şaskrn ve hürmetkâr kalmamak mümkün değildhr. Bu koca Alman dâhisinia eserUrini okuyanlar bHirler ki, Gothe insanda, ebediyyen silmmez ve kaybolmaz te«irler, intibarlar bırmktr. Hayatımda çok kitap okudum. Btr çogunun mevzuunu, batta ismini bile unuttum. Ancak, bundan otuz sene evvel, Daha çocukken okudu • ğum Verther'in, bende bıraktığı intiba, elân şiddetini muhafaza ediyor. O dakikalarda dnyduğum hazzi dü • şündükçe, sinirlerim, iliklerim, di • mağım, elân mütelezziz ve müte • heyyiç oluyor. Bediî heyecanın bu şiddeti, eserin mükemmeliyetini gös • teren başlıca ölçiidür. tntiba ve heyecan o kadar şiddetli olmuştur ki, Verther'i okurken bulunduğum, şehir, ev, oda, hâlâ görümün önüne geliyor!.. Hele, Faust'un bıraktığı intibaı ifade için, söz bulmak çok güctür. O, gök gürlemelerini, ve şimfekleri andıran heybetli eserde: Ademoğlunan bilgi ve aevki pesindeki eidali, hele hayüanhğtn meyil oe innyakınt temsil eden Mephistophelet ile beseri mefkureyi teşhit eyliyen Faust'un mücadeleti, tnsan dimağının yetiştirdiği en ytiksek şiirlerden biri ve belki bi • rincisidir. Hayat ve gayret ne kadar abe« olursa olsun, adetnoğlu, tasavvur ettiği mefkureye doğru koşacaktır.. Didişecektir.. O gayeye vara • bilmek için, dövüşecek, hırpalana • cak, kinlıp dökülecek, fakat gene koşacak, serap dahi olsa. O: Bilgi, »«vki ve mefkure cennetine doğru atifaeak, ebediyyen atıiacaktır!.. Faust'u beğenmemek yalnız onn değil: Şiir, felsefe ve hayat mefhumlarnu anlamamak, fikri seviye itibarile yükselmemiş olmak demektir. Hiç şüphe yoktur ki, Faust: Düşüneele . rinra derinliği, şiirinin güzelliği itibarüe, beşer dimağının en sönmez ve ölmez bir şaheseridir!.. Malumdur ki Gothe 1749 da Frank Sehir ve memleket haberleri ~ Siyasî icmal ) Ladam O Kamelya ttfaiye Raşit Rıza tiyatrosunda Tevsi edilecek temsil ediliyor Gruplarda yeni memu riyetler ihdas ediliyor Belediye îstanbul itfaiyesinin esaslı surette ıslâh ve tevsiine karar vermistir. Itfaiye için yeniden bir çok alât ve edevat ahnmakla beraber teşkilât ta tevsi olunmaktadır. Terkos onbasılığı, telefon nöbetciliğî, sıbhiye neferliği borazanlık gibi vazîf«*ler şim^ive kadar mevcut itfaiye efradı ta rafından yapılmakta idi. Bu vazifeleri gören ve ayni zamanda itfaiye işlerile de uğrasan efradm yangmlardan dön^'îkten sonra bitap bir hale çeldikleri nazari dikkate alın»r»' bu işler tamami'e aynlmıstır. önOmürdeki sene^n itibaren B";yoğlu, fstanbul ve Üsküdar çruplarmda istihdam edilmek üzere altı terkos onbıtsısı, on telefon no betçisi, altı sıhrıiye neferi, üc borazan almacak ve bunlar itf«iye Bundan baska itfaiye gruniannda çali«mak üzere otuz bes şöforle seksen be» nefer almacaVtır. Bilhassa buviik yanarınlarda yancrm maKalli ile merkez ara • sında mubabere temini maksadil'' ttfaiyeye telsiz cihazi ahnması da tasavvur edilmektedir. Büyük Alman dahisi ve eserleri Rüstemîye Insanhğın, yirmi otuz asırdanberi, îzmîr'e gîttî yetiştirdiği büyük dâhîlerden biri, bu Ambarlar kmir'de aç» larak muavene edilecek Bir kaçakcıhk hâdisesi yiizünden kaptanı 9 ay hapse mahkuna olan Rüstemiye vapuru dün îz mir'e gitmistir. Malum olduğu üzere gaz yüklü olan ve bu hamulesini İzmir'e çıkartmak mecburiyetinde bulunan Rüstemiye vapurunda kaçak h a v yar bulundu«u mevkuf kaptan tarafmdan iddia edlimisti. Bu mü nasebetle vapurun ambarlan mühürlenmisti. Vapur hamulesini !ımir*de bosalttı^ı sırada ambarda kaçak eşya olup olmadığı anlasılacak ve vapur sahibi hakkmda ona göre muamele yapılacaktn*. Belçika'da üç resmî lisan Avrupa'nın siyasî muvazenesmi tehdit eden gayet nazik ve mühim bir mes'ele nihayet halledildi. Bel « çika devletini ikiye ayırmak ve inhi> lâl ettirmek istidadım gösteren lisan mes'elesi dostane bir surette bertaraf edilmiştir. Coğrafî vaziyeti gayet mühim olan bu memlekette lîsaa mes'elesi halledüemeyip bu devlet parcalandıği takdirde Avrupa'da yeni bir harbi umuminin tohumu ekilmiş olacaktı. Belçika'da öteden • beri resmî lisan fransızcadır. Mek • teplerde, darülfünunlarda, mahke melerde ve hülrumet devairinde bu lisan muteberdir. Halbuki memleketin sekiz müyona baiift nüfusundan üçte ikininrn lisanı maderzadı almancava çok yakın olan flamancadır. Fakat bu unsur harbi umumive kadar millî vahdet meveu divetini îzhar etm'vordu. Harbi nmumide Belrika'nın Alman ordulan tarafından senelerce tsgal edilmiş ol» ması ve Alman oolitikacılann tetviki Flaman'larda fransızeaya karşi husumet ve kendi lisanlarına karşı derhı bir muhabbet uvandırmı^tır. Harp bittikten sonra dahi bu hareket de vam etmiştir. Vaktile fransızcadan baska bir li«an kulUnmivan mHnevver Flaman'Iar hep birden bu lisana boykot etmisl«»rHir. Bunlar mtmta zam bir mücadele acarak evvel A bir darülfünunda lisan tedrisinîn mün • hasıran flamanca olmamnı temin etmislerdir. Fakat bunun ile kanaa* etmiyerek Flaman unsurunun ek«eriyette bulunduğu yerlerde ve askerî kıt'alarda fran«ızcamn terkedilme • sinde ısrar etmişlerdir. Bu hareket Belçika'da d«f aatla kabine buhranlanna sebep oldn. Fla • man'lar Beiçika'nm ikive bölünmesini bile «ozlerine almışlardı. Fakat niha. yet Belcika parlâmentosunda kabul olunan bir kanun Iâvihasile Belci « ka'da üc türlü resmî lisan olmasi kabul edilmistir. Flaman'ların ekseri yetle bulunduâu yerlerde a»^ık reirmî ve tedrisî lisan flamanca ve Voloniarın çok oldukları yerlerde resmî H . sanın fransızca olması ve paytahtta her iki lisanin müştereken kullaml ması ve Alman unsurunun buiunduğu yerlerde dahi resmî lisanm almanca olması kabul edilmiştir. Belcika devleti üç lisanı da resmî olarak kabul etmek ile siyasî inhilâlden kurtuTmnş ve ayni zamanda Avrupa'yı nazik ve korkunç bir mes'eleden halâs etmiştir. MUHARREM FEYZt Gothe fort'ta doğmuş, 1832 senesi martının 22 ind günü ölmüştür. 176S ve 1768 senelerinde Lyrique parçalar (Şairin inadı) ve bir komedi (Cürüm şerikleri) yazmışhr. Gothe 17701771 senelerinde Strasburg'da hukuk tah • silini bitirdi. 1772 de Vetzlar'da iken (Lotte) Charlote Buffe'yi tantdı, ve onu Verther adlı eserinde ölmez âmalar arasma çıkardi. Stella (1775) te yazılmiftir. Şair, gençliğin kaynak ve taşkın üslubunu yavaş yavaş bı rakıyor, ona mukabfl, sağlam ve klasik tarzı ihtiyar ©diyordu. 1792 de Fransa'ya karşj açılan »efere iştirak etti. Fransa »eferi unvanh eseri bunun canlı ve sahih bir hikâyesidir. SchillerMe (1794) te tanıştı. Bu tanışıkhğın surdüğü on yıl içinde Gothe parlak eserler vücude gethrdL Bunlar arasinda Dorothee ve Hermans, Cormthe'in nifanhsı vardır. 1790 da baslıyan Faust'un bhinci kı*mı, (1803) te taroamlandı. Garp ve şark divanı adlı şiirler bundan aonra nesredildL Faust'un ikinci kısmı da şahrin son günlerinde 1832 senesinde çıkmıştır. Gothe ayni zamanda, büyük bir âlhn idL (Nebatatın ist!haleleri) 1790, (Optİk) 1791, (Renkler naza riyesi) ve saire gibi ilmi eserlerinde gösterdiği keskin zekâ hayrete şa yandır. İlmin, Utikbalen bulabileceği bir çok büyük hakikatleri Gothe bu eserlerinde evvelce tahmin ve istihraç etmiş olmak gibi harikali bir deha gâstermiştir. • •• Hulâsa: Emsalsiz bir şair, zeki bir devlet adamı, kâşif bir âlim olan Gothe, beseriyetin yetistirdiği en büyük, en noksansız, en şümullü dâ* hilerden biridir. O derecede ki, bu büyük üstat artik, bir Alman olmaktan çıkmış; şiir, san'at ve fikir âsıkı, bütün insanlığin müsterek ve bey • nelmüel gönlünde ebediyyen yerleşmiştir. YUSUF OSMAN OşDeri Deniz hamamları Beiediye tarafından on sene müd • detle iki müteahhide ihale edüen tstanbul deniz hamamlan, nrakavelesi, mu> kavele ahkâmı tatbik edflmediği için, beiediye tarafmdan feshedflmif, mü • teahhîtler de zarar ve zîyan davan açnnslardı. Mahkeme, bu davada bele • diye lehine karar vemns, mukavelenrâ feshini tasdflc etmiştir. tstanbul'daki deniz hamamlan mS teaddît möteahhitlere ihale edilmişttr. Maamafih bu müteahhitlerin de yülcsek malî vaziyetleri olmadığmdan deniz bamaralan arzu edflen şekli alamamıstır. Belediye, bu isi kendisi yapacakbr. Şehir çeşmeleri Belediye bu sene Halkalı ve Knk • çeşme sularına ait bentleri tamir ettirmistir. Bentlerde kâfi derecede su bu • lunmaktadır. Belediye, metruk ve bakrmsız kalmıs çeşmeleri tamir ettirmeğe ve balkm flıtiyacını temin eylemeğe karar vermistir. Löna Park! Takshn bahçesinde bir Macar grupu tarafından yapılacak lünapark için Belediye Oe yapılan muzakere uzerine mukavele, Muhittin Bey Ankara'dan geldikten sonra imza edilecektir. Macar şirketi, Taksim bahçesmi lünapark haline koymak için bir milyon lira sarfedeceğini söylemektedir. Gürültülü bir içtima ( Birtnei sahifeden mabait ) kongresine gönderildiklerinî ve fakat burada btr talebe cemiyetleri kon • federasyonunun içtimaı bulunduğu» nu, diger taraf tan böyle bir toplan • tıya iftirak salâhiyetini haiz olma • dıktannı söyliyerek salonu terket mislerdir. Bundan sonra tekrar madde madde nizamnamenin müzakeresine geçilmiftir. Maamafih bu maddeler birJiğin esas mahiyetine ait olmadıkla nndan, olsalar dahi evvelce kabul edilen konfederasyon umde«ine muhalif bulunmadıklanndan üzerle • rmde fazla münakasa yapılmamıştır. Nihayet saat 17,30 da nizamna • menin kabulü bitirilmiştir. Badehu mtihabata geçilerek Mül kiyeden Hasan Şükrü, Âli Ticaretten Şevket, Edeblyttan Macit, Fenden Naei, Tıptan Muzaffer Cambulat, Mimariden Necmi, Dişçiden Mahir, Eczacıdan Resh, Baytardan Kemaî B«yler idare heyeti azalikları için seçilmiflerdir. tdare heyeti azaları yann Fen Fakültesi talebe cemiyetinde toplana rak, kendi aralarında taksimi vezaif yapacaklardır. Laypzig*de Türldye! ( Birtnei sahifeden mabait ) alan tasarruf eder). Zamanımızın tasarruf zihniyetini en mükemmel bir tarzda istismar eden bir reklftm değil midir? Türk'ler sergilerinde yalnız ih racat mallannı değil, ayni zamanda akıllara hayret veren içthnaî ve siyasî mkılâplarmı da en müessir bhr sekilde tanıtmağı bildüer. Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasmdaki farkları mukayeseli fotoğraflarla gösteren köse, her garplinin kafa • sindaki köhne akideleri ve bayat ka naatleri kökünden kopanp atmak îçm kâfidir. Doseldorf'ta çıkan bir gazete de söyle diyor: «Türkiye valnız mal değil, ayni zamanda bir fikir de teşhir ediyor. Beynelmilel emta mübadelesinin güçlesti&i bu devîrde avni möbadele prensibi üzerine müstenil' bir Türk Alman pazar ittîhadi fikri, hiç süphesiz ki Laypzig beynelmilel sererisinin en büyük kazanctdır. Bütün bu tarzdaki takdirkâr mütalealan sütunlarla nakletmek kabüdir. Ben »imdilik bu kadarla iktifa e. deceğim. Laypzig »erpi*inde Türki • ye'raizi bu kadar muvaff«ıW?ve1te temsfle muvaffak olan Millî tktisat ve Tasarruf Cejniyetmt tebrik etmeği bir vicdan borcu addederhn. ZEKİDOĞANOĞLU Ayasofya'daki mozaikler Amerika Bizans asan enstitüsu tarafmdan Ayasofya camiindeki mozaiklerin meydana çıkanlması için bashyan ameliye hayli Oerlemiştir. Bu isle mesgul olan doktor Daston'un shndiye kadar yaptığı tetkikat kısmen bitmistir. Mozaikler, kireçle örtülü olduğu için bunlan temizlerken mozaiklerin bo • zuhnamasuıa azamî şekflde itina edilmektedir. Bu isle alâkadar olan Amerika'lılar hiç bhr masraftan çekinilmiyerek bu • nun muvaffakiyetle hitama erdirilme»i için doktor Daston'a talimat vermislerdir. * Ladam O Kam&ya* dan bir sahne Rasit Rıza ve arkadaslan evvelki ak^ara Aleksandr Domafis'in lâye nnrt eseri Ladam O Kamelya'yi oynadılar. Bu eser Kemal Ragıp Bey ta • rafından selis bir türkce ile lisanı raıza tercüme edilmiştir. Rasit Rıza bunu evvelce bir defa da EHza Bi nemeçyan ile oynamıs ve çok muvaf • fak olmustu. Bu defa Eliza'yı, Mina Hantm is • tihlâf etmîş, yani Margrit rolüne Mina Hanım çıkraıs, Avni Bey de evvelce Raşit Rıza'nın oynadığı Arman rolünde deruhte etmifti. Raşit Rıza bu defa yalnız ücüncü perdede Ar • man'ın pederi olarak sahneye çıkmıstır. Piyesin merkezi sikleti üçüncü perdede temerküz etmektedir. Diğer perdelerde; ağlebi ihtunal az prova edilmiş olmasından ve Avni ile böyle mühim bir rolde ilk defa karsı karsıya gelmiş bulunmasından, Mina Hanımın biraz ağır oynadığı görülüyordu. Fakat üçüncü perde bunu tama mile telâfi etmiş, Raşit Rıza ile karşı karşıya gelince bütün tiyatro he yecan kesilmiş, san'atkârların mu • vaffakiyeti halk üzerinde tesîrin! göstermiştir. Bir çok kimseler bu aşk sahnesini goz yasları ve hınçkırık • larla takip etmişlerdir. Arman rolünü oynıyan Avni Beyde büyük bir istidat görülmektedir. Raşit Rıza, evvelce kendi oynadığı Arman rolünü, Avni Beye vermekle ayni zamanda genç san'atkârlar vetiş. tirmek hususunda sayani takdir bir harekette bulunmuş oluyor. Raşit Rıza Per rolünde mutat zaf erlerinden birini daha kazanmıştır. Arman rolünü muvaffakiyetle tem • sfl eden genç san'atkâr Avni Bey de, bu fırsatı kendisine veren üstadınm elini halk önünde hürmetle öpmüş • tür. Yunan tötönleri ve fransızlar Yunanistan hSkumeti 1931 senesi 23 mavısmda yaptığı ticaret mukavelesüe Fransa'ya tercihan sarap ithalini tcmin etmiştir. Fransız'Iar ahiren bu raukaveleyi değistirmişler, sarap yerine Fransa rejisinin Yunanistan'dan tütün ahnası ta • karrür etaıiştir. Yunanistan hfikvmeti bundan bat • ka Avusturya ve îsveç rejüeri ile de mukaveleler aktetmiş, mukabilinde eşya almak sartfle tütün satmak için her iki hükumetle anlasnustır. Kurban bayramı ve tasarruf cemiyeti Millî tktisat ve Tasarruf Cemiyeti Kurban bayrammnt yaklaşması mfinasebetile bazı kararlar vermistir. Bay • ramda millî fabrîkalar mamulâhndan olan şekerlemeler ve bilhassa memleket mahsulü kuru yemişlerle Ocram edOmesi, bayram hediyesi olarak millî banka kumbaarlarmm verilmesi için propa • ganda yapılacak, sokaklara afisler yapışhnlacakbr. Cemiyet vitrre müsabakalannda lüzumu kadar muvaffakiyet gösetrilemediğini nazari itibara alarak, msmlekette vitrin yapacak san'atkâr yetiştirmek üzere bir kurs açmayı kararlaşhrmıstn'. Piri Reisln bir kitabı Meşbur Türk deniz kumandanlarmdan Piri reism şehrtmizdeki kütüpane lerde meşhur bir kitabmın bazı nüshalan bnlunmustur. «Kitabı Bahriye» ismindeki bu kıymetli eser el yazması olup içinde bir çok haritalar vardn*. Maarif Vekâleti bu eserleri Ankara Etnoğrafya mazesinde muhafaza edecek» tir. v e Oslkârc Kom'syon tasîiye ediliyor Türk ve Yunan hükumetlerrâin yeni sene bütçelerine Muhtefit Mübadele komisyonu için tahsisat koymadıklan yazürmşb. İki hükumet, komisyonun sureti kat'iyede tasfiyesine karar vermiştir. Komisyon kapandıktan sonra heniiz halledflmemis mes'elelerin halli için iki hükumet Hariciye Vekâletle • rinde birer büro teşkfl olunacakbr. Bu bütçeler iki taraflı çausarak muallakta kalnuş mesaüi braVeceklerdir. Mahalle bekçileri möşteki 1 Mahllle bekçflermin sün bir inzibat altma almmalan bekçilar arasında ademi memnuniyet tevlit etmiştir. Bekçfler bazı makamata müracaat ederek ge celeri mahallelerde dolasmakta, gündüzleri de polisin enıri albnda çalış • makta oldukTarmı ileri surerek istira • hat etmeğe imkân bulamadıklanndan şikâyet etmislerdir. Fakat verilen mahnnata göre bekçiler bu iddialartnda samimî değildirler. Evve'ce mahallelerde sakalık eden, hususî işler gören bekcüerin bu isleri yap> malanna müsaade edümemesi men • faatlermi haleldar etmiştir. Maamafih Dolise yeniden beşyüz kisi müracaat e» derek bekçi yazılmak istemistir. Amerika'lılar tutön alıyor Haber aldığımıza göre Amerikan Eksport Tobako tütün kumpanvaaı her sene Bulgaristan'dan almakta olduğu 750 bm kilo tütünü bu sene Edirne ve havalîsinden almağa karar vermiştfr. Şhket Edirne'de mubayaata baş • lamıstır. Dfcçi mektebi talebesinin Halkevinde bir müsameresi Bir milyoner geldi Karon isminde bir Amerika'lı milyoner kızı ile birluEte dün şehrimize gelmiştir. Mr. Karon buradan Yunanistan'a gidecektir. Karaya oturan vapuı timon tiatı arttı Bir hafudanberi limon fiatlerin da sayani hayret derecede bir yükseItf vardır. Bundan bir hafta on gün evveline kadar perakendeciler üç limonu bes kurusa verdikleri halde bir kaç gtindenberi limonun tanesi üç kurusa çıkmıstır. Bu mevsim, portakal ve limonun en mebzul bulun • duğu ve fatlerinin de o nisbette düsük oltnası lâzımgelen bir mevsim dir. Limon fiatlerinin yükselifinin hakiki sebebi nedir? Bunun sebebini tahkik etmek belediyenin, ticaret müdiriyetintn vazifesidir. Limon çok lUzumlu bir şeydir. thtflkftr varsa mflsebb?pleri kanunun Htikmfine razı olmalıdırlar. Evvelki gün sk yüzünden Boğaz hariemde Bol burnunda karaya o • turan ttalyan vapurunun tahlisine ça> hşılmaktadır. Vapurun vaziyeti teh» Hkeli olmamakla beraber kurtanlamamıstır. Vecihi B.in konferansı Sivil tayyareci Vecihi Bey Moda'^a inşa ettirmekte olduğu hangarda, Aerokulüp'te shril tayyarecilik dersî alan talebeye dün bir konferans ver» mistir. Afyon fiatları yükseliyor Hamburg piyasasmda afyon fiatleri yükselraektedir. Bu yükseliş Istanbul, tzmir piyasasma dateshr et> mistir. Bir hafta evveline nazaran bir okka afyonda 2 buçuk Iıralık bir terakki vardır. Afyon tacirleri fiatlerin artacaŞını nazari îtibara alarak mallannı sat mıyorlar. Haücevinde aralannda güzeH bir müsamere tertip eden Moda Kraliçesi gidiyor üarülfünun Dişçi subesi talebe cemiyeti dün Halkevinde bir müsamere vermistir. Müsamere talebeler arastnda tertip edildi ğinden hariçten hiç kimse çağnl* mamıştir* Dîşçi mektebi tatebest Talebe cemiyeti reisi Mahir Bey, toplantının manası etrafında bir kaç söz söyliyerek arka • daşlannın kendi aralannda is • tedikleri gibi eğlenebileceklerinî bildirmiftir Dişçi talebelerin dünkü müsameresi çok samimî olmuştur. Talebeler den mürekkep bir saksifon heyeti bazı parçalar çalmış ve gecenler birbirlerile dansa kalk miflardnr. tki gün evvel Avusturulya'ya git • mek Szere tayyaresile Londra'dan şehrimize gelen tngütere*nin moda kralçesi Lady Chartor'dan Aeroku • lüp'te bir konferans vermesi rîca e • dilmiştir. Lady Chartor bugün hareket et • mezse bu aksara kulüpte btr konfa» rans verecektir.