19 Şubat Cumfoariyet SON TELGRAFLAR Nebatî yağ maddeleri Almanya dayatıyor Alman heyetinin Cenevre konferansına teklifi: «Devletler bana benzemelidir!» Cenevre 18 (A.A.) Havu a Jansı bildiriyor: Terki teslihat konferansındaki Alman murahhas he yetî, Almanya'nın silâhtan tecridi içîn takip edilmiş olan hattı hareke*in Cemiyeti Akvam azasmdan olan her devlet hakkında tatbik ve kabul edilmesini mezkur cemiyete teklif etmektedir. Heyeti murahha&a aynî zamaada mecburî askerlik hizraetmm ilgaaım, hücura arabaları (tank) isthnalmin, askerî tayyarecüiğin, tahtelbahirle • rm, tayyare taşıyan gemilerfn, ze hirK gaz kullanılmasmın, bakteriyolojik harbin men'ini, harp gemileri tonilâtolarımn 70 tonaya ve bahriye topları çapınm 280 milimetreye indîrilmesini teklif eyiemektedîr. Deniz kuvayi askeriyesi yalnız gönüllii kaydı suretile yapılacak ve hudutlara mücaveretleri itibarile komşu devletlerî tahdit edebilecek olan istihkâmatın inşa ve istimali de menolunacaktır. Alman heyet' bundan başka bütçe lahdidatı hasebile yapılan askerî raaaraflar barie ohnak üzere masarifatı askeriyeye dair verilecek î.amimî malumat mukabiünde umumî va hususi silâh imalinin bir nizam «l'.mı V4I*IBI ve ithalât ve ihracatının ownedihnesini talep etmektedir. Bu taleplerm tatbikmı bir kontrol muHi temin eyliyecektir. Cenevre 18 (A.A.) Tahdidi tesîihat konferansmda bugünkü celsenin bidayetindp M. Nadolny, kürsüye çtkarak muhtelif heyetlere evvelden tevzi edilmiş olan Alman tekliflerini tahlil etmiştir. Alman mümessili Cemiyeti Akvam misakmm bütün milletler hakkında tatbiki lâzım gelen sekizinci maddesinin hazırlanacak mukavelede nazari itibara almması icap ettiğini de il«vc ettikten sonra demiştir ki: «Yapılacak yeni mukavele, Kont Apponyi'nm isbat ettiği veçhile, sulh muahedelerinin tahdidi teslihata müteallfk maddelerinin yerini tutma Anketimize gelen cevaplar İ H F M NALINA] fl I L 1 I NflHfNAİ Şiir ve edep ülkesinin şahına bir kıt'a Çoktanberi âlemi girü edepte nami] isidilmiyen ve bu igtirabı püriktirap yüzünden prestişkâlan arasında' büyük bir teessür ve tahasaür hii kümferma olan zilii şairi k%a.m, Filo< rina'lı Nar.ım Beyefendinin Unvanile yeni bir kkabı intişar etmiş olduğunu dün haber aldım. Büyük isminin içinde kocanun bir filo sığdığı için denizcilik merakım dolayuile bir kat daha sevdiğim F:.lorina'lı Nazım Beyefeadi, her ne . dense bu eseri kıymettarmdan bana bir nüaha göndermediği için, kitabın intişarını güzide şairimiz HalU Ni hat Beyefendiden öğrendim. Hatta Halil Nihat Bey, bu kitap münase . betile güzel bir takriz de yaznua. Benim şiirden mahrum yavan sütunumu süalenıek üzere o güzel kıt'a» yı burada nesretmek için müsaade istedim. Müsaade ettikleri için aynen yazıyorum. Bnvuk sazr Fı'crina'h Nazrvı Bevefendiye Şahtatn sirö edep ülkesinin ey Nazim? Saara zümresi hakkında ne isfe*se desin. Anlayıp hadrini Hâmit, seni etsin tebcil, Bence tebcile seza şairi âzam sensin f 900,000 lira Rüsvet vermisler! için harice ne veriyoruz? Ayvalık Zeytinciler Birliginin noktai nazarı: Daha vazih bir lisanla arzedebiliriz ki haricten nebatî yağ iptiddi maddeleri ithal etmemekle araşitçilerin iddialan gibi harice sevkedebildiğimiz ve pahah satabileceğrm'z emsali maddeleri ve meselâ zeytinyağmt daha az ihraç edecek değiliz. Ihracatımız gene artacak, memîeket kuvvet ve kabüiyeti ihraciyesi azalnnyacaktır. Çünkü ba talebi fazla istihsalâtımızla karşılıyacağtz. Ve temin edeceğiz, bunu da rakamiar ve memleketin Lozan muahedesmden beri geçirdiği on senelik iktisadî hayatimızm faaliyet ve kabiliyet derecesmi gösteren statistikler isbat e diyor. Pahah malı satıp ucuz malla işi • raizi görmek ve aradaki farkı ka zanmak nazariyesi bugün millî i': tisatta iflâs etmiştir. Ve bilhxssa memleketimizde amelî sahada 'atbiki bu neticeyi vermiyor. Arzettiğimiz gibi dahilde teessüs eden nebatî yağ fabrikaları ihtiyaçlarmı fazla tstihsalimizle karsılar ve bu teşvik ve himaye ile ihracatımızı da her sene arttırıyoruz. Bu hususta diğer bir makalemizle rakamlarm bariz ifa • desiai RAzari ıttılaınıza arzedebtliriz. Türk milleti başında Gazi'si "e bugünkü büyük liderleri olduğu halde mevcudiyeti pahasına yokluğu bir mâni bilmiyerek uğraştı. Ve düşmanIarını kendi hariminde ezdi. Ve kahretti. Esaret zencirlerini kırarken iktisadî istiklâlini de temin ettL Is • tiklâl harbinin neticesinde Ulu Gaz'nin Lozan ahitnamesinin kahr<tnu>n kumandanı İtmet Paşanın millete en kıymetlî hediyelerinden biri de knpitülâsyonfarın iigasınm alâkadar devîetlerce de tasdik ettirîlmesidir. TSrk milletî kaprtülasyonlarm mevcudiyetini ortaya koyarak kanı ile ve bütün kuvvetile kaldırmağa nruvaffak olmasma mukabil bugün hâlâ idame ettirilmesmi aramizda yaşıyan ecnebiler ve onlarm tâbü olduklan hükumetler değiî, kendi aramızdan bir zümrenm çaliştıgınr görmekle müteellimiz. Evet Cumhuriyet hükumeti ianı yii teşvik için bir kanun teklif etti. B. M. Meclisi de bunu sanayiknizin inkiyafını temin için bilâtereddüt kabul etti ise ntan maTısuratırnız ,tc hine rtmdiats^ı'dan ve Fransa'dan her nevi ıuaumdan muaf olarak bir nevi kapitülâsyon tmtiyazatile mücehhez olarak ecnebi metamın memleketimizde sarf mı ve buna muka.bil çzftçinm atıl kalmaauu temin için yapmadı, ruhu kanun emsali mad delerin memtekette yetişmediği veya kâfi gehnediği takdirde muafiyet'.erden istif adeyi bahşediyor. Bu rakamlarm ifadesi karşıstnda ve memleketbsnz ziraat toprak ve iklimicin kabiliyeti önünde eğümek lâzundır. Ve Türk vataadaş' sıfatile sizden ve tentsil ettiğiniz zümreden iğümenizi görmek isteriz. Izmir Rıhtım Şirketi tahkikatı yeni safhalarda Izmir 18 İzmir Rıhtım şirketi tabkikatı gün geçtikçe daha fazla ehemmiyet kesbetmektedir. Şirketin dalavereli işleri için 43 sene zarfmda muhtelif kimselere 900,000 liraya yakın rüşvet verdiği aDİaşılmıştır. Ştrket 43 sene evvel teessüs et tikten sonra 500,000 frankla İzmir'de gaz depoları yapmağa teşebbüs et miştir. Bilâhare bu teşebbüsten vaz geçmiş, fakat 1932 ye kadar 43 sene bu 500,000 frank için hUkumetten yüzde altı faiz ve yiizde yanm unortiaman almıştir. Yalnız bu suiistimal hükumete 13 milyon ıltm franga mal oknuştur. Şirketin denizden doldurarak rumIara sattığı, bilâhare rumların firan üzerine tekrar zaptettiği metruk emval hikâyesi de hazine için bunun kadar zararlı bir iş olmuştur. Şrrket bu suiistimalleri sakiamak için darma öteye beriye rnşvet ver mtşth*. Son sirket komiserinin bu meyanda 83,000 lira alarak Avrupa'ya kaçtığı söylenmeJctedrr. Şirketin iki eski memurunu son zamanlarda işten çıkarması bu suiistimallerm anahtarmt ele vermiştir. Metnurlar hükumete müracaat ede rek bütün bildiklerini anlatmışlar, hu soretle adEye işe vazryet etmiştir. Adliyece buraya cagırılan Gad Franko Ef. yarm İstanbul'a gidecektir. Tahkikatı idare eden HalH Ziya Bey tstanbuPdan buraya gehnişth*. Bu mes'ele ile meşgul olan Naf ıa hukuk müşaviri Avni Bey de yarın ge lecektir. Şirketin mevtuf müdörîerî kefaletle tahliyeleri için icap eden parayı henüz bulamamışlardır. Tevfik Rüştü B. \Imanya ve İtalya'dan tebrik telgrafları akiı Cenevre 17 (A.A.) < Anadolu Ajansının hususî muhabtri bildiriyor) : Terki tesJihat konfermn sında irat ettiği nutuk nrinasebetiie Harictye Vekilimiı Tevf* Rüştü Bey İtalyan'm BerKn sefirî M. Orsmi Barone He AJmanya Başvekilmden ve o esnada Ro • ma'da bulunan Italya Hariciye Nazırından samimi vc hararetii tebrik telgrafları akntş, Sovyet Hariciye Kontiseri M. Lkvmof tarafmdan tekrar tebrik edilmiş ve nutuk her tarafta iyi bir makes bulmuştur. lıdır. Almanya tahdidi teslihatı ciktirmemeleri şartile Fransız tekliflerini itina ile tetkik edecektrr.> Almanya mümessilinden sonra sös alan M. Malinof şimdiye kadar bir taraflı olarak silâhlarından tecrtt edilmiş bulunan Bulgaristan'm Cemiyeti Akvam misakntda zikredilen tedbirlerin kat'i surette kuvvetlen • dirümeıini, bu tedbir ve çarelerin müessiriyetinin arttırılmasını, hu kukça müaavat usulüne riayet edilmesini, her milletin kendi ihtiyaç ve an'anelerine uygun bir askerî mü • kellefiyct usulit kabul etmekte scrbest oknasmı, çünkü Bulgaristan'a bir gönüllü ordusu bulundurnaas* hususunda tahmil edilen mtıh:ij»lîn memleketin kudret ve vesaitine tevafuk etmedigini bey an etmiştir. Cenevre 18 (A.A.) Avastnrya murabhası Baron PflügeL Fransız teklifleri ile diğer teklifleria nriâfk olduğvnu beyan, fakat mcmleketi aamma bütün akitier için müaavct talep etmiştir. Her Nadolni'nin ixahait Avtuiuryefmn fihri Anadolu'da kıs . Of'ta bir çıg dört kişıyı oldurau Trabzon 18 (A.A.) Of ile Bayburt arasında bir dağ yolunda mfithiş bir çığ dört kişîain ölümüne sebep olmuştur. Aynca hayvan da telef ol • muştur. Kaatamunu 18 (A.A.) Dündenberî vilâyetin her tarafında yeniden kar yağmağa başlamıştır. Karadeniz kısmen sfsli, karlı ve fırtınahdir. Kara yolları henüz açılmamıstır. Sehir her taraftan karla örtüldür. Ilgın, Çankırı tarafmda yola çığ düşmüş, kardan dolayı güçlükle yapılan posta nakKyatr durmuştur. Emlâk Bankası Fransa*da ' Kabine buhrani j 5 2,5 milyonluk obligasyon M. Penlove kabine teşki;ıkaracak line memur edildi Anfcara 18 (Telefonla) Emîâk Bankası heyeti umumiyesi bugün top Iandı. Içtfmada sermayenin yüzde el K o e sabip olan Maliye Vekâleti na • n n a Maliye Vekili Abdülhalik Bey balundu. Iktisat Vekâleti komueri o • larak Cemal Ziya B. gehnişti. Meelis rapora, biîanco, kâr ve zarar hesafa, rnurakıpler raporu okundu ve tasvip edMi. İçtima sonunda Malîye Vekili Ban • kanm tesrsinm memleketin ımarma mataf Iflsaıımıı ve cytam nokudonon emin bir şekilde tenmiyesi olmasma bma en emvali gayrimenkule mukabiü 3c noat, faâ ve komisyonlannın tenzili hmmundakı mesaiyi takdir ettiklerni, banka masarifatı umumiyesinin azhğı • yözde 12 olan bu miktarm : on buçBga tenzflînin muvaftk görüMüğuiHİ, Meclisi Idare tarafııufan ihraa için mezuniyet talep edilen 2,5 milyon Krahk obHgasyomm tefrik ve ihracın» Heyeti Umomiyece kabnl edil diğini ve 931 senesi zarhnda olunan mesei netkesinin şayani piniyet bulundoğona söyledi. Baaka meclisince ihraç edilmesi kabul olunan 2,5 milyea lirabk obligasyon mes'eleai içi» tetkikat icrasına bugiin • lerde başlanacaktır. Paris 18 (A.A.) Bu sakah saat 8,30 da Reisicumhur M. Doumer, M. Tardieu'yü kabul etmiştir. M. Tar dieu, Reiaicumhurun nezdinde 1 saat 10 dakikakahntşt». M. Tardieu, saraydan çıkarken şu beyanatta bulunmuştur: « Cenevre'de ohtp biten şeyler hakkında Reisicumhura malumat arzetmek için geldim. Reisicumhur, buhramn şöndiki hali dolayısile yapmış olduğu istişareler hakkında malumat verdi. Ben kendisine beynelmi. lei vaziyet Jolayısile ve hali hazırda nran'akit bir konferans mevcut olduğundan bütceyi kabal ve intihabatı icra etmenin zaruri «kbtğumıt söyledim. Bir kaç senedenberi bilâfasıla yanraış olduğum veçhile bvgün de her türlü teşriki mesaiye amadeyim. Faka< her ha^gi bir fırka ve teş/3k<cü? aleyhine müfeveccih olıaamak *artiledir.» Saat 10 da M. Painleve, Riyaıeticumhnr kâtifci ımnnııiw M. Hulssaaan He birlîkte gelnaiştir. M. Painl T«, saraydan saat 4a çıkmıştır. Mumaileyfc, gazetecJe^e şv beya aatta bulunmuştur: « ReisicuBihsr, yeni kabmeyi teşka Bursa'da 2 evi olan Bir dilenci yakalandı! Borsa 17 (Husosî) Zabıtanın Hatice isminde dilenci bir kadın hak • kında yaptığı takkikat şayani hayret neticeler vermiştir. Hatice'nin faize ve tilmiş 1000 kiisur lirası olduğu, Yeşil semtinde iki de evi bulunduğu anla şrfmıstır. Kadm mahkemeye verihniştir. Japon maslahatgOzarı Aakara 18 (Telefonla) Japon ırıaslâfcatgüaarı Hariciye Vekâleti Vekilini ziyarede bir miiddet konuştu. etmek vazifesini tevdi eylemek luthsnda buhmdular. Kendilerine pek yakatta mömkün olursa ba akşam kat'î bir cevap arzedeceğimi vadeyIedim. Vaziyetin pek yakmdan tet • kiki icap etBaekte oiduğundan ce vabmMn ne oiacağını bilmenrv. HemeB mutat teşebbüsleri icraya şitap ede» ce$in*. Ayaa ve meb'usaa reisleri ile görüşeceğim. Sonra da M. Laval ve Tardieou'yü göreceğim. > {Ayvalık Zeytinciler Birüği tarafmdan gönderilen cevabm ilk hıs • muu dün neşretmistik Ba mektubun ikinci ktsm'ru da bugiin dercediyoruz:"} Gene 1931 senesinde haricten: 250,000 lira kıymetmde 750,000 kilo »anayide müstamel yağlar. 600,000 lira kıymetinde 3.800,000 kilo sanayide müstamel koko. Yekunu olan 850,000 lira. Mem • lekette imali pek mümkün iken haric ten ithal edilen bezir yağl mevzuumuza Uhai edilmekle dahili hesap etmediğimiz Halde 1,000,000 liraya karip paramız ec nebiye gidiyor. Bu rakamlar sizi ürpertmiyor mu? Millî servetimizden akıp giden ve bu 56 fabrikantn kanalmdan geçen bu servetten müstağni miyiz? Biz buna tahanrmül edemiyor ve müsaade e • dilmemesini istiyoruz. Herke&in, her ailenin zeytinyağ yetnesini ve yalnız zeytmyağı üe idare olunmasını iddia etmiyoruz. öyle olsa nüfus basına tspanya'da olduğu gibi 9 kilo zeytinyağı ?=arfı imkânı olur ve o zaman 14,000,000 Türknüfusuna 130,000,000 kilo zeytinyağı lâzım gelirdi ki bunu millî mahsulâtımızla ancak tekmil ya • banî zeytinliklerimizi ehlilestirdiğimiz zaman temin edebiliriz. Bunu heı* halde temenn: ederiz. Fakat bizim iddiamız Türk çiftçisine de iş bulmak imkânı varken Hindstan'dan koko getirmeğe mecbur olmadığrmız ve fakir halkm ih • tiyacını karşılıyacak daha mugaddi, daha sıhhî ve daha ucuz mem'eket mahsulâtmdan nebatî margarin yagları temini mümkün olduğudur. Bunun aksine söz söyliyebilir miyiz? Haricten îthal olunan 4,000,000 kilo kokoyu calışan fabrikalarm is tihsalâtı ihtiyaca kâfi midh*? Seneden .«eneye tezyidi zarureti yok mudur? Bunu millî mahsulâtı • mızla temin etmek daha iktisadî ve vatanî bir vazife değiî midh? Zaten vejetalm cihant ti » caretine harbi umuminm bir hediyesidir. Alman'Iarın (Erzatz) dedik • leri bir maddedir. Nitekim günden giine mevkiini diğer nebatî marganinlere terketmektedîr. Daha mu gaddi ve daha sıhhî sert yağlar i • mali bugiin içir> mümkün ve bu imalâta Iüzumu olan iptidaî maddeler memleketimizde yetişmektedir. Bu f abrikalar tesisatlarmı tedbil ve su sam, günebakan çiçeği ve emsalî yağlı maddelerden (dürsissömun) suretile nebatî margarinler imaline çalışmalıdırlar. Bu techizat fazla bir paraya mütevakkıf değüdir. Bahusus milletin iktisadî mevcudiyeti mevzuu bahsolduğu hu sırada hiç dîişünülmez. Bizce aıJ zarar bu fabrikaJarın mevcudiyeti sebebile her sene harice verdiğîmiz milyonlarca liradır. Nebatî yağ iptidaî maddeleri için harice verdiğimiz her Türk lirası serveti milliyeden eksilmiş ve mttkabili tamamen kaybolmuş bir paradnr. Ve ecnebi malı için tediye olunan her Hramız bh Turk aîlesmm bh gün> lük geçimi mukabilidir. Bu suretle Türk çiftçismi aç bırakıyor ve Hia distan zürraını zengin ediyoruz. Millî noktai nazardan bu iddiamız ta mamen bir hakikati iktisadiyedir. Çiinkü bu fabrikalar millî mahsnlâtı işletseler ha"ice bugün içm veriien bir milyon lira memleketimizdeki çiftçiye dağılaeak ve gene bir Türk köyiüsü sâyi ır.ukabili bn parayı alacaktır. Paramız, servethniz ket»dimîzde kalacaktır. Bugün için bizce memleketimizde milyonlarca kilo iptidaî maddeler varken barice koko içm verilen para haks eşyaya mnzeyyenata veribniş paradan dah=* zîyade hedroJmuş bir paradır. Çünkü onlar hiç olmazsa bir ibtiyacı tatmin eder. muşiar, boşuboşuna gagalaytp duruyorlar. Demiryolu istikametinde bir kaç çapraz karakalen* çizgisi: Tufeğini otnzuna verev asmış bir süvari jandarma kim bilir nereye gidryor. Yer bembeyaz, gök masmavi, a • ğaçlar çizgi çizgi, ve şehh bh sarhoş rüyasmdan daha pushi .. Çıtır, çıtır; çıtar, çıtnr!... Diş diş kar, kumlaşmış kar, iki mezarcuun ayaklarmdaki nalçak kunduralarla konuşuyor... Ve iki mezarcı; ellerini sakolartnın ceplerine sokmuş, kukuleteleriai kaf alarına geçirmiş, omuzlarını yukarıya kısmış, yanyana, iz bıraka bıraka gidiyor. Çıtır, cıttr; çıtır, çıtırî... 3 Şairi âzamımtzı tebcil Halil Nihat Cezrî tedbir! Mecidiye kö>, Şişli, hatU Beyoshi halkınn UCUÎ et yediren mübarek bir karye idi ve gaKba, bu ucuzluk yüzünden Mecidiye köyü her gün biraz daha büyüyordu. tstanbul belediyesi, halkın bu köyden ucuz et almas«n4 mâni olmak icin düşündü, taşmdı ve bazı çarele/ buldu. Birinci çare, o civardan gelen halkın paketlerüri ve ceplerini araştırıp et çıkarsa, kaçak et diye musadere etmekti, fakat za« bıtai belediye memurları, berkesia cebini ve paketini araştıracak kadar bol olraadıkları için bu çare sökraedî. Ben, Belediyenin. Mecidiye kö yünde de eti pahalıya sattırmaam yolunu bularak bu isi kökünden. haîledeceğini iddia etmiştim. Iste ikincî çare, benim bu kehanetimi doğru çıkardı. Mecidive köyü belediye hududu dahilme ahndı ve oranın kasap • ları da, ahalisi de bizim gibi. <nez • Bostancı köprüsünden Pendiğ'e kadar uzanan yerlere geldi. Onların da İstanbul'a ilhakı yakındır. tstanbtıl civarındaki köylerm halkma tavstye ederim: Eğer, köylerini Istanbul belediye hududu dahUine sokmak ia terlerse hemen bir kasap dükkânı açsınlar ve ucuz et satsınlar. Çabucak emellerine nail olurlar... ama Istanbul belediye hudutlan dahiline girmek istemek gafletrai gösteren kim? Ayvtdzk Zeyimcüik Birliği HAYAT ANSİKLOPEDİSİ İkincı cuz Evkaf Terkos'u Dava etti Idare şirketten 50 000 lira tazminat istiyor Evkaf İdaresi Terkos kumpanyası aleyliin« elli bin lirahk bir zarar ziyan dava« açnııştır. Davanm mevzuu şudur: Terkos gö&nün bulunduğu mahallin et rafmdaki arazi Evkafa arttir ve Terkos Şîrketi bu araziyi tah rip etmektedir. Dava< beşinci hukuk mahkemesine intikal etmi», mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş tir. gea vardı. Içi tepeleroe yatak yorgan dolu idi. Köşede yeşil, renkli tenekelerle süslü bir servi sandık, ve üs tümde küçük. fakfon bir semaverle cicili bicili çay takunı.. Arkadaki cikmaz sokağa bakan tek pencereH duvara boydan boya dokuma örtülü bir sedir kurvlmuş. Sarı çubuklu kırmızı dokuma perdeler inikti. Yalnız avluya açılan pencerede» ış*k girryordu. Yere bir yörük kilimi ile bir iki Kırşehir seccadesi serihnişti. Sağ dnvarın önünde bir ince uzun tahta ntasa. Masanm üstüne kadife taklidi bir frenk seccadesi serilmiş. Başka başka renklerde iki karpuz lâmba Ara larında kırmızı mukavva saksı içinde uçurtma kâğıdından yapılmış çiçekler.. Duvara çnrilenmiş Japon basırının üzerine bir çok fotoğraflar, kuşlu çiçekli kartpostallar iliştirilmiş. Mabatli var çıktı Bayilerden »teyimz •••.•...•...„...........................M........... CUMHURÎYETin edebî tefrikası t 7 MEZAR KAZICILAR Mu£arek cenazeler sarhos elile gönülüyor.» dedi. Ben de yavaşça «sus ulan!t> dedira. Gitti beni cenazenin •ahibme şikâyet etti. Bereket versin iasan adaranttş Aci acı, kederli ke • HerTî gnldii de dedi ki: «Hocam! Cenazemîz çok kismetli imiş. Rahtnetli içkiyi pck severdi. Bir »arkoş elile gömüidüğü için ruhu şadolacaktır.» Doğrusu Sarı Dede. Ne biçim îştir «nlamadık ki.. Nanuı kılartz beğenmezler, oruç tutanz inanmazlar, rakı içeriz söylenirler, münafıklık, dedikoduculuk etmeyiz, sinsi derler, narka boyun iğeriz kazdeklarımızdan şikâyet ederler. Evvelki gündü, efendi takımınaan birmin cenazesînî getirdiler, mdîrdik mezara, boyu mu bh parmak k»a Jğri otur doğru söyle demişler. Dedem, bunu ben sana bu bahar getiremem. Malum a o zaman işler biraz açılır. Güz mevsimi ihtiyarların satlıcan mevıimidir. Kerîm Paşanın kayınbabası getiaeüöitAKA GVNDÖZ çen gÛT sonu az kaldı bize geîecekti, bereket versm doktor AK Beye. O «azılmış ne» Ba karda kışta çakılh kurtardı. Ama bu güz sonu şüpheliarazide naaıl kazılsm isterler? öliidir. Tanırsın desrü mi ihtivan? Çok nün ayağı biraz yukarda kalmış. Heiyi, temiz yürekli adam. Zengm de.. rif çıİDştı bana... UUoa kârata! De Geçen hastalığında herkese bir şey dim içimden. Gömdüğümüz adam vasiyet etmiş, beni bile unutmamış. karşı mahalleye güvey gitmîyof' ya, Mezarımı kazacak adama on lira, çdtisini düzeninî düşfinelisn, mezara yanzağma beş lira verin demiş. Bizim tidivor işte.. Yok ayağı çarptknnş, Tok başı aşağı sarkmış.. ÖKi bu yahu? Haaan kahvede uşaklanndan duymuş ta bana haber vermcşti. Neme lâzım Bir şikâyet varsa ahrette yakama ister, tam narkça versin; hoş görü yapıştr rüm, iyi adam iyi adamdtr. VuracaSarı luürtıla tki do*t ğım kazmalar şimdiden helâl olsrm... Dede koynundan çıkardigi paraları Ta.. «zakta iki adam ve üç eşek saydı: kıpırdıya kıpırdıya ufahyor; ufala u Yirmi yedi, yîrmî sekiz, iki fala noktalaşıyor; noktalaşa noktaia«Uha otuz. Al işte. Allan hastana iyişa kayboluyor. Serçeler; gevenkökü, Wi verain. satnantozu jiye yiye işkentbelerî bo Bu parayt ne vaktt gerîreyînı? zulmuş eşeklerin artıklarma kon H« TaJsit kttUytaa geürse. ' Küçük yenge Mezarcı Sarı Dede'nin evi yer katı idL Küçük, toprak bir avlu içinde iki küçük oda.. Mutfak, ayakyolu ve sundurma avlunun sağında.. Hasan odunlan sundurmanın altı na yerleştiriyorken ağasınm kansı pencerenin arkasından seyredîyordu. îş bittikten sonra seslendi: Küçük yenge! Bitti. Başka bir iş var mı? Genç kadın parmak fıkh hanaya çıktı: ŞimdiJik bir iş yok. Geknişken karnını doyur da öyle git. Hasan böyie anaforlara bayılırdt. Karmm tok demedi. Sana şekerli kaygana da yapıvereyun. Zahmet olnaasın. A! Şuna bak, neden zahmet olacakmış? Mangal hazır. soba yanıyor. Bir dakikaokta pişer, gir içeri gir! Çok üşüdün. Hasan yemenileriai taş basamakta çıkardı. Kalın yün çoraplı ayaklan ıslaamıştı. rlanayın temiz, sarı tahtalarmda tabanlarının kirli izlerini bırakarak yürüdü. Soldaki, odaya girdi. Burası hem eşya, hem misafir odatı îdî. Karşıda kapısı açık bir ser