le&ruuevvel 'Camftttriyet BTuflf SON TEIJ3PAFLAP 1 Teşrinisaniye hazırlık Başvekilin Mecliste söyliyeceği nutuk ehemmiyetle bekleniyor Ankara 18 ( Telefonla ) Meclis Reisi Kâzım Paşa Hazretleri bu sabahki trenle Ankara'ya geldiler. Meclis Reisini istasyonda bü • tün vekiller, meb'uslar, erkânı hiikumet karşıladılar. Meclisin küşadından bir hafta Zorbalık ortadan kalkmalı! Edison kimdi, ne yaptı! Büyük adamın Edison için yazılan ve söylenenler İHEM çocukluğu. hususî hailk keşif NALINA MIHINA İzmir'in dertleri Çin * Japon ihtilâfı zödemis'te Toyranh çiftliğinin sahibi Mustafa Ef. çiftliği idare eden ortakçısı Âdem Efendiden alacağınt tahsil etmek üzere kendi » adamlartndan Mürat ve Hüsnü is jf minde iki kisiyi çiftliğe göndermiş f ve parayı matlaka tahsil etmelerinıf sonra Başvekil Meclise gelecek, de kendilerine sıkı stkıya tembih § etmiş. Bu iki adam çiftliğe giderek hükumetin bir sene zarfındaki Âdem Efendiden parayı istemifler icraatmı, vuku bulan dahilî ve Kave alamıyacaklartnı anlamışlardır. ricî hâdisatı izah edecek, MeclisBunun üzerine Murat elindeki çifte ,, tüfeği ile Âdem Efendiyi oldür ten itimat istiyecektir. § müştür. Hüsnü de, kavgaya kanBaşvekilin bu nutku ehemmi • şan maktül Âdem Efendinin zevyetle beklenmektedir. ceti hammın üzerine attlarak boy nandaki beş altın lirayı almış ve mavzerle zavallt kadınt kolundan ağtr surette yaralamışttr.* yatı, yaptığı ve yapmak istediği şeyler Edison'un hayatı Gülü seven dikenine de katlanır Meb'uslarla müntehipler Cemiyeti Akvam mes'e leyi halledemiyecek mi ? toplanıp görüştüler tzmir 17 Bugün Izmir halk evinde tzmir meb'uslan Vasıf, Hacim Muhittin, Osmanzade Hatndi, Sa dettin ve Kâmil Beylerin huzurunda müntehibi sanilerin ve bir çok mü nevverlerîn iştiraklerile bir içtima yapıldı. tçtimada İzmir'in baslıca ihtiyaçları, bağcılık, tütüncülük, afyonculuk, mektep mes'eleleri görüşüldü. Bilhassa tütün bahsi çok hararetli oidu. Söz söyliyenlerin bir çoğu tütün zer'iyatının tahdidi lâzım gel diğini söylediler. Afyon hakkmdaki tahdidatın aleyhînde bulunanlar da oldu. Yeni men'i fuhuş talimatnamesi nîn matlup neticeleri vermediği, mekteplerin ihtiyaca kâfi olmadığı bütün bu işlerle uğraşmak lâzım gel diği söylendi. Meb'uslar teklif olunan fikirleri defterlerine not ettiler. Cenevre 17 (A.A.) Günün ortasına doğru meclis tarafından aktedilmiş olan gizli celseden hiç bir şey ve yahut hemen hiç bir şey tereşşuh etmemiştir. Fakat mecliste mümessili bulu nan 13 devlet • Çin ve Japon mü messilleri bulunmamışlardır Çin'in müracaati üzerine mevzuu bahsolan mes'eleyi esasından tetkike başla mıştır. Çin'in vermîş olduğu metalip listesi şudur: 1 Japon askerleri tamamile çekîlmeden evvel doğrudan doğruya hiç bir müzakerede bulunmamak, 2 Bir kontrol komîsyonu tayini, 3 Sebebiyet verilen hasarlar dan dolayı Japon'ların tazminat vermesi. Japonya'ya gelince Japon askerleri çekilmeden evvel Çin'in, doğrudan doğruya yapılacak müzakere • lerle mahdut noktalar hakkında Ce miyeti Akvamın müdahalesi olmaksızın teminat vermesini istemektedir. Binaenaleyh zâhiren yekdiğerile telif edilemiyecek gibi gorünen ta rafeyn noktai nazarlarının uzlaştırılması müsküldür. Gerek meclis ve gerek Cemiyeti Akvam, bir hal formülü bulmaktan ve meselâ Çin karargâhlarında buIıındunjl»«»k raüş*J»îtl»«« »»»»ırotî Vali Muhittin B. Ankara'dan dönüyor Ankara 18 (Telefonla) İstanbul Vali ve Belediye Reisi Muhittin Bey ile Belediye Fen heyeti müdürü Ziya Bey İstanbul'a gittiler. Muhittin Beyin bu seyahatinde terkos mubayaa mes'elesi hakkında £çmaslajrda bulunduğu muhakkak tır. ıt Vekiller heyetinin içtimaı Ankara 18 (Telefonla) Vekiller Heyeti bugün saat dörtte Sıhhiye Vekilinin riyaseti altında mutat iç timamı yaptı. altında tedricî surette ve kısım kı • sım tahliye ameliyesi yapıldığı sırada alâkadar iki taraf arasında doğru dan doğruya müzakereler icrası gibi bir hal şekli bulmaktan ümitlerini kesmemişlerdir. Bir vapur mürettebatile battı Nevyork 17 (A.A.) Zefferson vapuru, Yonam • Maru vapurunun imdadına koşmuş ve hamulesinin bir kısmını denizin üstünde yüzer bir halde bulmuştur. Yonam • Maru'nun mürettebatı ile birlikte garkolmuf olduğu zannediliyor. Ankara istasyonunda yangın oldu Ankara 18 (Telefonla) lstasyon civarında benzin dolu bir vagondan yangın çıktı. Vagon kâmilen yandığı halde söndürüldü. Mahmut Esat B. istanbul'a geliyor Ankara 18 (Telefonla) Sabık Adliye Vekili Mahmut Esat Bey İstanbul'a hareket etti. "Lehistan'ın,, Cemiyeti Akvama iöi verdiği muhtıra Cenevre 17 (A.A.) Leh hükumeti gelecek tahdidi teslihat kon • feransına bir muhtıra göndermiştir. Leh hükumeti bu muhtırasmda mevcut silâh kuvvetlerinin bugünkü miktarının ve konferansta yapmağa lüzum göreceği tekliflerin haklı ae • beplere müstenit olduğunu isbata çalışmıştır. Felek Bürhanettin Bey arkadaşı mız, kendi gazetesi olan Milliyet'ten başka bütün tstanbul gazetelerinin 1862 senesinde telgrafçılığı öğ Atina seyahati münasebetile kendi • renmeğe başladı. sine vaki olan hücumlannı, hususî Edison 1847 senesinde Mütte • bir kısım tstanbul matbuatının neş hidei Amerika'nın Okio hükumeti riyatı telâkki ederek kendi sütu • dahilinde doğmuştur. Binaenaleyh Post Huran telgraf bürosunda ça nunda bir kurt kuzu hikâyesi anla84 sene yaşamış bulunuyor. lışıyordu. Aradan çok zaman geç tıyor ve bu hücumlan yapanların Bu 84 senelik hayat, asrımıza meden telgrafçılığı tamamen öğren kurt olduklannı, fakat kendisinîn şeref ve refah reren keşifler, icatmiş ve ilk keşfini yapmıştı. 1864 se kuzu olmağa niyetî bulunmadığım larla doludur. nesinde aksi istikametlerden verilen söyliyor. Edison'un ailesi 1730 senesinde iki telgrafm ayni tel üzerinden ge • tstanbul gazetecüeri, Feleğin gerAmerika'ya hicret etmiş, orta halli çirilmesini temin etti. Bu keşfi ona mu serdini görmüş ve yaşını ba bir ailedir. Bu aile bazı kimselerin büyük bir şöhret kazandırdı. Artık tahmin ve iddiaları gibi sefalet için muhtelif şirketlere telgraf mühen • şııy almış olan arkadaşımızın kuzu luk çağını çoktan geçirdiğini bi de değildi. Fakat Edison'un paraya disi olarak dahil oluyor, ve hatırı salirler. ihtiyacı o kadar çoktu ki anası, bayılacak derecede para kazanıyordu. Izmir gazetelerinden aynen alıp Geçen sene gene Atina olimpiyatbası bittabi bunu temin edemiyor Bu sırada elektrikçiliğe merak bu sütunlara geçirdiğimiz şu a ları mes'elesi münasebetile bu sütunIardı. tşte bu sebeple biz büyük asardırmıştı. Tecrübeleri bilhassa bu cıklı fıkra, alelâde bir gazete halarda acı tatlı bir hayli konuştuğumuz damı daha pek küçük yaşta iken mevzu etrafmda temerküz ediyor vadisi addedilemez. Bu zorbalık mürettiplik, gazete muvezziliği, tel du. 1726 da bir maddeyi diğerine Bürhan Beye, bu hücumlardan mü nizamı içtimaiye karşı işlenmiş bir graf memurluğu, amelelik gibi iş sürtmekten hasıl olan elektriği bir teessir olmamasını tavsiye ederim. İL cürüm, can ve mal emniyetine karşı lerde görüyoruz. araya toplamak çareleri düsünül • Yunan'lıların Türk dostluğun» fevyapılmış bir sui kasittir. meğe başlanmış, 1860 da ilk dinakalâde ehemmiyet ve Türk'lere karşı Her hangi bir şahıs ne kadar amo yapılmıştı. Edison bu kuvveti zi son derece cemilekârhk ettikleri bir Edison mektep görmedi. Mekte şikâr bir hak sahibi olsa da kendi aya istihsalî için kullanmak istiyordu. zamanda Türk atlet kafilesinin reisi be devam ettiği müddet toputopu ^ lacağını kendi kuvveti ile tahsil olarak ihtisamla Atina'ya gitmek bu üç aydır. Ondan sonra muallimlik r edemez. Bir şahsın bu tarzda haişin nimetidir; gazetelerin yaptığı hiiyapan annesinden hususî ders aldı reketi memlekette bir anarşi ya 1876 da NevYork'ta bir fabrika cumlar ise zahmeti... ve ondan okumağı, okumanm zev ratmak istemesinden başka bir makurdu. Başına işten anlıyan arka Gülü seven dikenine de katlanır. kini öğrendi. nayı tazammun eylemez. Bizde daşlar topladı ve tecrübelere girisOnun îçin Felek Bey kardeşimiz de Edison'un okuduğu ilk fennî Iriti. Bu sırada diğer ihtiralarla uğraise alacağım kendi zoru bazosuna, bu hücnmlara katlanmak mecî"jri tap kendisme tecrübeler yapması i şıyordu. 1877 de Bell'in bulduğu kendi kuvvetine güvenerek med yetindedir. çin bh* lftboratuvar kurmak ve ayni telefonu amelî bir şekle soktu ve yununu yolda çevirenler, dövenler zamanda bh* çok kitaplar satın alkullanılır hale koydu. 1878 de fonove bir cemaat huzurunda onun mak fikrini Hham etti. Fakat bunun grafı icat etti ve artık bütün kuv haysiyetini ayak altına a 1 anlar, içm para lâzımdı. Babasının, anasının vetini bir elektrik ampulü vttcude almak istiyenler, hatta öldürmek verdiği gündelikle istediklerini yagetirmek îçin sarfa başladı. istiyenler ve öldürenler de vardır. pamazdı. tşte bu sırada 98 gün çamaşır deKurunu vusta insanlanna ya ğiştirmediği ve 112 saat bir dakika kışan şu kötü zorbahğı ortadan gözlerini kırpmıyarak çalıştığı gün*!*' kaldırmak için bu gibi eşhasa karŞu halde yapılacak iş basitti, bu ler ve gecelerle dolu bir devrenin \ şı, kanunun katil fiillerine dair o® parayı kendisi kazanacaktı. Kararı sonunda ilk elektrik ampulü vücut 1§ lan ahkâmı haricindeki ağır ce • nı derhal tatbika girişti. Kanada buldu. ft zalı maddeleri de tatbik etmeli Misigan şimendifer hattına amale 1879 senesi paskalyası gelmeden Geçen haziranın yirmi beşinci gül| ve ihkakı hak için adliyeden başolarak girdi. Fakat bu iş hem yo • Edison'un evi, lâboratuvarı, dairesi nü akşamı gece geç vakit Taksim'de (ft ka bir kuvvet olmadığını her ka rucu idi, hem de kazancı azdı. ve daha bir çok evlerle yirmi cadde bekliyen şoför Receb'in otomobiline \l faya sokmalıdır; diyoruz, f elektrik ziyaları içinde idi. dört müşteri binerek Hahcıoğlu'na Edîson bundan sonra hayatmm gideceklerini söylemislerdir. OtomoBinaenaleyh başka, daha serbest sonuna kadar bu nevi ihtiralarla uğ bil Darülâceze önüne geldiği sırada daha çok kazancı olan bir is bulmak raştı. Son günlerinde Amerika'da bunlardan biri otomobili durdurarak lâzımdı. Düşündü ve gazete mü kolaylıkla yetisebilecek bh nebatinmiş, bir diğeri silâh çekmiştir. Bu vezziliğini cseçti. Demiryolu boyunca tan kauçuk istihsali için sarfı me arada şoförün on altı lirası gasbo gazete satmağa başladı. Bu sıralarda sai ediyordu. Bu suretle Amerika lunmuştur. Dört kışiden Yahya ile okumağa, fennî tecrübeler yap • harp zamanlarında lâstiksiz kal Yunus yakalanraış, diğerinin Mehmet mağ«. devam ediyordu. Evinin kimıyacaktı. isminde biri olduğu anlasılmıs ise de lerinde bir lâboratuvar tesîs etmişhenüz yakalanamamış. Dördüncüsüti. Bunu kâfi görmiyerek gazetele • nün de hüviyeti tesbit edilememisMr. rini sakladığı bagaj vagonunda da Edison uykuya mukavemeti ile bh lâboratuvar kurdu. Fakat lâ meşhurdur. Hatta bazı kimseler hiç Bunlardan Yahya ile Yunus'un dün Ağırcezada muhakemeleri bitmU ve boratuvar ikileştikten ve tecrübeler uyumadığını söylerler. Mes'elenin müddeiumumî tecziyelerinî istemiş ilerledikten sonra kazandığı para hakikati şudur: Edison bazen do Bursa 18 (Hususî) Kocası testir. Karar tefhim edilmek üzere muistediği şeyleri ahnağa gene kâfi gel kuz saat, bazen dört saat, bazen tereci Mehmed'i yemeğine zehir amemeğe başiamıştı. zihnini kurcalıyan bir mes'eleyi hal ' haVeme talik olunmuştur. tarak öldürmekle maznun Hamide ledinciye kadar uyumaz, ondan sonHammın muhakemesine bugün A ra nerede olursa orada sızar kalır j ğırceza mahkemesinde başlandı. MuBu sıralarda on beş yaşında idi. dı. Sigara içer, içki kullanmazdı. Okuduğu kitaplarla devrmin bütün hakeme salonu ağzına kadar dolu Karakolda polis Servet Ef. yi tahfennine vâkıf olmuş, bunlar kafasını idi. Samiin arasında kadınlar ekse • muhakeme edecek yazı yazacak bir Edison'u daha iyi tanımak için en kir eylemekle maznun Kasımpasa'da riyeti teşkil ediyorlardı. Davanın aşçı Hüseyin Ef. nin muhakemesi dün çok sevdiği dostu meşhur f abrikatör çok alâka uyandırdsğı belli idi. Mah hale getirmişti. Tren içinde «Vikli Herald> namile haftalık bir gazete Henri Ford'un onun için yazdığı bir ikinci ceza mahkemesinde bitmiş, ve keme kocasının ölümünden sonra bir basmağa başlamıştı. Mürettiplik bi makaleden bir kaç parça alalım: filen hakareti sabit olduğundan bir müddet hastanede tedavi edilen Haliyordu. Gazetesini kendisi yazıyor, «Edison, her medenî insanın kendi ay hapse ve otuz lira para cezasına mide Hammın rahatsızlığının ma • kendisi tertip ediyor ve kendisi bamahkumiyetine karar verilmiştir. sine borçlu olduğu bir adamdır. Nehiyetini öğrenmeğe ve muhakemeye sıyordu. Kazanç biraz artmağa baş rede medeniyet varsa Edison da Hüseyin Ef., yirmi bir yaşını ikmal mevzu olan iddia sahibini dinlemeğe Iamıştı. Fakat îşler de artmıştı. etmediğinden cezası yirmi beş gün oradadır.» karar verdi. Celse 27 teşrinievvele hapis ve yirmi beş lira cezayi naktiye Kendisine yardımcılar lâzımdı. «Bir çokları asrımızın sanayi talik olundu. MUSA Küçük iki çocuk buldu. Birisine gaasn olduğunu söylerler; bu as tenzil edilmiştir. Mektepsiz âlim Elektrik ampulfl nasıl yapdı ? Edison amele Şofor Recebi soyanların muhakemesi Doğru değil mi? | Edison gazete mövezzii Kocasım Zehirliyen kadın Bursa'da çok meraklı bir muhakeme başladı Edison uyumaz mı? 15 yaşında bir patron Ford diyor ki Bir polisi tahkir eden gencin mahkumiyeti Dahiliye Vekili seyahate çıkıyor Ankara 17 Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey teşrinisani bidayetinde cenup vilâyetlerinde bir ay sürecek olan bir seyahate çıkacaktır. Belçika Kralı, Alp dağlarına çıkıyor zete, diğerine ekmek peynir sattı rarak ikisini de haftahkla kendi hesabına çalıştırmağa başladı. Fransa'da dojum artıyor Paris 17 (A.A.) 1931 senesinin ikinci üç ayı zarfında tevellüdatta 19202 kişilik bir tezayüt vuku bul muştur. izmir'de yakalanan haydutlar tzmir 17 Bir kaç gece evvel tzmir yolunda iki otomobili soyan haydutlar yakalanmışlardır. Bunlar Tire'nin Tulumlu köyünden eski bekçi yüzbaşı oğlu Emin ve Ahmet köyünden kahveci Osman'dırlar. Haydutlarm yolculardan aldıklan kıy metli eşyalar üzerlerinde bulunmuştur. EDEBİ TEFRlKAt 5 9 Zeppelin bolonunun seyahatf Barcelone 17 (A.A.) Graf Zeppelin balonu saat 9,55 te Barcelone üzerinde uçup dolaştıktan sonra cenübu garbî istikametinde yoluna devam etmiştir. ne diişündüm?.. Cezayir'i, kocaman kutusundan karmakarışık boşaltı verilen beyaz ve pembe renkli lokuma benzettim. Güzel teşbih... Cezayir hak kında yazı yazmak istiyen şairlere bu teşbihi bedavadan vermemeni tav siye ederim... Yok; değil ama... Şark'ın, üzerimde bıraktığı tesiri anlıyamaz sın.. Kadur'a söylesene bize birer fincan Türk kahvesi getirsin... Kahveye o kadar alıştım ki burada bir ay daha kalacak olsak muhakkak tiryakisi olacağım. tsmimi değiştirmek bile aklımdan geçmiyor değil... Sahih, Filip, bana bundan sonra Fatma desen ne olur? Fena olmaz ama, burada artık daha fazla kalmamıza imkân yok... A!.. Bu metnleket, bu dekor hofuna gitmiyor mu?.. Bak ben neş'e ve saadet saçıyorumlBen Babülâzim'i Kertnerştrase'ye tercih ediyorum. Irak'tan çıktıktan sonra Cennete girmis. gibjyim. Fırkada Yunan gazetecilerine ziyafet Milâno 17 (A.A.) Belçika Kralı mütenekkiren buraya gelmiştir. Mü1862 senesi idi. Edison bir gün şarünileyh Grigna dağına çıkmak tisimendifer hattı üzerinde gezerken zere hemen Lecco'ya hareket etmişraylarm arasında oyuna dalan bir tir. kız çocuğuna rastladı. Bu sırada birdenbîre yolda yıldırım sür'atile ilerliyen bir tren beiirmişti. Kız çocuğu tehlikenin farkında değildi. Neredeyse tren üzerînden geçecek, çiğnenip gidecekti. Edison ona doğru C. H. Fırkası Kâtibi Umumisi Rekoştu. Kurtardı ve babasına teslim cep Bey dün öğleden sonra, Fırka vilâyet merkezinde Yunan'lı gazete etti. Kızın babası büyük bir posta ve telgraf memuru idi. Bu hizme cilere bir çay ziyafeti vermiş, ziya tine mükâfaten kendisini telgraf mefette samimî hasbıhallerde bulunulmurluşuna aldı. Böylelikle Edison muştur. re... Anhyorum Lilâ... Fakat ne çaYer yüzünde serbest değiliz ki!. Ne var, ne oldu ? Yarın hareket ediyoruz. Eevet... Lilâ, beklemediği bu haberle şaşkın, renkli hamağın içinde sallanıyor. Sevgilim!.. Avcunun kurduğu ağ tuzağına yakalanmış çalıkuşuna benziyorsun. Hain avcu sen de!.. Sana ne fenalık yaptım da beni o kadar sevdiğim hurma ağ&çlarından mahrum ediyorsun ? Dinle Lilâ... Mükâfat olarak seni Sevil ve Grönata'ya götüreceğim. tspanya'nın en güzel iki şehrini görürsün... Ne dersin?.. ^Derim ki... Seninle beraber oldukça cehennem benim için cennettir... ö p beni. * Rozariyo'nun kapısma vurdum. Ona da vaktile haber vermeli. Odasına girince, boylu boyuna yatağına uzanmış buldum. Beker'in ispan yolca yazılmış fiirlermi okuyordu. Konuşmaga başlar başlamaz alev Saat 18 Çok faydalı bir kaza ra «Edison asn» demek daha doğ ru olur. Çünkü asrî sanayiin müessisi odur. Bugünkü refahımizın bütün esbabı, ya doğrudan doğruya, yahut bilvasıta ona müntehi olur. Edison'un her ihtiraı milyonlarca çeşit iş doğurmuş ve her işin daha çok semere vermesini temin etmiştir.» «Elektriğin insan için müfit ve kolay bir vasıta olması, Edison ile başlar.» «Bu adamın ihtiraları olmasaydı, istihsalin artmasına imkân yoktu. Çünkü istihsalin bereketi münakalâtın sür'atine bağlıdır.» «Edison bunları temin etmiş ve bu suretle insanlarm hayatını değiş tirmiştir.» «Gramofon da, sinema da hayatı • • **wm ı Haydarpaşa ISTASYONU YANGINI Hükumet ile alâkadar sigorta kumpanyalan arasında mevcut ihtilâf ahiren muslihane bir surette halledilmiş ve Maliye Vekâletlne 2,000,000 (1M milyon) Türk lira tazminat verilmiştir. Bu meyanda Türkiye'de ifayi muamele etmekte bulunan ALLf A N 7 v e lin d e âlemşümul sigorta kampanyası takriben 400,000 dört yfiz bin Türk lirası tediye etmiştir. mız üzerinde tesir yapmıştır ve E dison, bunların ikisinde de en büyük âlemdardır. Kendisi radyonun ilk muhter il erindendir.» STUTTGARTER VEREİN Ber Kadife alev UAURICE DEKOBRA'dan YanMz, ondan kaçmak mecburiyetinde bulunduğumuzu Lilâ'ya nasıl anlatmalı ? Biskra'ya geldiğimiz gündenberi Şomberg'in ismini bir kere bile ağzımıza almadık. Anî hareketimizin sebep ve manasını an latmak için Lilâ'ya, korkulu mazisini hatırlatmak doğru olur mu? Saat 18 Lilâ, hurma ağaçlarının gölğesinde hamağına uzanmış, Mes'eleyi açmak zamanı geldi: Yavrum... Uyuyor musun? Hayır, düşünüyorum. Geçen akşam, yelkenli ile Iimanda dolaşırken, Cezayir'in, batan güneşin altındaki manzarası hâlâ gözümün önlinden gitmiytr... Biliyor musun, Fili Vilâyetten geliyorum, Vali, Hariciye Nezaretinden gelen bir telgraf gösterdi. Sür'atle Madrid'e gitmem lâzım. Yarm sabah saat dokuzda limandan kalkan Dük Domal vapurunda güzel bir kamara tuttum... Mar > silya'ya çıkar ve Barsölona tarikile Madrid'e gideriz... Nasıl buldun seyahat programımı?.. Ispnya'ya küçük bir seyahat hoşuna gitmez mi? Hiç gitmez olur mu aşkım... Fakat... Ya Rozariyo? Onunla bu akşam vedalaşırız.. Çünkü geceyi limana yakın bir otelde geçirmemiz lâzım. Zavallı Rozariyo, bu haber karşısında ne kadar acı duyacak!.. Çaresiz... Ne yapalım!.. El • bette bir gün gene ya Paris'te, Viyana'da, yahut ta Londra'da kasşıla O!.. renkli kadife kaplı kitabmı yanın daki masanın üstüne bıraktı: Gidiyor musunuz?. İnanamıyorum. Evet Rozariyo... Mühim ve müstacel bir iş için Hariciye Neza retinden... Hayır! Azizim hayır!.. Bu masalları isterseniz saf küçük dostunuza okuyunuz ama, bana değil... Beni mektep çocuğu mu sandınız yoksa?.. Emindim zaten... Kırk sekiz saat geçmeden bir vesile bularak onunla beraber buradan uzaklaşmak istiyeceğinizden o kadar emindim ki... Rozariyo, maskelerimizi indirelim değil mi?.. Açık konuşalım... Evet... TahminİDÎzde aldanmıyor sunuz... Gidiyorum, çünkü mevcudiyetiniz bana endişe veriyor... Yani benim için değil!.. Onun hesabına... Rozariyo'nun bakışları! Ah! Ne olurdu, bir kadın bakışını hamizat tahlil eder gibi tahlil edsbilmek îmkânı olsaydı!.. O vakit, kimyevî tahlillerde olduğu gibi formüllere tatbik etmek suretile Rozariyo'nun bakışındaki istihza, merhamet, meydan okuma veya nefret miktar ve dere celerini tesbit etmek kabil olurdu... Bu bakışta her şey vardı, yalnız sa mimiyet ve hayirhahlıktan başka!. Deminden bıraktığı alev renkli kadife kaplı kitabı okşıyor ve: Mevcudiyetim size endişe veri • yor, demek... Diyor, böyle düşün mekle hata ediyorsunuz, Filip... E min olunuz btına... Ben ne iyiliğinizi ne de fenalığınızı istiyen bir in sanım... Benim nazarımda tamamile manasını kaybetmiş mahluklarsınız.. Beni kat'iyyen alâkadar etmezsiniz, nazarımda, tıpkı dikkatli bir ope ratörün masasının üzerindeki bir hasta gibisiniz! Sizi endişeye düşü ren, telâş ettiren ben değil, asıl, uzaklardan hareket ve icrayi tesir edenin yakınımzda bulunmaması olmalıdır... Kaybeden ben olmıyacağım... Mabadi var