'Camhttriyet S ON TELGRAf=LAQ Yeni bîr Kanun projesi I Cihan iktisadî buhranı Yepyeni bîr noktai nazar Yunus Nadi Beyîn dünkü yazısında mevzuu bahsettiği makale: fHEM NALINA MIHINA Yeni kaymakamlar Kaymakamlar arasında bîr çok nakil ve becayişler yapıldı Atikara 13 (Teîefonla) Urgüp kaymakamlığma Behisni kaymakamı Esat, Yıldızeli kay makamlığına Darende kayma kamı Şevket, Saray kaymakamIığına esbak kaymakamlardan Recep Rıza, Sürmene kayma kamlığma Yusufeli kaymakamı Nurettin, Beşiri kaymakamlıSı na esbak kayroakamlardan Nurettin, Ayaş kaymakam!'<rma Boyabat kavmakamı İhsan, Ge var kaymakamlığına Arapsun kaymakamı Osman, Bulanık kaymakamlıeına Gevar kaymakamı Fah~i, Iğdır kaymakamİ!?ına Tutak kaymakamı Mithat. Ca pakçur kaymaksırtlıgına Ulu borlu kaymakamı Recai. Sarun kaymakaml'fma Suneurîu kavmakamı ömer Naci. Şimdinan kaymakamlığına Fethiye kayma kamı Rasit, Varta kaymak*m hşma Ulukısla kaymakamı Bedri, Tutak kaymakamlığma Taş köcrü kaymakamı Bedri, Nusaybin kaymakamhiına Hadım kaymakamı Ali Rıza, Hasankale kaymakamîıeına Saray kavmakamı Mabir, Tercan kaymakamlığma Bolvadin kaymakamı Sırn, Çeşme kaymakamlıgına Se ferihisar kaymakamı thsan, Sa lihli kaymakamlığma Sarıkamış kavmakamı Kâmil, Boğazlıyan kaymakamlıgına kaymakamlardan Kemal, Konya Ereğlisi kaymakamlıgına Beşiri kaymakamı Abidin, Finike kaymakamlı jhna Siverek kaymakamı Cemil, Biga kaymakamlığma kayma kamlardan Ali Rıza, Karacabey kaympkamlıcma !znik kayma kamı SadeHin, Erbaa kayma kamlıçma Unye kaymakam» Serif, Ünve kaymakamlığma Manavgat kaymakamı ömer, Iznik kavmakamiığma Sürmene kay makamı Rauf, Mut kaymakaml'5'na Savur kaymskamı Sait. Ulukısla kaymakamljshna Yaylak kaymak?mı Hayri, Çorlu kaymakamlıpına Rüştive mezunlarından SalâhaHin, Manavgat kavmakambğına Osmaniye kaymakamı Mehmet. Kemaliye kayma^amlıpına Odacik kavmaka mı Kâmil Fuat, Mihalicçik kay makamlığına P^ürke kaymakamı Nafız. Siverek kavmakam^Şma birinci umumî nv'iMtislik hukuk kalemi müdürü Haşim, Yavaç kaymakamlıgına kaymakamlardan İdris, Saiteli kaymakamlı 5ma îstanbul polis müdürlüğü birinci sube müdürü fbrahim, Gerze kaymakamlı gma Bilecik kavmakamı F"hri, Ateşin kay makamhŞma Bafra kaymakamı Mustafa Beyler tayin ve nakle dilmiflerdir. En emin banka! Amerika'da 93 yaşında ve hasta bir kadın, gezerken yerden bir şey almak için iğilmiş ve göğsünden 500 bin doLarlık kâğıt para ile bir çok ta altın dökülmüş. İhtiyar bu serveti 30 seoedenberi üstünde sakla dığını söylemiş. AJtınlan bir tarafa bırakırsak 500 bin dolar bir milyon elü bin Türk lirası eder. Bu parayı bir bankaya yatırmayıp ta üstünde taşıdığı için belki kocakarıya kızanlar bulunacak. Fakat kadının hakkı var. Dünyanm her tarafmda ve bilhassa Amerika'da vuku bulan iflâslar karşuında en emniyetli bankanın kendi pörsümüş sinesi olduğu muhakkaktır. Yalnız, şimdi esrarı ve dolarları meydana çıktıktan sonra, hayatınm 94 üncü senesini de idrak etmek istiyorsa parasını koynundan uzaklaştırmalıdır. * * * Fevkalâde zamanlara mahsus muhakeme tarzı tesbit edildi l [ I ı I L ' Ankara 13 ( Teîefonla ) Adliye Vekâleti fevkalâde za manlara mahsus muhakeme tarzı hakkmdaki kanun lâyihası projesini hazırlamıştır. Proje yakında Vekiller Heyetinden geçecek ve Meclise gönderi lecektir. V Böcekçilik Ve ipekçilik Bursa Enstitüsünde bö cekçilik dersleri başladı Bursa 13 (Hususî) Böcekçilik ve ipekçilik enstitüsünde böcekçi sınıfının derslerine başlanmıştır. Dersler bizzat enstitü müdürü Vekâletin ipekçilik mütehassısı Tahir B. tarafmdan idare edilmekte olduğundan bütün fennî yenilikler talebeye gösterilmektedir. Bu derslere talebe den maada herkes sami sıfatile devam edebilmektedir. Böcekçilik namını taşıyan mek tebin lâğvedilerek enstitü teşkilâtına kuvvet ve ehemmiyet verildikten sonra, bu sahadaki tahsil mes'elesi de büsbütün başka bir şekle döl«ilecektir. Tahsil iki kısma aynlacaktır. Tâli kursun gayesi yalnız amelî böcekçi yetiştirmek olacaktır. Âli kurs ise hem bir ihtisas sımfını ihtiva edecek hem de tohumcu yetiştirecektir. Bu kursun programına şimdi gösterilmekte olan derslerden başka yeniden mühim kısımlar ilâve edile cektir. Bundan başka şimdiye kadar Ziraat Müdiriyetine tâbi olan tahrir kontrol memurları enstitü emrine verilecektir. Bu suretle enstitü nauhiti ile daha yakından alâkadar olabi lecek ve böcekçiliğe ait bütün işlerin daha fennî bir surette tatbikı im kânı elde edilmis olacaktır. Masa İrlanda'da endişe Vahim bir isyan zuhu ; ruhdan korkuluyor Londra 12 (A. A.) Daİly Herald Dublin'den i«tinba.r « diyor: Bir kaç aydanberi müfrit'er, bir cok eslâha tedsrik etmeğe muvaffak olmuslardır. Memurlar, yakında bir isyan zuhurun dan ve bu isyanm 1922 isyamndan daha vahim olmasından korkmaktadi'Iar. Müsellâb mu haf'z'ar, meb'usları bimaye ve mü^afaa etmektedirler. Clare ve Kerby kontluklarına takviye kıt'atı gönderilmiştir. Hükumet çarşamba günü meclise, askerî mahkemelere tev kif edilecek âsileri sür'atle ve kısaca muhakeme ederek hakîarın da hüküm vermek hakkını bab şeden bir kanun lâyihası tevdi edecektir. Çin Japon ihtilâf ı Çin'in harp ilân etroe • sinden korkuluyor Vaşington 12 (A.A.) Hükumet Mancuri ihtilâfı Cemiyeti Akvam tarafmdan memnuniyeti mucip bir surette hallfdilmediği takrHrde Cin'in harc» ilân ede ceği yol"r"J*»k' tehf'îdipden do layı çok büyük endişeler duy Henüz resmî bir baber alınmış olmamakla beraber M. Stimson ile diçer mesaî arkadaslan dieer mes'elelerin hepsini birakarak yamız bu işle meşgul olmakta dırîar. Tokyio 13 (A.A.) Çin Japon ihtilâfma mudahale için Vasington hükumeti veya Cemiyeti Akvam tarafmdan yapılan çayretleTİ; Japon hükumetinin ka bul etmiyeceği bildirilmiştir. Japon hükumeti bu mes'elenin Çin ve Japon mümessilleri arasında doğrudan doğruya müzakere yapmak suretile halli hususunda israr göstermekte devam edecektir. Sıhhiye Müdürü Ankara 13 (Teîefonla) İstanbul Sıhhat İşleri Müdürü Ali Rıza Bey Sıhhîye Vekâleti ile temas etmek üzere Ankara'ya geldi. Bugün Sıhhiye Müsteşarmı ziyaret etti. İstanbul'un sıhhî işleri hakkında izahat verdi. iktisat Vekili ne vakit geliyor? Ankara 13 (Teîefonla) Buraya gelen malumata göre İktisat Vekili Mustafa Şeref Bey ayın yirmisinde İstanbul'da bulunacaktır. Bursa elektriği Bursa 13 (Hususî) İtalyan'lara devredilmesi kararlaştırılan Bursa Elektrik şirketini tetkik etmek ü • zere merkezi (Milano) da olan Italyan Müttehit Elektrik kumpanyasının Umumî müdürü dümçehrimize gelmiş ve tetkikata başlamıştır. Masa Gemlik yolunda soygunculuk yapanların muhakemesi Bursa 12 (Hususî muhabirimiz den) Gemlik yolunda soygunculuk yapanların muhakemelerine bugün Ağırcezada devam edilmis. soyulanIardan tstanbul'lu Lutfiye Hanımla Otobüs Şirketi memurlarmdan Salih Zeki, tüccardan Davit ve Ahmet Beyler şahit olarak dinlenmişlerdir. Diğer şahitler gelmediğinden muhakeme 22 teşrinievvel talik edil miştir. Masa EDEBÎ TEFRİKA: 54 Ticaret odaları kongresi Ankara 13 (Teîefonla) Tîcarel Odaları kongresi 27 teşrinievvelde açılacaktır. Vaziyeti iktisadiyemiz • den ve Ticaret Odolarınm metali binden bâhis büyük bir broşür hazırlanmıştır. Bu broşür azaya tevzi olunacaktır. olsaydın, bu söylediklerine pişman olurdun... Esasen beni endişeye düşüren cihet te bu ya. Yalnız seni konuştuk... Yalnız senden bahsettik... Rozariyo'nun senin için neler söylediğini tahmin e demezsin... Seni ne kadar büyük bir aşkla sevdiğimi biliyor... Senin me ziyetlerini sayarak bu büyük aşkı mın bütün kuvvetile vücut bulması îçin bana yardım ediyor. Lilâ'nm pusesi cevabımı ağzım da bıraktırdı. Gülüyor. Güzel elini yanağına dayamış devam ediyor: Sözlerinin üzerimde yaptığı hüsnü tesiri tasavvur edemezsin... Bu kadın sevdiğim adamın eski bir dostu olsa idi kabil değil bunları söyliy» mezdi... Nen var Filip?... Düşünceli duruyorsun!... Niçin bu sözlerimden memnun olmuyorsun? Sevişiyoruz. Sevişenleri seven bîr de dostumuz var. Bundan daha iyi ne olabilir ? Cahil çocukl Kirletmek için kade Bursa mualiimleri Bursa 13 (Hususî) Bursa Muallimler Birliği umumî kongresini aktetmiş ve yeni idare heyetini seç miştir. İdare heyetine reis olarak mektep müdürlerinden Hilmi, vez nedarlığa Başmuallim Yaşar, muhasipliğe muallim Mahmut, azalığa muallim Hasan ve mutemet Rasim B. ler intihap olunmuşlardır. Masa rin çirkin hamlesine rağmen tertemiz kalan melek ruhlu Lilâ!... Kaza Berga bizi seviyor. O da bunu gayet tabiî buluyor. Biliyorum, tesadüfün ihdas ettiği bir beygir kazası bu yılanın dairei samimiyetimize bir an evvel ve ümit edemiyeceği bir yapışkanhkla girmesini temin etti. Fakat hakikat bjtiin çıplaklığı ile Lilâ'ya nasıl söylenebilir. Orlik hatıratını tekrar mevzuu bahsetmek ne dere ceye kadar ihtiyata muvafık ol»r? Bu mes'ele unutulah haftalar geçti. Lilâ şimdiye kadar bu bahse dair en ufak bir ;mada bile bulunmadı. Rozarîyo'nun mel'anetînî îzah etmek için Şomberg'i hatırlatmak? Cesaret edemiyorum... Biraz daha bekliye lim. Küba'Iının mevcudiyeti her hangi bir tehlikeyi mucip olacak bir hal alırsa, o vakit lüzumundan fazla itimat gösteren sevgiliye hakikî vaziyeti derhal anlatırım. Hakkm var Lilâ, bizi seven cazip bir dostumuz var... Ben cihan iktisadî buhranının sebepleri hakkında şimdiye kadar dermeyan edilen fikirlere îştirak ede miyerek bunları başka vadilerde anyorum, ve buhranı dünün veya bu • günün mes'elesi addetmiyor, kök • lerini daha eski zamanlarda görü yor, ve harbi umumiden evvel ve sonra yapılan iktisadî hatalann bu için için yanan yangını meydana koyduğuna inanıyorum. 18 inci asrın nihayetinde Garbî Avrupa'da, bilhassa İngiltere'de ziraat ve sanayi ayni »eviyede, yani bir ailede temerküz ettirilmiş iki kardeş meşgale idi. Çiftçi, tarlasına sahip ve orada çalışır, zahiresini yetiştirir, ve evinde rauhtaç olduğu eşyayi imal ederdi. Bu suretle iki meşgalesi olan çiftçi, İngiltere'de ekseriyeti teşkil ediyor, memleket ziraat memleketi manzarasını gösteriyordu. Bu sıra • larda vesaiti naklîye ve istihsaliyede vukua gelen tahavvüller bu iktisadî sistemî altüst etmiş, aile san'atı fabrikalara intikal etmiştir. Müteakı ben tedvin edilen arazi kanunlarile toprağı lordların malikânelerine kalbedilen çiftçi,ya şehirlere nakil ile fabrika amelesi olmağa veya müs temlekelere veya diğer memleket lere hicret etmeğe ve yahut büyük arazi sahibi lordların kapılannda gündelik ekmeğini tedarik için çalışmağa ve binnetice ortadan kalkmağa mecbur edilmîştir. Bu tahavvül Ingiltere'yi yevmî gıdasını ve ham maddesini hariçten celve ve sanayi mamulâtına başka yerlerde müşteri aramağa sevkeden bir fabrika haline koymuştur. tngilte re'de vukua gelen bu iktisadî tahavvül bilâhare biraz geç te olsa Al manya'ya ve diğer Garbî Avrupa Danimarka, İrlânda, Norveç ha rîç memleketlerine sirayet etmîştir. Almanya 1871 tarihine kadar bir ziraat memleketi idi. Ziraat, Alman millî kudret ve kuvvetinin amudu fıkarisi telâkki edîlîyordu. Hatta Ceneral Moltke Alman ziraatinin çokmesi, Alman tmparatorluğunun çBkmesi demek olacağını söylemişti. Fakat bilâhare orada da sanayie fazla ehemmiyet verildi. 1879 tarihinde yalnız varidat istihsali maksadile değil, belki sanayii himaye maksadile tmparatorluk gümrük tarifesi tatbik edildi. Bu hal ziraat taraftarlarının protestosunu mucip olduysa da pek müsmir bir netice vermedi. Ve Almanya bu kararile ziraati nisbeten ihmal etmek, sanayie daha fazla ehemmiyet vermek, ve kudret ve kuvveti milliyesini sanayie istinat ettirmek şıkkını tercih etmîştî. Artık bütün Almanya' nın fikri ve düşüncesi sanayi ve amelesiydi. Amelenin terbiyevî, içtimaî, sıhhî ihtiyaçları temin ediliyordu. Fazla yevmiye alan amelenin parklarda dans etmesi ve konserlere gitmesi köylüleri şehirlere cezbederken çiftliklerde kemale gelmiş ekinleri ha sat için Rusya'dan ucuz amele celbi düsünülürdü. İngiltere'den başlıyarak Almanya ve diğer Garbî Avrupa memleketlerine sirayet eden sanayicilik 1900 tarihlerine doğru bir taraftan İngiltere ve müteliflerini, diğer Almanya ve müttefiklarini sanayii inkişaf etmemiş memleketleri pazar ittihaz etmek mücadelesine girhtirmişti. Halbuki bu iktisadî muvazene sizlikten Garbî Avrupa'da yalnız üç memleket, yani Danimarka, îrlâırda ve Norveç hariç kalmıştır. Bunlar İngiltere ve Almanya'nın ziraati ihmal edip sanayie ehemmiyet vermek politikasını takip etmemişlerdir. Bu gün ise sanayie fazla ehemmiyet veren memleketlerin fabrîka kartellerine mukabil, bu üç memleketin mes'ut çiftçileri, fennî işlenmis tarlaları, organize edilmis ziraatleri vardır. Ve bugün diğer memleketler buhran icinde kıvranı»ken, bu memFakat Rozariyo'nun bu fuzulî dostluğuna aklım ermiyor. Ne inatçısın... Saadetimizle bu kadar yakından meşgul olan ve aşkımızla ciddan alâkadar görünen bu kadına karşı o kadar haksızsın ki... Sükut etmek, etrafında dolaşan tehlikeden Lilâ'yı haberdar etme mek için kendime ne kadar cebrediyorum! Rozariyo'nun saadetimizle candan alâkadar olduğunu söylemiş tin? Nasıl anladın bunu? Her şeyi sana teferruatile söylemem ki! Ancak kadmlar arasında konuşulabilen öyle şeyler vardır ki, erkeklerin bilmesi doğru değildir... Söylencbilecekleri anlat! Meselâ, hâlâ mektep çocukları gibi uzaktan roı sevişiyorsunuz, diye ısrarla soruyor. Daha böyle bir çok sualler... Sen ne dedin? Hep afakî cevaplar verdim. Hatta kat'î bir şey söylemediğim i îiaseyin B. Rdbert Kollej ziraat fvbesi şefi leketlerde, bilhassa Danimarka'da, çiftçilik kârlı bir iş olduğu için, arazi f iatlan artmaktadır. Her siyasî anlaşmanın tahtında sanayi pazarlarını paylaşmak maksadı mündemiçti. 1906 senesinde Ağadir mes'elesini sulhen tesviye et tiğinden dolayı memnun olan sabık Alman Kayseri Çin'e gönderdiği bir sefirine: «Çin'de Alman menafiine karşı koymak istiyenlere demir el divenlerinle vur» demişti. Bu menafi, Pomeranya'nın Saksonya'nın hububatı değil, Alman sanayiinin ma mulâtı idi. Bu iktisadî hata, Alman Beşvekfli müteveffat Betman Hol veg'e on sene sonra Berlin'e giden bir Türk heyeti murahhasası şerefine verdiği ziyafette göz yaşlarile: «Ben bpgün et yiyemem; çünkü Alman milleti et yemiyor» dedirtmiş ve sa bık hükümdarın ise taç ve tahtına mal olmuştur. Bir asırdanberi ihmal edilen çiftçinin vaziyeti dolayısile tahaddüs eden iktisadî muvazenesizlik, sanayi memleketlerinde harbi umumiye kadar devam etmiş ve harbi umumide patlak vermiştir. Almanya'nın mağlubiyeti, ordu, mühimmat ve donanma gibi, vesaiti harbiye fıkdanından değil, açlıktandır. İngiltere ve müttefiklerinin imdadına Amerika koş muştur. Bu memlekette Reisicumhur olan Vilson, Almanya'ya harp ilân etmezden evvel (Sen Lüiz) de ve (Berkli) de bütün Amerika çiftçilerini ve mümessillerini bir içtimaa davet etti. Bu tarihî içtimalarda ve rilen tarhî kararlar, Amerika'nın bütün ziraî istihsal kuvvetlerini seferber hale koymak neticesini vermişti. Amerîka çiftçileri buna riayet ettî ler ve yetiştirdiler. Hükumet ise bir taraftan çiftçilere lâzım gelen yardımı ifa etti, diğer taraftan da istihsal edilen yenecek şeyjerin hüsnü idare, muhafaza ve mahalli maksu • duna sevki için teskilât yaotı. Bu nun başına reisi lâhik Kaüforniya'Iı Mister Hoover, muhalif partiye mensup olmasına rağmen getirildi. Miişarünileyh bu teşkilâtın müşkül vazifesi hakkında şunları kaydetti: 1 Çiftçinin yetiştirdiği yenecek maddeleri hüsnü idare ve muhafaza ile müttefiklerin ihtiyaçlannı tatmin edecek surette idare etmek; 2 İsrafatın ve spekülâsyonun ötıüne geçmek; 3 İstihsal ve istihlâk kuvvetleri arasında muvazeneyi temin, ve A merikan milletmin nizamı iktisadisinin haleleden vikaye ve yenecek maddelerin fiyatınm tereffüüne mâni olmak. Filhakika Amerika çiftçisi yetiş tirdî. Ve bu teskilât, hüsnü idare ve sevketti. Harbi, Amerika'nın müttefikleri değil, iktisatcılarının da tasdikında olduğu veçhile Amerika çiftcisi kazandı. Amerika çiftçisi, bu hizmetine mukabil ne aldı? Kırmızı mürekkep, yani çiftçiyi borçlu çıkaran hesap! Beser tarihînde mîsli erörülmemîs çin bana biraz gücendi bile. . Senin için diyor ki «emin ol, Filip seni çıldırasıya seviyor Lilâ!... Filip'te tam bir erkek tipi var... Kadınları mes'ut edecek çağda... Onu üjme, istediğini çabuk ver!"> Rozarîyo hakîkaten bana fazla teveccüh göstermiş! Nasıl deminden haksızlık ettiğini söylediğim zaman yanlış mı düşünmüşüm ?... * 24 nisan, sabah saat 9 Giriniz! Rozariyo'nun tannan sesi kapının arkasından kulağıma aksetti. Yatak odasma bitişik küçük salona giriyorum. Traçaya açılan geniş pencereden ufuktaki hurma ağac larının teşkil ettiği deniz görünü yor Buarya odama geliniz Filip!. Lilâ bir çeyreğe kadar hazırlığını bitirmiş olacak. Develer oteiin kapısının önündeler. Kılâvuzlarla eş Yürümek bilgisi! îsviçre Turing kulübü, vesaiti nakliye yüzünden çocukların maruz kaldıkları kazalarm bir dereceye ka dar önüne geçmek için, hazırladığı levhalann birer nümunesini Türkiye Turing kulubüne göndermiş. Şimdi bizim Turing kulüp te bunları teksir ettirerek Türkiye'nin her tarafına gönderecekmîş. Cidden hayırlı ve faydalı bîr teşebbüs... Çünkü, bizim memlekette yalnız çocuklar değil, hatta ve belki daha ziyade büyük ler, yollarda yürümeği bilmiyorlar. En muntazam ve düz olan köprünür üstünde piyade kaldırımınm sağını takip etmiyerek her dakika sizi göğüsliyenler ne kadar çoktur. Yaya kaldırımında yürümeği bil miyenler, elbette otomobil, kamyon gibi azılı nakil vasıtalarından kacınmağı hiç bümezler. Onun için ço cuklar kadar büyüklerin de istifade edecekleri bu Ievhaları teksir ettirip memlekete dağıtmakla Turing kulüp cidden iyi bir iş yapmış oluyor.Bu levhalar her sene on vatandaşın hayatını kurtarsa çok büyük bir kârdır. Bu münasebtle Almanya'da olduğu gibi. mekteplerde çocuklara ve kışlalarda askerlere vesaiti nakliyeye binip inmeği ve kalabalık caddelerde on lardan kaçınmağı bir ders halinde öğretmek lâzımdır. Çünkü büyük şehirlerde yürümek artık bugün bir ilim olmuştur. Alamanya'da kıyamet (Btrtncı sahıteden mabauı Diktatörlük ilânı bahsolunuyor. ihtimalinden Berlin 12 Millî muhalefet fırkasınm aktettikleri içtimadan elde edilen neticelere göre, muhalif lerin hareketinde haricî siyaset mes'elesi en mühim rolü oynamaktadır. Yeniden intihabat icrasını temin ve sol cenah f ırkalarına ve bilhassa sendikalara karşı taarruza geçmek için miimkün olduğu takdirde kabinenin sukutunu hazırlamak maksadile faaliyette bulunulmaması mevzuu bahistir. Hitler sendikalistlerle müca dele için sağ cenaha mensup sa nayi ve iktisadiyat mehaf ilini kendi saf ları arasına ithal etmek naaksadını takip etmektedir. Hitler'in parolası bolşeviklere hücumdur. olan bu âfetin hakikî sebeplerini bularak izaleleri hususunda Avrupa siyasî ve iktisatçılan yaya kaldılar. 5juîhü müteakıp milletlerin hayatı iktisadiyesindeki inkişaf ve normale avdet tarzındaki muvakkat hadisat, bu efendileri aldattı. SÜKRÜ HÜSEYIN yalar da hazır. Binbaşı Luvillar takip edeceğimiz yollarla durak yer lerini tesbit ettî. Ne alâ! Çok eğîeneceğimizi şimdiden alıyorum... Fakat bili yor musunuz arkadaşınız Lövillar ne tatlı adam!... Otursanıza Filip. Lilâ'nm odasından çıkması için daha on dakikamız var den^ek. Bu on dakika da itirafatınız için kâfidir zanrsederim .. Su (krem) kuiusunu uzatır mısınız. Çölün kumlan deh şetli yüzümü yakıyor .. Bunsuz yol» çıkamıyacağım .. Mersi... Filip... Bana bakmız . Hazırlamakla meşgul olduğu yol çantasının içinde neler yok Yarap! Yalnız lavanta şişeleri küçük bir lavantacı dükkânınm zarif came kânını dolduracak kadar çok ve çeşitli. Filip, Lilâ'yı uçurumdan kurtardığım • için bana darılmadınız değil mi? Mabadı var Kadife alev MAUR1CE DEKOBRA'dan Lilâ, darılmazsan sana ufacık bir nasihatte bulunayım mı? Dikkat et Filip!... Hoşuma gi der bir şeyi benden menetmeğe kalkışacaksın... Hem evet, hem hayır. Sadece nazari dikkatini celbedeceğim. Kadın veya erkek, kim olursa olsun, henüz tanımadığımız yabancıları der hal dairei samimiyetimize almaktan kaçmalım, Rozariyo'nun seninle sık sık başbaşa ve yalnız kalmak iste diğinin başkaları tarafmdan sezil memesine de itina ettiğine dikkat ettim... Evvelki gün uzun müddet başbaşa kaldınız... Doğru... Ama biliyor musun FiUp, neler konuştuğumuzu duymuf