=3 Te*rinîewel 1931 'Camhariyet SON TELG&APLAQ Avam Kamarası Yakında dağılacak! Millî hükumetin mukadderatı fırkaların müzaheretine bağlı... Londra 1 (A.A.) Siyasî vazi yette bu sabah hiç bir değişiklik olmamıştır. Kabine ancak akşam üzeri toplanacaktır. Millî hükumete müntebiplerin reyîne müracaat imkânmı verecek bir »ekil aramakta devam olunmakta dır. M. Makdonald'm Avam Kamarasında vaki beyanatında ve gele • cek çarşamba gününden bahsetmiş olmasına nazaran bu husustaki mü zakerelerin hafta sonundan evvel bitmeai şüphelidir. sın içtimaı bittikten sonra Kral M. Baldwin'i kabul etmiştir. Bu mülâ kat yarım saat sürmüştür. Aydın'da Incir mahsulü Bu sene emsalsiz bir nefaset arzediyor ~ "KySin ^& (Hususî) Bu sene incir rekoltesi % 30 nisbetinde eksik olduğundan incir mıntakası olan Menders iktisadî havzasından is tihsal olunacak mahsulün miktari ancak 100 bin çuval kadar tahmin ediliyordu. Elyevm mahsulün % 50 si alınmış ve erken yetiştiren bazı bahçelerde hemen, hemen toplanacak incir kalmamış olduğuna nazaran tahmin ile tahakkuk arasında isabet vardır. Kaliforniya'da bir seneden fazla incir ağaçlanna ve incir mahsulüne rız olan haşereler hakkmda amelî ve nazarî tetkikat yaparak pek kıy metli bir ilim ve malumat hamulesile Aydın'a avdet eden incir mücadele müdürü Nadir Beyin vesayasına riayet ve tarifatı fenniyesini dikkat ve ihtimamla tatbik eden müstah siller müşahede ettikleri neticeden pek memnun kaldıkları için önümüzdeki sene haşerat mücadslesinde ve mahsulün kurutulmasında fennî ta • kayyütlere daha ziyade ehemmiyet verecekler ve daha fazla itina ede ceklerdir. Bu itibarla bu sene istihsal olunan mahsul emsalsiz bir nefaseti haiz olmakla beraber üzerinde hastalığa delâlet edecek küçük bir leke bile yoktur. Kendi tabiî rengile çok ca zip ve iştah verecek bir manzara arzetmektedir. Filhakika Aydın incirciliği basit bîr ziraat ve kurunu vustaî bir çiftçilik işi olmaktan çıkmış sınaî bir mahîvet kesbetmistir. Aydın'da tütün ziraatinin ehemmiyetli bir mevkii vardır. Çok mükemmel ve nefis tütün yetiştiren ve bilhassa tütün için ayrılmış olan a razide bu ziraat seneden seneye artmaktadır. Söke, Çine ve Karabağ tütünleri hastalıktan tamamen ari ve en maruf mıntakaların mahsulü ile rekabet edebüecek nefasettedirler. Geçen seneki istihsali 400 bin kiloyu geçmiyen Çine tütünlerinin bu sene 700 bin kiloyu tecavüz edeceği tahmin ediliyor. Tamamen denk haline giren bu tütünleri müteaddit kumpanyaların memurları görerek beğenmişler ve raporlarmı vermiş lerdir. Teşrinievvel içinde satışların başlamasına intizar ediliyor. ASAF KENAN İki Ermeni sui kastçisi ' H E M Müddeiumumî ve polis ehemmiyetle tetkikata devam etmektedir (Birinci Sahifeden mabait) NAÜNA MIHINA Yanlış değil doğru! Muhterem dostum Selâmi İzzet Bey «yanlış tercümeler» den bah sederken benim Yeni Gün'de çıkan bir yazımda, Les lettres d'amou a travers les âges» ibaresini «her j'a^ta ask mektupları» diye yanlış tercüme ettiğimi söylüyor ve bu ibareyi kendisi şöyle tercüme ediyor: «Muhtelif devirlerde aşk mektupları». Ben, hiç bir zaman fransızcayı gayet iyi bilir ve hiç yanhşsız tercüme ederim diye ortaya çıkmış deği lim; fakat Selâmî İzzet Be • yin yanlış dediği tercüme gayet doğrudur. Bu ibare Taksim'de bir Fransız şarkıcısmın söylediği bu şarkının ismi idi ve bir akşam yemek yerken dinlediğim o şarkıda «devir» ve «karin» den de • fil; insanların muhtelif yaşlarında yazdıkları aşk mektuplarından bahsediliyordu. Onun için bu kelimeyi «yas» diye tercüme ettim. Lisan allâ* mesi değîlim ama «âge» kelimesinin bu iki manasını da bilirim. F n r " : : v ı gayet iyi bildiği, bazl muharrirlerin tercüme yanlışlarını tashih ve tenkide kalkısmasından anlaşılan irkadaşım, galiba, o şarkıyı dinlememiş olacak ki benim tercümeme yanlış derken asıl kendisi yanlış tercüme etmiş oluyor. «Âge» kelimesinin iki manası olduğunu, biraz fransızca okuyan herkes bilir. Bu itibarla Selâmi İzzet Beyin ha • tası, yerine göre, her iki manada da tercümesi kabil olan bu kelimenin, benim yazımda hangi manasının kastedildiğini araştırmadan, tercüme hatalarına bir misal daha göstermek gayretine kapılmasıdır. Başkalarmın yanlışını çıkarıp onlars techil edenlerin biraz diHfatli ol: maları lâzım gelme' *" ° ingiliz muhafazakârları yakında içtima edecekler Londra 1 (A.A.) Müttehit muhafazakârlar millî birliği resmî bir tebliğ neşrederek, gelecek hafta Birmingham'da toplanacak olan senelik konferansın yapılmıyacağını ilân eylemiştir. İcriaî komîte gelecek hafta toplanarak senelik konferansın daha yakm bir tarihte davet edilmesi 11 icap edip etmedi&ini münaVa :». edecektir. Bu karar, M. Baldwin'in nu tuk irat edeceği muhafazakârlar içtimaının akti için ittihaz edilen mukarreratı tebd:l etmemektedir. B* son içtima 9 teşrinievvelde Birmingham'da aktolunacaktır. için belindeki kayışı çıkarmış ve aptesanenin tavanındaki demire taktıktan sonra gayet soğukkanlılıkla, yapmış olduğu ilmiği, boynuna geçirmis, aptesanenin tavanı da alçak olduğundan kendini boğmak için diz çökmüş ve ayakIarını yerden keserek intihara muvaffak oîmuştur. Nasıl yakalandılar? Canikyan istirdattan evvel İstanbul'da bulunmuş ve polis idaresince hüviyeti tesbit edilmiş bulunduğundan polis memurlarının nazari dikkatlerini celbetmiştir. Memurlar keyf iyeti hemen be^inci şube müdürü Kenan Beye haber vermişlerdir. Kenan Bey. sür'atle tert'bat aldırmıştır. Her iki Ermeni'nin en ııf ak hareketlerine varıncıya kadar takip ve tarassuda memur edilen polis memurlarımız bunların maruf fedaüer olduklarım anlamışlardır. Kendisinin tanindığını anhyan (Herant Canikyan) atik dav ranarak vapurun icinde izini kaybettirmeee calısmıs ve aptesane Ierden birisine girmiştir. Merkumun aptesaneye girdiçi sörüldükten sonra kendisini öl düreceçi kîmsenin aklina b'le gelı ; memistir. Fakat bir m ' 'Jdet sonra cikmadığı PÖKiJünce, di»n yaz dtğımız veçhile ha'ânin kanısı actırılmış ve a ç n n ^ n köoüM.er akmış ve cansiz bir halde bulunmuştur. Müntehir o kadar sür'atle ve anî bir kararla intihar etmiştir ki, üzerinde bulunan evraki hususiyesi ve bir çok isimleri ihtiva eden cep defteri, kâğıt ve nakit haIindeki paralarını imha etmeğe vakrt bulamamıştır. Polis memurları (Herant) ın intiharraı görünce Agop Apik yan'ı derhal tevkif etmişlerdir. Vapur kaptanı da polisimize muavenet ederek her iki yolcunun ikamet ettiği yerleri, eşyalarını göstermiştir. Diğer Ermeni Agop Apikyan mahfuzen ve bütün eşyalarile birlikte polis birinci şubeye getiril miştir. Vapurdaki hâdiseyi müteakıp polis memurları keyfiyeti derhal Cumhuriyet Müddeiumumiliğine haber vermişlerdir. Hâdiseye Müddeiumumilik vazıyet etmiştir. Cesedin beşinci şubede muayenesi yapjlmıs, müddeiumumilik tarafından defnine ruhsat verilmiştir. Agop Apikyan hakkmda gerek polis. gerek Müddeiumumilik tahkikatı devam etmektedir. Son malumat Aldığımız hususî malumata göre müntehir «Herant», suikast işine iki ay evvel memur edilmistir. Mer kumun İstanbul'a hareket etmek üzere oldu<ru daha evvelden haber alınmıstı. İki aydanberi zabıta onu burada beklemekte idi. «Herant» m fotoğrafları ile hakkındaki malu • mat evvelden tesbit edilmiş bulunu yordu. Merkumun İskenderive'den hareketi ve Yunanistan'a gidisi de zabıtamızca malum bulunuyordu. Üzerinde zuhur eden evraktan bazı mühim noktalar elde edilmistir. Bu iki mel'unun yalnız olmadık Iarı, memleket dahilinde ve haricinde daha bazı arkadaşları bulunduğu da tesbit edilmiş, hatta bunların i simleri de öğrenilmiştir. Zabıtamız, şimdi, bu mel'unların izleri üzerinde bulunmaktadır. Herant Hacikyan, bu mel'unane maksadını Atina'da tahakkuk etti rebilmek üzere îskenderiye'den A tina'ya hareket etmiş, fakat Yunan zabıtasının sıkı çemberinden kurtulup ta Atina'ya girmeğe muvaffak olamıyacağını anlayınca ayni vapurla Köstence'ye gitmek üzere hareket etmiştir. Başvekil Ps. Hz. nin Atina'dan Budapeşte'ye hareket edecekleri bu komite tarafmdan malum olduğundan mel'unane maksatlarını Budapeşte'de tatbik etmek ve hem de kendini unutturmak ve izini kaybettirmek üzere bu tariki ihtiyar etmiştir. Merkumla birlikte gelmiş olan Agop Apikyan, Herant'ı tanımadığını yalnız vapur da tanıştığmı söyle mektedir. Agop Apikyan elyevm deniz merkezindedir. Merkumun dün dahi ifadesi alınmıştır. Vali Muhittin B. deniz merkezine gitmiş, bu azılı çeteciyî elde eden memurları tebrik ederek alınlarından öpmüştür. Agob'un verdiği ifadelerden, bu hainin de Herant ile müşterek olduğu kat'î surette tesbit edilmistir. Parlamentonun içtima devresi Londra 1 (A.A.) M. Makdo nald parlâmen'onun içtima devre sinin gelecek çarşamba giinü niha yet bulacağını Avam Kamarasında beyar> '»••rp'stir. M. Baldvvin sarayda Londra 1 CA.A.) Mecliv has ıııu!Mi!Ulllllllll!lllllllllllllllilllllllllllllılıwnııııııııııımHiıı>... Buhranm Netîcesi İngiltere altı ayda 98 müyon sterlin açık verdi Londra 1 (A.A.) Hazinenin son altı ay zarfındaki varidatı, 263,466,442 ve masarifi de 361,876,691 İngiliz Hrası olmuştur. Şu halde açık, 98,410,249 tngiliz li Asrî Babil kulesi! Nevyork'ta 40 katlı ve 2200 odalı bir otel! Nevyork 1 (A.A.) M. Hoover, Park Avenue'de inşa edilmiş olan VValdor Pastorîa otelinin açıhş res mini yapmıştır. Gayet büyiik ve çok süslü olan bu otel 40 katlıdır. Bina île arsası için 40 milyon dolar sarfedilmiştir. Otelde 2,200 oda vardır. Bu odaların hepsinde de bir tele • vizyon, nakli kabil bir telefon ve telsiz telgraf cihazı bulunmaktadır. Otelde yeraltında işliyecek hususî ?imendiferlere mahsus bir de mevkif Aydın'da ttitün mahsulü Ankara sonbahar at koşuları Ankara 2 (Telefonla) Sonbahar at koşularının birincisi bugün yapıldı. Birinci koşuda; dört hayvandan İzzet Efendinir. Gazeli birinci, A kif Beyin Yıldırımı ikinci, İbrahîm E* fendinin Kameri üçüncü gelmiştir. İkinci koşuda; Akîf Beyin Barle Duk birinci, Hacı Bekir zadenin Jean Hoblour ikinci, Mitat Beyin Vaisusu üçüncü gelmiştir. Uçüncü koşu da Prens Halim Beyin Hakanı birinci, Zeynetullah Efendinin Sarıkızı ikinci, Yaşar Efendinin Lâtifi üçüncü gel' diler. Dördüncü koşu da Celâl Beyin Kez banı birinci ve Akif Beyin Keçe dö Brükseli ikinci, Fikret Beyin Friki üçüncü geldi. Beşinci koşuda Fikret Beyin Maltayı birinci, Hüseyin Beyin Gümüşü ikinci, Zeynetullah Efendinin Yavuzu üçüncü geldiler. Bir banka daha kapandı Nevyork 1 (A.A.) Sawing Bank irüstü, kapılarını kapam^tır. Mevduatı 6,000,000 dolara yakın ve matlübatı 6,800,000 dolara baliğ bulu • nuyordu. Le Bourget 1 (A.A.) Üç tay yare Amsterdam'dan 4850 kilogram altın getirmiştir. Gemlik soyguncuiarı . Bursa 2 (Hususî) Bir müddet evvel Gemlik Yalova yolunda soygunculuk yapan haydutların Ağırcezada muhakemelerîne başlanmıştır. Ankara'da bir cinayet Ankara 2 (Telefonla) Erkek muallim mektebi sabık bekçisi İsmail parasına tamaan istasyon amelesin • den Mehmed'i bıçakla vurmuş, hâ diseve polis komiseri Esref, muavini Lutfi, polis İbrahim Ef. ler vazıyet ederek tahkikata başlamışlardır. Cani aranmaktadır. Hastaneye kaldırılan mecruh ölmüştür. Bursa adliyesinde Bursa 2 (Hususî) Bursa birinci icra memuru Cemil Beye; muvakkaten işten el çektirilmiştir. Bursa müddeiumumiliğine yeni bîr muavinlik ilâve edilmistir. Kumbara talihlileri (Birinci sahifeden malıatt) ızmir muallimleri Izmir 2 fzmir muallimleri her ayın ilk cumasında grup grup civardaki yakın köylere seyahatler yaparak meslektaşlarile temas ve halkı irşat edecek konferanslar vermeğe karar vermişlerdir. tlk seyahat bu gün yapılmıştır. Avusturalya'lı tavyareci Milâs'a indi Milâs 2 (Hususî) Buraya bir İngiliz tayyaresi indi. Tayyareci Avusturalya'dan geldiğini, güneş çarpmasından yere îndiğini söylemiştir. Tayyareci henüz hareket etmemiştir. CUMHURİYET Bu tayyarecinin Avusturalya'dan İngiltere'ye gelmekte olan Kings Ford Smith olduğu anlaşılmaktadır. Satılık zırhlı Valparison 1 (A.A.) La Union gazetesi, İngiliz tezgâhlarında asrî bir şekle sokulmuş olan Almirante Lattorre ismindeki Chli harp gemisini satın almak için müzakerata girişmiş olduğunu yazmaktadır. Bu gemi, 28,000 ton hacmindedir, 14 posluk toplarla mücehhezdir. Bu gemi harp esnasında İngiltere'ye ait bulunuyordu ve ismi Canada idi. izmir'de üziim piyasası İzmir 1 (A.A.) Bugün 30 kuruştan 1944 çuval üzüm ve on iki buçuk kuruştan 32 kuruşa kadar 919 çuval încir ve 850 kuruştan 860 kuruşa kadar 929 okka afyon satıl • miştir. EDEBİ TEFRlKA: 43 Celâl B. 100 lira, dördüncü 15022 İstanbul'da Hikmet Şemsettin B. 100 lira, beşinci 3901 İzmir'de Gibriş H. 100 lira, altıncı 504 Samsun'da Türkân H. 100 Jira, yedinci 26960 İstanbul'da Hüsnü B. 100 lira, seki zinci 13459 Fehmi B. 100 lira, do kuzuncu 280 Konya'da Eysen H. 100 lira, onuncu 21618 tstanbul'da 5 H. 100 lira, on birinci 3169 İzmir'de Münire H. 100 lira, on ikinci 11630 İstanbul'da Şakire H. 100 lira, on üçüncü 11013 Bursa'da Celâl B. 50 lira, on dördüncü 3977 Ankara'da Melâhat H. 50 lira, on beşinci 2714 İzmir'de Güzin H. 50 lira, on altıncı 158 Beyoğlu'nda Petro Piyetros 50 lira, on yedinci 5470 Ankara'da Lâtife H. 50 lira, on sekizinci 316 Nazilli'de İhsan H. 50 lira, on doku zuncu 4223 İsak Arara Ef. 50 lira, yirminci 27093 İstanbul'da Güzin Adil H. 50 lîra. İsmet Ps. bu sabah Atina'ya vâsıl olacak Ankara'da maç Ankara 2 (Telefonla) Bugün yapılan maçta Çankaya takımı sıfıra karşı üçle Altınordu'ya galip gel miştir. dur... Ne ahenk uçuşlarında!... Boncuk gibi ne güzel gözleri var... Miniminicik ayaklarını sanki yumurta sarısile boyamışlar... Nasıl hakh değil mi imişim, beni tanıyor demekle, bir türlü yanımızdan uzaklaşmıyor! Size güzel seyahatler temenni ediyor. Balıkçıların garip bir itikadı vardır: Guya her marti denize düşen kazazedelerin ruhunu, denizlerin karanlık namütenahiliğinde kaybolmaması için, yutarlarmış!.. Belki boğulmuş bir gemicinin ruhu sizi hi • maye etmek için böyle etrafınızda dolaşıyor... Kim bilir? Haydi Lilâ, Tîmgat'm kaptan köprüsüne çıkalım... Süvari ile görüştüm, size büyük bir Transatlan tiğin akıl ermez makinelerinin bir tek insanın emir ve iradesine nasıl bağlandığını gösterecek. Bir manivelâya basacaksınız: Pervaneler derhal iki yüz devir Edison iyileşemedi Vaşington 1 (A.A.) Edison tekrar hastalanmıştır. Sözlerimi o da tekrar ettiği zaman. Ya seni hiç sevmezse? O takdirde kalbim bu sırrı ebediyyen gizliyecektir. Uzun suratlı İngiliz madamı be • nimle gölğemin arasından geçti. Muhaveremiz kesildi. Güvertede gene aşağı yukarı dolaşıyordum. Filip! Gece iyi uyudunuz mu? Ya sîz, Lilâ?. Mükemmel... Anlaşılan Balcar adalarının açıklarmda epeyce deniz yemişiz. Fakat ben hemen hemen bir şey hissetmeJim... Kamaramın lumbuzları beni teshir ediyor... Aara sıra bir marti, beyaz kanatlarını bu pencerelere adeta sürünerek geçiyor... Sankî beni mes'ut olmağa, görmek fırsatını verdiğiniz güzel ölkeleri düşünmekten başka bir şeyle uğraşmamağa davet ediyor... İşte, ba • kınız!.. Deminden bana bonjur de • meğe gelen marti muhakkak bu Bahriye Merkez hastanesi emrazi hariciye şefi operatör Dr. Nurettin dan itibaren Türk bayraklarile süs ( Birinci sahifeden mc'ocit ) Faiz Bey uzun müddettenberi çek lenmiştir. Atina şehri kırmızı renk iderdiğimiz muhabirimizden) îs tiği rahatsızlıktan rehayap olamı çinderi. met Pş. ve Tevfik Rüştü B. in Ati yarak tahtı tedavide bulunduğu Şişü İHSAN na'yı ziyaretleri münasebetile dün Sıhhat Yurdunda dün rahmeti rahmana kavuştu. Meclisi nüzzar toplanmış ve bu iç Merhum pek merbut olduğu va timadan sonra Türk misafirlerini kaAtina 2 (Sureti mahsusada gön tanına çok mühim hizmetler ifa etbul etmek ve selâmlamak üzere M. derdiğimiz muharririmizden) miş ve bahusus evvelâ Balkan har Venizelos, M. Mihalâkopulos ile Sefirimiz Enis Bey «Patris» gaze bine Hilâliahmer'de ve bilâhare haraslan Türkiye'de doğmuş olan nazırbi umumî esnasında 4 üncü ordu sertesine vuku bulan bir beyanatında ların Pire'ye gitmelerine karar vetabip ve cerrahî müşavirliğinde bu demiştir ki: c rilmi tir. lunmuş olup ziyaı yalnız akrabasının « Türkiye Cumhuriyetinin budeğil, kendisini yakından tanıyan bilrada sefiri ve Türk Yunan dostlucümle ehibbası için elim bir hâdise ğunurt en samimî bir taraftarı olmak Atina 2 (Sureti mahsusada gönteşkil etmiştir. sıfatile yarın buraya muvasalat e derdiğimiz muharririmizden) ANaşi mağfiretnakşi bugün Teşdecek olan Türkiye Başvekili ve ditina bayileri tarafmdan getirilen vikiye camiinde öğle namazı kıluî ğer ricali şerefine yapılacak teza binlerce «Cumhuriyet» gazetesi budıktan sonra Beşiktaş tarikile Bos hürat beni fevkalâde memnun ve ı tancı'ya nakledilerek İçerenköy'ünderaya gelir gelmez yağma edilmistir. bahtiyar ediyor. Bu parlak resmi ka j ki aile makberesine defnedilecektir. «Patris» gazetesi yarın büyük Türk Cenabıhak kendisine mağfiret, ve Yunan bayraklarile süslenmiş fev bulün iki dost memleket arasındaki : sıkı münasebatı bir kat daha samimî j aile, akraba ve taallukatına sabrı ce> kalâde bir nüsha çıkaracaktır. Ati yapacağından eminim.» ' mil ihsan buyursun. na'daki bütün dükkânlar bu akşam ZIYAI AZIM Sefirimizin beyanatı Atina kırmızı renk içinde Kadife alev MAURICE DEKOBRA'dan Bu takdirde onu hemen Viyaha'ya hemşiresinin yanına götür ve sen de Matmazel Nelli Sanders'in yanına dön.. Nelli'nin kalbi, senin için en emin bir melcedir. Çok doğru. Fakat tamamile ıssız ve eşyasız bir melce... Seyahate devam edeceğim. Tehlikeyi düşünüyor musun? Kleopatra'nm yanında Antu • Van da tehlikeyi düşünmüyordu. Sana mes'uliyetten de bahsetti. Çok ağır olduğunu biliyorum. Ancak bu mes'uliyet korkusu kar şısında dönmek zamanı geçti. Esa»en dönmeğe hiç niyetim de yok. Askını ne vakit ifsa edeceksin? daha yapacak; bir düğmeye doku 1 nacaksmız:: Baş ve kıç bölmelerin kapakları âni bir surette sımsıkı kapanacak. Kaptan köprüsüne çıkıyoruz. Bir tayfa koşarak yanıma geldi: Namınıza bir telsiz telgraf var, mösyö, dedi. Lilâ, namıma gelen bu telgrafla alâkadar görünmemek için başını çevirdi. Zarfı açtım. İki kelime ve bir imza: «Güzel seyahatler Ariman.» Kâğıdı hiddetle avucumun içinde buruşturarak cebime soktum. Lilâ hareketimi gördü. Biraz tereddütten sonra sordu: İnşaallah fena bir haber de ğildir?. Hayır, hayır!.. Ehemmiyeti yok... Bir dostum iyi seyahatler temenni ediyor... ,Ve birdenbire göğü daha az mavi, denizi daha sahntılı gördüm. * ** rını ete temas ettirmiyor. Çatalla yemek yemenin küfür olduğunu davet sahibi izah ettikten sonra o da gü Biskra 14 nisan akşam saat 9 lerek bizi taklide kuyuldu. Çatalın, Zafgan kabilesinin reisi, Lilâ ve ben, reisin Biskra'daki villâsında ak yenen yemeğin Iezzetini arttırmadışam yemeği yiyoruz. En iştihasız in ğını gördükten sonra her üçümüz de sanları bile harekete getirecek kadar hem konuşuyor, hem de bu nefis kızartmayı yemekte müsabaka ediyonefis bir manzara arzeden kızarmış ruz. Lilâ'nın iştihasmı gören şeyh, bir kuzu parıl parıl parıldıyan bir sini içinde sofranın ortasında âkibe bir aralık bir operatör alışkanhğı ile elini kuzunun kaburgalan arasına tini bekliyor. soktu ve kemali itina ile çıkardığı ik Şeyh geniş yenlerini sıvadı. Çöl böbreği Lilâ'ya ikram etti. ortasında bir aslan nasıl şikârım Marsilya'nın binbir çeşit mağazaparçalarsa ayni savlet ve asaletle larndan birinden Afrika'ya fikuzuyu ellerile parçaladı. Hürmetli rar eden âdi bir bakır lâmve mutena bir parçayı Lilâ'nın önüba tepemizde tavanda asıh. ne, bir diğerini de benim önüme bıdınlatmak için çok zahmet çektiği raktı. Şuursuz aslan, aslan payını âşikâr olan lâmbaya bütün kuvvet kendi önüne çekerdi. Şuurlusu mi Arkamızda, safirlerine ikram etti. Şeyh, anlaşılan lerile yardım ediyor. masa üstünde bir gramofon var. Dunasıl yineceğini öğretmek için ola varlarda beyaz çerçevelerle süslencak, önündeki buttan bir parçasını miş ayetler asılı. Lâke bir sehpanın parmaklarile kopararak ağzına göüzerinde bronz bir heykelcik. türdü ve iki defa geveledikten sonra Mabadi var yuttu. Lilâ, hayret içinde parmakla