17 Eylül 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

17 Eylül 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'Cumhuriyet SON .TELGDAFLAD Gandi kafa tutuyor! Kendisine ((Ingiliz tabaası» yerine ((asî)) denilmesini tercih ediyor Londra 15 (A.A.) Gandi Yu varlak Masa konferantının bugiinkii içtimaında bir nutuk «öyletnif ve bir itil&f esası arayıp bulmak mak>a dile elinden geleni yapmağa çalış • mak için bu konferansa gelmiş ol duğunu, tngiltere hükumetinin ba şına her hangi bir gaile açmak arzusunda olmadığını söylemiftir. Gandi, nutkuna devamla: İngil tere hükumetini hiç bir müşkülât karşısında bırakmıyacağını temin etmekten büyük bir memnunîyet duyduğunu söyledikten sonra konfe ran*ın devamı ve muvaffakiyeti hususunda hiç bir faydası dokunmıyacağını anladığı dakikada konferanstan çekilmekte bir an bile tereddUt göstermiyeceğini ilâve etmiftir. Londra 15 (A.A.) Gandi Yu varlak Masa konferansının bugünkü içtimaında söylediği nutukta mil • yonlarca sessiz ve yarı çıplak ve aç Hint'liyi temsil eylediğini iddia etti. ği Hint kongresinin İngiltere ile tamamı tamamına müsavi hukuka maHk iki taraf arasında mevcut elması lâzım gelen şekilde bir ittihat yap mak tasavvurunda olduğunu söyle miştir. Gandi, nutkuna devamla bir »a manlar kendisine «tngîliz tebaatı» de» nildifini işitmekle iftihar etmiş olduğunu, fakat bir çok aenelerd«n • beri tngiliz tebaası olmak iddiasından vaz geçmiş bulunduğunu ve kendisine artık tebaa denilmektense bir asi nazarile bakılmasını tercih et • tiğini beyan etmiş ve demîştir ki: « Ben vatandaş olmak istiyo • rum. Fakat İngiliz İmparatorluğu • nun değil, tngiltere müttehit hüku metleri camiasınm bir vatanşai olmak arzusunu becliyorum.» ANKARA MEKTUPLARl Halk Fırkasının Yolu nedir ?.. Hâkimiyeti Milliye'nin iki izmir gazetesine cevabı Ankara 16 (Telefonla) Bürhan Asaf Bey «Hâkimiyeti Milliye» nin bugünkü başmakalesinde tzmîr'de çikan «Hizmet» ve «Yeni Asır» gazetelerinin SerbesL Fırka zamanmdan bugüne kadar maruz kaldıkları fikir istihalelerini tetkik etmekte, «Hizmet» in «memlekete gore bir libe rallik», «Yeni Asır» ın «sosyalist manada devletçilik» mevzuları etrafında tutturdukları iddiaları çUrütmektedirler. Bürhan Asaf Bey bundan başka Halk Fırkasının ne kadar ileri bir inkılâpçılığı temsil ettiğini de an latmaktadır. Muharrir Sosyalist mektebinin hera Avrupa'ya. hem de bize göre esaslı bir tenkidini yaptıktan ve bu mektep mensuplarını nazariye bekçiliği ve irade miskinliği ile itham ettikten sonra diyor ki: « Halk Fırkasının yolu ne liberaîi^tıe, ne sosvalîzme, ne fasîzme, ne de komünizme. Halk Fırka • sının yolu bütün kitapları okuduktan sonra onları bir kenara koyup bir taraftan cihanın geçirmekte olduğu derin istihale ve istitaleletî, bir taraf • tan da Türk miiletinin her yeni an ve dakikadaki vaziyetini bir lâhza gözden kaçırmıyarak milletîn tam ve eksiksiz menfaati namına olan her tedbiri gb'z yummadan tatblk etmektir. Halk Fırkasının vasıfları arasında en güzeli ve en kudretlisi devletçilik, lâiklik, halkçılık ve saire ve saire değil, inkılâpçıhktır. Bu şu demektir ki Halk Fırkası bir varıp durma ve dinlenme Fırkası değil, milieti bütün milletler arasında daima en ön safta yürütme Fırkasıdır. Halk Fırkası kurtuluş yollarında olan bir milletin bütün fikir ve aksiyon dinamizmini bu inkılipçtlık vasfı • nın içine sokmuştur.» Ankara'da hiç durmadan devam eden bir fikir hareketi var! Ankara eylul (Hususî) «Son Posta» nın Ankara'da H. Fırkası içinde yeni bir fikir cereyanı doğmağa başladığını haber veren neşriyatım hususî bir alâka ve dikkatle takip ettik. Çünkü evvelâ Ankara'da, yani mevcudiyetinden bahsedilen yeni cereyanın membaında bulunuyorduk. Saniyen bu cereyamn naşiri oldukları iddia edilen gençler yakından tanıdığımız, fikirlerini az çok bil dîğîmiz arkadaşlardı. Fazla olarak bu cereyana başlangıç gibi gösterilen konferansı dinlemiş, münaka • şalarını takip etmiş ve yeni cereyamn tezini hulâsa ettiği söylenen (Kadro ve inkılâp) ı da okumuş bulunuyorduk. Son Posta, evvelâ bitarafane bir tahlil yapar gibi göründü. Sonra arkadaşlarımızın fikirlerine bir takım vasıflar verdi, inkılâbı görüş tarzlarının, hareket ve muvasalat nokta • larının H. Fırkasının görüşlerinden, hareket ve muvasalat noktalarından farklı olduğunu ilân etti. Evvelâ, hakikaten yeni bir cere • yan var mı? Hayır! Ankara'da kelîmenfn tam manasile yeni bir cereyan yoktur. Yalnız millt mücadele günlerindenberi hiç durmadan devam eden bir fikir hareketi var: Münevver inkılâp gençliğinin inkılâbı derinleştirmek istiyen, sistem halinde ifadeye çaIışan fikir hareketi. Bu hareket, Inkılâbın ana pren siplerine istinat ederek onun çizdiği hedefe, yani tam bir millî kurtuluşa nasıl varabîleceğimizi araştıran bir fikir hareketidir ki ancak ve ancak münevver inkılâpçı neslin göriişle • rinin genişlediğini, inkılâp fikriya • tının gittikçe derinleşmekte olduf unu ifade eder. Yoksa ne inkılâbın bünyesine aykırıdır, ne de dokuz senelik seyrine muhaliftir. Ankara'lt gençler inkılâbt nastl anltyorlar? Bu, az çok yazıldı. Fakat tekrar edelim: Onlar Türk inkılâbına ümanist Fransıc ihtilâlinin Türk topraklarında devamı nazarile bakmıyorlar. Onların objektif ve materyalist görüşüne göre Türk'ün kendi kurtuluşu için Sakarya ve Dumlupınar'da yaptığı eidal, ayni zamanda daha büyük bir davanın, dünya milletle • rinin içinde bulundukları tezattan doğan ve doğması zarurt olan millî kurtuluş mücadelelerinin bütün geri ve istismar edilen milletler için imtisale değer bîr örneğidir. Bu itibarla cihanda yeni ve orîjinal bir hâdise olan Türk inkılâbı gerek içtimaî ve hukukî değişiklikleri, gerek kendine has iktisadî şiarlarile cihan tarihinde bütün inkılâplardan ayrılan yenî bir inkılâp tipidir. Ankara'lı gençler, inkılâbın prensiplerini onun işte bu karakteristi • &ine göre sistem halinde toplamağa, sîsteme ircaa çalışıyorlar. Bugünkü siyasî hayatımızın en basit bir tahlili bu mühim fikir tecrübesinin muvaffakîyetini göstermeğe kâfîdir. Me selâ bugün millî bünye liberalizmi bir tehlikeye set çeker gibi tart ve nefyediyorsa bu aksülâmel liberalizmin mücerret fena bir rejim olma • sından dolayı değil, bizi tekrar nimmüstemleke yapmak istidadından dolayıdır. Bunun gibi liberalizmin si • yasî rejimi olan klâsik demokrasi ve ihtiyar parlâmantarizm de millî kurtuluşa varmak için muhtaç olduğu • muz disiplini, millî irade ve hareket vahdetini ihlâl edeceği için bize aykırıdır. Ankara'lt gençler ne Utiyorlar? Onlar istiyorlar ki siyasî rejim, mücerret mülâhazalarla iğreti el • sıl uyuyabilirdim? * * * 23 mart NALJNA MIHINA Japon dampingi Dahilî sanayiimizde bir hercümerç husule getidi Jzmir 16 (A.A.) Son zamanlarda Japonya'dan memleketimize gayet ucuz fiatla ithal olunan Ja • pon'ların dril tabir olunan renkli pamuklu kumaşları ve kaputları memleketimizin ve bilhassa Boldan, Kadıköy havalisindenki mantucat sanayiini felce uğratmış ve mani fatura piyasasını altüst etmeğe başlamıştır. Bu mühim vaziyeti nazari dikkate alan şehrimizdeki manifaturacıların cümlesi, Buldan, Kadıköy mensueat »anayii imilleri mümessilleri Ticaret ve Sanayi Odası salonunda Millî İktisat ve Tasarruf Ce miyeti tzmir şubesi reisi Hasan Beyjn.riyasetinde bir içtima aktetmiştîr. Bu içtimada Valı Kâzım Paşa ile a^akjada/r ^nemurlar da bulunmuş lardır. Müzakerat neticesinde Ja pon'nların gönderdikleri dril na • mındaki pamuklu kumaşları ve kaput bezleri İtalya ve îngiltere'den • fiatlarda mühim surette tenzilit yapıldığı halde ithal olunan ayni kumaşlardan yüzde yirmi beş ve otuz nitbetinde ve Boldan ve Kadı köy havalitindeki tezgâhlarda imal olunan yerli drillerden de nisbet kabul etmiyecek derecede ucuz olduğu görülmüş ve damping veya başka nam ile olsun memleketimizin pamuk mensucat tanayiinde ve manffatura piyasasmda bir hercümerç husule getiren bu hale derhal bir nihayet verilmesi lâzım geldiği anla şılmıştır. Memleketin iktisadî vaıiyetini şiddetle alâkadar eden bu husu su makamı vilâyet dahi ehemmîyetle nazari dîkkate aldığı gibi ayrıca Ticaret ve Sanayi Odası ile şehrimiz Millî tktisat ve Tasarruf Cemiye ti de nazari dikkate alak lâzım gelen teşebbüsatta bulunacakları mev•ukan haber ahnmıstır. Poliste tebeddülât Birinci ve üçüncü şube müdürleri terfi ettiler Ankara 16 (Telefonla) Kocaeli Polis Müdürü Naci Bey terfian Emniyet İşleri üçüncti şube müdürlüğüne, îstanbul Polis Müdiriyeti birinci şube müdürü tbrahim Bey ter> fian mülkiye kaymakamlığına tayin edilmislerdir. İbrahim Beyin yerîne muavini Muatafa Nur! Bev tayin edilmistir. tstanbul Polis Müdiri. yeti üçUncü şube müdürü Kerim B. terfian Kocaeli Polis Müdürlüğüne tayin edilmiş, yerine Samsun Polis Müdürü Mehmet Ali Bey tayin olunrn"tur. İstanbul Polis Müdiriyeti kidemli Basmemurlanndan ve Mektebi hu kuk mezunlarmdan Mahmut Bey terfl«n Eakişehtr P«H> MUdurlUftUne tayin edilmistir. Vekâlet emrinde bulunan sabık Emniyet tşleri müdiriveti UçüncU şube müdürü Emin Zeki B. tasfiyeye tâbi tutulmuştur. Knunî müddetlerini ikmal eden polis müfettişlerinden Muhip vo ömer Beyler arzularile tekaüde sev kediİTii»Ierdir. Dünkü «Cumhuriyet» te İsmet Paanın Pire ve Triyeste seyahatinin v Mecidiye kruvazörü ile yapılacaçından bâhis haberinde yanlış bir fıkra • ardı. Mecidiye kruvazörü Yunan'lılarla harp etmemiştir, deniliyordu. Siyasî bir cemile olmak üzere Pire'ye Yunan'lılarla harp etmemiş bir geminin gönderileceğini söylemek is tiyen bu fıkrada denildiği gibi, Mecidiye, Yunan'lılarla harbetme miş değildir. Bilâkis Balkan harbinde tstiyorlar ki devlet, iktisaden geri Yunan'lılarla en çok harbeden geve tazepzüp rejimi klâsik demokrasi mimiz Mecidiye olmuştur. Filotüiâ kalmış bir millî camia olan Türk camızın bütün keşiflerini Mecidiye miasında iş birliğini, yani her türlü sevketmiş, ayrıca donanmanın yapsây ve sermayeyi âli ve plânlı bir tığı İmroz ve Limni muharebeleri • mürakabe ve müdahale ile bir an ne de iştirak etmiştir. Hatta Ave evvel rnület iktisadına varmağa sev rof'un fena halde sıkıştırıldığı ve anketsin. Onların istedikleri bu devlet cak Ramiz ve Rauf Beylerin bece müdahalesinin ne komünizmin ve riksizliği yüzünden batmaktan veya teslim olmaktan kurtulduğu tmroz ne de devlet sosyalizminin müda • muharebesinde. Mecidiye güzel ahale şekilleri ve vasıtalarile müşteteşlerile Yunan donanmasının Specya rek bir tarafı yoktur. sınıfı eski gemilerinden birine bir, Bu fikirler H. Fırkattnın progra iki isabet te teminine muvaffak ol mma zıt mıdır? Değilşe ne dereeeye mustu. kadar uygundur? Mecidiye'nin nakkını bu surf»l'p Bunu Falih Rıfkı B., Son Posta'nın meydana çıkardıktan sonra, şunu da ilâve edeyim ki Mecidiye'nin Bal arkadaşlarımızın yazılarından al dığı parçaları ve onlara atfen yaz kan harbine istirak etmiş olması dıklarını Fırkanın programı ile mad tsmet Paşayı Pire'ye götürmesine mâni değildir. Çünkü harbeden gede madde karşlaştirarak o kadar miler değil, fnsanlardır. tnsanlar dost güzel izah etti ki biz buna ilâve olduktan sonra, gemiler de birbirine edecek yeni bir şey bulamıyoruz. mermi yerine selâm topu atariar. Bir suale daha cevap vermek icap Evvelki sene limanımıza gelen İn ediyor: giltere'nin Akdeniz filosu Amiral Bu gençlik niçin şimdiye ka • gemisi meşhur Queen Elizabeth dar sustu? drîtnotu, Çanakkale'ye hücum eden ve Maydos'u yakan gemi değil miyAnkara gençliği susmadı. Fikir di? Kaldı ki Mecidiye de 18 sene lerini daima izah etti. Fakat bu i • evvel Yunan harp gemilerile mertçe zahlar patırtılı nümayiş şeklinde olharbetmiş olup, müdafaasız köy ve madıkları için belki inkılâp muarız şehir yakmış silâhjız insanları öllarının şimdiye kadar nazari dik dürmüş bir gemi de değildir. katlerini celbedememiştir. Ankara • *• gençliği inkılâbı düsturlaştırmağa bise gibi alınacak şu veya bu rejimden ziyade inkılâbın karakteristi ğine ve gayelerine uygun bir inkılâbı nizami olsun! Bugün inkılâbı nizamî, inkılâpçı H. Fırkasının otoritesi sayesinde hal ve mevkie filen hâkim bulunuyor. Onlar bunun devamını istiyorlar. Onun içindir ki demagoji an'anelerine düşmandırlar. çalışırken yaptığının bir poütikacı lık değil, ilmî bazlara istinat eden bir iman ve fikir işi olduğunu müdrikti. Eğer bu gençlik son zamanlarda muarızlarına karşı keskin bir hücuma İngiltere'de sehirde veni Mr eğlence yeri tesis edildi mi, küşat resmini yalnız sözle değil. filen de Şehreminleri yaparmış. Bu cümleden olarak Londra civarında yeni bir çocuk bahçesi açılmış ve oradaki salıncak, yukarıdan aşağıya doğru kayma iskelesi gibi şeylerin hepsine çocuk lardan evvel Londj^Ş^bremini binmiş, hçm de taxihî cübbesi, jerukası ve külâhı ile.. Bu âdetf biz de kabul etsek fena olmaz. Belediye Reisi Muhittin Beyle muavinleri Hâmit ve Nuri Byler plâjlann resmi küşadında, denize atlarlar, bayram yerlerinde salın cağa, atlıkarıncaya binerler, Gülhane parkının çocuk bahçesinde kumda oynarlar, Ramazanda Şehzadeba şı'nda nişan atarlar. Hele Avrupa'daki gibi bir Lüna Park açılırsa Zenci boksörün karnına yumruk atmak, fırtına gemisine binip çalkalanmak, göbek atan merdivene tırmanmak, yıldırım sür'atile dönen dairenin ortasında durmak, Cennet ve Cehenneme girmek gibi bin bir türlü eğ lencelerden istifade ederek ciddî işIerden bunalan başlarını dinlerler. Yalnız, korkunc karanlık dehlizlerde dolaşmak ve Montagne russe denilen sert ve dik inişli çıkıslı dağlara tırmanan küçük trene binmezler.Çünkü zaten İstanbul'un kapkaranhk sokaklarında ve bozuk kaldırımlı yokuslarında bu, eğlencelerin resmi küşadını her gün yapıyorlar da on danj^ Bir îngiliz usulü bizde de tatbik edilseydi?.. Almanya'ya Yardım! Moratoryom 3 sene daha temdit ediliyor Vaşington 15 (A.A.) Ekseriya iyi ve doğru malumat almakla ta nınmış olan NewYork Evening Post gatezesi muhabirinin verdiği bir habere göre dün akşam yemeğine Reİsicumhur M. Hoover tarafmdan davet edilmiş olan federal Reserve idaresinin istişarî meclisi azası harp ve tamirat borçlarının bir sene müddetle tecili hakkındaki moratoryo mun derhal üç ilâ beş sene müddetle temdit ediimesini M. Hoover'e tavsiye etmişlerdir. Vaşington 15 (A.A.) Resmî makamlarm Moover moratoryomunun temdidi hakkında vakitsiz ha berler neşredilmesini hiç bir veçhile arzu etmediği aşikâr gibi görün mektedir. Reisicumhur M. Hoover'in kâtiplerinden biri NewYork Evening Post gazetesinde çıkan bir haber hakkında sorulan suale verdiği cevapta moratoryom müddetinin temdidi mes'e. lesinin şimdiye kadar müzakere ve mevzuu bahsedilmemiş olduğunu, ve Riyaseticumhur mehafilinde de böyle bir teşebbüste bulunmanın derpiş edilmediğini söylemiştir. mun manasını anladı, ve: Evvelemirde Egel Nuar oteline telefon ediniz ki otelci ile oğlu müsterih olsunlar... Evet! evet!. Bu gece otele avdet etmediğinizi görürlerse, mutlaka kırmızı ipek ten bir iple boğulduğunuza ve dipsiz bir kuyuya atıldığınıza inana caklarından eminim! Bir çeyrek saat sonra doktora iyi geceler geçirmesini temenni ediyor ve sükutî Bütler'i takip ederek odan a giriyordu.ıOdam... Matmazel dö Radeski ile ayni catı altında yatacaktım. Yatağımın üzerine serilmiş duran bej renkli ipek bijamanm davetkâr bakışlarına rağmen uyuyamıyacağımdan emindim. Belki hulya ile vakit geçirebilecektim. Doktor Şombergin batakhanesinde nasıl uyuyabilirdim. Odama kapanır kapan maz, dört civar arasında, Matmazel dö Radeski'yi bulabilmek ve nihayet konuşabilmek ateşile yanarken, sa* bırsızlık alevleri beni yakarken na Ankara'da bir cinayet Ankara 16 (Telefonla) Dün Ankara'nın Küçükesat mevkiinde şayani dikkat bir katil vak'ası ol muştur. Njyazi isminde biri para • sına tamaan Bilâl Ahmet oğlu Kadir tarafmdan b'ldürülmüştür. Katil ve maktul uzun müddet boğuşrauşlar, katil de yüzünden derin bir yara almıştır. Zabıta hâdiseden kısa bir müddet tonra katili yaklamıştır. geçmişse bunu Serbest Fırka artığı matbuatın bozguncu neşriyatına karşı inkılâpçı gençlikten beklenen bir hassasiyet ve aksülâmel olarak telâkki etmelidir. Hulâsa, Ankara'lı gençlerin yu karıda bir nebze bahsettiğin\iz fi • kirleri genç dimağların inkılâp ideolojisi etrafında çalışması, inkılâp fikriyatının derinleşmesi hâdisesinden başka bir şey değildir. İnkılâbı anlıyamamış olanlar onun karakte rine çok sadık olan bu fikir hareketini sistem halinde karşılarında görünce yeni bir cereyamn doğmağa başladığını zannetmişler! Bizce yeni olan Ankara'daki ce reyan değil, Ankara'ya muhalif o lanların inkılâp mes'elelerine karşı uyanmağa başhyan alâkalarıdır. ALİ SÜREYYA Gazeteleri tetkik Ankara'da alî bir heyet teşkil edildi Yeni matbuat kanunu üzeri • ne Istanbul Adliyesinde bir matbuat tetkik bürosu teşkil edil • mif ti. Ankara'da da bir müf ettiş, dört sulh hâkimi, bir kaç kâtip ve bir daktilodan mürekkep olmak üzere bir âli mürakabe heyeti teşkil edilmistir. Tüccara gösterilen bir kolaylık Ankara 16 • Bütün dünyayı sarsan son iktisadî buhran dolayısile bazı tacirlerimiz Avrupa'dan cel bettikleri emteayı, gümrüklere geIeli hayli lanun olduğu halde, antrepolardan çıkaramamaktad<rlar. Maliye Vekâleti vuku bulan müra caat üzerine bu gibi emteanın üç sene olan bekleme müddetini dört seneye iblâğ etmiştir. Mısır kredi Fonsiyesi Kahire 15 (A.A.) İkramiyeli ve yüzde üç faizli Mısır kredi Fonsiye tahvillerinin bugünkü çekili • şinde: 1886 senesinde çıkarılan tahvil lerden 18,518 numara 50,000 altın frank, 1903 senesinde çıkarıNn tahvillerden 418,581 numara 50,000 altın frak, 1911 senesinde çıkarılan tahvillerden 267,721 numara 50,000 altın frak kazanmısiardır. EDEBİ TEFRİKA: 27 İzmir'de müzayedeye î Çıkarılacak Yunan emlâkî Dahiliye Vekili Ankara'da Ankaral6 (Telefonla) Dahiliye Vekili bugün şehrimize geldi. İstasyonda Dahiliye erkânı ve bir çok meb'uslar tarafmdan karşılandı. Vekil B. öğleden sonra İsmet Paşa Hz. ni köşklerinde ziyaret ederek bir müddet görüştü. ruklu piyanonun önüne durdu. List'in ikinci rapsodisini büyük bir meharet ve şevk ile çaldı, vakit ilerlemişti. Saat cn bir buçuğa doğru, artık çekilmemiz icap ettiğini doktor işaretle anlattı. Koridordan geçerken, gösterdiğJ misafirperver • likten dolayı kendisine teşekkür ve müsaadesini rica etmeğe hazırIanırken bir işaretle beni susdurdu. Ve: Hayır... Dedi, gitmiyeceksi • niz... Bakmız kar ne kadar şiddetle yağıyor... Sedlo Stare'ye dönreenize müsaade etmek gayriinsanî bir hareket olur... Binaenaleyh sizi bı • rakmıyorum... Geceyi, Bütler'in sizin için hazırladığı odada geçirir • siniz. Bu gayrimuntazar davetten memnun olduğum kadar sıkılıyordum da. Genç dostum Havlek'in seferber ettiği köylülerin başında beni kur tarmak için şatoya müteveccihen hareket ettiğini âdeta görür gibi oluyordum... Doktor tereddüdü Bu heyet, bütün matbuaları ayrıca tetkik etmekte, mahallî tetkik bürolarının gözlerinden kaç* ması ihtimali olan neşriyatı kontrol etmektedir. Bugün ((Yeni Gün» de Bütün gayrimübadillerin 1 dört gözle bekledikleri listeyi H Yeni Gün refikimiz bugünkü m nüshasmda nefretmektedir. A Kadife alev MAURICE DEKOBRA'dan Lolâ Montez, zarif tabakasından kokulu bir siğara çıkardı. \ ^ gülerek ilâve etti: Aşkta üstattırlar. Siğarasını yakmak için çaktığım kibriti uzatarak: Madam, dedim, her milletin aşk hakkındaki telâkkisi başkadır. Aşk Fransız için bir bekâr odası, Alman için bir fidelik, İngiliz için yemiş, İspanyol için diş gıcırdatmaM... Ya Amerika'lı için? Karşı karşıya sızmaktır. Doktor Şomberg lutfen tebessüm ettiler. Bu bahis daha uzayacaktı. Fakat, piyanoda hakikî bir Virtüoz olan, madam dö Monpasan tersine çevrilmif bir tabut gibi uzun, kuy Pencereden dışarısını tetkik etmek için perdeyi araladım. Karlı tepelerin dibinde ayna gibi parlıyan Vlata'yı ayın ışığı altında görebil diğime nazaran büyük bir ihtimalle şatonun ikinci katında ve şark cihetinde bulunuyordum. Odam, di rektuvar devrine ait eşya ile asrî konforun imtizaç ettiği bir meşher idi. Paravananın arkasında mükellef bir lâvabo parıl parıl parlıyan iki nikel musluğunu brovnig tabancası gibi karşısına çıkacaklara tevcih etmiş... Dipte, dük dö Giz'in katillerini memnun edecek şekilde dar ve alçak bir kapı. Bu kapı çok temiz ve müzeyyen bir banyo salonuna açılıyordu. Odamın Bahrihazer gibi, hiç bir tarafa iltisakı yoktu. Mütehammil iki menfez: Kapı ve pencere! Halının on beş metre yukarısındaki kardan örül müş pencere 1 Ve odamın on metre Radeski'ye mülâki olabilecek miyilerisinde doktorun behemehal sakIadığı nöbetçi ile sıkı bir surette ta dim? rassut ettirdiği sık köşeli, sert döneTam on be? dakika, kulagım ameçli uzun koridora açılan kapı! naktar deliğinde, dışarıda bir hareSaklanbaç oynamağa ne kadar roü ket olup olmadığını işitmeğe uğ sait bir yer! Koridorun nihayetine ve raştım. Mutlak bir sessizlik! Elektrik duvarların kenarına çevireceği bir dügmesini çevirdim; odam zifiri bir nazarla, Mösyö Hugo Şomberg'in karanlığa gömüldü; gürültü yap aylıklı terassut memuru, ruhunuz mamak için azamî itina ile kapıyı bile duymadan en küçük gezintinizi araladım; korkarak başımı dışarıya mükemmelen görebilir! uzattım. Sağ ve sol tarafta kimseler Saatime baktım. On ikiyi on geçi yoktu. Daha doğrusu gecenin koyu yor. Matmazel dö Radeski'yi göre karanlığı kimse olup olmadığını görbilmek veya onunla görüşebilmek meme mâni.Ya pencerelerin teşkil etiçm ne gibi çarelere baş vurmak icap tiği çıkıntılarda varsa? edeceğini düşünmeğe önümde koca Birdenbire bir kumaş hışırtısı kalbir gece vardı. bimi hoplattı. Arkamda bir hareket Yapılacak en doğru hareket oolmuştu. Kapıyı derhal kapattım ve damdan çıkmak ve Siyam'lı kedinin hemen elektrik dügmesini çevirdim. önünde durduğu kapıyı bulmağa çaOdam karanl'ktan kurtuldu. tçeride lışmaktı. Bu kapının sol tarafında beyaz mermerden yapılmış büyük bir kimse yoktu. tyi ama, bu kumaş hısaksı dikkatim! celbetmişti. Bu saksı sırtısı nasıl ve nereden kulağıma gelmisti. Karyolamın etrafını do • odayı bulmamı kolaylaştırabilirdi, laştım. ancak kimseye tesadüf etmeden ve Mdba&t var müşkülâta uğramadan Matmazel dö i

Bu sayıdan diğer sayfalar: