i Camliartyei 9 Eylul 1931 E H E l U I A I TAHTELBAHIRLERI Nakili: ABIDİN DAVER îhracat emtiamız Ambalajın Istanbul'da yapılması faydalı olacak SEYAHAT MEKTUPLARl: Atina'ya yazııı gitmeyin! Tekirdağında arabası 250 Istanbul'da biz serinlemek için pencere açarız, onlar kapatıyorlar! Atina, eylul Çanakkale Boğazı'ndan çıkıp ta Pire'ye yollandığımız vakit hava açık ve rakitti. Böyle havalar4a deniz sularının rengi pek hoş oluvor. Bu hale Patras açıklarından geçlp Sicilya'ya doğru giderken de tesadüf ettik. Vapur Pire limanına erken girdi. Rıhtmıa yanaştı. Bizden biraz sonra Seyrisefain idaresinin İzmir vapuru da geldi. Yolcular vapura dönmek şartile Atina'yı gezmek arzu ederlerse, pasaport vizesine hacet kalmadan meccanen ruhsat veriyorlar. Ehibbamızdan iki zat vapura gelip bizi aldılar. Atina'ya götürdüler. Bazı yerleri ve bilhassa Akropolu gezdik. Oradan Kifisya denilen mesireye gittik. Yolun sol tarafmda ve Atina'nın yanıbaşında, yuvarlak tepelerden mürekkep bir sisile nazari dikkatimi celbetti. Sordum. «Türk dağları» dediler. Fakat sebebi tesmiyeyi bir türlü öğrenemedim. Atina'nın şimali şarkında ve yayan üç saat mesafede bulunan Kifisya'da su bol olduğundan her taraf ağaç Iık ve yeşillik. Köye bir çeyrek mesafede suyu çok güzel bir pınar var. Buradaki su, su yolları vasıtasile Atina'ya kadar gidiyor. Kifisya, Atina'ya nisbetle pek serin olduğu için biraz rahat ettik. Yediğimiz yemekler hep memleketimizde alıştığımız yemekler, hem de fevkalâdesi... Vapur vakti yaklaşmca, Kifisya'dan hareket ettik. Yolda gene sıkıntı başladı. Esen rüzgâr azap verecek derecede sıcak. Atina ile etrafında yaz mevsimlerindeki sıcağa tahammül etmek bizler için her halde pek müşkül olacak. Biz yazın Istanbul'da serin lemek için pencere açarız. Atina'da ise, bilâkis odanın serinliğini muhafaza etmek maksadile pencereleri, hatta panjurları kapalı tutuyorlar. Bunu ziyaretine gittiğimiz bir zatın evinde görüp öğrendik. Kavun Karpuz kuruşa satılıyor 19 O giderken, biz U. 151 in güvertesınde onun gidişini tebessüm le seyrerîiyor ve düşmanın eline düşen bir Alman balıkçı gemisinin akibeti ne olacağını kendi kendimize soruyorduk. 4,855 tonluk riarpathian va puru, boş olarak Peymouth (Plimut) tan (Baltimor'a gidiyordu. Kuvvetli bir surette teslim edil mif olduğu için bilâihbar torpillenmek tehlikesine maruzdu. Vapuru görür görmez daldık iyi bir atış vaziyeti aldık. Torpilimiz bu defa münasebetsizlik etmedi. İnfilâk tarakasmı medenî bir gürültü takip etti. Periskopla tarassut için hemen yükseldik. Koca vapur kıç taraf mdan batıyordu. Mürettebat, çoktan filikalara atlamış, uzaklaşıyorlardı. Denizin yüzüne çıkan sandallara oo., u gittik. İngiliz olan kaptan ile dümenciden ve iki topçusundan maada, bütün mürettebat Japon idi. Yaralınız var mı? Şişko bir adam olan süvari kemali sükunetle cevap verdi: Tayfalardan biri haf ifçe yaralı... Yaralıyı güverteye aldık. Doktorumuz muayene etti. Bu, bir Japon idi ve hafifçe berelenmişti. Biraz tentürdiyot sürdük. Ustüne de bir muşamba yapıştırdıktan sonra filikasına iade ettik. Bunlara bir f ıçı tatlı su ile bir kaç kutu sığır konservesi, biraz da tütün verdik. emali memnuniyetle garp istik&metini tuttular. Bu arada Harpathion vapuru da dibi bulmustu. Harp esnasında kahve ve çaylarını melâs, nebat şekeri veya sakarin ile tatlılandıran, yahut ta hiç şekersiz içen Amerikah'lar, kim bilir, bize ne kadar lânet et mişlerdir. Bir okka şeker için avuç dolusu para veren Amerika kadınlarının, bize kalayı bastıklarına, hiç süphe yoktur. Fakat biz Almanlar, diğer milletlere nazaran şekersizlikten çok sıkıntı çektiğimiz için (biz Türk'leri unutma yın) Amerika'hların bu hiddetini pek haklı buluruz. Fakat ne ya palım, harpbu! nına mensup Vinland isminde bir Iş Limitet şirketi mahsullerimizi Norveç vapuru idi ve NewYork'a hususî ambalâj yaptırmak suretile şeker getiriyordu. Bu gemi, ba Avrupa'ya sevkedecektir. Bu husustırdığımız üçüncü «şekerlik» idi. ta Karadeniz havzasında, diğer yerKaptanı Cuba (Küba) da iken lerde tetkikat yaptırmıştır. Simdiye Amerikan sularında tahtelbahirkadar tstanbul'dan sevkedilen ih racat eşyalarımızdan hemen kâffesi ler olduğuna haber aldığını, fa Tiryeste, Marsilya, Hamburg, Liverkat bu sözlere ehemmiyet vermepol ve Londra gibi transit şehirle diğini söyledi. rinde manüple edilmekte ve orada Bu şayiaları Anglosaksonhususî ambalâjlara konarak satıl Iarın, bermutat, uçurdukları ör makta idi. Bu manüplâsyonlar yapıdekler zannettim; dedi. lırken Türk mahsulü için başka memAdamcağız, o zamanki inan leketlerin mahsulleri de karıştırıl mamazlığından dolayı şimdi süt makta ve Türk f irmalarının şöhre • tinden istifade olunmakta idi. Bu dökmüş kediye benziyordu. yolsuzluğun çaresine bakılamadığı Başka bir gemi daha göründü. için memleketimiz bir hayli zarar Bu esnada deniz hayli sertleş ediyordu. mişti. Yeni gelen de Vindeggen İş Limitet şirketi ambalâjları İs isminde bir Norveç gemisi idi. tanbul'da yapmak suretile bu gibi Hamulesi, düşmanlarımıza mah mahzurları da izale etmiş olacaktır. sus 6000 ton pamuk ve 2000 ton bakırdı. Kısa bir takipten ve bir kaç mermiden sonra yakaladığımız bu kıymetli yükü de memnuniyetle Okyanos'un dibine gönYüzlerce lirayı vermiyen dermeğe hazırlandık. Kaptan, evrakı hâmilen geldi. Bu vapur, iki b?,yiler tevkif edildi sene evvel Japonya'da yapılmış İkinci ceza mahkemesinde dün ve o vakittneberi şayani dikkat bir davanın muhakeTaşıyacak hamule peşinde bümesine başlanmıştır. tün denizleri dolaşarak ta Nev Fatih'te tramvay tevakkuf mahalYork'a kadar gelmişti. Lostro linde tayyare piyanko biletleri ba monun karısı da, iki yaşındaki kıyiliği yapan Bürhanettin ve şeriki zı ile kocasına refakat ediyordu. Fuat Ef. ler aleyhine, Sabriye ve EKaptan: mine isminde iki hanım tarafından Filika ile gitmek çok güç ve bir dava açılmıştır. Davanın mevzu zahmetli olacak. Baksanıza de şudur: Tayyare piyankosunun onunniz çok sert! Dedi. cu tertibinin son keşidesinde Sabriye Erkekler, hep deniz kurdu ol ve Emine Hanımlarm Bürhanettin ve dukları için, bilâmüşkülât, filika Fuat Efendilerin gişesinden aldık ları bilete yüz bin liralık bir ikra • ile karaya kadar gidebilirlerdi. miye çıkmıştır. Bilet sahipleri yüz Kadın ile küçük çocuğa gelinec, bin liranın onda biri olan on bin limes'ele değişiyordu. Esasen, Vinrayı almak üzere maznunlara mü deygenin mürettebatını derakap racaat etmişlerdir. Bu para bilet sagönderemezdik. Çünkü hamulesi hiplerine tevdi edilirken Emine Haçok kıymetli idi. Almanya'da banımın hissesine düşen beş bin lira kır stoku pek azalmıştı. Mermi dan 680 lira, Sabriye Hanımın hisseyapmak için elzem olan bu ma sine düşen beş bin liradan da 150 liden harbin bidayetinde Alman ra kesilmiş ve kadınlara haMÜrl yada mebzul miktarda vardı. Fanoksan olarak verilmiştir. kat, muhtelif cephelerde o kadar Emine ve Sabriye Hanımlar bu f azla mermi yakılıyordu kî bakır nun üzerine Bürhanettin ve Fıiat Estoklarımız sür'atle erimişti. Şimfendiler aleyhine mahkemeye müradi, Vindeygenin ambarlarındaki caat etmişlerdir. Heyeti hâkime, maznunların cürkıymetli külçelerden mühim bir mü ikrarları üzerine tevkiflerine ve kısmını tahtelbahrimizin boş kamuhakemenin mevkufen icrasına kalan ambarlarına yerleştirebilir rar vermiştir. Bürhanettin ve Fuat dik. Fakat bakırların bizim ge Ef endiler derhal jandarmaya teslim miye nakli bir mes'ele idi. Bu işi Güneş doğarken iki vapur göedilmişlerdir. Muhakeme bazı hu • bulunduğumuz yerde rahat rahat ründü. Bir tanesinin bacasından susatın istilâmı için 15 eylule talik yapamazdık. Amerikan muhrip simsiyah dumanlar fışkırıyor ve edilmiştir. leri bir taraf a dursun, hem sahile o kadar hızlı gidiyordu ki çok geççok yakın, hem de vapurların yoS^O^PB meden kayboldu. öteki dosdoğ lu üzerinde idik. Gemilerin daha ru üstümüze geliyordu. Çok geçmeden kendisine «sabahlar hay i az uğrağı olan enğine gitmek muUç gündenberi şehrimizde tifo Mabadı var rolsun!» Dedik. Bu, Bergen lima I vafıktı. vak'asımn arkası tamamile kesilmiş, mecburî aşıya tâbi olan mıntakalarm aşıları da ikmal olunmuştur. Mevsim itibarile hastalığm tamamile önüne geçildiği beyan edilmektedir. Büyük ikrarniye! Atina'ya gelmeği arzu edenler ilk veya sonbaharda gelirlerse rahat ederler. Yaz mevsiminde Atina'hlar bile sıcaktan muztarip olduklarından, zenginleri her sene bucak bucak serin yer »rarlar, bilhassa Kifisya'daki sayfiyelerinde bir kaç ay otu rurlarmış. Atina'nın kâin bulunduğu Attik kıt'ası 2,200 kilometre murabba ve vüs'atindedir. Genişliği bir saat ve uzunluğu dört saat süren bu ovanın suyu yoktur. Arazisi kireçli ve kurak olduğundan, yalnız zeytin, incir ve dzüm yetişir. Kasabada elektrik tesisatı ikmal Bu kuraklık yüzündedir ki Yunaedilmiş ise de mahalle araları gene nistan'ı istilâ eden akvam buralarda karanhktır. Belediye itfaiye için bir bir türlü yerleşmemiştir. arazöz olmıştır. Atina'nın vaktile mamur ve meş^IIIIIIIIIIIIIHIIIIMIIIMIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIII,, hur olması da arazisinin bu bereketsizliğinden ileri gelmiştir. Çünkü ahali geçinmek icin gemiciliğe ve de ^'•ıiıııııııııııııııiıtıııııılıliMUiMiHiıuıııi UIIIIIIIMMIIIIIItllllllllll|l niz ticaretine sülu1 etmiş, bu sayede servet ve kuvvet sahibi olmuştur. Bugün dahi ayni hal vakidir. Hep Balkanya* masabakaları müna Türkiye'de, Mısır'da, Avrupa'da, Asebetile Sofya Turing kulübü perallî merika'da, hatta Hindhtan'da para kazanan Rum'lar Atina'ya gelip yer otomobil yarışı tertip etmiştir. Bu yarışa bir Türk hanımı da iştirak edeleşmiş ve servetini buraya naklet cektir. Bu hanım Samiye Bürhan Camişlerdir. hit Hanımefendidir. Samiye HanımeLozan muahedesi mucibince yapılan mübadele üzerine Türkiye'den fendi ötedenberi otomobil kullan • maktaki büyük mehareti ve soğuk gelen Rum'lardan bir (haylısı) Atina'ya yerleştirilmiştir. Bunların bir kanlıhğı ile temayüz etmiştir. Yarış* lar mesafe ve sür'at yarışları olmak kısmı zengin olduğundan faydadan üzere iki kısırr " . hali kalmamışsa da, fakirleri gaile teşkil etnuştir. Bunlar için Pire limanından baştstanbul Atletizm heyetinden: Iıyarak her tarafta evler yapılmış, İcrası mukarrer İstanbul birincimahalleler teşkil edilmiştir. Bu malikleri Kadıköy sahasının tamiri ikhalleler dama tahtası şeklinde olup mal edilmemesi yüzünden müsaba ufak ufak, hep bir çırpıda, birbirinkaların yapılmasına imkân bulun den ayrı, ve sıra ile dizilmiş. Heyeti madığı ilân olunur. mecmuaları pek çirkin. Hele Atina gibi mimarî ve heykeltraşlıkta ma zinin o harikulâde eserlerini taşıyan Türkiye Futbol Federasyonundan: bir şehirde bu çirkinlik büsbütün göAsağıda isimleri yazılı idmancıze batıyor. Iarın şifahen de tebliğ edildiği gibi Söylendiğine göre bu evler hep ha 8, 11, 13, 15, 18, 20, 22 eylul 931 tarihlerinde ve saat on yedide yapıriçten, hariçteki vatandaşlardan gelacak ferdî ve cem'î ekzersizler için len ianelerle yapılmış. bilcümle levazımlarile birlikte GaRAŞİT latasaray Spor kulübünde hazır bur Tekirdağ'mdan yazılıyor: Bu sene zuhur eden tarla fare • lerinden dolayı mahsulât azdır. Hal böyle iken fiat ta düşkündür. Yalnız kuşyemi 910 kuruş arasında satılıyor. Kavun, karpuz çoktur. Bir arabası 250 kuruşa satılıyor. Buradc ticaret Musevilerin elinde ol duğundan köylüler cumartesi gün leri kasabaya gelmiyorlar. Müskirat İdaresi tarafından yaptırılmakta olan şarap fabrikası ikmal edilmiştir. Bir iki güne kadar faaliyete başlı • yacaktır. tnhisar İdaresi yaş üzü mün okkasını 7,510 kuruş arasında almaktadır. Mahsulün iyiliği bağcıları sevindirmiştir. Otomobil yarışlarina girecek bir Türk hanımı Atletizm birincilikleri Futbolcuları davet İtalyan izcileri dün gitti ( Birinci sahifeden mabait ) Recep Beyin konferansı {Birinci sahifeden mabait) lunmaları ıcbiig oiunu.. £î nezzüh yapmış, Karadeniz boğazına kadar gidip gelmiştir. Dönüşte Sefir Hz. ile sefaret erkânı ve tstanbul'lu talebe Kabataş'ta gemiden dışarı çıkmışlar ve gemi saat altıda yoluna devama başlamıştır. reisi Hacim Muhittin Beyin ve teşkilâtın mesaisini tetkik edecektir. Bundan sonraki seyahat programı henüz tamamen tesbit edilmemiştir. Bu seyahat bir ay kadar devam edecektir. Ali B. istanbul'a geldi C. H. Fırkası grup reislerinden Afyonkarahisar meb'usu Ali B. istanbul'a gelmiş ve Yalova'ya gitmiştir. Ali Bey İstanbul'da bir ay kadar kalacaktır. Beşıktaş'tan N»ri, Eşref ' Husmf. "'Vefa'dan Samı, Refık, Husamettln. Beykoz'dan Malık. Galatasaray'dan Nihat, Mehmet Sa lım, Mithat,, Rebu, Burhan, Avnl. F e n e rbahç e 'den Fıkret, Muzaffer, Niyazı, Cevat, Reşat, Zeki. Rıza Halıcıoğlu Askeri lısesinden: Hakkı Beyler îSolhlhıllıt Yeni tifo vak'ası yok Gazi her şeye kadirdir! En büyük Avusturya gazetesinin müdürü intibalarmı anlatıyor Beynelmilel Himayeietfal kongresi mesaisini bitirdi Cenevre 7 (A.A.) Cenevre'de içtima eden beynelmilel himayeietfal kongresi mesaisini bitirmîştir. Kongreye iştirak eden heyeti murahhasamızın çocuk haftası ve himayeietfal teşkilâtı hakkında verdiği malumat kongre tarafından büyük bir alâka ile dinlenmiş ve alkışlanmıştır. Kongreye iştirak eden bazı heyeti murahhasalar memleketlerinde tatbik etmek üzere çocuk haftası ve bilhassa himayeietfal teşkilâtı hakkında malumat almak üzere himayeietfal merkezi umumisine müracaat edeceklerini heyeti murahhasamıza bildirmi<5İ°rdir. Heyeti murahhasa mız çocuk hastalıkları kongresine iştirak etmek üzere Lâhey'e hareket etmiştir. Londra 8 (A.A.) İngiliz birinci kümesine mensup üç futbol takım ları arasında yapılan maçlarm neticeleri şudur: Huddersfield takımı Leicester takımını bire karşı iki, Sheffield united ekip Westham ekibini sıfıra karşı altı ve WestBromwish takımı Suderland takımını sıfıra karşı bir sayı ile mağlup etmişlerdir. ingilfere'de futbol maçları Fransiz Alman atletizm maçı Viyana'da çıkan ve Avustuya'nın en maruf gazetelerinden olan Neue Freie Presse gazetesinin müdürü Dr. Elek bir müddettenberi şehrimizde bulunuyordu. Dr. Elek dün memleketine dönmüştür. Avusturya'lı gazete müdürü hareketinden evvel bir muharririmize şunları söylemiştir: « Memleketinize bundan bir müddet evvel de gelerek Ankara ve Anadolu'da uzun müddet dolaşmıştım. Bir kaç gün evvel tekrar tetkikatta bulunmak üzere İstanbul'a geldim. Tetkikatımın neticelerini teşrinievvel ayı içinde müdürü bulunduğum gazetede yazacağım. Ayni zamanda Tür kiye hakkında 100 bin nüshalık bir ilâve neşrine karar verdim. Ankara'da bulunduğum esnada Hariciye Vekili Tevfik Rüştü B. le ve diğer hükumet ricalile bazı temaslarda bulundum. Tevfik Rüştü Bey tam manasile bir devlet adamı, görülüyor ki Türki ye'nin mukadderatı muktedir ellerde bulunuyor. Türkiye hak kmda tetkikat yapılarak bir ilâve neşrini Avusturya'nm Ankara sefiri M. Oğust Kral Cenapları hatırlatmış ve kendisi de bunun için çok çalışmıştır. Şimdi yegâne arzum Türkiye gibi çok şayani dikkat bir memleket hakkında başladığım bu eseri muvaffaki yetle bitirmektir.» M. Elek bundan sonra Gazi Hazretlerinden bahsederek de miştir ki: « Türkiye'de Gazi'nin teş vikile vücut bulan muazzam te • rakki eserleri bir çoklarının zannettiği gibi şayani hayret değildir. Çünkü dünyanın en büyük adamı Mustafa Kemal bu işe rehber olmuştur. Bütün dünyayı ezen iktisadî buhrandan Türkiye de müteessirdir. Buna rağmen bu azim terakkiyi vücude getirmekten geri kalınmamıştır. Çünkü Mustafa Kemal her şeye kadirdir. İnkişafın her sahasında onun tesiri gözü küyor. Tekrar ediyorum Gazi'nin dehasını bilenler, anlıyanlar için yapılan iş şayani hayret değildir. Türkiye'de ileri doğru atıLnak arzusu var. Bu azimkâr milletin arzusunu hiç bir kuvvet durdu • ramıyacaktır.» Isveç sefiri M. Heidenstein zevcesile birlikte mezunen memleke tine gitmiştir. M. Heidenstein'e Sefaret Müste • şarı M. Euler Chelpin vekâlet ede cektir. isveç sefiri memleketine gitti Paris 7 (A.A.) Fransız ve Alman ekipleri arasında yapılan atletizm maçında Almanya Fransa'yı 62 sayıya karşı 89 sayı ile mağlup et miştir. Giderlerken.. Terkos şirketinin istediği tazminat Ankara 8 (Telefonla) Terkos Şirketi umumî harpteki vazıyet muamelesinden dolayı tazminat istiyordu. Bu talebi tetkike memur komisyon mesaisine devam etmektedir. Tetkikatın bir müddet daha devam edeceği anlaşılmaktadır. Şirketin haklı olup olmadığı ancak neticede belli olacaktır. Güzel Izmir'imize Kavuştuğumuz gün... [Başmakaleden mabaıt] gidiyorsak önümüze açılan o dağ larla çevrili koca gölün Akdeniz'e bağlı bir deniz parçası olduğunu kabil değil derhal anlıyamayız. Orası nazarlarımıza sanki kâinatın bütün sularının ilk kaynağı olan bir ebe diyet denizi gibi görünür. Biraz daha giderek işte bu muhteşem hissiyat içinde bir sehre dahil oluruz ki onun adı İZMÎR'dir. Hepimiz güzel İzmir'in her tel saçı için bir dâsıtan söyliyebiliriz. Fakat sözü da ha ziyade uzatmıyarak yalnız şunu kayıt ile iktifa edelim ki üç seneden biraz fazla süren çok acı bir iftirak ve hasretten sonra ve bugünkü ta rihten tam dokuz sene evvel 922 eylulünün 9 unda bugün, Türk ordusu İzmir'e işte o son söylediğimiz Nif üzerinden girerek bu ezelî ve ebedî masukamızla tekrar kucaklaşmıştı. Dumlupınar'dan zafer kanatlarile uçup gelen Türk ordusunun Türk İzmir ile bu kucaklaşmasındaki ulviyetin tasavvurunu sizin hayalinize bırakıyoruz. YUNUS NADİ 800 italyan izcisini hâmil olan Tesore Batisty vapuru buradan doğru Rados'a ve oradan Yafa, Portsait ve diğer Akdeniz limanlarına gidecek, badehu İtalya'ya avdet edecektir. laaırlffte Yeni yapılan mektepler İstanbul Maarif idaresince yeni den inşa edilen mektep binalarmdan sekizinin bu sene açılmasına karar verilmişti. Muhtelif semtlerde bulunan bu mekteplerin tefrişatına başlanmıştır. Bu mekteplerin muallhnleri de yakmda tayin olunacaktır. Bari panayırı merasimle açıldı Bari 7 (A.A.) Şark panayırı bugün Piemonte Prensleri, Ziraat ve Nafia Nazırları, bir çok devlet mümessilleri ve azim bir halk kütlesi hazır bulunduğu halde büyük merasimle açılmıştır. Rusya'da mevkuf iran'lılar Tahran 7 (A.A.) İran Veliahdının tahsilini ikmal etmek üzere yakında Avrupa'ya gidecek olması dolayısile Sovyet'ler Birliği hükumetinin Rusya'da mevkuf bulunan bütün İran'lıları serbest bırakacağı beyan olunmaktadır. Berlin'de 64 kişiye bir otomobil isabet ediyor Berlin 7 (A.A.) 64 Berlin'liye bir otomobil isabet etmektedir. Halbuki Paris'te 17 kişiye bir otomobil düşüyor. Motosikletler de hesaba katılacak olursa 38 Berlin'liye bir zatülhareke araba isabet ettiği neticesine varılır. Pulluk imalâthanelerine prim Ankara 8 (Telefonla) Pulluk imal edenlere verilecek prim ve yapılacak ikrazai hakkındaki talimatname merbut cetvellerle birlikte vilâyetlere gönderilmiştir. Emlâk bankası binası Ankara 8 (Telefonla) An kara'da Ziraat Bankası civarında yapılacak olan Emlâk Bankası binası münakasaya konulmuştu. Münakasa ahiren neticelenmiş, inşaat bir se nede ikmal edilmek şartile ve 464 bin lira bedelle müteahhit Abdürrahman Naci Beye ihale olunmuştur. Bir çok inşaat guruplan ayni binaya 700,000 hatta 800,000 lira istemişlerdir. Rus Ticaret Mümessilliği üzüm ve incir alıyor İzmir 8 (A.A.) Rus Ticaret mümessiliği İzmir borsasına kayde dilmiştir. Ticaret mümessilliği Türkiye Rusya arasında münakit ticaret ve seyrisefain muahedesi mucibince İzmir piyasasından mühim miktarda üzüm ve incir mubayaa educektir. Zeppeiin Aimanya'ya döndü Friedrichshafen 7 (A.A.) Cenubî Amerika'dan avdet etmekte olan Graf Zeppeiin balonu saat 15,45 te Friedrichshafen limanına gelmistir.