25 Ağustot 193! = = » Cumfiarîyet SON TELGRAFLAR Çin'de hastalıktan günde «Alo alo»sahibi mahkum oldu, cezası tecil edildi bin kişi ölüyor .••4 *^+~ Uç müstencen nesriyat davası M. Venizelos dün gittî Yunan Başvekili, harp olursa bugünkü medeniyet mahvolacaktır, diyor KÜÇÜK KÖŞE: Büyük Gizli sui kast Feyezandan açıkta kalan 400 bin kişinin çektiği ıztırap pek fecidir Londra 23 (A.A.) Reuter ajansmın Hankeou muhabiri feyezana uğramış mıntakaları ziyaret etmiştir. Mumaileyh, 10,000 kişinîn muhasaraya maruz ve 400,000 kişinin de meskensîz olduğunu beyan etmiştir. Dizanteri ve tifo yüzünden günde bir çok kişi ölmektedir. Felâketze delere yiyecek ve içecek yetîstir mek güçtür. Binlerce mülteciyi kur tarmak için âcil muavenetler icrası zaruridir. Hankeou'da nehir 16 metreden 25 metreye yükselmiştir, Tereffü devam etmektedir. Askerî memurlar, m..ıımnııuı IHİIII! damları üzerine iltica ettniş olan ve oradan ayrılmak Utemiyen bir çok mültecileri zorla oralardan indir mislerdir. Hankeou 24 (A.A.) Bu ya kınlarda vuku bulan feyezanlar ne ticesinde ölenlerden her gün 1000 kadar kimsenin cesetleri kaldırılıp gömülmektedir. Mültecilerin hümma ve dizenteri yüzünden çektikleri ıztıraplar tarif edilemiyecek derecede korkunçtur. Bunların içmeğe mecbur kaldıkları müteaffin sular vücutlerini korkunç bir surette şişirmektedir. «Alo Alo» gazetesi aleyhine a • çılan müstehcen nesriyat davasma dün Birinci Ceza mahkemesinde devam edilmiş ve dünkü celsede maz j nun tarafından gösterilen müdafaa I şahitleri dinlenmiştir. Müdafaa şa I hidi olarak dinlenen müderris Mus j tafa Şekip, Şebinkarahisar meb'usu i Vasfi Raşit, Giresun meb'usu Musa Kâzım, muallim Hüseyin Hüsnü, Re.şat Nuri, Refik Ahmet, muallim Ahmet Halit, Sadri Etem Beyler maznun Hasan Rasim Beyin çok nezih bir genç olduğunu, kendisinden müstehcen bir hareket sudur ede miyeceğini, ahlâkan dürüst olduğunu ve itimada şayan bulunduğunu söylemişlerdir. Bundan sonra Müddeiumumî Hasan Resim Beyin 426 ve 427inci maddeler mucibince tecziyesini istemiş, müdafaa vekili Irfan Emin Bey uzun bir müdafaa yaparak beraet talebinde bulunmuştur. Heyeti hâkime uzun müzakereden sonra kararı tefhim etmiştir. I Bu kadara göre, davaya mevzu olan resim müstehcen ve mugayiri arühaya mahiyetinde* görülmüş ve mecmuanın Mes'uİ Müdürü Hasan Rasim B. ceza kanununun 426 ınca maddesi ahkâmına tevfikan bir ay hapse ve on beş lira para cezasına mahkum olmuştur. Mahkumiyet kararı, Hasan Rasim Beyin ahlâkî temayülü nazari dikkate al.narak tecil edilmiştir. Sübutü cürüm hakkındaki karar ittifakla, tecil hakkındaki karar da ekseriyetle verilmiştir. Darülf ünun baremi Maarif Vekili tarafmdan tetkik ediliyor Ankara 24 (Telefonla) Darülfünun Emini Muammer Raşit Bey Ankara'ya gelerek Maarif Vekili Esat Beyi ziyaret etmiş ve uzun müddet görüşmüştür. Vekil Bey, bir su aline cevaben: « Muammer Raşit Bey geldiler. Darülfünunun barem tatbikatı et rafında sureti umumiyede kendilerile görüsmekteyim. Köprülüzade Fuat Beyle diğer bazı müderrisler tarafından resmen Vekâlete müracaatler olmuştur. Onları ayrıca ve ehemmiyetle tetkik etmekteyim.» Demiştir. Dahiliye Vekili Vekil B. köylülere bir öğle ziyafeti verdi tmroz 24 (Dahiliye Vekiline refakat eden muhabirimizden) Bugün Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey ile beraberinde bulunan paşaların ha reketi mukarrer iken köylülerin ısrar ve istirhamları üzerine hareketlerini yarına tehir ettiler. Vekil Beye bütün köy mümessil leri tarafından bugün bir öğle ziyafeti verildi. Yemekten sonra Vekil Bey köy mümessillerini dinledi. Bunlar köylerinin ihtiyaçlannı bildiren birer lâyiha verdiler. Vekil Bey, bu ihtiyaçlarla yakmdan alâkadar oldu. Köylülerin başlıca arzuları burada bir Ziraat Bankası şubesi açılması, hayvan ihracatı için baytar izamı ve mektep tesisi maddelerinden mürekkepti. Vekil Bey bu üç madde üze rinde ayrı ayrı not aldı. Köylüye izahat verdi. Ankara'ya avdetinden sonra bunlarla meşgul /lacağını va detti. Bu akşam Vekil Bey tarafından verildî. Ziyafetî köy balosu takip etti. Saat beşte vekil Bey ve paşalar Kostro ve Giliki köylerine gittiler. Ahali tarafından tezahüratla kar • şılandılar. Sabaha karşı buradan hareket edilecektir. " Pst „ gazetesinin muhakemesi Müstehcen mahiyette neşriyatta bulunmak suçile İkinci Cezaya verilen fransızca «Pst» gazetesinin muhakemesine dün devam edilmiş ve müddeiumumî evrakı tetkik için mütaleaya almıştır. " Bıldırcın „ gazetesi davası «Bıldırcım gnzetesi aleyhine açılan müstehcen nesriyat davasına da dün devam edilmiştir. Müdafaa şahidi olarak Muhtelit Mübadele komisyonu Türk heyeti murahhasası müşaviri Fuat, Suphi Nuri Beyler dinlenmiş ve diğer müdafaa şahitleri gelmediğinden bunların celbi icin muhakeme cumartesiye talik edilmiştir. İsmet Pş. Hz. Ankara 24 (Telefonla) Başvekil îsmet Paşa eylul iptidasında Ankara'ya dönecek ve Atina ve Peşte seyahatine çıkmadan evvel bir kaç defa toplanaiak olan Heyeti Vekile Yeni Macar kabinesi Peşte 23 (A.A.) Karolyi ka binesi teşekkül etmiştir. Efkârı u mumiye bunu memnuniyetle kar şılamıştır. Bilhassa malî işlerde de ihtisasından istifade edilecek olan M. Valkon'nun Hariciye Nezaretini deruhte etmiş olması çok müsait bir tesir yapmıştır. Yeni kabine şu su retle teşekkül etmiştir. Başvekil ve Maliye «vekâletem: Kont Karolyi, Hariciye: M. Valko, Dahiliye: M.Keresztes, Maarif ve İçtimaî basiret «vekâleten»: M. Ernszt, Ziraat: tvady, Ticaret: Kenez, Ad liye: Zsitvay, Millî Müdafaa: Com bos, Makamsız Nazır: Mayer. Yeni kabine azası kâmilen müttehit fırkaya mensuptur. Kabineye yeni girenler, Dahiliye, Ziraat ve Ticaret Nazırlandır. Dahiliye Nazırı şimdiye kadar yüksek idaresile ta • nınmış bir vali idi. Ziraat Nazırı hayatını ziraat siyasetine hasretmiş bir zattır. Meb'us olmadan evvel Ziraat Nezaretinde şube müdürü idi. Ti caret Nazırı ise tanınmış bir iktisatçı olup Darülfünunda istatistik mü • derrisidir. nojiuier şv.^^fi.ıe 3u KişiııK Dir zıyatet T «Vakit» mes'ul mödarü de ^ .mahkum oldu., . Atina'da bir tiyatroda kanlı bir hâdise Atina 23 (A.A.) Perroquet tiyatrosunda bir revünün temsili esnasında sabık nazırlardan Karapanayotis aleyhine bu eserde çekiştirîci bir lisan kullanılmış olmasından münfail olan bir kaç kişi aktörlere bir kaç el kurşun atmışlardır. Tiyatronun makinisti ölmüş. Müstahdemlerden iki kişi de yaralanmıştır. Bu hâdise tiyatronun içinde büyük bir korku ve telâş hasıl etmiştir. Zabıta vak'aya müdahale ederek 3 kişiyi tevkif etmiştir. Yeni Matbuat kanununu resmî gazetede intişar etmeden evvel neşretmek cürmile mahkemeye verilen Vakit gazetesi mes'ul müdürü Refik Ahmet B. hakkındaki muhakeme dün hi tam bulmuştur. Müddeiumumî tecziye talebinde bulunmuş, heyeti hâkime de rr.üzakereden sonra bunu cürüm addederek Refik Ahmet Beyi 2 lira para cezasına mahkum etmiş ve cezanın az olması itibarile teciline mahal olmadığım bildirmiştir. "Akşam,, aleyhine yeni bir dava Müddeiumumilik, Akşam ga • zetesi aleyhine «Haydutlar Kralı» unvanlı bir yazıdan dolayı yeni bir dava açmıştır. Diş Tabibi Mehmet Necati Bey Seyahatten avdet etmiş ve hastalarını Yenipostane civarmdaki muayenehanesinde kabul ve tedaviye başlamıştır. Yeni vergi kanunları nizamnamesi Pahalılıkla mücadele Ankara 24 (Telefonla) Pahalılıkla mücadele için burada alâkadar mehaf il tetkikata başlamıştır. EDEBt TEFRİKA: 4 Ankara 24 (Telefonla) Maliye Vekâleti bu sene Meclisten çıkan arazi, sayım ve müsakkafat vergileri için yeni bir nizamname hazırlamaCeza kanununun 486 tncı mad • ğa başlamıştır. Bu nizamname tet • desinin şerh ve izahı kik için Şurayi Devlete verilecek ve Avukat Vasfi Raşit Beyin bu yeni tasdikini müteakıp mer'iyete gire • etüdünü karilerimize hararetle tavcektir. siye eyleriz. Fiatı 15 kuruştur. Müdafaa masuniyeti Gazete ve mecmua.. Bilhassa gazete sahiplerine karşı büyük, müthiş ve gizli bir sui kast proiesi ha zırladım. Bütün meslek arkadaş • ( Birinci sahifeden mabait ) bulmaktadır. Bunun esaslarını biz larımın nazari dikkatlerine mahrem îsmet Pş. Hz. le ta Lozan'da kurduk. surette arzederim. İfşa edenler mesyi nezdine kabul ederek kendisine münhasıran gazetemiz için şu mühim Bu sulh ve muhabbet eserinin vücude lekî hiyanetle itham olunurlar. getirilmesinde İsmet Pş. Hz. nin yarProjera şudur: Gazete sahipleri, beyanatta bulunmuştur: gazetelerini bizim sayelerimizde çı« Ben buraya sureti mahsusada dımlarını tekrar kaydetmek mecbukarabiliyorlar. Biz olmasak iki gün riyetindeyim. gelmedim. Geçici bir yolcuyum. Fasonra ortada yokturlar. Başmaka Cenevre'ye gidecek misiniz? kat bu münasebetle, tsmet Pş. Hz. leleri zaten kimsecikler okumuyor. Gitmek niyetîndeyim.. Ve ağnin (Yalova) dan kalkarak beni Iebi ihtimal gideceğim.. Çünkü orada Belki birbirlerinin başmakalelerini görmek için buraya kadar gelmek dostluk hatırı için gene kendileri obilhassa Bulgaristan'la olan bazı zahmetini ihtiyar etmesinden, Tevkuyorlar. Geriye orta makale, hi muallâk mes'elelerimiz görüşülecekfik Rüştü Beyin istikbalime koşmakâye, roman, havadis, dünya şuunu tir.» sından pek mütehassis oldum. ve daha yüz bin türlü iş kalıyor. Mülâkat bittikten sonra Yunan Şu halde İstanbul'a uğrama • Bunları hep biz yapıyoruz. Başvekili dünkü Türk gazetelerinin nızda hususî hic bir maksat yok muEğer biz tstanbul'da ve Anka kendisi hakkında ne yazdıklarını mu ra'da ne kadar tanınmış muhbir, mudur? Asla... Ben son Avrupa seya harririmizden sormuş ve aldığı cehabir, zabıtacı, hikâyeci, romancı, hatimde trenlerde epeyce yoruldum. vaptan memnuniyet beyan eylemiştir. şiirci, tercümeci, şişirmeci varsa, bir Mülâkat burada hitam bulmuş ve araya gelip bir anonim şirket ya Esasen bütün seyahatlerimde, mümmuharririmiz M. Venizelos'a iyi bir parsak. Arkasından bîr de gündekün olduğu kadar, deniz yollarını seyahat temenni eylemiş ve Cum lik kocaman gazete cıkarırsak ertercih ederim. Çünkü denizden hoştesi gün ötekiler: Fetekaadu aleş • huriyet'e ayrıca beyanatta bulun lanırıra. Belki bunda Adalı olmaklışap! duğundan do'«i"p to»~''" ~»*»>i*tir. ğımın da bir tesiri vardır. Zaten gayret bizim, kalem l tsmet Pş. Hz. nin Atina seyatstanbul gazetecüerine yoksulluk bizim, şöhret bizim, kari hatlerinin günü tesbit edildi mi? beyanatı bizim... Onlara ne kalıyor ki. önümüzdeki eylul ayı zar M. Venizelos dün sabah vapurda Hele kârı müsavi paylaştık mi, fında gelecekler.. Gününü sorma kendisini ziyaret eden İstanbul ga hele bir de avans muamelesini gedım, fakat zannederim ki eylulün zetecilerine iktisadî buhran hakkınnişçe tuttuV mu ortada mes'cle kalsonlarına doğru gelecekler. da şu mühim beyanatta bulunmuş maz. Aramızdan su sızmar. Yeter ki Sulh yolu tur: bu gizli sui kasti fiile çıkarabile Müsaade buyurursamz zatıali< tktisadî buhran bütün lim. nize bazı sualler sorayım: dünyada devam etmektedir. Böyle oir gazete cıkarırsak ortada Dünyamn vaziyeti umumiyesinî Çok mühim olan bu mes'e gazeteci hırgürü de kalmaz. nasıl görüyorsunuz? Yakında bir ih leyi halletmek için bütün Kariler roman mı istiyor? Rahmi, tilât vukuu ihtimalini derpiş ediyor milletler yekdiğerile anlaşmaiıdırlar. Yakup, Reşat, Yesari, Peyami, Sadmusunuz? Şimdiye kadar ilk defa görülen bu ri, Va Nu, Salâhattin Enis, uzun Ben uzunca bir zaman için tzzet, Selâmi, Hikmet falân hep bizbeliyeden bir an evvel kurtulmak dünyamn hep sulh yolunda yürü de.. Her sahifede bir baaka tefri için bütün milletler birbirlerine itimat ka... yeceğine kaniim. Bütün milletlerin ederek bir çare aramalıdırlar. Bu hayatt menfaatleri ve medeniyetin Tarih mi lâzım? Yusuf Ziya,Ahmet meyanda Fransız Alman ve Franhalâs ve selâmeti bundadır. Maa sız ttalyan rekabeti bertaraf edilme Refik, Şükrü, Samih Rifat, Emin Âli falân hep bizde.. Her sütunda bir zallah haricî bir harp halinde bu lî, Rusya bütün devletlerle anlaşmatarih... günkü medeniyet mahvolacaktır. Bu hdır. nu sureti mahsusada kayıt ve beyan Palavraya mı ihtiyaç var? Başta Fazla istihsalât ve fazla buğday ediyorum. Haricî bir harp vukuu takbizim Nizamettin Nazif ve gayru bugün açlık tevlit eden bir âmil ol dirinde derhal dahilî iğtişaşlar, bolhum hep bizde. muştur. Bundan kurtulmak için hiç şeviklikler, anarşiler, mukatelât başŞair mi istiyorlar? Nazım, Faruk, vakit kaybetmeden lâzım gelen tedlıyacak ve bu girdibadın alabildiğine Yusuf Ziya, Orhan Seyfi, Kemaletbirler alınmalıdır.» tevessü etmesine hiç bir kuvvet mâni tin Kâmi, Necip Fazıl hep bizde.. M. Venizelos bundan sonra Yu Haliç vapurlarına amiral mı araolamıyacaktır. Böyle bir hengâmenanistan'ın diğer devletlerle olan mü nıyor? Abidin Daverimiz yeter. nin bertaraf edilmesi için bütün milnasebatindan bahsederek: Mutlaka başmakale mi yazmaiı? letlerin ittihat halinde bulunmaları < Biz herkesin dostuyuz ve her kolay; bir gün Tan'ın, bir gün DelIâzımdır. Ve o yol üzerindeyiz. milletin birbirile dost olmasını te lâsera'nm, bir gün Taymis'in baş Bütün devletler ricali zatıâli makalelerini altüst edip basarız. menni ediyoruz.» Demiştir. niz gibi mi düşünüyorlar? Yunan Başvekili İstanbul'u ziyareTeknik mi? On gazetenin sekre Diyebilim ki, milletleri idaıe terleri bir araya gelince olur biter. ti hakkında şunları söylemiştir: eden ricaün hemen ekseriyeti azimesi Havadis mi? Bütün birinci sınıf « Istanbul'da daha fazla ka böyle düşünüyor. Ve bu düşünüş tarmuhbirler dünyayı havadise boğarlamadığıma cidden müteessirim. Ezı millet tabakalarına da sirayet e lar. sasen bundan fazla da kalmaklığım derek gittikçe taammüm etmekte Hele gazetemizin bir sahife doğru olmazdı. Burada gördüğüm dir. Sonra şurasını da kaydeyim ki, sini muvafık, bir sahifesini mu dinî taassup her yerde yavaş yavaş or hüsnü kabulden çok mütehassis ol halif, üçüncüsünü müstakil, dör • dum. tadan kalkmaktadır. Buna milletler düncüsünü bitaraf, beşincisini mürBuradan ayrılırken duyduğum tearasındaki siyasî, iktisadî ve içtimaî teci, altıncısını filâzof, yedincisini essürü tsmet Pş. Hz. le Tevfik Rüştü kalender falân yaptık mı dünya bir münasebat ve şerait yardım edince araya gelse rakibimiz çıkmaz. hiç şüphesiz dünya için müstakar bir Beyin Atina'yı ziyaretlerile telâfi edeceğim.» sulh ve muhabbet vaziyeti tahassül Herkes kur'a çeker, kime düşerse bir hafta müddetle meşhur edip, edecektir. Biraz evvel size (uzunca M. ZarifVnin beyanatı bir zaman için) kaydına lüzum göM. Venizelos'la birlikte şehrimize dâhi şaiir, âlim muhabir, dehşetli rüşüm müstakbel hâdisata hâkim gelen, Atina'da münteşir Eleftron Vi diplomat, emsalsiz muharrir olur. olmak ister gibi bir tahakküme cesa ma gazetesi sahibi, meb'us M. Zaf iris Ve ilh... Eütün bunlar ivi, iyi ama ortada ret edemiyişimdendir. dün kendisile görüşen bir muharri bir mes'ele var. Vakit küresi mes'rimize şu beyanatta bulunmuştur: Harp hazırlığı eîesi gibi mühim bir mes'ele.. « M. Venizelos'un yaptığı bu Fakat, ekselâns, bütün millet • Haydi diyelim ki buna karar versiyasî seyahatleri Yunanistan'daki ler silâhlanmakta devam ediyorlar. dik, şirketi kurduk, toplandık, u bütün fırkalar ve mübadiller tasvip E.. Bu, tevessülüne kat'î ihyuştuk diyelim. Kanun mucibince etmektedir.» tiyaç bulunan bir ihtiyattır. Hiç bir srazet<* mümessillerinin DarülfünunM. Zarifi Balkan ittihadı hakkınhükumet hiç bir ihtimali ihmal ededan diplomalı olması lâzım. mez. Çünkü hiç bir kimse müstakbel da da demiştir ki: Mes'ele burada.. Binaenaleyh « Balkan ittihadına Bulgar' hâdisatı iradesi altına alamaz. kimde böyle bir diploma varsa ha Türk Yunan münasebatı lardan başka bütün Balkan hüku • ber versin de işe baslıyalım. metleri razı olmaktadır. Bulgaristan AKA GÜNDÜZ Türk Yunan münasebatı hakbu ittihattan sonra yeni mukaveleler kında bir suale bilmem lüzum var mucibince arazisinin bir kısmını kayBulgaristan'da da mutedil ve itilâfmıdır? bedeceğini zannederek muhalefet et perver bir kabine mevkii iktidara Her yerde her zaman tekrar mektedir. Bu gayrivarit endişeye gelirse o zaman bu devletle anlaş ediyorum, iki memleket arasındaki nereden düstükleri anlaşılamamak mak kabil olur ve bu suretle belki bir dostluk ve samimiyet mütemadiyen tadır. Eğer Türkiye'de olduğu gibi Balkan ittihadı yapılabilir.» artmakta, inkişaf etmekte, kuvvet Kadife alev MAURİCE DEKOBRA'dan 3 günlük tefrikamızın hulâsası ISefaret kâtibi'Filip Jakmod Madam Sanders NeUi ile tiyatrodan dönüyorlar. Madam Nelli'nln uykusu yoktur. Neş'eli tir yere, tir bara gitmek ve eğlenmek fikrindedir. Arkadafi bu teklifi hoş buluyor. Viyana'da en iyi eğlenti yeri olan Fidelyo habaresine gidiyorlar. Burada Filip'in çocukluk arkadaşı Macar şaîri Lâdislâs Abafi'ye tesadüf edi yorlar. Macar şairl, Fidelyo kabaresinde Ma dam Nelli'nin avuç faltna bakarken içeriye şayani dikkat bir adam giriyor. 50 yaşHannda, kîbar haüi, meçhul bir adam, Bir caurus, bir polia hafiyesi olmasından şüphe ediyorlar. Bu sırada ya$h bir kadın ile genç bir ka yanlartndaki locaya giriyor.'] v ç * •* O geçe Eidelvo'da ne kibi ve kayi cereyan etmişti? Takriben sabahın ikisi olmuştu. Sigara dumanları salonun havasını gittikçe ağırlaştırıyor ve cazbant hiç fasıla vermiyordu. NeUi, dedim. Daha bıkma • dımz mı? Niçin bıkayım? Dışarıda kar, burada toz, müsabaka ediyorlar. Tozu kara tercih ediyo rum! Macar dostunuzu dans e derken gördünüzmü? Ne kuv • vetli bacakları var Maşallah... Filhakika yirmi dakikadanberi gözden kaybolan Lâdislâs ma • saniıza doğru adeta koşarak geldi ve bir sır tevdi ediyormuş gibi: Haberiniz var mı? . Burada, hatta gözümüzün önünde cidden esrarengiz bir vak'a ce reyan etti ... ve kimse farkına varmadı. Birinin inci gerdanlığınî mi a.şır.dılar? Bundan daha kıymetli bir lerine benziyen mahut hovardadır. Nasıl oldu? Bunu şimdilik şeyi Madam Sanders ... bir genç kimse izah edecek vaziyette değil. kızı aşırdılar... Yalnız malum bir hakikat varsa, Bir genç kızı mı? o da loca komşunuz genç kızın kır Nelli ile gülüşerek bakıştık. Macar'ın omuzuna hafifçe vu • saçlı mahut hovarda tarafından kaçırıldığıdır! Zavallı hemsiresi, rarak: perişan bir halde, kendisine te llâhi genç şairim! Dedim. selli bile edemiyen M. Vronsk ile Böyle adi bir kabarada bir er münakaşa ediyor. Yalnız kapıcı, keğin refakatinde genç bir ka on dakika evvel her ikisinin de dmın tegayyüp etmesini esrarengiz kabaradan çıkarak kar tipisinin bir hâdise oîarak tavsif edecek altmda mükellef bir otomobile kadar hayalinizin kuvvetli ol binip gittiklerini görmüş. duğunu zannetmezdim. Hayal Siyahh genç bir kadm mı kuvvetine bakımz ! Alelâde bir diyorsunuz? Bu..., Sakın yanı genç kadın, hemen bir genç kız oluveriyor. Bir genç kızın Fidel • mızdaki locada kendisinden biraz daha yaslı bir kadınla oturan yoda ne işi olabilir? Alay etmiyiniz Filip. Söy genç kadın olmasın? lediğim bir hakikattir ve bu fa İşte o!... Yaşlı kadın demin cia hemen şimdi cereyan etti. Vronsk a «bundan büyük denaet Facianın kahramanları da de olur mu?.. Hemşiremi kaçırdılar.. Derhal polisi haberdar etmeli..» mindenberi yanınızdaki locada hemşiresile oturmakta olan »i • Diyordu. Hakikaten tuhaf, azizim... yahlı genç kızla Japon cengâver Maahaza yaşadığımız asır ve bulunduğumuz muhit itibarile hikâyenizi biraz fazla şairane bulu yorum. Filhakika vaktile kız kaçırma vak'aları olmaz değildi, ama, alelekser manastırdan ra hibe kaçırıhrdı. Bir kadının, hemşiresinin Fidelyo müdavimlerin den biri tarafından kaçırıldığını iddia etmesini biraz garip ve gayritabiî buluyorum doğrusu... Hemşire hanımın telâşını ben, ancak pazarlık hususunda hasıl olmuş bir anlasamamazhğa atfedebilirim; o kadar... Telâş etmiyiniz azizim! Hem bu adi mes'ele ile zihninizi fazla yormayınız! Inanınız bana: Bu genç kadın kıymettar vücudünü muhteris gözlü Japon'a hediye etmek isterken ne yaptığını bilerek hareket etmiştir! Lâdislâs başını sallıyarak: E!.. Bilinmez. Bu «vals rüyası» memleketinde her şey müm kündür. Ya siz, Madam Sanders, bu iş hakkında ne düşünüyorsu nuz? Madam Lâdislâs, masanın üzerinde duran buz tabağına sigarasını düşürdü. Sigara, cellâdm kızgın demiri altmda cızırdıyan insan etinin çıkardığı sese benzer sesler çıkarırken: Ne mi düşünüyorum, Prens?. öyle düşünüyorum ki, sizin iyi terbiye görmüş genç kızınız, bu efendiyi yeni bir harp zengini zannettiğinden onunla beraber gitti. îri kar taneleri, gecentn zifiri karanhğı içinde beyaz kele bekler gibi uçuşuyordu. Koridorun ıssız ve nimkaranlık köçe sinden dönerken Madam San ders'le vedalaşarak odalarımı za girdik. Otelin sükuneti, ku laklarımdaki uğultunun iztirabını arttırıyordu. Mabadı var