Meclis Zabıtlarımn Metnini Dercediyoruz {Birinci sahifeden mabit) celseye ait Meclis zabıtlarını mat buata vermeğe başlamıştır. Biz de bagünden itibaren zabıt metnini aynen derce baçhyoruz:] Reis Efendim; istizah takriri okunacaktır: B. M. Meclisi Yüksek Riyasetine Cumhuriyei 9 Temmur 1931* Bazı gazetelerimizin takip ettikIeri tnuhataralı istikamet vatandaşIarın ve vatanın siyasî izan ve medenî vicdanı üzerinde sarih bir f ikir şekaveti îcra ederek masum ruhları tamamen zehirliyecek mahiyetler almağa başladı. Hale hiç bir faydası olmadığı gibi atiye de bir çok vahamet ve zarar hazırlıyan bu felâketli cereyan karşısında hükumet ne düşünüyor? Millî varlığı istilâya başlıyan şu zehirli havadan âmmenin vicdanı pek muztariptir. Binaenaleyh B. M. Meclisinin vaziyetî mütalea ile bu hususta bir karar vermesmi elzem görüyoruz. Cemiyeti, matbuatın sui istimallerine karşı müdafaa için şimdiye kadar müracaat edilen tedbirlerin kâf i olmadığı meydandadır. Binaenaleyh keyfiyetin hükumet' ten istizahım teklif ederiz. Elâzız Aksaray Ordu Fazu Ahmet Ahtnet Süreyya Ahmet İhsar. Başvekil İsmet Pş. (Malatya) Muhterem efendiler; matbuat hür riyetinin sui istimalinin memleketi müteessir ve mutazarrır ettiğinder bahsediliyor. Bundan dolayı hükumetten istizah edilmiştir. İstizah müzakeresini açmak için hükume tin evvelâ söz söylemesi nizamname icabıdır. Müzakereyi açmak için bir, iki noktayı; yüksek dikkatinîze arzetmek isterim: Birisi, mevzuu bahsolan dert hakkında hükumetin kendisine Uanu nen verilmiş olan salâhiyetleri ve hükumet cihazlarına teveccüh eden vazifeleri isabetle ifa ve tatbik edip etmediğidir. Kendimizi muha tap addettiğimiz bu suale müsbet cevap veriyoruz. Hükumet, kendi sine verilen salâhiyetleri isabetle tatbik eylediği kanaatindedir. İstizahın diğer mevzuu, ce^pyan eden ahval, mevcut olan tedbirlerin kâfi olmadığırujjgçydana çıkarmıştır. Bu*hususta hatiplerin müsahedelerini dinlemek isterim ki, bizim de bir çok müşahedelerimiz vardır. Eğer Meclis mutabık olursa alınması lâzım olan tedbirler hakkında uzun uzadıya izahat arzederim. Reis Efendim, bir kere daha evvelden istizah için söz almış zevat vardır. Bunları okuyacağız, bunlardan sonra da şimdi söz istiyen ar • kadaşları sırasına göre yazacağım. Sıra şudur: Süreyya B., Ahmet lhsan B., Mazhar Müfit B., Ziya Gevher B., Yu nus Nadi B., AIi Saip B., Şeref B., Refik B., Refik Şevket B., Emin B., Hamdi B., Mustafa Turgut B., Yusuf B., Nazifi Şerif B., Necip Asım B. Rasih B., Galip B., Fazıl Ahmet B. Reis Başka söz istiyen var mı efendim? inanmadığımız iftira ettikleri inkı lâpçıların, bir kaç gayretkeşin îddialarile cumhuriyetin ana hatlarından geri döneceklerine inanmıyo • ruz.» ı v Efendiler; fena vesilelerle matbuat hürriyetinin boğulmasına ka rar verilecek midir? Diye bir şüphe gösteren bu fıkra karşısında kat'î ve intihaî bir hüküm ve kanaat olmak üzere çok kısa bir şey arzedeceğim: Biz takririmizle, yaptığımız istizahla ne mutlak bir matbuat mes'elesini ne de mutlak bir matbuat serbestisi mes'elesini kastetmiyoruz. Takri rimize esas ittihaz edilen madde bu değildir. Böyle bir tevsim yüksek Türk inkılâp tarihinin karşısında hakikatten uzak, noksan ve yanlış bir telâkkiye delâlet eder. Bizim bugün B. M. Meclisinde konuşmakta olduğumuz ve konuşacağımız şey çok açık ve kat'î bir lisanla ifade ediyorum arkadaşlar bütün bir milleti ifsat ve izlâle uğraşan, bütün bir memleket huzur ve emniyetini münselip kılmağa çalışan şeni bir düş manlık, sefil, menfur bir hiyanet, hakikî inkilâp ve cumhuriyet hainliği mes'elesidir. (Bravo sesleri.) İşte biz bu noktayî istihdaf ediyoruz. Son hâdiseler ve neşriyatlar karşısında aldığımız şemme, gör • düğümüz manzara budur. Endişemiz bundandır. Yoksa arkadaşlar samimî bir muhalefet, müfit bir tenkit, salim bir serbest münakaşa kabul ve himayesinin hikmet ve gayesine uygun olarak kullanılan matbuat serbestisini, hiç bir heyeti celilenizce hükumetinizden istizah zemini teşkil etmemiştir ve biz böyle bir vesileye, bir mecburiyete lüzum kalmaması arzu ve endişesiledh* ki, bugünkü istizahı yapmışızdır, yapıyoruz. Binaenaleyh bugün bile bu müphem muzmarı derin îfsatkâr cümlelerle milletin ruhuna uyuşukluk, fikrine bir endişe telkin etmek istiyen in sanlar bunu her şeyden evvel böyle bilsinler. Kastüniz bu kadar mübeccel, bu kadar ahraranedir. Ancak çok muhterem arkadaşlar; kirli ellerde ekseriya ve belki daima, muzır bir tatbika tâbi tutulan ve haddi zatında çok muhterem ve müfit bulunan matbuat serbestisi gibi çok yüksek bir hakkı, mukaddes bir mefhumu adeta bir paravan, bir paratoner gibi istimal etmek için bir kaç gazetenin etrafında beş on mahluk toplanmışlardır. Bunlar memleketi anarşiye sürükleraek için hergün binbir çeşit cür'et ve küstahlıkla çalışıyorlar. Tenkit diye, serbest münakaşa diye, fikir hürriyeti diye ancak düşman devletlerin bozucu ve yıkıcı casus teşkilâtlarile, kiralan mış vatan hainleril* yapabilecekleri mel'anetlerin daha yüz bin kat fazlasını yapıyorlar. (Bravo sesleri). Süreyya B. (Aksaray) beyanatta bülunurken» Süreyya Beyin nutku Ahmet Süreyya B. (Aksaray) Çok muhterem efendiler; hükume tinizden yaptığımız istizah takriri altında imzası bulunan arkadaşlannızdan birisiyim (işitmiyoruz sesleri). tşittiririm. Fakat evvelâ takririmizin manasını ve onunla istihdaf ettiğimiz gayeyi teşrih ve tavzih etmeğe lüzum görmüyorum. Takrir kat'î bir vu zuhla yazılmış ifadesi sarih, matlabı çok meydanda olan bir istizah takriridir. Yalnız bizi bu takririn yazılıp verilmesine, istizahın yapılmasına icbar eden esbabı, tecelliyatı, vekayii, gidiş tarzlannı tesrih ve tahlile iptidardan ve heyeti celilenizi bu hu susta bir karar almağa davet et • mezden evvel bütün beşeriyet tarihinin bilhassa yüksek Türk inkılâbı tarihinin muvacehesinde yapacağım tesrih, tahlil ve tesbitten evvel bu • günün bir hâdisesine temas ehnek mecburiyetini hissettim. Efendiler; bizi istizah takririni vermeğe mecbur eden bazı gazetelerin neşriyatı meyanında, bugünkü makalelerinin mündericatımn içe • risinden bir iki fıkradan bahsede • ceğhn. Bu gazetelerden birisi diyor ki: «Fena vesileler matbuat hürriyetinin boğulmasına kâfi gelecek mi?» Diğer birisi diyor ki: «Bugün cumhuriyet tarihinde matbuat hürriyetinin son günü olmıyacaktır. Matbuat hürriyeti padişahların elinden cumhuriyetle beraber alınmış bir haktır. Ona khnse ilişeraez. Şerefl«rin« Şahısları ve hürriyetleri malum olan bu idraksiz, faziletsiz insanla • rın ne yaptıklarını ve daha ne yap mak istediklerini, gizli menfur e mellerini, bütün hilelerini, dolambaçh plânlarını ve bu şahısların hususî ve şahsî vaziyetlerini ve her birerlerini çok iyi ve biletraf biliyoruz. Arkadaşlar; bu hilkatte ve bu istidatta olanlar, vatanın her köşesi işgal ateşi altında yanarken, necip Türk milletinin hakkı, istiklâli, haysiyet ve şerefi düşman çizmeleri altında çiğnenirken, onlar gene ayni mahiyette ve zaman zaman daha bariz ve daha hainane şeyler de yapmışlardır. Düşman ordularına girmişlerdir, düşmandan iki kat daha düşman olan ve düşmandan daha mühlik olan sultan ordularına girmişlerdir. Millî kuvvetler cephelerde çalışırken, onlar milleti arka sından fakat ta kalpgâhmdan ve ciğergâhmdan vurmak istemişlerdir. Anadolu içinde halk arasında irtica, isyan ve ihtilâl ateşleri körüklemu lerdir. Bizler o zaman da bu mahlukların hepsini, her şeylerini bugünkü gibi çok iyi ve biletraf biliyorduk, onlar hiyanetlerinde devam ettiler, biz imammızı muhafaza etmekte sebat ettik, bugün de olduğu gibi... Ne müstevlilerin harp kuvvetleri, ne de hainlerin binbir çeşit hile ve mel'anetleri bizden hiç bir şey aşındıra madı. Maneviyatımızda en küçük bir sarsıntı yapamadı. Millî gayemizden bize en ufak bîr şey bile kay • Arkadaşlar; bu iftiracı, tahrifçi, bettiremedi. Bunun için bizden en tezlilci ve tahkirci insanların bu düşufak bir feragat temin edemedi. Onman matbuat muharrirlerinin hiç ların bütün bu savlet ve muhacemedeğilse son günlerde neşrettikleri lerinin bizim ruhumuz ve akîdelerimakalelerden bir kaç parçayı misal miz uzerinde hiç bir tesiri olmadı. olarak muhterem heyetînizin celil Bugün de olamıyacağı gibi... Bü huzurunda, büyük milletin yüksek tün mücadele senelerinde onlar mühuzurunda, Türk inkılâp tarihi kartemadiyen hainane, mel'unane ha 'Tisında okuyup tahlil ve tesrih et reketlerinde devam ettiler. Bize en înekliğime müsaade buyurmanızı ismühlik darbeler tevcihinde musır tirham edeceğim. oldular, fakat bu darbeler bizi sinHepimizîn hatırnişanıdır ki He • dirmedi, yıldırmadı, basiretimizi, gayretimizi artırdı. Bugün de artıracağı gibi... Nihayet efendiler, çahştık, azim ve imammızdan hiç bir şey bırakmıyarak maneviyatımızdan hiç bir şey yıpratmıyarak çalıştık, vatan kurtuldu, millî hâkimiyet ve istiklâle hakikî olarak ilk defa kavuştuk. Daha mücadele devresinde iken millî hâkimiyeti kabul ve ilân ettik. Kurtuluşu müteakıp ta cumhuriyeti tesis ve ilân ettik. Muasır garp medeniyetinin, insanhğın refah ve saadetlerine yetişebilmek için vatan ve milletimizi bunların inamı gunagununa mazhar kılabilmek için, ancak asırlar içerisine sıkıştı rılabilecek, büyük, mühim ve mu • azzam bir inkılâp yaptık. Fakat efendiler; inkılâp ve cumhuriyetin tatlı semerelerini millete'iktitaf et tirmek istediğimiz şu esnada o hilkat ve o istidatta olan sefil insan lardan betbaht ve bethah bir zümre gene karşımıza çıkıyor, fakat bu defa harp cephelerinde değil, harp cephelerinden daha hassas ve daha nazik olan matbuat cephesinde birer mevzi ahzetmek suretile karşımıza çıkıyorlar. Garip olan mucibi te essür bulunan nokta şudur ki; inkılâbın, cumhuriyetin ibda ve himaye ettiği tenkit, serbest münakaşa gibi hakları, hürriyetleri bu bizim de hakkımızdır, bizim de hürriyetimizdir diye onları sui istimal etmek suretile bizzat hak ve hürriyet aley hinde inkılâp ve cumhuriyet aley • hinde zehirli ve sihirli birer silâh gibi istimal etmek cür'et ve melâneti ile karşımıza çıkıyorlar. Arkadaşlar; hepimiz çok iyi anlamışız ve çok iyi dikkat etmişizdir; bu betbahtlar o kadar iftiracı, o kadar hayasız ve o kadar tezvirci, o kadar bozguncu ve yaygaracıdırlar ki; vatancı, inkılâpçı ve cumhuri yetçi olan zümrenin inkılâp ve cumhuriyetperver muharrirlerinin matbuat sahasında beliren azim tehlike karşısında milleti irşat ve ikaz için yazdıkları yazıları milleti irşat için bethahlarla yapılan mücadeleleri memleketin ve fırkamızın başında bulunan muayyen zevatın tesirile, kerhen yazılan makaleler şeklinde gösteriyorlar. Bu iğrenç yalanı, bu mel'un iftirayi mütemadiyen milletin yüzüne ve kulağına hiç utanmadan ve hiç düşünmeden haykırıyor lar. Düşünmüyorlar ki; tenkit, nesir, kelâm, matbuat hürriyeti, denilen yüksek mefhumları bu memlekette filen tecelli ettirenler o muharrirlerin de dahil oldukları halkçı, inkı lâpçı, itilâcı zümredir. Evet utan mıyorlar ki; kendilerinin de tenkit hakkıdır, fikir hürriyetidir, tefekkür hürriyetidir, neşir hürriyetidir ve serbest münakaşa hakkıdır diye kirli ellerinden zehirli ve sihirli birer silâh halinde tuttukları ve ... mil . letin âli ve aziz menfaatleri aleyhine tevcih ve istimal ettikleri bu hakları ve bu hürriyetleri maalesef kendileri de bu vatan uzerinde yaşadıkları bu milletin arasında bulundukları için gene bu inkılâpçı, cumhuriyetçi ve milliyetçi zümrenin sayesinde ellerinde tutabiliyorlar ve daha çok şayani dikkattir ki bu adamlar, yüksek hissi selimi her hakikati keşif ve idrake çok muktedir ve müsait olan büyük Türk milletini, bütün bu ifsatçı ve iftiracı neşriyatlarile imansızlığa, faziletsizliğe, namertliğe, kadirnaşinaslığa sevketmek istiyorlar. Onlar buna kat'iyen iman et mişlerdir ve bu iman iledir ki müfsit ve tezvirci neşriyatlarına hâkim olan ruh budur, böyledir. yeti Vekilemiz, dünyaya şamil olan lara vasatî 100200 lira maaş verildiği farz ve kabul edilse ki haki ve bütün devletler meyanında belki kat böyle değildir • bütçede nihayet en az bizim üzerimize sui tesiri göyapacağı fark 2, 2,5 milyondur. Bunu rülen büyük iktisadî buhranın her millete iitizam ettirdiği tasarruf zih kendileri de pek iyi hesap edebilirlerken ankastin 20 milyon diye gösniyeti altında hareket etmiş ve bir teriyorlar, maksat millet hazinesini çok nektalarda tasarruf menabii taidare edenlerin çok israf ve tebzir eharri ederken kendi otomobilleri dici insanlar olduğunu millet nazames'elesini de mevzuu bahsetmişti. rında tebellür ettirmektir, millete Bu münasebetle bu düşman düş böyle yanlış ve yalan bir fikir telkin man denilmek daha doğru olur • ga etmektir. İşte bu yazılar, bu mahi yette her gün temadi ve tevali eden zetelerden birisinin yazdığı bir maneşriyat bile bize bunların düşman kalede yazıya hâkim ruhu gösteren ruh ve mahiyetini pekâlâ tebellür bir fıkrayı okuyacağım: «Hükumeîe ettirebilir.. düşen vazife, kendisine ait olan kaEfendiler! Bu milletin inandığı rar B. M. Meclisinde reddedilirse mukaddesata, bu milletin hürmet etistifa etmektir.» tiği büyüklerine ehemmiyetsizlik atBu ne demektir arkadaşlar, hatır fettirmek, milleti mukaddesata merlarsınız ki, Heyeti Vekilemize yük butiyetten, büyüklere hürmetten usek ve pek mühim vazifelerinin ica zak düşürerek, manen, ahlâkan, hisbı olarak B. M. Meclisi tarafmdan sen zâfa uğratmak için Dumlupı • kanunu mahsusla tahsis edilmiş bunar'ın tahakkukundan bir gün ev lunan otomobilleri de kaldırmamı vel onu inkâr etmek, tahakkukuna zı bir tasarruf zemini olarak hükuimkân vermemek körlüğünü göste met bize teklif ediyordu. ren insanlar bugün Dumlupınar bir Bu hükumetin yüksek bir fera • hakikat bütün ensali atiyeye şeref gati nefis nişanesi olabilir. Fakat ve fahir verecek bir vakıâ olduktan onların bu feragatini milletin mü • sonra onun ehemmiyet ve müessirini messili yegânesi olan B. M. Meclisi inkâr etmek küfranını göstermekten tarafından kabul edilmediği tak bile çekinmiyorlar.. Dumlupınar'a, dirde her hangi devlet umuruna ait istihlâs mücadelelerinin binbir ha kararlarında da bir isabetsizlik şem rikalarına bunlar birer mazidir, mamesi bulunduğu hükmü tezvirile zide ne de olsa bir irtica şemmesi kendilerinin mevkii iktidarı terket vardır diye istihfaf ve tezlil etmek meleri mi lâzım gelir demek değil istiyorlar... midir?.. Bu kadar küçük, adi, e Halbuki; arkadaşlar size bugün hemmiyetsiz hâdiseleri teşviş ve ifsat uzak maziden bir Nikboli seferin için vesile ittihaz etmek değil midir?. den bahsetsem içinizde Türk'lük aBugünkü rejimi yaratan ve yaşa • zim ve şehametinin insanlara gurur tan bir fırkanın çok muhterem olan ve azim veren kuvvetini hissetmez tcra Vekilleri Heyetinin yıkılmasını misiniz? Bir Nikboli seferi insan ve mevkii iktidardan uzaklaşmasını larda bö"'«» fah""'is'er, kuvvetler temin için efkârı âmmeyi böyle bu yaratıyor da bir İnönü bir Dumlu landırmak istiyen insanların ne ma pınar mazidir diye hatırai enamdan hiyette ve ne haleti ruhiyede insansilinmek mi isteniyor?.. Efendiler lar olduğunu böyle yazılardan da bunlar her mukaddesata, her yük pekâlâ takdir edebilirsiniz. sekliğe hücum etmişlerdir. Şimdi diyolrar ki; fena vesileler matbuat Diğer bir makalede «tstibdat ve hürriyetinin boğulmasına kâfi gelemeşrutiyet devirlerinden kalanlar cek midir? Fakat feyiz ve şeref leri(bunlar guya biz olacağız!..) kara topraklara gömüldükten sonradır ki ne itimat etiğimiz ve fakat itimat etmiyoruz iftirasına maruz kaldığı Cumhuriyet tam manasile feyzini mız inkılâpçıların, büyük ibdakâr gösterecektir» diye başhyor. «Mazi insanların bir kaç idlâlkârın tahrik den kalan unsur idamei hayata fırve teşviklerile matbuat hürriyetini sat buldukça bizim gibi gençler ve tahdit etmiyeceklerine kanaat ediyoCumhuriyetperverlere • yani onlar Cumhuriyetperver oluyorlar düşen ruz diyorlar. Efendiler; matbuat;bu asrın en vazife onların böyle sureti haktan büyük kuvvetlerinden biridir ve böygörünerek meşru veya gayrimeşru le olduğu icindir ki hüsnü istimal ehareketlerini imhaya çalışmaktır». dildiği takdirde faydası ne kadar çok tntakı hak kabilindendir ki, karolursa muzır ellerde fena tatbiklere şımızda bulunan bu düşman, memleketi sevk ve idare mes'uliyetini taşı maruz kaldığı zaman da tevlit e deceği felâket, intaç edeceği ma makta bulunan insanların meşru hazarratlar o nisbette büyük ve müesreketlerini de imha etmek kararını sir olur. Matbuat bir mümessildir, vermiş olduklarını kendi Hiraflarile hürriyet bir hak. Her hangi bir serbize anlatan hainlerdir. seri umuma ait bir müesseseyi ve Devlet bütçelerinde yapılan ta hakkı eline alıp şahsî menfaati, şahsarrufat için maaşat miktarından ve sî hırsı ve muzmarı için istediği gibi memurin kadrolarından aranılan kullanabilir mi?.. Buna müsaade ediimkânlara karşı neşrittikleri yazılar len memlekette ne müessesenin ne dan bir fıkrayı da okuyacağımı: (Hâ de hakkın mana ve mahiyeti anlaşılmisiz ve kimsesizlerin gene bu va mamış demek olur. ziyette yanıp gidecekleri anlaşılı • Arkadaşlar; İstanbul tramvaylayor) bu ilk ve son bir sözdür. Bu rına menaf ii umumiye ile alâkadar söz memurin kiitlesini tahrik etmek dırlar diye kontrol vazediyoruz da ve hükumete karşı nefret hissi ile ondan daha fazla menafii umumiye müteharrik bir hale getirmek için ile alâkadar olan matbuatı, hüviyeti ankastin ihtiyar edilmiş bir gafletve şahsiyetleri malum bir kaç sertir. Bir tahriktir. serinin eline hak ve hürriyet aley Çünkü efendiler, ferdası günü hine istimal edilen keskin bir sil&h nesredilen makalede bu defa C. H. gibi «haktır» diye tamamen kayıtsız Fırkası ve ona hükumeti methe • ve kontrolsuz olarak hangi zihniyetdilerek memurların düruğu mas • le bırakabiliriz. Bizim memleketimizlahat âmiz etiketi altında yalancı de bilhassa bu nokta çok şayani dikhk ve faziletsizlik eden bir zümre kattir. Bütün medenî, muasır memleolduğunu söylüyorlar. ketlerde kontrolsuz hiç bir kalem işliyemez. En hürriyetperver, meraBugün tahrik etmek istedikleri hili medeniyenin kusvasına kadar zümreyi hükumete hücum etmek suyükselmiş memleketlerden misal alretile ve prensiplere, rejime hücum mak isterseniz oralarda gazeteler suretile, yarın tezyif etmek istedikmuhakkak ya büyük şirketlerin, ya leri o memurin kütlesini hükumete cemiyetlerin ve yahut fırkaların elinistinat etmek suretile tezlil ve tahdedir ve bu gazetelerde çalışan mukir ederler. Bu suretle ortalığı ka rıştırmak ve bulandırmak istiyen bu harirlerin kalemi bu müesseseler, cemiyetler ve bu fırkalar kontrolu mütefessih ruhl a rın ika ettikleri altındadır ve bizatihi bu fırkalar, cemel'aneti izah için şu iki misali almiyetler, şirketler de hükumetin dım: Gene diyor lar ki; (1926 da kontroluna tâbidir. Bizde nasıl olumaaşat yekunu 46 milyon lira idi, yor da bir tek adamın eline bütün son beş sene zarfında memur adet bir milletin menafii ile alâkadar olan leri o kadar çoğalmıştır ki, hükumet muamelesi tamamen kırt a siyeye matbuat müessesesi, kontrolsuz, kaboğulmuş ve maaşat yekunu 66 mil yıtsız, şartsız bırakılabilivor. Hüku metten bunu bu husustaki noktai yona çıkmıştır. Beş senedenberi devam eden bu israfata şimdi nihayet nazarım soruyoruz. vermek isteniyor, bunun için de Arkadaşlar; nihayet hürriyeti 1300 memur çıkarılacaktır ve tabiî matbuat, sebrest münakaşa, fikir ve himayesiz kimseler bu baziçede gene neşir hürriyeti istimal ediyoruz diye yanacaklardır.) kâinatı fesada, velveleye, yaygaraya Efendiler, müfsit bir ruhun bütün veren, ellerindeki hak denen, hürrigayesi, rejimi yaratan ve yaşatan yet denilen bu mukaddes mefhum • zümreyi millet nazarında düşüre ları millet, inkılâp, cumhuriyet a bilmek, memlekete umumî bir ü • leyhine sui istimalden bir an fera mitsizlik ve bedbinlik yaratabilmek gat etmiyen bedbahtlar bilmelidirler için her vasıtaya müracaat ederek ki, başkasının cebine elini sokan bir izharı mel'anet etmektir. Bunun için yankesicinin kolunu tutan polise o de her yalanı ihtiyar da hiç bir yankesicinin «efendim benim masu mahzur görmüyorlar. Çıkarılacak niyet ve hürriyeti şahsiyem var ve memur adedinin 1300 kişiden iba o mukaddestir» demesine ne kadar ret olduğu mademki onlarca kabul hak verebilirse şunun, bunun na edilmiştir, bu miktar 1926 dan sonmuskâr insanların şeref ve haysiyera geçen seneler zarfında tezyit e tine kalem uzatan fazilet düşkünü dilmiştir ve bu yüzden 46 milyon küstahların da kalemleri kırılırken maaşat faslı yekunu 60 küsur milyo efendim, tahrir ve neşir hürriyeti na çıkmıştır ve devlet muamelesi kır mukaddesi iddialarma o kadar iltifat tasiyeye boğulmuştur. Şimdi bizde olunur, o kadar hak verilebilir!... beş senedenberi yapılan bu hareket (Şiddetli alkışlar, bravo sesleri). ten bu israf hareketinden dönmek Bütün mütefekkir beşeriyetin tahistiyoruz, hakkalinsaf düşünmelidir tı tasdikında olan bir hakikati ifade kî, 1300 memur ilâve edildi îse bun ediyorum; bu hakkın ve hürriyetin Dinamit paketi Bir adam otomobilden atılan paketle yaralandı Rvvelki gün Galata'da şayani dikkat bir vak'a olmuştur. Marmara vapurunda tayfalık yapan Sezai isminde biri evvelki akşam Galata'da 28 numaralı Hüseyin Avni'nin kahvesi önünden geçerken karşı taraftan bir otomobil kendisine doğru yaklaşmış ve durur gibi olmuştur. Bu esnada otomobilin şoförü anî bir hareketle Sezai'nin üzerine bir paket atmış ve sür'atle uzaklaşmıştır. Şo förün fırlattığı paket yere düşünce patlamış ve Sezai'nin ayağmdan ağır surette yaralanmasına sebebi yet vermiştir. Gürültüye yetişen po» lisler bunun bir dinamit paketi olduğunu anlamışlardır. Carih şoförün kim olduğu henüz malum değildir. Yeşilköy'de lokomotif deposunda ateşçi Ali, belindeki kuşakla ken dini asmak suretile intihara teşeb büs etmiş ise de arkadaşlan tara fından görülerek kurtarılmış ve hastaneye kaldırılmıştır. Ali, ötedenberi sinir hastalığına müptelâ olduğundan bundan müteessiren intihara te • şebbüs etmiştir. Eminsinan mahallesinde berber Eyüb'ün dükkânında kendi kendine traş olmakta olan Kumkapı Belediye muavini Nusrat Efendi intihar kas • dile ustura ile yüzünü kesmiş, has taneye kaldırılmıştır. iki intihar teşebbüsü Bursa 8 (Hu. Mu.) Fenerbah çe atletleri cuma günü buraya gelerek atletlerimizle müsabakalar ya • pacakiardır. Musa Fenerlıler Bursa'ya gidiyor T İ C. İ İstanbul mıntakası denizcilik heyeti reislığinden: Turkiye turing ve otomobil kulübü tarafından 11 eylul 1931 de yapılacak yel ken yanşlarında birinci gelecek «yelkenlı yat» a kıymetlı bir şilt mükâfatı veri leceği şükranla anlaşılmakla tamim oOJJ lunur Efendim. Yelken yarışları eylulde yapılacak T İ C. İ. İstanbul mıntakası denîzclllk" heyeti reislığinden: Büyukdere'de Şirketihayriyenin su sporcularına guzel ve kıymetli bir hediyesi olarak yaptırdığı yüzmp havuzu atlama kulesi ve su topu kaleleri 17/7 931 den evvel bitecek vechile hazırlanmaktadır Yüzü cülerimiz 12'7'31 den itibaren havuzda talim edebileceklerdir. 12 7/931 de saat 15,45 : 18,45 e kadar denizcilik heyeti havuzda bulunacaktır. Musabakalara gire cek yuzüculerin o gün havuzda bulunmaları tavsiye olunur. sui istimalcileri pek iyi bilmelidirler ki, her yerde ve bilhassa Cumhuriyet Türkiye'sinde teşkilâtı esasiye ka nunu; namuslu vatandaşlar kanunu» dur. Namuslu vatandaşlara verilen hak ların, hürriyetlerin kanunudur ve bunların hüsnü istimalini âmir olan kanundur. (Alkışlar). Mümkün olsaydı bu memlekette bugünkü rejimi, inkılâbı ve kurtuluşu yaratan ve yaşatan en büyük adam zümresinin hükumetinden şunu isterdim: Bir muharrire bugünkü Türk münevverinin vazifesi ne olduğu, mes'uliyeti, ne olduğu ve mefkuresî ne olduğu, evvelce sorulmalı ondan sonra bun lara imtiyaz ve neşir hakları veril meli idi. Fakat filiyat ve tatbikat belki bunu mümkün kılmıyabilir.. Efendiler; son söz olarak şunu arzetmeliyim ki: Bilhassa hükume tin nazari dikkatine vazetmeliyim ki, mutlak hak ve mutlak hürriyet diye amelî hiç bir mefhum yoktur, mevcut olamaz... Alman milletini yetiştiren büyük adamlardan birisi diyor: Hür riyet bağlılıktır, mes'uliyettir, vazife dir ve müşterek duygudur diyor. Bu, çok doğrudur. Ve bu ilmî, bu yük sek menfaatin icabatıdır ki ken • disinde vazife ve mes'uliyet hissi olmıyan, bugünün müşterek duygusu demek olan kurtuluş ve istiklâl pren siplerini benimsemiyen insanların hür olmaları değil zabıta nezareti altında yaşamaları bizatihi hak ve hürriyetin mahfuziyeti için bir vecibe, bir seraittir.. Binaenaleyh hükumetU mizin bu cihetleri ve bu yüksek esasları nazari dikkate alarak uzun uzadıya izah ettiğim mahiyeti menfurede istimal edilen hak ve hürriyet kelimelerine istinat ile onları sui istimal eden düşman matbuatın bozguncu, fesatçı, ruhuna karşı mâni olacak kat'î tedbirler alsın.. Talebimiz budur. (Bravo sesleri, alkışlar), * Süreyya Beyin beyanatı burada hitam buluyor. Süreyya Beyden son> ra Denizli meb'usu Mazhar Müfit Bey kürsüye gelmiştir. Zaptın, Mazhar Müfit Beyin beyanatından iti baren olan kısmını yarın derce de•ıtm edeceğiz. YOzme yarışları başlryor