4 Cumhuriyet «Cumhuriyet» in Viyana mektupları Viyana'da ilkbahar İspanya'da tethiş siyaseti 40 sejoük memur 20 lira için mahkemeye verildiî Mahkemede ağlıyan memur beraet etti Beyoğlu telgraf muhabere me murlarından 65 yaşında Hacı Salih B. telgraf makbuzlarında hile ya parak 20 lirayı ihtilâs etmek cürmile Ağırceza mahkemesine verilmiştir. Aksaçlı ve sakallı, ihtiyar bir memur olan Salih Beyin muhake mesi dün yapılmıştır. Hacı Salih B. kırk senedir memur olduğunu, shndiye kadar ufak bir kabahati bile görülmediğini, bu hataların ecneb: memleketlere gönderilen telgraflann muhtelif tarifelere tâbi olması yüzünden yanlışlıkla vukua geldiğini, bu tahkikatı yapan müfettisin deli olduğunu ve rüştiye mezunu bulunduğumı ve şimdi timarhanede yattığını söylemiştir. Müfettiş tahkikatı evrakı okun duktan sonra müddeiumumî Cemil B. suzisli bir iddianame dermeyan e derek bir makinenin bile kırk *ene dayanmadığını, bir memur kırk sene namus ve istikametile calıştıktan sonra 20 lira çalamıyacağını, Beyoğlu gibi işi çok olan bir merkezdc böyle yanhşlıklar olabileceğin! ve kırk sene hizmetten sonra maznu nun artık iş göremiyecek kadar yıprandığını söylemiş, esa»en bu yen lışlıklar arasında hükumet aleyhine olduğu gibi lehine de bazı yanlış Iıklar bulunduğunu, bunun ise bir kasti cürmiye delâlet edemiyeceğmi söylemiş ve bu kıymetli memur hakkında mutlak surette beraet tale binde bulunmuştur. Müddeiumuminin bu iddianamcsi, aksaçlı memurun gözlerini va şartmış ve Salih B. göz yaşları arasında izhari madelet buyurulması nı rica etmiştir. Heyeti hâkime de kısa bir müzakereden sonra müttefikan beraet kararı vermiştir. 1 mayıs günü, en küçük taşkmhk Gazi Hz. Dün şehir dahilinde bir tenezzüh yaptılar Ankara 13 (Telefonla) Reisicumhur Hz. bugün şehir dahilinde bir tenezzüh yap mışlar ve Gazi çiftliği mamu lâtı satan bir mağazaya giderek bir müddet orada istirahat buyurmuşlardır. Kiliseler yakılıyor Kraliyet taraftarlarmın reisi Kont Gamazo tevkif edildi Madrit 12 (A.A.) Alikant'ta tethîf taraftarları gece cezvitlerin ikametgâhile 7 masastırı, iki gazete idarehanesini ve başpeskaposluk dairesini ve müteaddit dfaıî naektebi yağma etmişler ve yakmışlardır. Harp halinin ilânından sonra sükun iade ve tesis edilmiştir. Kadix'te müfritler 4 manastırı yakmışlardır. Asker ateş açmağa nıecbur olmuştur. Şehirde müthis bir panik hü küm »ürmektedir. Malaga'da diin gece nümayişçiler peskaposluk dairesile iki manastırı yakmışlardır. Grenada'da bir çok eşhas Karmelit manastırının bir kısmını dinamitle havaya atmışlar ve Marist manattı. rile Gazet du sut idarehanesini yak« mağa teşebbüs etmişlerdir. Madrit 12 (A.A.) Dün akşam ve gece eyaletlerde de Madrit'te zuhur eden vak'alara benzîyen hâdiseler olmuştur. Sevil, Malaga, Cadix ve Alicante'ta harp hali ilân edîlmiştir. Alicante'ta manastırlar yakılmıştır. Mad rit'te tabii ve mutat hayat yeniden başhyor gibi görünmektedir. Burada manastırların etrafı ve civarı asker tarafmdan kordon altına alınmıştır. Seville 12 (A.A.) Bu sabah bir takım niimayişçiler cezvitlere ait kiliseyi yakmışlar, itfaiye efradını ve kendilerini geri çekilmeğe icbar etmek îstiyen sivil muhafaza kıtaatını ıslıklarla karşılamışlardır. Bundan sonra niimayişçiler Triano mahal lesindeki iki manastırı, on sekizinci asra ait mimarî eserlerin en muh teşemi olan SaintJoseph kilisesini ve Buen Suceso manastırını da yakmiflardır. bile olnııyan yegâne şehir Viyana'chr Viyana 4 mayıs (Hususî mu • habirimizden) Bir ay teahhurla nihayet ilkbahara kavuştuk. Güneş tatlı bir hararetle tabiate renk ve hayat vermeğe başladı. Viyana'nın her sokağını, her köşesini süsliyen ağaçlar yeşil, zümrüt yaprakh elbiselerini giydiler. Altı, yedi aydanberi, güneşsizlikten romantik şairleri andıran yüzle rimize kan ve can geldi. Her çehrede sıhhat ve neş'e akan bir te bessüm var. Bir kaç haftadanberi Viyana parkları roüthiş bir çocuk istilâ sına uğradı. Viyana'da bu kadar çok çocuk olduğunu tahayyül edememiştim. Kucakta, arabada, dadısının veya annesinin kolunda on binlerce çocuk yumurtadan yeni çıkmış civcivler gibi ortalığı civıltıya ve neş'eye garkkettiler. Bilhassa öğle vakti mektepten dönen afacanların da inzimamile Viyana sanki bir çocuk şehri oluyor. Bütün kış kapalı odalarda bunalan, hasretle Mazart'ın «Komm Iicber Mai» nini teren nüm eden küçükler, şimdi doya doya mayısın zevkini çıkarıyorlar. İlkbahar, her yerde güzeldir. Fakat bilhassa Viyana'da, kışla yaptığı tezaddan olacak kendini daha fazla hissettiriyordu. Bunun kıymetini takdir eden halk bu «en güzel aylar» dan azamî derecede Utifade etmeğe çahşıyordu. Viyana'lılar için güneşli bir pazar gününü kaçırmak bizim tasavvur edemiyeceğimiz büyük bir ziyandır. Şehrin dört tarafı Avrupa'nın en güzel ormanlarile çevrilmiştir. Her pazar günü müteaddit garlardan beşer, altışar dakika fasıla ile kalkan trenler bütün Viyana'yı bu ormanlara döker. Trenler bu kadar sık işledikleri halde hepsi de tıklım tıkIım dolu. Iktisadî tam manasile anlamış olan bu sotyalist mem lekette halk lüzumsuz lüksün şiddetle aleyhinde. Trenlerde birinci ve ikinci mevkiler hemen hemen boş. O kadar ki pazar günleri izdihamı bir dereceye kadar tahfif edebilmek için banliyö tren lerinde birinci ve ikinci mevki vagonları kullanmıyorlar. Bir amele ile bir patron, fakir bir işçi kızı ile zengin bir işsiz kadın ayni vagonda yanyana, karşı karşıya ıeyahat ediyorlar. Fakat vagonlar o kadar yeni, o kadar temiz ki.. Camlar parıl parıl parhyor, otu rulacak yerler, duvarlar sanki bir gün evvel cilâlanmış gibi. lnsan bu intizamı, bu temizliği bozmamak için yere ufak bir kâğıt parçası atmağa kıyamıyor. Servetin doğurmuş olduğu sınıf farkını yok eden bu usulün zev kine varabildiğimiz zaman iktisadî ve içtimaî büyük bir inkılâo yapmış olacağız. Ahmet Beyin Mehmet Beyden daha zengin olması onları ayrı içtimaî sınıflara Filip cambazlara mı gitti? Diyordum. Merak ve tecessüs hissi izzeti nefsi muhafaza hissine galebe ediyordu. Nasıl? Dün akşam Elhamra'da idi, size söylemedi mi? Madam VHIier ile beraberdi, biliyorsunuz, zannettirn. Erkeklerden de bana ısmarlama acıyanlar ve beni müteselli etmek istiyenler vardı. Bir yemeğe davet ed'1', kocam, «bana yirmi dört saat müsaade e diniz. Cevap vermiyiniz. Gidîp gidemiyeceğimizi yarın söylerim» derdi Vaktimizi bir suretle istimali teklif etsem, meselâ «hay hay, neden gitmiyelim? Fakat yarına kadar müsaade ediniz de kat'î sözümü söylerim.» Derdi. Bu kabil kaça • makların içyüzü: Malama telefon edilmek, orava onun da davetlî o lup olmadığını, yahut o akşam madamın kendisile çıkma' hakkındaki fikrini anlamağa vaki. bulmaktan ibaretti. Bana öyle geliyordu ki, kocamın zevkinde, hatta seciyesinde şimdi, Tayyareci Sabri B. Italya'da bir kaza atlatarak paraşutla kurtu!du Roma 13 (A.A.) Roma civa rındaki Kurbara tayyara limanmda bulunan Türk tayyare zahitlerinden Sabri B., idaresindeki av tayyaresi ile akrobatik bir uçuş esnasındo 1000 metre yükseklikten sukut et • miştir. Pilot; makineyi tekrar hattı müstakim üzerinde uçuşa koyama dığından paraşutla sağ ve salim yere inmiştir. »Kinııııınııııııtııııııııııııııııııııııııııııııtııııııııııınııınmnnıumunımt: Bir hikmet âlinıi Son eserinin son kelimesinî yazdırdı ve öldü San Fransisko 10 Meşhur hikmet âlimi Albert Michelson öldil. Ziyanın intişar sür'atini tesbit için 40 senedenberi yaptığı tetkikat ve hesabatı son zamanlarda ihtiyar ve hasta olmasına rağmen bir kitap halinde neşretmek için öliim yatağında kâtiplerine dikte ediyordu. Niha yet âlim eserini tamamlamağa mu "Vaffak oldu ve bundan bir kaç dakika sonra da hususî işle • rine ait . bir şey söylemo • fe vakit bulamadan gözle rinî kapadı ve ebedî istirahatine daldı. Einstein meşhur nazariyesini bu yaşh alimin tetkikatına istinat ederek ortaya atmıştı. İzmir'de bir facia Bir musevî genci gırtlağını keserek öldü tımir 13 (Hu. Mu.) Namaz • gâhta Cedit sokağında mukim 9f y • yar satıcı Hayim oğlu 22 yaşında Cako iki sene evvel ayni mahailede mukim Jozef kızı 19 yasında Meri île evlenmiştir. Cako geçenlcrde Meri'yi başka bir gençle konuşurken görmüş ve mahkemeye mUracaat ederek Merî'den ayrılmak îstemiçtir. Bir taraftan talâk davası devam ederken Cako bugün bıcakla gırtlağı kesilmis olduğu halde bulunrauştur. Cako sigara tabakasının arkasına şu yazıyı yazmıştır: «Ben Meri'nin aşkı yüzünden intihar ediyorum.» Cako'nun cenazesi kaldırılmıştır. Fakat bıçağın gırtlakta iki keski >apması hâdisenin bir cinayet oltnası ihtimalini tevlit etmiştir. Adliyece tahkikat yapılmaktadır. Eski Hidiv Abbas Hilmi Pş. Kral Fuad'ı tanıdı Kahire 13 (A.A.) Röyter Ajansı muhabirinin bildirdiğine göre Başvekil, gazetecilere «abık Hidiv Abbas Hilmi Paşanın Kral Fuad'ı Mısır'ın meşru hükümdarı olarak tanıdığım ve Mısır tahtından tamamile feragat etmiş ol • duğunu söylemiştir. ayıracak bir sebep olamaz. Ahmet Beyin on kuruşla gideceği yere yirmi kuruşla gitmesi gülünçtür. Ahmet Bey lüzumsuz yere on kuruş fazla «arfederse bu onun aleyhine olduğu kadar Mehmet Beyin de aleyhinedir. Avrupa'nın çoktan anlamış olduğu bu haki kati bir an evvel anlamak mec buriyetindeyiz. * ** Bir mayıs bayramı burada ha raretle tes'it olundu. Bir çok yerlerde meselâ Fransa'da bugün amele için bir tatil günü olarak kabul olunmamıştır. Halbuki cum huriyetin ilânındanberi bir mayıs Avusturya'nın resmî bir bayra mıdır. Belki en büyük bayramı. Bütün fabrikalar, mağazalar, daireler, mektepler o gün kapahdır. Hatta tramvaylar bile öğleye kadar işlemiyorlar. Bugünün şere fine olarak muazzam Belediye dairesi baştan aşağı elektrikle donanıyor. Asayişi bozmamak şartile yapılan bütün toplanmalar, nümayişler serbest Amelenin günü olan bugünü tamamile ona vermek münasebetsiz hâdiselere mâni olan en akılhca bir tedbir dir. Her sene ötede beride bazı taşkınlıklar yapıldığı halde şimdiye kadar Viyana'da hiç bir vak'a olmamıştır. Sosyaldemokrat fırkası bir mayıs için büyük bir nümayiş programı hazırlamıştı. On bin lerce amelenin iştirak ettiği mu azzam bir kaf ile şehrin en büyük caddesi olan Ring'in üzerinde bir resmi geçit yaptı. Çok san'atkâ rane resimlerle süslenmiş olan tablolara kısa cümlelerle amele nin arzuları, fikirleri yazılmıştı. Işte hatırımda kalan bazıları: «.Sıntf mücadeleri yapıyoruz, trk mücadeleri değil!», «Mesai saatlerinin altıya tenzilini istiyoruz.y>,«Senede dört hafta tatil!», tİşriz amele dilenmiyor, i$ isti yor7»... Kadın, erkek bütün amelenin iştirak ettiği bu resmi geçit öğ leye kadar devam etti. Akşam ü zeri baştan aşağı donanmış olan şehirde amele çocukları bir fener alayı yaptılar. Iptidaiden Darülfünuna kadar bütün Viyana mekteplerinin iştirak ettiği kırk bin kişilik bu alay geç vakitlere kadar muzikalarla, şarkılarla bütün şehri dolaştı. Iztırap çeken amelenin bayramı gençlik sayeıinde neş'e ile bitti. NADİR NADl Mısır'da Kahire'de vaziyete kadınlar hâkimdir Kahire 10 Nil kenarında büyük bir nümayiş yapacaklarını ilân eden Vefd'lerin bu tasavvuruna mâni olmak için şehrin bütün sokak ağızları sıkı bir muhafaza altına ahnmıştır. Nil sahili boyunca devriyeler do laşmaktadır. Zabıtanın memnuiye tine rağmen bir çok hanımlar oto mobille tekrar şehri dolaşarak ahaliye nutuklar söylemekte ve otomobillerin arkasından gelen yüzlerce diğer vesaiti nakliyenin serbestçe gelip geçmesine mâni olmaktadır. Zabıta buna karşı nümayişçilerin otomobillerini idare.eden şoförleri karakola götürmüşse de kadınlar karakollara hücum etmiş ve şoförleri almadan karakolu tahliye et • memiştir. Hanımlar bu suretle şo • förleri kurtarmış ve iki yüzü mütecaviz otomobille şimendifer ima lâthaneleri önüne giderek burada çalışan beş bin kadar ameleyi işlerini terke ikna etmişlerdir. Sanayici meb'uslar • ^ 1 ^ I İstanbuFun ihtiyaçları için mesai sarfediyorlar Millî Sanayi Birliği on beş giin evvel bir içtima aktetmiş ve bu içtimada tstanbul'un sanayici meb'u* ları Vasıf ve Hamdi Beyler hazır bulunmuşlardı. Bu içtimada teşviki sanayi kanununun 13 üncü maddesi • nin tamamii tatbiki ile, fabrikalara Iâzım mevadı iptidaiyenin bir sene zarfında bilâmüşkülât gümrükler den geçirilmesi ve millî müessese • lerle, belediye ve hükumet da'Velerinin yüzde on nisbetinde pahalı dahi olsa millî mamulâtı tercih etme meleri hususunun temini meb'usla*" dan talep edilmişti. Sanayici meb'uslar Ankara'da derhal faaliyete geçmişîerdir. Fil hakika Dahiliye Vekâleti bütün vilâyetlere bir tamim göndererek 13 üncü maddenin tatbikirin ihmal edilmemesini bildirdiği gibi gümrük idaresi de mevadı iptidaiyenin ser bestçe ve bir sene zarfında müruruna mâni olunmasım emretmiştir Meb'usların bu sür'atli ve mu vaffakiyetli faaliyetlerinden çok memnun olan Sanayi Birliği bu pazar günü bir içitma aktederek kendilerine teşekkür edecebtir. Birlik bu faaliyet üzerine Mecliste sana yici meb'uslarm daha çoğalmasını temin için Fırka nezdinde teşeb,büsatta bulunacaktır. kani idim ki bu nagikanî tabiat ile benim endişelerim arasında bir irtibat vardır ve bundan böyle ko camın hayatı büyük bir nisbette o kadının mukarreratına tâbidir. Diğer taraftan kocamın kadının zevkleri üzerinde nüfuzti daha azdı. Bununla beraber bunu başkalan görseler de ben görüyordum. Had di zatında fena bir şahit olmakla beraber bu iki vücude taalluk eden hiç bir şeyin gözlerimden kaçması mümkün değildi. Şiyang'larda cumar tesi günü o hafta kadın okuduğu kitaplardan bahsederdi. Hep koca mın sevdiği bana yahut Odil'e o • kuttuğu kitapları okuyordu. Bunların başmda Kardinal de Retz ve Machiavel gelirdi. Daha sonra kp camın Garamyat vadisinde en sevdiği eserler Tourgeneff'in duman is mindeki eseri ve Lucien Loveu ve Proust'un ilk ciltleri idi. Madamın Machiavel'den bahsettiği ilk gün hazin bir surette gülmekten ken dimi alamadım. Habadi var Ita emirleri Ankara 13 (Telefonla) Maliye Vekâleti sahte imza ile para al mak mes'elesinden dolayı muhasebe müdürlüklerine bir tarnim gönde rerek badema parava mütealük tediye ve ita emirlerinin takibi için evrakın sahiplerine verilmemesini ve muamelenin memurlarla takip ettirilmesini bildirmiştir. İktlsat meclisi toplanıyor Ankara 13 (Telefonla) Âli lktisat Meclisi ayın on beşinde müzakereye baslıyacaktır. Ruznamede 1929 senesi tediye muvazenesi, ih racat eşyamız hakkmda ihracat ofisinin raporu, Türkiye liman hîz metleri ve Türk limanlarının inki şafını tetnin hakkındakî raporlar vardır. Irtişa maznunlarından Basat Ef. Paris'e kaçtı! Ankara 13 trtişa mes'elesine ait tahkikat ikmal edilmek üzere dir. Maznunların mevkufen mı<ha keme adilmeleri muhtemeldir. Ma liye Vekâleti bunlardan Ba.«at Efendinin ikamet ettiği yeri dün telgrafIa tstanbul'dan sormuştur. Basat Ef. evvelce Galata'da Kuledibi'nde oturuyordu. Fakat tspanya'ya gittiği rivayetleri sayi oldu. [CUMHURİYET Maliye Ve kâletinin telgraf ı dün şahrimize ? elmiş ve Basat Ef. zabıtaea aranmış ise de bundan yedi ay evvel Paris'e kaçtığı anlaşılmıştır.] Bir Maliye memuru tevkif edildi Ankara 13 Maliye memur lanndan Reşat Beyin zimmetine üç bin Hra geçirdiği anlaşıldığından tevkif edilmiştir. Reşat B. diyor ki: « Bu parayı bankaya yatırmak için yanıma almıştım. O akşam arkadaşlarla içtik. Sokakta düşüp bayılmışım. Ayıldığım zaman cebimde üç yüz lira kaldığını gördüm.» Raşit Rıza Arnavutlukta Selântk'te bulunan Raşit Rıza ve arkadaşları temsil heyetinin oradan Preveze ve Yanya'da temsiller verdikten sonra Tiran'a gittikleri Arnavutluk'ta da bir kaç temsil ver dikten sonra Çekoslovakya'ya, oradan da Peşte'ye gidecekleri alınan malumattan anlaşılmıştır. belki pek hafif fakat her halde görülecek surette bu kadının izleri peyda olmuştu. Kadın kır'art, bahçeleri •everdi. Nebatat ile, havvanat ile uğraşmağı severdi. Şimdi kocam da tutturmuştu, Paris'in kendisini yorduğunu, civarda bir arazi edinmek istediğini söylüyordu. Gandüma var, halbuki oraya ne kadar kabilse o kadar az gidi yorsunuz. O ayni şey değil. Gandüma Paris'ten yedi saat sürer. Hayır, gidip iltica edeyim, meselâ Chan tilly'de, yahut Compieyn'de yahut öyle yer istiyorum ki, iki günde bir Sen Jermen'de. Yahut ta Fontainebleau da? Dedim o gayriihtiyarî gülümsiyerek t Evet, isterseniz orada. Diye cevap verdi. Bu tebeesüm adeta hoşuma gitti; Beni mahremi yete alıyordu. Bundan onun şunu kastettiğini çıkarıyordum: Evet, bildiğinizi biliyorum, fakat size itimadım vardır... Bununla beraber ısrar etmemem Iâzım geldiğini ve kat'î bir şey söyliyemiyeceğini hissediyordum. A n a Dahiliyede açıkta kalacak memur yok Ankara 13 (Telefonla) Son tasarruflar münasebetüe Dahiliye Vekâleti kadrosunda hiç bir memur açıkta kalacak değildir. Evet, dedi, bana telefon etmişti. Bu vak'a bana pek açık ve pek vazih göründü. Müteakiben koca mın hayatında madamın tesirlerinin apaşikâr delillerini görmeğe başladım. Bir kere haftada iki, üç akşam çıkmağa başlamıştı; nereye gittiğini sormazdım, fakat onunla görüldüğünü biliyordum. Madamın kadınlar arasında çok düşmanı vardı, onlar beni kendilerine tabiî bir müttefik halinde görerek bana sokulmağa çalışıyorlardı. Bunların iyileri, yapi kadınlar birbiri hakkmda ne derece iyi olabilirlerse o derece iyi olanları, bana sakitane bir merhametle bakıyorlar ve felâketime ancak, ana hatlarile ima ede rek görüşüyorlardı. Fenaları, hiç bilmediğim vak'ları, beni bilir zanneder görünerek neleri sayıp dö kerek anlatmak istiyorlarsa onu yapıyorlardı. Bunlardan biri diyordu ki: Cambazlara kocanızla grt • memiş olmakta çok isabet ettiniz. O kadar sıkıcı şeylerdi ki... Cumhuriyet'in tefrikası: 90 Yazan: Andre Moruva IKLIMLER Terceme eden: Haydar Rifai Ahenk 'eliydi. Kocam şetaretli, înee, benîm kendisinda çoktanberi gBremedipim ve artık unutmağa başladığım bir mizacını bulmuş idi. Ben, bana vaktile Odil'in menakibini yazan, kendisini harbin he men akebinde tanıdığım ağır ve malihülyavî Filip'i tercih ederdim; fakat o dakikada madama sevîmli, nük teli, hafif sözler bulup söyliyen çok farklı Fîüo'i de tanımıv îdim. Duy duğum sözler kalbe eıuniyet verici bir mahiyette idl. tki taraf birbirine son iki *ünde ne yaptıklarını anlatıyorlardı. Kocam bir gün evvel beraber seyrettiğimiz bir oyunu iki kelime ile hulâsa ettî. Madam sordu: Bu oyunu îeabel beğendi mi? Evet, zannederim kâfi dere • cede beğendi. Siz daha nasılsınız? Cumartesi akşamı Şiyang'larda çehreniz bozuktu, sizin güzel renginiz ' den zerre kaybolması günahtır. Demek cumartesindenberi birbi rini görmemişlerdi o gün günlerden çarşamba idi. Birden bir utanma geldi ve makineyi kapadım. «Ah, bunu nasıl yaptım?» Diyordum. Bu halimle birinin kapalı mektubunu açmtm arasında ne fark vardı? Oraya kulağım veren, dinlemek istiyen tzabel'i tanımıyordum. Bir çeyrek osnra gene makinede kocamı aradım. Affedersiniz, a ı evvel sîzi aradım. Yolu açtılar, Madam Villie ile konuştuğunuz halde beni de araya koymuş bulundular, kestim.