10 Nisan 1931 Cumhuriyet SON TELGRAFLAR Şark'ta sükunet var Hudutta çetelerin tahrikâtma karşı tedabir ittihaz edilmistir Ankara 9 (Telefonla) Son günlerde İran hududu dahilinde firarilerin tahrikâta devam etmeleri ve İran'ın bu vaziyete müsamahakâr davrandığı haberleri üzerine halk arasında Ağn'da yeni harekât olup olmadığı hakkında bir tereddüt husulüne sebebiyet vermiştir. Bu hususta tahkikat icra ettim. Firarilerin tahrîkâtı İran hududu dahilinde Tebriz civarında cereyan etmekte olup hududumuz dahilin de en ufak bir hareketin derhal ö nüne geçilip imhası için icap eden tertibatın çoktan alındığı ve ortada mühim vaziyetîn mevcut olmadığı anlaşılmıştır. . Bu tahrikât karşısında ordumuz müteyakkızdır. İran'ın dürüst ha reketini beklemek hakkımız oldu • ğundan Tebriz ve civarındaki Taş nak ve Kürt'lerin ufak, tefek tahri • kâtı karşısında hükumetimiz İran'ın nazari dikkatini celbetmiştir. Tahrikât ötedenberi devam etti ğînden hükumetimizin günii giinüne vaziyetten malumattar olması tabiidir. Şimdilik ehemmiyetli her hangi yenî bir hareket mevcut değildir. 150 lira ile Peşte seyahatine siz de] iştirak edebilirsiniz Her türlü masraf dahil olmak üzere yüz elli lira ile yapılmasını temin ettiğimiz Peşte seyahatine iştirake karar vererek idaremize kayıtlarmı yaptıran zevatm adedi hergün artmaktadır. Kafilemiz yalnız elli kişiden teşekkül ede ceğine ve nihayet 16 nisana kadar olan müracaatler nazari itibara alınacağına nazaran kayıt muamelesinin bir an evvel ikmal ettirilmesi Iâzım geldiğini bir kere daha hatırlatıyoruz. Dün idaremize yeniden müracaat eden zevattan bazıları, şimdiye kadar verdiğimiz izahata ilâveten bizden yeni bazı malumat istediler. Ezcümle Peşte'de geçirilecek altı günlük müddetin ne kadar bir kısmından serbestçe istifade edebileceklerini sordular. Peşte'de mayısın sekizinden on üçüncü günü akşamına kadar kalınacaktır. Bu müddet zarfında seyyahlarımız yalnız 9 mayıs öğleden sonra öğle ve akşam ye • mekleri arasında, 11 mayısta kahvaltı ile öğle yemeği arasında, 12 mayısta öğleden evvel, 13 mayısta öğle yemeğinden akşam hareket saatine kadar serbest kalacaklardır. Diğer zamanları, tertip heyetimizin programında ki ziyaretler ve gezintüerle ge çeeek ve bunların bütün masraflan tarafımızdan verilecektir. Esasen evvelce de bir kaç defada arzettiğimiz üzere tren • deki yemek hariç • yataklı va • gonla gidip gelmek şartile seyahatin bütün masrafları yüz elli liraya dahildir. Buradan hareketten evvel yapılacak bir muamele ve bunun icap ettiği cüz'î bir masraf vardır ki o da pasaport ve vize harcıdır. Bu masrafı her zat kendisî görecektir. Yalnız bu hususta bir müşkülâta maruz kaldıkları takdirde biz kendilerme azamî teshilâtın gösterilmesine delâlet etmeğe hazırız. Daha düfünmeğe, tereddüt etmeğe vakit kalmamıştır, kararınızı veriniz, idaremize kaydmızı yaptırmız ve «Cumhuriyet > in büyük bir haz ve memnuniyet duyarak hazırladığı fırsatı kaçırmayınız. ANKETTEN NETICELER ızmir'de tenassur Abdullah Zeki hristiyan olduğunu itiraf ediyor tzmir'de merhum ressam Sann Beyin oğlu ile kızının papazlar tarafından hristiyan edildiklerîni diin yazmıştık. Polis müdürlüğünce tahkikata başlanmış ve Abdullah Zekî Ef. ile anası celp ve isticvap edil mişlerdir. Bu çocukların hangi papazlarm telkini ile hristiyan olduklan mes'elesi henüz esrar perdesi altındadir. Çocukiarın anası esasen hmfî yandır. Saim B. de hayatmda ço cuklanna dinî bir terbiye verme • miştir. Vefatından sonra oğlu Ab dullah Zeki M. Dermon Maks na • mında birisinin yanına, kızı Mahmidet Hanımın da Burnova'da Sörlerin yanına verilmiştir. Polis müdürlüğünde isticvap e • dilen Abdullah Zeki demiştir ki: « Bende akıl var. Okudura, tetkik ettim. Hristiyan olmağı muva fık buldum. Şimdi ben bir dine intîsap etmişsem buna kim karışabilir. Hiç kimse bana tesir yapmağa kalkışmadı, yalnız vaftiz muamelem henüz olmadi, maamafih bunu da yaptıracağım, onun içîn nüfus tezkeresi almağa teşebbüs ettim.» Mahmidet Hanım da Burnova' dan getirilerek isticvap edilecektir. Madam; kendisinin hristiyan oh duğunu, oğlu Abdullah Zeki üze • rinde bir hakkı bulunmadığını, eğer hristiyanhğı kabul etmişse kendisinin tahrikâtı eseri değil, doğrudan doğruya kendi düşüncesile hare ket etmiş olması muhtemel bulun • duğunu, fakat kızı Mahmidet Ha • nım üzerinde bir hakkı bulunduğunu ve bu hakkını istimal ederek onu hristiyan yapacağını, kızının dokuz yasında olduğunu söylemiştit Ziraat Bankası ve zürra Iktisadî buhrandan en çok zürra sınıfı müteessir olmuştur. Banka ona göre tedbirler almalıdır [Ziraat Bankası hakkında açtığımız anket dört beş gün evvel hitam bulunmuştu. Evvelce de yazdığımız gibi bu anketten maksat, Ziraat Ban kast hakkında halktmtztn çiftçi ve zürraımızın şikâyetlerini, temennilerini tesbit etmekti. Bu mes'ele hakkında gazetemizde intişar etmiş olan muhtelif mütaleaları ve noktai nazarlart tasnif ve bir kaç makalede hulâsa ettik. Bugünden itibaren bunları neşre başlıyoruz:] Bankanın esas sermayesi kimindir ? Anketsmize iştirak eden karileri mizin elcserisi diyorlar ki: «Bugün cihan iktlsat hayatmda hükümran olan iktisadî buhran bizim memle ketimizi de istilâ etmiştir. Fakat denebilir ki, bizde en ziyade bu kriz den müteessir olan bilhassa zürra sınıfı dediğimiz memleketin istihsal menbaıdır. Cihan ve onu takip eden harpler çifrçide sermaye bırakma mıştır. Bunıren için köylü kendine sermaye tedarik edecek bir istinat bulmak mecburiyetindedir. Şimdiki halde köylü bumı Anadolu'nun her tarafını istilâ eden bir takım müraba hacılardan yüarde otuz, hatta yüzde kırk faizle temin etmektedir. Bu nun neticesi, zavallı köylü ancak toprağını feda etvnekle kurtulabilir, yahut teessüsüniin gayesi olan Ziraat Bankasından temin etmek mecburiyetindedir. Ziraat Bankasımn bu günkü vaziyeti, nıaatteessüf bundan pek uzak olduğuodan zürraın der dine deva olamıyor. Halbuki Ziraat Bankasraın sermcayesinin esasını Türk çiftçisi temi.o etmiştir. Bugün bankanın h&kikî hissedarları da köylü, çiftçi ve zürra olma" lâzımdır. Çünkü 1305 senesinde yani kırk üç sene aşar vergisnae munzam bir hissei menafi, hissei iane ile esası kurulan Ziraat Bankıasının Türki • ye'nin hemen her kasabasında muayyen bir sermaye toplanmış ve bunların birliğinden btagünkü şekil doğmuştur. Açık bir ifade ile banka sermayesinin esasını Türk ciftçisinin ahnterile kazandığı paralar teşkil etmiştir. Türkiye bir çiftçi memieketi ol duktan sonra zürra için en kuvvetli, en. emin istinatgâh Ziraat Bankası olduğuna ve olacağına şüphe yok tur. Böyle olduğuna nazaran çiftçi, bankadan hiç değilse azamî para ucuzluğu ve kolaylığı görmetidir. Ve bu çiftçilerin gayrikabili înkâr bir bakkıdır. Ziraat Bankalarının sıfat ve sa lâhiyetinin ve kimlere yardım et • mekle mükellef bulunduğunun ve maksadı teşekkülünün, gayesi ne olduğunun sarahatle tayin ve tesbiti lâzımdır. Bizce zürraın sermayeeile teşekkül etmiş olan Ziraat Bankalarının maksadı teessüsü, ziraatin inkişafı için zürraa muavenet etmektir. Halbuki Ziraat Bankası sermayesi nin sureti tedavülü mütalea edilirse, paranın zürradan ziyade tüccar elinde tedavül ettiği görülüyor. Hatta zürra maskesi altında mürabahacılara ve muhtekirlere kadar varan bir ekseriyet bankadan para istikraz etmektedirler. Bankanın maksadı teşekkülü ile telif i imkânı olmıyan bu vaziyete kat'iyyen nihayet vermelidir. Bankanın mevcut sermayesi çiftçilere hakkile yardıma kâfi bir miktarda olmadığı halde, yalnız ticaret düşüncesile, her kasabada lü zumundan fazla olan bakkala, manifaturacı ve sair tüccar ve esnaf lara kredi açıyor ve bu yüzden zürraa fazla yardım edemiyor. Halbuki çiftçilerimizin bankası bir tanelebilmek hassasmdan t a m a m e n mahrum bulunduğuma kani idim, hiç bir zaman şuna buna sevimli görünmeği de arzu etmiş değildim, halbuki ömrümde o zaman olduğu kadar kat'î aşk ve muhabbet v e vefa ve sadakat asarı hiç görmemi şimdir. Fakat benim fikrim bu muvaffakiyetlerden iz bırakır bir k â m alamıyacak kadar müşevveş idi. 1913 se nesine ait hatırat defterime bakı hnca her sahifede tesadüf olunan randevuler arasında hep gene onun hatıraları görülür, tesadüf î olarak bir k a ç not istinsah ediyorum: 20 teşrinievvel. iArzuları>. Müşkülpesent mahluklar nasıl daha ziyade seviliyor. Onun için, biraz endişe ile tarla çiçeklerinden, nerkislerden, yahut beyaz lâlelerden mürekkep bir demet yapıp götürmek bile ne zevk verici bir şeydi... Tevazuu», «Benim nasıl olmuş olmamı istediğinizi bilirim: Gayet ağır, gayet saf, kibar, ayni zamanda şehevi, fakat yalnız size karşı... Bu emirlerinizin matemini hemen tutabilirsiniz. Diki, ben hiç bir vakit böyle bir kadın olmıyacağım.» «Vazi gurur>, «Bununla beraber benim de ufak tefek meziyetlerlm vardır... K« dir, tüccarın bankası ise çoktur. Hulâsa, Ziraat Bankasımn esas sermayesi kimindir, hissedarlar kimlerdir, her sene temettü acaba hangi hissedarlara veriliyor. Nihayet banka kimindir? Her şeyden evvel bu mes'ele halledilmelidir.» Muamelât nasıl olmalıdır ? Gene anketimize iştirak eden karilerimiz diyorlar ki: Banka çiftçilere kolaylıkla para vermelidir. (Müracaat numara sına kayıt, kararı umumî, hususî, merkezden emir almak, ilmühaber tanzimi, muhtarın temhiri, vergi, kâtibi adlin tasdiki gibi çiftçi bir çok müşkülâta maruz bırakılmamaIıdır. Halbuki eşhas arasında yapı • lan ipotek muamelesi bundan çok basittir. Şimdiki ikraz muamelâtının da ha kolay ve basit bir tarzda ifrağı lâzımdır. Bir köylü para almak için bankanın şubesi bulunan kasabaya gittiği zaman günlerce şehirde kalmamalı ve 100 lira alacağım diye günlerce şehirlerde kalıp alacağı paranın bir kısmını sarfa mecbur olmamalıdır. Meselâ ikraz senetleri kooperatiflerde olduğu gibi köy heyetleri tarafından taıdik edilmekle ikti • fa olunmalı, kJlfetli ve füzuli rne rasim kaldınlarak köylünün m.».rkezde bir gün bile beklemesine ı .*ydan verilmemelidir. Çiftçiler topraklı, topraksı* iki kısım olduğuna göre arazisi olmı yanlara müteselsil kefaletle kredi usulü tatbik olunmalıdır. Arazi sa • hip'erinin ise gösterecekleri temi nat tapu dairesince haciz işareti konulduktan sonra banka meclismm açacağı kredi, cüzdan olarak verilmeli ve cüzdanı blan çiftçinin ban kaya müracaatinde emir gelmedi, ikrazata başlamak için para yok, dememeli, aynen hesabı cari gibi çiftçi kolaylıkla parasım almalıdır. Diğer taraftan zürra tapu dairelerinden de şikâyetçidir. Tapu se netlerinde semti meshur her nedense mahalle ilmühaberine yazılmıyor. Tapu dairesi de bu nok«am ikmal etmeksizin senet vermiyor. Ziraat Bankası elindeki kararı umumiye göre muamele yapmıyor. Çünkü senette (iki yol arası) gibi bir mevki yazılıdır. Tapuya giden çiftçilere de memurlar, mahkemeye giderek tashih ettiriniz, diyor. Bu köylü için en büyük bir zorluktur. Ya tapu dairesi kolaylıkla bu ilmühaberleri tashih etmeli veya Ziraat Bankası ke • şif yaptırarak ve mahalle ilmüha berine istinat ederek para vermek çarelerini aramalıdır. Hulâsa muamelât, sureti mutlakada seri, kısa ve kestirme olmalı • dır. Kırtasiyecilik kökünden yıkıl • malıdır. Çiftçinin hasılatına göre banka istatistiklerini hazırlamalı, müşterisini tanımah, toprak müstahsilleri mutlaka tatmin edilmelidh*.» dmlarm bir çoğundan fazla okumuşum dur... Ezberimde pek çok güzel şilrler vardır... Çiçeklere emsalsiz bir nizam ve intizam veririm .. Güzel giyinirim... Ve nihayet sizi seviyorum. evet efendim, buna siz belki inanmazsmız, fakat ben sizi çok severim.> 25 teşrinievvel. O kadar mükemmel bir aşk olmalıydı ki, insanı, sevilen kadmdaki bütün hislere teşrik etmeliydi. Krozant'ı fena tanıdığım zamanlarda da, öyle günler olmuştur ki, Odil'in sevebileceği bir tipte olduğundan dolayı âdeta beğenirdim. Müteakıben kıskançlık başladı ve artık herifi dünyanm en çirkin bir adamı olarak gördüm. 28 teşrinievvel. İşim diğer kadınlarda senin güzelliğinden haz oldukları zerreleri sevmektü'. Şimdi o kadar çok kadın koklamak itiyadını, o zerreleri eoğalta ço ğalta senin hayaline daha ziyade yakla sabilraek derdinden ileri geliyor. 29 teşrinievvel. Güzel kadın, benim yüzümden yorulduğun olurdu; fakat ben senin o bitkin halini de severdim. Az daha aşağıda şu kısa işareti buluyorum: «Elimdekinden fazlasını kaybet • Bu bende olan biteni pek güzel ifade eden bir cümledir. O, yanıbaşimda iken, n e kadar aevilmekte • • İzmir'de şiddetli yağmur Bir kısıru köylerde heyelânlar oluyor, iki kadın sele kapılarak boğuldu îzmir 9 (Hu. MuJ Mülhakatta dündenberi şiddetli yağnıurlar devam ediyor, tarlalar su altında kalmış.bazı bag kuleleri yıkılmıştır. Tire'de Ali karısı Hatice VÎ Kel Mestan kızı Emine merkeple tarladan dönerlerken sele kapılmışlar dır. Jandarma ve kır bekcilerinin taharriyatı neticesinde Hatice ölü olarak, Emine de baygın bir halde ."onmuştur. Yağmur öğleden sonra tzmir'de şiddetli surette devam etti. Kordon tramvayları bir saat işliyemedi. Yağmurun mülhakatta ki zararlanna ait raporlar vilâyete gelmektedir. İzmir 9 (Hu. Mu.) Yağmur durdu, lâğamlann patlamasından sokaklar göl halindedir. Sular ya • vaş yavaş çekiliyor. Vali Kâzım Pş. bir fen heyeti ile beraber sabahle • yin Altındağ köyüne giderek heyelân mıntakasında tetkikatta bulunmuştur. Fen heyeti heyelân olduğunu tesbit ederek köy halkının başka bir yere nakli tasavvur ediliyor. ııiKHmılllllllllHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIİIIinillllMllllimııniM' Türkiye Belçika İngiliz filosu Sabık Hicaz Kraîı Hüseyinin oğlu Suriye Kıalı olacak Kudüs 9 (A.A.) Halep'ten bildirildiğine göre, Fransız'lar sa lk Hicaz Krrl< Hüseyin'in oğlu ile bir itilâfname imzalamışlardır. Bu itilâfname mucibince Ali Suriye Kralı olacaktır. Diin Belçika sefaretinde Yakmda Almanya'yı ziyaret edecek bir ziyafet verildi Ankara 9 (Telefon) Türkiye Belçika uzlaşma, muhadenet ve hakem muahedelerinin imzası müna s'ebetîle'bugün sefarette bir öğle ziyafeti verildi. Ziyafette Başvekil İsmet Pş. ile Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey ve erkânı hükumet hazır bulundular. Londra 8 (A.A.) İngiliz filosunan Ahnan sulannt ziyaretme'ait tarihin henüz tesbit edilmemiş ol duğu istihbar edilmistir. Biivük harptenberi ilk defa olarak İngiliz harp gemilerini görecek olan ilk şehrin Kiel ve yahut NVilhelmshaven olması muhtemeldir. İngiliz filosunun bu ziyaretine ait teklif gerek Almanya hükumeti ve gerek Alman bahriye erkânı tarafından memnuniyet ve teveccühle karşılanmıştır. , Merkez Bankası 1? NİSANA KADAR HİSSE KAVDINA DEVAM EDİİ.ECEK Yeni bir hat Irmak Çangırı hattı 23nisanda açılıyor Ankara 9 (Telefonla) Irmak Çangırı hattının 23 nisanda müna • kalâtı umumiyeye küşadı merasimi yapılacak ve resmi küşat Maliye Vekili ve Çangırı meb'usu Mustafa Abdülhalik Bey tarafından icra edilecektir. Şehir kongresi Temmuzda Berlin'de bir kongre toplanıyor Berlin'de 1 temmuzdan 5 temmuza kadar sehirlerin tertip ve tensiki hakkında beynelmilel bir kongre aktolunacaktır. Bu kon gre Londra'da bu namdaki cemiyet tarafından tertip edilmekte dir. Bu kongreye bütün dünya belediyeleri davet edildiği gibi İstanbul Belediyesi de davet o lunmuştur. Kongrede eski evlerin ortadan kaldtrılması ve bir adi evin öm rünün 15 sene olarak tesbiti et • rafında müzakerat cereyan ede cektir. Kongrede sehirlerin tensiki takdirinde nakliyatm alacağı şekil hakkında da mukarrerat ittihaz edilecektir. şu ki, bir erkeğin bir ihthas yüzünden kuvvetle zebun düşmesi, en az arzu ettiği bir sırada, diğer kadınları kendisine celbediyor. Halbuki kendisi, halimiz • de olduğu gibi, esasen bi • rinin esareti altındadır, o na can feda bir surette malolmuş bulunmaktadır, bu itibar ile, tabiaten hassas ve garamperver olsa da o akına karşi Iâkayt ve haşin bulunur. Belki de mergubiyetinin, kendisine tehacüm ve tehalükün sırrı d a buradadır. Kendisi bedbaht olduğundan önüne çıkan bir nimeti tatmak ister, fakat yalnız tatmak... Kendi hesa • bına, tatmakla beraber, bezginlik duyuyor, ve bunu gösteriyor; bunları istemediği, düşünüp kurmadığı, vazih surette bilmediği halde böyle oluyor ve işte böylelikle de sevda kitabının en mühim bir muvaffaki • yet düsturunu tatbik etmiş oluyor. Artık tehlikeli bir unsurdur, mu vaffakiyetler birbirini velyediyor, çünkü onları, o, aramıyor, onlar kendiliklerinden ve ayağının ucuna geliyor. İşte bu tahlil benim mace ramdan çıkabilecek başlıca bir k a • növadır. Nitekim şu sahnede, sevi Burdur'da feyezan Burdur 9 Burdur havalisinde feyezan başlamıştır. «Susuz» denilen yerden itibaren üç küometrelik bir şose ve bütün Bucak ovası kâ milen su altında kalmıştir. Burdur • Antalya yolu kapanmıştır. Kestel gölü mütemadiyen büyümektedir. Suların Bucak kazasını kaplamasından korkuluyor. Beheri yüz liradan ibaret senetlerinin bedeli bir senedc taksitle ödenecek Hisse senetlerme üç sene îçin yüzde altı temettü vermeği hükumet tekeffül etmiştir Hem kârh bir is yapmış, hem de. Türk parasınin kıymetini yükselt * miş olmak için bu fırsattan istifade ediniz. Yerli ve ecnebi bütün bankalarm fci' şelerinde kayıt muamelesine devam' idilmektedir. • ; Zeolin Mısır'a gidiyor Balle 9 (A.A.) Saat altıda Friedrichshafen'den hareket etmiş o lan Graf Zeppelin kabili sevk balonu saat 6,25 te Balle üzerinden uç muş ve Belfort'ta doğru yoluna de vam etmiştir. Balonun »eyahat he defi Mısır'dır. Kastamonu'da meyvalar soğuktan bozuldu Kastamonu 9 (A.A.) Son so ğuklardan erken çiçek açan meyva ağaçları vilâyetin her tarafında yüzde 50 hasara uğramıştır. Yapılmakta olan fare mücadelesine bugüne kadar devam edilerek 31 bin dönüm tamamen tathir edilmistir. Alman nazırlarımn İngiltere'yi ziyaretleri Londra 8 (A.A.) M. Blunning ve M. Kurtius 5 haziranda Londra'ya gelecekler ve 9 hazirana kadar ka lacaklardır. Darülbedayi Eskişehir'e gidiyor Hademe aranıyor: Matbaamızda çalıştırılmak üze re, okur yazar, genç iki hademe aranıyor. Taliplerin müdiriyete müra caatleri. lursa olsun, bazı nakiseleri olma • mak ve ondan dolayı da velev gayrimahsus ruhî bir takallüs duyma mak kabil değildi. Halbuki şimdi, tagayyüp edince her nakiseden münezzeh bir âlihe hükmünü aldı; onu onda olmıyan faziletlerle de beziyor, ve onu ezelî ve ebedî güzellik putu haline ifrağ ettikten sonra hatıra • sına tapıyordum. Nişanlandığımız sırada onun hakkında sathî ve zahirî bir malumat üzerine içten gelen anî bir feveran ile arzularrmm yepyeni bir şekilde tayini, başıma neler getirdi ve neleri mucip oldu ise şimdi de nisyan ve ayrıhk ayni tesiri yapıyordu. Efsus! Sadakatsiz v e u zaklara kaçmış olan, Odil'i, yakın ve nermin Odil'i sevdiğimden daha fazla seviyordum. Ankara 9 Darülbedayi san'atkârları bu akşatn son temsillerini verdikten sonra yarın Eskişehir'e gideceklerdir. Cumhuriyet'in tefrikası: 37 Yazan: Andre Moruva IKLIMLER Terceme eden: Haydar Rifat lar. 5ize onları tasvire mahal gör • mem, çünkü onlar bir iz bırakma dan gelip geçmiş yadigârlardır. Yalnız şu nokta kaydolunabilir ki, bunların sayesinde müzahemesiz ve ayni zamanda hayret etmeksizin evIenmeden evvelki halimi buldum. Eski metresleirmle geçen hayat az bir fasıla ve şöyle böyle tebdil ve tebeddül ile ihya edilmiş oWu. Onları bir cümlenin, cür'etkâr bir işaretin tesirini anlıyarak eğlenmek üzere takip ediyordum; bir kere partiyi kazandım mı, birini bırakıyor, öbürü nü arıyordum. Hiç bir şey mukabil taraftan hüsnü kabul görmiyen büyük bir aşk kadar perdebironluğa yol aça mamakla beraber onun verdifci mahviyet te o nisbette nazirsiz olur. O münasebetlerde kendimi sevîlir »örmek garabetimi celbederdi. Hakikat Yaz mevsimini fabrika havali • sinde âdeta tam bir üzlet içinde geçirdim. Evden uzak, ancak otlar üstünde yatarak sükun buluyordum. O zaman, cemiyetle bütün alâkalarım kırıldığından bir kaç zaman için daha derin ve daha hakiki ihtiyaçlara temas edebildiğimi zannediyorum. Bir kadın uğruna bu kadar azap çekilir miydi? Kitaplarım beni yeniden karanlık tefekkürata garkedi yordu; zaten onlarda kederden, dertten başka bir şey beklemiyor ve haberim olmadan kendi amelî ha yatımı ihtar edecek sergüzeştleri a rıyordum. Teşrinievvelde Paris'e döndüm. Bir takım genç kadınlar • bu gibi lerin yalnız yaşıyan erkeklere âdet olan temayülleri neticesi olarak apartımanıma gelip gitmeğe başladı XXI Senenin nihayetine doğru evlen • diklerini duydum. Bu çok elemli bir dakika oldu; fakat fenahğın artık ilâçsız olması kat'iyeti yaşamak cesaretini bulmama daha ziyade yardım ettî. Mabadtvtr