Cumhariyet 22 Şubat Sehir ve memleket haberleri İstanbul erkek lisesi mezunları Salih Pş,, suya ve sabuna dokunmadan, 4 8 Murahhaslar, sözlerini tutarak şi yıkaltından gülerek bu dalkavuklarla 1 kâyetçi köylüleri yer rine dönmeğe eğleniyordu. Çünkü, tatlıya bağlan ikna ettikleri gibi Salih Paşa da vadi mış görünen şu işin feci bir idaresizni yerine getirdi. Kâtibini malmüdü lik oldugunu biliyordu. Bir valinin rüne göndererek şöyle bir tebliğde bu devletçe mevzu her hangi bir vergiyi affetmesindeki sakatlık, o devlet id.ilundu: resi için iyi bir işaret değildi. Mamafi, rKöyliilerin şikâyeti vergi tarhın da yapılan yolsuzluklardan hak • yaptığı mücrim işin şu dalkavuk efensızlıklardandır. Bu da malmüdürünün dilerce biünmesi halinde de ayni tebaczinden, beceriksizliğindendir. Mü riklerin eteğine döküleceğine emin isellâh bir içtimaa sebebiyet veren di. Valilik sandalyesinde bulundukça; malmüdüriinii yakasından sürükliyip, sövmek, dövmek ve sürmek kudretine zencirlere vurup zmdana atmak Iâ malik oldukça bu dalkavuklardan hiç zım gelirse de istikametine hürmeten birisinin kendisini tenkit etmesine, takendisini şimdilik affediyorum. Yeni yip ve takbîh etmesine imkân yoktu. vergilerin ne suretle takdir ve tevzi Ne söylese alkışlanacaktı, ne yapsa alolduğunu gösteren müfredatlı bir cet kışlanacaktı. vel isterim. Bu cetveîi tetkik ettireceSalih Paşa, için için bu mülâhaza ğim, yolsu^luk varsa ıslah olunacak ları yürüttükten sonra bilgiç müddeitır. Tetkikat neticesinde verilecek em umumiye döndü: re kadar kimse tazyik olunmasm!» Beyefendi! dedi iktisat ilmiKâtip Bey, bu emri malmüdürünün nin ne gibi ilimlerle münasebeti var kulagına fısıldadı ve korkudan, zaval !dır. lı adamın dudakları çatlıyayazdı. Efendimize malumdur. Bu ilim Çünkü Salih Paşanın tehdidini ikaa hakikî mevkii «manevî ilimler • Scienkadir bir vezir oldugunu biliyordu, ces morales» arasındadır. Tarih ile, kiiçük bir işaretle kendisini hapse de, coğrafiya ile, ihsaiyat ile, tiyasiyat ile, nefye de gönderebilirdi. Binaenaleyh hukuk ile,, olduğu gibi ruhiyat ve ah haksızlık yapılmadığına dair bir sürü lâkiyat ile de alâkası vardır. teminat verdi, özürler diledi ve he Para kazanmak ve harcamak ilmen Utenilen cetveli yapmağa koyulminin ruhiyat ve ahlâkiyat ile alâka du. Böyle bir cetvelin tanzimi gün lere mütevakkıftı, vilâyet merkezin landırılmast tuhaf değil mi? Servete taalluk eden beşerî hade tetkik edilip gelmesi ise aylar geçmesine muhtaç idi. Işte bu müddet reketlerin baflıca muharrikleri ara zarfında o kaza halkından kafaver smda harsı vardır, menfaat endişesi vardır, nümayiş iptilâsı ardır. Bun gi»i alınmıyacaktı. Salih Paşa, kendi tabiri mu Iarın hepsi birer ruhî cereyandır. tk • cibince suya ve sabuna dokunmadan tisadın ahlâk ile münasebeti ise daha maslahatı idare etmisti, af kelimesini barizdir. Çünkü ahlâk, bize âdil ol kullanmadan mühim bir vergiyi filen mağı, haytrhahlığı ve hayırkârlığı, nabaçışiıyıvermişti. Bu; cidden büyük, muılu ve müstakim yaşamağı emre çok büyük bir cür'etti; fakat o, kalben der. İktisadî muameielerde de bu esasmüsterih idi, vicdanen müsterih idi ve lar tamamen muteberdir. Gerçi ahlâ kın menettiğini iktisat ilmî bazan tasşöyle tefelsüf ediyordu: vip eder. Bazan da bunun zıddı görü • . Yol yapmıyoruz, mektep açmı Iür. Meselâ hasislik, ahlâk ilmince mayoruz, memurlara muntazam ayhk yuptur, iktisatça memduhtur. Sadaka vermiyoruz, hiç bir iş görmüyoruz, vermek ise iktisaden maktuhtur, ahlâsade para topluyoruz, köylüyü soyup kan merguptur. Mamafi bir çok nok soğana çeviriyoruz, îstanbul'u doyur talarda ahlâk ve iktisat ve ilimleri mağa çalışıyoruz. Varsın bu ver elele verir. gi de almmasın, bin günahın yanında Salih Paşanın maksadı, müddeiu sevabımtz bulunsun! [1] O akşam, yanındaki beyler ve efen mumî efendiyi ratip ve yabis söyletip diler, kendisini tebrik etmişlerdi. Mü eğlenmekti. Muhavere sırasında bir sellâh bir kalabalığı küçük bir işa çığır bulursa vergilerin tarhı ve cibahikâye retle dağıtmak, bütün o izzetlular, yeti hakkmdaki nazariyeleri saadetlular için mucizevî bir kudret e ettirecek, için için gülecekti. Çünkü seri sayılıyordu ve devletmaap, pöh Adam îsmit'ler, Maltüs'ler, Rikardo'pöhlendikçe pöhpöhleniyordu. O, bı lar, Jan Batistsey'ler, Karl Maks'lar ve bütün iktisat âlimleri vergilerin tar [1] Şahsi vergi yüzunden Anadolu'da hı mes'elesine dair bir çok şeyler söymühimce hareketler vukua gelmiştir. Bu lemişlerdi, ciltlerce yazı yazmışlardı. hareketlertn en mühimi ve en sureküsi Lâkin resmen mevzu bir verginin böyErzurum'da görüldü. Orada vali, meşhur !e bağışlanacağmı hatırlamamışlardı. Hammer tarihinin mutercimi Ata B. merDevletmaap, bahsi işte bu vadive hum idi. Bu zat, iyi tarih ve hsan bilirdi, maliyeciler arasında ismi anuırdı. afif ve döküp onların fikirlerile, düsturlarüe namuskâr idi. Fakat idare işlerinde âcizdi. bir iyi zevklenecekti. Fakat müddeiutecrübesizdi Müşteküeri idare edemedi ha muminin, ahlâk ile îktisat arasındaki reketin büyümesine sebebiyet verdi, nihayet münasebeti zikrederken adaleti düe •şahsen taarruza uğradı, evi basüdı ve kendolaması neş'esîni kırdı, cehresine ekdisi kadın kıyafetine girerek kaçmakla ha •i bir ciddiyet sretirdi, anî bir teellüm« yatını kurtardı. Abdülhamit'te bu hâdiss 'e düsünceye daldı. îîmî kaidelerle üzerine urktü, şahsî verginin cibayet olunmastndan feragat gosterdi ve bu suretle rnTnîeketin idaresinde hâhim olan Salih Pş. nm yaptığı mahrem af resmiyet cehlin mukayesesini yapıyordu. Meselâ şu iktîsat bahsi?.. ve aleniyet kesbetmiş oldu M. T Mabadi var • icmaî Cemiyeti Akvam Meclisi azalıkları Cemiyeti Akvam meclisi azaîıkları nm devletler arasında musavat üzere taksim edilmediğinden dolayı ötedenberi sızıltı vardır. Vakit vakit bu sızıltı buhranlar tevlit ediyor. Bazı devletlerm bu buhranlar neticesi olarak Cemiyeti Akvamdan muvakkaten çe kildiği defaatla görülmüştür. Son zamanlarda Portekiz devleti Cemiyeti Akvam meclisinde kendisinin hiç temsil edilmediğinden şikâyet etmiş ve tekrar bu mes'eleyi ortaya çıkarmıştır. Türkiyenin Cemiyeti Akvama dahil olmasmı işkâl eden en mühim mâniin ayni mes'ele olduğu malumdur. Avrupa birliği tetkik komitesine iştirak için davet olunan Türkiye'nin bu daveti ka bul etmiş olması Türkiye'nin Cemiyeti Akvama dahil olacağı ihtimallerini Avrupa'lılarm nazarmda takviye ve teyit eyledieinden Cemiyeti Akvam azalıklarının taksimi mes'elesi bu cihetten dahi ziyadesıle mevzuu bahsolmaktadır. Her halde bu mes'elenin halli bızım için dahi çok mühimdir. Cemiyeti Akvam buyuk meclisinin gelecek içtimamda bu mes'elenin e hemmiyetle görüşüleceği tahmin olu nuyor. Hatta şimdiden alâkadar devletler arasmda hususî surette müzakere edümckte olduğu zannolunuycr. Cemiyeti Akvam buvuk meclisinin hali hazırda on dört azası vardır Bu azalık lardan beşi daimî OIUD bunlan İngil tere. Fransa. İtalya ve Japonya işgaî ediyor. Nim daimî iki azplıpı leh'stan ile İsianya isgal ediyor Bu iki devlet çok tanberi daimî azahk istedtklerinden kendilerini tatmin için nim daimî azalık ihdas olunmuştu. Diğer yedi azalık Cemiyeti Akvama dahil Avrupa, Amerika ve Asya devletleri arasında tak «im edilmiştir. Bu azalıklardan biri İn?iliz dominyonlarına ait olduğundan İngiliz İmparatorhığu daima iki azalık i^sral ediyor. Tabiî bu vaziyet diğer devletleri kıskandırmaktadır. En ziyade sikâyet İngiliz İmparatorluğunun böyle mümtaz bir mevki sahibi olmasm dan ileri gelmektedir. Fransa'nm müt tefiki olan kuçük itilâf devletleri daima bir azalıŞı müravebe ile işgal ettikle rinden Cemiyeti Akvam meclisinde Fransa'nm iki reyi var gibidir. Nim daimî azalık hakkını haiz Lehistan devleti dahi Fransa'nm muttefikidir Kalan bes azalıktan üçü Cenubî Amerika devletleri tar?fmdah münavebe ile işeal olunuyor. Biri de İskandinavya yani Isveç. Norveç ve Danimarka tarafından işgal olunuyor. Kalan bir azalık dahi Asya devletleri arasmda münavebe ile iSgal edilmektedir. Bu gruolarm hari cınde kalan devletler ise Cemiyeti Akvam meclisinde kendilerini hiç temsil edemiyorlar. Bu davetler dahi Portekiz, Yunanistan. Baltık hükumetleri, Bul garistan, Macaristan, Avıısturyi ve Belcika'dır Portekiz devleti muavyengruplara dahil olmıyan bu devletler icin on beşinci bir azalık ihdasını teklif etmiştir! Fakat bu teklif kâfi değildir. Balkan devletleri menfaatleri müşterek ve coğrafi vaziyetleri toplu bir grup olduğun dan bunlar için dahi bir azalık lâzımdır. Balkan devletleri bu noktada ısrar edeceklerdir. Filvaki Romanya ve Yugos lâvya kücük itilâf zümresinden olmak itibarile meclise iştirak edebiliyorlar ise bu devletler eski Avusturya Macaristan hükümdarlıfmm taksiminden sonra daha ziyade Merkezî Avrupa devleti ol muşlardır. Bulgaristan. Yunanistan ve Arnavutluk ise münhasıran Balkan devletidir. Türkiye Cemiveti Akvama dahil olur ise kendisine ya Balkan devletleri nin azalığına iştirak etmesi yahut nim daimî bir azalık trküf edilmesi muhte meldir. Şimdilik daimî bir azaîık ihdas edümesi ihtimali yoktur. Meğer ki Müt tehidei Amerika ve Rusya Cemiyeti Akvama iştirak etsinler. Bu iki devletin Cemiyeti Akvama iştirak eylemesine ise hiç ümit yoktur. Bu takdirde bile Cemiyeti Akvam azalıklarına hiç olmaz ise bu mes'ele alâkadarları memnun edecek dört azalık ilâvesi zaruridir. Her halde bir surette halledilmedikçe Cemiyeti Akvam devletleri arasmda sızıltı ve buhran eksik olmıyacaktır. Müzemizin kırk Tekaütlük hayatına geçerken ihtisaslarını anlatıyor Merhum biraderi Hamdi Beyin vefatından sonra Asan Atike müzeleri mü dürlüğüne tayin edilen Halil B.. kırk senedenberi calıştığı müzemizden tekaüt edilerek ayrılmıştır. İstanbul müzeleri tekmll dünya müzeler arasmda (biritiş Müzeüm) namındaki İngiliz ve Viyaan müzelerinden sonra üçüncü derecede ehemmiyeti haiz o lan bir müzedir. 1880 tarihinde ılk defa olarak tesis edilen İstanbul Asan Atika müzesi o zamanlar Hamdi B. ve çok kıymetli mütehassıslarından Bedri Beyin azamî him metlerıle meydana gelmişti. Şimdi seksen yaşında olan Bedrı B. de Halil B ile birlikte tekaüt edilmıştir. Bedri Beyin müzelerimize olan hizmeti Eabil. Ninuva arasım cemetmek itibarile sayanı kayıt bulunmaktadır Hamdi Beyden sonra gerek Halil B. ve gerekse Bedri B. İstanbul müzele rinde sessiz ve sadasız olarak çalısmışlar ve bütün Türkiye'yl ziyarete gelen bir çok ecnebl âsarı atika mütehassıslarının takdir ve hayretlerini celbedecek eserleri tasnif etmişlerdir. Halil B., son zamanlarda Sarayı hü mayun kısmını da tanzim etmiş ve eski TUrk eserlerini de zayi olmak tehlike sinden kurtarmıştır. Mütevazi ve kıymettar bir ilim adamı olan Halil B., kendi evi gibi baktığı müzelerden ayrılırken ihtisasatını şu suretle anlatmıştır: « Müzeyi bırakıp gidlyonım. Fakat yerime gelen çok muktedir ve güzide bir arkadaştır. Bundan kırk sene evvel müzelerimiz. yalnız Çinili köşkten ibaretti. (Sayda) lâhitleri keşfedildikten sonra Cinili köşkün zarafeti bozulmadan karşısma Yunan tarzmda ve lâhitlerde görülen üslüplarda binalar inşa edilmeğe başlandı. Müze binasının temelleri yirmi metre derinliğinde ve çok sağlamdır. Memleketimizde antikacılık yetmiş sene evvel Topane Muşiri Fethi Ahmet Pş. tarafından baslamış. sonra Maarif ve Evkaf Nazırı Suphi Pş bu islere alâka göstermiş ve nihayet Hamdi B. zamamnda asıl inkişaf devresine dahil olmuştur. Müzelerimiz Anadolu asan itibarile bir hazinedir. Topkapı sarayı dünyadaki saray müzeleri lçinde emsalsiz bir müessesedir. Bin senelik porslenler, silâhlar ve bir çok mühim asar tasnif ve tenzim edilmiştir.» Halil B., evvelâ tabııyat tahsil ettiğini ve sonra biraderi merhum Hamdi Beyin yanına muavin olarak müzelere intisap ettiğini ve kırk senedir bu müessesede calıştıthm bahçıvanlığa ve kediye me rakı oldugunu söylemiştir. Müzelerin tesis ve ihyasında kıymet tar hizmetîeri sebkeden Haliî B. ve senelerce Bağdat ve Sayda çöllerinde asarı atika hafriyatında bir çok tehlikelere rağmen çalışan ve muvaffak oîan Bedreddin B. müzeden ayrılırken bütün müstahdemin ve mütehassıslar cok müteessir olmuslardır. Bedrettin B. bir muharririmize demiştir ki« Hayatımın en son demine kadar ömrümü vakfettigim müzelerden ayrılırken ahfadımıza naciz bir yadigâr bırakmış olmakla duyduğum lftiharla mes'udum. Gerek Hamdi. gerekse Halil Beylerin âciz bir çırağı olarak çalış tım. Ve bundan sonra da vaktim oldukça alâkadar olmaktan fariğ olmıyaca gım.» Bedri B., (Hattı nuhî) ve Babil hututu hakkmda telif etmiş olduğu eser lerini Maarif Vekâletine gönderecektir. Bu eserlerde âsarı atika mütehassıslarının çok istifade edecekleri kıymetli malumat mevcuttur. bîr cemiyet teşkil ediyorlar kafa vergisini filen bağışhyıvermişti! | senelik emektarı Dün toplanan tttanbul lisesi tstanbul Erkek lisesi mezunları dün öğleden sonra lise binasında toplana rak (İstanbul lisesi mezunları) nami le yeni bir cemiyet teşkiline karar vermişlerdir. Evvelâ heyeti müteşebbiseden AH, Rıza Nur ve Hasan Beyler cemiyetin mev zu ve gayesi hakkında izahat vererek mezunları grup halinde bu teşekkülün lüzumundan bahset mişlerdir. Bu hususta, Hayri, Ismail, Halit Beyler de bu teşekkülün zarurî oldu ğunu söylemişlerdir. Bazı esa:at hakkmda münakaşa olduktan sonra hazırlanacak nizamname için bir encümen tefrik edilerek on beş gün sonra içti ma etmek üzere dağılmıslardır. Gazeteciler Matbuat kongresi per şembe gününe kaldı Matbuat Cemiyeti fevkalâde kongresi dün toplanacaktı. Fakat ekseriyet hasıl olmadığından perşembe günü saat ikiye talik edilmiştir. Kongrede Bulgar Matbuatı Cemiyetinden gelen bir mektup okunacaktır. Bu mektupta yazın gazeteci arkadaşlarunızm Bulgaristan'ı ziyaretlerinde kararlaştırılan esasatın Bulgar matbuat kongresinde hararetle kabul edildlği bildirilmektedlr. Bulgar gazetecfleri de ilk baharda memleketimlzi dyarfte davet edileceklerdir. Bnndan sonra İstanbul Matbuat Ce miyeti merkezi ittihaz edilrcek üzere bir bina satın alınması hakkında karar verilecektir. Bina ahndıktan sonra bir Matbuat kulübü ve bir Matbıat lokantası vücnde getirilecek, Ttirk vı ecnebi gazeteciler bu kulüpte toplanarak samiml hasbıhallerde bulnnabilecekbrdir. Arasıra konferanslar ve müsamıreler verilebilecektir. Baba katili Bir köylü babasını 75 yerinden yaraladı Aydın'a bir buçuk saat mesafede Sıralılar köyünden Ali oğlu Feyzullah na mında biri, köy civarında bir derede babasını tüfekle öldürdükten sonra 75 ye rine bıçak saplamak suretüe biçarenin vücudünü delik deşik etmiştir. Hain evlât bu suretle öldürdüğü babasınm başını keserek taşla ezmiştir. Bir müddet sonra dere içinde bir ceset bulunduğu köylüler tarafından jandarmaya haber verilmiştir. Zabıtaca yapılan tahkikatta cinayetln Feyzullah tarafından yapıldığı anlaşılmış ve hain evlât yakalanmıştır. Katil istlcvabında kendisine bakmadığından babasına husumet beslediğini ve üç gün yolunu gözettikten sonra nihayet dere içinde yakalayıp öldurdüğünü itiraf etmiştir. Vali Muhittin B. dün sabah fatova'ya gitmiştir. Vali B. Yalova'daki jol nşaatını teftiş ettikt«n sonra akşam üstü istanbul'a avdet etmiştlr. Yolun Çftlik mevkiine kadar olan kısmı bitmiş olup en fenni şekilde inşasına gayret edilmektedir. Vali B. Yalova'da yol iışaatını teftiş etti Ankara 21 fTelefonla) Rasit Ağa isAhvali şüpheli görülen Abdülkadır minde bir bekçi bayram yerinde dola isimli bir Hint'linin hudut haricine çı şırken. kansmı Mahir isminde bir er kanlmasma karar verilmiştir kekle beraber görmüş ve kamasmı çekerek kadını yedi yerinden yaralamıstır. Mahir kaçmıştır. Kadının yaraiarı ağırdır. Hastaneye kaldmlmıştır Orta mekteplerde muhtelit tedrisat mes'elesi etrafındakl münakaşalar de vam etmektedir. Maarif mnsuplannın bu mes'elede ikiye ayrıldığı görülmek tedir. Bir kısım maarifçiler muhtelit tedrisatı muvafık görmekte ve bir kısmı da muvafık görmemektedir. Bu mes'ele bu sene toplanacak olan iki kongrede tetkik edilecektir. Bir Hint'Ii vilâyet haricine çıkanhyor Ankara'da Çangın kapısında bır cinayet olmuş, Mehmet isminde biri karısmı yedi yerinden yaralıyarak öldür müştür. Mehmet karısile bir kıskanciık mes'elesinden dolayı kavga etmiş ve bu kavga esnasında kadın, kocasımn kendisine ihanet ettiğinden bahsederek yü zunü tırmaîamıştır. Bu suretle kavga büyümüş. kadm kocasını dövmüstür. Mehmet. karısımn elinden kurtularak sokağa kaçmış, kadın da arkasından yetişerek bu sefer aralarında bir ağız kavgası başlamıştır. Bundan sonra Mehmet kansını eve getirmiş ve tabanca ile yaralıyarak öldürmnştür Ankara'da bir adam kendisini döven karısım öldürdü Bir bekçi karıstm yaraladı Muhtelit tedrisat mes'elesi Guıııruk kumüsyonculan bayramda toplanarak rüsumata verilmesi lâzım gelen bin liralık kefalet mes'elesi hakkında görüşmüşler ve İktisat Vekâletine müracaat etaıeğe karar vermislerdir. istanbul demir piyasasmda mühim bir rekabet başlamıştır. Son zamanlarda Fransızlardan istirdat edilen garp maden ocaklarında Alman sermayedarları şiddetli faaliyete başlamışlar ve tekmil dünya demir fiaüarını yüzde otuz beş nlsbetine kadar tenzil etmişlerdir. Buna mukabil. Belçika îabrikaları da Alman rekabeti karşısmda fiatları düşür meğe mecbur olmuşlar ve e^'elce beş ingiliz lirasına kadar satılan demir koşe bentler yüzde yirmi noksanma Almanfabrika ları tarafından piyasaya arzedilmiştir. Demir bcru, inşaat malzemesi, betonarma demirleri üzerindeki tenzilât yüzde otuz derecesindedir. Bu fiatların bu tenezzülünü gören piyasa tacirleri siparişlerini Almanya'ya yapmaktadırlar. Belçika fabrıkalan siparişlerı azamı sekiz haftada teslim etmekte ve dört hafta zar fında sıparişler İstanbul'a gelmekte idi. Alman fabrikaları Anvers ve Hamburg'un İstanbul'a olan mesafesini nazari nibara alarak siparisleri altı haftaya .teslim müddetini yirmi beş güne indirmişlerdir. Belçika ve Alman rekabeti bu suretle devam edecek olursa demir fiatlannın piyasada daha çok tenezzüle maruz kalacağı ve bunun* da memleketimiz ithalâtı için ej hemmiyetli bir kâr temin edeceği beyan olunmaktadır. Gümrük kumüsyoncularının kefaleti İstanbul demir piyasası düşüyor Rusvet! Seyyahlar Adiiy®d@ vn Barolar devlet müessesesi mi? Barolann devlet müessesesi olup ol madığı hakkmda bir kaç güne kadar bir karar verilecektir. Barolann devlet müessesesi olduğu kabul edilirse avu katlar da devlet hizmetinde addedilmiş olacaktır. O zaman avukatlarm bazı kaydü şartlara tâbl tutulmaları lâzım gelecektir. Bir Darülâceze memuru j Bu sene geçen seneden rüsvet istemisî az seyyah geldi Dun ıntişar eden gazeteler zaoıta havadisi arasmda bir Darülâceze memu runun Ferah sinemasından para aldığma dair, bir fıkra neşretmişlerdir. Darülâceze namına sinema ve tiyatroları teftişe memur olan Sami Ef. 20 gün evvel Ferah sineması gişe memunmdan akşam verilmek üzere karzan on lira almış. fakat akşam olup kendisinden para istenildiği zaman parası olmadığm dan bahisle on lirayı iade etmemiş ve nihayet Ferah sineması sahibi Şadi Beye karşı da gişeden böyle bir para almadığını söylemiştir. Şadi B. bu hâdiseyi Darülâceze Müdiriyetine bildirmiş iken bu memur efendi hakkmda hiç bir tahkikat yapılmamış ve kendi haline terkolunmuştur. Şikâyetin bu suretle musmir olmadığını gören Sami Ef. bu defa daha cür'etKârane harekette bulunmuş ve sinemadan rüşvet istemiştir. Keyfiyet Eminönü Kaymakamlığma bildirilmiş, on liralığm istüne bizzat Kaymakam Haluk B. işaret koymuş ve seri numaralarmı zaptetmiştir. Sami Ef. nin parayı aldıktan sonra cürmü meşhut halinde yakalan ması için karakoldan gönderilen bir memurun o aralık her nasılsa dışarıya cıkmış bulunrrasından istifade eden Sami Ef. sinemaya girmiş ve biraz sonra avdetle sokağa çıkmıştır. Bu esnada sineTiaya gelen zabıta memuru Sami Ef. yi ^kakta yakalıyarak karakola götürmüş se de üstünün taharrisinde işaretli pa ralar bulunmamıştır. Gişenin arka tarafma gizlenen sinema memurlan gami Sayyah mevsiminde bulunınamıza rağmen şehrimize pek az seyyah gel mektedir. İstanbul'da bulunan seyahat acentalarının verdiği malumata nazaran bu sene gelen seyyahlann adedi geçen seneki miktara nazaran yüzde 60 noksandır. Maamafih önümüzdeki mart ayında İstanbul'a bir çok seyyah gelecektir. Bu meyanda 3 mart salı günü İngiliz bandıralı Karintiye ve Holânda fcandırah Rotprdam vapurlarile limanımıza 400 İngiliz ve Amerika'lı seyyah gelecektir. 5 mart perşembe günü Empres of Frans vapuru ile de 300 İngiliz ve Amerika'lı seyvah gelecektir. Bunlardan başka 8 mart pazar günü Alman bandıralı Hamburg vapuru Amerika'lı Alman'lardan mürekkep 250 kişilik bir seyyah kafilesini İstanbul'a getirecektir. Alman seyahat bürosu müdürü M. Volter Veber İstanbul ve Ankara'da seyahat isleri hakkmda tetkikatta bulunmak üzere evvelki gtin şehrimize gelmistir. Ef. nin kendine verilen işaretli paraları aldığını görmüşlerdir. Sami Ef. kendisine iftira edildiğini, bilâkis sinemadan uzaklaştınlıp kontro uydurulduğunu söylüyorsa da, hâdisenin uyduruldıiğunu söylivorsa da. hâdisenin rçece saat on birde, yani müşferinin arkası alındıktan sonra cereyan etmiş olması bu iddiayı çürütmektedlr. Tahkikata devam olunmaktadır. Mezbaha resmi tenzil edilecek Mezbaha resminin tenzili düşünül mektedir. Fakat bu hususta henüz kat'î bir karar verilmemiştir. Yalnız resmin hayvan üzerinden değil kilo üzerinden alınması hakkında tetkikat yapılmaktadır. Bu sayede etin 5 kuruş kadar ucuzlıyacağı tahmin edilmektedir. Bir maznun hakkında verilen ve yekdiğerini nakzeden raporlar Geçenlerde Adliye emanet dairesinden bir sirkat yapan 25 yaşında Ligor isminde bir Rum hakkında Tıbbı Adlice erken bunamak hastalığma müptelâ olduğu hakkında bir karar verilmiş ve Emrazı akliye hastanesince muayenesine lüzum görülmüştü. Hasta burada Mazhar Osman B. tarafından muayene edilmiş ve böyle bir hastalığa müptelâ olmadığı hakkmda rapor verilmiştir. Adliye bu zıt kararlar üzerme maz nunu tekrar Tıbbı Adliye göndermiştir. Tıbbı Adlinin ikinci raporu merakla beklenmektedir MUHARREM FEYZt Tiyatro ve hal yapacak şirketle Belediye arasındaki ihtilâf Beledıye, tiyatro ve hal inşası için projeler yapmak uzere bir Alman grupile uyuşmuş, fakat bilâhare ihtilâf çık mıştı. Bu ihtilâf el'an halledilememiştir. Halbuki mukavele de imzalanmış ol duğundan mahkemeye müracaat edilmesi muhtemeldir. Faziletü bir Türk kızı Bulgaristan'd? zevci ile berabt seyahat etmektolan Madam L H. Varna'da bu lunduğu sırad" gavet kıymett3r mücevheratı ve vüz binlerce markı havi çantasını zayi etmiş ve bu çanta Varna konsolosumuz Hanı di Beyin mane v kızı Müjgân H. tarafından so kakta bulunarak Müjgân H. sahibine teslim edilmiştir. Madam L. H. Mütgân Hanımın gösterdiği ba yüksek faziletten dolayı kendisini tebrik et mek ve ayni eamanda teşekkürlerini iblâğ eylemek üzere gazetemizin vesatetine müracaat etmiştir. Madam L. H. aslen Alman olup memleketİTnizde dogmnş on beş yaşına kadar İ=tanbuPda bulunmnş tam beş sene Türk'ce dersi görmü^tür. Madam L. H. Londra'da zençin bir adamla izdivaç etmiştir. Şimdi zevcile beraber Sark'ta seyahat etmektedir, İmar komisyonları Yeni belediye kanunu mucibince şehrin iman için ihtisas komisyonları teşkil edilecektir. Beş aylık bütçeye bu hususta tahsisat vazedilmiştir. Bu bütçe bir kaç güne kadar Ankara'da tasdik edilerek iade edileceğinden komisyonla rın da teşküine başlanacaktır. Bu ko misyonlara Şehir Meclisi azasmdan olan bazı zevat ta iştirak edecektir. Ceza mahkemelerinde 12,500 dava görüldü 930 senesinde mahkemelerin faaliyeti hakkında bir istatistik yapılmıstır. Buna nazaran Ağırceza mahkemesi de dahil olmak üzere şehrimizde üç ceza mahke mesinin gördüğü davaların yekunu 12.500 küsurdur. Bu adet geçen seneye nazaran fazladır. B m ih 6 s a» rflm r <dj 3 Vesikasız şoförler ve eMiyetsiz arabacılar Maliye Vekâleti İnhisar İdarelerinde inhilâl edecek memuriyetlere hariçten yeni memur alınmamasını ve şimdilik hiç bir memurun maaşına zam yapılmamasını tebliğ etmiştir. Barut ve mevadı infilâkiye inhisar idaresinin bu seneki varidatı geçen seneye na zaran azalmıştır. Buna sebep olarak bu sene avcılığın azaldığı ileri sürülmektedir. Kışuı Anadolu'da da sakin geçmesi barut ve saçma sarfiyatı üzerine teslr etmiştir. Yeni memur alınmıyacak Seyrüsefer merkezi son gunlerde bir iki teftiş yapmıştır. Bu teftiş neticesinde otomobillerde 15 karnesiz şoför ve 8 Amerika konsoloshanesinde bir resmi kabul de saati, mührü bozuk otomobile tesadüf edilmiş ve haklannda muamele yaVaşıngton'un senei devriyesi bugün şehpılmıştır. Arabalsr da kontrol edilmiş ve rimizde Amerika konsolanesinde bir res mi kabul tertip edilmiştlr 15 ehllyetsiz arabacı yakalanmıştır. Barut ve saçma sarfiyatı azaldı