i 'Cumhuriyet 30 Temmuı 193U KADIN AVCIS1 Yazan: M. TUKHAN öyle iken yanınızda şjkâyete mahal görmiyorum. Zira gözümu arkaya değil öne çeviriyorum. Elemlerimi değil, emellerimi düşünüyorum. Sevenler tahammül etmeği, ve sevgüilerini bulunca da acılannı unutmayı bilmelidirler. Değil mi efem? Süruri Beyin gozleri fal taşı gibi açılmıştı. Lâhuti nağmeler halinde kulağına akan bu sözler, iliklerine haz ve neş'e işlemekle beraber tuhaf bir hayret içinde bulunuyordu. Adeta nağmeyi bırakıp nağmekâr, sesi unutup ta saza bakan bir adama benziyordu. Şn sözleri söyliyen ağız, işidilmemiş ve eşi görülmemiş bir pınar gibi onu mütehayyir ediyordu. Öyle bir pınar ki küçücüktü, son derece süslü idi. İki yaknt parçasile iki sıra incinin içine sığıyordu. Lâkin beş, on bin bulbulun göksünden çıkmasına imkân olmıyan bir nağme şelâlesi döküluyordu. Delikanlı, bu derin hayret içinde bunalmıs. gibiydi. Sevgilisinin yalnız müstesna bir güzel değil, fikren de yüksek olduğunu anlıyarak mes'ut bir heyecan geciriyordu. Ayni zamanda ürküyordu. Muhaverenin münakaşa halini almasmdan korkuyordu. Kızın, kendi hakkmda nasıl bir intiba hasıl ettiği henüz meçhuldü. Lâkin tebessümleri ve mahsmn bir sesle ağzından dökülen son sözleri, o intibaın biraz müsait olduğunu gösteriyordu. Muhavere sırasında yapılacak bir pot, bu müsait görünen intiba sı sarsabilirdi. Süruri LJey, bu miilâhaza ve daha doğrusu bu korku ile aklını başına toplamağa çalıştı, sevgilisine zeki ve bilgiç görünmek kaygusuna düştü: Siz dedi ne derseniz doğrudur. Ben yalnız inanmak mecburiyetindeyim. Aleksandra, şuh bir nefi işarrti yapetmiş gibiydi. Amorallâ ahlâkî ve Emmoral gayriahlaki prensipler, dusturlar, hükümler hakkında hayli şey biliyordu. San'atkarlarm «ideal» leri tasvir ederken aklâk kaidelerine, ahlâkî düşuncelere riayet etmek, ilhamlarını kayt altına sokmak mecburiyetinde bulunmadıklarına inanırdl. O, realistlerden, İdealistlerden ve hatta sürealUtlerden çok fazla bir iman ile san'atin lâahlâki olduğunu kabul etmiş bulunuyordu. Fakat bu hükmün, sevişmek mes'elesine taalluk ettlğini henüz görmemişti. Hiç bir mahkemede sevişmek fiilinin ahlâk ile münasebet derecesi tahlil ve takdir olunmamıştı. Hiç bir hâkim, bu mevzu üzerine bir karar vennemiş, bir ilâm çıkarmamıştı. Süruri Bey, alnına dizilmiye baş.h yan, terleri mendilile silerek kotu kotü düşünüyordu. Susmak, kabalıktan aarfı nazar, bir nevi acı eseri olacaktı. Susmamak için münasip bir şey söylemek lâzım geliyordu. Gerçi hayatın tenasüle merbut ve tenasülün de sevlsmeğe mütevakkıf olduğunu düşünmiyor değildi. Fakat o rabıta ve o Ihtiyaç, bütün tabiiliklerine rağmen nihayetsiz kayıtlarla, emirlerle, nahilerle zincire vurulmuştu! Ne demeli, nasıl bir cevap vermeliy di? Ahlâka uygun düşmiyen bir iş yapıyoruz, demek garip; aksini iddia etmek te tehlikeli idi. Birincl sık, kendi vaziyetlerini gene kendi hükümlerile leke liyecekti. İkinci şık, uzun münakaşaları tevlit edecekti. Aleksandra, bu ter doktüren düşün ceyi izale etmek, dellkanlıyı sıkıntıdan kurtarmak istedi: Sizi lüzumsuz yere düşündürdüm. Sevmek, gençliğin hakkıdır. Kuvvet gibi hakkın da ahlâk ile münasebeti yoktur. Doğrusu bu değil mi efendim? Süruri Bey, ancak mırıldandı: Siz bilirsiniz efendim! Rum kızı, kahkahasını müşkulât ile zaptetti: Şimdi dedi sizi dinlemek iste rim. Beni nerede gordünüz, adımı kimden öğrendiniz, evimi nasıl bellediniz, neyimi ve neremi beğendiniz, mektup larınızı ne gibi emellerle yazdınız, lutfen söyliyiniz, birer birer söyliyiniz. Sizi dinIemekle mes'ut olmak isterim. Garson, Süruri Beyin düşünmesine sanki zaman vermek istiyormuş gibi, boy gösterdi, mahut kirli havlu ile masayı siler gibi davranarak Aleksandra'yı dikkatle gözden geçirdi, sonra kol larını kavuşturdu ve sordu: Ne emredersiniz? Aleksandra, bir sey ısmarlamak salâhiyetini delikanlıya bıraktı: Bir şey lâzımsa dedi siz emredin, beyefendi! O, zihninde sıralanan bir düzüne sualin ağırlığile birdenbire düşünemedi ve saçmaladı: Birer düz alsak fena olmaz. Aleksandra, kaşlarını çattı: Bir şurup kâfi. Zatı âlinizin de bana uyacaklarını ümit ederim. Mabadi var ( Sehir ve Memleket haberleri Gayrimübadiller Siyasî icmal Türkler • Buigarlar Biz Türk'lerden çolj evvel diğer Türk kabaili Avrupa'ya akın ederek burada jerleşmişlerdlr. Bunlardan başlıcalan Macar'lar ve Bulgar'lardır. Pakat vafc» tiie milliyet camiasmdan ziyade din ca miası siyas! teşkilâtta esas olduğundan ayni ırktan olan halklar birleşecekleri yerde birbirinin düşmanı kesilmişlerdi. Bi? Türk'lerin Avrups'yı istilâda yolumuzun üzerine çıkan en büyük mâni Macar'lar olmuştu. Avrupa'lılar Türk'ün istilâsmdan kendilerini kurtarous olmalanm Maear'lara medyun biliyorlar. Ayni ırktan olduğumuz halde yolumuzu kesen ve nihayet Vasatî Avrupa'dan ayağımızı kaydıran Macar'lar olduğu ffi* bt Balkan'larda dahi en ziyade bizi iz'ac eden ve nihayet buralardan gerilememize sebep olan gene Bulgar'lardır. Fakat bu iki millet Avrupa'da ne kadar bigâne olduklannı ve kendilerinin asıl Avrupa1lılara hasım bir unsur addolunduklan bilhassa harbi umumiden sonra anlamışlardır. Macar'lar Avrupa medeniyeti^ nin en yüksek mümessili oldukları halde Asya'dan gelmiş müstevli bir unsur sayılarak memleketleri parçalandı ve onda yedisi ecnebl devletlere taksim olundu. Üç milyon Macar yabancı idarelere verildi. Gene Bulgar'lar lisanlan Islav ve dinleri Hristiyan olduğu halde komşu ları tarafından vahşi bir unsur addolundu. Her ne haksızlık var ise Bulgaristan'a ve Bulgar'lara tatbik olundu. İşte Avrupa'nın bu unsur tefriki, ilk defa Maear'lara ve Bulgar'lara Asya ctvarındaki menşelerini hatırlatmış ve asırlarca uğraştıklan Türk'ler ile hemcins olduklarını anlatmıştır. Bu anlaşmalar ve Macar'lar ile bizim aramızda husuaî ve samiml münasebat tesisine müsait zemin hazırlanmıştır. Bu anlaşmalarm bir gün slyaset âleminde dahi tesirini göstermesi imkân haricinde bir şey değildir. Balkan Bnlgar'lannın lisanlan ve dinleri değişmiş olduğu halde menşeleri olup tarihî ismi (Bulgar şehri) bulunan Kazan ve havaisinde lisanlan halis Türkçe ve dinleri tslâm olan milyonlarca Bulgar vardır. Bunlara diğer Türk kabaili ile birlikte Şimal Türk'leri deniliyor. (Bulgar) keimeslnin esasen Türkçe olup (Bulgur) kelimesile bir asıldan ve (Uygur) gibf kavim adı oldugunu lisaniyyon söyliyor. Avrupa'daki eski ırkların ve bahusui Türk akvamının birbirlerini tanımağa çalışmalan siyaset cihetinden dahi çok mühimdir. Hazineye ait emlâki de istiyorlar Anadolu'daki Yunan emlâki kâfi gelmiyecek mi? öayrimübadiller Cemiyeti idare heyeti, dün tstanbul meb'usu Kavala'lı Hü' seyin Beyin riyasetinde hararetli bir içtima aktetmîştir. Bu içtimada bonoiarın tevzii ve musakkafat sahiplerinin Yunanıstan'daki emlâkine kıymet takdiri hakkındaki Maliye Vekili B. in beyanatı mevzuubahsolmuş,, bonolann istihkakın yuzde kaçı nisbetlnde dağıtılacağı hararetli müzakerata zemin teşkil etmiştir. Anlaşıldığına göre, Maliye Vekâleti, Yunanistan'daki gayrimübadil emlâkine kıymet takdiri için bir veya btr kaç komisyon teşkil edecektir. Bunların 34 ay zarfında esasen şehirlerde bulunan îmlakin kıymetlerini takdir edebilecekeri tahmin olunuyor. Diğer taraftan Falk Nüzhet B. in riyasetindeki komisyon da gayrimübadillere alt araziye kıymet takdiri işini ikmal etmek üzeredir. Bu suretle gerek mlftke, gerek araziye kıymet takdiri 34 ay sonra bitecek ve kışın bonolann ;evziine başlanacak, alâkadarlar alacakarı bonolarla. Anadolu'daki Yunan em lâkinin müzayedesine iştirak edeceklerdir. Gayrimübadiller, işin bu safhasını en îestirme bulmakla beraber, bonolann evzii nisbetinde endişeli görünmekte dirler. Maliye Vekâletine göre. Anadolu'daki Yunan emlâki 10 milyon kıymetinde tahmin ediliyor. Kıymetlerin doğru olarak takdiri İçin mahalll memurin ve ahalisinden mürekkep heyetler teşkil dilecektir. Halbuki yalnız sahiplerinin takdir arazilerinin kıymeti on milyon liradan bir kaç defa fazladır. Öayrimübadiller, Yunanistan'daki emlâk ve arazilerine nazaran yüzde yüz istihkaklarını istemekte ve Anadolu'daki Yunan emlâki kâfi gelmiyeceğinden hazineye ait emlâkin kendilerine teffizini temenni etmektedirler. Bu hususta cemiyet reislerinin Maliye /ekili B. le görüşmelerl muhtemeldlr. Samatya İ»tikbal Kadınları Diki f ve Biçki Mektebi Maairften gelen mümeyyizler huzurile imtihanları nı yaparak son devre talebegine diploma vermiştir. Talebe müdirel eri Aliye Hanımın nezaretinde vücude getirdikleri zarif eşya ile mektepte bir sergi açmışlardır. Güzel tuvaletler, talebenin yetiştir ilmetinde muvaffak olunduğunu göstermektedir. Maarif idaresi de mektebin tedruatını takdîr etmiştir. "Eğe,, vapuru Sokaklar Seyrisefaİnin yeni gemisi geliyor deniz suyu ile sulanmıyacak Vapur 21 yaşında ve 5 bin Terko8 şirketi ile bir muka ton hacmindedir. Ağııstos orvele yapıldı tasında limanımızda Şehremaneti sokakları sulamağa bulunacaktır Seyrisefain idaresince Hollandadan tatın alınan yeni «Talıana» vapurunun muayenesi için Roterdam'a giden Seyrisefain heyetinden Gülcemal süvarisi Cemal ve inşaiye mühendisi Rahmi Beyler dün Roterdam'dan şehrimize müteveccihen hareket etmişlerdir. «Eğe» itmi verilen yeni vapur da yakında Roterdam'dan hareketle ağustos ortasında limanımıza gelecektir. Seyrisefain makine müdürü Kadri Bey de vapurun hareketinden •onra şehrimize avdet edecektir. Yeni «Eğe» vapuru (5,250) ton hacmindedir. Mevcut Türk gemiler.inin en büyüğüdür. Vapur 1909 da Hollanda 'da inşa edilmiştir. Vasatî sür'ati 14 buçuk mildir. 78 birinci ve 75 ikinci kamara yatağı ve müteaddit lüks «alonları vardır. «Eğe» vapurunun tskenderiye ve Karadeniz hatlarından birine tahsisi muhtemeldir. devam etmektedir. Fakat Terkos Şirketi su vermediği için bir çok caddeler deniz suyu ile sulanmakta ve su tebahhur edince kalan tuzIar kaldırımlar üzerinde görünmektedir. Bu tuzların sıhhate muzır olduğu iddia edilmektedir. Su tebahhur edince tuzların tozlarla beraber uçarak gözlere kaçtığı ve bunun ise muzır olduğu söylenmektedir. Hatta bundan takriben 30 sene evvel Rıdvan Paşanın Şehreminliği zamanında da böyle bir iddia vaki olmuş ve o zamanın heyeti sıhhiyesi bu iddiayı tetkik ve tasdik etmiştir. Bunun üzerine Terkos Şirketi ile muka vele yapılmış ve deniz suyu ile sokakların sulanmasından sarfı nazar edilmiştir. Maamafih o zaman suyun terkostan alınması ve bu suretle şirketle uyuşulması için bu kararın verildiğini söylüyenIer de vardır!. tı: Ben dedi düşünmek ve söylemek mes'elelerinde mecburiyet kabul edemem, kimseye uyamam. Beynim var mı, düşüneceğim. Dilim var oıı, B5yliyeceğim, başkalarının duşüncelerini hemen kabul etmek, «ben kafası»m» Demektir. Düşündüğünu söylememek «ben dilsizim» Demektir. Halbuki sdzin güzel kafanız ve tatlı bir diliniz var!... Süruri Bey, üst tarafı acı, alt tarafı pak tatlı olan bu sözlere karşı ne yolda mukabele edeceğini henüz tayin edemeden Aleksandra bahsi değiştirdi: Sizin liberal bir erkek olduğunuzu yazılarınızdan anlamıştım. Ben de hür düşünceli bir kızım. Lâkin, ne yalan söyliyeylm, sizinle konuşurken içime bir şüphe düşüyor. Acaba diyorum, Emraoral bir iş mi yapıyoruz? Filân gazeteye açık resim konulduğu, filân muharrir çıplâk yazı yazdı bahanesile sık sık tekevvün eden matbuat davalarını muntazaman takip etmek Süruri Beyin adeti idi. Bu davaların mahkemelerde cereyanı sırasında yüksek telâkatlerine, geniş bilğilerine reklâm yapmayı ihmal etmiyen değerli avukatlann beliğ sözlerini, kandırıcı ve susturucu müdafaanameleriııi hemen hemen ezber Gayrimübadil olan mübadiller Gayrimübadiller cemiyetinden bir heyet, Muhtelit komlsyonundakl İkinci murahhasimıa Nebil B. i ziyaretle bazı mübadillerin gayrimübadil sıfatile naiilsa vesika aldıklarından ve bazı gayrinübadillerin de Yunanistan'daki emlâki anmış veya satılmış olduğu halde teviattan istlfade ettiklerinden şikâyet tmişler ve bunların bono tevziatından a müstefit olamamalan için vesalkinln etkikinl istemiştir. Kendilerine bu glbilerin islmleri soulmuştur. Cemiyet bunların islmlerini ıraştırıp komisyondaki heyetimlze bilirecektir. Muharrem F Duşurdugu çocuğu gömen kadm Gayri meşru olan bu çocuğun baba ve anası adliyeye verildiler Dün Silivrikapı haricinde garip bir hâdise olmuştur: Yüzü örtülü bir kadının bir me zarın önüne çökmüş toprağı kaz • makta olduğu mezarcı Mustafa ta • rafından görülmüştür. Kadm işin farkına varıldığını alayınca firara başlamıştır. Mezarcı kazılan mahalle giderek toprak altından bir cenin çıkarmıştır. ' Kadm takip edilerek yakalanmış ve isticvabında Arnavut Mehmet Ali isminde birinden hamile kalması üzerine Mehmet Ali tarafından dövüldüğünü ve bu esnada çocuğunu düşürdüğünü, onu öteye beriye gömmeğe vicdanı razı olmadığın dan getirip kabristana tevdi etmek istediğini söylemiştir. Kadm ve Mehmet Ali Adliyeye tevdi edil mişlerdir. Delinin zoru Gayrimübadilliklerini tasdik ettirmiyenler Edirne'deki kasırga hakkında Vilâyete malumat geldi Edirne Vilâyetinden tstanbul Vilâyetine Verem aşısı Birisi Fethi Beyin Neden aksi tesir evini altüst etti husule getirdi ? Dün akşam Büyükdere'de garip oldugn kadar komik bir hâdise olmuştur. Paris büyük elçimiz Fethi Beyin oturmakta olduğu Necmettin Monla Beyin evinin önünde akşama doğru bir otomobil durur, içinden iyice giyimli bir zat eıkar, kapıyı çalar. Açan uşaklara: .«Fethi Bey evde mi? Diye sorar. Hayır derler, ama Derdemez de adamcağız Içeri dalar ve merdivenlerden yukarı çıkar. Ev halkı, serile serpile odalara girip çıkmağa başlıyan bu meçhul ziyaretçiye hiç bir şey diyemezler, öteki gayet ciddî; odaları gezmekte devam eder. Nihayet Fethi Beyin mesai odasına girer, masaDin üzerinde bulunan Fethi Beye ait tnektupları alır, okur ve cebine koyar. Bunu mütaakıp ta falsolar başlar, artık rabancı efendi ortada ne bulursa cebine atmağa başlamıştır, kalem, kâğıt vesaIre... Vaziyetin garabetinden mebhut kalarak bir şey yapmağa muktedir olamıyan ev halkı anlarlarki herifin bir borakluğu filân var. Hemen polise haber salınır. Gelen memurlarm hafif bir isticvabı neticeyi meydana koyar: Meçhul zair Ceymis isminde bir Yaundi'dir ve adamakılh delidir. Almanya'da çocuklar üzerinde Lübek' te tatbik olunan verem aşısının bir çok vefiyata sebebiyet verdiği haber verilmektedir. Maruf doktorlarımızdan sarl hastalıklar mütehassısı olan bir zat dün bu hususta bir muharririmize şu izahatı vermiştir: « Hali hazırda en çok tatbik edilen Kalmet tarafından keşfolunan ve ismine (B. C. Ç.) aşısı tabir edilen maddedir. bu madde bakarî verem mikroplarınm safrayı havi ve hafif kalevî bir muhitte üredilmesi suretile elde edilir.» Bu mikroplar hastalık husule getirmez. Aşı ile Fransa'da (200) binden fazla, Romanya'da (40) bini mütecaviz çocuk aşılanmıştır. Bu aşının muzur olmadığı hakkında herkes müttefiktir. Halbuki son zamanlarda «Lübek» te ayni aşı zannolunan bir madde ile takriben (270) çocuk aşılanmış ve bunlardan 47 si verem olarak bir çokları ölmüştür. Bu mes'ele hakkında bir çok tetkikatta bulu nulmuş ve nihayet Paris'ten gönderilen nümuneye hastalık yapabilecek verem mikrobu dahi kaza eseri olarak karıştığı anlaşılmıştır. Işte mes'ele bundan ibarettir. Son zamanlarda Norveç'te bu aşı büyüklere de tatbik edilmeğe başlanmıştır. Bu sene yedinci verem mücadele kongresi Norveç'te toplanacaktır Norveç verem mücadele cemiyeti bu kongrenin tertibini der'uhte etmiştir. Kongre dört gün sürecek ve burada bu aşı hakkında profesör Kalmet izahat verecektir. İki senede bir defa in'ikat eden bu kongre Norveç'te «Oslo» şehrinde (12) ağustosta toplanacaktır.» Yeni Yugoslâvya sefırıM. Niçik ahiren Belgrad'a gitmiştir. Sefır, iki ay sonra gele:ek ve Gazi Hz. nin Ankara'ya avdetlerinde fcnkara'ya giderek itimatnamesini takdim eJecektir. Yugoslâvya sefiri Belgrat'a gitti 7,261,00 lira azalmış, ihracatımız 2,618,000 Hra çoğalmıştır. 1930 senesindeki bu fark, geçen sene sonbaharda başlıyan iktisat naücadelesinden ileri gelmiştir. 1930 senesinin diğer aylarında da rthalâtımız azalmakta, ihracatımız Bu kongreye İstanbul verem mücadele çoğalmakta devam ederse 1929 se cemiyeti murahhası olarak doktor Osesinde 100 milyon Iiray» bulan ti man Şerefettin Bey iştlrak edecektir. *eti hariciye açığımızı . kapan Osman Şerefettin Bey bir kaç güne kadar şehrimizden Oslo'ya gidecektir. ' mümkün olacaktır. Türk Yunan itilâfnamesinin tatbikatıesaikile Muhtelit Mübadele komisyonu i l e r i U ( ? t u ^ u f a k a t öyle öküzlerin havada uç na ait hazırlıklara devam edilmektedir. a 2 ay zarfında lüzumu müracaatlarını tuğu şeklindeki haberlerln doğru olmadığı Tevfik Kâmil Beyin bugünlerde Anka bilflirilmiştir. ebliğ etmiştir. ra'dan avdeti beklenmektedir. Sahte mehterler Tevfik Kâmil Beyin lüzum görülen tahTakslm'de bir bahçede Mehter takımı nasisat mes'elesini intaç etmek üzere olduğu mile sahte bir mehter hey'etinin terennüm tahmin edilmektedir. ettiğinden bahisle Mehterhane tarafından muhtelit komisyon emriKöprü dubalarının tamiri için bir V İ I â v e t e müracaat edilmlş ve bu sahte meh neYunanistan'ın bin isterlini ağustos içinde vereceği 425 ıı ıı terlerin menedilmesi talep edilmistir. tesviye etmesi muhtemeldir. Etabli vesikalan tevzi tarzma Yunanistan resmen ceŞehremaneti Balat'ta koprü dubalarını vap vermemiştir. amir için buyük bir kızak yapmıştır. Kıak tamamile bitmiş olduğundan bundan Dünkü nüshamızda yazdığımız veçhile «nra butün inşaat ve tamirat burada yaRum'lar arasında ferağ muamelâtına müTürk Yunan mahkemesinde pılacaktır. Bu kızak Emanete 60,000 liraya saade edilmiştir. Evlenme isleri de serbestreddedilen davalar malolmuştur. Maamafih Emanet bundan tir. Bir kaç aydanberi reis M. Boeg rahatsız mühim bir tasarruf temin edecektir. Yeni mübadele itilâfnamesinin tatbika Çünku eskiden kızaklar tamir edilirken olduğu için Türk Yunan Muhtelit hakem tına ait hukumetçe bir talimatname hamasraftan maada yuzde 85 te kâr veril mahkemesi icrayi faaliyet edemiyordu. Reis zırlanmıgtır. Bugünlerde tebliğ edilecektir. iyilegtiği için dün mahkeme toplanmıç ve mekte idi. evvelki celselerde rüyet edilen bir kaç dava Gazi köprüsünün ihalesinden sarfı hakkmdaki kararları tefhim etmiştir. Jan Kritikos İsminde bir Yunan'lı Yeşilnazar ediliyor Gazi köprüsünün ihalesinden şimdilik köy'deki evinin işgallnden dolayı hükumet arfı nazar edilmesi Şehremanetine tebliğ aleyhine 1000 liralık tazmlnat davası açmışErmeni mektebini soyanların karar edilmiştir. Bu kararda kambiyo mes'elesi tı. Muhakeme bu davanın reddine muhakemesi de âmil olmakla beraber asma köprü inşası vermiştir. veya Galata köprüsünün Unkapanı'na nakVarlamış isminde bir Yunan'lınm rarisleri Kadıköy'ündeki Ermeni mektebini bundan li keyfiyetleri de vardır. de hükumet aleyhine bir dava açarak Ana bir müddet evvel bir gece yarısı baştan başa Bu cihetlerin mutehassıslardan mürek doluhisarı'ndaki bakkaliye dükkânmda ya soyan ve bilâhare zabıta tarafından yaka kep bir komisyon tarafından tetkiki derpiş pılan tahribattan dolayı 2900 lira tazminat lanan hırsızlarm muhakemelerine dün A edilmektedir. istemişti. Bu dava da reddedilmiştir. ğırceza mahkemesinde devam edilmiştir. Bununla beraber vesaiti nakliye biletle Margerit Çoklos isminde bir kadm İğraki Mektebi soyan gece hırsızları Leon, Kirkor, rınden on para zammın tahsiline devam e varisleri aleyhine bir dava ikame ederek ken Artin isminde üç Ermenidir. Evrakı dava dilecektir. dilerlne Emaneten bıraktığı eşyanm bede dan anlaşıldığına göre, bu sabıkalılar, muhlini ve zararının tazminini talep etmiş ise telif vasıtalarla mektebin dahilî taksimat Sokak levhaları Sokak levhalarının talikine devam edil de mahkeme bu dava hakkında ademi sa ve teşkilâtmı öğrenmişler, çalınabilecek şeymektedir. istanbul ciheti levhalarının tali lâhiyet kararı vermiştlr. leri tesbit etmişler ve kararlaştırdıkları bir kine başlanmıştır. Numerotaj da ikmal eBunlardan başka bir çok davalar hak gece mektebi baştan aşağı soymuşlardır. dilmek üzeredir. İstanbul'da 6000 sokak kında da tallk karan verilmiştir. Maznunlar, curumlerini inkâr etmektedirvardır. Bunların bu defa ancak 200 kada Garbi Trakya'da ve Yunanistan'da ler. Fakat, bu sabıkalıları derdest eden zarınm ismi tebdil edılmiş, mutebakisi ipka bıta memurlarmın şehadeti, mesruk eşyanın olunmuştur. malları olan Türk'ler komisyona mevcudiyeti hakikati meydana çıkarmakta Yeni bir cadde müracaat edecek dır. Dunkü celsede bazı şahitler dinlenmiş, Aksaray civarmda Cellât çeşmesinde Ye İstanbul Vilâyeti Garbî Trakya'da dahil gelmiyen şahıtlere tebligat yapılması için nikapı sahilüıe kadar yeni ve geniş bir olduğu halde Yunanistan'da mutasarrıf bu muhakeme 14 ağustosa talik edilmiştir. cadde açılmasma başlanmıştır. Bu cadde lundukları menkulleri kendilerine iade enin genişliği (15) metre ve uzunluğu da dilip bu mallara 1 ağustos 929 tarihinde Dört sabıkalı hırsız hapse mahkum 78 yuz metre olacaktır. bilfiil tasarruf ve onlardan intifa eden oldu Türk'lerin evvelce müracaatları mesbuk olTopkapı'da âsan atika Ağırceza mahkemesi dün muhtelif sir Topkapı haricinde Gümüşsuyu'nda Da sun olmasm Muhtelit Mübadele Komisyo katlerden maznun dört sabıkalıyı üçer sene rülfünun müderrislerinden Yusuf Ziya Be nuna bir istida ile serian müracaatları lü hapse mahkum etmiştir. Sabıkalılar Cemil, yin satın aldığı bir arsa da inşaat yapılır zumu bildlrilmiştir. Nuri, Ismail, Ali isminde dort kişidir. Hırsızken bazı toprak testiler ile sütun başlıkları lar şimdiye kadar bir çok dükkân, ev ve saibulunmuştur. Bu hususta Âsarı atika müre soymuşlardır. Esasen hapisaneyi kendilezelerine de malumat verılmiştir. Bulgar ticaret mektebi talebesi rine daimî bir mesken ittihaz eden bu hayŞehir meclisi intihap hazırlıkları dutlar mahkemenin hapis kararını güler yüz şehrimize geliyor le karşılamışlar, zerre kadar teessür duyŞehir meclisi intihabı hazırlıklarına deBulgar yüksek ticaret mektebi talebesinvam edilmektedir. Hazırlıklar bir aydan madan mahkeme salonundan çıkmışlardır. evvel bitecektir. Dün Şehremini muavini den mürekkep bir hey'et 14 ağustosta şehBir iflâs rimize gelerek bir kaç gün kalacaktır. Hâmit Bey cetvellerin tabedildiğini, intihaMacar ustalan gittiler Bahçekapı'da Birinci Vakıf hanında yün ba iştirak edecek olanların isimlerini tesdör Bir kaç gündenberi şehrimizde bulunan ticareti yapan Dillizade şirektinin bit edilmekte olduğunu ve inühaba eylulde başlamak için bir mâni kalmadığını söyle Macar sanayi ustalan ve kalfalarından mü düncü icra dairesince iflâsma karar verilmiştir. miştir. rekkep hey'et, Peşte'ye avdet etmiştir. Dahiliye Vekâleti şimdiye kadar gay gelen bir telgrafta son kasırgada evlerin imübadilliklerini tasdik ettirmiyenlerin kiremit ve camları, bazı minarelerin âlem Yunanistan'ın 425 bin Sterlini ağustosta vereeeği tahmin ediliyor M Ü1t®f © ITTİ ftC Havalann ısınması üzerine orman yangınlan gene baş gösterdi. Çatalca'nın Karacaköy'üne bir saat mesafede kömür ta*luğundan yangın çıkarak 200 dönüm orman yanmıştır. İstıranca'da da yanguı çıkmış, 13 dönüm orman yanmıştır. Kemerburgaz île Petnehor arasında çıkan yangmı söndürmek için amele ve vesait gönderilmiştir. Türk Ocağmdan: Bu perşembe günü akşamı Büyükada'da Yat kulübünde B. M. Meclisi Reisi Kâzım Paşa Hazretlerinin himayelerinde verilecek Türk Ocağı balosu içinsureti mahsusada Seyrisefain'in Pendik vapuru temin edilmiştir. Baloya iştirak edecek davetlileri getir mek üzere. perşembe günü Köprünün A dalar iskeleslnden tam 21 de hareket ederek Haydarpaşa'ya. Kadıköy ve bütün adalara u&rıyarak Büyükada'ya gidecek ve avdette ayni iskelelere uğrıyarak köprüye mu vasalat edecektir. Limanımız ile İzmir ve İskenderiye ara sında nakliyat yapan Seyrisefain vapurlan İzmir'de İskenderiye için külliyetli miktarda yaş sebze ve meyva almaktadır. İzmir'den İskenderiye'ye yaş üzüm de gönderilmektedir. Seyrisefain idaresince limanımız ile Pire arasında da vapur postalan lhdası için bazı tetkikat yapılmış ve bu seferlerden sarfmazar edilmiştir. İdarece gelecek sene bu postanm ihdası muhtemeldir. Orman yangınlan gene başladı Türk Ocağı balosu İskenderiye postalan