Cumhurtyet 7 Temmuz 1930 Lisan sadeliğe doğru nasıi kidecek Resmî lisanın teşrifat tabirlerinden sonra fakat bundan çok muhim olarak «Bünye» si teemmüle şayandır. Her milletin uç nevi yazısı vardır: Hususî, nimresmî. resmî. Birinci ve ikinci neviler bahsimizden hariçtir. Resmî yazıya gelince: Bunun olmesi içtimaî hayatın zevaüne vâvestedir, binaenaleyh fikir ve ruh itibarile insaniyetin hayatı kadar imtidat edeceği tabiidir. Aksine ihtimal vermiş olmanıza biz ihtmal veremiyiz. Maksadmız mutlaka «Resmî üslup» un vefat edeceğini söylemek olacak. Lâkin acaba bu fikriniz doğru mu? Resmî bir yazı «Şahsiyet» ten hemen tamamen âridir. Onda edebiyatın ancak belâgat kaideleri, o da pek mutedilâne olarak hükümferma olabilir. Resmî yazı mantık ve kanunu lisanidir. ve muharriri amir de olsa, memur da olsa kat'iyyen mukayyettir. Bu iki hakikatten üçüncü bir hakikat doğar ki o da resmî yazınm «Üslup» itibarile hususî yazıya benzememesidir. Bu üslupta kelimeler, terkipler işin mallarıdır; gene işe lüzumlu kanun ıstılahları, tabirler, klişeler vardır. Cümlelerin birbirine atıf ve raptında kavaidi mahsusaya itinakârane riayet olunur. Munfasıl yahut muttasıl cümlelerde vuzuh ve münakkahiyetin temini pek mühim dir. Mutlaka «Uluma» tabirile ifade edildiği gibi uzun uzun yazmak lâzım gelmezse de mutlaka kısa kısa yazmak ta iktiza etmez, velhasıl resmi lisanda yazı, yazana değil, yazan yazıya tabidir. Bizim resmî lisammız. eski Babıali üslubu ile iyi kâtiplerin ellerinde haddi kemale vasıl olmuştu. Meşrutiyetten sonra bir taraftan sadeliğe doğru bir tekâmül gösterdise de diğer cihetten acemi kâtiplerin ellerinde esash kaideleri hayliden hayliye bozuldu. Şimdi resmî lisan ıslah ve tensik olunmalıdır, fakat bu mühimmeye onun vefat edeceği kanaatile başlanarak hususî üslubun devlet dairelerinde, hatta ticarî, sınai müesseselerde <İş yazısı» olmak uzere kabulu cihetine gidilirse neticesi gelmiyecek ve yalnız devletin ve halkın işlerini bozacak bir teşebbüste bulunulmuş olur. Bunun bir hakikat olduğunu arzu buvurursanız size muvazzahan ve müdellelen isbat edebilirim ve iyi, fena yazı nümuneleri de gösteririm; simdilik şu kadarını arzedeyim: Kitabeti resmiyenin kendine mahsus bir siması bir sıfatı farikası vardır ve bu her medenî millet için böyledir. Avrupa'nın büyük devletlerinden hic birl resmî üslubu terketmek arzusuna düşmedi. Bilâkis, edebiyat üsluplarında görülen tekâmüllere, ivicaclara, inhitatlara hasılı iyi, fena bir çok tezahürlere rağmen resmî üsluplarda muhafazakârlık devam etti. Şu noktaları düsündükçe sizin de resmi kitabetin vefat edeceğine ihtimal veremediğinizi anlıyorum. Sizce vefat eden yahut etmek üzere bulunan lisanın alelitlâk resmî kitabet değil, bu lisanda eski saltanat devirlerinden müntakil olarak görülen tabasbuslar, manasızlıklar, maskaralıklar olduğuna karar veriyorum. Bunda bittabi reyinize tamamen iştirak ederim. Bir fıkranızı daha alacağım: «Bu iş yukarıki cümlede bahsetmiş olduğunuz yeni harflerimizin tesiri o kadarla da kalmıyacak, ilim ve edebiyat lisanlanmızdan konuşmalarımıza kadar müessir olacak; burası muhakkak. Fakat acaba nasıl? İşte yalnız orası meçhul bulunuyor.» Bu fikrinizi de tamamen kabul edemiyeceğim: Yeni hafrler yeni şekiller demektir, kelâmda hâkim olan [Başmakaleden mabaıt] Sıtma mücadelesi Çok ciddi çalışan Samsun hey' eti bir tedavi e tmistir Samsun (Hu. Mu.) Samsun sıtma mucadele sahası Kızıl ve Yeşil Irmak deltalarile aradaki sahil şeritlerinden ve cenuptan bu sahayı çerçeveliyen tepelerin Karadeniz eteklerinden ibaret tir. Mıntakanın hududu dahilinde bulunan 280 i mütecaviz köylerin belli baş lı derdi malaryadır. Mıntakada fazla kesif sıtmalı köyler çoktur. 1280, 1293 muhaceretini mtite akip buralara yerleştirilen ahali sıtmadan bilhassa fazla muztarip olmuştur. Mıntakada mucadele henüz ikinci senesini yaşıyor. Bu sene ilkbahar umumi muayenesi mucibi memnuniyet neticeleri vermiştir. Umumî dalak nisbeti istiksar vermişmiyecek derecede azalmıştır. Halkın mücadeleye karşı itimadı bariz bir şekilde çoğalmaktadır. Son bir sene zarfında 115,000 kişi muayene edilmiş 24,000 şahıs tedavi altına alınmıştir. Şafi ve vaki olarak 400 kilo komprime, 150 kilo çikulatalı kinin, 200 kutu ökenin sarfedilmiş 270 kinin ampullan şırıngaları yapılmış ve zayif ve kansız sıtmalılara 250 kutu kuvvet haplan tevzi edilmiştir. Sıhhat Vekâletinin tensibile Sam sun'da on yataklı bir dispanser faali yete geçmiştir. Çeltik havzasındaki zürra ve pirinç ziraati sıhhî inzibat altma alınmıştır. Bu sahada cem'an beş kilometre imtidadında kanallar açtırılmış ve Çeltik lerin giderinl tanzim eden oldukça mun tazam bir kanalizasyon tertibatı mey dana getirilmlştir. Gene Çeltik havzasmda Çeltiklerin fena teşkilâtı netice da şekil değil, manadır; bizde yeni bir takım fikirler mevcut olmazsa yeni harfler bunları tevlit edemez. Millete lisanını okutmak için harikulâde ve ihyakâr bir kudreti haiz bulunan yeni harflerin ayrıca bir takım tesirleri ve meselâ telâffuzumuzda in'ikâslan olabileceği varit ise de simdilik bu tesirler hakkında mütalea beyan edilemez sanırım. Lâkin lisanımızın muhtelif mevzu ve üsluplarda medenî bir kavme lâyık olduğu kadar mükemmeliyetini temin için onu bütün millete okutmak kâfi değildir, lisana hakkile tasarruf etmek icap eder. Kemali teessüfle hepimiz biliriz ki biz kendi lisanımıza tesarruftan çok, pek çok uzağız. Bunu izah edebilmek mecburiyeti elimesile pek malum olan şeyleri gayet mücmel olarak şuracıkta tekrar edeceğim: Taassup ve taklidin tahtı tesirinde kalarak asırlarca kendi benliğini hemen kâmilen zayi etmiş olan Türkçemiz Üçüncü Selim'in ıslahat mukarreratmdan sonra ilk teceddüt adımını atmış ve İkinci Mahmut ve Abdülmecit ve Abdülâziz zamanlarile ikinci Hamit saltanatınm evailinde edebiyat tarihinde «Şinasi mektebi ebedi) namını alan heyete dahil zevatın bulent himmetlerile âlemin edebiyat tarihlerinde ender beUci de mefkut bir teceddüte mazhar olmuştur. Şinasi başta olmak üzere naouna izafe edilen heyete dahil müceddiUer hem tarihî ilcaatın, hem kendi vicdanı marifetlerinin tesiratile lisanda tedrici ve makul ve mutedil bir tekâmül yolunu tuttular ve lisanımızı gayet zengin, güzel, temiz, kuvvetli bir medenî lisan haline getirdiler. Onların gösterdikleri bu muazzam teceddütte yegâne kusurlan lüzumundan fazla Şark'lı kalmalarıdır. Daha sonra «Serveti fünun edebiyatı» namını alan edebî mektep teessüs etti ve Türkçemiz ikinci bir tekâmüle nail oldu ki birincisi kadar mükemmel olmamakla beraber gene fevkalâde yüksek bir muvaffakiyettir. Bu mektebe müntesip olanların tek kusurlan da lüzumundan fazla Garp'h olmalarıdır. Bu iki kutbun arasında hakikî tekâmül kemmiyyet değilse de keyfiyet itibabaş kaldırdı. rile mahsus olmakta iken aksülâmel de Lisanı eski haline irca gayretinde bir kaç kişi çıktı. Bunlar emellerini istihsal edememişlerse de mesrutiyetin ilânından sonra lisanda hürriyeti mutlaka taraftarı bazı gençler göründü. «Üslupta mumtaziyet», «San'at için san'at» gibi manası bile anlaşılamamış düsturlar revaç buldu, eski tahsil usulüne ilânı harbolundu, yeni bir tahsil usulü bulunamadı velhasıl lisan muthic bir hercü merce uğradı. Tereddinin yılan suratı bütün yazılarda sırıtmağa başladı. Ya bugün? Bugün lisammız acaba ne haldedir? Bunu atiyen icra edeceğimiz tetkikattan anlıyacağız. Sadelik mes'elesini birincl yazımda, resmî lisan bahsini de bu makalemde mevzuu bahsettim. Şimdi ortada bir mes'ele kalıyor. O da ilk cevabımda arzettiğim gibi linsammızı zenginleştirmektir. Bendeniz bu kelimeye vâsi bir mana veriyorum: Zenginleştirmekten maksadım lisana yeni lugatler getirmek, yeni şekiller bulmak gibi şeylerden ibaret değildir, Doğru, ahenkli, güzel, kuvvetli bir medeniyet lisanı vücude getirmektir. Bütün bu mühim mes'eleler hakkındaki mütaleatı kasiranemi arz için size belki daha iki, yahut üç yazı takdim edeceğim. Pek samimî ihtiramatımı tekrar ederim efendim beyim. Namık Kemal zade Nevyork ta Sfan dart Oyl kumpan sının en son ica dını talep ediniz. bin kişi senede 24 Gi T Haşaratı öldüren en müessir ma yidir. Her yerde satılır. Toptan muamele için fstanbul'da Yeni postahane arkasında Reji Hanmm 23 ımaralarına müracaat olunması. Samsun sıtma mucadele reisi doktor Mehmet Enver ve lâburatuvar şefi tzzet Niyazi Beyler sinde bataklık içinde c!an sekiz köy bataklıktan kurtarılmı?tır. Çarşamba kasabasmın yanıbaşında Kör ırmak isimli sazlık bir kanalizsyon ise akı tılmış ve kurutulmuştur. Sekiz kilo metre lmtidadında birer kanal açmak suretile Çarşamba'da Cacil Boğazı ve Karamust^falı sazlıkları kurutulmuş tur. Bulundukları mevki fazla merzağı olan 43 haneli Dereköy ahalisi diğer bir mahalle nakledilmiştir. Mıntakaıruzda faaliyete geçen su işleri teşkilâtmdan çok istifadeler bekleniyor. Mucadele reisl doktor Enver ve İzzet Niyazi Beylerle diğer doktorların bu husustakf* mesaileri cidden şayanı takdirdir. Hidayet mayiinin faideleri şunlardır: FLİ p|J i Haşaratı oldüren 1 • ^W^ 1 Tahta kurusu, pire, sinek sivrisinek l a I f } l £ C g ü v e , hamam böceği llâh. Haşarata karşı tesiratı yüzde yüz teminatlıdır l \ OjfS Ieke yapmaz. 3 < JP l i •" J, ^ / K S ^ ^ ' • T l t . l l TSE1N E F f v e Sü z e CİHAZLARI ıçm Ü r yegâne bir mayidir. ^ ' ^' koku neşreden r OMPAL ARI Toks Mükemmel bir halde kuvvetli ve ayni zamanda Moda mı oldu ? Borsa 1 Ticaret ve Zahire Borsası DünkU Zahire fiatları Cinsi Aşagı Yukarı Pa 80 20 1 Kanlarını yaralıyan iki koca Üsküdar'da Solaksînan mahalle sinde Neşe sokağında 8 numaralı evde oturan berber Halil Ef. bir aydanberi zevcesi Şayeste Hanımla dargınmış. Şayeste Hanım bu dargınlıktan istifade ederek başka bir erkekle düşüp kalkmağa başlıyor. Halil Efendi henüz kendisinden boşanmamış bir kadının başka er kekle konuşmasına tahammül edemiyor. Bir akşam kansının tiyatroya gittiğini haber alıyor, gece yo lunu bekliyor ve tenha bir yerde önüne çıkıyor, bıçağını çekerek karısını yedi yerinden yaralıyor. Kadının feryadma yetişen polisler Halil Efendiyi yakalamışlar ve mecruh kadını da hastaneye kaldırmışlardır. İkinci vak'anın kahramanı da Çömlekçi bayırında muhtar İhsan Beyin evinde oturan koltukçu Rıza Efendidir. Rıza Efendi de karısı Suat Hanımla bir aydanberi dar gın ve ayrı yaşıyorlarmış. Suat Hanım mes'eleyi halletmek için kocası aleyhine bir talâk da vası açmış. Bu dava Rıza Efendinin gücüne gitmiş ve dün karısınm yolunu beklemiş, Suat Hanımı mü teaddit yerlerinden yaralıyarak kaçmıştır. Suat H. Tıp fakültesine kaldırılmıştır, carih zabıta tarafından a ranmaktadır. Paraları kim çalmış? Şişli'de Venüs apartımanmda 4 numarada oturan Niko Efendinin zevcesine ait 24 lira ile mücevheratımn kocası tarafından çalındığı yazılmıştı. Zabıtanın yaptığı tahkikata nazaran para ile mücevheratın Niko Efendi tarafından değil apartımanın kapıcısı tarafından çalındığı anlaşılmıştır. Daima Bugday Yannsak Kmlci SUntcr S«rt K.u Pa Ku 8 0 10 826 775 7İ0 iToks FIi Toks FIiToks isteyiniz Ekstra Ekitra B. Vuaıujak B. Sert Un 11 30 26 11 <!50 960 330 Yalnız Zahireler Çavdaı Arp. Mıtıt H n Bakla fasulya Afyen Osmanalf Yap«k 1 Tlftlk Koçhlsar bndık içi Trabıon 30 8 16 ;?oo ııo 1 6 6 8 10 20 Umumî acon'a'arı EHRENŞTEİN ve TOLEDO | stanbul Altı Parmak Han 1 inci kat Beşiktaş'ta park tiyatrosunda stanbul Hayvan Borsası 5 7ı/930 Diri hayvan satışları Kilo \det Ki Müdür Beyefendi Müteaddit senelerdenberi gerek benirt gerekse refikamın ihtiyacı için İngiliz kumaşlarını tedarik edebileceğim şayanı itimat bir ticarethane arıyorum. Neşrettiğiniz ilân sayesinde fabrika fiatma satan Karaköy'de Topçular sokağında 53 numarada Bebek tramvay durak mahallinde Tayhman mağazasını buldum. Talebim üzerine iyi ve ucuz bir terziyi de tavsiye ettiniz. Azamı | Sa 28 29 27 32 14 18 20 Şehir Opereti 7 temmuz pazartesi günü akşamı (Arşın mal alan) Kafkas opereti Kafkas musikisi Daglıç KaraTian K uzu fteçı (Kara Man da Inek 631 24 o27 24 10 !2 (2 "57 1045 10 44 43 ur. bemıramıs tkrem H. Çocuk hastalıklan mütehaSsıa Ali Ekrem Deniz ve Güneş banyolan Et satışlan Dr. Ekrem Behçet Etfal dastanesı kulak, boğaz, burun hastalıklan mütebassıs BeyoJJu Mektep sokak No. 1 Tıp fakültesi fizik tedavi şefi profesör Nehirler lâşe getiriyor. Halk hükuDr. Osman Cevdet B. tarafzndan «Deniz tnetten yardım istedi ve güneş banyoları» isminde bir risale Madrit 5 (A.A) İspanya'nın muhteneşredilmiştir. lif yerlerinde şiddetli fırtmalar çıkmış olduğu bildiriliyor. Bu yüzden vuku buTürk yurdu lan zarar ve hasar çok büyüktür. MünaBu millî mecmuanın son nüshası kalât inkitaa uğramıştır. Bir çok kimse Mehmet Emin, Zâkir Kadiri, Necip Aler, yaralanmıştır. Dereler ve ırmaklar sım, Mahmut Rağıp Beylerin kıymetll mütemadiyen hayvan leşleri surüyüp yazılan ve Kemalettin Kâmi, Faruk götürmektedir. Segovie'den bildirildiğine «öre bugün zuhur eden fırtına bütun Nafiz Beylerin çok ince ve enfes şiirleri ekinleri hemen tamamile mahvetmiştir. ile intişar etmiştir. Güzel tetkikler var40 kadar köy bu afetten mutazarrır ol dır. Hararetle tavsiye ederiz. muş, bir çok köylüler sefil bir hale düşerek hükumetten vardım istemişlerdir. İspanya'da feyezan Kıvırcık Daglıç (taramaa Knzn Keçi (üftiJc) Keçi (kara) OkÖ2 Mauda DOKIORFETHİ Sultan Ahmet 4 üncü sulh mahkemesinden: Kan ( Vasserman teamülü ) Gümrükler umum nıüdürlüfü tarafınidrar, balgam cerahat tahliller: dan İstanbul'da Çarşılıhan karşısında ile hastalıkların hususî aşılar? Kalma ve Nahom Efendiler zimmetindeyapılır. Telefonla malumat ve ki gümrük rüsumundan (15) liranm tahrildiği takdirde tahli! edilecek sili hakkında açtığı davanın muhakememevat aldırılarak bilâhare ra sinde müddeaaleyhümaya ilânen tebligat icra kılmdığı halde yevmi muDoru takdim edilir. ayyende gelmediklerinden müddei vekill Muayenehane: B?"oğlun'da bir kıt'a beyanname ve hesap pusulası AŞacamiinin karşısırJa ibraz etmekle muameleli grıyap kararının Telefon bir ay müddetle ilânen tebliği karargir olarak 20/9/930 cumartesi saat 13,30 a talik kılınmış olduğundan müddeti kaPire, İskenderiye, Marsilya nuniyesi zarfında itiraz ederek o gün mahkemede bulunmadıkları takdirde Lüks ekspres postası «PATRİS 2» lüks vapuru 18 temmuz vak'alan kabul addiyle (405) inci madde 6 da İstanbul'a muvasalatla 20 temmuz mucibince muhakemeye kabul edümiyesabah tam saat 10 da Galata rıhtımın ceği ilân olunur. ian bareketle Mudanya'da icra memurluğundan: 21 temmuz öğle vakti Pire'ye Bazı borçlarınm temini için Mudan23 temmuz öğle vakti İskenderiye'ye ya'da Kemal Paşa caddesinde 3 numaralı 28 temmuz saat 5 te Marsilya'ya eczane temmuzun üçüncü günü zevalf muvasalat ve İstanbul İskenderiye saat on raddelerinde füruhtu mukarrer seyahatini 74 saatte ikmal eder. iken tatışı geri bırakılarak tekrar mü4 ve 6 yataklı 3 iincii sınıf kamaraları zayedeye vazolunmuştur. 10/7/930 tarivardır. L'raura acenta'an: Anajnostopulos hinde perşembe günü zevalî saat 15 te ve Siskdi Galata'da Çinili nhtım Haa müzayede ile kat'iyen füruht edileceğinTeleion Bevoglu 2612 2fiia ile den taliplerin yüzde on nisbetinde pey Beyoglu ve Galara'nın umum se^ahac akçelerini hâmilen mahallinde bulunaacentalar na mü caL aıemuruna müracaatları ilân olunur. Cerrabpaşa Hastanesi | Bakteriyoloğu Doklor Osman Şerafettin Emrazı imtaniye mfitehassısı jgaloglu Nuriosmaoıye caddesi 19 Telefon: 893 Muayene zamanı cuma'dan maada 1,307 (Gureba hastahanesi dahilî, sarî Hastalık ar mütehassısı) Linç faciası NewYork 5 (A.A) Alabama'daki şehirlerden birinde beyazlar ile zenciler arasında çıkan bir kavga ehemmiyetli bir arbede şeklini almış. beyazlardan biri revolverle öldürülmüştür. Bu arbedeye iştirak edenlerden üç zenci başka bir zencinin evine iltica etmislerdir. Bunun özerine beyazlar bu eve hücum etmişlerdir. İki taraftan teati edilen ateş neticesi olarak bir zenci ile bir beyaz ölmüştür. Beyaziar, bu hali görünce tehevvüre gelerek evi her taraftan sarmısIar, biraz sonra ele gecirmişler ve yakmışlardır. Evin, tüten enkazı altmdan iki zencinin kömür haline gelmis cesetleri çıkarılmıştır. Difer bir zenci de halk tarafından linç edilmiş ve bir ağaç dalına asılmıstır. Galeyan henüz sükun bulmamıştır. Zencilerle beyazlar arasmda bir takım kavgaîar daha olduğu, fakat hic bir tarafta kan dökülmediği bildirilmeketedir. Amerika beyazları 3 zenciyi ö'ldürdüler ve evlerini yaktılar Bayron Layn Her kitapçıda bu'unur Fiatl 1 liradır nesinde arkadaşlarile içki içen balıkçı Aziz, hesap mes'elesinden bir kavga çıkarmış, tabancasını çekip meyhaneciye ateş etmiştir. Çıkan kurşunlardan biri müşterilerden Lâzari'nin sol memesinin altına diğeri de İhsan Beyin bacağına isabet etmiştir. Yaralılar hastaneye kalBir kız boğuldu Çengelköyü'nde Talimhane meydanın dırılmış, Aziz yakalanmıştır. da 6 numaralı evde oturan baytar Hüsnü Beyin evlâdı manevisi 15 yaşlarında HiBir bekçi kendisini öldürdü dayet Hanımm dün Beylerbeyi ile Kuzguncuk arasında denize girmiş, fakat Unkapanı'nda Yavuz Sinan mahalsularm cereyanma mukavemet edemiye lesinin bekçisi 449 numaralı Mustafa rek boğulmuştur. dün akşam saat 8 de birdenbire tabano casını çekmiş ve beynine sıkmıştır. Mustafa derhal ölmüştür. Intiharın sebebi Rakı parası yüzünden adam vurdu Mustafa'nın asabl bir hastalıkla rahatBeşiktaş'ta Köyiçinde Vasil'in meyha su olduğu zannedilmektedir.