l Mazlrsn T93U 'Cumhartvet Yunan itilâfı Amerika'da sıcak Müzakeratın neti iŞimdiye kadar on| cesi pazara kadar iki kişi öldü l anlaşılacak Londra 5 (A.A.) Nevyork'J Atina 6 (Hususî) Ankara müzakeratan gazetelere verilen haberle p tının kat'i bir istikamet alacafı memul | r e nazaran Müttehidei Ameri J bulunmaktadır. Eğer Türk hükumeti ka'nın muhtelif mıntakaların /! mübadil emlâk mes'elesi hakkında Yuda bir sıcak dalgası hüküm sür| nan hükumetmin noktai nazannı kabul eder de bitaraf azalar bu şekli tensip et fmektedir. Şimdiye kadar, 12 kiİ mezlerse Yunan hükumeti mâbadil eraşinin sıcaktan telef oldui lâkinin tahminî bir şekilde takdiri sureğu bildiriliyor. | tinde başka bir çarei hal gösterecektir. Yunan hükumeti İstanbul vilâyeti hududu dahilinde emlâki olup ta sahipleri ctabli olarak İstanbul'da bulunanların emlâki hakkında bir liste tanzimini emretmiştir. Ynnan hükumeti Târkiye'ye vereceği 500'000 Sterlinden 150 bin n i bu emlâkin tazmini için ayıracaktır. Hükumet iktisadî ve siyasî Î Î ngütere Manş tüneline muarız bazı sebeplerden dolayı projeyi reddedecek Hilâliahmerin şefkati Başkale 5 (Hu. Mu.) Hareketi arzdan evleri yıkıhp elim bir vaıiyette raeydanda kalan Başkale kazası köylerine Hilâliahmer Cemiyeti tarafından yardım yapılmaktadır. Başkale memurları şayanı takdir bir kardeşlik hissile hareket ederek kaymakamm iki aylık iaşesini temin etmişlerdir. Bazan alelâde bir adam öyle mantıkî, öyle makul ve manalı bir söz sarfeder ki, insanı hayrette ve hayran bırakır. IMeselâ geçenlerde galiba havadis kıtIığına uğrıyan bir gazeteci, sütçülerden birine sornıuş: Şehremanetinin tasavvur ettiği asrî ahırlar hakkında fikrinizi anlıyabilir miyim? Adamcağız sakahnı sıvazlryarak manalı manalı gülmüş: Hey oğul, demiş, sizin düşündügünüz gibi asri bir ahır bulsam içinde kendim otururum!.. Başka bir gazete de cidden enteresan olan bu cevabın şöyle bir karikatüninü çizmiş: Bir köşede duvarları çarpık, bacası yıkık, kafesleri kırık dökük, bir kattan ve bir tek odadan ibaret viran bir evceğiz... Bu, sütçünün ikametgâhıdır. Karşısmda üç dört katlı, balkonlu, betonarme, muhteşem bir bina var. Dörtbir tarafını hanımelleri sarmış. Pencereleri gayet geniş, katlan yüksek ve havadar. Kapısınm önünden yeşil ovalara doğrn düz, temiz ve geniş bh şose uzanıyor. Burası da ineklerin pansiyonu!.. Iler kattaki pencerelerin öniinde şişkin memeli bir kac inek, kendi sahiplerinin yorgun ve bitkin bir halde harap kulübesine dönüşünü geviş getirerek seyrediyorlar... Geçenlerde Babıâli eaddesinde buna benzer bir hadiseye şahit olmuştum: Ortalık adamakıllı kararmıştı. Biraz fazlaca yüklü bir yük arabasının atları yokuşu tırmanmakta güçlük çekiyorlardı. Arabacı, bir an evvel evine dönerek meşakkatli ve uzun çalışma saatlerinin bitirici yorgunluğnna dinlendirmek için, arasıra atları kamçılıyordu. Bu sırada caddede birisi peyda oldu ve arabacıya çıkışmıya başladı: Behey insafsız, merhametsiz, zaBm adam! Bu hayvancıklara bu kadar eza ve cefa" etmek revayi hak mıdır? Bu kadar yükü bu zavalhlar çekebilirler mi? Şimdiye kadar hiç alışmadığı bir muahaze karşısında kalan arabacı, bir an için hayretle durakladıktan sonra, cevap verdi: Efendi, bu hayvanlar bu yokuşo ilk defa çıkmıyorlar; her gün bu yoldan bu kadar yükle beş altı sefer yaparım. İyi ya işte... Üzrün kabahatinden büyük! Demek her gün bu ağzı, dili yok mahluklara böyle işkence ediyorsun ha! Arabacı hem şaşırmış, hem kızmıştı: Ey benim merhametli beyim! Dedi, eğer ben şimdiye kadar bütün seferlerimi yalnız üç beş okka yükle yapmış olsaydım, bu hayvanlara böyle güzel bakamazdım, karınlarmı lâyıkile doyuramazdım, onları açlıktan bir deri, bir kemik haline getirmiş olurdum. Ve o zaman, çok ince yürekli bir adam göründüğünüz halde, bu zavalhlarm bir tutam saman veya bir avuç arpa fle olsun haürlarını sormak aklınıza bile gelnıezdi... Şimdi hayret sırası bu hayvan muhibbine gelmişti. Kabasaba bir adam görünen arabacının mantıkî sözlerine verecek cevap bulamamıstı. Arabacı, Karşıki kaldırımın üstünde birbirlerine sokularak uyuyup kalmış olan balmumu suratIı, kadit vücutlü, palâspareler îçinde beş altı yaşlarında iki çocuğu göstererek sert bir sesle sözüne devam etti: Eğer çok merhametli bir adam iseniz, benim atlanm gibi çok iyi bakılan, karınlarmı güzelce doynran hayvanlara değil, kaldırımlar üzerinde açlıktan kıvrılıp kalan şu kimsesiz çocuklara acıyınız ve sözle değil, elinizle ve kesenizle onlara yardım eduıiz!.. Arabacı sözünü bitirince kamçısını şaklattı. Bu münakaşa esnasında adamakıllı dinlenmiş olan iki genç ve gürbüz beygir de, arabayı kuvvetli hamlelerle sürüklemiye başladılar. Kıssadan hisse: Hayvanlardan evvel insanları koruyalım. Evvelâ insanları koruyalım! Temyizin Haydar Rifat B.e dair verdiği karar Köprü hikâyesi Barekâllah gitti köprü akçesi Geçti tarihe Emanet pençesi Neydi Allahım o çirkin manzarm Zorla herkesten alırlardı para Bir dilenciydi Emanet herkese Her geçişte ettirirdi dal kese Ezkaza gafletle geçsen, arkadan Ey moruk, ya ey filân oğlu filân Sözlerile bimuhaba bir zaman , Yağdırırlardı küfürler el'aman Vermeden şayet geçerse bir kişi Der'akap terkeyleyip elden işi Çal yaka eylerdi bir memur sizi Olsanız hatta sadaret dilsizi Hiç unutmam bir sabah üç arkadaf Tertemizdik, etmeden hiç bir telâf Geçmek arzu eyledik mümkün değil iöğsümüzden itti bir gomlekli ffl ünkü vermiştik Beyoğlundan yanr Yoktu zira üç yiğitte on para Geldi mektep vakti yarap neylesefc Neylesek bilmem nasıl etsek gerek Beklemek olmazdı böyle cep delik Bir çocuk ağzile ya Haydar dedik Nalları kaldırdık arslanlar gibi Köprüyü geçtikti bir rüzgâr gib* Bir kabahat işlemiştik çaresiz Başka bir yoldan geçilmezdi denu Anlatıp mektepte biz efsaneyi Bikarar ettikti hep dersaneyi Macerası pek büyüktür köprSnfia Hepsi oldu gayri tarihi dünün Şimdi düz, etraiı düz, her hali din Gül gibi kaldı cihanda köprümöz <Bor» pazan geçti bfr rfîya gibi Niğde'ye sürsün Emanet merkebi Var mı bilmem ahrette böyle şey Cesri umman ebette böyle şey Varsa şayet bir kuruş hakkı muror Geçmem Allahım sıratı, sen buyurl GÂVE1 ZAL1M 482 inci maddesinin ikinci fıkrası mucibince istidada yazılı tahkiri tazammun eden sözlerin taaddüdü tayin ve takdiri cezada şiddet esbabı addile 15 gün müddetle hapsine ve 15 lira ağır para cezaste mahkumiyetine ve 273 üncü maddeve tevfikan üçte biri nisbetinde arttırılara* hapsin yirmi güne ve ağır para cezasının 20 liraya iblâğına ve para cezasını vermediği takdirde 19 uncu madde mucibine her lira küsuru İçin birer gün olmak üzere başkaca yirmi gün müddetle hapsine ve para ile hapis cezalarının tecilme mahal olmadığına ve mahallî mahkemesince manevî tazminat olarak takdir edilen (250) liranın Haydar Rifat Beyden almarak davacı Nazım Beye verilmesine ve depozitonun iadesine ve 400 küsur kuruş temyiz ilâm harcile mahallî mahkeme zabıtnamesinde tahslli beyan olunan muhakeme masrafının mumaileyh Haydar Rifat Beyden tahsiline 25/5/930 tarihinde ekseriyetle karar verildi. Haydar Rifat Beyin 20 gfin hapse ve cezayi naktiye mahkumiyetini mütezammın karar ilâmını neşrediyoruz [İstanbul birinci cezasında Haydar Rifat Beyin 3 ay hapsine dair verilen kararı bozarak 20 gün hapse mahkumiyetini mutazammın Mahkemei Temyizin verdiği karar suretini de geçirdik. Aynen dercediyoruzJ] No: 2829 kanunun muvakket (A) maddesinin birici fıkrasında yazılı maddelerde verecekleri kararları mahkeme reisi veya hâkimine tasdik ettirilmeleri mecburiyet hakkında bir kayıt ve sarahat ohnayıp tasdik mecburiyeti mezkur ( A ) maddesinin 2 numaralı fıkrasında yazılı tahkikatın gayrimevkuf olarak icrasma ve tevkife ve tevkifin istirdadma ve kefaletle salıvermeğe mahkemenin men'ine dair olan karara maksur ve bu itibarla davacı Nazım B. yin karar hâkimi sıfatile mev cut bir tevkifin duruşma neticesi olarak temadisine dair verdiği kararı mahkeme resine tasdik ettirilmesi içtihat neticesi olduğuna nazaran davacı Nazım Beyin kanun veçhile ifasına mecbur olduğunu bildiği bir vazifeyi bilerek yapmamış olması esasma müsteniden maznun Haydar Rifat Beyin imzasını taşıyarak davacı Nazım Beye verildiği hakkmdaki delilleri karar mahallinde izah olunan ve dava hükme esas teşkil eden arzuhalde yazılı kelime ve ibareler gerek münferiden ve gerek müçtemian tahkiri mutazammın ve bu cihet gene temylz olunan kararda bu yolda takrir olunduğuna ve istidayı Haydar Rifat Bey imza ettiği için münderecatı müvekkilinin lisanı ve anın eseri olup Nazım Beyin gayrikanunî muamelesini İstanbul müddeiumumiliğine şikâyetten ibaret olduğuna ve İstanbul müddeiumumiliğine verilmek istenildiği halde kabul edllmediğinm tahkikine lüzum olroadığına ve ceza kanununun 486 mcı maddesinin mahkeme hey'etine karşı vuku bulan hakaretlere şamil olup olmadığı hakkmdaki mahallî iıahkemesinin delilleri ve noktai nazan yolunda Zelzele Evvelki gün Başkale'de şiddetli b r zelzele olmuş b r çok evler v kılmıştır Başkale 6 (A.A.) Dün şiddetli hareketiarz olmuş, Başkale kazası köylerinde bir çok cvler yıkılmıştır. fından muavenet yapılmaktadır. Açıkta kalanlara Hilâliahmer taraBaşkaie memurları muhtaç felâketze deleri iaş e suretile şefkat ve kardeşlik göstermektedirler. Bursa 6 (Hn. Mu.) Emanet avukatı Rami Beyle Polis müdürünün avvkatı bugün buraya geldiler. Yarınki muhakemede hazır bulunacaklarııu söylemektedirler. Muhakemeye yarın devam olunacaktır. Bursa'da gazeteciler davasına devam edilecek Londra 6 (A.A.) Manş denizi altmda inşası mntasavver tinele dair neşrolunan beyaz kitapta fmparatorluk mödafaa ko mitesinin bn projenin askerî taahhütlerin ve muhtemel muhataralara karşı ihtiyarı iktfaa edeeek masrafların artmasını intaç edeceği şeklindeki istintacuıa hükumeti bu pr»jeyi reddetmesini istiizam eden atideki sebepleri ilâve etmektedir: 1 İktisadl dava pek çürüktür 2 İnşaat çok pahalıya mal olacaktır. 3 Bn işe tahsis edilecek sermayenin semeredar olabilmesi için uzun bir intizar devresi geçirmek icap edecektir. Bir de bu hnsusta istihdam edilecek amclenin miktan pek cüı'î ofatcaktır. Hükumet, iktisadî ve askerî mülâhaza lardan başka bu projenin tabakkukunun tevlit edeceği siyasî aksülâmeü de dahili hesap etmiş ve son elli sene zarfında tünel mes'elesine dair yekdiçerini takip eden hükumetlcr tarafından takip edilmiş »aln siyasetin tebdiline mahal olmadığı neticesine vasıl olmuştur. Londra 6 (A.A.) M. Makdonald Avam Kamarasında hükumetin Manş tüoelinia inşasına muarız olduğunu beyan etmiştir. Hindîçini'de komünistlik artıyor tki kişi nümayişler yaptı ve kanlı arbedeler oldu Ankara 6 (Telefonla) Adliye encümeninde tetkik edilmekte olan tütün lâyihası ikmal edilmiştir. Lâyihaya nazaran tahrir hususunda çiftçiye kolaylıklar gösteriiecekür. Tütünlerin inhisar idaresi ambarlarında kaküğı müddetçe idare yediadil telâkki edilerek rehin muamelsi yapılacak, bu suretle çiftçinin kredi sıkıntısı izale edilecektir. Ankara at yrrış'arı Paris 6 (A.A.) Maten gazetesinin, Annam'da kâin Dalat'tan istihbanna göre, Cholon vilâyeti dahilinde kâin iki kasabada 5 6 haziranda kanlı arbedeler olmuştur. Annam muhafız kıtaatı 2000 kişiden mü rekkep olan nümayişçiler grubu üıerine ate; etmijştir. % maktul 17 yaralı vardır. Saigon 6 (A.A.) Endopasifik ajansına nazran, Bolşevik levhalarını hâmil bir çok eşhastan mürekkep bir takım gruplar, haziranda birbirini müteakıp Bahor'daki polis kıt'asına ve sonra da Hokmon kasabasına Ankara 6 (A.A.) İtkbahar yarışları hiicum etmişlerdir. İlk noktada bir telef nın dördüncüsü bugün yapılmıştır. Halis ve bir yaralı, ikinci noktada da iki telef kan İngilizlere mahsus 2200 metrelik vedi yaralı vermlşlerdir. satış koşusunu Rahmi Beyin Mistynguett kazanmıştır. Üç yaşındaki yerli ve arap taylar arasında 1200 metre mesafeli İş Burgos 6 (A.A) Şiddetli yağmurlar Bankası koşusunda M. Binnsin Sunliğht birinci, İhsan Beyin Maltay ikinci gel yüzünden seyelânlar vukua gelmiş, şehmişlerdir. Dört daha yukan yaştaki yer rin bir kısmı su altında kalmış büyük li ve arap koşusuna beş hayvan girmiş hasarlar olmuş ve münakalât inkıtaa tir. Mesatfe 2000 metre idi. Hakkı Beyin uğramıştır. Nasip bîrinci, Kemal Efendinin Zaferi M. Lloyd George'nin bir iknci, halis kan İngilizler arasında 2200 metrelik Sakarya koşusunu Anutku kif Beyin Andre nicosu kazanmıştır. Londra 6 (A.A.) İmparatorluk matbuİsmet Paşa Hazretlerinin olgosu ikinci araplara mahsus son fcoşuyu Halim Sa atı konferansında bir nntuk irat etmiş olan gelmiştir. 1800 metre mesafeli yerli ve M. Lloyd George, tmparatorlufu teşkil eden genç milletlerin müsavat ve istiklâliit Beyin Ruchanı kazanmıştır. nin bugün bir emri vaki olduğunu ve fakat Çin*de dahili harp ve Japonya İmparatorluk vahdetinin bu müsavat kaTokyo G (A.A.) Çin'de hali hazırda cereyan etmekte olan dahilî muharebe dar temin edilmemesi takdirinde İmparaIerin inkişafı dolayısile Japon harbiye torlugun Inhilâle ugnyacagını söylemiştir. nezareü Nanken askerî mektebine as İmparatorluğu teşkil eden milletler bu idekeri talimat göndermek üzere milli hü ali tam zamanmda tahakkuk ettirmedikleri kftmetle yapmış olduğu iülâfın talikine takdirde tarihin en büyük fırsatlarını kakarar vermiştir. çırmış olduklarını ilâve etmiştir. Tütün lâyihası Feyez^n AGÂH İZZET İtalya ile Avusturya arasında bir hâdise Brisbane 6 (A.A.) İtalya konsolosanesinin armalannı kaldırılmasuu şiddetle protesto eden İtalyan konsolosunun bu müracaatına cevaben başvekil, hâdiseden dolayı müteessir bulunduğunu ve mücrlmlerin bulunması için zabıtaya kat'i talimat verilmiş olduğunu söylemiştir. Bfzerte 5 (A.A.) Tebessa yakininde bir tayyare düşerek iştial etmiş ve içindeki 2 kişi kömür haline gelmiştir. Tunus'ta bir tayyare diiştü, iki kişi öldü İmzasile verdiği 28/9/929 tarihli arzuhalile ifayı vazife sırasmda ve ifa ettiği vazifeden dolayı mustantik Nazım Beyi tahkir eylediği iddiasile maznunualeyh avukat Haydar Rifat Beyin bilmuhakeme: Maznunu mumaileyh tarafından müstantik Nazım Beye hitaben verilen mezkur arzuhalin 1,2,3,4 ve yedinci bentlerinde yazüı [Gdz göre beyaza siyah diyip böyle içtihat ettin, sper ve kaçamağı olamaz] ... [Zulüm olur]... [cür'et olur ]... Cür'et edilmesinden, [Bilerek mahal vermenizden], ve [Böyle bir siyasî sui kaste adliye memurlanmn nasıl olup ta âlet edilebileceklerini anlamak benim İçin kabil olmuyor.] Cümlelerini istimal etmek suretile tahkir ettiği usulen sabit olmuş ve bu cümleler hakareti mutazammın bulunmuş olduğundan hareketine tevafuk eden Türk ceza kanununun 266 mcı maddesinin üçüncü bendlne tevfikan üç ay hapse ve 100 lira ağır para cezasile mahkumiyetine ve cezasının teciline mahal olmadığına ve takdir olunan 250 lira zararı maneviyenin de tahsilile mumaileyh Nazım Beye verilmesine dair İsanbul Asliye Tnahkemesi üçüncü ceza dairesinden verilen 10 nisan 930 tarihli hükmün temyizen tetkiki maznunualeyh Haydar Eifat B, tarafından kanun hükümlerine rlayet görüldüğüne binaen bu cihetle olunarak istida edilmekle kabulile tem re mütedalr olarak temyiz istida ve lâyiz tetkikatı yapüdıkta: yihasmda dermeyan olunan itirazlar Hüküm Ağır cezaya müteallik olma dahi ekseriyetle gayrivarit bulunmuş dığına ve duruşmanın hafi olarak ya ve davacı Nazım Beyin gayrikanunî pılması kanunl sebeplere müstenit olup hareket ettiği beyanile bir maddei mahhüküm ııkrasmm alenen tefhim olun sus istinadmı tazammun eden istida ceduğu sahteliğl sablt oluncıya kadar ma za kanununun 480 inci maddesinde yamulünbih olan zabıtnam'a" '• • • z U ı oldu zılı neşir vasıtalarından olmadığı gibi ğuna ve verilen vasf itibarile hnkuku istintakı vak'asının ihtilât ve neşir vaâmme namına açılmış olan dava garçi sıtalarile vukuundan başka şekli muhNazım Bey 29 kânunusani 930 tarihinde tevi olmıyan bu maddenin kıyas tarlverdiği istida ile müdahale talebinde kile vuku bulan isnadatlara da teşmilibulunmuş ve 22 mart 930 tarihli celse ne cevaz bulunmadığına ve istida Nazım için daveti havi olan celpnameyi tebliğ Beye verildiğinden isnadatı vakıa aleettiği halde isbatı vücut etmedlği an niyete de intikal etmediğine ve aleniyelaşılmış ise de şahsl dava açmağa hak tin suçun başlangıcında vukuu meşrut kı olanın müdahalesi ceza muhakeme olduğuna nazaran aleyhte olduğu için leri usulü kanununun 366 mcı maddesi bozma sebebi ittihaz olunmamak üzere sarahati veçhile Cumhuriyet müddeiu İsnadatı vakıanm aleniyete intikal eden mumisi dlniendikten ve mahkemece ve bir varakai resmiye ile vukuuna müterilecek karardan sonra edilmiş olacağı dair olarak tebliğnamede serdolunan na ve 22 mart 930 celseden evvel veya bu mütalea ittifakla varit görülmemiş ise celsede müdahalenin kabul edilmiş olde hâdisenin mahiyeti kendisine verilen duğu hakkında kanunun tarLfi veçhile istida ile Nazım Bey maddei malısusa verilmiş bir karar mevcut bulunmadığıisnadile tahkirden ibaret bulunduğu ve na ve Nazım Beyin müdahalesi 9 mart yazının söz ve fiil demek olmadiffinı ve 930 tarihli celsede kabul olunduğuna ve davadan vaz geçme gene şahsî davanın tatbik olunan maddenin ancak memuru ikamesi şekline uygun olarak vukuu huzurunda yaptığı bir vazifeden dolayı meşrut olup davacmın hariçte davası her hangi bir fiili ve hakaret veya sözle olmadığını söylemiş olması feragat ma vuku bulan hakaret ve taarruzlara makhiyetlnde bulunmadığına ve maznun sur olduğu ve bu maddenin şümul ve saHaydar Rifat Beyin son tahkikatın a rahati haricinde olarak bir memura yapçılmasma muhalefetinin reddi hakkın tığı vazifeden dolayı maddei mahsus isdaki karara karşı vuku bulan acele iti nadile vuku bulacak hakaretler için ahrazı davayı rü'yet eden 3 üncü ceza mah kâmı mahsusa bulunmadığı cihetle bu kemesince tetkik ve ret edilmiş olma kabil suçlar için ahkâmı umumiyenin yıp İstanbul birinci ceza mahkemesince tatbik ve ancak verilecek cezanın arttıtetkik ve ret karan verildiği maz nlması esasınm ceza kanununun 273 linnunun lâyihasına raptedildiği olbapta cü maddesile kabul ettiği ve binaenaleyh ki karar suretinden anlaşümasına bi isnadatı vakıasmm ceza kanununun 480 naen maznun Haydar Rifat Beyin tem inci maddesinde yazılı şekil ve şartlar yiz istida ve lâyihasmdan bu noktalara dairesinde vuku bulmadığı için 482 inci f temas eden itirazları ittifakla varit gö maddesinin üçüncü ıkrasma temas ettirüldüğü gibi müvekkil olup rüşvet is ği ve verilecek cezanm 273 üncü maddenadından dolayı maznun bulunan Lut sile arttınlması muktezi bulunduğu tefi Bey hakkında mer'iyetten evvel veri emmül edilmeksizin mezkur kanunun len tevkifin yeni ceza muhakemeleri 266 mcı maddesinin 3 üncü fıkrasma usulü kanununun hükümleri mucibin tevfikan ceza verilmesinde kezalik ekce idamesi hakkında davacı Nazım Bey seriyetle isabet görülmemiş ve bu itibartarafından verilen karann mahkeme la temyiz itirazlan varit görülmüş oldureisine tasdik ettirilmemesinden dola ğundan hükmün tebliçattaki bu isabetyı Haydar Rifat Bey imzasile müstan sizlikten dolayı bozulmasına sebeplerde tik Nazım Beye verilen istidada yazılı ekseriyet ve bozmada ittifakla ve ceza elfaz gerek hey'eti umumiyesi ve gerek muhakemeleri usulü kanununun 322 inci her biri itibarile aslen tahkiri mutazam maddesinin 3 üncü fıkrasma tevfikan mın olmasına ve müstantiklerin karar maznun Haydar Rifat Beyin hareketine hâkimi sıfatile ceza muhakemeleri usulü tevafuk eden ceza kanununun mezkur a 265930 Mühür ve imza: Reis: Ali Fehmi Kararına uygundar: Başmümeyyiz : tbrahim Temyiz kararı kaç giinde tefhim edildi Temyiz mahkemesinin bu kararî 26 mayısta çıkmış, Başmüddeia mumiliğe tebliğ edilmiş, kat*î su retinin çıkarılması, resmî taahhüt> lü olarak postaya tevdi ve İstan bul'a sevki, İstanbul postanesinde mühimmede kayıt, imza ile tevzi ve tesellümü ve müddeiumumilikte kaydile sureti ahnması, tenfizi Uâ* mat dairesine sevki 4 günde ikmal edilerek 29/5/930 tarihinde Haydar Rifat Beye tebliğ olunmuştur. Edebi roman tefrikamız: 51 KALBİMİN SUÇU Yazan: MAHMUT YESARt Daha erken dememden mak, biraz kayıkla dolaşabiliriz, de.. Sündüs'ün yüzü gülmüştü: Maalmemnuniye... Deniz daha eğlenceli... Bugün, burası pek neş'esiz... Zerin, ayağa kalktı, çantasını koltuğuna sıkıştırdı: Cuma günleri, böyledir. Fazla kalabalık oluyor. Necil Sabit, tıknaz adamın ra kısmı getiren garsona seslendi, hesabı gördü; bahçeden çıkarlar ken, Sündüs tiksinmiş gibi mütemadiyen burun kıvınyor, şikâyet ediyordu: Rakı, ne bayağı içki!.. Böyle bahçelerde filân, ailelerin geldiği yerlerde rakı sattırtmamalı... Ayıp... Zerin de, şikâyette kardeşinden geri kalmıyordu: Rakı içen erkeklerden nefret ederim... Necil Sabit, hiç sesini çıkarmıyor, dudaklarında zoraki, yapıştırma bir tebesümle smtıyordu. Fakat bu calî tebessüm, kalbindeki sızıların çok acı, çok hazin bir aksi idi. Kalbi, keskin bir ustura ucile deliniyor, deliniyordu. Zerin, Necil Sabit'e sordu: Siz, rakı içer misiniz, Necil Bey? Sündüs, sür'atle atıldı: ninle konuşacaklarım var. di, hasta hasta baktı: kızı, bütün kalbini vererek sever. Bu, sorulur mu? Sabri Efendi, Necil Sabit'in va Azizim Sabri Efendi... Aşk, Böyle şey, başından geçti mi? Necil Sabit, Sündüs'le Zerin'in kit vakit sükutî, vakit vakit geveze nedir çektin mi? Sabri Efendi, elini çenesine da» yüzüne ayrı ayrı baktı ve sadece olduğunu bilirdi. Fakat gevezeliği Sabri Efendi, ahklaşmıştı: yadı, gözlerini kapadı, durdu, bsırıttı. tuttuğu zamanlar, şimdiki gibi dur Anlamadım, efendim! raşı uzamış yanaklarım kaşıdı, döZerin, fıkırdamayı andıran bir ?un, düşünceli durmaz, söyler gü Hiç ömründe, bir kadın, bir sündü: ler, erüler söylerdi. kahkaha ile gülüyordu: kız sevmedin mi? Vallahi hatırlıyamıyorum, Ne Necil Bey, bir de nargile içen Yalnız o gün değil, Necil Sabit'in Yaklaştı ve sesini yavaşlattı: cil Beyciğim... Bir çok kadın sevleri gülünç bulurum. durgunluğu, günlerdenberi devam Çekinme... Söyle canım! dim. Mademki çok olunca, aşk olİki genç kız, gülüşerek ileriliyor ediyordu. Sabri Efendi, kendini o Sabri Efendi, korkak korkak et Tiıyormuş! O halde, aşk çekmemi* lardı. Necil Sabit, boynunu büktü, kadar rahata vermişti ki, zihnen rafına bakındı, sağ elini aürzına si im demek!.. mazlum, mütevekkil onları takip olsun, bu huzuru bozmamak, bu per etti, başını ağır ağır, iki yana Necil Sabit, gülmeğe başladı: etti. landırmamak için, Necil Sabit'teki salladı: Açık sözlü adamlara bayılı • değisikliğin sebeplerini araştırma Çoook! 14 nm. lüzum ve münasebet görmüyor O kadar ileri gitme... Suali Sabri Efendi, mahçup başını igNecil Sabit, büfenin karşısında, kollarını kavuşturmuş bakıyordu. du. min şekline dikkat etmedin... di: Zihni karmakarışık, kararsız, pe Seninle konuşacaklarım var! Ne çibi efendim. îltifatınıza teşekkür ederim, rişandı. Acaba nelerdi? Bu, bir mukad Necil Sabit, parmaklarını açıp Necil Beyciğim... Bendeniz hâki* Odaya sessizce giren, Sabri Efen demeye de benziyordu. İhtimal ki Vapıyarak tarif etti: oayınızım... di sordu: Sabri Efendinin hayatı ve istikbali Eğer, her hoşumuza giden ka Estağfurullah Sabri Efendi... Çarşıya gidiyorum beyefen 'le alâkadar bir mes'ele idi. dmı, kızı; aşkla sevdim! Diyecek rsıya sfidebilirsin... di; bir emriniz var mı? Sabri Efendi, kemali edeple bir 3İursak, aşkı, iptizale uğratınz. Necil Sabit'in ne sualinden, ne Necil Sabit, döndü, Sabri Efen iskemleye ilişti: Ben, onu demek istemivnrumı İn iltif^rmdan bir şey anlıyamıyan diyi süzdü, içini çekti: san, ömründe, bir. havdi nihayet Emriniz beyefendi? Efendi, tereddnt fireciriyor Biraz otur, Sabri Efendi. Se Necil Sabit, elini alnından eecir iki ask ceker. Bir kadını veva bir du: Mabadi var • j •1