19 Mayıs 1930 Doktorlar arasında M. Musolini'nin korkunç bir nutku Cttmhuriyet "Bize ancak mahvolmak istiyenler çatabilir! . „ Vaktile Romanın oîan denizlere yeniden 29 harp gemisi indireceğiz. Silâha dayanmıyan hak, hak değîldir ve Faşist Italya çok kuvvetlidir Floransa 18 (A.A.) Buraya gelen M. Mussolini harbiye nazırı ve bir çok erkânı hükumet yanında olduğu halde askeri müessesatı teftiş ettikten sonra Faşistlere bJtaben buyük bir nutuk soylemiştir. M. Mussolini Faşist rejiminin 8 senelik tarihçesini yaparak dmiştir ki: Memleket dahilinde hiç bir düşman acıkça kendini göstermiyor. Hudut haricindeki asılları ttalyan olan duşmanlara gelince onlar da mırdar bir çamurdan ibarettir. Hudutların ote tarafında diğer başka düşmanlar da vardır. Bunlar ttalyan'ları hâlâ küçiik bir millet zannediyorlar. Ve 43 milyon olduğumuzun farkına varmıyorlar. Bizi fedakârlık yapacak kabiliyette görmiyorlar. Halbuki bizi demir kol zaferine getiren fedakârlıklardan çok daha fazlasını yapmağa âmadeyiz. «Şiddetli ve sürekli alkışlar.» İtalyan milleti icin bahriye proğra mımızı tahakkuk ettiremiyeceğimiz hak kındakl imalar kadar ağır bir tahkir olamaz. Burada tekrar ve kat'iyyetle söyliyorum ki bu program tonilâto tonilâto tamamen tahakkuk ettirilecek ve programm ihtiva ettiği 29 yeni harp gemisi denize indirilecektir. ttalya milleti vaktile Roma'nın olan denizde makhur kalamaz. «Çılgınca alkışlar». Hudutların öte tarafında bütün milletlerin zaranna olarak dünyanın en Bu devre meb'usla Hindîstan'da itaatrına tekaüt maaşı sizlik mücadelesi Erzincan meb'usu Saffet B. onların da kanuna ithali için bir lâyiha verdi Ankara 18 (Telefonla) Erzincan meb'usu Saffet B. Meclise verdiği bir kanun lâyihasında tekaü dün en yüksek maaşından istifade eden birinci ve ikinci devre meb'uslanna bahşedilen hakkın bu devre meb'uslarına de teşmili hakkında tekaüt kanununa bir fıkra ilâvesini teklif etmiştir. grup Bombay civarındaki tuz fab kendiliğinden profesöre müracaat rikalannı ele geçirmek için yola eder ve bu müracaattan, ilk tabibi çıkmışlardır. müdavi haberdar bulunmazsa, proDharasana 17 (A.A.) Madam fesör artık kabul etmez. Bu hare Naydur tuz fabrikalarına hücum ha ketile tabibi müdaviyi, yani memreketine başlanmadan evvel istik leketin genç tabiplerini himaye etlâl mücadelesini bir kat daha kuv miş olur. Bu çok nezih, gerek tebavetlendirmek için memleket dahi bet, gerek memleket hesabına çok Tayyare Cemiyetine Fevzi linde bir devir seyahati yapacaktır. yüksek bir muameledir. Biz de Pş. Hz. nin teşekkürü Ankara 18 (A.A.) Tayyare Cemi Madam Naydur evvelâ Sholapur'a mademki Garp'li olduk. Bu tarzda gidecektir. asil bir hareketin bizim etibbamız yeti umumî merkezi bugün saat 11 de arasında da taammüm etmesini temerkez binasında Tekirdağı meb'usu menni ediyoruz.. Amma bu bizde Cemil Beyin riyasetinde altı aylık topyapılmıyor mu? Şüphesiz bunu bilanmasını yapmıştır. Merkez idare hey'len ve tatbik eden çok büyük dokFransa, üçüncü mıntakanın etinin mesai ve mürakipliğin teftiş ratorlarımız var. Fakat bu mes'eletahliyesi için emir verdi porlannı ve cemiyetin altı aylık plânde de henüz teamül hükmünde çosunn tasvip ettikten sonra büyük erParis 17 Tamirat komisyonu bn kuvvetle cari bir âdet yoktur. Bu kânı harbiye murahhası cemiyetin çok âdetin teessüsü tebabetimize şeref kıymetli mesaisinden dolayı Müşir Fev giınku içtimaında Yung plânının mevverecektir..» zi Pş. Hz. nin umumî merkez hey'etine kii tatbike vaz'ı için butün şeraitini ifa Geçenlerde «Hanım meb'uslarımızdan beklediklerimiz» serlâvhalı mizahî bir fıkra yazmıştım. Buna cevap olarak «Fahire Hurşit» imzasmı taşıyan ve Kadıköy'den gönderildiği anlaşılan bir mektupta deniliyor ki: Muhterem ha Dr. Muhip Nurettin B. profe nım «Bizlere hücum vesilesi olarak. bfa* efendiler , sörler ufak tefek hastalık kışın yüzlerce meeliste hep bir ağızdan söylediğimîsden, birbirimizi çekiştirdiğimizden, gelarla meşgııl olmamalıdır liraya satın aldılin kaynana kavgalarından, kadınla* diyor ğınız ve kemali hamamındaki gurültulerden, yüziimürii azametle arka boyadığımızdan ve daha bilmem nemizBundan evvel Dr. Muhip Nuret nızda dolaştır den tutturarak kocakarılarrn bedduasına tin, Naim ve Nuri Beyler tarafın dığımz lutr kürk varıncıya kadar incir çekirdeği doldurdan mütehassıs ve profesör dok mantoların hanmıyan, kusurlarımızı üşenmeden sayıp torlann yüzlerce hastası olduğu gi hayvanın dedöküyor ve istikbalin kadın meb'nslahalde genç doktorların hasta bu risi rından bu hallere mâni olacak tedbirler olduğunu alınmasını istiyorsunuz. lamadıkları hakkında Etibba Cemi zannedersiniz ? yetine bi rtakrir verilmiştir. Bu üç Fransız'ca ismi «Fıkranızı okuduktan sonra «kendl gözündeki merteği görmez de âlemin gödoktor, bundan sonra bir refikimi Loutre d' Hud zündeki cdpü görür» darbımeselini haze de beyanatta bulunmuşlar ve son yani Hudson tırladım. Acaba bazı kadınların bir taAvrupa'da ufak tefek hastalıkları lutrusu olan bu Misk faresi muazzam dolandırıcılığı olan ebedi genç doktorların tedavi ettiklerini, kım ufak tefek kusurlarrna karşı, ermuhteşem kürklerin fare derisin prensipleri istismar eden fırka, grup ve keklerin hiç bir noksanları, hiç bir yolprofesörlerin ancak tabibi müda bir takım zumreler Faşist İtalya'yı tecden yapıldığını söylersek sakın suzlukları yok mudur? Onlar her türlfl rit etmek istiyorlar. Bunda kat'iyyen viler tarafından gönderilen ehem korkmayınız. Evet hanımefendi, hatadan münezzeh olarak mı yaratılmiyetli hastalarla meşgul olduklarımuvaffak olamıyacaklardır. mışlardır? lutr kürkünü, Misk faresi denilen Bunlar Faşist rejimi ile benliğini ta nı, halbuki bizde ise mütehassıs hayvanın derisinden yapılır. «Siz meb'us intihap edilecek hanımnıtmak azminde bulunan İtalya'ya profesörlerin ehemmiyetsiz de ollardan bir takım hizmetler bekliyorsaOn, on beş sene evvel Misk faresi karşı harp açılmasına bile muarız de sa her hastayı benimsiyerek tedanuz. Ben de buna mukabil, meb'us erkürkçüler nezdinde makbul bir ğillerdir. Onlan geçitte bekliyorum. Bir vi ettiklerini söylemişlerdi.. keklerden aşağıdaki maddelerin teminihayvan değildi. (Kanada) Cana harp hali hudutlarda belirir belirmez ni istiyorum: Bunun üzerine bu mes'ele bazı da'daki çiftlik yanaşmaları, bu biz siyah gomlekliler şimdiye kadar «iMadde 1 Aile sahibi bir takım erdoktorlar arasında asabivet tevlit gorülmedik bir savletle yerlerimizi dolhayvanları yakalar ve derilerini keklerin, işlerinden döner dönmez, soduracağız. Ve bu teşebbıisu kıracağız. etmiş ve verilen bir takrire göre İs satıp cep harçlıklarını temin ederlufu pis meyhanelerde alarak rakı maBugun Faşist İtalya öyle muttehit, tanbul Etibba Odası da bu üç genç lerdi. Fakat kadınların kürk mosası başına geçmeleri veya kahve peykekuvvetli bir kitledir ki, ona mahvol doktoru izahat almak üzere davet dasına karşı gösterdikleri za'f ve ip lerinde marpuçlan kurum tutmuş narmak tehlikesi gorulmeksizin hucum e eylemişti.. Davet edilenlerden Dr. tilâ arttıkça bu farelerin kıymeti gileieri tokurdatarak oyunla, dedikoda dilemez. Muhip Nurettin Bey, diyor ki: de arttı. Bu sık, yumuşak ve parlak ile vakit geçirmeleri memnudur. VaziYarın burada ordumuzun muaz Etibba Odasından vaki davet tüylü farelere rağbet çoğaldı. fesini bitiren her erkek, doğruca aile zam bir resmi geçidini gdreceksiniz. üzerire geçen içtimada Odaya gityuvasma, çoluk çocuğunun yanına döMisk kedisi denilen hayvanın Bunu ben istedim. Güzelce tatlı bir lım ve fikirierimi, mütaleamı izah necektir. şeydir. Fakat top, tüfenk. donanma ve kokosuna benzer sert bir koko neştayyare bundan çok daha tatlıdır. Si ettim. Etibba Odası hey'eti çar rettiği için Misk faresi Rat Musque «2 Bir takım züppelerin kadınlara lâha dayanmıyan hak, hak değildir. şamba günü benim ve bu hususta denilen bu hayvan Canada'da ve imrenerek korsalı ve memeli ceket giyMakyavel'in dediği gibi «silâhsız kalan ayni fikri dermeyan eden doktormeleri, dudaklarma allık, yüzlerine podŞimalî Amerika'da bulunur. Şimdi Peygamberler hep öldürülmüşlerdir». lardan tekrar izahat alacaktır. ra sürmeleri yasaktır. Hilâfında hareket bu memleketler için mühim bir serYarın ordumuzun heybetinde butün edenlerin Bektaşi babaları gibi saç, Avrupa'da mahalle hekimle vet menbaıdır. Misk fareleri, bü cihan Faşist İtalyanın âzimkâr ve musakal ve bıyıkları uzatılacaktır. iıarip çehresini görecektir. Kuvvetli ve ri vardır. Bunlar mintakaları da yük göllerin, nehirlerin, derelerin, «3 Bir takım terbiyesi kıt heriflerin hastalan muntazaman bataklıkların etrafındaki çayırlarkudretli İtalya ancak çok kıymetli bir hilindeki eti butu dolgunca bir kadm görür gdrdost, yahut çetin bir duşman olabilir. muayene ve tedavi ederler. lcap da ve bilhassa kamişlar ve su nemez, pis pis yılışmak ve agızlarmı dolttalya için bunun haricinde ihtiyar olu ettiği zaman da büyük profesör batatı ile örtülü sığ sularda yaşardura doldura «Ah anam ış! Lokman h*nacak bir şık yoktur.» lere bu hastaları göndererek teş lar. Misk fareleri cemiyet hayatı kimin ye dediçü.» kabilinden söz athis ve tedavi hususunda hallede sevdikleri için toplu ve sürü halinmak gibi kabahklarma meydan verilmimedikleri nukatı bu zevattan isti de bulunurlar. Kastor denilen hay ve gayrisari hiç bir hastalığa uğra yecektir. şare, konsultasyon suretile öğren vana müşabih bir hayat geçirdiği maz. Yalnız, her mevsimde pireler, «4 Iki kadeh rakı içer içmez kenmek isterler. Profesör bir muaye için Misk faresine Kastor'un amu farelere rahat vermez. Fakat onun dinden geçerek sokaklarda nara atarak neyi yapacağı zaman hastasma cazadesi de derler. Filhakika Misk da çaresi vardır. Sulanna biraz veya üst perdeden şarkı ve gazel okuyasorar: fareleri Kastor'un yuvasma benzer petrol dökmek kâfidir. Suya dalıp rak dolaşmağa kalkışan, çoluk çocuğun kaçıran ve rahatını bozan GandVnin halefiMm. Naydıır «Sen benden evvel bittabi baş yuvalar yaparlar ve onun hayatını çıktıkça petrol farelerin vücutle uykusunu serseriler şiddetle cezalandırılacaklarrindeki pireleri ya kaçırır, ya ölmemleket dahilinde seyaha ka bir hekim tarafından muayene taklit ederler. dır. edilmişsindir. Senin bana geldi • Canada'da bu servet menbaın dürür. te çıkıyor Misk faresinin derisi ile kıymet «5 Bir takım midesizlerin evde gül ğinden onun malumatı var mı dan daha ziyade istifade etmek gibi genç ve güzel refikalan dururken, dır?» Der. Bu yüksek meslekî bir için Misk faresi çiftlikleri vücude li ve nadir derileri mükemmel su kotü ve muptezel karılara abayı yakmaBombay 17 (A.A.) Biri 100, saygıdır. Bu muayene bittikten getirilmiş ve orada milyonlarca rette taklit etmek kabil ve bu hay larının önunü alacak tedbirler ittihaz diğeri 400 gönüllüden mürekkep 2 sonra eğer bir defa daha hasta fare yetiştirmeğe başlanmıştır. Su vanı yetiştirmek te sudan ucuz ol edilecektir.» Profesörler genç talipleri himaye Hanımefendî, lutr kürkünüzle o kndar azamet satmayııuz, çünkü FARE derietmelidir sinden başka bir şey ceğildir! Fare çiftlikleri! Günün Ilhamları Bir hanımın cevabı Ren'in tahliyesi karar vermiş ve teşekkür ve takdirlerini tebliğ ederek ve ikmal edildigine M. Venizelos Avrupa*da beynelmilel tamirat bankası da Bale içtimaa nihayet verilmiştir. seyahate çıkıyor şehrinde resmen küşat edilmiştir. TaZiraat Müsteşarı Ankara'da mirat Atina 18 (Hususî) Venizelos hazikomisyonunun bu kararı üzerine Ankara 18 (Telefonla) İktisat Veran sonlarında Bavyera'ya giderek MoFransız Başvekili M. Tardieu Farnsız kâleti ziraat müstesan thsan Abidin B. kıt'alarına Ren'deki üçüncü mıntaka nako ve Nurbergi ziyaret ettikten sonra bugün geldi. Banyol şehrine gidecek 20 gun kadar nın tahliyesi emrini vermiştir. Bulgar sefiri banyo yapacaktır. Ankara 18 (Telefonla) Bnlgar sefiri Hikmet Beyin davası yeniden Başvekil oradan, geçen sene verdiği vadi bugün buraya gelmiştir. infaz için Viyana ve Varşuva'ya gidegörülecek Kibrit inhisarı teklif i Bursa 18 (Hu. Mn.) Nakzedilen cektir. Ankara 18 (Telefonla) Kibrit inhl müstantik Hikmet Bey davasımn yeniMumaileyhln gaybubetl esnasmda sarına mukabil teklif edilen istikraz den rüyetine 26 mayısta ağır ceza mah Başvekâlette kendisine Hariciye Nazırı Malive Vekâletince tetkik edilmektedir. kemesinde başlanacaktır. M. Mihalâkopulos vekâlet edecektir. lak yerlerin etrafında 20 santim kadar toprağa gömmek suretile sık bir demir parmaklık çevrilince bir fare çiftliği vücude getirilmiş olur. Bu demir parmaklık hem farelerin uzaklara gitmesine mâni olur, hem de onların en müthiş düşmanı olan Koyot denilen Amerika kurtlarmın çiftlik hayvanatına hücumunu meneder. Ayni zamanda fareleri bazı yırtıcı hayvanlara karşı müdafaa için de öteye beriye kapanlar kurulur. Çiftliğin başka zahmet ve masrafı yoktur. Misk faresi ot yiyen hayvanlardandır ve en ziyade bataklıklardaki nebatatla taayyüş ederler. Çiftliklerde yazın farelere hiç yiyecek verilmez, kışın da bir miktar yonca, küflenmiş zahire, bozulmuş sebze, çürük ve adi cins meyvalar verilir. Misk fareleri tavşandan daha çabuk tekessür eder. İlkbahardan sonbahara kadar 3 ilâ 5 defa yavrularlar ve her defasında 5 ilâ 15 yavru yaparlar. Bu yavrular da üç ay sonra yavru yetiştirecek bir vaziyete gelirler. Binaenaleyh bir fare çiftliğindeki hayvanat bir sene zarfında yüzde beş yüz artar. Ne bereketi tenasül değil mi? Misk faresi gayet mütehammil ve mukavim bir hayvan olup sari duğu için Canada'da farecilik san'atı harikulâde bir inkişaf ve terakkiye mazhar olmuştur. 1927 fesinde Canada'da 107 fare çift. ^i vardı. Bu çiftliklerden biri 6500 dönüm büyüklüğünde olup senevî 50,000 çift fare derisi vermektedir. Canada ve Şimalî Amerika'da böyle sulak arazi, kâmüen fare çiftliğine tahvil edilmektedir. Misk farelerinin bu kadar çoğalması bu san'atı mahvedecek gibi görünü yorsa da kadınların kürk iptilâsı o kadar artmaktadır, ki böyle bir tehlike asla mevcut değildir. Nitekim fiatlar düşeceğine artmakta dır. Canada'nın bugün en fazla ihraç ettiği ve en çok para kazandığı kürk derisi Misk faresidir. Ne olurdu, bizim ev ve tarla farelerinin de derileri böyle para etseydi?.. Fahire Hursit Hanım, erkekleri yol» getirecek olan bu tedbirleri saydıktan sonra mektubunu şöyle bitiriyor: «Muharrir Bey! Kadınların geçenkf fıkranıza mevzu teşkil eden kusnrlarile erkeklerin bu yazdığım münasebetsizliklerini yanyana getiriniz. Eger ıerre kadar insafınız varsa, kadınların m©denî ve ictima! seviyelerini her halda erkeklerden asağı olmadığını tesllmde tereddüt etmezsiniz.» Bu mektubu okuduktan sonra bfiyük" bir hayretle karışık derin bir memnunlyet hissettim. Hemcinslerinin haklanni adamakıllı müdafaa edebflecek kabiliyette bir hanım bulunduğunn anladığım Agâh Izzet ) Bugünkü hava Kandilli Rasatanesinden verilen malumata göre tazyik dün saat 4 te 758 ve 14 te 757 idi. Rüzgâr Iodostan esmiş, sür'ati saniyede 8 metreye çıkmıştır. Hararet ise azamî 20, asgarî 12 derece idi. Bugün rüzgâr hafif olarak gene Iodostan esecek, hava açık olacaktır. hasis zenginlerden, diye tanıttıtn. Sebep? Kendisi ile müşterek bir i | yaptığımı söyledim ve ilâve ettimt Zahit Efendi, burada, bir köşk tut* tu, yeni baştan döşetti. Üste başa1 değil ama, ev eşyasına meraklıdır. Lâkin doktorlar, romatizması için» burada oturmasını tavsiye ettiler* Köşkün kuntratosu yapılmış, seneHk kirası peşin verilmiş, eşyalari da alınmıs. Ben, bir çarei hal buldum. Köşkü, eşyasile beraber, ben tuttum. Bugün de, bilhassa bunun için geldim. Sündüs, yan yan, inanmıyarak baktı. Zerin, ellerini çırptı: Ne iyi, demek komşuyuz! Dedi. Necil Sabit, arkadaşının kolumj tutarak sarstı: Zerin, neye bu kadar sevindi, dersin? Çocuk kısmı, neye, niçin se • vindiğini bilir » i ? Mabadi var • Aurupa federasyomı Mııhtırası Atina 18 (Hususî) Fransız sefiri dun hariciye nazırını ziyaret ederek bir Avrupa federasyonu teşkili hakkındaki M. Briyan'nın muhtırasını tevdl etmiştir. Cenevre 17 (A.A.) Briand muhtırası saat 17 de Sor Heric Drummond'da resmen tevdi edilmiştir. Akvam cemiyeti mehafili bu muhtırayı büynk bir teveccüh ve alâka ile karşılamıştır. Edebî roman tefrika""• 33 KALBİMİN SUÇU Yazan: MAHMUT YESARİ Ne soylesem, ne yapsam nı okşadı: beğenirsin? Alık alık sınttım, Uzun etme... Muradına er o kadar... Alık alık sınttım.. Sün mişsin. düs, birdenbire; dikkatle yüzüme Sus, sus... Asıl beceriksizli • baktı: Hasta mısınız? Dedi. Büs ğim burada ya... öyle şaşırmışım, bütün şaşırdım. Zerin de, ayni öyle kendimden geçmişim ki, ne suali sormaz mı? gün için söz verdiğimi unuttum. Necil, iki elile yüzünü kapadı: Ne diyorsun? Yüzüm, kim bilir ne hale girNecil Sabit, başını iğdi: miş? Kekeledim: Biraz rahatsız Bana müstahaktır... Aile kızdım, dedim. Ne soyliveyim? Onlar larile; aile kadınlarile konuşmasıla beraber yürümeğe başladım. nı bilmiyen benim gibi serMütemadiyen; evet, hayır! Diye seriler, işte böyle pot kı sersem, sersem, budala budala ce rarlar. Çünkü öbürlerile büsvaplar veriyordum. Beni köşkleri bütün başka alıştım. Salı günü ı*e davet ettiler. söz verdim, değil mi? Unutuyo Fahir Bülent, arkadaşının sırtı rum. Adam sen de! Çarşambaya, oluversin... Saat ikide mi? Beşte, tuttuğumu saklamak mı, söylemek olsa ne çıkar?Yeni tamdıklarımızla mi lâzım geldiğinde mütereddidim. bile, bir günün içinde yüz göz olu Fakat oralarda sık sık görünmekliğimin sebeplerini de izah etmek veririz. Bu lâubalilik söker mi? mecburiyetinde idim. Hakkımda, Fahir Bülent, dövünüyordu: Necil, bu, çok fena! Ne yapa hiç arzu etmediğim, şiddetle çe kindiğim; korktuğum şüpheler baş caksın? Ne yapacağımı ben, biliyor göstermişti. Bebek'te köşk tuttum, mıyım? Sündüs; bir işiniz varsa, diyecektim. Tabiî şaşıracaklardı. biz mâni olmıyalım, dedi. Halin Kışa karşı manasız bulacaklardı. de, soruşunda, adeta bir şüphe var Zihnen, çok perişan, haraptım. Dadı. Hayır, geziyordum, dedim. Ze ha sakin bir zamanımda olsa, varin, şeytan şeytan gülümsedi: Yok, ziyeti idare edebilirdim. Lâkin daburada dalaşmanız, sebepsiz de ğınık kafamla, izah edeyim derken ğildir! Demez mi? O dakika, itiraf şüpheleri büyültmüş olmaktan başetmemek için, kendimi güç tut ka bir şey yapmıyacaktım. Arna vutköy'üne doğru giderken, dön tum. O zaman, sersemliğin tamam müş, Bebek istikametinde yürüyorduk. Bir ara, şöyle döndüm, Zahit olurdu. Sündüs te: Sahi, geçenlerde, Efendi, kendisine has temkinli asizi annem de görmüş. Mevkiimin dımlarla, bizi takip etmiyor mu? Fahir Bülent, yerinden tıçra çok müşkülleşmeğe başladığını görüyorum; iki genç kız, farkına var mıştı: Ne münasebet? madan, beni, en zayıf yerimden Göz göze geldik; Zahit Efenyakalamış, sıkıştırıyorlardı. Köfk di, konuşmak istediğini, elile gözile anlattı. Tavrunda, çok mühim bh şey zuhur ettiği anlaşılıyordu. Sündüs'le, Zerin sordular: Kim bu adam? Beynimin içinde bir şimşek çaktı: Bir dakika müsaade buyurunuz, şimdi söylerim, dedim. Zahit Efendinin yanına koştum. Muşambaları döşiyen adam, işini bitirmiş, para istiyormuş. Parayı Zahit Efendiye bırakmıştım. Fa kat muşambacı, üste bahşiş iste miş; Zahit Efendi, bunu danışı yor. Zahit Efendi, cevherdir, alimallah, cevherdir. Ne isterse ver, mes'ele çıkarma, dedim. Sündüs'le Zerin'in yanına döndüğüm zaman, sesimi esrarengiz bir tarzda yavaşlattım. Zahit Efendiyi gösterdim; Bu adamı görüyor musunuz? Dedim. Müthiş zengindir. Genç kızlar, baktılar: Kılığı, kıyafeti, göstermi yor! Dediler. Ben, Zahit Efendiyi,