13 Mayıs 1930 SON TELGftAFLÂF? Hindistsn'da heyecan devam ediyor Müslümanlar da mücadeleye iştirak ediyor. Rangov'da dok amelesi grev ilân etti Gandi'nin tevkifi üzerine Hindistan'da başhyan heyecan el'an sükun balmamıştır. Bazı yerlerde nümayişler yapılmakta ve ahali ile hükumet kuvvetleri arasında arbedeler vuku bulmaktadır. Gandı nin tevkifi dolayısile ilân olunan mateme Şalapur'da bulunan iki iplikhane amelesi iştirak etmek ıstemedıginden mateme iştirak eden amele ile aralarında bir arbede vuku bulmuştur. flmeie iplikhaneyı ateşe vermek istemiştir. Halk polisi taşa tutmuş ve müslüman polisi diri diri yakılmıştır. Tas ajansının verdiği b.r habere göre Hindistan filema cemiyeti mfislutnanları millî mucadeleye iştirake davete karar vermiş ve icraat programı hazırlamak için bir hey'et teşkil etmiştir. Londra 11 ( A. A.) Gandi'nin halefi olan flbbasTyabjil, Dharasama'daki tuz deposnnn ele geçlrmek niyetinde olduğunn, bu tasavvurnnnn teşrlî meclis reisi M. Patel tarafından da muvafık görfildöğünü söylemiştir. Rangoon'da binlerce dok amelesi Gandi'nin tevkifini protesto etmek üzere grev ilân etmişlerdir. Müsaade.. 'Çumhariyet Muvaffak olmuş muazzam bir eser.. Iran'da zelzele f elâketi: 3 bin kişi öldü! Tahran 12 (A.A) Zel{ zeleler gitgide seyrekleşmektedir. Salmas'ta ve ciJvarında ölenlerin miktarı J3 bine yaklaşmaktadır. Sal|mas ile Rumya şehri araî Isında 2 mil genişliğindej fbüyiik bir yarık açılmıştır.i jYer altmda hasıl olan kaJnallardan Rumya gölüne fsiyah sular akıp dökülmek' îtedir. Ak seyyah vapuru Rusya'ya Sovyetler ecnebi yolcularının Karadeniz sahillerine çıkmalarına müsaade verdiler Anlântis vapurile bayramda şehrimize ekserisi fngiliz olmak üzere muhtelif Avrupa milletlerine mensup 220 kişilik bir seyyah kafilesi gelmiştir, Rusya'da Bolşevik'ler mevkii iktidara geldiktenberi Rusya sahillerini kafile halinde seyyahların ziyaretleri menedilmişti. Ahiren Sovyet hükumeti Karadeniz Rus sahillerinde ecnebi seyyahların ziyaretlerine müsaade etmiştir. Bu müsaade üzerine ilk defa olarak Anlântis vapurile şehrimize gelen seyyahlar dün sabah Odesa, ve Sivastopol'a, Yalta plâjlarına müteveccihen Karadeniz'e gitmişlerdir. Sureti mahsusada Sivastopol'dan şehrimize gelen bir Sovyet memuru, bu seyyahlar refakatinde git miştir. Yalova noksansız bir mamurehalîne geldi.. Gazeteciler bayramda kaplıcaların verdiği neş'eyi9Emanetin beceremediği perişan Yalova yolunda bırakıp döndüler [HEM MAUNA1 MIHINA Bu bayram, gazeteler intişar etmedi. Biz tahrir amelesi de iıtirahat edebildik; fakat her şeyin iyi tarafı olduğu gibi bir de fena tarafı vardır. Bu üç günlük işsizlik ve gezgincilik bizi biraz tenbelliğe alıştırdı. Sabahtanberi mevzu arıyorum; kafamın içinde hiç bir şeyhr yok. Bu satırlan dımağımi i^Hrmak için ^Rzıyorurn. Hani, köprüden kalkmadan evvel vapur» lar, makineleri alıştırmazlar mı, onun gibi bir şey... Makineler işler pervaneler döner, fakat vapur olduğu yerde durur, hareket namınft bir şey yoktu. tşte bu satırlar da o makine alıştırma nevinden yazılaıv dır. Kafam çalışıyor, kalem işliyort fakat fikir namına bir şeyler yok. Vapur yolculan o alıştırma işl«mesini nasıl hos görürlerse muhterem karilerden de, bu yazı idmaninı hoş görmelerini rica ederim. Gazeteci a kadaslar bayramın U kinci günü, tatilden bilistifade Ya* iova'ya gittiler. Ben, maaletef, btt tenezzühe iştirak edemedim. Arkadaşlar gördüklerini anlatırken Yalova kaplıcalarının Sadullah Beyin himmetile tamir ve ihya edilerek mükemmel bir hale getirildiğini, fakat Yalova iskelesinden kaphcalara giden yolun fena olduğunu sövliyorlar. Bu yolu tamir etmek, şüpheai* kaphcalan ve müştemil&tım tamir etmekten, bunların yanına bir çok yeni binalar yapmaktan daha güç değildi. Fakat yolun tamiri vazife• i Vilâyete ait olduğu için yapıhvmadı, kaldı. Kaphcalan tahile bağlıyan yol fena oldukça hamamlara rağbet yüzde elli azalacaktir* Yapılan işi yarım bırakmamak için, Yalova kaplıcalarım olduğu gibi» Yalova yollannı da Seyrisefain idaresine vermek lâzımımş! * * # , Gelecek nesillere bir hatıra olarak geçen sene Taksim meydanına diktiğimiz a^>îdeyi, daha bu sene 4000 lira sarfile tamir etmek lâzım geldi. Abide keli nesi, Arapça «ebet» ashndan gelir, ve abideler bir seyi ebedilestirmek için dikilir. Şanlı bir hâdisenin ebedî timsali olmak üzere yapılan bir eserin daha ilk senesinde tamire muhtaç bir hale gelmesi gösteriyor ki, Sinyor Kanonika'nın yaptığı abide, ismi müsemmasına muv~ ' ' 'mıyan bir eserdir. Işin garip ciheti, Taksim abidesinin daha ilk senesinde ta mire ihtiyaç gösterecek kadar zayıf yapıldığım görmesine rağmen fzmir abidesinin de gene bu san'atkâra yaphrılmasıdır. Biz, gözie görülen, el ile hıtulan tecrübelerden de mi ibret alma • ytz? Bayramdan sonra Ispanya'da vaziyet Başvekile göre halkın ekseriyeti krallığa taraftardır Madrit 11 (A. fl.) M. Berengn«r gazetecilere nikbinane bazı beyanatta bulunmuş, milletin büyük bir ekseriyennln kirallık taraftan olduğunu söylemiştir. M. Berenguer lspanya'da, hatta muhafazakâr bir Cumhuriyet tesisine imkân olmadığı zannında bulunduğmm ilâve etmiştir. Madrit 12 (fl. A.) Geçenlerde çıkan kargaşalıklar esnasında kapatılmış olan muhtelif darfilfünunjar bugiin yeniden açılmışlardır. Yalova'nın yolları i Yeni bir Japon kruvazöru Tokyo 12 f A. A.) Yokozuka limanrada on bin tonilâtoluk bir kruvazör deaise indirilmiştir. Bu münasebetle yapılan merasimde 50 bin kişi hazır bulnnmuştur. Anvers'te elmas fabrikalart 15 gün calışacak ayda Rnvers 11 (fl. R.) Belçika'daki elmas Cezavir 11 (A.A.) 66 harp gemisinfabrikaları sahipleri sendikası bundan den murekkep bir filo Reisicumhurun sonra ayda 15 gün çalışılmasıoa karar karşısmda geçit restni yapmışlardır. M. vermiştir. Doumergue bugun Oran'a gitmiştlr. Yaîspanya'mn dahilî siyaseti rın Marsilya'ya hareket etmek üzere Madrit 11 (A.A) M. Berençııer hü vapııra binecektir. knmetin dahilî siyaset hakkındaki proRen'in tahliyen gramın tatbikında devam ettiğini, veni Treves 11 (fl. fl.) Fransız Işgal tahriri nüfus muamelesi biter bitrnez nmumî intihabat yapılacağım beyan kıtatının 23haziranda geri alınmasına başetmiştir. lanacağı söyleniyor. Cezayir'de 66 harp gemisinin peçit retmi Lise ve Orta mekteplerde imtihanlar 1 haziranda lise ve orta mekteplerde bakalorya imtihanlarına başlanacaktır. İstanbul Muallimler birli°'! bavramın ücüncıi eünu danslı bir musamere tertip etmişlerdir. Muaüimler Birliğinin müsameresi Atina'ya giden bltaraf mübadele azasından M. Enderson, Atina'dan Selânik'e gitmiştir, oradan da bugün yarın buraya gelmesi bekleniyor. M. Enderson. Selânik'ten geçerken TurkYunan müzakeratma dair bir şey söylemek İBtememiş. yalnız nikbin gorünmüştür. M. Enderson Selânik'te Kabatas Lisesi son sınıf talebesi dün Alman sefiri Avrupa'ya gitti mekteplerinde bir musamere tertip etAlman sefiri Her Nadolni cenaplan mişlerdir. Program meyanında Vedat Nedim Beyin maruf Kor piyesi vardı. cuma günu Ankara'dan grelmiş ve dttnTalebe bu ağır piyesi kusursuz denebile ku ekispresle Avrupaya gitmiştir. cek bir muvaffakiyetle temsil etmislerdir. Uvertünde ve perde aralarında gü«el bir muzik müntehap parcalar terennüm etmiştir. Musamere nezih olmuştur [Birlncl sahlfeden mabaitl Kabataş liseiînJp musamere Bir icat!.. Sanayi ve Maadin bankası tarafından açılan yerli mallar pazarına bilhassa bayramda çok rağbet gösterilmiştir. Banka erkânından bir zat, kendisile göruşen bir muharririmize pazarda gunde vasatî olarak 1000 liarlık satış yapıldığını, Beykoz fabrikasmda yeni ıslahat yapılacağım ve Avusturya'h mühendis M. Konştayn tarafından bu hususta bir proje hazırlandığını söylemiştir. Amerika'nın Boston şehrinde büyük bir şirketin müdürü olan ve bir kaç giindür şehrimizde bulunan mühendis M. Jakson bazı iktisadi tetkikat ile meşgul bulunmaktadır. rom»" Yerli mallar pazarı cok rağbet sörüyor M. Jakson'un iktisadî tetkikleri üzere birer pervane bulunmakta dır. Alet, elektrik cereyanına raptedilerek tahrik olunduğu zaman mihanikî surette dakikada üçer fiş atacaktır. Izahat ve görünüşe nazaran alet, hem kullanışlı, hem emniyetli bir şekildedir. Şüphesiz ıslahatla daha mükemmel hale de getirilebilir . Piyango müdiriyeti cihazı tetkik eder de iyi bulursa keşideleri oto matik şekle sokmak elde edileceği gibi san'atkâr bir Türk gencinin istidat ve kudreti de yerde bırakılmamış olur. Her halde bu alet, ele ahnabilecek bir eserdir. alacaktır. Belli başlı hadiselerden biri de Matbuat Cemiyetlnin Yalova'ya yaptıği tenezzühtür. Bu, ayni zamanda Yalova'nm imanndan sonra yapılan ilk tenezafihtür. Seyrisefain idaresi tenezcüh için Kalamış vapnrunu tahsis etmişti. Vapurda bir canzbant ve Abdullah Efendi zade Hikmet Bey tarafından vücade getirilen çok ucuz ve mükemmel bir büfe vardı. Gazeteci arkadaşlardan maada ahbaplan ve arkadaşlan da bn «flenceye iştirak etnıişlerdi. Ecnebi muhabirierden bazılan da lcabet etnıişlerdi. Köprtiden ve Kadıköy'ünden ayrılır ayrılmas e|lenceler, dans başladı. Adalardan sonra rütçâr hırçmlaştı, muziplik yapıyor, hanımlan iı'aç ediyordu. Zarurî danstan vaa feçildL öğle üzeri Yalova iskelesine muvasalat edildi. Teneızühten evvelce haberdar edilen Yalova Belediyesi Bursa'dan bir kaç kamy6net te getirdiğl halde gene nakllyatı temin edemiyordn. tskelenin biraz ilerislnde pl&j yapılıyordu. tşten anlıyanlar burada yapılacak plâjın açık ve rüzgâra maruz bulunduğundan bahsediyorlardı. tskeleden hareket edildi. Yolun fenaIıği herkesi sukntu hayale ugrattı. GaEvlât ve zürriyet bolluğu ile u•etecller blrblrlerine tyolun yapıldıinnı, zun ömür ekseriya ikisi bir yere tamiratın blttiğini veya bitmek üzere gelen beşerî mazhariyetlerdendir. olduğnna sen yazdın», «Hayır ben yazOraya erişenleri daima tebcil ede madım» diye münakaşa ediyorlar, bn riz. Resmini dercettiğimiz Hacı vaziyet karşısında herkes hakikatm galbil oğlu Hacı ömer ağa Konya Vi zetelere tamamen aksine bildirilmiş ollâyetine merbut Obruk nahiyesinde masından müteessir ve müteezzi oluyorKaplıcanm mükemmeliyeti karşısınmukimdir ve (70) yaşındadır. (9) du. da Emanetin der'uhte ettiği bu yoln o evlât ve (35) toruna malik (9) oğ kadar fena vaziyett* bırakması mütelu ile bir torunu müteehhil bir aile essir olunmıyacak bir vaziyet değüdir. reisidir. Ne mutlu bu sevimli ihti Bahnsns o yol ld Yalova'nın revacmı temin edecektir. Noksansız hale getirilen yara., Kaplıcaların can damannı bir tnğla «IMMIKIIIIIIIIIHIIIIIimmiHIin.c harmanı, bir patika bojuntusu halinde Mısır'ın istiklâli mi gbrecektik?.. Nihayet zümrüt Yalova'ya muvasalat Müzakeratın inkitaı üzerine Lon edildi. Sadullah Bey daireslnden çıkmış drctdaki Mısır'lı talebe nümayiş açık yaka bir gömlek giymiş oldugn halde göründü. Kendisine has olan nezakeyapttlar ti ile yapılan Işler, tamir edilen ve yeniMısır'ın istlklâlini temln için İngiltere den Tücude getirilen eserier hakkmda ile Mısır arasında Londra'da başhyan malumat verdi. Müselles şeklinde bir bimüzakerat inkıtaa ağramif ve Mısır na ortasmda büyuk bir ağacın saye vermurahhasları avdet etmişlerdir, diği meydan, kahvesi yeni boyanmış bina tnkıtaın sebebi tng^iltere'nin Sudan'ı görtinüyordu. Temizllk nazan dikkati Mısır'dan tefrik etmek istemesidir. Mü celbediyor. bn mbsellesin boş kalan kıszakeratın inkitaı Londra'da bazı nüma mında Sadullah Bevin dairesi var. İleride Bizans zamanından kalma banyişlere sebebiyet vermiştir. Mısır heyetinin Londra'dan hareketi esnasında «Ya yo yeri var, fakat hamam ihtiyaca kâfi şasm Mısır ile Sudan'ın istiklâli» ibare değildir. Daha sonra Numaralı otel, daha ilerilerini havi olan bir bajTafı hamil Mıde Gazi Hz. nin malyeti için yapılmış husır'lı talebe istasyonda büyük bir nüsnsî daire. öbür tarafta bir taraftan yamayiş yapmışlardır. pılırken diğer taraftan telvin edilen ve 15 giine kadar ikmal edileceği bildirilen Oazi Hz. nin koşkleri var. M. Natoravski Moskova'ya Köşkü Emanet yaptırmak istiyormuş. Fakat Sadullah Bey Seyrisefainin eseri çağırıldı Sovyet'lerin Ticareti hariciye mümes oldıığunu söyledi. Tepedeki büyiik otel sili M. Natarovski Moskova'ya davet edil mükemmelen tamir edilmiş. Burada miştir. Mumaileyh 15 gün sonra döne eserini gördüğıimnı bir bnluş fikrini cektir. kaydetmek isteriz. 44 evlât sahibi bir aile reisi Sadullah Beyle gazetecilerden bir grup Yalova'da Taksim âbidesi Yalova'mn imannda büyük bir isabet vc kudret gösteren Seyrisefain U. M. SadulL 'ı Bey Otelin ortasmda bir çınar ağacı bulunmakta imiş. Ağaç aynen muhafaza edilmiş, düzeltilip etrafına gazino yapılmış. Verilen vaziyet ve manzara o kadar nefisti ki çok bedü bir buluş dememek insafsızlık olur. Yalova'nın en hâkim tepesi olan ve ilerde bir otel lnşası mukarrer olan Panorama'ya çıkılamadı. Sadullah Bey bn arada yeni yapılan tesisat, bahçeler hakkmda izahat verdi. Sadullah Bey şlmdlki halde 150 müstahdem ile ldare edilen kaplıcaların 15 gün lçinde ekzemayı iyi ettiğini, Bizans'lılar zamamnda bn mevsimde binlerce kişi tarafından ziyaret edildigini söylüyordn. Sadullah Bey Yalova İçin cidden kıymetli emek sarfetmiş ve orayı hafcikaten bir gülzara çevirmiştir. Şimdiye ka dan kimseyi geçirme; emrini ifa için odar inşaat, tamlrat ve saire de 400 bin radan geçmek istiyen bir otomobilin öllra kullamlmış, 2,5 kilometrelik saha nüne yatmıştı. Bekçi oradan kaldırılmış, hakiki bir mamuriyete eriştirilmiştir. otomobil yoluna devam etmiştir. MuhitPakat en mühim bir mes'ele olan yolu tin Bey tam bu esnada Gemlik'ten Yada Emanet «ben yaptıracağım> diye iş lova'ya geliyordu. Kaplıcalara geldiği kanştırmayıp ta Sadullah Beyin faaliye zaman bu yolu Avrupa'ya giderken bıti çerçevesine bıraksaymış her halde çok raktığı gibi bulduğunu söylemiş, telgrafhayırlı ve yerinde bir iş oiacakmış. Hep la Sermühendisi ve heyeti fenniye müaynl dert herkesin gözüne batıyor. Yalo dürünü davet etmiştir. Gazeteciler saat va çok giizel, çok muntazam, fakat nere 7 de Yalova iskelesinden hareket ettiler. den ve nasıl gitmeli? Yazık .. Asıl eğlenceler bundan sonra başladı. Sadullah Bey, der yananlara «Onu Vall Cazbant çalıyor, dans deram edlyordo. Beye söyliyiniz» demiştir. O da mütees Hatta bir aralık enine boyuna şişman ve muazzam bir zatın zeybek oynamasi haysir... Yalova'da gazeteciler gezer, dlnlenir li alkışlandı. Vapur Kadıköy'e uğradıkken bir yağmur başladı, herkesi telâşa tan sonra Boğazda da bir cevelân yapmış, gece yansı köprüye yanaşmıştır. verdi. Yağmur riyadeleşti, yolda giden kam Matbuat tenezzühü çok nezih geçti, yonetlerden biri çamura batmıştı. Yol bütün sene dldinen arkadaşlar bir arabekcisi kendisine tenbih edilen yeni yol da nes'ell blr erün çecirdiler. i KALBİMİfl SUÇU Yazan: MAHMVT YESARt Istanbul'a geldiğini duyarlarsa ne olurdu? Kaçtığı, görünmek istemediği insanların yanında eksikli, kabahatli mi idi? Mihriban, tekrar barışalım! Derse, ne hükmü olabilirdi? Necil Sabit, yüz vermedikten, reddettikten sonra da zorla mı boynuna asıIır, kahrdı? Şarika, istediği kadar sırnaşsın, Reyhan dilediği kadar plân kursun, kolpo çevirsin; Necil Sabit, kaşlarım çatıp, suratını astı mı, mes'ele kalmaz! Zahit Efendiye de: Artık, kâfi! Derdi. Kırk yıl, onu besliyecek değildi ya!.. Allah, Necil Sabit'e inanıp ta mı Zahit Efendiyi yaratmışh? Sabri Efendi de öyle... Sadık Efendi de öyle... Necil Sabit, bunları düşünürken hepsini yapmış, harfi harfine, noktası noktasına tatbik etmiş gibi, içi ferahlamış, koltukları kabarmıştı: Kaşlrı çatıp, suratı asmah! Açık açık söylemeli, anlatmalı! Ortaya çıkmalı! Kaçmak gülünç... Hangisi duysa, kendi için sanacak! Bundan da kendi lehine manalar çıkaracak... Bak, hâlâ, bana karşı zafı var, yüzümü görünce dayanamıyacak, kaçıyor! Diyecektir. Ben de olsam, böyle, derim. Kaçtığı, çekindiği şahısları te • ker teker gözünün önüne getirince bir parça şaşalıyordu. Mihriban'dan da, Şarika'dan da, Reyhan'dan da, Zahit Efendiden de, Sabri E fendiden de korkulurdu. Olmadık yerde, olmıyacak bir münasebet sizlik yaparlar, Necil Sabit'i yere vururlardı: Birdenbire kesip atmak olmaz. Sükunetle, soğuk kanhlıkla halletmeli! Zahit Efendi, az işime ya ramadı. Onu, tembelliğe, işsizliğe ben ahstırdım. Ona, bir iş bulmalı. Mihriban'a, yüzük, bilezik gibi bir hediye alırım. Reyhan, kürklü manto istemişti, onun da gön lünü hoş ederim. Şarika para tutmaz, saçak saçak borçlan vardır, onları temizlerim... Necil Sab5*, ortaya çıkmak kararın, rağmen tereddüdünü yenememişti. Oldukça tenha bir pas tacıyi girdi, kuytu bir köşeye çekildi. Caddeden, akın ak*n, salına salına gcçen insanlara hasretle ba kıyordu. Onlardan, bir tanesinin olsun, çekinecegi, kaçınacağı bir şeyi yok muydu? O ana kadar geçirdiği sefih hayata gıpta edenler çoktu. Fakat bu ağdan kurtulmak, içine düşmekten çok güçtü. Pü rüzleri temizlemek, hayli pahalı ya malolacaktı. Acı acı gülüyor: Tavizat! Diyordu. Tavizat sız yakarcı kurtaramıyacağım. Merak ediyordu; acaba herkes te kendisi g ; u i mi idi? Gençliğinde hovardahk etmiş ve eden, bir o, değildi. Rahat ve huzurun, sefahatten pahalı olacağı, daha ağır satın alınacağı, hiç akhna gelmemisti! Hayret ediyordu: Demek böyle ha! Birden silkindi: Hiç te böyle de^il... Şuna acı, buna acı... Ona yardım, şunu bu nu koru... Bunlar, hen lâ<\.. Fahir Bülend'in hakkı var, asıl acına cak benim... Artık kızmıstı, ısmarladığı li monatayı içmeden parasını verip çıktı: Tavizat, ha... Bu kadar tazip ettikleri için mükâfat mı? Ya, param olmasaydı!?.. Durdu. Gözlerinin önünde bir kıvılcım parlavıvermişti: Niye şimdiye kadar bunu, düşünemedim... Züğürtlerim, zü ğürt olurım! Pilân mükemmeldi, taundan kacar gib* Necil Sabit'in etrafınr'an kaçacaklardı! Artık hahrını so ran, semtine u&nvan, belki selâm veren olmıyacaklı... Fakal Bebek'teki kö'^k?, 9 Karşı aldırımdan gördüm, kendimi tutamadım, yanına gel dim. Nedir rica ederim, bu sak •> lambaç oyun ı? Necil Sabit, anlamamış eibi baktı: Ne saklambacı? Mihriban, boynunu çarpıttı, ti tiz bir baş işaretile silkindi: Demek devam ediyorsun? Neye? Hâlâ mı? Necil Sabit, gayet sakin bir sesle sordu: Canın kav?a mı istiyor? Onun soğuk kanhlığj Mihriban'ı «aşırtmıstı: Bonjur Necil! Hayır, ama... Bonjur Mihri' n! Ne, hayır, aması yavrurn? Genç kaJın, cantr .nv koltuğuMihriban, «esinin psrdesini de na ..kıştırmıs. ka»larının •>.* . ğiştirmeğe, indirmeğe mecbur ol • ruş açıla, g"zler'n. süzerek, ade du: ta sert söyliyordu: • Mdbadi var « i