y, tek kairesinin hac minde bin umman çaika lanan ve tek zerresinin menşurunda bin kâinat yüzen Kevser havuzu - nun sahibi! Ey, ufuk son ufuk, insanoğlu” muv ufku! bizim gibi bir insan - n bir derece daha fazlası oki an bir insansın da, biz, senden eksik enik kadar nsanlığa uzak insa: ğe han ma olur- sa olsun, seni tekrarlamak, alk dığımız leri tekrarlamaktan dn kr daha aziz... Zaten sensiz u habersiz alınan nefes, ider değil, Ri me asi yabani yusyu e e mike va- NR tek ii enin ni ei şelidedi - «direbilir. na yalnız bu tekrarın; bel Iki en ak fakat en saygılı cep- pedüz tekrarın, hiçbir n ir SI mak iste; rum; “onu iaetik yarin senden yeni isti- yorum! Ah, bü sınır, bu sınır! Kı teker teker her âye- “tinde, her kelime ve her harfin nisbetiyle; aynı teşem yl mübarek saç Jarının her telini muaz7ez ayaklarının her sma kadar ssana Sri herşeyi ayri İYANIZ DAVAMIZ NE İSTİYORUZ? (Büyük Doğu) nun ye- ni ilk sayısını bel ş E z3 ş z 5 Me bu kadar abe Fakat sizden bir ricamız ve sonunda zararını ken- e O şiddet, ne İsi olursa or reken Sun, cel ni göstermemiş olmaz 19, Allaha emanet olunuz! İstanbul Necdet Ersoy ei iler di (Çöle ve bülün;zaman | binbir Nm a düzenle, rağ ia jonra, ben, hangi sırrını aş" | mak ve hangi Senli getir. mekan bahsediyorum? ar, bir sınır var! Her rj şeye rağmen herkesçe aşılmak | daha aziz bir saye belirtemez olan bir sınır var Ey, dış nda elemi ka - dar görünen vücut; ve ey, için de gi ADİ e ruh! Hay dış çizgileri senin, kere, binbir kimse tara .İ fından hendeseleştirilmiş. ve hiç mediğine üslüne gözlük takarlar ve üste- NE görüneni bile göremezler, el e birer istiklâl rtavsızı ks ve eşya ve hâdiselerin me ını hep Sy yemişi bi ; bun- e hiç birşe, DE benim bu Mei sene- ve peşin olarak kendimi, bizz: kendi elimle mahküm sitiğimi iddiaya kalkabilirler. Vecdimin de a on Onlar bense recesi, ban ları hatırlatamaz bile... gerçekten müstakildirler, esirim! Ben senin esirinim! Ve nim için hürriyetin son El haddi, hakikate esarettir. Insan olarak hürriyetini buk mak ww hakikate esir olsun! Ve sen benim için bizzat ha- kika ş Ve onların istiklâli, boyundu- ruk altında, istediği gibi kuyruk sallayan, çifte atan ve dilediği yere işeyen lidir! Nihayet, varılmaz aşman biricik usulü şu noktada topla- niyor: Tej yıldırımı altinda bitin meri pese tün kör h hale BE senra her —. ift kan va ve le çiti bırakıl! ılmamiş | ğ kul im bakımından e cebine ruhum: t/ cağım “| dondura il hayvanların istiklâ”! pe olan sana,| nın bu kadar erresin: ir | başlı e ve mekâna) ien Melek, eker da sana dem Büz bardan kiri yoktur! Geçersem — Ya burad. geçilir? yol an lk nasıl şklal, Ve sen uştun ve ilâhi visalin en mahrem bucağına ulaştın. Senin, ulaşılma: z olan Allaha, sine onun emrile ulaşmandak; usulledir ki, biz sana, ulaşılmaz olan sana, ulaşmaya çabalayabi- diriz. e yaklaşmanın biricik ta, . Sana imansız ze ak ağa daha kap! atmadan m gö- uştan sonra o meydanda mağ- lüp olmaktan büyük zafer ola” AZ. Bu meydanda zafer o ihtimali de bu ka eydi Senin, 'kesçe bilinen ve bizi ye hayat Pİ mer az nşurunı playa - 6 menşur ima ii ve essür ırıltıları çük elmas serer sildi Sonra o esrarlı mendil “üstüne serip. Ü zerlerine abanacağım, tılsımına liye 4 kalacağım ve anlataca- ğım ça — “bin yapmağa çalışaca- " sil kü Yine belli vü ki, işimde en küçük n doğru ve Sa bir örgü validap meydana ge de, arka plânı kalacağı si tarih ve tarihçiliktir. SE) keler derinliğine doğ - Yu keyfiyetten ziyade, genişliği- doğru kemmiyet . Hang hücreyi olabilir? Bu bakımdan sen, yer- üzü uçmak ve görmek, Aklın son kertesini temsil © eğen bir hafiflik ve kolaylıkla |v eğe bir iktidarında ' nün noktasında belli | ı noki kn doğan güneş; kadar sabit ve mutlaksın. Fakat yine sen, rkesin kendi ruh Şu) an yeni ve değişik pırıltılarla Tef.2- N.F. KISAKÜREK, da, iki muvazi ayna arasındaki | um gi ibi sonsuz ve hudutsuz” - GEE Sen, sen, sen; eskimeyen tek yeni ve solmayan biricik renk! Senin zatındaki esasi sonsuz - luk ve ek utsuzluğa, bir de bu, herkese kendi hassasiyet ve te- essüriyet dım göre tecelli edecek sonsuzluk ve hudutsuz” luk Maine insanın, en aşılmaz sınırlar içinde yine bir mak istemesinden daha avi bir! belâ ne olabilir? Ben bu belâya daya Senin, insanı eden nun karşısında, > an nuru birbirin- dir; ancak s -i bulduğu sawan İ memi tini bulmuş ve yi - ışının hikmetine ermiş olur, ; verâların verasının vera” suk gi Senin esrar âlemin içinde ken !disini ie y yâni en büyük sanatkârlığın demek olduğun röstervw başka gayesi alama bu öneli , kâr müsveddesinin duasıx' ka- Lu! etmesi için, Meya; «Sev; gil tale alva: diyen Allaha Allah; her dr ii Bi delil, münakaşa, m ese, man tık lâfazai va ke e imân istidadm- , Müminler v ida olanlar li İğ bu e- a etsin... am İ seri bana nasip et İ Bu eserde güz olan herşey be el I senin, çirkin olan herşey e cak.. , Allahın er Se bütün İ samanın şefaat ta ıyan; ve kabul e ve ire , pi t tahtında | Senden elm nen biçare bi sefil o dilenei, Abdül ME Mei oğlu Ahmet Necib'e şefaat et! — Baslanşacun » Şopl, — rin en intizamlısını, çizgi er | narlar, Hip al lar! : i kiplerinin en epin düğüm Sadece aşk ve iman İk ae er eşek ei ek) leyen ş ederek yine akıldan başka bir natkâr fikir #ösmidir: > ie işte ben, ulan KOMA e, sıta bulamayanlar da kabala Sanatkâr ki, seslerin Yağ gi Sİ ca. giz -çexherinin, e ri k vücudunu meshederek ve renk- hassasiyet özünün balını bu pe- sai inceliğe lâyık olmanın | | büyük” Mama e KARA p Ye RO kmeyenler de çirkin İb sor ein il hücrelerin çerçevelediği esrar dd Hep çirkinleştiler! Ni e esir gilekkeğir mahfazalarında eriyip kaybol | Bense, kapında, başka tülü, ukaddeslerin mukad- | yanmış ve daha çok yanmaktan | zuunda kendi teessüri- | gayri muradı kalmamış, senin | MÜMİN - KAFIR erliğ bütün Ae üstüne | icin. ve güzelliğin karşısın- | Mumın — Siz kimsiniz? vi o da balığını ve çirkinliğini| İn — Sizce kâfir! Dem , ben, id ak İstedi kei azad kabul etmez esiri” | Mümin — Ne istiyorsu- ğim ii İİ kurndik ham is-İnim! era öbür türlü cir- İ nuz? tiklâlin ne kadar gülünç, kör | kinleşmek ve kabalaşmak ihti. | ge — Sizinle kolüş - bej e kadar sefil, dış man| neline, si ilan gelen ve herşeyi tık ve müşahedenin ne kadar| temizle ser aşk atesi sayesinde © Mümük — Sebe aptal hale geldiğini gösteren bir | uzağım ! Kâfir — Bakalım kim Ki meydanı açmak isti- Bu zali kimi mat Bütün kâinat ve bütün varir Mümin — ndan , ŞU 4 Ki di danda, bakalım kim, | ğin âna mevzuu olan mevzuun- , iskemleye Oturun! Ben en çok ve en güzel kendi ken'| da, insanoğluna düşen horç ve bu ana e altı tür dinden geçebildi? yi bu kadar. lü kâfir gördüm: 'op- at, mey erkes, Derçiarib en ne ii bütün iri ve bi ü lerin en tas Allahı inkâr edenl hler... 2— palm kal Di edip Peygaii- eri inkâr edenler... 3 Alan İpapi bâki Pey fazl ber âr ei Müslümanlığı VE e ibi Yaa emir lerine ve link iti- vaz edenler... — Müslü- Jümanlığı sözde. İmar edip onu bu asi nileş- ae N değişmek icap a edenler... 6 — mensupsunuz Kâfir — Ay, bunların hepsi sizce kâfir mi? Mümin — Hepsi!. Kâfir — Ben, sırasına göre bunlardan in ayrı e mensubum! siz, Kerç ub er niz! Fakat bu birbirile rTışmaz bali ağ ve bu kadar dağınık olmak, zaaf ve el iyorum! Nâmüte- a e çevesine girsem, onun bir çok asıra. öre mutla Ben, gerçi sizin varmış ul - nuz noktaya, ayrı ayn hepsini muayeneden ge - şartiyle, ne kadar uzağım! Mümin — Siz, bütün sam mi beraber, k dinl e bilhassa Müs amil en ince ve en mahrem noktalarına kadar biliyor musunuz? , Kâfir nanın ki, bü- tü -bunlüeli beraber, müs tümenlği, değme islâm & limlerinden daha iyi ta - —— sn , Sİ DU aşır! simi kütür mi her sile ayrı ayrı di mak icap a ül ok Kâfir na mi? Mem- nun Bili iye bende, kü- für ismini verdiğiniz hâ- diseyi olanca zenginlik ve çeşitlerile (bulursanız, Siz ra terazinin öbür kefesine, n hususi mânadaki inlia- nınızın bütün dirhemleri- ni atmak fırsatım elde et- den, ar ve ah lâf- 2, engin İran em, ıları red ta Öiüeğeim mecburum! Hepsini ma, pekâlâ, size mewu bilhassa sonuncusunu ka- mevzu cevap vermeyi ka bul edip Müslümanlık çer- bul ediyorum! “ mam me ai — em in Um.