GÖZYAŞI DEĞİL, KAN DÖKEN MAZLUMLARA NE MUTLU! Aman Yarabbi! Bu ne fevz ve şiddet, bu ne hırs ve hararettir ki teşnegi-i hürriyetle seneler geçdikce hala kana, kan dökmeğe usanmadı... Aman Yarabbi! Şu Rusya'da bir seneden beri dökülen kan sellerini ve hala dökülen kanları düşündükce insan [..] hayret değil, dehşetler içinde kalıyor. Bu ne feyiz, ne galeyan, ne tealidir ki istibdadın en huzizane hücumları altında eziliyor, inliyor, mahv oluyor da yine mukavemetden, yine izhar-ı kin ve gazabdan ateşe saldırıcasına didinmekten bu millet usanmadı, usanmadı. Hak birdir, hakikat birdir; onunçünkü dünyada en mukaddes şey hakikatdir. Hakikat onun içün sevilir ve o his ve fikretle telakki ve takdise şayandır. Öyle ise hakikati nerede görsek, ne zemin ve zamanda idrak iylesek ona dört el ile sarılmalı, onu sevmeli, ona perestiş idercesine hürmet itmeliyiz. Bugün Rus milletinin hürriyet ve adalete meyil ile dökdüğü kanları, bu milletin hürriyet ve adalet yolunda gösterdiği fedakarlığı, Rusya hükümet-i mutlakasının bütün şarki Balkanları kana boyayan kanlı mazisiyle kıyas itmemeliyiz. O mazide dökülen kanlar, Rus hükümet-i müstebidesinin, daha doğrusu Rus hükümeti rüeyas-ı ümurunun hırs ve tam'ı ve keyif ve zevki içindi. Mazinin Şıbkalarda, Plevnelerde, Elenelerde hak-i helake sürdüğü milyonlarla insanlar, evet bu rüesay-ı hükümet sıfatlı bir hizib kalilin keyif ve tam'ı içindi fakat şimdiki kan, onun da, belki bütün o kanlı mazinin intikamını aldıkdan başka müstebidleri acz ve dehşet içinde bırakıyor. Rusya'da şimdi dökülen kan değil yalnız Rusya'da yaşayan, Rusya'ya hemcivar olan bütün milletlerin hürriyet ve sa'adet hali içündür. Rusya hükümeti bu kan selleri önünde hala hürriyet-i beşeri boğmaya, o mağrur olduğu Kazaklarıyla, toplarıyla, tüfenkleriyle mahv itmeğe son gayretiyle cehd ediyor fakat ne mümkün? Telgraflar, gazeteler her gün sade Rusya'da dökülen hürriyet kanıyla, Rus ahrarının bombalarıyla doludur. Şu manzara-ı ulviye karşısında bir de kendimizi, kendi efkar ve ahvalimizi, daha doğrusu kendi zilletimizi düşündükce insanın yaşamaktan istihya eyleyeceği geliyor. Biz de mazili bir milletiz. Bizim ecdadımızda tarihde şan ve şeref, asar-ı celadet bırakmış. Fakat acaba biz onların evladları denmeğe layık mıyız? Yoksa onların şan ve şerefine bir leke miyiz? Bizim de fırka-ı ahrarımız var. Bizim de anlı şanlı ölülerimiz, evliya-ı ahrarımız var. Bizim de vatanımızın