Birinci Sene İNGİLİZ KAHBELİĞİ Osmanlı gümrük resminin yüzde üç tezyidi içün Bab-ı Ali'nin süfera-yı mu'azzamaya verdiği nota üzerine, süfera-yı mu'azzamanın mezkur nota münderecatını kabul ve tasdik eylediği, ancak İngiltere Sefirinin yine tereddüd gösterdiği malumdur. İngiltere Sefiri bunun içün evvela birtakım metalib-i hususiyenin, mesela Aydın şimendiferi imtiyazının temdidini taleb etti. Bab-ı Ali buna da mümaşat etti. Bu mesele betti, İngiltere yine evelemeğe gevelemeğe başladı. Sefir Sir Okanır (Sir Nicholas O'Connor) cenabları bittekrar huzura çıktı. Yine eveledi geveledi. Avrupa'ya azimet etti. Şimdi İngiltere Sefareti'nin Osmanlı gümrük resmini tezyidi hakkında verdiği takrir-i cevab şudur: "İngiltere hükumeti Devlet-i Aliyye'nin gümrük resmini yüzde üç tezyidini kabul ve tasdik edecekdir. O şeraitle ki, eğer Devlet-i Aliyye Rumeli vilayet-i şahanesinde mesarif-i askeriyesini tenkis ederse?" Devlet-i Aliyye'nin Rumeli vilayat-ı selase-i şahanesinden mesarif-i askeriyesini tenkis etmesi demek, askerini azaltması, yani askerini Rumeli'den çıkarması demekdir. Rumeli vilayat-ı selasesinden, yani Makedonya'dan Osmanlı askerini çekmek demek ise, Osmanlı mühr-ü hükumetini ecanibe, yani ecnebi hükumet memurlarına teslim demekdir. İngiltere'nin adaveti, kahbeliği aşikar. Bab-ı Ali daha ne yapacak. Ecnebi zabitanı dendi, peki dedi. Murakabe-i maliye dendi, bunun için de bir hayli kıyamet kopdu. Ona da eyvallah dendi. Bunların hepsi hüsn-ü suretle, yani Avrupalıların arzusunca hal ve fasl edildi. Ama İngiltere'nin kuyruk acısı hala bitmedi. Bab-ı Ali Makedonya'ya ıslahat namına, gökten bir kitab-ı mukaddes inzal itse, ne İngiltere'nin kahbeliği ve ne de ecanibin hırs ve tamahı bir hadde erer. Hal böyle iken Bab-ı Ali'ye, dişi tırnağa takub yine dayanmaktan başka çare yokdur. Madem ki düvel-i saire-i mu'azzama alelhusus Almanya, Avusturya ve Macaristan hükumetleri Bab-ı Ali'nin bu hakkını kabul ve tasdik etmiştir. İngiltere'nin kahbeliğini kat'iyyen ihale-i sem'-i itibar itmemek, aynı şiddet ve sebat ile davranmak en son bir çare hükmündedir. Şu halde bu vaziyetde bundan gayri çare yokdur. --------oOo-------- RİCA-YI MAHSUSA Bulgaristan'da Müslümanlar içün gazete çıkarmak, ta'bir-i sahih ile vazife-i mukaddesesini hüsn-ü ifaya çalışabilmek suretiyle gazetecilik etmek hakiketen güç oldu. Çünkü ahali-yi İslamiyye arasında şiddetle hükmünü icra eden partizanlık gazetecileri de sersem ediyor. Bugün bakarsınız bir mektub gelir. Mektubun sahibi mazbut bir lisana malik. Mektubunda ya evkaf-ı İslamiyye veya müftülik hakkında veya buna müte'allik bir maddeye dair bir şikayetde bulunur. Şikayeti okursunuz, bakarsınız