[..] müktezasından idi. Bundan onbeş gün mukaddem Değirmendere karyesinde [..] bir bab vakıf degirmen konturat müddetinin hıtamına henüz altı ay var iken partizanlık kuvvetiyle evkaf-ı islamiyeyi çalub çırpmaktan başka bir emel beslemeyen ulema, imam kisveli vakıfharlar her nedense mezkur değirmeni müste'cir-i sabıkına üç sene müdetle ve aynı kira ile kontratı tecdid iderler. Halbuki mezkur değirmen bu sene müzayedeye vaz'ı edilse idi icarın tezyidine hazır bir çok talibler mevcud idi. Biz şu meselede dönen fırıldakların kaffesini biliyoruz. [..] ve ınayet-i samdani ile o imam kisveli partizanların rezalet ve denaetlerini teşhir eylediğimizde bu fırıldakları da bir bir meydana çıkaracağız. Şimdilik bu ve daha birkaç ihtilas meselesinden dolayı nuzzar efendilerin ve hükümet-i mahalliyenin nazar-ı dikkatini celb etmeği vezaif-i milliyeden bildik. Dünyada her şeyin bir haddi vardır. Hayasızlığın, alçaklığın,namussuzluğun da bir haddi vardır. Kendi milletinin hukukunu ezdirerek intifaa, para kazanmağa cehd eden insanlar bir zaman içün beş on kuruş kazansalar da buna mukabil ayaklar altına alınmış olan cevher-i namuslar daha geri kazanılmaz. Vakıa Allah'dan, peygamberden, vicdandan, namusdan haya etmeyen bir zümreye namus ve haya [..] mümkün değildir. Fakat bu herifler acaba bir daha huzur-u millete, insan yüzüne çıkmamağa yemin mi ettiler? Zaman aldanmaz. Hak nasıl olsa tecelliyab olur. O hacı ve hoca efendilerin ümmeti muhammed tarafından yüzlerine tükürüldüğü günü de görmekde gecikmeyiz. Fakat son nedamet faide vermeyecek. MEKTUBLAR Tutrakan'dan: 23 Temmuz Kasabamız müftü vekaletini işgal eden, bir cahilin irtikabından ba'zan da makheme-i şer'iyyede şamar ve dayak ile i'lamlar verüb almakda olduğunu yazmış ve yazmakdayım. Bu yazdıklarımızın ahalice pek büyük tesiri olduğunu, haftada bir yanıma gelen canı yanıkların adedi çoğaldığından her gelen canı yanık müslüman kardeşlerimiz müftümiz Acı efendinin irtikabından tekdirinden ve dayağından şikayet ediyorlar. Bunlar içinde yazacağımı va'd ettiğim Ahmedler, Salihler, Müssem mahallesi, kovancılar, [..], Tutrakan ve saire köylerde olan müslüman kardeşlerimizin şer-i şerifin ahkamına gayrı vakıf bir cahil tarafından uğradığı haksızlıkları ne içün şimdiye kadar gazeteye yazmadığıma merak idiyorlar ise de bundan böyle fırsat düştükce yazacağımı va'd eylerim. 4 Temmuz tarihinde Tutrakan'a tabi' Asvat köyü ahalisinden Tahir Hasan Hacı Ahmed oğlu namında birisi, mahkeme-i şer'iyyede olan bir davasını takip etmek hususunda kasabamıza gelüb mahkeme-i şer'iyyeye gider. Da'va hakkında Müfti Acı Efendinin, davacının tarafını iltizam ettiğini açukca söyleyince, merkum Tahir boynunu eğerek mahkemeden çıkar. Aradan yarım saat geçer geçmez tekrar Tahir'i mahkemenin hademesiyle davet ider. Gittiğinde yine o cevabı alır!! Buradaki oynanan dolaba merkum Tahir bir türlü vakıf olamaz. Biçare çocuk ne yapacağını şaşırır, gezinir, düşünür. Mahkemeyegettiğinde -davasının da nikah işinin hall olunduğu gibi olur ümitiyle- müftüye hitaben "Be efendi bundan iki ay evvel burada bana aid ittiğin nikah içün hükümete aid nakısa olarak benden otuz frank almış idiniz. Bu otuz frankın ilmuhaberini daha sizden almadım. Eğer hazır ise rica ederim köye gidiyorum veriniz." demesi üzerine, hemen müftü efendi yerinden kalkarak ağzından tükürüklerini saçarak,"Siktir buradan be edepsiz, sen bana kimin yanında para verdin be edepsiz" diyerek ite kaka Tahir'i mahkemeden dışarı çıkarır. Tahir'in bu tahkire uğradığını gören, Çerekes Salih Ağayı, ve otuz frangı verir iken Asvat köyü imamı Salih Hoca mahkemede olub bunları şahid yaz-