ve Alasonya Muharebeleri kahramanı meşhur Arnavud Receb Paşa idi. Receb Paşa zamanında Altıncı ordu kadar mükemmel bir ordu yok idi. Vaktaki Receb Paşa Bağdaddan çekilib Trablusgarb'a gönderildi. Orası da bozuldu. Şimdi ise vakı' mütehaddiseye nazaran Bağdadın ehemmiyeti askeriye ve siyasiyesi büyüdü. Yarın İran ihtilafı büyürken Bağdadın içinde müdhiş bir ateş-i ihtilalin parlayıvermesi ağleb ihtimalatdandır. Mesele mademki bu pereseye düşmüştür. İran ile muhasame de başlamıştır. Hükumet-i Seniyye şimdi var kuvveti pazuya verip Altıncı Orduya tagviye (?) vermeli. Gerek İran tarafından vuku' bulacak bir hücuma veya Bağdad dahilinden tehaddüs idecek ufak bir ihtilal emaresine karşı fevkal'ade ihtiyatlı ve kuvvetli bulunmalıdır. Yani demek istiyoruz ki şu cihetden vuku bulacak bir teaddiye karşı Asakir-i Osmaniye düşmanlarını birinci hamlede tepelemeli, ussatı yıldırmalıdır ki mesele bilahare büyümesin. Ve minellahi-t-tevfik. --------oOo-------- MEKTUBLAR Şumnu'dan: Rumeli İdaresine Edib Ruşen Zamir Efendim Evvelki hafta Şunmu İnas mekteb-i rüşdiyesi tevzi' mükafatı resminde talebatdan Irani Hacı Ağa kerimesi Melek Hanım tarafından okunmuş olan zirdeki nutuk cümle huzzari ağlatmış olduğuçün le'ibreti ceride-i feridelerinin bir köşesine dercini temenni iyleriz: [Efendi babalarımız, aziz kardaşlarımız! Böyle bir mürüvvetli günümüzde semere-i sa'y ve gayretimizi görmekemel-i maksadiyle olan teşrifiniz bizim içün unudulmaz bir sa'adettir. Efendiler! Böyle mukaddes bir günümüzün bir hatırası olmak üzere bu cariyelerinin bir kaç söz söylemesine müsaade-i müşfikanelerinin şayan görülmesini rica iderim. Ma'mafi masumane olduğu kadar biraz da acı olan sözlerimin hüsn-ü niyetime bağışlanmasını niyaz eylerim. Asrımız öyle bir cihan-ı ma'rifet ve medeniyyettir ki nur-u irfan ve faziletin bütün dünyayı tenver eylediği şu deverde bizlerin mektebden, ilimden, mearifden nasibimiz, yok denecek kadar azdır. Çünkü mearife, ilme lazım olduğu kadar rağbet itmiyoruz. Bu da cehaletimizden, ilmin kadrini bilmediğimizdendir. Efendi babalar! Bu havab-ı giran gafletden artık uyanmalıyız. Şu medresecikte, şu mektebde her sene yüzlerce hemşire, birader-i fezail-i ilmiye ile tenver-i zat ve sıfat etmiş olmalıyız. Bekay-ı milliyetimize çare-i yegane ancak budur. Mekteb, mekteb. mekteb!....] Şerhi in-i hicran in-i hun çeker (?) In-i zaman benzer ta vakt-ı diğer. (?) "Balkan" Melek hanımın ma'sumane olduğu kadar ulvi bir hakikat olan şu sözleri; umumumuz için bir ibret olmasını temenni iyleriz. ****** {{Silistre}'den: Muhterem efendim "Tuna"nın 247 numaralı nüshasında (Medrese ile imam boğaz boğaza) sernamesi altında Silisre'den gönderilen mektub sahibiyle hempaları tarafdarlık seyyiesiyle hakikat hali ketm etmek vadiyesine sapdıklarından vuku'u hali bitarafane beyan edeceğim: Haziranın onbirinci gecesi yatsı namazından sonra cemaat dağılmakta iken Müderris Hacı Salim Efendi Mahzarzade Mustafa Ağayı medrese dershanesinin salonuna çağırdığında aralarında zuhur eden yaygarayı anlamağa geden İmam Hacı Salih Efendiye karşı Salim Efendinin bir müderrise asla yakışmayacak şetum-u ğaliza ile saldırması üzerine vak'a meydan alır. İşte bu esnadadır ki müezzin [-sayfa bitti-]