21 Ağustos 1939 Pazartesi Mes'eleler Fransız Filozoflarından Alfred Foui lee'nin bazı * düşünceleri -£ Orta tedrisat program- ları hakkında Epeyce zaman evvel, Fransada İi-| se programları üzerinde çalışılırken bir anket açılarak bir çok mütefek- kirlerin reyleri alınmıştı. Bu maka- leler, bu soruya Fouillenin verdiğ cevaplardır. Bu filozofa göre orta tahsilin ga- yesi: talebede ahlâkı, karakteri ve timai hissiyatı yükseltmek olmallır. 'Tarih, edebiyat, ilimler; karakter, ahlâk ve çemiyetçiliği yükseltecek şekilde programlaştırılmalı ve metod laştırılmalıdır. Öğretmenler de bu prensibi tatbik edebilecek surette ye- tiştirilmelidir. Bu yazılarda (öz) budur ve bir| tnedhal ile beş makaledir: 1) Tarihçiler ve terbiye, 2) Edebiyatçılar ve terbiye, 3) Fenciler ve terbiye, 4) Tedrisatta hangi felsefi fikir- lerden ilham almalı? 5) Bütün muallimler için felsefi big bir terbiyenin zarureti.. [' —METHAL— * Ön dokuzuncu asır bir çok tenkit çiler gördü. Fakat bir (yaratıcı) gör- medi, Bu sebepledir ki on dokuzun- cu asıra (tenkit asrı) adı verilmesi ni teklif edenler bile oldu. On dokuzuntu asırda objektif ilimlerde pek büyük keşifler görü- Yoruz, Fakat mevzuu insan ve cemi- yet olan ilimler, hiç ilerlemedi. Çün- kü © asrın mütefekkirleri, insan ve Semiyeti hep tahlil ettiler; inşa ile uUğraşmadılar. © Filhakika, on dokuzuncu asrın ikinci mısfında Fransada (Renan) (i Coaslay e Dökde bti şe küru bir tarih ve iktitafçi- "ıta düşmüştü. Bundan başka devlet adamları da fikir adamlarından kor- kuyorlardı. İki yüksek zekâ olan (Renen) ile (Taine), büyük mese- ılerı ele alıp derinleştirecekleri yer- de tarih tahliline daldılar. - (Renan), Filozofi ve sosyoloji ye- Tine, Almanları taklit ile, tarih ve fi- loloji kritiklerini ikameye uğtaştı. akat menfi ve yıkıcı olan tenkit, her| teyi yıktı. Yerlerine hiçbir şey inşa) edemedi. On dokuzuncu asrın sonlarında ahlâkın inhilâlini gördü isek bunda Renen) 1n tenkitçiliğinin mühim tesiri olmuştur. (İnşa) ile uğraşacak Yerde yalnız yıkıcı tenkit ile uğraş- Mak gençliğin terbiyesi üzerinde de- Tin tesirler yaptı. Bu sebeple on do- Uzuncu asir fen ve edebiyatçıları, ahlâk ve içtimat terbiye işlerinde hiç İf şey yapamadılar. Daha fenası, nların tesiri ile programlar, bir çok defa, karmakarışık edildi. Ve hâlâ Tasyonel bir esasa bağlanamadı. Bütün itikadların yıkıldığı ve vic- lann (idare edici prensipler) den Mahrum kaldığı bir zamanda - ne kadar yüksek keşif ve icadları olsa »objektif fen ile, kritik ve filolo- İnin istilâsına uğramış bir edebiyat, " ıyc etme yani insanı ve cemiyeti Ha Yükseltme işinde kâfi gelebilir mi? h yır. Bu işte, (inşa) cı (yaratıcı), Üvvetli bir filozofinin pek mühim Tolü vardır. I TARİHÇİLER ve TERBİYE B Dera programında mihver, tarih F."ln. diye tarihçiler çok uğraştılar. d:'ı:ıı tarih, en yüksek verimini on Mzuncu asırda verdi. Bundan t“'ıki verimi, bir takım tâli teferrü- Ve tafsilâttan ibaret olacağa ben- vııı Yirminci asrın istikameti, ara- & taraması, tarihi etüdlerden ziya- * bosyoloji, fizik ve biyoloji sahala- " Olacaktır irminci asır: Olup bitenlerden *;-de kendisi (yapmak) ile uğraşa- * taktır. Gözlerini(geçmiş) ten zi- * (gelecek) e dikecektir. erbiye işlerinde tarihin — faydalı vorsak; çocukları, uzun hâdiseleri içinde bu- ““Acak yerde, tarihin ruh ve mana- RESARi e Rahmi Balaban Tn sını kavratmalıyız. (Taine) bana yazdığı bir mektup- Pie. «eğer vaktim olursa, (sanatta ideal) eserim gibi, (hayatta ideal) adında bir kitap yazarak bunda: Çin, Grek, Roma, ilk hıristiyanlık, Sen Lui zamanında Fransız, 1500 de İ- talyan, 1600 de İspanyol... uhlâkları- nı, tarih usulü ile, tahlil ederek ob- jektif bir ahlâk meydana getirece- .» diyor. Çindeki Budist ahlâkın 1500 deki İtalyan, 1600 deki İspanyol ahlâkla- rının yirminci asır hlâkını kuvvet- le yükselteceğini ben zannetmiyo - rum, Ben, (Taine) nin tarihe ait, kanaatinden ziyade, şu filozafik fik- rini beğeniyorum : «İlimlerin her birinin mevzuu, iyi seçilmiş bir avuç hâdiseden ibaret- tir> Hangi fikre dayanarak seçmeli? - Mühim olanları mı diyelim. - E- hemmiyet ölçi ne olacak?.. » Manidar- olanları mı diyelim. Manayı veren sizsiniz. (Taine) in tarihi — etüdleri, kıymetini çabucak kaybediyordu. Ancak tarihi eserle rinin şurasına burasına serpilmiş o- lan içtimat filozofiye ait nazari gö- rüşleri bir kıymete maliktir. (Renan) ın; tarih tenkit ve tahlil sonunda varmış olduğu yıkıcılık du- rumu hakkında, (İsanın hayatı) e- serini okumuş olan Alman filozofu (Niçe), ona: «İradesinden hasta o- mişti. Hilisü, ar dakmıstra sar; inge lecek. dsciler klivordu.. Fakat, yapan, ison yapan, mü- tebahharlık yapan; o suretle ki bun- larla umumi inhilâle sebep olmuş - lan büyük zekâlar gördü. Beklenen bu değildi. Beklenen, bunlar vasıta- siyle, yeniden yepyeni bir dün - ya, kuvvetli bir cemiyet inşa etmek- ne kadar, tarih, haddı za- tında nasıl olması lâzım ise bir türlü öyle olamamıştır. Bugün de tarih'ne bir objektif ilimdir, ne de hakiki bir terbiye vasıtası olabilmiştir. Tarihçi, hâdiseleri müşahede etmiyor. Vesi- kalarda görüyor. Bu vesikalar ne ta- mamen bitaraftır, ne de tamdır. Mü- verrih, en objektif sayılan (tek) bile olsa, hâdiseleri; kendi siyasi, dini, ekonomik, moral gözlüğü arkasın- dan görüyor. Hâdiseleri - biribirine bağlıyarak insanların biribirine olan tesirini gösterebilmek ise ayrıca müş küldür. Bir hâdiseyi gerek hikâye, gerek izah yollarından tarih henüz bir muhayyile ve fikir irişasından i- barettir. Tarih, hâdiselerden bahsediyor amma, fikirler arasında yuvarlan - re vukuf olmasına rağmen bunun kadar hâdiselerle doğrudan doğru- ya az münasebettar ilim yoktur. Ta- rihten daha (ideolojik) bir ilim ol- madığı iddia edilmektedir. (İlmi ekol) ün babası sayılan (Fustel de Conlanges), tarihi kanun| olamıyacağını söyler: «Tarih zamnan | zaman, hâdiselerin sebeblerini bula- bilir. Fakat hiç bir vakit bir kanun keşfedemez.> Gene bu ekolün bayraktarların - dan olan (Longlois) diyor ki: «Ta- rih, bir mahkeme olamadı. Galiba bir mektep de (yani terbiye vasıtası) olamıyacak. 1848 adamları, !enne. çocukça itimadları neticesi umdular ki; Tarih; insaniyete (olmuş olan) şeylerin sebeplerini öğretirse istik- h bal emniyet altına alınmış olur. Bu- nun on dokuzuncu asrın bir hayali oldufıu anlaşıldı. Tarihin adaleti, her şeyi meydana çıkaracağı iddiasının boş olduğu, bir çok — misallerle — anlaşılmadı mı? Tarihin sinesinde nice adaletsizlikler saklı ki, hiç dışına sızmıyarak öyle gömülü — kalmıstır. Aksine olarak — Devamı 8 inci sahifede — lan zavallı Fransanın mümessili» de-| maktadır. Tarihin gayesi, hâdisele-İyon (ANADOLU) Bir geziden notlar: Kemalpaşa, sakin bir ha- yat arayanların yeridir Son dolu âfetinin zarariarı - Kemalpaşanın su ve elektrik r: ihtiyacı " Gürültülü bir otobüs yolculuğu Otobüs, dar ve kıvrımlı b çıkınca, önümüze rengâre! alısmın ser'ldiğini şil, yüksek da buğdayı 1 toprak - ok yerler'nden makasla Ve ye-| ir S- zannettim. larını, bir kesen her nevi meyva ağacı. $ yeşillik. , k küçük tepelerden | e uzanmış şadirvan nin eteğine cık, bende şirin © tibatnı biraktı. Buranamnı, daha evvelden KKĞAŞIM, TADIRLIN, esıvnmı» ar- er-| jdgı i|vaz. sözünü kest — Dur, ded raz da tabiati en su şırıltısı, ağaç hi- şırtısı (.uuıuxor i, belediye binasının çesidir, Genç ve sempatik Belediye relel Bay Ahmed Erzinin, ne derece ince bir zevk sahibi old ınııı sadece bu- rasını görmekle anlamak mümkln. Nefis tabiat dekoru içinde yavaş ilerliyerek. Kemalpaşa gâne İlk okulu önüne g bir gülümseme ile bizi mediğiniz Öyle zannediyorum Evvelâ, dalları bir- prakları mü dıyan bir ağaç deni: arkasında tu yükselen dağ çenberinin bu yeşll dekorun bek göçemencik gür, durmadan Okulun, eteğinde 1 âdeta şiir- ıinda oturürken, imüze iİlçebay rketmiş olacak ki derhal yolunu değiştirerek yanımıza geldi. Bugün, İzmir meb'usları bekleni- yormuş. Halkın ceklermiş. İlçebay Muhiddin Önen: — Güzel, € rına dileklerini ' dir kem g maruzdür a zlerin diyor; bir dar ipe sapa gel sı_ı!—:n'r ki... İşte; bizi: bamız da böyle, man, kendisini ve; sanlardan k en büyük £ mez. Bu len kazay okumu: mez n şirin han Zâr elerde <bol mahsul alına ğazdan | viz |me Ve birden lıııe y Yi gibi duran |3 yin bir rüz -|y büyüklüğünd dimizle be lo ancak Mahsulü tamamen köyler var mı? E vet: «İmiş, Çambel kö karı Kızılcada z hde 96 40, Kemal dir. Ul mum d tardı mü toprak insanları DEİ DAĞTACIKINYI 1ÇN u bahis değ ve yi te d ,|mektedir in (l Vergi fı hususu da gözönünde Do e h er'nin af- utulmuştur. Öğle für püfür eser Muhiddin Oııı med B Limoncuoğl: mış parmak lem tuttuğu mil oldu; den sonra, Bele bahçesin Belediye re'si Ah- başkamı Ahmed akta nasırlaş- yni kuvvette ka- m çiftçi C eket mevzüla- Döne dola- biri| A paz efendiler bir yanlı Faka ba hakkında| liş fusu 263 Halk, umumiyetle top htiyaçları ; faka unun elektrik ekted henüz çin ç bütün tas h, Belediyeler b miz istikraz ne pek yakında cağız. Dolu bir çok işle vurdü. nize sekte Kemalpaşada spor ve avcılar ku- lübil: sine, temsil kolunun, te- şekkülüne önayak olan ve mektep| , zamamnı 50 fakir çocuğa öğle yemeği verilmesini temin eden okulda bi tök tesisat y bulunan genç ve nuru Necati İlter karıştı: Dolunun en büyük zararı köy- oldu; ikinci bi Muallim maaş alamiyorlar lüye yük lüimlere ler, iki aydır Kem lnı< dan ayrilirken gi mak üzere idi n dizdize Türgüutlu otobüslerinden ş 1 alletmeğe çalışa- zararı da| ner arkadaşlı — Gehe büyük bir yı ukla müc. kımdan bütün sinema 7( edilmektedir. 6 bin sene Liverpol üiversi: İsadan 3600 yıl balmağlu, Bu b rin melhalinde edilmiş du hrin h: ya gidip oradak (SAHİFE 7) 'Manisa'da üzüm bayramı Bayram bugün başlıyor Yağmur Saruhanlı bağlarıhda zarar yaptı (Hususi) — 21 Ağustç m anis. nisanın Üz ram bu yıl emsal yir şekilde kul Her köylü bay olunacaktır. ama ge beş kilo kur onar kiloda. olmamak üzore yaş üz! zümler bir seçilerek, birinci , i üçüncüye vali Faik Törel ta tince Her köy arabalarını süsliyecekler rak edeceklerdir im, üzüm komites göstermektedir. İnhi inderdiğim tertip heyetini (*aracaktır. Hal |ram — münaseh erek besmele hifede EsLımo.ar için Cehennem! n di k erlileri İsa: ye çalışan pâ- şlık hennemin sıcağın- at bakmı pmış bilmiş. Diğer misyos arın bütün hay n güzel bir dolayısiyle meydana kos apkalara da hükim ol lara uymalıdır. n moda rekabetinin moda. eserleri © ıld moda bilâkis hı xıldı;înr du modayı taklid de. akta, muhi !lvn'dc yevmiye 10, (")0 şapk İsad modeli evvel müstahkem şehir! t Mersin ciyannda er-altın afında ok dar pencereler ve mazg: addür. da toparlak birço uştur ki, bün Jünm harabesi da arab lere aid kalenin e meydana çıkarılmış Lverpol ünivers araşt M alara deva: r hükümdarlığınd. nu söyliyerek Ta, ni ilk ldu- önceye ald ilar yazmaktadırlar. n birkaç 00 yıl