19 Ağustos 1989 Cumartesi Tü Dodt ve kardeş Mısır kralı Faruk * İtalyanca Le Stampa varakpa resinin uydurma — neşriyatı Türklerin cenuba tekrar avdet et- Mek hususundaki programları (!), Ârap âleminde telâş uyandırmaktan Reri kalmadı Sancağın ilhakı hakkındaki ân- laşma he azalanmadan — bil lica Türk — gazetelerinden biri, *Hataydan ayrılan — Halep ahalisi, iktısadt bir inkıraza doğru gidiyör> İYe yazmıştı. Diğer bir gazetede, *Kğer Süveyş kanalını müdafaa et Zibi bir vaziyet Hasıl olursa, Türkiye bunu kendi topraklarını mü faa eder gibbi tiy.> Miştir. nin tasavvurları: Verfiran mazetelrt Tüzkiyeninilüş H. Şimdilik İekenderun olmuş bit- Miş bir hâdisedir. Fakat yarın, sıra, ilhak veya himaye suretiyle Halep, Tubtakası ve bunu müteakib, petrol '—'İh:tînden zengin olan yüksek Ce- ire havalisine gelecektir. T Ürkiye, Suriye üzerinde bir Ürk mandası teessüsü etmek ihti- İNi tasavvur etmiş bile bulunmak dir. Şunu da söylemeli ki, Türk- in bu emelleri, Suriye ittihadını | Tansız tasavvurlarından kurtarmak Kin Türklerin himayesini kabul et- Meyi münasip gören bazı Suriye me- bafilikin beyanları tarafından teş- Börmektedir. Türkiye her ne olur: W olsun, nüfuzunun Arap mömle- *'Geıinde geniş mikyasta tevestüi Köesini arzu etmektedir. O derece ra hükümetinin yüksek re- Müracaat edilmeden yakın şark. hiç bir hâdise vuku bulmamalıdir, ğ Demek oluyor ki, Arapların kur- İmak için o kadar çalıştıkları Türk- * tekrar buralara avdet etmek üze- İNit İlk kurbanları teşkil edecek &_Suriye ve İrakta, Arap âlemi Züuu’de hâkimiyet tesisi bakımın- gqu;tmeiik bir ehemmiyeti haiz| an Filistinde, Türk askerleri- ç leri N 'H—"i müdhiş katliamlara sahne h’":ıı olan (tarihten utanmıyan in, paçavrası, bunun böyle-de-i *“aksine olduğunu da bilir.) Ye- K e Orta Arabistanda ve Mekke: w:"ıaıır tarihi Türklere karşı mü- & e ve isyanlarla dolu olan Misir- kh:hlike işareti (2!) verilmiş bu- Kıühadır. Millt vahdet fikrinin! tüşdilerinde uyanmış - olduğu bu- (R tü Araplar geçen asırların inşan- ».lhl*tüslıudiı. Bugünkü Araplara lit herhangi bir Türk hâkimiyeti alini reddettikten başka (ki| %ı_tmiııuud alâkadarları bu bu- eli ikaz etmiştir. Bir Arap impara- !.,kğund.n bile bahsetmektedirler) “Yenin nüfuzunu cenuba doğru Avrupalı' rkiy (ANADOLU) İtalyanlar bilmelidirler ki, bu kundak nafiledir, müfsitler aramızı bozamıyacaklardır! enin istilâ tasavvuru efsaneleri | Bi Müstakbel bir zaferde On iki adanın büyük bir kısmı, bize veri- lecekmiş.. İşte bir yığın saçmanın tek doğru olan noktası Trablusgarpta Arapları ezen, Arnavudlukta Müslümanları kesen Karagömlekliler tarihi hakikatleri bir kanaatla yapa- değiştiri " o Ka | Mısırda Hecin kuvvet leri ve tanklar... nın tazyik görenle olan bütün düş- manlığiyle birbirlerine - daima düş- man bulunmuşlardır. Bu iki ırk ara- sında, beş asırlık Köleliğin, mücade- lenin ve katliamın: (1) kazdığı bir nefret uçürumu vardir. Arap mille- tinin işkence görmüş —vücudunda, Türk gardiyanlarının kırbaç darbe- lerinden mütevallid ıstırap henüz. daha canlı bulunmaktadır. (Anadolu — Birüz daha gayret!. Alçakça, bayağıca yalancılığın ve- korları ancak böyle kırılır.) Köleliğin nihayetsiz azapları he- nüz unutulmamış iken onlar niçin Türklerin avdet ihtimalini gösteren işaretlerden telâşa düşüp lâzım gele- ni yapmak istemesinler. <Mısır ta- rihinde Türk hâkimiyetini anlatan sahifeler kadar matemengiz sahifeler mevcud değildir. Halbuki Türkler yeniden Arap topraklarına hâkim ol- mayı tasavvur ediyorlar.» Diyen ve| Kahire hükümetini kendini müdafaa etmek ve Türkiyenin hegemonya ta- savvurlarına mâni olmak için ikaz eden «Mısır gençliği» isimli gazete- dir. Süveyş kanalının ötesinde atu- ranlar ise buna, <Kırbaç rejimine avdet etmektense ölmeyi tercih ede- viz - Diya cavap veriyodar dir€ bir faraziye -olarak, Türkiyenin” eğer umumi bir harp neticesinde ortadan kalkıp devlet olmaktan, yani rakip elmaktan çıkmadığı takdi Ya- kın Şarkta yeniden, vahim bir Türk - Arap rekabetinin zuhur edeceği bir Sük albinlen salüşilmaktadırı (Anadolu — Bu bir faraziyedir. Fakat bir hakikat olarak ortadan kalkması ihtimali çok olan bir devlet yarsa, o da İtalyadır.) Türkler ve Araplar, şimdilik bazı almakta ve bu an? dostluğa Arapları da iltihak ettirmiye çalışmaktadırlar. Bu ise mihver aleyhine Akdenizde bir dörtler veya beşler - istinadgâhı tesis etmek teşebbüsünü teşkil etmek tedir. İngilizler, diplomatları ve ajan- ları vasıtasiyle durmadan çalışmak- ta, tabil esaslara istinad etmiyen bir sun't Arap - Türk dostluğu tesis et- miye ve Türkiye ve Mısırı kolkola verdirmiye gayret etmektedirler. Ve bu suretle Türklere müstakbel bir harpte muzafferiyet ihraz edildiği takdirde Oniki adanın büyük bir kısmını ve Mısırlılara da, daima İn- giliz emperyalizminin - menfaatine olmak üzere garbi kısmın emniyeti demek olan Tobruku vaad etmekte- dirler, (Anadolu — Ona hiç şüphe edil- memelidir. Oniki adaların büyük bir kısmını, İtalya bayrağından kurtara- bağiz.) Bizim reyimize kalırsa, Türkiye ile Mısır, Toroslar ile Süveyş kanalı arasındaki memleketler üzerinde nü- huz dairelerini genişletmek tesebbüs- leri neticesinde bir gün behemehal karşılaşacaklardır. (12) Bügün Kahire gazeteleri, «Eğer bir harp çıkarsa Türk kuvvetlerinin Mısır topraklarına dost sifatiyle ge- leceklerini yazabilirler, yalnız, eğer hakikaten böyle birşey vuku bulur- sa, bir kere Mısıra avdet etmiş olan ve nefret edilen Türklerin, sonra bu- radan çıkıp gideceklerini kim temin eder? (Anadolu — Biz temin ederiz.) Misir ahal | ve Süveye ka- nalının sahillerini, İngilizlerin düş- manlariyle mücadele edecek Türk as- kerleri tarafından çiğnendiğine şa- etmek cemeli bile, ; ilik baz j Ve protektora sahibi devlet-| harict âmiller tahtında yekdiğerleri-|hid olmak zilletini mi görecek? Fa- Ziyade Arapların maliyet his-İne yaklaşmış olmalarına rağmen,|kat Mısırın bütün millt tarihi evvelâ Ve istiklâlleri: lik olmak hu-|gerek coğrafi vaziyet ve gerek ırkt| Türkiye ve saniyen İngilterenin aley B li azimleri gibi cidat va ahi İsebeblerden “dolayı birbirlecinden) hine değil midir? Bugünlerde Anka- &_ Mânialarla karşılaşacağına şüp- O ğektur. B Olarca' devam eden kin? nefret etmektedirler. Ayni zamanda|ra gazeteleri kanalın mü&afıaıımniiıru hayvanlaşmış bir ııhldg yaşa-| bugün İngilizlerle Türkler birbirleri-| herşeyden evvel bilhassa Türkiyeye masından ve hattâ elân kendini bu Aralarınalait olduğu tezini ileri sürmüşlerdir. |halden tamamiyle kurtaramamasın- g ve Araplar, tazyik yapa-! Suriyesiyle beraber Fransızları dal — (Anadolu — Yalan, böyle bir-|dan ileri gelmektedir. kucaklamaktadırlar. ni Hicaz kralı İbni suud ve çocukları.. İşey yoktur.) Ve bu gayeyi istihdaf ederek Si nada Mısırı Filistine binaenaleyh Su riyeye ve Türkiyeye birleştirecek ÇalişıKAkadIr BYEEP taratan Vei ve Basra körfezi yolu da yapılmak- tadır ve bu da Hindistan yoludur. Hindistana, Avusturalyaya ka- dar uzanan İngiliz imparatorluğunu Misir hudüdlarında ilk işaret üzeri- ne müdafaaya koşacak olan Türkler ve Hindlilerdir. Büyük harp Mısır Hariciye nazırının Ankara- yı ziyareti münasebetiyle her iki dev letin hariciye vekilleri arasında tea- ti edilen dostluk sözleri tarihi haki- katler karşısında salâbetlerinden kay betmektedirler. Her iki- Nazır iki devlet arasındaki «tariht dostluğu> tebarüz ettirmişlerdir. Halbuki ta- rihin söylediği büsbütün başkadır. Tarih bize, Selimin Mısırı fethettiği tarihten, 1517 den 1800 e kadar Mı- sırlıların, şarktan gelen efendilerin emri tahtında dehşetli bir kölelik devrini, kırbaç kanununun, fenalık- ların en hafifini teşkil ettiği bir reji- mi yaşadıklarını sövler. (Anadolu — Hayır, aksini söy- ler. Türkiye de Mısırın müstakil ve mesud bir devlet halinde yaşamasını bütün samimiyetiyle ister ve istiye- cektir. Fakat Türklerin Mısırda bu- lundukları tarihlerde oraya götürü- len, şefkat, adalet, din ve fazilet ol- muştur. Bunu kara gömlekli bir h- ristiyandan ziyade bizler ve Araplar| biliriz.) Mışır kendini Türklerden, şimdi- ki sülâlenin bânisi büyük Mehmed Ali halifeye isyan edip Türk asker güruhunu müteaddid defalar hezi- mete uğratarak Suriyeyi fethettiği ve bir Mısır imparatorluğu ve halife- liği tesis hülyasını tabakkuk ettir- mek üzere İstanbul yolu üzerine atıl- dığı zaman kurtarabilmiştir. O tafih- ten itibaren de Mısırın milli inki: Babiâlinin naminal bir hâkimiyet dia etmesine rağmen, gerek Hidiv ve gerek ahalisi tarafından Türklerin aleyhine müteveccih oldu. Türk kırbacı altında, fellâhlar, evvelce bi- rer hidematı şakka mahkömu gibi yaşamakta idiler. Bugün dahi Mısır milletinin zayıf olması, Fellâhın asır- Suriyede de, bilhassa kültürün emin etmesi neticesinde meydana şıkabilen milliyetçiliği, geçen asır! zarfında Türk zaptiye rejimini kat- dabeadümiye müvaHlak slmayaa Hakiki Arabistan daima Türk hâki- miyetine isyan etmiştir. Bundan do- layı harbi umumt? — zuhur ettiği za- manda Araplar Türklerin aleyhine dönmekte tereddüd etmediler, Arap- ların Türklere karşı besledikleri kin © derecede idi ki, halifenin cihad ilân etmesine rağmen, Arap cemaati bu- na tamamiyle lâkayd kalmıştır. Di- ğer taraftan, Mekke Şerifi Hüseyin de kendi hesabına olarak, Sultanın aleyhine hareket etmiye karar ver- miş bulunuyordu. Açıkça faaliyete girişmekte gecikmesi de, İngilizlere| bazı temin edeceği yardım mukabilinde azami ivaz elde etmek arzusundan ileri geliyordu. Maverayı Erdün Hicaz ve Suriye sahrasındaki bede- vilerin isyanı, had bir devreye var- mış olan tarihi bir davanın tabil neti- cesini teşkil etmekte idi. Abdülha- mit bunu çoktan anlamış bulunu- yordu ve bunun içindir ki can çeki- şen Osmanlı imparatorluğunun as- keri politikası yerine Pan islâmiz. min, bütün müslümanların tesanü- dünün ve ittihadının manevi bağını ikame etmiye çalışmıştı. (Anadolu — Bunlar, hep gelmiş, geçmiş hâdiselerdir. Eğer eski hâdi- selerin hakiki sebeblerini ve illetle- rini gizliyerek, ayni zamanda vekar yi uydurarak, islâm Türklarla ğ bistan arasında hayatf ve zaruri se-| beblerle doğan anlaşma ve yaklaşma | (SAHİFE $ te istiklâllerine kavuşacakları vi mükabil İngilterenin yanında alarak mücadeleye giriştiler. Ha ki İngilterenin ihaneti daha dih tatihi olduğu gibi bugünün de ! hini teşkil etmektedir. Kendilej vadedilen bu istiklâl için Araj elân mücadele etmektedirler. Ezi içinde bulunan Filistin bunun al el bir misalidir. Fakat harp biti Araplar Türk tehlikesinin ebedi ortadan kalktığına kani oldular, bilhassa yeni Türkiyenin bânisüi Sultanların ayak altında çiğner prestijine, lâyik bir milletin Et ırk mefhumlarını ikame etmiş olı # bu kanaati takviye ediyordu. P buki Türkiye cumhuriyeti, yirmi nelik bir dahilt kalkınmadan sor hududlarının haricine bakmıya beynelmilel vaziyetin müsaid bulı masından istifade ederek büyük! bayallerine dalmaktadır. Şimdi Türkiye en büyük isl devleti ve bütün müslümanla hatta Balkanlarda yaşamakta ol ların da hamisi olmak ve bütün A: memleketlerin üzerinde nüfuzu hişsettirmek gayesindedir. Diğer raftan Mısır da en büyük islâm d. leti olmayı tasavvur etmekte Türkiye, halifeliğin bir Arap me leketinde yeniden teessüs edilmes istemiyerek büyük bir hassasiye muhalefet etmesi boşuna değildir (Anadolu — Zavallı Stampı Neler oluyormuş da haberimiz ye muş. Türkiye, halifelik meselesi kat'iyyen alâkadar değildir ve olr yacaktır-da.) Çünkü bir halifenin, bilhassa mr liyet hislerinin uyanması neticesin müslümanlığın dini ve manevi ku vetlerinin yeniden itibarda bulunr ya başladığı Yakın Şarkta gayri | bili içtinab bir cazibe kuvveti teş edeceğini bilmektedir. İşte Kahire sokaklarında «Ye şasın halife Faruk» diye bağıran N sırlı talebelerin bu alkışlanmaları her defa gerek Ankara ve gerek K tantinopl'da fazla seri ve hassas | asabiyetle cevap verilmesi ve hidd izhar edilmesi bundan ileri gelme tedir. Anadolu — Böyle bir sadakı He zaman ve kim — izhar etmişi Stampa paçavrası bunu da söyliyel lir mi acaba?) O derecede ki genç Mısır bükü: darının geçen şubat ayı zarfında hirenin bir camiinde halifeliğe namzed daha gösteren jestini mül akip Türkiyeden, Hariciye Vekili: ağziyle verilen resmi bir cevap ademi rıza ve hatta tehdid sesi yü seldi. (Anadolu — Hayır, öyle bir ses değildi.) Mısır, İngiliz dostluğu nâmı şeyleri unutabilir. Fakat A: bistanın hükümdarı, Arap memi ketlerinin en uzlaşmaz kralı bu şej leri unutmaz. İbnissuüd Arap m faatlerinin müdafii olduğunu beyı ve bu şekilde hareket etmektedir. kenderüun Sancağının itiraz etmiş ve Filistin musevilerin ve siyonist İngiliz politikasını ta bih etmiş ve Akaba ile Maan h: kındaki metalebattan hiç bir zama feragat etmemiştir. Kendine het hudud olan memleketlerin, Arap kukunu kâfi derecede müdafaa & miyen bir politika takip ettikleri: den dolayı takbih etmiş Necidin Hicazın şimalinde İngiliz - Frans mahiyette tertibat almak istiyeni Arap dahi olsa tehdid etmiştir. Binaenaleyh Türklerin avdet el meleri jhtimali karşısında Araplar bu seş verilmesi; i | müdafaası iyi ellerde bulunmaktadı ve islâm Arap milletine, onun hak, milliyet ve istiklâl aşkına karşı taşı- dığı hürmet ve takdiri pek &lâ bili. yorlar.) İngilterenin ihaneti: Binacnaleyh Araplar kat'i suret- | TÜRKİYE —S MÜMESSİLİ: K.A.MÜLLER veŞ#! İSTANBUL -GALATA , Minerva Han” P.K.1090 - TeL. 40090 Bu, bir buçuk asırdanberi Türkle sıkı surette mücadele etmiş olan b ailenin ahfadından, Arabistanın e vakur hükümdarı tarafından derul de edilmiştir. AVRUPANIN en MÜHİM İKTİSADİ ve SANAİ SERGİLERİNDEN DİR y