Akşamları meyhaneye uğrayıp içmek itiyadındadır. Lâkin — inti- zamı da © kadar sever ki, bir sa- atten fazla meyhanede kaldığı gö- rülmemiştir. Karısı da bu sebeble onun içmesine kızmaz, her akşam ayni saatte eve döndüğüne memnun- dur. Fakat, geçen gün bi Akşam üstü eve mutad vaktinden iki saat geç döndü. "mutad yalpa vuruyor, sokakta gelirken de «bu kaldırım senin, bu kaldırım benim» usulü ile yürüyordu. Evde karısı me- rakla sordu: — Nerede kaldın ayol? — Geç kaldım, yol uzak. — Her zaman nasıl geliyordun?. — Yolu genişlettiklerini unut- tün mu karıcığım ). Sigorta Sigorta şirketinin memuru: — İşte bayan, dedi, poliçeniz hazır, bir imza etmeniz kaldı. — Hay hayl.. Kadın poliçeyi imzaladı. Memur bu sefer de: — Şimdi, dedi, ilk taksit olarak virmi beş lira vereceksiniz. Kadın cevap verdi: — Ne lüzumu var! Evim yandı- ğı zaman bana vereceğiniz paradan bu yirmi beş liyayı kesersiniz olur, bitar ——— 100x»> Da'gınlık Genç kız kızardı, bozardı ve: — Beni, dedi, hayatımdıa ilk de- fa olarak şimdi sen öptün! Erkek itiraz etti: — Yapma canım! Bunu bana bir ay evvel bir kere daha söylemiş- tin? Genç kız şaştı: — Ayl O adam sen miydin? — Bana çok yüksek geliyorda, bü- yük baba yadigârı olduğu için de kes tirmeğe kıyamadım. Düşürülen para Selim sınıfa geç kalmıştı. Mual- lim azarladı: — Nerede kaldın?. Geç kalışına nasıl bir mazeret göstereceksin.. Çocuk cezalandırılmak korkusu ile heyecanla anlattı: — Mektebe gelirken bir adamın beş liralık düşürdüğü bir sokakta kalabalık toplanmıştı. Bunu bulma- ğa çalışanların oradan uzaklaşması için beklemeğe mecbur kaldım. — Neden? Beklemeğe niçin mec- burdun!. — Çünkü beş İiralığın üstüne basmıştım!. ecekkrrr Evvelâ iş Fabrikatör, karisinin cenaze me- yasiminde pek müteeasirdi. Mezar hazırlandı, ceset konulacağı sırada Vabrikanın işbaşı düdüğü işitildi. Fabrikatör hemen gözyaşlarını|de kapıdan ayrılmıyarak para da is- sildi ve mezarlıktan gitmeğe davran- |temiyen dilenciye, kızdı: dı. Bir arkadaşı onu kolundan tut- tu: — Nereye gidiyorsun? Karının cesedi toprağa konulmadan gitmek | yerek: olur mu? — Ne yapayım birader? Fabrika|ben. Dün bana kapıdan çabuk git işittin değil|memi, yoksa karısını ğ nın işbaşı düdüğünü mi? Ben iş adamıyım, benim için ev-| velâ iş gelir, sonra zevk! (ANADOLU) Affedersiniz, köyde acaba gözlük çü var mı, gözlüğüm kırıldı. — İngiliz karikatürü — ssekirkıs Yazık Küçük Turan manasını pek te bil- mediği kelimeler öğreni bunları arkadaşlarına, hatta büyüklerine Koca Gazetenin ilân işleri bürosuna müracaat eden kadın: * — Elinden her iş gelen bir adam YILDI 20 TEMMUZ 1939 FPerşenihe arıyorum.. Dedi. Gazetenize ilân ve receğim.. Bahçe tanzimini ve çiçek yetiştirmesini, çocuklara nezaret et- mesini, çarşıdan — öteberi almasını, İ bulaşık yıkamasını bilen bi mal.. İlân memuru itiraz etti: — Affedersiniz, dedi, gazeteye ol- karşı kullanmağa başlamıştı. Kız- dıkça annesine, deve, domuz dediği rile oluyordu. * Büyük annesi bir gün ona, için- de renkli hayvan resimleri olan bir albümü gösteriyordu : — Bak kızım, dedi, sırtında — iki tane kamburu olan şu hayvana deve Görüşmek için neler yapmalısınız? Aşağıdaki tavsiyeleri okuyunuz. Hepsi- derler. Turan itiraz etti: — Büyük anneciğim, ne diye o za- valh hayvana deve diyorsun?. Ne fe- izdivaç talebine dair ilân konulması kanunen yasaktır. ccx23a Kadın Adam, sabahleyin uyandı, ya- takta bir cığara yaktı ve hentiz uym- nan karısına: — Bu gece rüyamda milyoner olduğumu gördüm. Dedi, Karısı sordu: — Bana neler aldın rüyanda? nalık yaptı ki?, kxcoaasa— —— —gor İrende İstasyonda trenden inmişti. Dönüş- te yataklı vagzon kompartimanımı bu- lamıyordu. Müracaat ettiği kondok- tör: hatırla- miyor müsünüz? Diye sordu.. — Yerinizin numarasını — Maalesef hay — Bu fena.. Nerede olduğunuzu hatırlıyamaz mısınız? — Hatırlarım tabil... Bulunduğum kompartimanın peneeresinden — çok| güzel bir göl manzarası göründüğü-| ne dikkat etmiştim. accar——— — Ne yapıyorsun? — Patetlerin arasında et bulabi- lir miyim diye bakıyorum, — İtalyan karikatürü — Dedikodu Melike, arkadaşını, Beyoğlu cad - desinde görünce hatırını sorduktan sonra bir sırasını getirdi: — Beni bilirsin kardeşim, dediko- | İşt nin zayıf taraflarını öğreneceksiniz Erkekler, ekseriya kadınların si - nema aktörlerine âşık oluşlariyle a- ederler. Fakat erkekler arasında da kadın yıldızlara âşık olanlar yok mudur? Hangi erkek bir kadın yı- bir kaç düşüp te bunl her halde seli bo; Şayet Paulette şırsamız, ona eko bahsediniz. Bu ar' kından İrene Di soğuk ve ki gör siz de dikkat etmişs S1 hayatında da h şuna gitmek isti linden bahset a Clatüdette Colberte, hattâ hayran- hık dolu bir lisanla dahi olsa, elma cık kemiklerinin çıkık olduğundan bahae: halde kızacaktır. man bu mevzu - dan bahsetmekten sakınınız. Marlene Dietrichi gördüğünüz za- man ne yapacağınızı tavsiyeye bil - mem hacet var mı? Bacaklarının gi zelliğine hayran olduğunuzu söyler- dir. e beyaz perdede biraz nür, Bıma elbet nizdir. O, husu- edir. Fakat ho - nız, ona bü ha- Ona rastladığınız dudan hiç hoşlanmam. Dün akşam Ferideler bize gelmişlerdi; bir de- dikodu, bir dedikodu ki sorma.. A- man ne dedikoducu, ne kednilerini beğenmiş şeyler! Kendileri bir ma- tah olsalar neyse... Kocası sümsü- kün birisi, Feride dersen sürtül Kendi haline bakmıyor da üstelik ötekini, berikini çekiştiryor, Geçen gün ne olmuş biliyor musun? Hani dedikodu diye değil, bilirsin ki ben dedikoduyu sevmem, Raifelerin.. ecekko Röntgen mütehassısı (muayene et- iği yankesiciye) — Ay, bu benim I Karı koca En müşkülü Kadın bir dilim ekmek aldığı hal- Kadın — Ah bu erkekler! Onları ele geçirmek için ne yapmalı? Erkek — Ah bü kadınlar! Onları ele geçirdikten sonra muhafaza et- mek jiçin ne yapmalı? ——— 's1113sssss —— Ingiliz fıkrası Kadın — Hayatta çok söyleyen ka- dınlar muvaffak olur değil mi? — Haydi artık git. Yoksa koça- mı çağırırım.. * Dilenci evvelâ irkildi, gülümsi- — Kocanız mı? Önu tanıyorum çağıracağını söyliyen ufak tefek değil mi koca- niz). dr? seniz, olur biter., Carole Lombarda sakın kadın ga- zeteci veya muharrirlerden bahset- meyiniz. Çünkü o bunları ebir alay ZüpPe> telâkki eder ve yanında lâf- HUA BAR * Vilyam Povel aylardanberi teb- dilhava maksadiyle Lak Arrov! oturuyordu. Bu hava tebdilinde hiç ir iatifade temin edemiyen yıldız Holivuta dönmüştür. * Klark Gebi «Roma yolu» is- minde tarihi bir film çevirmeğe baş- hyacak ve bu filmde Anibal rolünü oynıyacaktır.. Mirna Loy bu filmde Roma konsülünün karısı rolünü ya- pacaktır. Fakat bu filmin çevrilme- sine ancak kışa doğrü başlanacak- tır. Çünkü Mirna Loy «Saadet Gece- &i> filmini — bitirdikten sonra tatil müddetjni geçirmek üzere gitmiştir. z,|betmiyeceğinize emin ola de | ları edildiğini bile istomez. Heyd Lamarra, vaktiyle Çekos!o- vakyada çevirdiği ve içinde çıplak olarak gördüğü filmden bahsedersi - niz çok sevinecektir. Yalnız bunu ya- dle yapınız. Çünkü artistin mu- lduğu ta: edil. - kış sporlarından an!lamıyorsa- niz Sonja Henienin — alâkasını © irsiniz. Beyaz perdenin en büyük — kadın omiklerinden Gracle AlL stüdyo dışında ciddi şeylerden bahsetmeğ Hoşuna gitmek için zevzeklik sever. b zb zbür: Katharine Hepburnu eğlendirme- nkü o ancak eyli yerinde olduğu zaman güler. Fakat keyfinin yerinde olduğu za - manlar pek nadirdir. jean Arthurdan, Kocasının yan'n- şarkı söylemesini iste! niz. Bu artistin seal de kendisi gibi güzel ol- makla beraber, kocası onun sesini be- Yenmemektedir. Bir karıkoca kavga- sına sebeb olmayı siz de istemezsi - ni lsyla mıştır. itibarl niz tabil.. Constance Bennetle huysuz ve ak- &i olduğunu söylemeyiniz. O bunun eksini isbat için sizinle bir güzel kav- ga edecek, kendisine iftira edildiğ; ni ileri sürerek hakkmdaki bütün sözleri şiddetle red ve inkür edecek- tir. Bu tavsiyeleri öğrendiklen sonra muvaffakiyetten emin vudun yolunu tutabilirsir K E ÇA ve Roma yoluna daha sonra başlıya- caktır. * Holivutun bugünkü dedikodusu Bet Davisin saçlarını traş ettirip et- tirmiyeceğidir. — Holivutta yakında çevirmeğe başlanacak bir filmde Bet Davis kraliçe Klizabet rolünü yapa- caktır. Tarih! rivayetlere göre Kra- İliçe Eltzabetin başı tamamiyle saç- sız çıplaktı. Her sabah başına koca bir peruka takar ve akşam yatarken perukasını çıkarırdı. Beti filmde tam hak'kate uygun olsun diye saçlarını | ma; traş ettirmeğe razı olduğunu reji ve söylemiştir. Fakat ma ea bi karara itiraz ediyor. Rejisörde han-/ d tür. ma Erkek — Başka türlüsü var mı -| Dönüşte — Tiron Pover ile beraber «Yağmur geliyor» filmini çevirecek gisinin fikrini terejh lâzım geldiğini |'ma henüz kestirememi'ştr. $ n uzadıya yoktur. Son bi balâğayı & Mubalağadan kaç” maktır, diyor Jan Artürün kıymeti hak azı yazmağa kaç sene içerisinde rdiği filmlerin isimlerindea bir mak kâfi gel ver» «Yaşa «Onu beraber Si niz» filmlerinin dünyanm her tarafıli| da bıraktığı tesir henfiz unutulma" İnce komedi gibi çok güç bir sanâ! şübesinde muvaffak olmuş bir yıld| zın, sinemacılıkta muvaffakiyet kında fikirlerini dinlemek her hi de bir çoklarını alâkadar eder. Bi| a bir mecmuada sİnsan nasıl ölür» serlevhalı bir yf zısın! görünce büu yazıyı kısaltı almayı faydalı gördük.. « Muvaffakiyetin, nerede ol olaun bir tek sırrı vardır. Bir işi parken bıkmamak ve tablilikten rılmamak... «Bir çok aktörler halkm hı gitmek için kendilerini zotliy: hya pozlar takınırlar ve bu hiç beklemedikleri fona — neticel doğru yürürler. Sanatta jik şart balegadan kaçmaktır, Bir çok 3: kârlar da çabucak yorulur ve bıkt', ler. Muvaffakiyetin elden kaçmâi İna bıkmak kadar kuvvetli sebeb «Ben sinemadaki muvaffakiyt ressam modelliğinde yetişmiş Ol! borçluyum... Bu müşkül ve yorucu pozlar almağf bu pozları muhafaza ederek lerce beklemeğe alışmış - bulun! dum, Binaenaleyh sinema benili hiç yorucu olmadı. Bilâkis dahf yorucu bir meslekten daha ⣠bir işe geçmiş zibi oldum. «İradı ahibi olmak ka bile yerinde durmaâZ: m koşar, bağırır, otuti — Devamı 8 inci sahifed! «Did mü- mak ne ka”| götüremezsi * yıldızin V suretl af yef| sayadedif e