W 6 Birincikâmuın Salı 1938 | EŞKIYALAR ı Yazan: : Tuğrul Deli Yab. Cevad Süere ğ ,madan böyle sağlı sollu konuşmağa koyuldukça beynim karıncalanmağa başladı. Böyle bir gece toplantısın- da bezik oynıyorduk. Göz göre gö- ve hile yaptı kerata. Doktor bey, dedik, şu oyunu oyun için oynayın... Vay siz misiniz bunu söyliyen! O, bilmem kimin evlâdı imiş te, biz elin on paralık kürt çocukları imi - şiz. Ve burada, gene bir münasebe- tini düşürerek boksâi retini, İstanbulda bir düzüne külhan- beyini tek başına nasıl patakladığı- nı, tahkiramiz bir sesle anlattı. Çat- mıştık belâya. Misafirdi ve biz ha İçeri girdiğimiz zaman kayma- kamı o halde görünce, kasıklarımı- zı tutarak katılasıya gülmeğe başla- dık. O, ineğin memelerini söndüre söndüre çekerken: Ve ilâve etti: — Gülecek ne var yahu? Celin| — Aman, ver bakalım da şöyle şöyle bakalım. Hem siz, pek erken-|Serlevhaları batmedelim. den bastırdınız. — Ötekiler de, daha| .Herkes, içkiyi bırakmış, eline bir şimdiden baskın yaparlarsa vay bi-|gazete almıştı. Mütalcaya daldığımız zim karının haline... bir sırada, sükütu, tiz bir çığlık ko- Diyor ve arkasından da, ağzın-|pararak gene kaymakam bozdu: daki yeşil yonca sularını serperek — Eyvah, bizim doktor gümle- başı ile böğründeki sinekleri kağma-|miş, yahu.. ga çalışan ineğe çıkışıyordu: — Ne ne ne?.. Sizin daktor mu?. — Dur be mübarek. Sinekler,|Elhamdülillâh afiyetteyim ve ka- senin odun derini delinciye kadar|dehimi sıhhatime kaldırarak — içiyo- ucunda posta müdürlü; na, git İstanbula.. Vallahülâzim sen- den mükemmel bir gazete — satıcısı olur. (ANADOLU) Tişlerile meşgul olmuştur. SAHİFE & Yirminci asrın Karu- nu kimdir? O isterse, mali sahada hükümetin başına işler açabilir Avustralya 70 bin kişilik bir mi- lis ordusu kuruyor Sidney, 5 (Radyo) — Avustrak ya başvekili B. Lein radyo ile bir nu- tuk irad ederek 70 bin kişilik milis kuvvetinin teşkiline yardım etme- sini halktan etemiştir. Başvekil nut- kunda, Avustralyaya her an bir hü- cüm tehlikesi mevcud olduğunu ve milletin bunu bilmesini, tedbir alma- sını bildirmiştir. İstanbulun istikbali — Baştarafı 1 inci sahifede — parti merkez binasına giderek parti Serveti 25 milyar İngiliz lirasıdır. Fakat tren ve tramvaylarda üçüncü mevkide oturur Eski bir darbimesel <para ile ima- dır. Bu paradan başka hemşiresi Mis min kimde olduğu belli olmaz> der, Bu|Beyere her yılbağında iki bin liralık darbimesel doğrudür. Dünyayı para-|bir çek gönderir. larına güvenerek istedikleri istikame.| — Londranın kibar âlemi Sir Con Bi- te kürükleyen bir çok adamlar vardır|lermanı tanımaz gibidir. Karı —koca Yeni valinin işe başlamasile bil- hassa beledi işler teksif olunacak, şehrin en kısa zamanda imarı temin süt sağılır, biter bile... Höst brelrum, mundar| Bunu, bizim doktor söylemiş ve Hayvan, küme halinde hücumlayağa kalkıp kadehini yuvarlamış- eden sinekleri sırtından t koğmak için tam kadrosu ile hare- — Dinleyin, dinleyin: İrtihal, kete geçti ve bir anda başı, kuvvetli « a nefesi, kuyruğu ve arka ayakları ile (B...) Sağlık direktörü kıymet- böğrünün her iki tarafına saklırın-|li doktorlarımızdan — İbrahim Kork- ca, kaymakam bir yana, tas bir|mazın, dün gece, Taksimdeki «Kork- Bereket versin| maz» apartmanında vefat ettiğini te- “ona yalnız tezekli kuyruk rastlamış essürle haber aldık. Mumaileyh mes- ve «Sakınayım» derken arka üstülleğinde muktedir, hoş-sohbet bir yuvarlanmıştı. Kahkahalarımız, bir-|adamdı. Cesareti ile tanınmıştı. den kesildi. Bu sefer, biz yetişince-|Cençliğinde, ilk tayin edildiği şark ye kadar doğrulup oturmuş olan|kazalarımızdan birine giderken, yol- kaymakamın zembereği boşandı.|da, önüne çıkan onbeş - yirmi kişi- Hayret içinde idik. O, oturduğu yer-İlik eşkıya çetesini imha ederek sağ- den, ellerini dizlerine çarpa çarpalsalim memuriyet mahalline varma- gülüyor ve: 81 ve eşkıya reisini hükümete teslim — Eyvahlar olsun çocuklar, buletmesi, cesaretine mükemmel bir akşamlık nafakanız, sizin uğursuz|misaldir. Merhumun, buna mümasil kademiniz yüzünden kaiplere ka-İdaha pek çok kahramanlıkları var- dı: rıştı. Diye kırık kelimelerle söyleni- yordu. Yerinden kaklırdık. Sırtındaki|yet halkına samimt - taziyetlerimizi gübreleri ve saman çöplerini elimi-|bildiririz. zin tersi ile temizlerken, kaymakam, — Kaymakam bey tam çilingir halâ gülüyordu. Devrilen süte bon|sofrası havadisi buldu. bon bakmakta olan ineğin karşısına| — Dedim. geçti. Boynuzlarını tutarak: — Durun be kurbanlar; şu ce- — E söyle bakalım öküz oğlu|saretinden bahsolunan doktora ev- inek, dedi; eğer bu işi düşünerek|velâ wAllah gani gani rahmet eyle- yaptı isen sana, benden bu akşamlık| sin» diyelim, Saniyen size eşkıya hi- iki misli yem var. . - |İkâyesinin aslını anlatayım. Ve yenleri sıvalı kıllı kolları ile| — Göbeğini zor kaldıran nüfus me- gıladyator gibi hayvanla boğuş-İmuru, doldurduğu bir kadehi kay- makama uzatarak: — BSalisen, dedi, şu kadehi yu- ğim, diyerek müddeiumumt onu, | varlayıp boğazını yağla... kabarık bazolu kolundan çekti; peh- B)l'ıpçıl:ilı kaymakamın ağzına livansın, eşkıyalığın halâ dillerde|meze uzatan mal müdürü, nüfus, destan. Bırak hayvanı da, şu şütlü|memurunun yarım bıraktığı vazife-i ellerini yıka ve bizi ı çıkar.İyi ikmal etti: Hava karardı; ötekiler de birer iki-| — — Rabian, şu mezeyi yut ta an-| şer dökülmeğe başlar şimdi. latirken buruşuk yüzünü sütlaç ça- . nağına döndürme... Bütün memur arkadaşlar, O, kadehi boşaltıp ağzını şapır-! gecelerimizi takaim etmiştik. tada şapırtada mezeyi yedikten son- şam sıra kaymakamda idi. Yemeği-|"a' Y ; . . » * — ÖOh, ceddinize rahmet. dedi mizi, içeceğimizi temin etmek, bize.| — Do y DA L e gece yarısına kadar dört başı mamur | , açladı: eğlence hazırlamak başlıca vazifesi| — ——— Efendim, bendeniz, bundan idi. Bu işte kâr eden, bekâr olanlar- | »Idukça zaman evvel şark hududu- dı. Biz, Cer hocaları gibi kapı kap: dolaşırdık, muza pek yakın (F..) kazasında şaymakamdım. Yok, yok, kaç sene 'Tencerede bir şey kaynamadığ | vvel olduğunu — söylersem, hâlâ için bacası tütmiyen evimize — uğ | arkta ve Hlâ kaymakam kalışıma! ryamak, kimsenin hatırına gelmezdi ;ülcâekıınıı :İhuîıhl:;kiıye k M ta gel zamanlar, VEĞE MEDE ve ço Ka L ll odalarımızda fazla kalamayıp bir bahane uydurarak — savuşuyordu. zat eşkiya takip etmek ve bol bol avlanmaktı. İşte, biraz evvel mer-| Yekünumuz kabarık değildi. Bu yüz den, her toplantıya: hum olduğunu öğrendiğimiz — İbra- Yim bey de, kazamıza doktor tayin — Bekârlara gene gün doğdu. Bu yurun Medine dilençileri,.. #dilmiş İstanbullu bir muhallabi ço- suğu İdi. Vilâyet merkezinden, ka- ç irle kakl zamıza, oldukça kalabalık bir jan- Rl'ı:ııkll'ı;g: iyiye D:::';'İ_'“_ Jarma müfrezesinin himayesinde, arkadaşların çoğu gelmişti, Kayma- vukuatsız gelmişti. Genç bir ."'h' kamın küçük kızı, köşelerinde kır- |daş buldum diye sevindimdi. Fakat, mizi ibrişimle işlenmiş «buyurun» |mübarek, daha gelirgelmez palavra- yazışı bulunan - peşkirlerle o gün,|ya, gönül kırıcılığına, kendine paye bir elinde bakır ibrik, diğerinde, ka-| vermeğe başladı. Hiç kimseyi ken- pağına bir kalıp sabun konmuş ba-|disine arkadaslığa lâyık görmez, hal- kır liyen olduğu halde arkadan oda-|kı hayvan yerine kar, memur arka- cı girdi. Herkes, oturduğu köşeden|daşlara «Kürt» derdi. Benim için de, elini yıkadı ve kırmızı işlemeli be-|eşkıya ardından koştuğumdan kina- yaz peşkirle ıslak ellerini kuruladı.|yi; «Dağ ayısı» dediği kulağıma, sık Ve ne zamandanberi iştihamızı ka-İsık çalınırdı. Gençtir, henüz misa- bartan kapı ardındaki çilingir sofara-|firdir, alışır, düşüncesiyle bunlara 81 önümüze kondu. müsamaha ediyor, kendisine müm- 'Tam muhabbetimizin hararet-|kün mertebe iyi muamelede bulun- lendiği bir sırada: mağa gayret ediyordum. Bir gün de, — Gazete var. Yazıyor beğim!.. kahvedse;:iı ,ık;dı.ll;’:iu kğm 'i bir ses, hepimizi|yaptı, Söz arasında boksor olduğu- h—.D'" duoıııdı,".â:i“Bııu sonra, postanu, İstanbulda külhanbeyleri yıldır. Mmüdürü içeri girdi. Koltuğunda bir|dığını bağıra bağıra haykırdı. yığıntlstanbul gazetesi vardı. Kay-| — Karşısına çıkmağa cesaret ede- r. Müteellim ailesine ve mütcessir ka örnek insanlardık. Alttan aldık İş tabanca çekilmeden kapandı. Fa- kat, bu, böyle devam edemezdi. Şu- na bir oyun oynamalı ve meşhur ce- saretini denemeli idik. Fakat, hele bir kaç gün daha geç- sin; belki yatışır, diyorduk. Bir bayram akşamı idi. Büyük kahvede davullar — çalınıyor, halk oyunları oynanıyordu. Eğlenceyi tertip ettiğimiz için halk arasına ka- rışmamız, orlarla beraber bulunma- mız icap etti. Toplanıp gittik. Tabii, her biri- miz kafayı dumanlamıştık. Oturduk yerimize... Davullar karşımızda — çalınıyor- du. Aralarına karıştık diye halk. bi- ze: En makbul ikramı yapmak için âdeta yarış ediyordu. Şark oyunları- ni gayet iyi oynarım. Ortaya bir grup çıktı; bir çok oyunlar yapıldı. Ben de azdan aza coşmağa başlamıştım. Halk israr edince dayanamadım; sevgi dolu alkışlar yağıyor ve ben kendimden — geçmiş — oynuyordum. Derken, diğer arkadaşlar da dayana- bana iltihak ettil r. O &- kalmış, çatık kaşlarla bizi seyredi- yordu. — Siz de kalksanıza doktor bey, diye bağırdim. t Cevap, pek müthiş-oldü: — Bunları oynayabilmek için Kürt olmak lâzım. Birdenbira sendeledim. Kafam allak bullak olmuştu. Dişlerimi sıka- rak kendime hakim oldum. Cünkü, halk arasında idik. Benim tahrirat kâtibim pek ateşli, yaman bir deli. kanlı idi. — Daktor, ağzını kanla dolduru- rum. Söylediğini kulağın işitsin; di- ye bağırdı ve hücum etti. Hemen yakaladık. Fakat, işe bakın ki, Dok- tor, kolları sıvamış, bir baksor tavrı takınarak zaptettiğimiz çocuğa yum- ruk sallamağa başlamıştı. Halk ta kızmıştı. İdare lâzımdı. Onu da tut- tuk, Bu da, böylece kapandı. Genç dostüumuza öyle bir şey yapmalı idik ki bir daha ne bulun- miyan cesaretinden bahsedebilsin ve ne de sağlı sollu konuşsun, Nihayet... Kaymakam, herkesin önündeki dolu kadehe baktı. — BSiz, hem için, hem dinleyin be kurbanlar. — Anlat sen, anlat; dedik. - I.?ylı ise hep beraber kaldırın İ. —- Evet; nihayet ne oldu. — Mezeyi alayım da... , Dudaklarını: kucağındaki — peş- kirle sildi: — Nihayat, kimsenin haberi ol- madan bir plân kurdum. Şöyle ki: Civar köylerde ağır hasta eksik ol- maz. Bu köylerden birine doktoru gönderteceğim. Ve dönüşte, onu, eşkıyalarla saracağım. Bakalım şu meşhur cesareti ne olacak. Eşkıyala- rın hepsi de ben olacağım. Mütemadiyen tıkınmakta olan nüfus memuru, gözlerini aça aça sordu: — &GEşkıyaların hepsi “Ban ola- cağım» da ne demek?.. — Yani, senin anlıyacağın; mak yaj yaparak bir eşkıya kılığına gire- ceğim ve tek başıma doöktoru, s0- yup soğana çevireceğim. — Peki, bunun yanında jandar- ma falân yok mu?., — Var, var amma, onlara da: «Ülen diyeceğim, mes'ele böyle böl le. Ben eller yukarı derdemez, si * nin alnını karışlayacağını ilâve etti. — Müdür, dedişTürkiyebin bir'Breh bu mendebur halk. falân. tani- A gaşırmış gibi ellerinizi yukarı kal edilecektir. Mevsukan öğrenildiğine göre hükümet bu hususta İstanbul vilâyetine yardım edecektir. Sene sonunda devlet büdcesinde varidat fazlası olarak kalacak paranın mü- him bir kısmı İstanbula tahsis edile- cektir, Bilhasa yeni *valinin çalışmasın- ki adlarını bile işitmemişizdir. ancak on beş günde bir defa mahalle Size «otuz yaşında bir adam tanı.|sinemasına giderler. Karısı da İngil. rım, Kendisinden daha genç bir kadın |terenin en zengin bangerlerinden biri. la evlidir. Dalma üçüncü mevkide se.|xin'n kızdılar. Fakat o da kocası kadar yahat eder. Fakat bu adam isterse ko.|iktişadı, sever, Elbiselerini, en ucuz ca İngiliz imparatorluğunu mali müş-jdiken mahalle ar a kilât içersinde bırakabilir.» denilse bu|rar. Yalnız soğuk sözlere kolay kolay inanmazsınız. düğün günü kendisine hediye - ettiği Çok mütevazı görünüşlü olan, Lon-|1000 L.giliz lirası kıymetindeki Bizan da daha müessir yardımlarda bulu-|dranın Noret od ley Ştrit gibi en kala-|derisinden kürklü mantoyu giyer. nabilmesi için şehir meclisi intihabı- nn yenilenmesi de mevzuubahis ol- maktadır. Ancak bu husus, henüz bir tahmin ve arzu hududunu geç- memektedir. — İntihabatın — teedidi mevzuu bahsolmasa dahi daimi en- cümen azaları ve parti idare heyet- leri azalarının, hatta kaza yünkurul- larmın tecdidi lâzım geleceği — ileri sürülmektedir. İstanbul, 5 (Hususi muhabiri - mizden) — İstanbul eski valisi Bay Muhiddin Üstündağ, Nişantaşındaki vali konağınıt amamile boşaltmış, İdostlarına ve mükedder (B...) vila-| kalktım. Oradakilerden samimi ve'veda mülâkatı istiyen gazetecileri |kabul ederek demiştir ki: | —— Nöbet değiştiren bir asker gi- bi ben de vazifemi başka bir ele terk ederek istirabata çekiliyorum. Şüp- hesiz ki her yeni kuvvetin bir feyzi vardır. Çok asfl, halük ve zeki olan İstanbul halkının yeni mesaiden do- layi tefaba ve yeni umrana mazhar (olmasıtı' temenni ederim,» Romadaki nümayişler —— Baştarafı 1 inci sahifede — yük bir iddinyı ortaya atmalarının sebebi budur. Ancak Korsika ile Tunus — yalnız bir Fransız toprağı ve bir Fransız kolonisi değildir, ayni zamanda bey- nelmilel müvazeneyi esasından alâ- kadar eden stratejik çok mühim iki noktadır. Korsikaya sahip olan bir İtalya Akdenizin garp kısmına tamamiyle hâkim olabilecek ve yarın bir harp zuhuru takdirinde Fransanın adam deposu haline gelen kolonilerile bü- tün muvasalasını kesebilecektir. Tunusa gelince onun ehemmiyeti daha büyüktür. Haritayâ şöyle bir bakınız. İtalya çizmesinin ucu İle Tunusun Rizerta limanı arasındaki mesafe pek kısadır ve bunların tam ortasında da İtalyanların son sene- lerde tahkimatına büyük bir ehemmi- yet atfetmeğe başlamış - oldukları Pantelaria adası bulunmaktadır. İtal. ya Tunusa sahip olacak olursa bu adanın da yardımı İle İstediği zaman Akdenizi tam ortasında ikiye böle- bilecek, şarkından garbına bir kuş bile uçurmıyacaktır. Halbuki Akdeniz — muvasalasının serbestisi yalnız Avrupa müvazene- si için değil ayni zamanda İngiliz im- paratorluğu için de bir hayat memat meselesidir, İşte İtalyada Tunus İd- diaları meydan alır almaz Londrada başgösteren telâşın ve Romada İngi. lix sefiri vasıtasile yapılan teşebbile- lerin hakiki sebebi budur. Tunus ve Korsika iddlası Habeşls. tan sergüzeştinden pek çok mühim. dir ve İtalya bu iddialarını yürütün- ceye kadar değil ya, fakat bir daha beynelmilel sahada tekrar edinceye kadar bile Tiber köprülerinin altın- dan daha pek çok sular akacaktır. Hamdi Nüzhet ÇANÇAR racaksınız..> Bir kaç gün sonra - firsat çıktı. Vera köyünün zenginlerinden bi- rinin küçük kızı kalkamıyacak dere. cede hasta imis. — Kaymakam Bek, dedi herif, tohtor çocuğu iyilestirirse ona, iste diği parayı vermeğe hazırım. balık bir mahallesinde üç odalı küçük| Sir Com Ellerman'ın yaşayış tarsı bir apartmanda oturan bu karı koca-|da sadedir, Her sabah, işçiler gibi er- nın mali yardımları olmasaydı edeniz-|ken evden çıkar. Parası sayesinde İş- ler harikası» İsmini alan muazzam|liyen, sayılmıyacak kadar çok fabri« Kuin Elizabet vapuru yapılamazdı. — |kalarından Lirialne gider, Orada ame- Asrımızın karunu olan bu adamin|lenin çalışmasına nezaret eder. apartmanında basit döşemeli bir tek| — Razan da babasından kalma arazi- salon vardır Fakat bu aade döşemeli|Yi görmeğe gider. Trende bermutat salonda, yer yüzünün dört tarafından |Üçüncü mevkie biner ve yol epeyce devletleri namına öldünç para dilen-|uUzun olduğu için evden ayrılırken bir meğe gelmiş birçok büyük diplamat, | kâğıda biraz peynir ve ekmek sarmayı ları kabul eder. unutmaz, Bir tramvay tevekkuf mahallinde,| Sir Con Ellerman beş senedenberi birinci mevki arabaya binmiyerek daj- | her gün ayni maron renkli elbiseyi MA ikinci mevkil bekliyen bu mahcup|Siymektedir. Hayatta yalnız sedef eş. tavırlı, hastalıklı olduğunü zannettire-|yaya merakı vardır. Evi birçok sedef, cek Xadar solgun benizli bu genç ada-|li eşya Te doludur. min İngiliz devletine tenede dört yüz| — Şahsi ihtiyaçları için günde bir milyon (evet mürettip hatası yok, İşilin sarfettiğini gururla söyler. Güne dört yüz milyon, bizim paramızla tak-|de iki üç defa birer bardak çay İçer riben 20 milyon Türk Urası) frank| Yemekleri sabah ve ukşam birer par vergi verdiğine — nasıl — inanılabilir?|Ça pirzola bir bardak şarap bir veya Günde bir milyon franktan fazla.. — |İki elmadan ibarettir. Bütün bunlar inanılmaz şeyler gibi| — Karısı her gün çarşıya gıkarak, biz., gözüküyor, fakat hepsi doğrudur. İn- (Zat öteberi alır. Satıcılarla sıkı — sıkı giliz bankasının mümessillerinden bi- | bir pazarlık eder. Hattâ bir defasında risine sorarsanız bütün bunların doğ-|Patzarlık yüzünden satıcı kadınla kav. vü ve mübaleğasız olduğunu öğrenir. ve biribirine karşılıklı ha. sİniz. Londrada bütün mali mahfeller|karet ettiklerinden karakola götürül. Sir Con Ellerman'ın _lnıilterıııîn en|müşler, karakolda para cezasile ceza- zengini olduğunu bilirler ve bu ada.|tandırılmışlardı. Fakat cebinde bir pe. min isterse İngiliz devletinin - başıma| » |- ga mali sahada, birçok işler açabileceğini |Vi bile olmadığını söyleyince komlsger kendisine acımış, cezasını — affetmiş, itiraf ederler. Bu adam, ası) İsmi olan Sir Con Ei.|Satıcıdan aldığı para cezasından bir mikdarımı da Lediye vermiştir, Terman isminin kullanımasından hoş- Kadın eve yürüyerek gelmiş ve ko- lanmaz. Funteu ismiyle kendisine hi- Lap edilmesini tercih eder, Con Ellerman'ın babası büyük Con ::ı'::'uy::m e SS G Ellermatdır. Bu zat babası öldüğü va-| ——Bak kocacığım, bagün ne kazan. <it on iki milyon gibi ufak bir mirass | dım! demiştir, — | konmuştüu. Bu paranın bir miktarı mühtelif işlere yatırılmış, bir - kısmı da İngiliz bankalarının kasalarına yer- letştirilmişti. Büyük Cean Ellerman 'agiliz deniz ticareti filonunun — Üçte virine sahip olmuştur. Sonra #igorta şirketleri tröstlne girmiş, Otuz sene salışarak İngiltere kralı kadar zengin olmuştur. Pakat o bu kadarla, iktifa “*tmemiştir. 1914 harbi sırasında İn- giliz tücesr gemllerinin hemen hepsi bu adamın malı İdi. Meşhür Basil Zaharof, büyük Sir| Con Ellermandan bahsederken: — Eğer bu adam tİsterse İngiliz ban- kasının kakalarındaki bütün parayı evine taşıyabilir ve İngiliz bankasını 3 sant içerisinde iflüs ettirir! demiş- tir. Fakat bereket versin kl adamın böy- le bir niyeti yoktur. O sadece gemile- rinin sayısını ve böylece milyonlarının mikdarını yükseltmek arzusundadır. İngiltere kralı Sa majeste Beşinci İorjun aziz dostu olan büyük Con El- lerman da tıpkı oğlu gibi muktesit bir adamdı. İngiliz kralının aarayına sak! bir taksi otomobiliyle gelirdi. Fakat oğlu babasından daha yaman | çıkmıştır. Dört sene evvel bir atomobil || satın aldı. Ucüş üufak bir otomobil.... Geçenlerde görüşürken — dostlarından || birisine banzin fiatlerinin artmasın. dan şikâyet etti, «eğer fiatler biraz daha yükgelirse otomobilimi satmağa mecbur olacağım> dedi. Ve hakikaten bir ay sonra, 25 mil- yar İngiliz lirasına malik olan adam benzin fiatf arttı diye otomobilin! sat. mıştir, Sir Con Ellerman'ın kendisi ve karı- sı çin #gnede sarfettiği pura 300 lira- Amerika Almanyaya Helium gazı vermek istemiyor Vaşington, 5 (A.A) — Dahiliye na- zırı B. İckes reisicumhura vermiş öl- duğu raporlarda Almanyaya hellim gazı verilmesine katiyen muarız ol. duğunu beyan etmektedir. Kayda şayandır ki Amerikada bu Bundan başka devlet Teksasda bu ga. zın İstihsal edilmekte olduğu bir ta - kim arasiyi satın almıştır. GÜNLÜK $SİYASİ GAZETE HAYDAR RÜŞTÜ ÖKTEM ÜUmumi neşriyat ve yazı işleri müdürü HAMDİ NÜSHET ÇANÇAR İDAREHANESİ İzmir ikinci Beyler sokak C. Halk Partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU TELEFON : 2776. Posta kutusu:405| ABONE ŞERAİT Yıllığı 1400, Altı aylığı BO0 Kürüştür. Yabancı memleketler için senelik abone Hereti 97 İlradır. Günü geçmiş nüshalar 25 kuruştur-| ANADÖLÜ MATRAASINDA BASILMIŞTIR gazın istihsali son aylarda artmıştır. —