SAHİFE $ 'SON HABERLER Fransada bütün amele mali ıslahatı istemiyor Lilde ve Fransanın birçok büyük şehirlerinde grevler başladı. Grevciler fabrikaları zabtediyorlar Paris, 22 (Radyo) — Hükümetin mali projelerine karşı başlıyan muha- lefet, gittikçe genişlemeğe yüz tut - ğ l e, n grev tmiştir. muştur. mele, bugün grev ilân etmiş! Amele federasyönu, dün bir Içtima |* diğer birçok şehirlerinde başlı- akdetmiş ve projelerin aleyhine hare-|Yan grevler, vaziyeti zorlaştırmıştır. kete geçilmesine karar vermiştir. Paris, 22 (Radyo) — Hükümetin Lildeki Son gelen haberlere göre, l üN B n bir kısmımda çi Pran- Yahudi mes'elesi Mühim bir safhaya girdi. Yahudiler, gayri menkul mallarını Alman iş büro- suna devredecekler Berlin, 22 (Radyo) — Yahudi me| — Astogaden gazetesi; İngilterenin, selesi, çok mühim bir safhaya gir-|eski Alman müstemlekelerinde ya- miştir. Yahudilerin bütün gayri men | hudilere yer vermek istemesini, Al- kul emvali, kısa bir zaman içinde |manya için bir tecavüz telâkki etmek Almanya iş bürosuna tamamen trans |tedir. fer edilecektir. Hariciye Vekilimiz Türk- Yunan dostluğu hakkında Atina ajansının Ankara muhabirine beyanatta bulundu Atina, 22 (Radyo) — Türkiye ha-|tir. Ben, hariciye vekâletini yeni de- riciye vekili B. Şükrü Saracoğlu, A- Tühte etmekliğim hasebiyle bu hu - tina ajansının Ankara muhabirini —“f*“'kı' “duygularırı beyan ederek kabul etmiş ve şünları söylemiştir: diyeceğim K - )n ; - 'Türk - Yunan dostluğu, çok — sağ- — Başvekilim B. Celâl Bayar, Çok ' m ye çok samimi bir safhaya girmiş defa sayın Yunan başvekili general |bulunuyor. Bu dostluk, şimdi döğrü- Metaksasa —Türk - Yunan dostluğu dan doğruya milletlerimize mal 0l- hakkındaki ihtisaslarını beyan etmiş muştür.» Karolun seyahati Romanya için çok faydalı net' c>ler husule getirmiştir Bükreş, 22 (Radyo) — Kral Ka-)kabul ederek beyanatta bulunmuş ve rolun refakatinde Parise ve oradan|kralın seyahatinden Romanya — için Londraya gitmiş olan hariciye nazırı |çok faideli neticeler Istihsal olunduğu- (Petresk Koömnen), bugün dönmüş -|nu söylemiştir. tür. Nazır, matbuat —mümessillerini Hitler Fransa ile hiçbir ihti- lâfımız yoktur diyor İsviçrede 18 yaşından altmış Berlin, 22 (Radyo) — Hitler, bu- gün Bergezhadende Fransız sefirini kabul- etmiş ve —i namesini al. mıştır. Sefir, selefinin yolunu takip| edeceğini ve iki memleket arasında dostane münasebatın temadisine hiz- met etmek emelinde — bulunduğunu söylemiştir. Hitler, sefirin nutkuna cevap ver- miş ve Almanyanın, Fransa ile hiç bir ihtilâfı olmadığını, bu itibarla, İki memleket arasında dalmi bir dost hağun teessüs etmemesi için hiçbir se bep tasavvur etmediğini söylemiş, sefire her zaman için müzaharet va- deylemiştir. Çemberlaynı Münihe götüren tayyareci öldü Londra, 22 (Radyo) — Bugün bir askeri tayyare düşmüş ve iki tayyare- €İ parçalanmıştır. Bunlardan biri, Nevil Çemberlayni Münihe — götüren yaşına kadar herkes asker! Bern, 22 (Radyo) — İsviçre fode- askerlik kanunu si, mecbari nu değiştirmiştir. Yeni Kanuna göre, İsviçrede 18 yaşından altmış yaşına kadar olanların hepsi askerdir. Yeni kanun, resmen gazetede in. tişar etmiştir. Almanya Londra sefirini geri çekecek mi? Berlin, 22 (Râdyo) — Almanya- nın, Londra sefirini geri f-'k"'İ_i hakkındaki şayia, doğru telâkki edil memektedir. Bü şu_viar_lı:_ı bâhseden Deyli Telgraf ve Deyli Ekspres ga- zeteleri; Almanyadan kovulan ya, hudilerin, İngilterece himaye —gör- dükleri takdirde bu şayianın tahak - Pilot idi. aa 4 t kuk edeceğinden endişe ediyorlar. ELHAMRA SİNEMASINDA DİKKAT: Bavram matinelerinden itibaron EBEDİ ŞEFİMİZE Milletin Dolmabahçe sarayındaki tazim resmi geçidi —A YRICA — mali projelerini protesto etmek mak- sadile grev ilân eden âmele, fabrika - ları zaptetmeğe başlamıştır. Hükümet, şimdilik mukabil tedbirler almıyarak vaziyetin inkişafın) beklemeğe karar vermiştir. Norveç Kraliçes nin naaşı Os- loya götürülüyor Londra, 22 (Radyo) — Norveç kraliçesi Muadın naşı, yarın Port Smut'a götürülecek ve orada bir zırh liya bindirilecektir. Naaş; — Norveç kralı Akon, İngiltere kralı Jorj, Yu- 'nan kralı jorj, Yugoslavya kral nalbi prens Pol ve Dük Doğloçester tara- fından takip olunacaktır. Dük Doğloçester, Osloya kadar naşı takip ve kral Akona refakat e- decektir. Akon, naşın geçirileceği yerlerde askeri merasim yapılmamasını em- retmiştir. Avusturyabaşvekil: arın ne olacağını kimse tayin edemez. Diyor. Londra, 22 (Radyo) —Avusturalya da askerlik kanunun kabulü münase- betile yetmiş bin kişilik bir kuvyet, zurunda yemin etmiştir. , bu münasebetle bir nutuk söylemiş ve del ki: — Üyle bir devirde yaşıyoruz ki, iyarın ne olacağını kimse tayin ede - mez. Bunun için, dalma müdafaaya ümade bir vaziyette bulunmalıyır. Biz, başka memleketler gibi değiliz. Bir tehlike anında İngilterenin vak - tinde yardımımıza yetişip yetişemiye- ceği belli olmaz. Bundan dojayı kendi- |miz, kendi müdafaamızı temine çalış. maliyız. Valkofski Cumhurreis secil- miyecek Prağ, 22 (adyo) — Hükümet, cum hur riyasetine namzet gösterilen hari tiye nazırı Valkofskinin, daha — uzun müddet için hariciye nezaretinde ka- lacağını ve Çekoslovakyanın. selâmeti namına bupün zarüri oldüğunü ziya- at partilere bildirmiş, kendiaikin relsi- ir. Paris, 22 (Rad cumhur reisliğ çak)ın seçileci yöor. Mühim bir mülâkat Berlin, 22 (Radyo) — Hitler, bu hafta sonunda Romanya kralı Karol ile oğlu veliahd Gran Voyvodo Mi- Gili kabul edocek Ve uzun müddet konuşacaktır. Bu konuşmalara bü - yük ehemmiyet verilmektedir. İtalya - Romanya Ticaret müzake- releri başladı Bükreş, 22 (Radyo) — İtalya ile âyo) — Çekoslovakya e temyiz reisi (Ma- Prağdan büdirili - EBEDİ Ş LOREL - HARDİ İSVİÇREDE 'Türkçe sözlü BAYRAMDA: SEANSLAR: 9—lİ—İ kahkaha tufanı İm5i—İ —0 da BAYRAMDA: (ANADOLU, < Düşündüklerim ; ı A | İnönünün beyanna- mesi ve Atatürk ORHAN RAHMİ GÖKÇE Reisicurahurumuz İnönünün, mil- lete hitap eden beyannamesi, dün ma temli bir ufkun üstünde, inşirah, şük- ran, sevgi uyandırarak ve en genç, en diri hakikatlerin çok güzel, çok asil nişanelerini vere vere dalgalan- di. Başımızda tarihin diğer bir siması olan İsmet İnönü, «O» uun arkadaşı idi. «Osnun en yakın ruh ve fikir aşinası, «O> nun hürmetle, sevgi ile bağlandığı bir sima idi. Atatürkten bir parçanın müşah- has ifadesi olan İsmet İnönünde, - tarihteki mevkiinden ve bugünkü büyük kuruluşun kendisine ayırdığı parlak hisseden sarfınazar - Türki, gibi bir devlet varlığının muhtaç ol duğu çok büyük bir hüviyet vardırı Müsbet, faziletkâr, zeki, vatan- perver, iradeli, metin, tertemiz bir hüviyet.. Şüphe veya tereddüd denilen şey, bu hakikatin karşısnda — topyekün bir milletin bu en çetin mukavemet ve müdafaası ile karşıaşacağını bi- lir. İsmet İnönü, dünkü beyanname- sinde, hem bir büyük Türk evlâdı, herm bir reisicumhur, hem onun bir silâh ve inkilâp arkadaşı olarak ko- nuşurken ne asildi, ne mütevazidi? Dünya, millet ve tarih müvacehe- camhur seçilmemesini rica eylemiş- |" sinde, hakikatin en selâhiyetli konu- şan bir siması, Atatürkün inandığı, güvendiği, beraberce ölüme atıldığı ve gene elele bir. medeniyeti, bir. mes'ud millet ve bir mamur memle- satin tamel taşını attığı bir şahsiyet olarak konuşan İnönü, dünkü beyen- namesinde gayet sarih ve vecizdi. Büyük Türk şefinin tarihi ve âlem- şümul portresini, bol bol akan göz yaşlarının samimiyeti içinde çirdiği belli idi. Kelimelerde, bu yaş damlı Jarının kabarıklığı ve taze nemi se- ziliyordu. Sevenlerin, inananların ve azm edenlerin kendilerine hâç iç ve us- lüp ahengi, beyannamenin karakte- rini teşkil ediyordu. Değişmiş tek şey olmadığı şeklin- de millletce bilinen bi hakikat, res- mi bir sesle dünya ufuklarına da bildiriliyordu. Evet, değişmiş hiçbir şey yoktur: Kara günlerde başlıyan görüş ve ruh beraberliği, daima ileriye, dai- ma fazilete, daima yükselişe luinı açılan seciyeli millet seferberliği, yalnız kalıp değiştirerek, fakat ince- liğinden, mescinden ve bu nescin sağlamlığından, ona hâkim — irade, terbiye, telâkki tarzı vesairesinden 'en küçük birşey feda etmiyerek, bi- daha güzel. leşerek Türk milletinin yaşadığı gü- me kadar devam edip gidecektir. Ya- i, ebediyete kadar... 'Türk olarak, beşer kadrosu için- de bir cemiyet ve bu cemiyeti teşkil eden birer ferd, birer içtimai mah- lük olarak bunu varlığımızda tarih hep böyle temaşa edecektir. Orhan Rahmi Gökçe Ölemişte hırsızlık Ödemişin Çatalkuyu mahallesinde rençber Yusuf oğlu İbrahim Sezerin evine giren hırsız " tarafından 22 li- ralık kümaş çalınmıştır. — Hırsızlığı Mehmed oğlu Mustafa Türkmenin yaptığından şüphe — edilmektedir. Tahkikata devam olunüyor. Roman; rasında bir ticure ring muâhedesinin akdi için bugün müzakerelere başlanmıştır. İSMETPAŞA BULVARINDA YENİ SİNEMADA DİKKAT: Bayram matinelerinden itibaren: EFİMİZE Milletin Dolmabahçe sarayında tazim resmi geçidi —AYRICA— (|ÜÇ AHBAB ÇAVUŞLAR EĞLENİYOR Türkçe sözlü komedi harikası SEANSLAR: 9—| İ—İ—İ)—5—7—09 da -- Baştarafı 1 inci sahifede — ze merasimi hakımda mufassal tel graflar neşretmektedirler Yugoslavyada: Belgrad, 22 (A.A.) — Bugün s on birde gazeteciler birliğinin salonunda Balkan antantı goslav milli Tmatbuat komitesi Atatürkün cenaze merasiminin c rey münasebetile tertip edilen bir hatıra toplantısı yapmıştır. Ko- mitenin başkanı B. Yovanoviç Ata türkün hayatı ve ölmez eserini izah| eden bir nutuk vermiştir. Toplantı- ya hükümeti temsilen meclis ikinci| reisi B. Markiç, Türkiye orta elçisi B. Aktay ve elçilik memurları Yu nan ve Romanya komisyonlarının şefleri, genel kurmay başkanı gene ral İmonviç, yüksek harp meclisi a zasından general Belc ve ordunur bahriyenin ve hava kıtaatının diğer yüksek mümessilleri bütün hariciye rkânı, matbuat bürosu direktörü Tükovic, Avala Ajansının direk - törleri BB. Yovanovier ve Kozoma- İric, bakanlıkların ve matbuatın ve diğer müeaseselerin müteaddid mü messilleri hazır bulunmuşlardır. Me- rasimden sonra bütün hazır bulu - manlar bir dakika süküt ederek par- lak hatırası bütün Yugoslavların İcak olan büyük ölüye son ihtiram ve tazimi ifa eylemişlerdir. Bulgaristanda: Sofya, 22 (A.A.) — Bulgar A- jansı bildiriyor: Bugün Kemal Atatürkün cenaze merasimi münasebetile sarayın bay- rağı yarıya indirilmiştir. Bu akşam Türk - Bulgar cemiyeti tarafından akademinin kapılarına kadar dolan büyük salonda büyük bir toplantı tertip edilmiş ve büyük ölünün ha- tırası için müheyyiç bir tazim mera- simi yapılmıştır. Toplantıda başvekil B. Köse İva- nof, kral namına başyaveri general| Çanef ve müşavir Gruef, hükümet azası ve meclis divanı azası, Türki-| ye orta elçisi Berker ve bütün elçi lik memurları, genel kurmay baş garnizon kumandan vekili general Mihif, eski başvekillerden B. Danef, Llaaetef bir çok mebuslar ve harici ye direktörleri, sivil ve askeri yük sek memurlar ve Sofya münevver lerinden müteşekkil seçkin bir züm- re hazır bulunmuştur. Atatürkün yeşil ve beyaz kırmızı çiçeklerle çevrilmiş büyük bir port resi ön plânı işgal ediyordu. 'Türk - Bulgar cemiyetinin reisi | profesör mebus Ketko Stoyanc toplantıyı açan nutkunda, komşu Bir hakikatin Atatürk hakkında bütün dünya cihan radyolarında dinlediğimiz şeylı — Atatürk ö -Jolan ve Atatürkün eseri kalbinde ebediyen mahkük kala -| kan muavini general Hacısekol ve|" 23 İkinciteşrin Çarşamba 1938 Acımızı paylaşanlar ve dost Türkiyenin maruz kaldığı e- lâm mateme Bulgaristanın iştirak et- İtiğini bildirdi. Ve bir dakika süküt dildi. Müteakıben B. Stoyanef müm- taz ölünün büyük simasını — tasvir etti. Ve: | — «— Büyük bir milletin rönesan- İsana ve Balkanlarda mühim bir amil | bulunan yeni bir devletin teşekkülüne şahit olduk. Dedi. Mütcakıben söz alan Bulgarista- nin eski Ankara orta elçisi B. Salor Pavlof; Kemal Atatürkün layık bir |devlet kuran, kendini kurtaran ve |modern mfedeniyet prensiplerini kas İbul eden sosyal ve politik islahatları« n anlattı ve dedi ki: — Türkiye kurtarıcısının yorul « maz enerjisi, faaliyeti sayesinde bu- gün medeniyet yolunda büyük adım larla ilerlemektedir. Atatürk öldü; fakat onun eseri ebedi olacaktır.> Bundan sonra umumi harp esna« sında ordusunun başkumandanı o« lan ve Atatürkü Sofyada tanımış bulunan general Jekof söz alarak, daha o zaman Türkiyenin esaslı toe ceddüdü hakkında fikir ve telâkkie ler besliyen ve daha sonra çelikten azmile fikirlerini tamamen tahakkuk ettiren büyük adam hakkındaki har tıra ve intibalarını anlattı. Ve onun büyük aakerlik meziyetleri ile, is « tisnai kumandan vasıflarını tebarüz ettirdi. Cemiyetin ikinci teisi B. Papak dof da dünyanın şimdiye kadar ta- nıdiği islahatçıların ön safında yer alan Atatürkün politik ve sosyal eserinin bir tarihçesini yaptı. Cemiyetin başkanı, Sofya üniver sitesi mili ilimler profesörü B. Sto- yanof, celseyi kapamadan önce te« rakki yolunda süratle ilerliyen ve ree fahını temin etmekte olan Yeni Tür- kiyenin cesaretli ve enerjik ekonomi telâkkisi hakkında izahat — vererek şunları söyledi: —e Teceddüd ve terakki eseri Atatürkün sadık iş ve silâh arkadaşı lolan İsmet İnönünün şahsında lâ. yık ve emin bir devamcı bulmuş . tur,> | Toplantıdan sonra mevcud şah- siyetler Türkiye orta elçisine bir ke re daha taziyetlerini bildirdiler ve sonra davetlilere Atatürkün hayatı hakkında müteaddid fotografları ihtiva eden bir broşür dağıtıldı. Irak Roma, 22 (Radyo) — Irak sefiri, bugün hariciye nazırı Kont ( ziyaret etmiş ve hüküme mparatorluğunu tasdik -ettiğini bil. dirmiştir. noksan ifadesi Saime Sadi matbuatında okuduğumuz, bütün erin kısa ifadesi şudur: O. en ağır şartlar altında bir Türkiye var etti. O, Şarkın ve kendi tarihinin bir dâhisi idi. Hem bir büyük asker, hem de bir devlet idaresi idi. O, ayn zamanda çok büyük bir insandı, bir inkılâpçı idi. Bir hasta Türkiyeyi, diri ve kuvvetli bir mevcudiyet baline getirdi. Dostla düşmanın birleştiği ve ister istemez boyun eğdiği bu hakika- tin, büyük bir ifade noksanı vardır: | Atatürkü, tam olarak tebarüz ettirememek ve ona, - Türkiyeden sar. fınazar - insanlık tarihi içinde hak kazandığı en yüksek mevki - ver. mekte kıskanç davranmak. Atatürk, ne nız kendi memleketinin kurtarıcısı idi, ne yalnız Yakın şarkın bir siması, ne de muasır bir tarihin adamı!.. Atatürk, bütün ve insaflı manası ile cihanın ve tarihin en büyük ah ması idi. Geçen gün, diğer bir sütunlarda, bir arkadaşımızın yazdığı gibi, o, her cephesi bütün bir varlıktı.. Tarihte büyük kumandanla: örüyoruz. Yalnız harbi kazanmışlar ve düşman ordularını, üdeta halinde kırbaç kovalamışlardır. Fakat at üstünde doğmuş, at üstünde ölmüşlerdir. Halbuki kılıcın bıra- kılmak.. Ve başka işlere sarılmak icap edeceğini takir edememişlerdir. Bazı büyük şahsiyetler vardır. Yalnız büyük evlet adamı olarak ya- şamış, bir devleti »lah etmişler, mükemmel bir organizasyon kurmut- lardır. Fakat düha öteye geçememişlerdir. Bazıları vardır. Sadece müsaid bir sahada bir ihtilâl yapmışlardır. at ihtilâlin tohumunu ya lâyikiyle ekememişler, yahud da bir ihti- in neticelerinden sonra başlıyan ikinci sahifeyi yaratamamışlardır. Bizim Şefimiz böyle değildi. Her sahadaki şaheserleri, onun dinamik varlığnın mille irade ve is- teğinin de beraber sürüklemesinden doğdu. Tarihin, hasta Osmanlı imparatorluğu ibi korkun enkası üstünde, hem de kısa bir. zaman içinde bugün dünyanın hürmet edip mevki verdiği ileri bir medeniyet, kuvvetli bir devlet, uyanmış bir millet yaratmak, hangi şefe, hangi dü- hiye nasip olmuştur. Bunu ancak bir mukayeseye tâbi tutuncadır ki, bugün işittiklerimizden daha samimi, daha doğru, daha yerinde bir kadirşinaslık ve intanlık hareketi beklemek mümkün olur. — Atatürk yalnız kendi milletinin, kendi tarihinin veya Yakın şar- kın değil, bütün cihanın en büyük siması idi. Deselerdi, eski ve yeni bütün iddialarını reddetmiş, tarih ve milli iddialarının bir kasmını çörütmüş olurlardı. Fi xaRLrİ z a