;SAHİFE. İ Tefr kamızın dört günlük hulâsası Tefrikamızın dört günlük hülâsası: Fatih Sultan Mehmed, zamanı. Çandarlı kasabasının — beş altı saat doğusunda, bir koy içinde, Kaya rels namında bir Türk korsanı 18 — çift kürekli bir kalitasını (gemi) hazıte lamıştır, sefere çıkmak üzeredir. O-) nun en çök sevip itimad ettiği 24 ya> pnda Karaca Hasandır. Gemi hare« ket edecek iken Koca Mahmud ve Yunus namımdaki tayfaların gelme- diği anlaşılıyor. Köyü olan Bozbayıra gitmişler, dönmemişler. Sahile bakı- yorlar, iki atlı gözüküyor. Birinde tayfa Yunus, diğerinde bir çocuk.. -'uu.ııı. tayfa Koca Mahmud öle| . e Hidü7 0 Ve ş ve <Herek» namındaki oğlunu, dik R alyolerinden ea Kaya reise emanet etmiş. Herek gö- Va #i Cevral, ince yapılı, sa, Zengin olanları basar, para alır ve SST Te ĞÜN /a derke gel lli baz. Sakirr Koca Mahmudum, Kaya reisten Yü"dım ederdi. Androsa da iyiliği do- alacağı varmış. Çocuk, bunu bir köy- kunmuştu. F= ıı: defa Andros llıüî!ıınııunnkidklhilıııd.-:l:ı::::' azırlanan — pu- şİne gönderiyor. Kendisi gemiye bi- vermişti. niyor ve sahilden artık uzaklaşmak| — Androsun bir kızı vardı. Aspasyal in 5 ! Hasan, onu geçen senenin üzeredirler. Köylüler ve sahildekiler — Karaca ü n onları uğurluyorlar. baharında görüp sevmişti. Şimdi ora- O urada körfezin ağzına keşfe Y* ziderken seviniyor, dönüşte bu ğ aeeg #şkını relbe anlatmağı düşünüyordu gönderilen İnce Ali namında yirmi R Karaca Hasan arkadaşını Sazlıdere yaşındaki levend de geliyor. Kaya Üa rels, Karaca Hasan, Hereki teslim tvkünde bırakarak kendisi, And- ödidee irosun kasaba kenarındaki evine git- — Bi nit İti Fakat gidişini, gizli - tutuyordu. Diyor. Karaca Hasan, küçük le- Görünmesi tehlikeli olurdu. gti ' Androsun evinin penceresinin al- vendi gemiye gezdirmeğe çıkarıyor. j a ; tına gelince, ayak uçlarında yükse- Herek, kendisine ne vakit kılıç veri L a gi İeceğini soruyor, © da «zamanı ge- İİP Pencereye bakıy n hesi ol rüyor, fakat komşulardan şüpi lincer diyor. Geminin 3 büyük yel- " aliyor. Ki keni şişirilmişti. Toplar, Herekin şid. İüku için onu duvardan ü n şuyorlar. Karaca Hasan öğreniyor detle nazarı dikkatini cebetti. Ka- İW MahErAndrcala ee raca Hasan onu, yelkencibaşı İlyasa Ki tevdiği İum, Pa i$eA DD e D çırak verdi. Konuşurken'ı KA Karaca Ha- muyor, içeride yatıyor, — «Horek» diye fasulya sırığına lüyen Dilre, beenk derler, senin ona benziyen bir halin **3 Müteeesir li Petros ile bir duvar mesel yok, dedi. Herek cevap verdi: L ; YERDEADEĞ, e remı ve — Doğduğum zaman uzun ve cıliz den — kavga etmiş, Sorda, hir gocukmuşman. Baban aüua <ki-fs' maameboile İalerdüke bilekee Üo nn kadar ıkınmalar, sıkınmalar bu He- ,, kaber verilmiş, fena halde dövül. Şinidi 2e”inaydana Şıkmak; ha 'da rek gibi yumurcağı "'."", l © müştü. kaçıp gitmek istiyordu. Oragıkta öy. miydife . Derak; ödüa Küzle | Ku, le bir yere saklanmalıydı ki onu bula Keşfton gelen İnce Alinin yanında | —e L a le malıydi-ki YEAĞArİ "':(nı" '_,d 4; olmazdı. *mı::'ı. 4 uçup gidemezdi. etrafında :".' .J:ıh :.ı::::u ıd::î ;u_:ıı.î Diyor. Sevişiyorlar. İhtiyar And- gizlej er vardı, bunların hep bele e da; İskender beyin dediğini Tes İçeride uyuyor. Sevişmeği en ileri si de hiç şüphesiz yoklanncaktı ve 0 | iyapardı: Fatih, Belzrad üzerine se- badde kadar götürüyorlar. zaman İninde yakalanan bir porsuk fer açacak, İskender bey de gide.' — Bu sırada kapı şiddetle vuruluyor. Çibi ele geçecekti. cekti. |Meğer, Karaca Hasanı girerken gör — p, ; yendine: Simdi alpahi çavuşu Kasımla ha. Mütler. İhtiyar Anüros 1a ayannor — D L L e ber göndermişuti: ';uıui '“_“.___" Tei ai rin dibine girmekten başka çare yok «Son zamanlarda İspanyadan ko- ÜLE w_,_""" diye Kdedrdakdi. pup gelen ve Katalan korsanları de- A, Leya Ayni zamanda oraya geldiği srrada nilen, bazı korsanlar Ayazment ya-| —— Kaç Hasan, kac! dıvardan - aşarak- sevzilisiyle birlikte| kınında köyleri basmağa başladılar.| Diyer, fakat nasıl kaçım?. Göre- bir kuyunun yanından geçerek eve gir Herkesi kılıçtan — geçiriyor, evleri, — Kterdi. Androsla Aspasyanın başı- dÜtini hniır.udı.' ü bayvanlari ateşe veriyorlar. Bunla-içe d, felâket gelecekti. - Bu oyunu — Külübenin bulunduğu yere göz st- * K t dr LA C b aa b aa — E, Venedilklilerle, Rus şövalye- .. 5 —- Evin içindeki aydınlık oradan ora- leri ile yaptığımız gibi onlarla da| Kendisini toparladı. ya geziniyor, küçük — pencerelerden böy ölçüşürüz, elbet. — 'Onu kurtarmalıyım!.. Dedi..... |bahçeri de yer yer aydınlatıyordu. Bu İnce Ali, yaptığı keşifte körfezin | Genç kadını ahp götürmek için geri. (aydınlıklara düşerek göze çarpmamık açıklarında hiçbir gemi görmediğini ye döndü. Eve geldiği yirdiği taman |ta gerekti. asöyleyince, geminin hareketi durdu. kapıden da meşale totan bir adamın Açılıp kapanan kapıların, d ı'.ıırıı Karaca Hasan, Kaya reisin emrilardında bir sabit ile birkaç askerin |gömülü yatak ve elbise dolapları ka -| İle ve refakatinde İnce Ali olduğu|girdiğini gördü. Çatlak bir sesle ba- |paklarının sesleri düyuluyordu. halde Yunan delikanlısı kıyafetinde | fırıyordu : Her tarafı ıır:ışnrıı'ıı.kı.. olan za Potarmmosa kadar gidecek ve orada| — Nerede o Türk korsam... Bu- |Türk korsanımın saklandığını u Karaca Hasan ve Birdenbire kapı vuruldu. Midilli n uzak tarafları güsteri - ihtiyar Andros namımda hıristiyan,| raya girdifini görmüşler.. gu her yerde onu hrıummîc.: ,ı,r: fakat kendilerine casuzluk eden ih-| — Aspazya inkâr ediyor: | — Yok.. Buda di 'w—ıu)-mım a-. liğine mi girdi bu? Bir aralaık kızdı: — Yoksa şu Petros dönllen sersem — İaterseniz bakımız, her tarafı tiyar balıkçıdan, olup bitenler hak- kan; arayınız .. ne duydu İse öğrenecekti. İki genç, bir kayıkla yola çıktılar. Umumi harpte Amerika entelicens servisi: G.2 ICASUS Diye mümkün olduğu kadar bahçe ROMANI | ahramanı 'N |gelir ve beni bulursunuz. ae iarlin. , kan ve dehşet!| Yazan: (Tomas Conson) l Piyetro muayenehaneden çıkınca derha otele avdet etti ve odasına çık Amerika entelicens servis kumandamı .-22- tı. Emilya hâlâ avdet etmemisti. Piyetro tezkereyi cebine attı. Ve|tiği hastayı çıplak olarak muayene- Pi- Piyetro, sevgilisini nasıl haberdar edeceğini düşünüyordu. Nihayet ya- tağa girmeyi ve hini hacette __mbı_ı.ı İsız olduğunu söylemeyi münasip!| gördü. aSi bar Derhal soyundu ve )n'lgn_î"d' | Ondan sonra komodin üzerindeki| telefon mikrofonunu aldı ve A._nı.. iye bindi. i işti. kin numarasını açtı. Bugün reisle derkial otelden çıktı. Taksiye bindi,|hanesinde bırakarak gelmişti. Deg- UĞ ea bakmak toföre doktor Klaus'un adresini ver-|hâl Piyetroyu aldı.. Ve çok ufak bir. ';îııîıf:nftfıîıîî KA EEN İ di. Çehresi derin bir ciddiyet almış-|odaya götürdü. ke . «& . verdi..Arnik te arkadaşların muaye- 'a Öyle bir ciddiyetti ki, ancak in-| — Reis Madride avdet etti. Sizi y e L v aat sanın talihile ve hayatile oynadığı|acele görmek istiyor. Bugün- ona ettiklerini ayni vasıta ile bildirdi Zamanlardaki çehreyi kaplıyabilir -|mülâki olacaksınız. Fakat kaçta bil-' yetro artık müsterih nlaf'ık yılîgını di. Piyetro on dakika sonra muayene | miyerum. Onun için otele avdet et-' uzandı. Ve masa üzerinden duran hanenin kapısını çalıyordu. Kapıyı| menizi ve odanızdan ayrılmamanızı mecmualardan birini alıp karıştırma- &çan hizmetçi Piyetronun nazarı|rica edeceğim, Hini hacette akşama ğa başladı. ğ dikkatini celbedecek derecede müş- İkadar bekliyeceksiniz. Sözün kısası| Biraz sonra telefonun zili çal K külâtsız olarak kendisini tanıdı. Dok|benden emir almadıkça bir ı.nf-l'reı.ıî,..., Emilya ww';ı: Şöze için biraz bekle-| çıkmıyacaksınız. 'na gelip gelemiyeceğini - Yahut | =ııl:ı.:îrı :î"k B '— Pekâlâ. Başke bir emriniz! — |ta kendisinin onun odasına geleceği-| Piyetro daha sandalyaya oturma-| — — Hayır, esasen ben de başka bir|ni söyledi. V #a vakit bulmadan doktor Klaus|şey bilmiyorum. Yalnız siz atelde| . Piyetro yatakta uzanır bir yaziyet| önüne çıktı. Klaus dışarıda bekli -|bekliyeceksiniz. Ve ben randevü ye- te bulunduğunu söyleyince Emilya | Yen hastalardan başka muayene et- rini ve saati bildireceğim. O zaman itiraz kabul etmriyen bir ifade ie: Karaca Hasan, kuyu içinde saklanarak kurtuldu - Uyküya İhtiyacım var ve arüz 18 iklucikânun Üumartesi 1938 la ve yavaş yavaş yukarı çıkıyordu. Her asılışında bir arşın kadar yükse- liyor ve dürarak hem uefos — alıyor, hem de gelen giden olup olmadığını dinliyordu. Başı kuyunun kapağına dokundu. bu zaman yavaşçe kaldırdı. Etrafa göz Aattı hiçbir canlı şey yoktu. Yalnız evin içinde Androsun sinirli sinirli söy . lendiği, küfürler ettiği belli belirsia iştiliyordu. Kapağı iyice kaldırdı. Çok gürültü yapmadan kenara çekti. Sonra kuyu. nun bileziğine tutnarak yukarı çık. ©. Alçak bahçe dıvarının ardında, 84. İkerlerin uzun mızraklarının uçları da iyoktu. Demek ki hepsi de gitmişlerdi. Kapak açıldı. Çabuk kuşağı ipten çözdü. Bıçağı Karaca Hasan kenardaki — taşlara'dişleri mrasında sıkmaktan ağrı yos tutunarak dıvara sanki yapıştı. Ayni rulmuştu. Onu da kuyunun kenarına zamanda sarkmış olduğu kuşağın ipe bırakmıştı: Çabucak kuşağı beline sar bağlandığı yer kuyunun ağzına gel- mağa başladı. Kuşağı sararken - eve miyecek derecede onu gevşek bırak- yaklaştı: tı. Kuşağı görürlerse herşey ıqdı-' İçerisini dinledi. 'a çıkacaktı. Fakat ip tamamen yu-' Andros durup durup söyleniyor, kü karıya çıkmazsa kovanin kuyunun fürler #avuruyordu. Petros denilen he içinde bir yere takıldığını zannede- rifi ayağa kalkar kalkmaz öldürece « ceklerdi. IM söylüyordu. Bu arada Aspazya - Karaca Hasan soğuk soğük terli .'nın titrek bir sesle: yor, lâkin köndisini heyecana vermi-| — Artık yeter.. Haydi uyu.. Her. yorda. Soğuk kanlı olmağa çabalıyor, şey geçti işte. Yalan söylediği mey. hızlı nefes almaktan bile çekiniyordu. dana çıktı. Şimdi dayağı yer ve akıl. Meşale kuyunun ağrında göründü. lanır, Belki de zındana atarlar, Allah Karaca, karşıki dıyara dayalı olan ba- tAN bulsun. Onunla uğraşıp başına be. 1â mm alacaksın. Haydi Androscuğum â:'iım çekerek yalnız bir tarafa tutun- yek'daaya: Göne hasta' oladıkın, İki baş kuyunun içine eğildi. Bun- 780 iyileşirken. Jardan birisi fpin ucunu tatarak çek.| — Dediki duyuluyordu. — ti ve salladı: Karaca Hasan oradan gitmeden ön. — Bunun ucunda kimse yok , Aşa- |€ Zenç kadını görmeği o kadar isti. ihda sudan başka Dirşey Dm"m;_'” yordu ki... Onu son defa bir daha öp- inci baş geri çekildi İmek , sarmak, kucaklamak, hattâ gün — Derin değildir. Suyun —içinde Akarıncaya kadar beraber kalmak çok ayakta durür. Şimdi anlaşılır. tatlı- olacaktı. Dedi. Lükin buna imkân Birkaç saniye sonra iki el büyükçe Çünkü sözde kocası YAZAN: Kcan afîı Aspasyanın aşkı Dükasının askerleri evi sardılar. — Girmişse boğulmuştur. Son sözü zabit söylemişti. e & Herif rüya mı gördü? | görmüyordu. Karaca Hasan bu adı hiç unutamı.' izlerinin ardını iyordu. Onu bir defa daha işitmekle ,'bir taşı kuyunun ağrında yükseltti. bir türlü -getirmiyor ve uyumuyordu. kafasına biraz daha derin olarak kaz- Pakat zabit ona engel oldu: Karaca Hasan: miş bülunuyordu. Kendisine bu kol — Ne yapıyorsün? Eger orada ise — — Eh, belki böylesi hakkımızda da kulu dakikaları yaşattığı, sokulacak diri yakalamalıyız. Onun küçüğünü de ha delik aramağa mecbur ettiği için ona atsan ses çıkar, herhalde pek yakın bir zamanda ceza-| — Yumruk büyüklüğünde bir taş bü- sını verecekti. |tün kuvvetile yukardan aşağıya indi. Lâkin şimdi bunları düşünecek ta « Sudz man,değildi. Çünkü neredeyse meşt- t Jali sadam -ile aabit ve askerler buhçe-| — Rir aha; bir daha, bir daha afıldı. tı. ye çıkacaklardı. Bunlardan sonuncusu Karaca Ha-' İkinci sıçrayişta kendisini sokakta Kuyunun ipinl yokladı. Sağlamdı.'sanın omuzunu sıyırarak geçti. FPakat buldu. Her ihtimale karşı onu iki kat yaptı. dişini sıkarak sustu. Zabit kızmıştı;. —Hemen - kasabanın Kısaldığı için de ucuna kendi elindeki| — Yok İşte, ne uğrasıyorsunuz? çalılıkların, zeytin kuşağı ekledi. Bıçağını uğzına almış- Renden iyi mi bileceksiniz? Nerede o daki karanlıklarda ka ti |Potros denllen herif. Yürü bakalım — Sazlı dereye gel ipin dip tarafını tutarak s)y- bizimle.. Biraz da seninle konuşalım. gözünü dört açmıştı. rıldı. Küçük ve tahta kova ile birliktı — Vallahi gözlerimle gördüm gir. geç kaldın? kuyunun içine ek için kenarlar- | diğini... — Öyle oldu. Har-zaman işler tila- da birakılmış olan küçük oyuklara ba.| -— Gözün açık olduğu halde rüya rında'gitmez ya:. Bazan 'da böyle bas- k suya doğru yaklaşmağa buşla- görmüşsün sen.. Yürü!, tırıverirler. - Oruda -bir bacağını kuyunun bir|. Bir tokat ve birkaç yumruk gürül- —— Bastırdılar mı? . tarafına, diğerini karşı tarafına da- tüsü düyudu. Komşular ve ayak ses- ; — Yaâ ne zannettin? Az daha yaka- yadı ve dürdü. İnerken kuyunun tah-/leri, aydınlıkla beraber uzaklaştı. — yı ele veriyorduk. Vermezdik ya, her tadan kapağını kapamayı da unutma-| Karaca Husan derin bir nefes &ldı. halde benim içinde pek o kadar' uğuza mıştı. Bana © sesler ve aydınlık| — Kuyunun kapağı kapandı. moal olmazdı. gittikçe yaklaşt Bunu yapan hiç şüphesiz Aspazya ——— Nasıl oldu? — Barada da yok, idi. O'da Karaca 'Hasanın örada oldu- — — Haydi,, hemen — Arka tarafları arayın!.. Şu kü.- ğunu bilmiyor, kimseye görünmeden den uzakl; mesi de unutmayın, Bak orada bir otlçıkıp gittiğin! zannederek büf'ük bir yığımı çar. sevinç duyuyordu. jdüm . Merak ettiğim kadar varmış.. Yürümeler, hışırtılar ve seslenme-| — En sonra o'da gi Kayığı sazlıkların arasından çıkar. ler, sanki yukarıdan. değil, yerin di -| Her taraf derin bir sessizliğe gö - dilar. Velkeni açtılar. Kürek başlarına binden geliyordu. - iyidir. Ne olur, ne olmaz, biran öne ;ce buradan savuşalım, Dedi. Ayaklarının ucuna basarak bahçe boğuk bir ses çıkararak dibe git dutarına doğru yürüdü. Bir sıçrayışta duvarın üztüne,çik, dışarısında — sık zaman ince Ali bu uğursuz yer. salım. Yolda anlatırım. — Gidelim... Zaten seni bekliyor'. 5 müldü. İgeçtiler ve gecenin bu geç vaktihde — Yok. Karaca Hasanın kolları kuvvetten karanlik denizin enginlerine doğru — Yok., düşmüştü. Ufacık fâş çıkıntılarını uzaklaştılar. —. ikalamaktan , küçük giri : Uyuya bakın oraya girmiştir. sımsıkı — Devam edecek — — Öyle ise geliyorum, dedi. — |mı zannediyorsun? Gözüme baksan|rinden olduğunu da — söylememişti. Bir kaç saniye sonra Emilya sev-|a!... Sen munyenehaneden ayrıldık- ' ve'tabii söyliyemezdi de.. Çünkü e 'nin yanında idi. Ve yatağının|tan sonra doktor Klaus beni telefon | ğ Ş y |zaman' Alman casus teskilütiyle ko- trinde oturmuştu. 4 odasına aldı. Herşeyi anlattı ve der- medya oynadığı m —ııA Emilya telâş ediyodu. Piyetronun İhal senin peşinden koşturdu. Halbu- ,, # Pana GERÇEK saçlarını okşiyarak: ki beni beklemiyordunuz. değil mi?| * — Neden 4 Di d — Bundan ne çıkar; Cevap verecek söz bulamadığın - d_f:îım hakikati söylemek isteme-| — . Sana haber verdikleri zaman Glk mfumı_uı. İPakat Biniya Bi E iği K kaçamak. yolları tuttuz çi a eceksin: Çünkü doğru değili c0 Söltefsir etti ve: "; endimde Hr'yofuunlu'l his- 1 Bu hikâye biranevvel sona erme| < —e'et gülüyorsun -dedi- fakat se. sediyorum. F.eue_ Fiyevr geçirmek | , 4; Ve inütabık kalmalı va büra © ni öldürecek veyahud buradan kaçı- ihtimalinin önünü almak için gün- 4 racak olurlarsa benim ne olacağımı üzü istirahat ile geçirmek istedim. | dAN Tirar etmeliyiz. Beni seviyor mu- isimdi — Bütün gün böyle uzanmış mı|*92-. Seviyor musun?.. his düşünmüyorsun .. Yalalnden Kahi — Bu kadar çabuk hararetlenme Tuhakkak intihar ederim. — Tabil değil mi sevgilim hatta Sevgilim? Piyetro'bu 14fa da güldü lâkin gü- biraz da| Piyetro başka cevap bulamamış - |lerken Emilyayı okşadı. - Sen müteessir arzu ettiğimiz gibi gil, üe: uyumak niyetindeyim. Emilyanın güzel çehresi birden- hai — Fakat hayatının tehlikede ol. bire sarardı. Müteessir - olmuştu!..|düğunu anlamıyor musun? Başka İmerak etme!. —— Parmakları manidar şekilde kolye- türlü nasıl söyliyebilirim; Emilya masum bir cocuk eibi -Do- siyle oynuyordu. BEtnilya hakikaten sinirlenmiş ve mek KI -dedi- gitmiyeceksin — öyle Piyetro sevgilisinin bu vaziyetin-/isyan etmiş bir.vaziyette (di. (mit.. den telâşe düşmüş gibi, Piyetro gülümsedi. Ne ceçap ve-| — Ne oldun, ne var ki.. Diye sor- rebilirdi?. Emilya onun başka, bir & casus teşkilâtınin adamı olduğunu Bilhassa halledile Emilya; sahilde hiçkiran dalgalar bilmiyordu ve bileceği de yoktü. Ay- var. gibi köpürdü. nİ- Zamanda Piyetro İnteljeçne Ser-' — Emilya sükünet'e — Artık kâfi değil mi, beni aptal vis teşkilâtının en yüksek — zabitle-' Devam ed