. y R. C W WW 9 VS U * KO F <a ae oT b d » ç. ĞKT dE0E ge , LAİ AHİFE b İ'_;frikumızm iki gün: lük hulâsası Tefrikamızın iki günlük hülâsası: Fatih Sultan Mehmed, zamanı.. Çandarlı kasabasının — beş altı saat doğusunda, bir koy içinde, Kaya reis namında bir Türk korsanı 18 çift kürekli bir kalitasını (gemi) hazır. lamıştır, tefere çıkmak üzeredir. O- ptn en çok sevi, şında Karaca Hasandır. Gemi hare-| ğini, karanlık koyun ıstiz ve dür- ket edecek iken Koca Mahmud ve|Bün olduğunu haber -verdi. — Yunus namındaki tayfaların gelme.| | Kaya reis, Karaca Hasana:dön - diği anlaşılıyor. Köyü olan Bozbayıra | dÜ! AŞ DT Di s ç gitmişler, dönmemişler.. Sahile bakı-| * — Sana yol göründü, Biz gemiyi yorlar, iki atlı gözüküyor. Birinde | Yağlarken sen de Potamasa ":â“ fayfa Yunus, diğerinde bir çocuk. |Sit de bakalım bizim ihtiyar And.- Moğer, tayfa Koca Mahmud öl- (t98 Neler söyliyecek? Şimdiye kadar * ie dümake hasimlllki alltemt, bize bırçy göndermesi gerekti. O Kaya reise emanet etmiş. Herek gö-| NUn yıllığını da Sabandan alır götü- zü pek, zeki, cevval, ince yapılı, za- WE::.'“ Hinsan güzek Röyücarbik” Te a mudun, Kaya- relston | XO'du. Lâtinceyi de Venedikliler - a Mahmudun, Hrsdkde Ka Bianala varim İ Düi B he den tutulmuş olan bir esirden epey lüsü ile anasına ve küçük iki karde- znî';:;:z.[î::.ğ'"hk Bi tine gönderiyor. Kendisi gemiye bi-| “Rü ekciler ve diğer İevçtlef ara niyor ye sahilden artık uzaklaşmak ilevlet ve Llitiğçe- üzeredirler. Köylüler ve sahildekiler ;'ı"gfıf: :în'î:;::'_ıîlîı değildi. Fa- onları uğurluyorlar. İaar Kaya Reje bütün gizleve korku- O aırada körfezin ağzına keşfe 1 işlerde Karaca Hasanı kullanıyor, gönderilen İnce Ali namında yirmi . 4, bunlardan çekinmiyoidu. aşımdaki levend de geliyor. Kaya| Hattâ bu sefer sanki Kaya Reisi is, Karaca Hasana, Hereki teslim h4 işi ona yüklemesini candan bek- ediyor, S liyordu. Onun sözleri üzerine göz- — Bunu gezdir! leri sevinçle parladı. Ve hemet 'ce- Diyor. Karaca Hasan, küçük Je-. yap verdi e vendi gemiye gezdirmeğe çıkarıyor. üstüne Reis. — — » Hörek, kendisine ne vakit kılıç veri:| —— ıE:: Ali de beraber gitsin! leceğini soruyor, o da «zamanı ge| —— "Geçen sefer olduğu gibi.. 0 NT A itimad ettiği 24 ya- | 9çıklarında hiç bir yelkenli görmedi-| ÇANAL ! Yedi yıldanberi' kasabanın kena- lardan öğrendiği, yahud kendi ge- zerek gördüğü şeyleri Kaya reise haber veriyordu. Kaya reis onun vaklinde verdiği haberlerle tam 4 defa yaman birer baskından kendi: sini kurtarabilm, Onun bir'miras meselesinden kar Tındaki bir evde oturuyor. balıkç ! DOLU, 17 İkinciteşrin Perşembe 1938 z YAZAN: Kadircan Kaflı L K J e kendi kendine fısıldad | ı çaldı. Kalbi sevinçle çarpıyordu. Bir ara- lik şöyle düşündü: e morük eğer Ölürse zavallı n syalnız kalacak . Onu kö- me götürmek için reisi kandırmalı. Bize onun Androstan daha dost oldu- izü besbelli. An ve Tinas udas a. piyor. Fakat onun gözlerinde bir sev- Bi ve İnAnç var.. Bü düşünceye o kadar dalmi kapımn arkasından genç kızi — Kimdir o Diye seslenditni düymamıştı. Bun dan başka sekiz on adım kadar İle: de ve ayni sıradaki hir evin pencere nin açıldığını, oradan uzanan bir ba- a dön ki gın Karacanın bulunduğu tarafa bak. tığını da İşitmemiş ve görmemişti. — Ben Karaca Hasan, Ben geldim Haâpa.. Türk delikanlısı ne zamandanberi genç kızla karşılaştığı zamân ona böy le söylerdi. Onun asıl adı uzün geli yordu. Halbuki böyle kısaltınca ay zamüanda Türkça oluyordu. Onun hu- yuna ve haline uş dili alışıvermişti. 4 Genç kız da bu isimden hoşlanıyor- İhtiyar Androsun Kaya reisle sa- hiden dost olusunun asıl- sebebi bu sözlerden açıkça anlaşılıyordu. O, çok sevdiği, güzel Tinos ada- sına, yorduna hasret çekiyordu. O. raya dönmek için oranın Türkler e- ine geçmesinden başka bir çare yok. ti u. Karaca, ön dört yasmdaki bu kı- |dı.r hamamın bac | EalEın diteği I Pis sokak Çivici humamına çok yakım 871 ef sokakta oturmaktayıı denbari bu semt halkı Çivici h amının etrak Krar verecek şe NMASIN. 1 çok müştekid am gündüz Slsun gece olsun yan a. başladı- mi, bu semt halkı müdhiş bir duma- na boğulur ve pis bir ı kömürü kokusu her tarafı sabuhları odaları biraz havalandırmak İste- yenler hamamın — yanmasından İleri gelen pis ve tahammül edilmez koku İyüzünden pencereleri: çamaşır veya yata salarına veya bir yere güneşle için sermek - imkânımı kü hamamın bacası: kesif duman her tarafı bu yüzden hava i açamazlar, kımlarnı tara- bu g epey yukarıda- dır. Fakat bu pis kokunun etrafa Yae * yılmasına ve her tarafı kirletmesine " mani olunamamaktadır. Esasen ha- mam - ocağının etraf ararma lar delik, deşik o ndan duman ve koku bacadan deği!, daha ziyade bu kısımdan çıkmaktadır Büyük bir #emt halkının bu ta- hammül edimez koku ve dumandan kurtarılması için belediyemizin ça- hşkan reisi B. Dr. Behçet Uzun dik- kat nazarını — celbi saygıla- menizi n değildi amma,|Yimla yalvarırım Çivici hamam - 871 inci- sokakta öö No. da oturan Lütfi Keten lincer diyor. Geminin 3 büyük yel- keni şişirilmişti. Toplar, Herekin şid- dötle nazarı dikkatini celbetti. Ka raca Hasan onu, yelkencibaşı İlyasa çırak verdi. Konuşurken ; — «Herek» diye fasulya sırığına halin'te bir çevre bağlamışlardı.. Kuşak- İlsi e geminin kıç albna ibdiler. ları zaman iki adalı Rum'ba &:f:ndan hiç bir farkları yoktu. Kı 'a kara bir şalvar, çizgili bir gömlek (giymişler, bellerine dar koyu renk- deşile boğaz boğuza gelerek yarala-İzı geçen bahar uğradığı zaman bir- dığı, cezadan karkarak ortadan kaç-|denbire gelişmis ve iki misli güzel- tığı söyleniyordu. Tinos adası o sı-|leşmiş buldu. Onun karşısında ka- linde olduğu halde Midilli adası|mak ve götürm-k arzusunu hissett (Kotalozya) ailesinin idaresi altın-|Fakat buna imkân yoktu. Çünkü da bir dükalık idi. Bövlelikle kur -|Kaya reis gemisine hiç bir kız veya ralarda İstanbül imparatorunun e-İnının kaynadığını duydu. Hemen al- du. Kapı hemen a ada komşunun peneeresinden baş geri çeklmiş, pencere de inmişti. İnerken yaplığı gürültü, za. ten kapının İki tarafındaki sokak ktor Arif Yurcu Merkez hastanesi ba » — türdülar. Hâlâ öpüşüyorlardı. derler, senin oıı: benziyen ”; larının arasından kısa kırlangıç küy-, yok, dedi. Herek cevap "'İ" ediz Tuğu biçiminde sapları olan balıkçı — Doğduğum zaman vana Te O a larının ucları çıkmıştı. Pala ve bir çocukmuşum. Babam anama D GL n Ka ği altına koyarak ka- kadar ikınmalar, siknmalar b hei L llar. yek gibi yumurcağı çıkarmak içini — y | L miydi?» Demis adım böyle kalmış.| — g. . Pi ran velkenini alabil- Keşften gelen İnce Alinin yanında Çandarlı Timar beyi olan İskender Hlkssta İepahi'çavusa Kasım vardı. O, “Körya #eiki Kimaye #dördi. Bümuka. bele o da, İskender beyin dediğini yapardı. Fatih, Belgrad üzerine se- fer açacak, İskender bey de gide- cekti. arken oraya varmış| olmaliyız. Rüzgür güzel.. Diyerek İnce Aliye bükmiâtı. İnce Ali sırım gibi bir delikanlı idi. — Varırız "Baksana, karaca gibi Şimdi sipahi çavuşu Kasımla ha- dalgalarda sekiyoruz. —— Ber göndermişti: | —İhtiyar Andros, tam bir is adamı «Son zamanlarda İspanyadan ko- idi. Kaya reise karşı saygısi da vardı. pup gelen ve Katalan korsanları de- Çünkü bu Türk gemicisi diğer den nilen, bazı korsanlar Ayazment ya- ciler gibi çoluk çocuğu esir etmiyor kınında köyleri basmağa başladılar. lar, adamları bos yere öldürmüyor ü 1 istiyorlardı Herkesi kılıçtan geçiriyor, evleri, lar, sadece para ve mal istiyorla hayvanları ateşe veriyorlar. Bunla- Hattâ bunları da, hnfllkhınıku).h:. rın içabına baksınlar. kasabaların Iınp'ınle!ındrn alıyorlar Kaya reis kızdı dı. En çok ta Venedik ve P.gş.,.ı.f E, Venediklilerle, Rus şövalye-' valyelerile uğnıı_vorlnrdı.d Şöyalye leri ile yaptığımız gibi onlarla da İsrden nldıklfın paıîııâikı. ”;ı"llg : boy ölçüşürüz, elbet, gözetmeksizin fakirlere.- yoksulları X yerdim ettiği de çok gör gtü 3- Bu yüzden fakir köylü ve balıkcı- lar: Kasim çavuşa baktı: — Kaya'Reis geliyor.. — İskender beye bizden selâm| Dedikleri zamai çil yavrusu gib et. Yolu k.:ç.ı:e;).uğ. Tam vaktinde|dağılarak dağlara kaçmıyarlardı. demir almış bulunuyoruz. — Elbet| - Andros bir defa Gotamosda cirm (Katalan) denilen bu herifleri te - |riliğile tanınmış bir papazın - giz' mizleriz. Gönlü rahat olsu: parasını gizlice Kaya reise haber ve İnce Ali, körfezde ve körfezin dikten sonra onunla dost olmustu. t |Yazan: (Tomas Conson) — —— umi harpte Amerika ente'licens — servisi: G. ICASUS ROMANI Amerika entelicens sorvi kumandayı - 20 - söylerken gayri ih-! kalplerinden vücurlerine -intikâl et. linden kucakladı ve al-|mişti. Ancak sabaha- karşı Airaz sonra ikisi de kucak kucağa gelebildiler.. Her ikisi de' üyküsuz- gelmiş, dudakları birleşmişti. Emil- luktan bitap bir - hale- gelmişletdi. ya var kuvvetiyle Piyetroyu kücak-|Hiç konuşmadan işitilir bit 'seale 've or ve derinden gelen bir sesle: — İkendi kendine konuşuyor xibi. . “— Anlamalı idin - diyordu - seni| - — Hareketimden pişman değilim teviyorum. Var kuvvetimle, bütün -dedi- şahsi gururumdan daha merd mevcudiyetimle seviyorum.'Her şey-;bir adama kendimi verdim.. 'Neda-, den ziyade sanâ bağlandım: |met hissetmiyeceğim. Bununla berâ- Riyetro b iyart onu bi eğe başladı. ç y Zh pusolerine 'ber benim-seni sevmemekliğim itap|ilk tesadüf ettikleri süthüneye gire- A ünaglam 1 n mn"ederdı Madam 'ki sevdim've seviş.irek ayakta bir aütle bir iki - lokma mükâbele etti. ŞA — Ben de seni seviyorum. Hem de,tim bugün ağırlığını da çekeceğim ve ., |Kahramanlık, kan ve deh;elı B Tarkal z İrâ uykusuzluktan yorulmuş, gözleri. kendilerine; çok, pek çok, camım kadar seviyo- diyeti'ne olursa olsun ödeyeceğim. Tufh. | . x Rpl kola girerek bir kanepede 0- Sevmeğe hakkın yok, buna rağmen — Vaziyeti hâlâ anlıyamıyorum.| tulmustu. Fakat Karaca Hasan bun- ları düşünmüyordu. Onun gözlerinde güzel bir kadı- nın hayali vardı. Aspazya, ihtiyar Androsun ev - lâdlığı idi. Henüz on iki yaada i- ken kimsesiz kalan bu kızı evine ka- bul ederek kendi işlerini gördürme- ye başlamıştı. Kendisi katırma ku: maş vesaire gibi mallarımı: yükliy tek köy köy, kasaba kasaba sutmnak için çıktığı zamhan 6 &vde kahyordu. Kara Hasan onu üç yıldanberi ta- niyordu. İhtiyar satıcıya her gidişin- de genç adama tandan gülümser, o mun yiyceğini, oturacağı yeri, vak ile hazırlardı. Sonra da kapının ö nden ayrılmaz ve bir yabancı zeldiği zaman hemen haber veriri Bu haller Karaca Hasanın hosune vidiyor, her defasında ona armağan- ar götürmeyi unutmuyordu. Fakat, bir altın, bir inci, bir bile- #k ve yüzük gibi şeyler olan bu ar- rağanları etsesi gidişinde onun ne oynunda, ne kolunda ve parma - ında görmediği zaman: Ne oldu Diye soruyordu. O zaman — genr ızdan önce Andros cevap veriyor h 'a ne olacak? Herkesin gözüne ba ar. Soymağa gelirler. Despot De yitriyos'da Kostantin gibi olacak. “inos pek yakında Türklerin eline eçecek ve © zaman oraya dönece siz. Onu da gelin edeceğiz. 'et, ana izahat vermekliğim 'or.. Fakat ben hali hazırda orüm Mesid ve bah- ( değil midir? Piyetro sevkil, üzeri- n& itiraz etmeden ricat etti. A2 gon- ni kapatmiştı. Emilya Piyetrodan evvel uyanmış, ve karyolânın Kkenarına oturarak Piyetroyu seyre dalmıştı.. Piyetro öyleye yakın uyandığı za man onunla bu “ şekilde karşılaştı. Biraz sonra ikisi de hazırlanmış ve ötelden dışarı çıkmışlardı. — Kahvaltımızı ötelde mi, sütha- nede mi ulalım? K Piyetro dışarıda kahvaltı'etmeği | dâha münasip gördü. El ele vererek dişarı çıktılar ve aldıktan sonra belediye — bahçesine gittiler. , yunca bakan genç kızın gözüne he - men çarpmışt: kadın almıyordu. Hele leventleri böyle Türk olmıyan kızlarla birleş- melerine hiç göz yummuyordu. An- drosun evine Karacavı göndermeni e. onun dil bilmesi kadar hislerine hâkim ve demir gibi bir delikanlı |" oluşundandı, Sahiden Karacanın o zamama k dar her hanei bir kadına aktığı anun İa- fi bile ettiği duyülmamıştı. O ya- *a gelen herkes evlendiği halde Ka- nea. böyle bir Süsüncesi olduğunu a söylememisti.. 'akat Asnazyanın hayâli onun ka- fasında gittikçe derinleserek kazılı: Vor, yerleşiyordu. — © şimdi kimbilirne kadar gü- zelleşmiştir. Gönlümden geçeni Res se açsaydım, ne derdi? Dönüşte her halde bunu söyliye- zekti, Raranlık bir geceydi. Kasabanın arında olan evin bahçe dıvarı- di- >inden bir karaltı yürüyordu. Gürül. Ü çıkarmamağa çalışlığı yürüyüşün- den anlaşılıyordu. Fakat e bir sekingenlik, kele korku hiç yoktu. Ka- pinın yamı başındaki küçük pencere Girmek için hazırla- oldukça yüksek sesle söyle , aşıp kalan Karacar 1 tatarak titreyen bir sesle, bir Yüz- gür Dsaltısı gibi şunları ilâve etmişti. — Biz! gözetliyorlar. Arkadan bah- çeye atla. Sana küçük kapıyı açıyo - rum. j Büşka hiçbirşey söylemeden kapı . yı oldukça hızlı kapamıştı. Böyle şey« lere'alışkın olan Karacanın bütün vü- eudu bir anda bir bi gerilmi Kaşları çatıldı. Gözleri parladı. Demek- ki son gelişindenberi bura- da büyük, değişiklik olmuştu. Yoksa Androsun Kaya reise casusluk ettiği duyulmuş Muydu? Lâkin duyülka bi- le bundan 'ne çıkardı? Midillide dü - <ahk eden Dorya Kastalazyo, Türk imparatoru ikinci Mehmedin bir vali. sinden farksızdı. Vergi veriyordu ve İstanbuldan aldığı emirlere — göre iş yapıyordu. Buna rağmen ihtiyar satıcıyı gör- .| nek isteyip te göremiyen rastgele bir adam gibi geriye döndü. Üçüne taktan sağa saptı. Orada 'da y taydı ve ayak seslerini gittikçe haf Böyleklile Androsun evi tara - 4 olan bir edam Hu ses'er hcı gözle n eli- örülmemis, hatta b loğru ayaklarının. üstünde yükaeldi üi so * bir döşek serilmişti ve bu döş tiyar Androos ya! rdu. — Bizim moruk hustalanmış- ola Emilya neşeli idi. E geri kalmıyordu. Otele man doğrudan doğru odasma çıktılar. Piyetro tekrar Emllyanın verece - gini vadettiği izahatı hatırladı, fakat bu sefer de aksini düşündü ve kendi kendin — Vadı —Restöronda yemeğimizi aldıktan sonra iyi müzik bulunan gazinolar- birine gidelim. iya, küçük bir çocuk gibi bu teklifi alkışl: Her ikisi de mesud ve sevinçli idiler. Tebessümleri du- daklarından ayrılmiyordu. — Zencir halkaları gibi bağlanmış olan: çlleri lâf söylemekten durmiyan ağızla - rından dâha yüksek bir mana ifade ediyorlardı. Piyetra birdenbiri — Vadettiğin izahatı ne vakit ve- receksin ; Diyecek oldu. Fakat geçirdikleri *nadet dakikalarını öldürmeğe cosa- reti yoktu. Mümkün olduğu Xadar bu fikri zihninden - uzaklaştırmağa Hayret ediyordu. b Muzikholdan sonra — Bir. taksiye| bindiler ve ötele avdet ettiler. Piyet. ro o zaman — Hayafımızın en me- sud dakikalarım xeçiriyoruz. Dedi. trdıkları z8- a Emilya'nın iği izahat aklına gelmese iyi olur. Kendini o kadar bahtiyar sa-| miyor Dedi. Fakat anlaşılan Emilya'da da ayni düşünce mevcuttu. Çünkü o da aşklarına engel olan manlayı hatırla- yıp kurcalamaktân çekiniyordu. Bu gecoyi de beraber — geçirdiler. Hatta birinci geceden dahâ mesud ve daha ihtiraalı olarak.. Erte ler. Uyandıkları zaman her kisi de yorgundular. Bununla beraber Şşen ve mevcuttülar. dün old gün de çabucak giyindiler ve otelden çıktılar. Her ikisi de bahtiyardı. Bi Öğleden sonra hava çok güzeldi. Soğuk kat'iyyen yoktu. Rüzgür hiç Tabit — Büna balayı diyorlarmız, ildirim | hu isim beni alâkadar etmez. Bi Gülerek, Hırs' benimle sevişiyorsun 've bü'hareke- esmiyordu. Gök yüzü parıl parıklı. birşey varan o da mosut ve bahtiya -'yidiler. Akşamı vecirmek üzem tek- tım. elro da ondan|'en sonra otele avı n öğle vakti; onlar gene ya |çık v gibi bu |Sarıldılar ve öpliştüler. Piyetr operatörü talarımı saat 15 ten 19 za kadar| 2 ci beyler sokak 78 N. muayenehak| inesinde kabul eder. — Tel.3393 Kiralık büyük han Salepçi sokağında umara 6 da tadilât yapılmak şarti. her türlü tüctar emteası ye pala- mut konulur ve işletilir. Büyük ham kiralıktır. Taliplerin İkincibeyler sokağı 46 D.3 oğlu camii müracaatları, ANADOLU Günlük siyasi gazete Sahib ve” Başmuharriri HAYDAR RÜŞDÜ ÖKTEM Umuml neşriyat — ve dürü Hamdi Nüzhet Çançar — İDAREHANESİ İsmir İkinci Beyler sokak C.Halk Partisi bina; Telgraf: İzmir Telefon 2716., P kutusuz 635 ABONEŞERAİTİ Yıllığı 1400, altı aylığı B1 kuruştar numar dada ANADOLÜ Yabancı — memleketler için — senelik | abone ücreti 27 liradır Nuzik bittik. öcekleri yerde yir çorba almak Ü: *torona gir- liler, Orada şarapı aber yemekle. ni yidiler. Fakat Emilya aralarında paylaşmak üzere bir « soyarken konuşmaları" gay ri ciddi bir şekil aldı ve Piyetro hafif bir sesle, —Hakikaten sevgilim ei adettiğiniz izi — Suz, burası izaha: müsait değildir. Odamıza avdet ©! ee konuşuruz. E zuldu ve mubahasa kapandı. Güzel kıs zın sıkıntı basmış- tı. Derhal hesaplarını verdiler ve ora- dan ayrıldılar, danız Emilyanın r. Piyetro paltosunu çıkardı ve bir kanepede oturdu. Biraz sonya E. müyg, da yanına gelmiş muş! vereca- derhal bo. nn güzel çehresi odasına oturı — Sevgilim -dedi. hakikati henden lemene aramıza giren yegzöne mâni İ vadet. leyin baka: - Devam N