< ee SO F PFU b 7Y F O KKT p AO A i yv_g Perşembe 1938 DÜNYADA neler oldu ? neler oluyor Bir bekçinin başından geçen Robensonvari macera Bir Fransız film kumpanyası, bir kismı Meksikada ve diğer kısımları Avustralya ile bahrimuhitikebirde geçecek olan bir vakanın filmini çe- virmek için Kotdazürde Kan şehri yakınlarında bir yer seçmiş. Bu su- rete o civardaki bir nehir Avustural- yadaki bir nehir olmuş; bu sahilde bulunan yüksek kayalıklardan — mü - rekkep bir adacık Bahrimuhitikebir | adalarından biri ve nihayet sahilin bir parçası da Meksika olucakmış.. Issız ve kayalıklardan mürekkep ada matluba muvafık bir şekle &0- kulmuş-ve hakikaten Okyanos ada- sına benzetilmiş.. Adadaki tesisâtın bekçiliği de Vlâdimir Kadahof adın- da birisine bırakılmış. Bu 62 yaşın- daki dinç ihtiyar, geceleri yalız ba-| şına adada kalıyor ve her gün yanı- ne Üüç günlük yiyecek bırakıliyor -| muş.. Fakat havanın birdenbire bozma- gı ve denizin kabarması üzerine işle- ri muvakkaten tatil etmeğe mocburi- yet hasıl olmuş ve bekçi adada yal- nız kalmış.. Arâdan günler-geçmiş. Deniz bir türlü sakinleşmemiş, bilâkis gittikçe şiddetini artırmıştır. Adamm artık | veceği kalmamış. Kayıklarla ken- disine yiyecek götürmeğe çalısanlar bir türlü kayalıklara yanaşamamış- lar ve-adamcağız tam beş gün aç kal | Zavalı ihtiyar gündüz kendisi- ne yiyecek getirmek istiyenleri deni- zin ortasında görüyor, geceleri Kan şehrinin ışıklarını uzaktan seyredi- j yör, fakat buna rağmen sarp kaya- hklar arasında yiyecek bir ot hile bulamıyormuş.. Her an biraz daha 8- lüme yaklaştığını hisseden ihtiyar, aç kaldığı altıncı günün aabahı ada- ya yanaşabilen bir kayığın getirdiği yiyecek ve içkilerle kendisine gelmiş ve yeniden hayâata doğmuş... SAHİPT A, eTT e DSr S ya çi ÇİMDİKLER | Unutganlık Dünyanın kalbinip en derin nok- tasına bir evlât acısı gibi çöken Çe- koslovakya hâdisesi, yavaş yavaş sönüyor, gün geçtikçe unutuluyor, istirabının — şiddeti azalıyor. Yarın öbürgün, bizzat Çekler de, Slovak- lar da böyle bir-hâdise görmemiş, geçirmemiş olacaklar.. Bir vakitler, Habeş meselesi de ayni sahaları ” geçirmemiş miydi? Milletler cemiyetinin kubbesini sa , İrsan asabi nutuklar, eski Rumen ha-| |fsiye nazırı Titileskonun İtalyaya | 'malüm tarizi, Bay Edenin feryatla- rı; tıpki bir hafta, on gün evvelki telâş ve MANİSADA Belediye intihabatı çok alâkalı geçti Kardeşini öldüren bir adam da Ma. nisa polisince tevkif edildi Valantino dirildi Kadınları çıldırtanartist ve güzel erkek Şimdi “Şeyh'n oğlu,, filminin - ses- sizliği içinden dirilip gelmiştir heyecanı uyandırmamış mıydı? Halbuki şimdi ne Habesistan kal- dı, ne de Hâdise, kesilmeye dursun. Negüs. Parmak olmıya görsün.. Eğer bir gün Japonya, zorlu bir ağız oynatışile Çinin yarısını da yu: tarsa, dünyamız yeni bir şamata ile karışacak, fakat Çini, Japonyanin midesinden hiçbirşey kurtaramıya- cak. O da unutulacak.. Dünyada neler -unutulmyor ki, değil mi? Umumi harp bil> unutulmuş ol malı ki, henüz toprak üstünde dökü İlen kanların tebahhuru devam eder- |ken, yeni bir harp ihtirası, (açlıkla yutkunanlar gibi, dünyamızın başı- Muahedeler unutuldu. nı döndürmeğe başladı. Milletler Cemiyeti mukavelena - mesi unutuldu. Yazan: Ahnoux Herşey, herşey unutuldu. Uzun yıllardanberi kaybettiğimiz | Alman ile Fransa rasındaki düş- Rudolf Valantinonun eserinde ve| — Her yıl bu kulüplerde onun eşya- manlık, yıllarca kan dökerek' elde şahsında muhakkak ki bir mucize ları, onun filmleri, onun hatıraları edilen zaferin neticeleri, dünyaya vardır. Milyonlarca nufusluk Niyor| bir din havası içinde takdis edilmek- göhretini, dalını, budağını * salmıs ka basit bir işçi olarak çıkan bu genç' te ve Valantino bu hava içinde yeni- büyük siyasi prensipler, hattâ dev- İtalyan, ilk zamanlarda çok acı bir|den dünyaya getirilmektedir. let şahsiyetleri , kuvvet, muvazene hayat yaşamıştı. Valântinoyu sevenler, yalnız :0- iddiaları, hepsi topyekün unutuldu.! Fakat her büyük adamın hayatın-İnun nefis mazisini yadetmekle de sergisinde teşhir edilecek hayvanlardan Manisa hnameli olmaları da şarttır: Teftiş: İktisad Vekâleti mülettişlerinden Manisa hayvan Manisa, — (Hususi) — merkezi ile bütün kazalarda beledi-| ye seçimi dün akşam sona . erdi. Reylere iştirak edenlerin sayısı ge-' Bay Vedad ile Bay Reşid Aksoy vi- İçen yıllardan çok — fazladır. Parti , lâyetimiz ticaret adası muamelele- Hammetlerinin her. yerde ” Hütekla TWteftiş ile şehrimizden ayrılmış - rdır. İseçildikleri görüldü. Seçimin sona K zammı: ermesi dolayisile merkezde ve kaza| / |İlk tedrisad müfetişlerinden Celâl larda törenler yapıldı, gün kutlulan- Gürsuyun maaşı, vazifesindeki mu- di. vafakiyetinden dolayı 45 liraya çı- Hayvan sergisi: karılmıştır. Valimiz Lütfü Kırdarın himaye-| — Bir katil yakalndı: sinde geçen sene açılan ehli hayvan| : Çerkes Osmaniyede pehlivan Ö -| sergisi, bu sene de ikinci teşrinde mer namındaki kardeşini öldürerek, a |Jeden (Valantinoyu sevenler kulü- bünü) söyliyebiliriz Kömür tozu ile işle- yen motör Almanyada Dizel motörleri fab- r edilecek ve bir jüri €n iyi hayvanları tesbit ile sahiple - rini mükâfatlandıracaktır. lacaktır. Hayvanlar, stadyumda kaçan Şakir, polislerimiz tarafından heyeti,|yakalanmış. adliyeye verilmiştir. Bir kaza: Ayın onuncu günü İzmirden Ban Maamafih bu koyu ve emsalsiz da mevcut olan bu acılar onun ar - Hakwaboruktayunumatoma KaTABI Üsr kabilryerine — ve sörrmek biimr ” len yegâne eski düstur şu oldu: yen iradesine adetâ kamçı olmuş - Kuvvetli misin; dayan, başarır - tur, kalmıyorlar, onun ruhunu sadetmek. YETASYAR TTTT imne sesizlere bakmiya, Ve hastanelerde- ki biçarelerin imdadına da koşmoğo t yerdima, ki Baytar müdürü hazırlıklara baş-'dırmaya hareket eden sürat katarı lamıştır. Sergi. yalnız - vilâyetimiz Balıkesir istasyonuna (500) metre hayvanlarına mahsustur. Ve, hı_v-lrneıaf:de atlı bir.adama çarpmıştır. sın! Bir gün basit bir kabarede dans Nitekim, bunu daha çok, daha eden Valantino, halk - tarafından kuvetli çılgın bir surete alkışlanmış, dansta | çalışıyorlar. Tikalarında kömür tozile işliyen bir işliy Sesiz filmlerden hangisi motörün —uzuün- zamandanberi tecrü- vardır ki onun filmleri yanında bugün tu- . i BAA esaslı şeklde hazırlıyanlar, benülemdRi ?:;?ıAlmı::h:rE;:: ySokein HL eRü rotre “"“";ı" SAĞ YeĞrmy çe Röykearan aa olmuya bile pek kizurü” görmeden; esi bulunan ' güzel bir kadin, onun| tucabilmekle; ve o'mumnnm. hangil diüleri” kongresiode» bur teçrTübelerin| S'Tlardan ' yetişme, menşe “şahadet - iki saat teehhüre uğramıştır. hem ' dayanıyor; hem da beşsiyor- saşkamı- yanında birdenbire #önüver | artisti verdır ki; büğlün aü habia neticesi hakkında malümat vermiş- lar., mişti. « kadar alemşumul bir surette kut» tir. n e Çimdik | - Bundan sonra Valantinonun sah-|lulanmaktadır. Almanyayı-mayi mahrukların e- 1sarda tatur neden çekildiğini ve sinema patron-| — Devrimizin sinema — tekniğinin saretinden kurtaracak 'olan bu yeni dın 6118 erkek olmak üzere 90191 ları liır:ıfııııduııl filmlere angaje edil- güzkdöndüıı[üı:ü âeraı)ğkisi;ı inkâr et- motörün projeleri, ayni-adı taşıyan BÜ ü müntehibin reye iXtirak ettiği ve a- diğine şahit oluruz , mek mümkün değildir. Sesin, ren « mnuirierl: xi.ın Rudolf Dizel y gunu bayraml sağıda yazılı parti namzetlerinin it- * Denebilir ki sessiz filmin hakiki|gin, süratin ve seneryolardaki ma- fından hazırlanmıştır. Dizel, bu mo- İtifakla seçildiği görüldü. zaferini, ve onun hepimizin içinde|dern inkişafın yanında eski eserleri törün muvafakıyeti için çok çalış -| Akhisar (Hususi) — Atatürkün | söylevleri takip etmiştir. Ve her e-| C. H.P. Belediye aza namzetleri: mevcut bulunan raşesini bize ve-Janmak ve onları mödern filmlerle ren Valantinoadur. mukayese etmek biraz gariptir. Fakat bütün bunlara ragmen, iş- te size on yıl sonra sessiz filmin za- ferini tebşir ediyorum. Bu zafer, Valantinonun seasiz fil- mlerini tekrar sinemada görmekle te ikati sinema sanat- kârlarını on yıl sonra dahi' bu nefle feserlerin başına ttoplamıştır. Geçen hafta Pariste - gösterilen (Şeyhin oğlu) filmini seyrederken yalnız ben değil, orda mevcud bulü- mum bütün rejisörler ve sinema mu- harrirleri de Valantinonun sanatta- ki harikulâde muvaffakıyetini bütür mevcudiyetleriyle alkışlamışlardır. Belki (Şeyhin oğlu)nda ufak-te İfek noksanlıklar vardır. Belki; bf« günkü tekniğin yanında onu pek ip- tidaf bulanlar mevcuttur. Lâkin bundan ne çıkar! Asıl noksanlıklara vağmen onun maziden sıyrılarak, dipdiri ve taptas ze zamanımıza gelmesi muvaffaki. yetlerin muvaffakiyetidir! Bu sebepten dolayı biz büyük Va- lantinoyu seviyoruz. Sessiz filmlerin şaheseri olan (Şe hin oğlu) filmi ve bunu ibdağ eden Valantino, sanki birkaç gün evvel i bir " yenilik Bayan Meliha Dölen, Rabia Ak- gün, Sabire Gülüm, Bay Ahmed Bilhassa bu ehemmiyetli Kayalı, Ahmed Ünal, Ahmed Ham inkişafına önayak olanlar kadınlar- di Alper, Ahmed Şevki Yücel; Ali dır. |Fikri Ergun, Cavit Kıvanç, Cevdet — Niyorkun en güzel, en cazip, en |Ugur, Enver - Bakırcı, Esad. Arel, müstesna güzelleri Valantinoyu bir Halil Erman, Halil Vehbi; Halil defa görebilmek, onun harikulâde|yit etmiş ve h: |Abut; Hıfzı Tezel, Kadri Ekin, Meh varlığını yakından duyabilmek için 'dar mili oyunlar, oynanmıştır. med Pehlivanoğlu, Mehmed Şah- adetâ yarışa çıkmişl: ] Belediye intihabatı bazoğlu, Musa Görk, Mustafa Uç- — Bu alâka, zaman z Belediye intihabatı bitti. Saat on-'mak, Nuri Nalbant oğlu, Nüzhet halini almıştır. Buna dair bir misal sekizde sandık merasimle açıldı ve Işık, Tevfik Köle oğlu, Vasfi Süer- vermek için gerek Niyorkta, gerek yapılan tasnif neticesinde 3073 ka- dem. Pariste, gerek Londrada — teşekkül -— mıştır. Kömür tozu ile işliyen motör| Akhisara ilk ayak bastığı günün yıl kuldan birer talebe tarafından tam dört bin saatlık bir tecrübe'dev- resinden sgonra bugün artık piyasaya çıkarılmak - fizere bulunuyor. y ; rolün dönümü (10 teşrinievel) çok'par-'zumeler okunmuştur. lak tezahüratla kütlulanınıştır. Tam saat, (10) da binlerce İuı"(*mı', gecesi'de muazzam Z ve-mektepliler Cumhuriyet meyda- Geleuler, gidenler |* 5, töplanmışlardi: Tleresinz p Mardin mebusu' B. Ali Rıza Leventtiklâl marşı ile başlanmıştır. Münisadan şehrimize gelmiş. Hatay| - Kaymakamımız 'Rifat Yenal kür- mümessilimiz -B.. VCevad , Açıkalın |güye çıkarak bu günün büyüklüğü Ankaraya, İzmir: Amerikan- konso-(hakkında bir söylev vermiş ve bu - Tosluğu - Vis konsolosu B. Yonk - İs -| 4 parti namina Ahmed Ünal; orta tanbula gitmişlerdir. mekteb direktörü Ekmel - İydeminl a Bundan sonra geçit remsi yapıl - fener alayı ile şehrin muhtelif yerlerinde dolaşılmıştır. Cumhuriyet meydanı ile belediye önünde geç vakte ka - Namus Hırsızı (Bir Aile Faciası ) Çeviren : İrfan Hazar vrere e erereLA L LeLEALAA bil değil terk etmiem m, gözlerinin'Yyaşını silorek Şarle Şarl, kendi derdini unuttu, Yıllardan sonra Etyenetin yürek parçalayıcı hatırası gene Paskalın ti: Yakasına yapışmıştı. | İki dost kol kola girerek alaca ka- ranlıkta ilerlediler. medi. O, fazla dalgindı. Şarl, takrar doktörun yanına kalpli. ne temiz, ne âkil bir kadindi bu l Ah, bu da ka ANADOLU Günlük siyasi gazete — Çok mütecasiriz -dotor; dedi ği gibi gilti! Biçare kız pek gençti! ı İhtiyar döktor başım kaldırdı. Homurdanır gibi mah cümleleri süyledi: — Keşki genç olmasaydı! Onu öl- ilen Etgenetin kar-| (44) »— Hayır, teyzem değil Ş: * şü muam- — Evet mösyö kız kardeşinin adresine tesadüf et--|deşidir! Dün gece onu “ansızın kay- — Ya kim sevgili dostun”; tim. Bu adresi, ve.onun- sahibesini bettik. ı — Bir emanet!... gıyaben Bordaki vekilimle taniştir-| — — Hasta mıydı madam? —— Beni gaşırtıyorsun Paskal! Al-|dım, Hatta jismini bile unlllî'uium , çok sıhhatliydi. | lah aşkına ölenin kim olduğunu söy-|Etyenetin kız kardeşine dair, vekili- Çok geneti. Çok güzeldi. letl, rı:ıiu ara sıru bana malümat vermesi-| — — Acaba kalpten mi gitti? Paskal, gözlerinden akan yaşları ni kendisinden rica ettim. İşte bu ae—l doktor mendilile silerek cevap verdi: ce, saat dokuz buçuğa doğru bu z4- henüz bir şey söylemedi. Sahib ve Başmuharriri HAYDAR RÜŞDÜ ÖKTEM Ve yakı işleri mü- Yüzhet Çançaz İDAREHANESİ İsmir İkinci Beyler sokat (CHalk Partisi binma içinda gençliği, zavallı zemane geneliği!.. düren gençliğidir. - Zavallı zemane Duktor aklını mı kaybediyordu! Şari, gerisin geriye döndü: — Paskal, dedi; doktordan' has- 'talıa dalr bir şey öğrenemedim. Bu — Bilâki& mösyö — Bilemiyorum. möayü, ayrılmış gil Şirae ediyor Sessiz filmlerin öldüğünü söylü- yep adam, ağzında bir şeyler -geveledi — Etyenetin'kardeşi? vallı emaneti kaybettiğimi vekilim-| — Paakal Şarla döndü: Telgrali Tamir — ANADOLU filmle — Nasıl, Etyenetin kardeşi mitden aldığım telgrafla" öğrendim.| |— —— Doktorun -odadan- çıkmasını amma, vallahi ne söyledi bilemiyo » | , | e aai 305 |iyenler Valantinoyu tekrar — seyret- melidirler. Nice sesli filmlerin - ve modeyn tekniğin yanında bu eser hakiki bir şaheserdir. Ben, eskiden yazdığım bazı maka lelerde, karilerin ona gösterdikleri hudotsuz teveccühle alay eder gibi ylmuştum Bugün ise tamaman o #kirlerim- — Devamı 6 ncı Sahifede — Çok müteessirim dostum. Sans-uğra-|bekliyelim ! rum! — Evet bir kız kardeşi! madan ölü evine gitmek istemedim. Dedi. Paskal, düşünceli bir tavırla hiz- — Küçük müydü? Defin merasimini. yaptıktan * sonra Doktor, ölü odasında epey bir|metçinin açtığı ölü odasının kapısına b — Hayır, Etyenetle ikiz gibiydi. |derhal manastıra - döneceğim. JJmüddet- kaldı.. baktı; yavaşça, | — Hiç bana ondan bahsetmemiş- Şaral, dostunüu bu:halde bırak »| — Sönra, iri gözlüklerile kapıda gös| — — Şarl, dedi; cenazeyi bir defa o tiniz; mak istemedi. ründü. ziyaret edelim ! 17. — Evat Şari, ben bile onu ne gör- — Ben de seninle- geleceğim Pas- Doktorun yüzü karmakarışıktı. İki dost kapıya doğru ilerlediler. —( Müş,ne de - onünla konuşmuştum. | kal, dedi. Çok — yalvarırım beni' da| Şari, onu:selümladı. Önde Şarl yürüyordu.. Ancak Etyenetin hatıraları arasında İyanına al! Seni:bu teessür içindeka»| — Doktor bu selâma hiç aldırış et-| — Odanın kapısını açan — hizmetçi vardı Paskal? 9 ABÖONEŞERAİLİ Yallığı 1409, alü aylığı 89) kuruştur i | | | Yabancı — memleketler için — senelik abone ücreti 27 liradır ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞLIR