17 Haziran 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

17 Haziran 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ekmek, sulh, hürriyet ilân eden idareler ve eserleri BRalk cephesi başvekillerinden M. Leem Blum e asusluk, sefalet ve eğlence aleyi yazan: M. Planden Çeski başvekillerden) ransada iki yıllık Halk cep- hesi idareleri neler yaptı? Millet gelirinin yarı- sını devlete veriyor Keki Başvekillerden M. Şotan Yazan: P.Etiyen Flanden Halk cephesi iktidar mevkiline ge- *i buyggün iki sene oluyor. şudür ki halk cephesi ik- PÜO SRREPENLİE feshetmiştir. Hiç bir maruf Hak . Fiden sonra 'risli, Alber Saro h Mi, ancak «Cari işleri tedv iyetini hâiz bulunduğundan 80- arbedeleriyle geçen o mayıs ayı- Tin ve eveliahd> bay Leon Blum tara- İmtlan kabine — teşkili İle hükümet Ptogramının tanzim edilişinin hatıra- âlâ unutmamıştır. Bu, halk cep- besi saltanstının karışıklıklar — iÇinde başlamakta — olduğuna — bir işaretti. İtanat bugün de devam etmektedir. Ve hafiflemiş bile olsa karışıklık hiç Simazsa fikirlerde benüz bakidir. Halbuki halk kitleleri yeni devre- Hin başlayacağı vadini, hiç şüphesiz, Pek müssit karşılamıştı. Bunlar; se- fim devresinin tamtraklı vaitleri: en tahakkuk etmiş telâkki etmiş- i. Kocaman âfişler «Ekmek, sülh hürriyet> ilân ediyor ve bir takımları mesut bir Fransu> 8ü- n bir deflasyon niza- Ma tâbi tutulmuştu : Gündeliklerde deflasyon, fiatlerde deflasyon.. Onu nizamdan kurtaranlar ona - birer kurtancı gibi görünüyordu. Ve fil- Yüki, cehd ve gayret rejiminin yorini bir kolaylık rejimi alacaktı. Bu ba- Kimdan, bir eğlence müsteşarlığının trulmasında sembolik bir mana var- ©. Çalışkan Fransa hakikaten bir ta- devresine girdi ve tasdik delim ki, 9 zamana kadar seyahata çıkmanın Sevkini tatmamış olan işçilerin üeret- İni de alarak tatile girmelerinde ye- "İ ve büyük bir mana yok değildi. Ancak bu esnada, halk cephesi için- * içtimat terakkiyi ekonomik —im- nlariyle —uzlaştırmak istiyenlerle Milletin ve devletin bünyesi ile pek îme alâkalanmayıp yalnız yeni bir Ünyanın kilometre taşlarını dikmek vesinde olanlar arasında anlaşmaz-| ik ta başlıyordu. Mahir bir sihirbaz olan Bay Leon B_l.ın._ kitlelerin satın alma kabiliye- Tni arttırmak suretiyle refaha ku- Yuşulacağımı ileri sürüyordu. Fakat Sehd bakımından hakikat olmakla de- Vam edön cihet kolaylık bakımından '* hata olur. ve timal terakkide hakikat herkesin h"_bm'eii umumiyenin satm alma ka- n'h.v»ıiniu istihsal vasıta ve usulleri- İN terakkinin ıslâhata müstenit ola- Tak İ randmanının çoğulması süre- tiyle artmasındadır. Hata ise man çoğalmaksızın gündeliklerin te- Ja ifade ediliyorda. 1937 de ise 18 Haziran 17 içinde Şanghay! Haberler müzayede ile satılır! 250 bin Çinli açlık- la boğuşuyor Geceleri sokaklardan z geçemezsiniz! Şanghay, (Haziran) — Tarihine kanlı bir sahife daha ilâve - edilen Şanghay, artık tabii hayatına kavuş- muşbulunuyor. Japonların ilk hamle kerinde ezilivermiş bu şehrin halkı, müdhiş - faciaları, ölüm saçan.bom- bardımanları, korkunç — sokak muha- rebelerini, düşman süngüsü önünde titrediğini, herşeyi unutmuş, sükü» rand-|beş milyar beş yüz milyon altın frank netle çalışıyor ve hatta eğleniyor. Ecnebi devletlerin süngülerile mu- gayüt etmesi, vasıtalar ıslâh olunmak- milyar kâğıd franga inmiş, yani altın hafaza edilen bitaraf muıntaka, uzuk gızın İstihsale terettüp eden yüklerin 'kiymelinin yüzde 76 sını kaybetmi! şarkın en İşlek Himanı halinde.. Giden Zavalh Çinliler Şanghay zelen binaları görür.. Gündüzleri bu-. tezayüt etmesi, vazifelerdeki ujerar- ti. Kredi fonsiye mütehassısları tara- yelen belirsiz ve müdhiş bir faaliyet ralarda hummalı bir çalışma, temiz-| şiye karşı koyan mütemadi dileklerde bulunmak ve içtimai disiplinsizliz mahal vermek zihniyetidir. Zpten, zannedilir ki halk cephes' nin sosyalist. idaresi kapitalca tahal kuk ettirilmiş olan kârların mikdar ni çok yüksek tahmin etmiştir; ve b kârı ortadan kaldırmak, veya azal mak süretiyle de gündelikçilere ge nişlemiş bir satın almak kabiliyet tevzilne muktedir. olacağımı sanmış tır. Bu veçhile de, halk cephesi, ak ni iddia ettiği halde, programıma <: nıf mücadelesini ithal etmiştir. Sınıf mücadelesinin ceremesini d çekecek olan, her memlekatte — oldu ğu gibi, orta halli sınıflardır. Yalnız sermaye ile sayin kazançla değil, say ile muhtelii mesleklerce vamlan hizmetler arası daki muvazene bozülünca müvazen sizlik tezayüde meyleder. Her ne pa- hasına olursa olsun, halk kitlelerine maddi vaziyetlerinin salâhı vehmini vermek lâzımdır. Ozaman, ücret ve fiat yükselişleri ve ayni zamanda fi-| ' &t yükselişi ile para devalüâsyonu arasında bir yarış başlar. Nihayet, ve hakiki kaymet-olarak, yani eşya — ve yahut hizmetin satın alınma kabiliy ti olarak işçinin ücreti daha fazla bir şey ilade etmez, fakat bunun aksine olarak ve gene hakiki kıymet olarak iktisap edilmiş seryetin geliri ehem- miyetli surette azalır. Neticede mil- let fakirleşmiştir. Maddesinden — bir kısmını kaybetmiş, büyüyet güçlük- ler karşısında zafifa düşmüştür. Bunu, Fransız parasının astin al- ma kabiliyetinin azalması kadar biç bir şey ifade edemez. Halk cephesinin iktidar mevkine gelmesinin arifesi; de Fransız, Amerikah ile İngilize nis- betle parasının satım alma kabiliye- tinden ancak üçte ikisini kaybetmiş- ti. Ve bu münasebetle şunudu hatırlat mak faydalıdır ki dolara İngiliz lira- gının daha sonraki sukutu hasebiyle Puankare franga nisbetle vaziyetini de islâh etmişti. Halk cephesinin - iki sene iktidar mevkiinde kalmasından sonra Fran- sa, İngilizle Amerikalıya nisbetle pa- yasının aatın alma kabiliyetinden ye- dide altısını kaybetmişti. Nitekim, altına nisbetle Fransız frangı - rosmi hiç bir paritesi olmamakla beraber - takriben 27 miliğram altına tekabül ederdi. Bundan başka 1986 senesi ni- sanında Fransız banknotları Fransa bankasına mevdu 4125 ton altınla ga- ranti edilmekte olduğu halde 1938 n sanında Fransız banknotlarının kar- şılığı olarak ancak — 2400 ton — altın kalmıştır. Halk cephesinin ileri unsurları, ar- tık kimse tarafından münakaşa mev- Züw olmyan — Mmüvaffakıyetsizliği, onun hükümet ve adliye faaliyetinde- ki çekingenliğe hamletmektedirler. Bunlara göre, şayed halk — cephesi azenginlere keselerini açtırabilseydir bütün güçlükler izale edilmiş ve va- dedilen refah da teessüs etmiş ola- caktı. Müktesep serveti veraset anntüite- sinden daha iyi hiçbir şeyle ölemek mümkün değildir. 1913 te bu annülte fından yapılı yenküller kiymetinde de 87 arasmda ayni tenezzül nisbeti jrülmektedir. Nihayet, Paris borsa- nda kote edilen vadeli Fransız kıy- etlerinin yekünu yapılacak — olursa 118 ile 1987 arasında altın kıymeti arak tenezzülün yüzde 92 heyecanla müşehede edi! Bütün bunlara rağmen m üç ayı ile 1987 nin ilk üç ayı ara- ında satın alma kabiliyeti yüzde 10 aha düşmüş, işsizler sayısı bir sene velkine nisbetle 30,000 artmıştır. Memurlar ve müteksidler maaşla- inin artırılması — için uğraşıp —dur- aaktadırlar. Filvaki 1936 te — satın Ima kabiliyeti 100 olan bir memurun mgünkü kabiliyeti - maaşlar yüksel- ikçe - 80, 70 ve hatta 60 tır M Koynu e0 y9sa atın alma kabiliyetinden yüzde 50 üybetmiştir. Zira bugün her satın ldığı mala bu nisbette fazla para idemek mecburiyetindedir: Halbuki yazı ziraat maddelerinin fiati yüzde Yilâ 20 tezayüd etmemiştir. Bu rakamlara bakarak - Franaanın harap olmuş olduğuna ve gittikçe bit- kin bir hale geldiğine hükmetmemek mümkün müdür? Fransız istihsal en Teksi 1936 dan 1988 e kadar 102 den 39 a düşmüştür. Ticaret bilânçosunun açığı 5,500 milyardan 19,50 milyara zukmıştır. Masraf mütemadiyen ari aktadır. Fransanın milli 220.280 milyar, devlet masrafları ise 120 milyardır. Demek ki millet geli- rinin yarısını devlete vermektedir. İşte bilânço budur. Şaghay sokaklarında Ç hammallar yan eden facialar unutulmuş, gitmiş.. Şanghay için ticaret, sefahat ve se- falet diyarı derler. Üç kelime ile mü- kemmel bir tarif.. Şanghay rıhtımına ayak basan bir yabancı, ilk olarak Japan donanma- sının ve tayyarelerinin - savurdukları bombalardan enkaz yığınları haline Yugoslav gazetelerine göre: HATAY MESELESİ Bir ekalliyet me'selesi değil, dünya politikasına aid büyük bir mes'eledir. Yugoslav gazetelerinin Hatay da- vamızın geçirdiği safhaları dikkatle takip ettikleri görülmektedir. Bu meseleyi bilhassa devamlı bir dik- katle takip eden gazete «Pravda» gazetesidir. (<Pravda» — 2.6.1938) gazetesi- nin «Dr. M.» imzası ve «Sancak me- selesinin haiz bulunduğu beynelmi- Tel mahiyet» serlevhası altında neş- rettiği bir makaleye göre; İskende- run sancağında zuhura gelen hâdi- seler 6 kadar şiddet peyda etmekte- dir ki, vaziyet ciddi telâkki olunabi- lir. Bu ciddiyet, bir çarpışmanın vu- küua gelmesi ihtimaline — meknuz| değildir. Çünkü, bir çarpışma vukuu tamamen ihtimal meselede alâkadar devletler, yani, Türkiye, Fransa ve İngiltere bir çar- pışmaya meydan verecek kadar x- gukkanlılıklarını — kaybedemezler. .Bundan beşka bu devletler İskende- İrun meselesini, geniş bir hareketi icap ettirecek kadar mühim addet- mekte değildirler. Yalnız, zaten b lanık bir halde bulunan Yakın $ haricindedir. Bu | k liyeti bakımından yeni bir havasını daha ziyade karıştıracak ve büyük devletler için bir gaile teşkil eden Filistin meselesinin tes- viyesini güçleştirecek olan dahili kargaşalıklardan — korkulmaktadır. Türklerin Hatay diye adladıkları İskenderun Sancağı Lozan muahe- desi ahkâmınca Fransanın mandası altında bulunan Suriyeye alddir. Hatay sekenesinin büyük bir kısmı- nı Türkler teşkil etmektedir. Bunun için Mmesele ekalliyetler meselesi çerçivesi içinde inkişaf etmektedir. Mesele 1987 senesine kadar pek SEyrek ve arazi mevzuu çerçivesi içinde ileri gürülmekte idi. Türkler için muhtelif haklar tanınması iste Hiyor ve bunların ekserisi kabul olu: nuyordu. 1987 senesinden sonra mee- sele başka bir zaviyeden ileri sürül meğe başladı. 1 senesinde Parie- te, Suriyeye geniş bir bahşeden bir muahede akdolundu Türkler bu muahede ile yalnız ede değil, Sancakta dahi ve bil- #a © havalide yaşıyan Türk ekal- vuziyet muhatar tahminlere göre gayri vür. Daha dün denecek kadar yakın|leme vardır. Sokaklarda serseriyanı 1913 ile bir zamanda şu köprü üzerinde cere- dolaşan halk kütleleri ile karşılaşır. Bunlar gündüzleri gezen, geceleri de| eğlenen bedbahtlardır. Şehrin üzerinde bir kasırga gibi geçen harp felâketinin korkunç ha- tırası olan bombalar, gimdi sayyah- lara yeni bir gezinti yeri halini al- mıştır. Seyyahlar, türistik kolleksi- yonlarında bulundurmak için bura- ların resimlerini ahrlar. Çinliler ize, eskiden korku ile seyrettikleri " hara- belere bakmazlar bile.. Şanghayda, harpten sonra normal hayatta en küçük bir değişiklik olma- mış denebilir.. Yollarda ayni kalaba- hk, ticarette ayni fanliyet, Nangeyi para borsasında Çinlilerle Amerika- hlar arasında ayni rekabet ve nihayet gazinolarda, barlarda, kabarelerde, wde ayni zevk vo neşe., Bulvar Ofrun kordon üzerindeki Bont caddesinde en büyük ticaretha- nelerde hayrete şayan bir alış veriş- tir gidiyor. Çin kumaşlarile tezyin edilmiş garip arabalar döşenmiş tuhaf taksiler aşağı yukarı köğüyor.. Arabayı — omuzlarındaki ip- lerle çeken Çinliler, müzteri bulmak Hiçip bağırışıyor.. Tayyare bombardımanlarının tah- rip ettiği Astor ve Palas tiyatroları tamir edilmiş gene her akşam, kıy: fetlerile bin bir gece masallarındaki kahramanları andıran Çinlilerle do- luyor.. Burada, hem tiyafro — seyredi lem de beynelmilel mes'eleler, siya- set, ticaret, borsa dalavereleri hsllo- lunur. Askeri tahşidat münakuşula- rında da burada bazan pek ileri gidi- lir. Bu arada aşk tu unutulmaz! Şanghayda casasluk, — Avrupahla- rın zekâama göre işliyen bir licaret halini almıştır. En gizli haberler hu- haml olduğu kanaatindedirler. Türk ler Türk ekalliyetler mesclesinin, yeni hâdise olan vaziyet icabatıma igöre hallolunmasını talep ettiler. Fransa bu meselenin anlaşma yoliy- le halledilmesini istiyordu.> Makalede bundan sonra — Hatay intihabatı tarihçesi hakkında doğru izahat veriliyar ve deniliyor ki: «Halbuki Hatay meselesi, ekalli- yetler meselesine taallük eden mev- zii bir mesele değildir. Büyük Av- havali ile genişi bir surette alâkadardır. erek Fran- sa ve gerek İngilterenin bu havali- de büyük maddi, siyasi ve askeri menfaatleri vardır ve bu menfaat- leri terketmek fikrinde değildirler. Yakın Şarkın kaynaşmağa başladığı ve yeni âmiller zuhur ettiği zaman- danberi Fransa ve İngiltere gevrek Yal Şark devletleri ve gerek mik tleri arasında otoritelerini idame ek istı ktedirler. Hatay ma- de muhbakkak bir cihet varaa, rupa politikası bu © da Fransanın intihabalt serbestisi. müğe ahdetmiş olma böyle bir halin Türk ler tarafından — kendi — aleyhlerine af bir li t olarak telükki & dilmosinden karRmnak ni İhİâI etm sıdır. Fritmisit dir. Türkiye dan işto böyle kaçmışlardı susi acentalarla temin edilir. Kim tas İla para verirse, şifreyi o alır. Casus şebekelerinde, lüks giyinmiş Çinli kadınları, milliyetleri moçhul dilberler, cebinde metelik — bulunm. yan sarseriler çalışırlar.. Haberlerin müzayedesi, en lüks barlarda Palasır mükellef salonlarında yapılıa Çin harekâtı askeriyesi, Japon tah şidatı, İngilterenin Hong-Kongtaki son tahkimatı, Şan-Kay-Şekin wezin- tisi, Çin tayyare meydanlarında top- lanan Rus tayyarelerinin adedleri, in limanlarma Amerikadan gelen mühimmat, Japon donanmasının ha- rekâtı, ticaret gemilerinin — muhtelif yerlere çıkardığı fırkaların nerelere doğru ilerlediği, Hollandamın yaptır- dığı istihkâmat; Amerikanın Bahri- muhitteki deniz ve hava üsleri, Hin- distandaki propagandalar... İşte ca- susların piyasaya çıkardıkları habar- derden birkaçı., Kuvvetli bir haber, onu satan teşkilât için mühim bir va- ridattır. Sefahat tasavvurun fevkindedir. Garsonlar, bir bardan su içmeğe ge- lenleri bile işvobaz, lâtif kadınlara peşkeş çekmek isterler.. Kadın, Şang- hayın en kıymetsiz mahlükudur. Bütün bu vaziyetlere rağmen işgal mımntakasında elân devriyeler — dolaş- makta, nehir boyunda müfrezeler ça- |dır kurmuş bulunmaktadır. En ufak, şüpbeli bir hareketin cezası —Ölüm- dür. Burada, 250 bin Çinli sefalet içinde ömür sürmektedir. Harabeler içinde gecelemekte — açlıktan sürün- mektedir. Çin Şanghayında — geceleri — dolaş. mak çok tehlikelidir. Dilencilerden, sefillerden, serserilerden — kurtulmak üdeta tesadüfe bağlıdır. Hele Japona benziyen İnsanlar için, ölüm mm hakkaktır. Yrok günden güne küvvet ve azamet pey. da eden bir devlettir. Bundan maa- da 'Türkiye öyle bir coğrafi mevki fagal etmektedir ki, ne PFransa ve ne de İngiltere Türkiye ile araların- da mevcud dostane kat'iyen bozmak iatememektedirler. münasebetleri İngiliz menafiime gelince bunlar muayyen ve kat'idirler. Musul pet- rollerini Akdenize isal eden boru- lar Fransa mandası altında bulunan bu — topraklardan — geçmektedirler Ayni sebep dolayısiyle Franea dahi Suriyeye karşı mevcud alâkasını azaltamaz. Çünkü bu petroller İn giltereye aid olmakla beraber Fran- saya dahi hizmet etmektedirler. Su- riye meselesi ve Fransa ve İngilte- renin Yakın Şark müsterek hareket meselelerinde etmelerini — icap ettiren sebep bunda — mündemiçtir Bütün bu meselede Hatay meselesi hayati bir ehemmiyeti haizdir. Bu- Jeun için bugünlerde tesviyesine Ça- İlışilan bu mesele mahalli mahiyeti İh: | kta ve dünya girmektedir Hatay selesi siddet miş olmasınır rağmen me peyda el Türkiye, F menfi «4 ve İngiltere lerine arak hallediletek Ni

Bu sayıdan diğer sayfalar: