29 Mayıs 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

29 Mayıs 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ce - Lümetini thıle 6 Buy ik Millet Meclısı, ordumuzun, Ha- tay Tür kenceden kur- .. W e ügünü kl ANAT iş YOLU tarmasını hükümetten istedi Meclis, memleketimizdeki Fransız mekteplerinin kapatılmasını, Os- manlı borçlarının Fransaya aid kısmının verilmemesini istedi. İzzeti nefis meselesi olan Hatay i n Hatay işi, ne olursa olsun halledilmelidir —— — ———r .. Hatayda şahsi emniyet kalmamıştır —Başı 1 inci sahifede— Hatib Hataydaki Türkleri muhabbetle selâmlıyarak Frank- en Bayyon ile akdedilmiş olan muhedenin müzakere safhala- mnı anlatmış ve Franklen Buy- yon ile Ineboludan —Ankaraya bü- eçtiği tün yollarda ihtiyar genç kadın erkek ve çocukların cedheve silâh, cephane taşımakta olduk- larını gö dünten sonra: * — Her zaman bir millet böy- 'le çoluğu çocuğ , ihtiyarı genci ile bir davaya sarılırsa behemebal muvvaffak olur. Diye tahassüslerini ifade et- miş bulunduğunu hatırlatarak Türk milletinin bugün de ayni Sirette Hatay dav: g ni miış bulunduğunu kaydeyl: tir. Hatip sözlerini bitirirken hü- kümetin daha müessir tedbirler — alması lüzumunu ileri sürmüş- tür. Fuat Götbudak (Urfa), Fran- sa ve Sıriye ile olan münase- betleri izâh ederek Suriye hü- Suriyedeki Arapların bu meselede almış olduğu va- i u,ou.ı dolayı takbih etmiştir. UBu böyanat üzerine Başvekil lâl Bayar şunları söylemiştir: — Şüphe yok ki meb'us ar- — kadaşlarımız kanaatlerini kemali serbesti ile söylemek salâhiye- — tini haizdirler. ( İşitmiyoruz ses- leri..) — Hepimizin bildiği veçhile meb- -a arkadaşlar kanaatlerini ser- best ve açık olarak söylemek “ galâhiyetini haizdirler. Bu bedi- İ birşeydir. Her mebusun söy- diği sözler ancak kendi mes- vliyeti altındadır. Yalnız muh- m mebusun sözlerinin bir “yoktasında durmak mecburiye- “tündeyim , * Dava ancak kendi davamız: Bııııı davamızda Arab ü yoktur. (Bravo sesleri, İhılır) Profesör Reşit Tankut Tür- ki enin menfeatlerini daha ziya- de sulh yolu ile korumak ve ulhü muzaffer etmek — olan harici siyasetinin ana hatlarını izah ederek demiştir ki: Yaptığımız — ittifakların, kur- duğumuz paktların ve saği m- landırdığımız dostlukların neye istinat ettiğini dünya — öğrendi, Şamdi medeni alem bize elini uzatmış, gönlünü açmış bulunu- yor. Medeni - âleim dedim. Ne yazık ki bu âlemin mümessili olduğunu sanan ve iddia eden bir devlet hâlâ bu zümrenin dışında kalmak — inadını göste- riyor. A kadaşlar. Bu devlet F>an- sadır. Üzün süren münasebet- lerimizin hemen bep sinde be- nim tanıdığım Fransa diploma- sisi yüze gülerek de diz çöküp yalvarırken de dsüma aldat. cı ve oyalayıcı kaldı. Şimdi onun ikinci bir. tipini de Hatay'da tan yoruz. Bu tip evvelkinden şu farkla temayüz ediyor: Ayni zamanda iğtişaşçılara, ağzı külür ve iftira dolu yayga- racılara danmak. Fransanın Suüryedeki mümes: sili bu marifeti de dört başı mamur olarak başarmış — bulu- nuyor. Onların orada tesis etti- # otorite dünyanın en sakin insanları olan Türk köylülerini tedhiş etmtkle ' meşkuldür. Ve orada Türküm diyenin ağzına yumruk savuran bir zümre var- ki ne kakar Çok insan yaralar, ö.dürür ve ne kadar fazla zxe- tinefis rencide ederse — kanlı avuçlarının içine o kadar İazla bahşiş kıstırılıyor. Hataydaki vaziyeti -böylece işaret eden hatip bu facianın Milletler Cemiyeti mümessille- rinin huzurunda geçmekte oldu- ğunu ve yine bu komisyonun ortaya atmış olduğu sünni Türk meselesinin bir gaflet eseri de- ğgilse muhakkak bir c.nayet eseri olduğunu ve bunun — meşhur ayırt ve yurt düsturunun tatbı- kinden başka bir şey <İmadr Hatayda yerleşmek yolundaxi politikasına ait müşahecelerini anlatmış ve Atatürkük $ hhatı hekkuda Beyrut menabinden çıkarılmış olan haberlerin daha öace bir kısım Fraasız matbua- tında yer bulmuş olduğunu kay- dederek bu şayia ile istihdaf edilmek — istenen maksaattaki güçlüğü ve çirkinliği tebarüz et- tirmiştr. Hatip sözlerini şöyle — bitir- mişti : Yanı başım'ızda ve vaziyeti ahitler ile teminat altına alm- mış bir Türk mintakasında sö- mürgeci bir idare siasi sinsi aleyhimizde tedbirler alıyor. Alınan bu tedbirler ahde riayetsizlik, sözde durmamazlık- tan çok daha ileri istikbali tehr dit edebilir bir tehlike hatirl- yor, Fakat düşman aldatıcıdır, şaklabandır. Duma güler yüz gösterip biz de mademki sulh- çuyuz sabır ve tahammülde de- vam göstermek bize düşermi diyeceğiz? — Hayır arkadaışlar, bütün düayanın selâmeti — için bile olsa zillet fade eden sulh- çaluğa asla taraftar değliz. Turgut Türkoğ'u (Mınuı) — Hat ve ba üi memurlarının Türk halkına karşı almış olduk- ları vaziyetin mahiyetini anlat- mış ve insanlik —âüme mavsut Hüklera dayanan - Türk milletinin kendi varılığı içinde ayni hakkı aradığını ve buna tecavüz eden- leri bertaraf ederek bu hakkıaı behmehal alacağını söylemiştir. Rasih Kaplan ( Antalya ) — Türkiyenin karadan ve denizden bütün komşularile olan iy: mü- nasebetlerini, buna mukabil ce- nup hududlarındaki — huzursuz: luğu, emniyetsizliği anlattıktan sonra Fransada son Zzamanl w- da neşredilmiş olan ve resmi makamlar tarafından da takriz- ler ilâve edimiş bulunan bir ğımı söylemiştir. Reşid Taakut Hatayda seçi- min devam ettiği yarmi gün içinde Türk halkına karşı ya- pılmış olan çirkin muameleleri ayrı ayır sayırak F ansının “Ah, bu gönül,, azan: Saime di r İ A Ğİ ki? ibam heyecanlandı: düşün bakalım, ne olabilir? ayet omuzuma vurdü: Ablanı — nişanlıyoruz we derhal evlendiriyoruz.. geçen felâket, çıkarıhp atıl- kirli ve piz bir çamaşır xibi İs- lda kalacak, ablam, yeni bir, ayata kavuşacaktı. Bittabi, bu da-) fa aaadetini şalışacaktı. “Tireli mi? — Diye sordum. Hayır, anası! Adanalı.. —Tirede mi oturuyor? Daha yüzünü görmedik.. Ora- e- bileyim?.. Ne diyeyim bil- ]ıh akrabasından benim gibi müt tok sevineceksin, çok! -Diyor-| büyük erik Bahibi... - dedi -|yormuş? u sür'utli ma- n ortasında | 1 bulunan evin| |kait bir zât var, hallesinde, tanıdim. Ne iş yapı- » gidecekler. —Tanıdım, —Galiba — Adanaya —Bu erkek evelce evlenmiş mi? —Evet.. —Niçin ayrılmış?. Babam, —Yukarıda anlatırım! Dedi. Askert otelinin caddeye ba- kan bir odasma yerleştik.. Bem daha kendimi toparlamadan sualimi tek- rarladım: —Niçin ayrılmış baba?, € |folmasım istemiş. sözün burasında durdu. bir koza gibi örmeğe| Çünkü otele gelmiştik : -. a kitaba işaret etmiş ve demiş- tir ki: Fransa hükümetinden sorabi- lir miyiz. Tekrar Tekrar mı Adanaya gelmek — ist yorlar? Dinkü Adana, dünkü Maraş, dünkü Gaziantep — buradadır. Ge'sinler.. Rasih Kaplan vaziyetin cid: diyetine hükümetin dikkatini csİp ve işin kat'i bir sureti sürerec sözlerini bitirmiş ve onu tak ben de söz almış olan Ruüşeni Barkın (Samsun) Ha taydakı Türk halkına karşı ya- pılmakta olar muamelelerden yalnız orrdaki müstemleke me- murlarının değil Fransa hükü- metinin de mesul olduğunu, Türk Hatayın darma Türx ola- rak kalacağını söylemiştir. Hamdi Yalman (Ordu) — Fransız müstemleklerinin içyü- zünü ve bunun Suriyedeki te- zah irlerini kaydeylemiştir. Ömer Asım (Gaziantep) — Hatay — davası: fırsatlardan, vesilelerden edilerek ortaya atılmış bir cava olma- dğimi ve bu. davanın 18 yıl önce Fransa ile yapı mış ve bugüne kadar tatbik edilmemiş olan bir muahedeye istinat et- tiğini hatırlattıktan sonra Ha- tayda yapılmakta olan seçim esnasıada — edilen ve edilsel mekte bulunan lııyiklni anlat: gti GÜĞÜ İbrahim Dıplın (Kocaeli) » Alevi Türklerin maruz kaldık: ları tedhiş hareketlarini anlarak PY EL SN N YER İ Gi lerimiz seçimleri başlad ği gün- denberi bütün hareketleri, bü- tün arzıları ile, her türlü mua- melelerile taşıdıkları kanın asıli vâdları olduklarını — isbat et- mışlardir. dem ştir. Dr. Mazhar Germay (Aydın)- Türkye cumhuriyetinin harici asetinin umumi hatlarını anyaki latt ktan sonra Hıtay meselesi üzerinde Türkiye ile — Fransa arasında ve Milletler cemiyetin- de geçen görüşmeler ve alınan kararların kısa bir hulâsasını yapmış ve davanın mutlak ola- rak Türkün beklediği” şekilde tahakkuk edeceğine dair - olan kaydeylemiştir. Yusuf Z ya Özer (Eskişehir), Hatavda bugün emsiyeti şah- -Devamı 8 inci Sahifene- Çekos ovakyâ, topta- mış olduğu askeri terh.s etmiyor yüreei GÜ — Başı T inci sahifede — şimdiden — heyecan duymakta ve neticeyi dört gözle bekle- mektedir. Berlin, tere leri 28 (Radyo) — İngik ciye Nezareti Şark iş- lürü — (Vilyam Sirong), bugün buraya gelmiş ve Ar- manyanın Berlin sefareth wne- sine giderek, sefir Sir Hoader: son ile uzün müddet konuş- muştur. Konuşmaların, — Berlin, Prag ve Paris arasındaki müza- kerelerle alâkadar olduğu söy- leniyor. Berlin, 28 (Radyo) — Al- manya Hariciye Nazırı Von Maıs 29 TRENLER: İzmirden her güta kalkan WO€ Yerin harokot saatleri.. Aydın hattı; Alsancakı İrmir-Karakuya-Ankara — Pateh | Vesi, çarşamıba, cuma, pasar w İ aa 2115 da, İzmiz < Nazilli: Hice — gün Ü 12 ve 185,40 da | İzmir-Denizlir — Sal. — perşerabü cumartesi günleei eat 6,30 da | kamir-TireÖdemiş Hersabab M#| 535 de bir katec ber akşam #t 17,30 ÖÜdemişe bir — trea, 16,30 d8 Tireye otorar. i Afyon hattı: Rasmanedett | İzmir-İstanbau-Aokaraz Her g18 | İzmir.Bandırma: Parar, antı, 008 ve cumartesi günleri mbasle yir saat 7,20 de muhtalit — ketefi R bentrop, bugün Hırbiye Na zırı Breç Viçla uzüuan müddet konuşmuştur. Harbiye Nazırı; bu konuşma- lardan, Hitlerin yanında bulun- makta olan erkânı hurbiyei umumiye reisini habesdar et- miştir. Bu konuşmaların, Çekoslo- vakya meselesile aiâkadar ob duğu söyleniyor. Son haberlere göze, Hitler, ordu ve donanma kumandan- larını nezdine çağ rmış ve uznn müzskerelerde bulunmuştur. Prag, 28 (Radyo) —Camhur reisi Edvar Benes, harbiye ne- zareti ile daimi temas halinde bulunmaktadır. Berlin, 28 (Radyo) — Volk - şer Beobahter gazatesi, bugün- kü sayısında — Çekoslovakya ialeyhinde şiddetli bir makale yazmış-ve int.habatıa, Çekoslo- vakyanın tazyikı altında yapıl- dığını kaydettikten sonra şim- diki vaziyetten, — Cumburreisi ;Edvar Benesin mesul olduğunu Tovakyanın Berlin elçiz Alman tayyarelenimna Çeköslötaek era- zisine tecavüzleri — meselesni Di A aai gll em ada gNLT testo etmek Üzere taljmat ah mıştır. Prag, 28 (A.A.) — Pragdaki Alman elçisi, Çekoslovak - tay- yarelerinin hududu tecavüz et meleri meselesi h ıkkında Hari- ciye Nazırı B. Kroftaya mute- dil bir lisanla yazılmış bir pro- testo mektubu tevdi etmiştir. Kendsine bu hususta derin tejkıkat yapılacağı cevabı ve- rilmiştir. Düzeitme 27-5S-938 tarih ve 7516 sayılı nushamızın sekizinci sahifesinin sütunlarında çıkan kinc: hukuk - mahkemesi ilânında A p'er ismi sehven O.- ber dz m ştir. tashih ederiz. —— Titredim babama (baktım: —Evet, karısını öldürmüs., Çün- kı! karısı onu iki başlı bir ihanet yap- İmış : Hem casuslukla, hem de başkasiyle ve — dehşetle Bu nasıl Ba- kalmıştım.. yük macera id Şaşırmış, şeydi, bü ne * bama bira emizlendim, saçlarımı taradım, e |biseml değiştirdim ve karşı karşıya | oturduk... Babam anlatmağa başladı: Bu genç, zabili olarak arduya girmiş va Kar- pat dağlarına kadar giden Türk kuvvetlerinden birinin başında Mü: Hakikaten çok sevinmiştim. Ba-|Bize lâzım olan, ablanın saadelidir.|lâzim olarak bulunmuş:. Bir kurşun | yarası almış ve hastaneye yatırıl- Tedavi - esnasında bir Alman e tanışmış - ve sevişmiş.. Harp itimez onunla evlenmiş.. Bir | | bulda oturuyorlarmış ve Yaşayış büyük bir sükünet Müğ.. K İstanbulün — işgalinden — ve millt. cadele harekâtı başladıktan son- sabretmesini sövledim | umumi hârpte ihtiyat ' kları - doğmuş ve ölmüş. İstan-| içinde geçiyor- | zifeler vermiş ve İstanbulda oturu- rak, mütemadiyen bu işlerle meşgul olmasın islemiş.. | Birkaç darülfünunu bitiren ve kül- İtürünü de yapmış olan bu.genç is- l!edml gibi çalışıp muvaffak olabil- mek için çarçabuk, ecnebiler, hatta Yunanlılar mehafilinde bir muhit yapmış... Tam bir İngiliz dostu per- desi altmda, Ankaranm verdiği di- rektiflerle muvaffakıyetli ve narlek bir çalışmaya — girişmiş.. Bütün eğ- lencelerde, yüksek Rosyete mahafi- linde — bulunup, çaylara, —balolara eğlencelere karısı ile beraber gider gelirmiş.. Karısı, kocasının aldığı vazifeyi kavradık- tan sonra, ilk defalarda gayot sa- mimi - ve tabii görünerek kocasına yardım teklif etmiş: —Türk milletinin. giriştiği müca- dele, — senin — Türk — olmaklığından sarfınazar, bir insan kalbi taşımak haysiyeti ile bence hürmete lâyıktır, Demis. Fakat erkek bir kadının Bana da- vazife ver. banda muvaffak olabilmek için ne gi- İhi fedekârlıklarda bulunması icap et- 'a, kendisine gizli bazı va- Hiğini dügünerek bunu istememiş., - bu çok zeki Alman — kizi, bir kaç haber vermiş ve şunu ilâve et- miş: — Korkma, bukadar uzak — yerler. den, vatanını, anasımı, babasını terke- derek peşin sıra gelen ve seni seven karın, senin haysiyet ve şerefini kır- madan birşey yapabilirse yapacak, yoksa fedakârlık etmiyecektir. İşte bu haber, bu şekilde alınmıştır. Demiş.. O-da susmuş, fakât tekrar dot sonra, gene kendisi gibi de hatırlatmış... rkadagı ona gelmiş ve şulp ir gün karısı ona, gayet mühim ları söylemiş: — Son verdiğin mühim baber, hükikaten — tamamiyle zıddır. — Hâdi- Be tamamile akâinedir, uydurulmuş Ve | bazı plânları altüst etmek için uydu- rulmuştur, bu haberi sana kim verdi Vise, onunla şiddetli bir mücadeleye hazırlan !, Genç adam, güphesiz - gaşırmış ve| ilk defa karısından şüphelenmeğe hus- lamış... Artık bundan sonra, karısımın hayat [ ve harekâtını tetkike başlamış. Aldığı ! petice gayet müthiş olmuş : Karısı, gizli teşkilâta dahil bir yunan xabiti * ile sevişmekte, ondan para almakta | | bününü pazartesi, çarşamha, cama — günleri gönleri aet 1528 a Her zaman lâzem olan 363 . Alaamcak istasyonuz Kasaport vapar iskelesi: 2854 Şehir aakil vasıtalarının sabatır Teyin lik — ve — gece vv larakâl saatleri Tramvayları Her - sabah Uzmyay Düt saak söuza, UÜ,d0 da seket edar. Konaktan Güzelyalıya gece iramyay sasi — birde hareköt Bundaa - evgi <i de u üNY TYRLAE * v ;İhı sererler raatte birdir, — Ası general yaka. lanmak üzere Meksiko 28 ( A.A.) — Milli Müdalaa Nezareti tebliğ ediaor: Cedülo tayyıre ile kaçmıştır. | General Eleuzatle - çiftiiğinde iken bir süvari kıtası ani olarak çifiliği basmış ve Cedillo an- cak bir tayyareye M vakıt bulmuştur. Genaral El S-lto hava " danı istikametinds firar | te kendisi üç ,tayyare tarafın” dan ta p edilmektedir. kocasının faaliyelini ona bütün te- ferruatiyle haber vermekte... Hem ko- * ca olarak, hem de vatani bir vazif taşımak itibariyle yapacağı şeyi dür sünmüş. Güya hiç bir şeyden. malâ- matdar değilmiş gihi davranmake mümkün olduğu kadar ana uydurmü haberler vererek bu haberleri, mukâa- bil casua teşkilâtina göndermek.. VE bilâhare karıya bir tekme vurmak... Bir gün İzmire kadar gidip gele- coğini söyliyerek evinden ayrıldıktaB sonra, karşiki apartmanda — eveldeli tuttuğu bir odadan, kendi evini - tAs rassuda başlamış, bu odadan hem c’ hışma, hem de yaltak odasını gör! kabil imiş... Bir &aat sonra karisının gittiğini telefona gidip meçhul bir yerle konüfr fuğunu görmüş... On dakika şonra G6 . kapıya gelen bir vtomobilden, karışi” Tn âşıkı casuz yunanı zabiti çıkmIk Teferruatı bile kaçırmamak için dü*_q Müşahedi safhası ile başlamış. Bunu müteakiPı | yunan zabiti, caketimin cebinden bire — kaç kâğıt çıkarıp okumuş. Karısı,'dilir katle dinliyormuş. g — Sonu var — —

Bu sayıdan diğer sayfalar: