Ş İ Madam Kokunar, dikkatl; — 135 - .. SĞ Ynza: Aleksan ü ANADÜLU etrafını tetkik ede- rek Portosa söz verdiği yere gidiyordu Portos onları âvludan geçer- ken gördüğü halde cevap ver memişti; bunun için kapıyı bey- hude çalmış oluyorlardı. Muskaton yoluna devam edi- yor ve Pon Nöf köprüsünü geçmiş bulunduğundan Ur so- kağına geliyordu. Oraya gelin- ce, efendisinin emrile hem atı ve hem de katırı âvukatın ka- pısının tokmağına bağladı; son- ra, hayvanların akıbetini hiç düşünmiyerek Portosun yanına gelip emrini yapmış bulundur gunu söyledi, Biraz sonra, sabahtanberi hiç birşey yimemiş olan — zavallı hayvanlar kapı tokmağını — şid- deotle takırdatmağa başladıkla- rından avukat ta küçük kâti- bine, gidip bu at ile katırın kime ait olduğunu komşulardan " Madan Kai m Kokunar verdiği he- diyeleri tanımış olmakla thııı- ber geri gönderilmelerinin — se- bebini önceden anlıyamâmıştı; fakat Portosun gelmesi işi mey> dana çıkardı. görünce Parise sırtında gelmiş ve burada üçkrona satmıç bu- İf f : ! | f ğ t 1 ; t g r. : İ i | ! İ i! gŞ | f ı f - $ t l İ İ t ; FESASE rğğ 'sşğ — Hayır, madam, fakat ala- cağı şeyleri vcuz almak isti> yenler daha cömert dostlar ara- mak mecburiyetindedir. Bunu söyl yen 'Portos topuk- ları üzerinde dönerek gitmek için adım atmıştı. Kadın haykırdı: — M Portosl M, Portosl Hata etmişim, itiraf ediyorum, sizin gibi bir biniciyo at he- diye etmek için ucuz almağa çalışmamalıyınışım, Portos cevap vermeden ikiw ci adımını da attı. Madam onu nurdan bulut içine bürünmüş ve etrafını kuşatan düşesler ve markizler ltırıılıııdııı ayaklarına eseleri atılıyor gibi gör- Mmüştü, Ve:; d — Durl! Allah aşkına, dür! Portos; dur, bir sözüm var, diye haykırdı. — Sizinle konuşmak bana felâket getirir.. — Fakat, söyle, ne istiyor- sun? — Sizden sadaka istemiş gi bi şeyler değil. Kadın Portosun kolunu asıldı ve çok hazin bir sesle ağlar mağa başladı. — M.Portos, ben böyle şey- lerin acemisiyim. At ne demek olduğunu nereden bilirim, ban gi atın işe yaradığını nasıl bi- leyim? —O halde, madam, ben anladığım için bana biırakma- nız Jâzımdı; hâlbuki siz tamabh- körlık ektiniz. ve bundan dolayı. alacağınıza karşı at almağa gi- riştiniz. — Hata ettim, Portos; fakat bu hatayı tamir edeceğim, di- nim ve hamusum hakkı için edeceğim. — Nasıl yapacaksınız? — Beni diale, bu akşan ko- ceam kendisini davet etmiş olan M. lö Dük dö Şalnesin evine gidiyor. Eo azdan üç saat sü- recek bir müzakerede buluna- caklar; geliniz; yalnızca hesa- bımızi yaparız. — Ah, şimdi sunuz, Sevgi — Beni alfettiniz ya? — Göreceğiz. Diyerek silâhşor gururla ce vap verdi. Her ikisi de: — Alışama kadar adiyö. Diyerek — ayrıldılar. — Portos yolda giderken düyünüyordu: — Hay kör şeytan! Kokuna: rın metin kasasına artık yana- şıyorum gibi görünüyor... XXKXV Karanlıkta her kedi gümüştür Dartanyan tarafından — sabır- sızlıkla beklenen akşam — niha- yet olmuştu. Delikanlı mutadı veçbile sa- at dokuz raddelerinde — Mayle- dinin evine gitti. Kadın çok meşeli bulunuyordu; bunun için kendisini eskisinden daha - ilti- fatlı bir halde kabul etti. Bi zim Gaskonyalımız, ilk bakışta, Kont dö Vardın uydurma mek- tubunun Kitti tarafından — banır m'pga verilmiş ve lâzımgelen ter siri yapmış olduğunu farketti, Kitti tatlılar getirmişti; hanı» mı kendisine şefkatle bakıyor ve çok iltifatlı tebessümler gös teriyordu: fakat zavallı kız de- likanlıyı Mayledinin karşısında görünce son derece kederlen- miş olduğu için mektubyn ken- disine karşı hasıl ettiği tevcc çühün farkına bile varamadı, Dartanyan bu iki kadından herbirine ayrı ayrı baktı ve ta> biatin bunların vücude getiril- mesinde hata etmiş bulundu- ğunu — teslim ediyordu; büyük banımefandiye hain ve velâsız bir ruh vermişti; hizmetçi kıza ise şefkatli ve vefalı bir. kalp ihsan elmişti.. Saat onda hanımelendi sabır- sızlık göstermeğe başlamış — ve Dartanyan ise onun sıkıatısının manasını hemeo Anlamışlı. Ka: din saake baktı, ayağa — kalktı, tekrar oturdu ve - delikanlının yüzüne gülerek, sanki: — Hoşa gider bir adam o duğuna şüphe yok, fakat gir dersen daba sevimli olursun! Demek - istiyordu. Delikanlı Ayağa kalkıp ka aldı. heratı çalındı Artist bunları uğur telâkki ediyor- muş. Şimdi telâşa düştü. Ca &m Hopkins, beş on günden- Meşhur sinema yıldızı Myri- beri büyük bir keder içindedir. 1 Hopkins Artistin muhteşem villâsında, inanılmıyacak derecede mahi- rane bir hırsızlık vak'ası ok Paris-Roma müzakereleri — Başı 1 inci sahifede — Tavşana küç tazıya tut siya- seti ile bem İngilizleri tatınin etmek va hem de İtalyanları darıltmamak — istedi. Halbuki vaziyet hiçte böyle Makiyaveh yari bir siyasete müsrid değ L di, Neticede Fransa bem İagil- tereyi kendinden soğutmuş ve hem de yeni kazandım zannet- Üği İtalyayı Almanyanın kuca- gına atmış oldu. M. Piyer Laval vakıa bu müthiş hatasını faal siyasi ha- yattan çek.lmekle ödedi. Fakat Fransa İagiltere ile arasındaki soğukluğu — izale — edebilmek, aradaki öski yakınlığı tekrar elde etmek için tam beş sene uğraşmak zarurelinde kaldı, Onün — içindir ki — İngilizler İtalyanlarla müzakereye başlar dıkları ve bunu iyi bir metice- ye iktiran ettirecekleri anlaşıl- dığı halde bile Fransızlar son dakikaya kadar müctenip dav- randılar. — Romada - itilâfaame imzalandıktan sonradır ki, on- lar da İtalya ile uyuşmak lü: zumunu ileriye sürmeğe başla- dılar, ĞÜi g X ar edelim, Fransa il 1tı'll;ıh arasında esaslı bir ihti- lâf noktası yoktur. İhtilâf mem: bar olabilecek noktalar İngiliz> İtalyan müzakerelerile - esaşen kendiliğinden — ortadan kalk- mış — bulunmaktadır. Fransız- ların endişe — ettikleri nokta İtalyanların İspanyada yerleş- me'eri veyahud burada — Fran: sız nakliyatını işgal edebilecek bahri bir üs tesis etmeleri idi, Halbuki İtalyanlar İspanyada yerleşmeğe ve oradan berhangi bir şekilda istifade etmeğe nis yetleri olmadığına dair- İngil tereye temimat vermiş — olduk- ları için bu mesele kendiliğin- den ortadan kalkmış bulunuyor. İtalyanın Habesistan imparar torluğu meselesi de ayni ge- kilde İngiltere tarafından balle: dilmiştir. Fransa için ayni yolu takip etmek kilayet edecektir. Tunus ile Garp Trablusu ara- sındaki budud ihtilâfları ve Tw nustaki — İtalyanların — himayesi gibi meseleler ise üzerinde du- ralmağa değmiyecek kadar ba- sit şeylerdir. Şu halde Fransa ile İtalya arasındaki müzakerelerin pek yakında başlamasına ve iddim edildiği gibi Mayıs bidayetin- den yani mösyö Hitlerin Roma ziyaretinden evel neticelenme- sine intizar edebiliriz. Bamdi Nüzhet Çançar muştur. bir hırsız, uyumakta olan Myriam Hopkinsin yatak edasına kadar - girerek, orada bulduğu — sekiz parça — ceva- hiri aşırmıştır. Uykusu pek ha- fif olan artist, kıymetli mücev- herlerinin bu suretle nasıl ça- hodığına hayret etmektedir. Bu cevahirlerin değeri tam yarım milyon frankmış. — Artist onlara karşı batılâne bir sevgi ile bağlı imiş. Sabah müzik-hol artisti, bir nalın tılsımile Holivutun tanın: miş bir sinema yıldızı olduğu: na kanidir, Tılsıma, uğura inar nan artist, çalınan mücevherle» rine daha ziyade manevi bir sevgi ile bağlı olduğu içip, on- lırwılııtlıımi.ıı hkFı::ıı muhar, drine şunları söylemiştir; — Bundan üç sene evel, bir Hindli papaz, hayatta muvaffak ve mesud olabilmem için üze- rimde daima üç yakutla beş safir taşımaklığımı — tavsiye et mişti. Ben de, o zamandanberi, bu- papazın — sözünü tutarak üzerimde kaybettiğim —mücev- berleri taşırdım. Şimdi, bu kıy. metli taşlârım bulunmazsa, sa. adet ve istikbalimin de mahvolmasından korkuyorum. M. Mussolini ne menfaat kopardı? Hitler imparatorluğunun Brenerden yapacağı tesir Italya karşısında İIngiltere ve Fransanın vaziyeti nedir? Yazan: Pertinaks B. Edenin istifasından sonra başlanmış olan - İngiliz - İtalyan müzakereleri, neticelenmek üze- redir. Fakat anlaşma projesi oldukça garip bir şekil diyor. Âkidlerin ikisi de, meriyete koyma tarihini ileride tesbit etmek hakkını muhafaza ediyorlar. Her iki taraf ta bu meriyete koymayı sarih bir şartın tahakkukuna — bağlamak- tadır. İngiltere, Londra komi- tesinin “gönüllü, lerin — çekil- mesi hakkında bunca zaman evel vermiş olduğu karan İtab yanın yalnız kabul etmesini is- temekle iktifa etmiyor: Bu *Gö- vüllü, lerin ve onlarla birlikte bulunan harp materiyel n geri çekilmesinin filen tahakkuk etmesini bekliyor. talyaya gelince; © da, Lon dra hükümetinin, Habeşistanın ilhakını, yani yeni İtalyan im: paratorluğunun hukukan tanın- masını en esaslı şart addediyor. Romada kont Cano ve Lord Pört tarafından kaleme alınmış olan İngiliz - İtalyan anlaşma- sının tatbike konmasından ve iki taralı bağlamasından önce işte bu —hususların tahakkuk etmesi lâzımdır. Şimdilik, bu anlaşma, bir — mukavele va- dinden başka b.lım değildir. DC İngiliz Bakanlarının gayesi bizim de gayemizdir. Garbit Akdenizi Alman - İtalyan müda- halesinden kurtarmak, bu de- nizde Fransz- İngiliz münaka- lelerinin serbestisini tesis etmek. Fakat Fransız hükümeti, gönül- lülerin çekilmesi hususunda son teşrinde hazırlamış olduğu şe- kilde, İngiliz plânımın kendisini tatmin etmediğini bildirmiştir. Bu plân yalnız mikdarı gö- zetmekte ve kalite unsurunu ihmal etmektedir. Eğer İspan yada Nasyonalist cephe ile çum- huriyetçiler cepbesinde harp eden yabancılârın her iki tar raftan yalmız nisbet gözetilerek çekilmesi esası kabul edilirse bu işte aldanan biz olabiliriz, İtalya, askerlerini çekip tek- nisyenlerini bırakabilir. Esasen Almanya da daha 1937 nin ilk aylarında ayai şekilde hareket etmiştir. Teknisiyenler yani mü- hendisler, denizaltılarda çalışan adamlar, Mayorka adasını işgal eden ve orada bulunmaları bi- zim için tehlike teşkil eden adamlar. * .'. Bu itibarla, işe başlarken, geri çekilecek gönüllülerin nevi- lerini tayin etmeğe yarıyacak teferrüatlı bir sayımın lüzumu ortaya çıkmaktadır. Fakat şim- diye kadar, ne İtalyanın ne de Almanyanın Loadradaki kariş- mazlık komitesindeki murah- haşları, böyle şartları kabule yacaşmadılar, ve 4 nisan tarihli Gazoita del Popolada — çıkan bir makale faşist hükümetinin İspanyada askeri zaferden son- raki kalkınma hareketine İtal. yan tekaisyenlerinin iştirak e- mesi lüzümuna kani olduğunu ihsas ediyordu. Bu, İtalyan.arın ve Almanların, general Franko yanında müttefik sıfatile kal- makta deyam edeceklerini ve kont Ciano ile Lord Pört ara- aında görüşülmüş olan “İspan- yada ekonomik ve politik alâ kasızlık, hükümlerinin suya dü- şeceğini ilade eder. Diğer bir mühim nokta: Burgos hüküme- tinin Faslı kıt'aları İspanyada kendilerine verilen Alman ve İtalyan silâhlarile İspanyol Fa- sınâ yığılmamalıdır. Bu hususta sıkı bir murakabe lâzumdır. Hakikatte, generâl Franko, barp meydanlarında zafer ka- zandıkça, "gönüllü,lerin çekik- mesi hususundaki İngiliz plânı yeni bir safhaya girmektedir, Eskiden bu plân, Roma ve Ber. Hin için çok cazib görünüyordu. Çünkü İspanyol ortaklarına ya- bancıların terbisi mukabilinde muharib bakkını (yani Akdeniz Himanlarını abluka etmek ser- bestisini) veriyor ve Pirene hur dudunda enternasyona| kantro- lü tesis ediyordu. Artık general Frankonun bu neviden fayda- lara ihtiyacı yoktur. Ve yığln- cıların çekilmesi Almanya, İtal- ya ve nasyonalist hükümet için lüzümsuz bir kayıb olacaktır. Buna mukabil Fransa ve İngik e de, Franko nezdindeki yar- dımcılarım çekilmesini şimdi pek pahalı ödiyecek değildirler. U- mutmıyalım ki, müthiş- katliâm» ları ve cezalandırmaları - önle- meğe gayret ettikleri bir sırada panyaya enternasyonal komis- Lıııhı göndermek Fransa ve O:i:._üı,..l:ı::. olacaktır. a için jesi lehü de onların Iodhılıı-q.:lırh: Almaoya ve İtalyanın - itirazları tebarüz adecektir, Bu izahlardan da anlaşıla- çağı üzere bir yandan İngiltere ve Fransa diğer yandan İtalya arasında Akdeniz üzerinde mev- çut ihtilâflar ortadan — kalkmış olmaktan uzaktır. Bunlar mev- çud kaldıkça, İagiliz - İtalyan müzakereleri, teati edilen lara rağınen, lâftan ibaret kal- mak tehdikesine maruzdur. * .» Mussolini mukabilinde birşey almadan hiçbir. şey — vermek ödetinde değildir. İngiliz elçisi- ne, Libyadaki İtalyan askerleri- ni azaltmayı, Tsana — gölünün cenubi Arabistanda İagilterenin hâkim nüfuzunu tanımayı, aleyh- dol:i. propagandayı kesmeyi va- dettiği söyleniyor. Buna muka» bil kazancı nedir? Habeşistan fethinin hukukan — tanınması, Devamlı çete harplerile Habe- .şıuıd_ı. güçlüklere Uğrayan Mlyı için bu tanınmanın ehem- miyeti küçüksenemez, 'dlıliığ. enternasyonal plânda “l:'k. olduğunu bildiren, yani Dugünkü siyasi taksimata muhalif olan bir şahsiyet için bu menfaat Pek küçük görünü: yor. Mussolini Orta Avrupayı kaybetmiştir. Mukabilinde Füh: rerden açık bir çek almış gös Tünüyor, Büyük emelleri ve ih. tirasları olmaması akla sığar mı? Hitler imparatorluğunun maddi tazyiki Brener hududun: d[' nâahoş bir şekilde kendini hissettirecektir. — Ve İtalyada — Sonu 8 inci sahifede — sularının mecrasın!' değiştirmeyi,