21 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

21 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dartanyan odasıtın zeminindeki deliğe koştu ve Yazan: Aleksandr Dü li D a — 6-010—405m—— — — ——— boylu boyuna uzanarak dinlemeğe başladı Okuyucularımız, ihtimalki, Je- rbsalem sokağının çapkın İ.sa- nını bilmedikleri ve biz. ise bu fare kapam — tabirini ilk delfa olarak bundan on beş sene evel kullanmış bulunduğumuz cihetle ne olduğunu kendilerine anlat- mağa lüzum görüyoruz.. ;T : $ İ Hi PP HL İri d iş g 3 İir cak bir hal sayılamazdı. M. dö Trevil Atosa, her ne ÜUlema bu intihapdan memnun olarak reylerini £ verdiler. Kemal efendi minbere çıktı. Veciz bir hitabede bulundu — Seni burada nasıl gebertirsek onu da ğider tepeleriz demesi bir oldu. Ses ve soluk kesilmişti. Na- sıl kesilmesin biri Şimali Arna- wudluğun hâkimi olan Hacı mül- tüsü diğeri de en azılı bir ser- 'desi çatışmıştı. Ufak bir hâ- lise her şeyi altüsl etmeğe kâfi idi. Derakab kaymakam Galib bey Hasan Hüseyinin ellerini tulta ve böylelikle çok feci bir hâdisenin önüne geçti. “Toplananlat arasında eşraftan Bir zat bağırdı: —Biz milleti ve vatam düştüğü Yartadan — kaldırmak — istiyoruz. Hör he olda ise bu çatı altinda kalacaktır ve kalmalıdır. Ayni zamanda bu işe bir son vermek röurmuzdur. Ey cemaat bizim boyunlarımız şeriate bağlıdır, şe- vaziyet hasıl olursa olsun krala ve bilhassa kraliçeye karşı - va- zifelerine sadık - kalmasını rica etmiş ve bu arzusunun arka- daş'arına da bildirilmesini istes mişti. Dartanyana gelince, o apart- manındafı hiç d şarı çıkmıyorda. şey bırakmadığı için sorucularla maznunlar arasında geçen bütün sözleri üşütüyordu. dik önce tevkif edilenler üze- rinde yapılan sıkı bir üraştırma. dan sonra müstantikler taralım- fi f[iş H H f F İ f P Fere, kapanı fasliyetinde de: vam ettiği müddetçe Daranya- nın merakı da artıyordu. Zavallı Bonasyönün tevkif edildiği günün akşamı saat do- kuzu çalmakta olduğu, Atos M. dö Trevile gitmek üzere Dar- tanyanın odasından çıkmakta olduğu ve Planşenin de henüz yapmamış olduğu — elendis'nin yatâğını düzeltmekte meşgul ol- duğu sırada sokak kapısı Çalm- mıştı. Kapı açılarak hemen ka. patıldı; fare kapanmma gene biri tıkılmıştı. riat me emrederse ohu tatbik edeceğiz. Ba hususta ölüm, var geri dönmek yok, yemin edet- misiniz dedi. Bütün cemaât ba- ğırarak yemin ettiler, Gene hu zat minberde bulu- nan Üsküp mültüsüne hitaben: —Hoca efendi içimizde ulema çok var, birleşip bir karar we« riniz dedi. Nüftü cevabehn: — $er'i şefif üşikârdır, meşvereli farz kılmıştır hepimizin bir araya gelmesine lüzom yoktur. Burada mevcud ulemayı kirâm! bir zata | rey versinler o zat ne derse bit | tabi şer'i şerifn dilinden söy- Tiyecektir hegimiı riza gösteri- riz. olmaz mı Dye cevab verdi. Bu cevab muhik idi, kâbul olundu. Ve sonfa müftü efendi: — Ey dindaşlarım ben reyimi Dartanyan odasının zeminin- deki deliğe koştu ve boylubo- ’ı.:ı uzanarak dinlemeğe baş- N, Evvelâ feryatlar ve sonra da biri boğuluyormuş gibi iniltiler işitiliyordu. Sunle cevap yok.. Dartanyan kendi kendine söy- lendi: — Hay geyimi Be bir iz dın.. Üstünü aryorlar... O ise mukavemet gösteriyor.. — Zorlu e Alçaklar!... Bütün ihtiyatkârlığına rağmen, Dartanyan aşağıda devam eden sahneye karışmamak için güç: lükle kendini tutabiliyordu.. — Fakat efehdiler, ben bu evit sühibesi olduğumu sire söylüyorumi Ben Madam Bo maesyöyüm diyorum... Kraliçenin müiyetindeyimi, diyorumt Talih sız kadıncağız.. — Madam Bonasyö, herkesin aradığı şeyi bolduğam için kır metlii değilymiyim?: Diğe- Ders tanyan mırıldandı. Ses gittikçe kısılıyordu; şid- detli;bir' hetekak' döşeme dahler larığı sarsınıştı. Biçare kadın, bir kadının dört erkeğe karşı gösterebile- bi'ece!ı' mukavemet derecesinde mücadele ediyordu. — Allediniz, tfendiler.... AL.... Diye işitilmekte olan ses ar- tık manasiz bir hal alıyordu. Dartanyan yerden — sıçrayıp yordu: — Bağlıyorlar, yerlerde ' sü: Yüklüyotlar. Kılıcım!... Âlâ, ya- titnda imiş. Platişel, — Efendim. — Koş, Atos, Portos ve A- Famisi ara. Hiç olmazsa biri evindedir, belki üçü de., Söyle silâhlansımlar, büraya gelsinler, çabuk! Ah! Hatırıma geldi, A- tos, M. dö Trevile Yitmişti.. — Fakat nereye gidiyorsunuz, efendim, gereye? — Çabuk yetişmek için pen- cereden atl. yâdağım, sen çabuk şu döşemeleri yerine koyup yer leri süpürdükten sonra (kapıdan çıkıp söylediğim yere koşl — OH Efendim! Eelendim! Kendinizi öldürteceksiniz!.. — Sonu var — manlarım — yaşyor. — Pağdişahın etrafını alânlar kendi menlart- lerinden başka bir şey düşüne miyorlar. Esasen bulunduğumuz aasır, milyonlarca ünsanı bir kiş> nin düşünmsine manidir, bunda muvalfakıyet yoktur. Buna meb- midir ki, Cenabihak Kur'atda | yünü emit bayurmuştar. Pey- gamberimiz bu esas dakilinde O L ANADOMU |500 imzall bir is- tida verildi —— Ş Muhacir, mübadil ve harikzedelerin bu is- tidası Vekâlete " gönderildi Alsancak semtinde oturan ha- Tikzedle, muhatir ve mübâadiller tarafından 500 kadar 'imza ile vilâyete bit “istida vorilmiştir. Bu istidada harikzede, mübadil ve muhacirler, oturdukları evles rin çök eski yıklara ait bit ver gilerinin -kendilerinden haksiz olarak isterd ğini, evlerin tapu senetlerini aldıktan sonra vergi borçlarını verdiklerini bildirerek tapu senetlerinin verild ği tarih- temişlerdir. İmza sahipleri, vak- tile kendilerine tahsis veya teffiz suretile verilen bu evlerin tah- riri musakkafat komisyonları ta- rafından yüksek takdir edilen gayrisafi — varidatlarının indiril- mesi için vukubulan — müracaat» larına karşı Maliye memurlarının: — Sze ne oluyor, Tapu se- nedinizi #idımız ai ki binaların gayrisafi iradlarını indirmeğe te- şebbüs ediyorsunuz. Verdiğiniz ve vereceğiğiz istidalar üzerine hiç bir muamele yapamay z. Cevabım verdiklerini ve bina- enaleyh şimdi 'de eski Şıllara ait bu vergilerin kendilerinden aranmaması icap ettiğini ve ter- kin edilmesini istemişlerdir. Vilâyet, bu istidayı Maliye Vekâletine göndermiş ve ayrıca Dahiliye Vekâletini de bu istida imuhteviyâtından malümattar ede rek yapılacak muameleyi sör- muştur. Kadınlar arasında bir kavga Kemalpaşa kazası hapishane- sinde bir vak'a olmuştur. Katil süçündân ölah mahkümiyetini 25 #y sotra Gdoldüracak Kınlca köyünden Tahtacı Ali kizı 92 yaşında İpek ile hakaret süçen: dan bir ay hapse tmahküm Halil- böyli köyünden Hasan kızı Me- lek arasında kavga çıkmıştır. İpek eline geçirdiği bir nalınla Meleği alnındin ve Melekle birlikte isbanede bulunan ü; Ki vizkenede bolmera ö0 başından yaralamıştır. Bunu ya- pan İpek Kakkında takibata emal efendiye hareket Allahin hükmâ de yer bulacar tır. Bu benim reyim değil, bu benim kanaatim il kuranın h&-ıhü. dinin icabı ı.bemılı böyle emrediyor riMiZ bö;le iıkîyor.yBo:!"-m n dil- Terinden söylüyorum. Dedi ve — Sonu var — Motörlü vasıtaların kontrolu meselesi pishanesinde — Bir kaç gün evel İzmir yeze telerinde öküdüm: “İzmir mülb- hakatında işliyen motörlü vası- taların kontrol işleri için vilâs yetçe yeni ve osaslı tedbirlet âlınmış. Bü tmaksad için Vilâyete işliyet — motörlü — vasitaların -ki en başta kamyon, kamyonet ve vtobüsler yelir- öiki türlü köm trola tâbi tutulmaları keyfiyeti, çoğu da bundan oluyor. Sözde ve hafta kitâba göre bu tekhik Muayeneler belediye lere Bit amma ba mMmüayeheler mârede, ne zamanda, he kadar fasila ile ve ne biçin mühen- disler tarafından oluyor. Örü- sihi N6 Siz sorün, 'ne de ben #rayayım... “Bu teknik muğyehenin ve kon- trolun yanı başına bir. de yo- förtlerin ehl'yeti işi var. Şoförlerin gıhhi halleri, sihirleri, gözleri ve saire inceden inceye müayehe- lerdeti geçirilmek, onden sonra da san'at — yapabilmeleri — için cüzdan verilmek yerek. İzmir gibi vilüyetlerde ba h. t#hütların ve sikkiYmanyenelerin yapılması mümkündür - diyelim. Ya bu teşkilâta sahip olmyan belediyelerden alınan ruksatnır melere ne diyeceğiz? Şüphe yok ki son zamağlarda memleketimizde ahlâkı mazbut, ehliyetli, — Grayetli — şöförlerin mikdarı artmıştır. Fakat itiraf etmeliyiz ki daha esaslı bir ernek sarfetmek ister. Ba, hem şöför Hik san'atı #çin tâzim, hem de ve bilhassa umümun tmenfanti ve selümeti için... Hönci kontrol yük ve yolcaya ait olamdır. İki tonlak makineye dört, hatta beş tön... On yölcü taşıyabilecek — mükineye de bir iki tmtsli - yolctr.. * Alabildiğine bir hatnöle... Ve bu yüzden yine arısıra acıkh kazalar... İşte, tmakinelere kudretinden fazla yük ve yolcu yükletmetnek içinde #ika bir takib v& bir köntrol isteri.. Şüphe yok İzmir belediyesinin ve Vilâyetin kasdettiği kontrol işleri banlardan ibarettir. Ve 'bu kontrolu da nâkliye vasıtaları sahipleri ve şoförlerile beraber her yurddaâş candan İs- ter. Adil, ciddi ve dürüst olmak şartle.. Bu son kaydı koymağa mecbur oldum. Çünkü İzmir be- fediyesinin ikide Bir değ yen, mahtikh, müntiksız kararlarından bu vasmtalarla Sık sik seyahat eden benith bifle bizar olduğum zamanlar Çök olmaştar. Meszlğ, geçet vene Tdi galiba mülhaka- Va işliyen kümyonların — üstüne dört beş Kilolük Bir sepet, bir çarita bile kotmak yayaktı. Ax bir zamân sonra belediye ba Yanlıştığı anladı ve yölcusük ba- vul, Çanta ve sepetlerinin maki- nenin üstüne slınmasınâ Hüsam de etti. Doğrasu da budur. Bergamadan, Çeşmeden, Ke- malpaşadan İzmire giden yolcu: ların beşer, onar ve yirmişer ki- Salata 5fn Yazan: Turgud Türkoğlu Munisa saylavı Tolük yatıkdarı, çantaları, bavak ları, hediyelik üzüm ve kirezleri vesaireleri daima olur. Bu yol- Guların Yolculuğu, İzmit hükümet ikonağından Kertere, yahut Al- Sâncöğa Olan yolculuğa şüphe yok ki benzemez. Yerlerinden Yukatıda saydığımız şeyleri İz- mire götürmek, oradan da dö- nüşle bir teneke petro', bit kaç kilo ev eşyası ve erzaklarını alar tak yerlerine dönmek içindir ki | bu vatandaşlar seyahat eder. a Binaenaleyh 15-20 yolcuyu taşı» ı yan ve üstleri müsait olan yolcu j kamyon ve o'obüsler, yolcuları İ için de yöz, iki yüz kiloluk kar | İ dar Ga eşya taşıyacaklardır. Aksi takdirde bunların yo'cıluğunu mümteni kılmak olur. Binaenaleyh bu kabil kararlar vasgele ve her hangi bir kafa- y dan çıkmamalı.. Esaslı düşünül- , meli hatta nakliye vasıtaları sa- Ş h plerinden, şcförlerinden de mü- 1 talea sormalı ondan sonra tab j bikata, icrasta geçmeli... ) İtiraf edelim ki şu çizdiğimiz ) Çerçeve dahilinde, bütün arzu- lara, emrlere ve icraata raâğmen hentiz bir koütrol ve takip şe- bekesi yapmış değ.l.z. Yalnız bi- zim vilâyette değil, Türkiyemi- Zin Hiç bir yerinde Bile... Gelelim şimdi - vilâyetimizde şimd ye kadar devam eden konte » rol işlerine... Geçen seneye kadar İzmir be- lediyes', mühtelif yollardan İz- mire gidip gelen motörlü vasıta. lârı şehrin giriş yerlerinde kont- rol eylemekle İktifa ediyordu. Bu kontrolun iki sebepten do- layı &z faydası görüldü. Sebe- bin biri? İzmir belediyesi zabı: tasının kisiben beceriksizliği ve ihmali bir de hududu aşınca bu vasitaların yine keyifler'ne göre hareket edebilmeleri. Bu ihmalkâr, sakat kontrola ketdim, — şoförün yanıbaşında olarak Mmuhtelif yerlerden, muh- telif zamanlarda İzmire gidip gelirken gözümle gördüm. Kamyon, memura rasgeldiği yerde “dürür, memur şolöre yak- Taşır... Bir Sürü sözler, hatta ağız kavgası.. Şoförün cüzdanı almır, şoför aşağıya iner. Şoför ve memür bit müddet yolda ve etrafta köşe kapmaca oynarlar gibi gidip gelirler, beş on da- kika, hatta yarım saaât biz za- vallı zolcular ise yolun öftasın- : da (ya sabırl ) tesbihi çekeriz. “ Ve eksetiya şoför yine cüzdanı- — fi #hr, gelir ağız dölüsü külür- let savurar ve yolumuza devama  başlarız. Cüzdan neden alınmış, neden geti verilmiş, bu gürültülere beye SAT hude beklemelere ne lüzam var? ğ bahsi b tirmeden şunu ilâve &de- yim ki bu yazdıklarım ket'iyen hissi değil, mübalâğalı değildir. eyen İzmire gidipgelen yok culara bu yazdıklarımı sorsun, Muhakkak ki berkesten (Doğ j ruduür!) cevabını alacaklır. — Sonu yarın — .—. Manisada Bir çiftçi traktör altındı ezildi Manisa, (Husesi) — Zincirli. ş kuyu civarında acıklı bir kaza | olmuştur. Bakkal Hasanın oğau İsmal, o cîvırdg.îılum dar sına traktörle tohum el giderken, traktör ğmıın ken; rındaki hendeğe yuvarlanmış ve B zavallı genç makinemn altında © — kalarak ezimiş, ölmüştür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: