5 Kasım 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

5 Kasım 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Teşrinisant 4 Bi Üee; TAH y tavsiye mektubu sayesinde krahmn hizmetine gireceğin saplıyan Dartanyan, cüretli bir halde cevap vermişti tehdit hancıyı korkutmuş- | ve kardinalden sonra Çölerin ve halkın dillerinde F3an M. dö Trevilin ismi idi. Pti baba Jozef te vardı; ha- Onun ismi gizli olarak ağra bilirdi; kardinalin mahrem (tları taralından Sincabi zat verilen bu adam, herkesi Mip titretmişti. nun için, elindeki şişi dır- atan, karısına elindeki sü- gSapını ve hizmetçilere de öndeki silâhları bırakmala- emreden hancı, ciddi bir , mektubu aramağa baş- İti müddet beyhude yere dıktan sonra dedi ki: Mektubun — içindeki çok tli miydi? ktubun kendisini —saraya &r sokabileceğini ümit eden onyalı, bağırarak — cevap Şüphe mi var? Saadetim bağlı idi. Ok .canı sıkılan hancı sordu: İspanya bankasının çekleri Nardı? tavsiye mektubu sayesinde lyan Dartanyan, cüretli bir de cevap vermişti: Kralın hususi hazinesiain vardıl. k gee B klaasa. du: Fakat maksat hazine de- Paranın ne ehemmiyeti var, mektup İlâzim. Bu mek- yerine bin allın kaybetmiş n acımazdım! Petta yirmi bin de diyebilir: at gençliğe mahsus te- sebebi saz söylemişti. Mek- O bulamamak sebebile kü- ” savurmakta olan hancının Oh'da birdenbire bir ışık par- Bu mektup kaybolmadı!., | » Kaybolmadı mı?'Diye Dar- Âh telâşla sordu. O” eirika No, 6 ?mi alayın ikinci taburun- bir neferin muamelci as- için Seraskerliklen ikinci _'! yazılan bir tezkerede: h ti fırkai hümayun kaman- Ç canibi samisine; — h ür. Tezkereyi alan — fırka şu yolda bir havale ncü liva kumandanlıkları |L, Yalâlarına; * kumandanlığından beşinci 's’:" havalede de: ü alay kumandaklıkla- y ::ir.. İmza yerine de Mi andanı — Livakumandanı bi Mirliva İaçtandanı - Livakumandanı İ : Mirliva mandanlığından tabura Y Yerkenarın altına: ömandanı “Alay kumandanı y Miralay - “Alaykumandanı Çüy — Miralay * 'öylelikle Mirliva ga) — Hayır, onu cebinizden al- dılar. — Aldılar hal Kim aldi? — Dünkü yabancı; mantonuz mutfakıa iken o da oraya git- mişli; orada bir zaman yainız kalmıştı; bahsederim ki mektubu © çalmıştır. Dartanyan, bmna pek inan- madiğı halde: — Öyle mi zanned yorsun? Diye sordu. Çünkü mektubun kiymetini yalnız kendisi biliyor- du ve yabancının hırsını tahrik edecek mahiyette bir kıymeti haiz değildi. Ortada bir bhki- kat varsa, hizmetçiler ve yolcu: lardan hiç birinin onu çalmakta bir faydası yoktu. —Dartanyan, sözünde devam etti: — Demekki o mühim adam- dan şüphe ediyorsun? — Buna emin olarak — söylü- yorum; kendisine M. dö Trevi- lin adamı olduğunuzu veo nam- dar asilzade namına bir mek- tubu bamil bulunduğunuzu söy- lediğin zaman, gözlerini dört açarak mektubun nerede oldu- ğunu sordu ve hemen manto- Duzun durduğu mutfağa koştu. — Şu halde o hırsızdır. Onu M. dö Trevile şikâyet eder ve krala kadar duyururum. Diyen Dartanyan, gururla ce- binden iki ekü çıkararak han- cıya verdi; hancı şapkâsı elinde peşinden gitti. Dartanyan tekrar sarı atına binerek Parisin —Aya Antuvan kapısına kadar hiç bir vak'a geçirmeksizin gitmişti. Orada atını üç eküye saltı; Dartanyan, bu seyahatinin &son kısmında onu yedeklemeğe mec- bur kaldığı için bu fiate - sattı- ğına memnundu. Kızıl midilliyi dökuz frank gibi yüksek bir pa- haya satın alan müşterisi, sırf acayip rengi için bu parayı ver- diğici delikanlıdan g zlememişti. Parise, küçük çantasını koltuğu- nün altında taşıyarak ve yaya ' olarak giren Dartanyan, kesesine elverisli bir odacık bu'uncıya da sürülerle Paşalar, Miralaylar, Kaymakamlar bulunurdu. Bundan başka ©o zamanlar İz- mir, İstanbul, Şam gibi 'büyük ( şehirlerde nizamiye kuvvetleri inzibatla alâkâdar oldutlarımdan mahalle aralarna kadar düği- mışlardı. İstanbulda da bilhassa Galata, Beyoğlu, Orlaköy ve Şşli cihetlerindeki karakollarda birer bölük kadar asker bulu- nurdu. Fakat bu askerlerin za- bitlerinden maada b'r de o ka- #akolun kumandantarı vardı, Bun: lar da Sultan Hamidin emin olduğu adamlardandı. En aşağı liva Tütbesinden, ferik ve müşir rütbelerine kadar karakol hüma- yun kumandanları vardı, Zuhaf alayları kapının - hari- cne bakardı. Mabeyn kapısın- dan — içeri kısımların muhalazası ayrı bir teşkilâta tâbiydi. Bun- lara tüfekçi bölüğü denilen sırf Arnavutlardan mürekkep bir kıt'a ! bakardı, Bu bölüğün kumandanı ' kadar dolaştı. Bu oda, Lüksem- berg civarındaki Fossoyö soka- ğında bir tavanarası odası idi. Uğur bahşişini verip odasına yerleştikten sonra günün — baki- yesini manto ve poturuna, amnme- sinin ihtıyar M. Dartanyanın ye- nice mantosundan söküp gizli olarak vermiş bulunduğu, türlü türlü dantelâları dikmekle ge- Ççirmişti. Sonra, kılıcına yeni bir pala almak için Feray nıhtımına gitti bundan sonra da Luvr caddesne giderek ilk rasgeldiği silâhşora M. dö Trevilin kona- ğının bulundüğu yeri sordu. Vi- yö Kolambia caddesinde bulun- duğunu öğrenmiştiki, orası ken- di odasının bulunduğu yere çok yakındı; bu tesadülü —kendisi için hayırlı bir dal saymıştı. Bunları öğrenerek Mönde al- mış olduğu dersten doğan — ka- mantini takındıktan sonra, geç miş kederleri unutup şimdiki hâlinden emin ve istikbalinden ümitli bir halde yatağına gire- rek cesaretle uyumuştu. Sakin ve arızasız bir halde sabahın dokuzuna kadar devam etmiş bulunan bu uykudan uya- nıp yatağından kalkınca bahâ- sının kanaatine göre memlekette fiçüncü mühim a nınmış bulunan M. dö Trevilin konağına gitmek üzere sokağa çıkmıştı... M.Dö TFrevilin misafir odası Gaskonyadaki ailesi taralın- dan hâlâ M. Dö Troisville tes- miye olunan ve Parıste kendisi- ne M. dö Trevil ismiai vermiş bulunan —M. dö Trevil, hayata upkı Dartanyan gibi atılmış; ya- ni cebinde birfrank bile bulun- madığı halde, en fakir bir Gas- konya asilzadesinin ecdadından miras olarak f.krinde yer eden ve fakat en zengin bir Parigort yahut Berrişon as İzadesine pek nasip olmıyan cesaret, zekâ we azim gibi faziletler sevkile gir mişti. İnkılâb hatıralarından |amanlar İzmir, İstanbul, Şam gibi büyük şehirlerde Nizamiye kuvvelleri Hezbat ile alâkadar olduklarından mahalle aralarına kadar dağılmışlardı Müşir Tahir paşa adında İşkod- ralı bir Arnavuttu. Bu adam nazarını çelbetmiş mülâzim rüt- besile yanına almış en nihayet müşirliğe kadar çıkartmış padi- şahın doğrudan doğruya hayatı- nın muhafazasına memur - edil- mişti. Tüfekçi hazreti şehriyari mü- şir Tahir paşa bu tüfekçi bölü- günün -bâni we ıın;.: Bu bölükte bir çok paşa var dır. 'Hepsi hususi yaverlerdendir. Malüm solduğu üzere Abdük hamidin yaverleri üç kısımdı. Biri Yaveri hazreti şehriyaridir ki bu alelümum — taşradaki ku- mantanlara kadar tevcih olunur. Fazla olarak muaşı filân yoktur. Yalnız seneden seneye taktıkları kordonun bedeli olarak beşer lira alırlardı. Bunlar pek kor- kunç değillerdi. ANADOLU olarak ta- Perdemizde Akisler Perde... Vaziyet bildiğimiz gibi,. Yani beyaz perdenin arkasında içyağı yanıyor. Hativad sahneye gelmiştir. Mutad kasidesini okuyor: Hamdü 1lillâh kim açılınıştır şetaret perdesi Nüktelerle zevk saçar halka zerafet perdesi Maksadım ancak lâtife kızmayın, aldırmayın Yâde gelmez, dostlarım, asla hakaret perdesi: Cümlesi Monpelyeden mezun olup Doktorların Açtılar Beyler sokağında hazakat perdesi Giydiler mi cübbeyi avukatların, hâkimlerin Önlerinde inkişaf eyler adalet perdesi ı Kız mısin, oğlan misiın yahu Kemal Kümil; nedir Sendeki sırrı tevellüd, sırrı hilkat perdesi Bazı dem erkekleşir de zemmedersin avratı Bâzı dem Gülsüm kadından fazla şirret perdesi Belki sansardan galattır Çançar ismi Hamdinin Çünkü istikbali keşfeyler siyaset perdesi Sanki kâfir Lord Edendir kâinatı seyreder Hep siyaset yollarındadır. keramet perdesi Kış gelince dallarından kestiler mi Bay Murat Böylece oldun mu, mirim, söyle sünnet perdesi Sen çınarlaştıkça olduk biz dahi hâlis Meşe Serteser ormana döndü şimdi sohbet perdesi Nerdesin ey Ibradı eşrafı Sadık bin Hacı Sinemi volkana taklib etti firkat perdesi Yüz on üç yaşında hâlâ zindesin arslan dedem Namına rekzetmeli Büst-ü şebabet perdesi Toplanıp tüccarımız hep dansederler Borsada "Çünkü Merkez bankasından yok ticaret perdesi Körfezin pampurları pamkirleşip pir oldular San zamanda hepsi de dehşetli sürat perdesi T Karşıya geçmek için her gün helâllaşmak gerek Bir buçuk saatte mümkündür seyahat perdesi j Caddeler hayvanların tersile dolmuş serteser " Bir Hümaya döndü İzmirde nezafet perdesi Ey Hacivat; ilk gününden sıkma böyle karii Verdiğin artık yeter ahbaba zahmet perdesi Onladlan AA mizabin . Gerde derman sevkini Bâzı demkeş mütekitler vardır, eyvah onlara Çünkü yok artık bir ay (vakti kerahat) perdesi Sen nasılsın; Bay Güleç, çekmez misin akşamları Bizleri sorma; devamda iyşü işret perdesi İltiat bahsinde tektir avkat Hâfiz Mustafa Yoktur insanlıkta misli pür meziyyet perdesi Bâzı centilmenlik evsafında hayret bahşeder Bir kızarsa dinle artık cem cenabet perdesi N'_"i Sıdkı, sıdkile imanı tam bir Müslüman Mıncelidir çohresinde hek şeriat perdesi Bir 0_&]: oğlunda kaldı ahdı Şevket Bilginin Hangisinde bilmiyor kimse kabahat perdesi D“""'- açlıktan oruç tut, minnet etme kimseye Bir dilim ekmektedir. bin bir felâket perdesi... Karagöz (perdenin kenarından | vat, çenene çakmak taşı be.. başını uzatarak) — Ulan Haci- İçeride çocuğu uyutacağız; senin zırlamandan uyutamıyoruz. Hacivat — Kusura bakma Karagözüm, şairlik bu; arabacılık Kai — Ka teğine ğ — Kim p Hacivat — Kaliye... KııTh-Y » Demek ıınkııednivy:r— v Hacivat — Evet... Karagöz — Pek âlâ; ki TEmal âlâ; kim do- Hacivat — Ben... Karagöz — “Kendi kendine, galiba Hacivat da Kemal Kamil Yazan M. Doğan ekrem hazreti şehriyarilerdir ki bunlar da —Plevne .Lhıııııı Osman paşa, Derviş paşa, Ah- met Muhtar paşa, Trablusgarp kumandanı meşhur Recep paşa A kısım W*m & ği gibi sıra ile müşirlik rütbesini dır, Bunlar yaptık- ları hizmetlere mükâfaten yaveri ekrem olmuşlardı. Üçüncü kıstm yaverler en arılı Şerirlerden, hafiyelerden mürek- kep olandır ki bunlara - yaveri hususi hazreti şehriyari derlerdi. Bir cürüm halinde görmek değil, sadece şüphelenseler babalarını ve evlâtlarını jurnal eden adam- lardı. En korkunç simalar bun- lardır. Kaba sakal Mehmetler, Zülüflü İsmailler, Fehimler bu kısma dahil olan yaverlerdir. Yaveran Ferik İsmail Paşa yara- kıları ziyarete başlamıştı. Neler- lerin ifadeleri: * L YA T gibi kaçırdı; erkek mi, kadın mı farkında değil... * Hacıvada, â Hacivat; sancı filân tut- muyor mu?. gözüm? Tihde... 'Karagöz — Allah âfiyet ver- sin. Sen bu akşam doğur baka- lım da yarın burada gene komur Şuruz, Hacivat — Ne 0? gelmiyor musun?. SALDE Bu goce sıra bendeymiş.. Hacivat — Ne sırası?. Karagöz — Bulaşık yıkamak || sırası.. Malüm a; müsavat usu- | lünü Avukat Bay Mustafa Mü- sıhhatim ye- Hacivat —NeunuıKııı- Hamdolsun Sahife 8 — Yeuvi mü- sabakamız ——— Y Baştarafı 1 inci sahifede ) maktadır. Bir sabah, hizmetçi kadın muayyen saatte bayın — odasının kapısını vurmuş, fakat - içeriden çevap alamamıştır. Kapıyı açıp içeri girince, genç avukatı tava- na asılmış bulmuştur. Hizmetçi, vak'ayı — zabıtaya haber wermiş, zabıta da vakit kaybetmeden kâdi z çe lerek ânce araştırmalar yabmış- tır. Zabita, maslübun ayaklarının taban tahtalarından 70 santi- metre yüksekte olduğunu ve maslubun yakininde veya ayak- larının altında bir masa ve sandalya olmadığını da hayretle görmüştür. Odada resimde gö- rüldüğü veçhile bir sandalya ve bir de karyoladan birşey dar yükseğe bir sandalya veya bir masa yardımı olmadan na- sıl çıkabildi? Bu ihtimalin tabii neticesi avu- katın bir cinayebte kurban gittiği bir kaç kişitarafından tavana asıldığı şüphesi hasıl olmuştur. Böyle amma.. Cinayet ihtimali- ni de takviye edecek deliller bulunmamıştır. Çünkü odanın bir ikapısı wvardı ve bu kapı -kapalı idi. Bir de açık penceresi var- dır, fakat avukatın hiç bir düş- manı olmadığı gibi mübimce bir miktar parasının bir kuruşuna bile el sürülmediği tesbit edil- amniştir. Siz, bu hâdiseyi ne — suretle izah ediyorsunuz? Bir oksa bir in- Yihar :?—’— İN ..(d:'in.— maksad ve hedeli lr __';öh-—mhs ipi boğazına İşte, müsabakamızın esası bu muammanın hallidir. Ramazanın yirmisine kadar böyle 12 tane * zabıta muamması , neşrede- ceğiz, Cevabların hergün veya hep- sinin birden verilmesi mümkün- dür. Yalnız sonuncu ve 12 inci müsabakanın halleri 12, 13, 14 ve 15 inci kuponlarla bir arada gönderilmelidir. Mükâfatlarımız 12 müsabakayı halleden bi Tinci, üçüncüye 5, dördüncü; - Jınc;:y; lira niülıt" yverile- cektir, * Bu müsabakayı halledenlere de 'a ile yüz muhtelif hediye verilecektir. Kuponları — kesip idesehbanemize gönderisiz. nirden öğrendik. Şimdilik yahu... || — Hacivat — Ya menhu... iu(ulılşışç 3)

Bu sayıdan diğer sayfalar: