Numara — 116 -“ANADOLU Yazan: M. Ayhan — | Bır ses duyuluyor: Ya Doğan, nihayet Dokayı kaçırarak kırmızı gemiye hapsetmişti İrini girer girmez, Mehlika bir cığlık attı ymmun boy nuna sarıldı - dedi - sus, akşamki tasavvu Mehlika, Dokanı ve İrini Ve o anlattı zağa plânını cok müthiş bi ordu. Fakat koc fasına koyduğu herş vaffak olacağından — Sonra?: — Mecbur olacak, seni sa hverecek. İki kadın müddet be- raber kaldılar. Mehlika kocasından bahsedilmesini is- tiyordu, tün fedakârlığı ile sorduğuna cevab Yalnız, Doğanla geçen aşk dakikalarını hatırlay sarsılmaktan kendini kurtara- mıyordu. da em uzun İrini de, kalbinin bü onun her veriyordu son nca Tam gece yanısı.. Bir dol, bir saray gondolu ağır ağır, saray rıhtımından ayrıl- mıştı. Gondolcu, tarahına bakındı ve başbaşa olan Duka ile sevgilisini, kendi hücrelerinde göremiyordu. Emir, almıştı, açılacaktı. İrini, plâm —son , haddine kadar yürütmüştü. Aşağı yu kan, hiç bir fedakârlık yapma mıştı, bir şuhlukla ihtiyar âşıkı çıldırtı- yor, fakat sadece kollarını, ellerini öpmesine, daha iler bir hareketine imkân bırak- miyordu. Ümitlerle, ihtiras ve çılgınca zevklerle muvazene sini kaybeden Dokar — Ah İrini; beni mahvedi: yorsun.. — Seni kadar takib-etmeğe hazırım. Diye " söyleniyor, de şakrak, şen kahkahalarla gü lüyordu. İşte şimdi, şondolun içinde de ayni yalvarmalar ve ayni kahkahalar duyuluyordu. Doka, yamı başındaki dilber ve taze vücudun koküsu ile yarı mest: — Ne iyi ettik de deniz- açıldık - diyordu * aşkı: mizi, gecenin karanlıklarına veviymvı.. Gondolcu, gon kayığın baş Emsalsiz işve ve cehennemlere İrini lere uzaktan — gelen bir' 'göndol gördü. Sahilden epeyce uzaklaşmişlârdi. Sol taraftan da gene gondol geçiyordu. leri, geliyordu. Gondolcu bunları, balık avı na giden balıkçılar sandı gülümsedi.. Dokada höcrenin perdesinden başınır çıkarıb; — Bizim kayıkcı ve balık: çılarımız da Vetediğin sevda- sını artırıyorlar. Bak, mando: lin, kitara sesleri geliyor!. Dedi. İrini cevab verdi: — Şunlara yaklaşsak. Biraz çalsalar ve dinlesek. — Emret emret, kâfi.. Ve gondoleuya söyledi —xŞur köseyi al. karşıki ka: yıkçılara söyle, yaklaşsınlar, teganni — etsinler. sıçradı, parâ kesesini aldı ve avazı çıktığı kadar bağırarak onlara yaklaşmalarını bildirdi. Kayık yaklaştı. İçinde on beş kişi kadar Gondolcu bir İçinden şarkı ses- ve vardı. | şürüldüğünü prensesim, — sen | Gondolcu | W Dokanın emrini t beraber t başla | at — gondolları da, | Dokanın - gondoluna Di ç metre yakınlarına gel- Orada ge vardı. epeyce r sandal da mişti sadı i göl- Kayıkçılar, Arada: Müuhterem Doka retleri, çok yaşa! ediyorlardı Diye bağırışıyorlardı. Tam ğı ve için- inin sıçrıyarak beriki gondola rüldü. Doka, perdeyi açıp: Ne oluyor? Diye ikleri gö- ı ki, maruf ri bir ham- lede yırttı içeriye girip Dokanın — grtlağina — yapıştı. Gondolcu da — kıskıvrak bağ- lanmıştı. bunlar - bir dakika bile sürnedi. Dokanın da kolları ve ağzı bağlanmıştı. Onu çuval gibi - sırtlıyarak üçüncü ğa aktardılar. Me- kik gibi iş görüyorlardı. Bunu garib bir ameliye takib etti. Dokanın - göndolu — alabura edildi ve iki tarafına demir bağlanarak batırıldı. Doğan, maruf meyhaneciye dört kese altın uzattı — Allaha ısmarladık, gene görüşürü meyhaneci Bütün güle kahramanım.. e kayıkçılar. bağrıştılar: — Hurraaaal Doka, yaman bir tuzağa dü- anlamıştı. On dakika sonra Cezayir gemisi- nin kıç kamarasında Doğanla | karşı karşıyaâ idi Gemi — yel- kenlerini açmış, demir alıp başlamıştı. Göndol- cusu, diğer bir kemaraya haps: edilmişti. Doğan, kollarını ka- ilerlemeğe vuşturmuş, Dokaya söylüyordu: — Muhterem Dokal. Sana kuvvetimi ve varlığımı — isbat ettiğimi sanıyorum. Tek söz ve münakaşa istemiyoru! masanın üstünde şehir muha- fızına hitaben yazılacak bir mektup için Dokalığın boş kâğıt ve zarflarını bırakıyorum. Karımın bırakılması emrini verirsen ve karım bana gelirse, seni — salıvereceğim . Aksi takdirde seni grandi dire- ğine asacağım. Geceniz hayır olsun Doka, bu kadar müthiş bir darbe yiyebileceğini hiç san- mıyordu. Dona kaldı. Hâdise, aklını başından almıştı. Tuza- ga Kamaraniın içinde uzun müd: det dolaştı ve nihayet kararını verdi: serbest düşürüldüğünü anlamıştı. — Mektubu yazacaktı.. Ve derhal oturup yazmağa başladı. İmzasını da — süratle attı. Kapıdaki tayfaya seslendi: — Kaptanınızla konuşmak iyorum. yfa, bir ıslık çaldı. Bir dakika sonra Doğan tekrar | girdi. Doka mektubu gösterdi: — Alınız!. | gemime m | nnüm | haz- | | dönmüştü Drıkıı' n | ' | yaklaşıyor, Doğan mektubu okudu: — Teşekkür ederim -dedi- tamamdır. Yarın akşam benim | | gün giden İzmirli lâki olacağız ve siz de benimle beraber o ge- miye k onu görecek- siniz. bulunduğumuz bu emri alıp g an ilibâaren serbest Doka ordu. olacaksınız ona hayretl Bu ne yama kadar hâkimane, ne emin konuşuyordu ertesi akşam Kir mızı g n ve Ce zayir gemisi gerisin geriye Kırmızı gemi, yeri duru- ordu. Üçüncü Cezayirli , gemi yor günü sabahi, gözüktü. Doğanla Doka, gü- | duru- hiç ede idiler, Ayr ayru ardı. İriani, Dokaya memişti Cezayir gemisi epeyce yaki.—ış- mişti. Doğan, karşı geminin güvertesinde bir gölge ve tanıdı. Heyecanından ba- | ğırdı. — Mehlika!. Mehlika! Uzaktan, ince bir se verdi: Doğanl.... Doğan!, Ve Doğan Dokaya döndü: — Serbestsiniz. Sizi şimdi sahile çıkaracaklar. Oradaki köy, bir Venedik köyüdür. Sizi maalesef ne Cezayir gemisi ile, ne de kendi gemimle götü- remem, Çünkü siz itimada şa- | cevap gördü | yan değilsiniz.. Mehlika ile Doğanın birleş: mesi gayet heyecanlı olmuştu. Bir tayfa gelmiş ve Dokaya: — Buyurun -demişti- sandal bekliyor. Doka, hiçbir. söz söyleme: den yürüdü ve sandala atladı. Sandal süratle uzaklaştı. Meh- lika, bu sâadetin verdiği neşe ile, gözleri yaşarmış, başını kocasının göğsüne dayamıştı. - Yavrumuzun doğumu da Doğan! Diye fısıldadı. .. Yedi ay sonra, Kırmızı gemi İstanköy adasının. Kumburnu sahillerinde duruyordu. Güver- tede, kucağı çocuklu bir ka- dın, sahilden sandalla yemiye yaklaşan bir erkeğe elile işa- ret ediyordu. Bu kadın, Meh- likadı. Diğeri de Doğan... Doğan gülüyordu, fakat göz- lerinin içinde garip bir keder vardı: | kurtulacaksınız. | veriyoruz. | çerse, kendinizi toprak altında — İrininin söylemiyeyim üzülecek.. - Zavallı kadın, yanlışlıkla zehir içip ölmüş.. Acaba ha- kikaten yanlışlıkla mı içti bunul.. —BİTTİ— AA a çe İA Dün Ankaraya gidenler çoktu Şehrimizde bulunan meb- uslar ile Cumhuriyetin 14 üncü I yıldönümünü — Ankarada ge- çirmek istiyen İzmirliler, dünkü ekspresle Ankaraya gitmişler- dir. ve ikinci mevkiler ona Çok öldüğünü -diyordu.: Dünkü trende birinci ve tamamen dolmuş, eksprese fazla vagon bağlandığı halde vagonlarda yer kalmamıştır. Yarın Ankarada yapılacak büyük geçid resminde, evelki izciler de yer alacaklardır. 100,000 dolar, yahud.. Sinema yıldızı,.o kadar zenginmiş kil. Haydutlar onu soymak istiyorlar Jozet Day ma £ bir sinema yıl şantaj r gün de tehdid maruz böyle bir ve şantaja kaldığı Jozet na bir sürü gaze teci koşmuştur. Muhabirlerin ilk aridikkatini cel beden şey, dilbe rin kapısı önünde Dayın yanı bulunan ötomabillerin lâstik- lerinin?hepsinin de delik ol- masıdır! Jozet Dayın anlattığına gö- re, dilber bütün gece birçok defalar telefonla tehdid edil. Bu tehdidleri birer şa- sabah- ak- miştir. ka sanan Jozet Day, leyin tahriri bir mektup mıştır. Bu mektupta şunlar lıdır: * Hayatınız — tehlikededir Eğer bize 24 ssat içinde 100 bin Frank verirseniz ölümden Bu vermezseniz elimizden kurtu- lamıyacaksınız!, Bu mektubun “Sanell,, dir. Mektubun sarih şekildeki tehditlerine rağmen, Jozet Day muâyyen zamanda nc para ver- miş, nede gösterilen yere gitmiştir. Bunun içia 11,15 te telefonla kendisine: tutmadınız. yazı- parayı da imzası — Sözümüzü | Size yeniden 24 saat mühlet Bu mühlet de ge- biliniz! tebliği yapılmıştır. Bu tehditler arasında bir de garib hâdise olmuştur. Hâdiseden - bir. gün Jozetin annesine meçbul bir kadın müracaat etmiş ve: — Anahtarlarımı kaybettim, lütfen bana verir misiniz? Aksi halde evime giremiyeceğim! Demiştir. Bu kadının tehditçilerle alâ- kası olduğu sanılmaktadır.Fa- kat biç bör'iz elde edilememiştir. evel sizinkileri henüz Tayinler Şehrimiz Sulhceza kâtiplerinden B. Cezaevi - kâtipliğine yerine de Karaburunda orta- mekteb mezunlarından B. Şev- ketin tayinine adliye encüme- nince karar verilmiştir. Konferanslar İzmir Lisesi tarih muallim- lerinden Bay Hüznü, Büyük Tarih Kurultayı intibaları hak- kındaki konferanslar serisine dün akşam Halkevinde başla: mıştır. zabıt İbrahimin, Konleranslarda projeksiyon da kullanılmış, dinleyiciler için çok istifadeli olmuştur. Ak Z ai Tehdide uğrıyan artist Manisada Cumhuriyet bayra- mı parlak bir şekil- de kutlulanacak! Manisa, (Hususi)— Cumhu- riyet bayramı, bu yıl misli gö- rülmemiş tezahüratla kutlula- nacak, bu arada birçok yeni eserlerin resmiküşatları yapı- lacaktır. Vilâyet, üç günlük bayram için zengin bir prog- ram hazırlamıştır. Buna göre ayın 28 inde şehir süslenecek, şehrin muhtelif yerlerinde kon- serler — verilecektir. — Gece; Halkevinde Çoban piyesi tem- sil edilecektir. 29 Teşrinievelde sabahleyin saat 9 da vilâyette kabul res- mi yapılacak, bunu Cumhuri- yet meydanındaki — toplantı takip edecektir. İlbay, burada toplanan halkın bayramını kut- lulıyacak, bando istiklâl mar- şını çalacak, büyük bir geçit resmi yapılacaktır. Halk hatiplerinin söylevler vermesi için Parti meydanında, Halkevi bahçesinde ve Kara- köyde kürsüler Öğleden sonra lenk konacaktır. Yeni stadyomdaki lerin temel atma töreni saat 15 te ve Memleket hastaha- nesinin açılma töreni de saat kurulmuştur. Şehitliğe çe- tribün- 17 de yapılacaktır. Gece Halk- evinde bir balo verilecektir. Cumartesi günü — öğleden sonra Kitapsaray, Kız ens- titüsü, Atatürk, İnönü, Cum- huriyet bulvarları, Zahire bor- sası, Müze, göçmen evleri, tabakhane ve Horozköy mek- tebinin açılma törenleri yapı- | lacaktır. Ayni gün saat 15 de ve onun de stadyomda Sakaryasporla Alaşehirspor arasında bir maç olacak, voleybol, basketbol müsabakaları, sokak koşuları tertip edilecektir. Zegytincilik tetkikleri Vilâyet Ziraat müdürü B. Nadir Uysal yanımda zeytin- cilik mütehassısı B. B. Ferruh Barlas ve Nazım Zühtü olduğu halde dün Burnavaya giderek Ziraat mektebi zeytinliklerinde ve Ziraat Vekâleti zeytincilik | fidanlığında tetkiklerde bulun- muştur. 21 fiktaşrin 987 — Üz TERMEEEN TELED NM DBOR Üzüm satışları Ç. Alıcı K. 5. 200 Esnaf Ban. 13 75 172 İnhisar ida. 11 144 Ü. Kurumu 13 91 J. Tar. Mah, 14 265 S. Erkin 13 7 55 Alyoti bira. 15 53 M. Beşikçi 13 35 J.Kohen — 15 35 Ş. Remz 13 22 A.R. Üzüm. 15 10 Ş. Galip —17 9 Ö.L.o.Sab.16 ) Adil Kızıl, 15 24 8 B. Alazraki 13 911 122240 123151 İncir satışları Ç. Alıcı K.S. K.ĞŞ Ş. Remzi 650 17 £ 500 Ş. Rıza H 4 Hurda 438 A. H. Nazlı 7 16 240 B. S. Alaz. 7 14 SÜ 40 Gemal Cen 6 24 B. Suhami 9 15 M. J. Taran. 14 8 B. Poransi 9 2632 99820 102453 Zeytinyağı satışları Alıcı K 5. 1 Bomba B. Saf. 36 Posalı | Zahire satışları Ç. Cinsi K. S. K. $ 1069 Buğday 6 6 25 43 Ton P. çekir. 285 170 B.Pamuk 37 50 40 75 9 M. Darı 4 625 Piyasa fiatleri 7 1300 13 50 8 13875 1425 9. 1450 1500 10 16 50 17 00 Ft 3A00 190f K iB "000 21 00 75 50 S0 Yahlış vergi tarhiyatı Maliye dairelerince düzeltilecek Mükellefiyet şeklinde vukua getirilen hataların düzeltilmesi hakkında Maliye Vekâletinden vilâyete bir tamim gelmiştir. Vergilerin tarh ve tahakkuk muamelelerinde vukua getirilen hata ve yanlışlıkların - düzel- tilmesine dair olan umumi tebliğin kazanç vergisine aid ikinci maddesinde tashihat ya- pılacak vergi tarhiyatı hakkında izahat verilmektedir. Mükellefiyet şeklindeki ha- taların tashihine gelince, bu hatalardan maksad, bir mü- kellefin iştigal nevine göre, beyannameye tabi tutulması lâ- zım gelirken gayri safi irad üze- rinden veya maküsen vergi ile teklifi gibi kanunun tayin ettiği mükellefiyet şeklinden başka bir şekilde vergiye tâbi tutulması demektir. Bu nevi hataların tashih edilebilmesi için de tarh mua- melesinin idari kaza mercile- rinin tetkikinden geçmemiş olması — şarttır. İdari kaza mercilerinin tetkikinden geçe- rek kat'ileşen vergiler hiçbir suretle tashih olunmiıyacaktır. B. Norman Davis Brüksele gidiyor Haver, 27 (Radyo) — Brük- selde toplanacak olan 9 lar konferansında Amerikayı tetn- sil edecek B. (Norman Davis), Bugün müşavirlerile beraber buraya gelmiş ve derhal Brük- | sele hareket etmiştir. v