Ruzveltin İzvestiya, son istilâların neticesinden nutkunun Rusyadaki akisleri endişe ediyor.. Kanunsuz ve caniyane bir suretteki askeri teca- vüzlere karşı kollektif, ameli mukabele istiyor.. Amerika Cumhurreisi Ruz- veltin Şikagoda söylediği nu- tuk hakkında Moskovada çı- kan İzvestiya gazetesinin bey- nelmilel icmal kısmında neş- tedilen bir makalede ezcümle $öyle denmektedir: “Her iki kıt'ada faşist teca- Yüzleri günden güne tevessü ttmekte bulunduğu ve tecziye edilmiyen mütecavizlerin key- fi harekâtı yeni yeni kurban- lar ve azim servetlerin mah- Vına sebebiyet verdiği bir sı- Tada Amerika Cumhurreisi, Mütecaviz tarafından irtikâb edilen — küstahlıkların bütün Milletler için nasıl bir tehlike teşkil ettiğini tebarüz ettiren Sözler söylemek lüzumunu his- Setmiştir. Ruzvelt bu nut- _urıda, mütecavizlere — karşı Tlücadelede daha pratik tedbir: (eT alınması zaruretini kuvvetle ifade etmektedir. Soyyet — efkârı umumiyesi, ıl_'.lıik sahâsına çıkarılması için #imdiye kadar ancak Soövyet iplomasisinin daimi surette Mücadele edegeldiği mefküre- tin akislerini Ruzveltin bu Tutkunda duymakta bulundu- ünu kaydetmeden geçemez. Üzvelt: iş “— Harb ister ilân edilsin ıler edilmesin, bir sâri hasta- tır ve harb sahasından çok Möekta bulunan devlet ve mil- tleri de sarabilir... '©| &. Tekle bunu ispat etmiştir. _Halkevi köşesi 'inîi — Makine ve motör üze- Ve © Nâzari ve ameli malümat * ek ve gençleri otomobil tak ve idaresine alıştırmak Sadile Halkevimizin aça- uüLAmc(ür kursuna 17-10-937 d,,..md"' itibaren talebe kay- 2 l’l:lznmıılıv. '*dür 21-10-937 tarihine te- eden Perşembe günü ?0 de Halkevi avcılar ,.p':'î' idare heyetianin seçimi Ola 'cfk__ıır. Derneğe - kayıtlı tün ,Pütün üyelerin bildirilen buju € Saatte dernek binasında ;"Hllluı_ — Geçen sene olduğu yıl da mandolin ve N kursları fasliyete başlı Üzeredir. Geçen sene ka- Yebij “'lllılnrın bu yıl kayıtlarını Sekle tmeleri ve yeniden gele- hw"" de bugünden itibaren Bize ai Yapılmak üzere evi- 'Aşvurmaları. bat 1910937 Salı günü ütesiyi de müze ve sergi ko- "'dı.mn haftalık toplantısı ——— — —. — | Ruzveltin bu beyanatı, — bir zamanlar Litvinof tarafından | ileri sürülen sulhün taksim ka- bul etmezliği prensibile tama: mile mutabık bulunmaktadır. Puzvelt; Amerika harpten | uzak kalmağa azmetmiş bulun- makla beraber onun - harbin felâketli tasirlerinden ve teh- likelerinden kendini emin say- mıiyacağı gibi tam bir haki- kati Amerika milletine açıkça bildirmektedir. Zaten — müte: caviz devletlerinin harekâtının bütün su'hperver memleket- lerin menfaatlerini - tehlikeye koymakta bulunduğunu ancak mütecavizleri koruyan — ve te- cavüzleri, müsamaha siyaseti- ni durdurabileceğini ileri sü- ren politikacılar inkâr edebi- lirler. Halbuki Mançuri, Ha- beşistan. İspanya, Akdeniz, Çin ve pasifik deniz sahilleri mütecavizlerin istilâ siyasetleri çerçevesine girmiş bugün filen barp salgınına üğramış bulün: maktadır. Bu salgının umumi selâmeti tehdit etmekte bu- lunduğu ve bu tehlike karşı- sında hiç kimsenin pasif ka- mıyactğı aşikâr edğil midir? Roosevelt, bugünkü beynel: milel hâdiseler karşısında bi- taraflık siyaseti, kabili tatbik olmadığı gibi bir memleketi harpten de vikaye edemerz, demekle çok doğru ve çok manalı bir neticeyi ifade et. mektedir. Bugün Amerikada - bitaraflık her türlü fenalık. lardan korunmak demeltir - gibi yanlış bir esasa istinad eden bir kanaatin mer'i bu- lulunduğu nazarıitibara alına: cuk olursa, Rooseveltin bi rallık siyasetinin semeresizliği hakkındaki bu beyanatı fev- kalâde hir ehemmiyet iktisab eder. Rooseveltin nutkunda bita- raflık meselesine temas etmesi, Amerikan efkârı Nmumiyesin- de şimdiye kadar yürütülen siyasetin yeniden gözden ge- çirilmesi hususundaki tema- yüllerin kuvvetle yer aldığını ima etmektedir. Fakat Ame- rika Cumhurreisinin nutkunda izah edilmiş olan prensiplerin tatbik mevküne konulabilmesi için, hem Amerikanın dahili siyasetinde, hem de beynel- milel siyasetteki mühim bir takım maniaların bertaraf edil- mesi Jâzımdır. Ancak buna rağmen Roosevelt tarafından söylenen nutkun Birleşik Ame- rikada memnuniyetle karşılan: ması ve birçok Avrupa mer- kezlerinde, bilhassa Fransada, samimi akisler yapması şayanı kayd bir hâdisedir. Bu müna- sebetle Şotan, halk cephesine istinad eden Fransanın teca- vüz salgınına karşı beynelmi- lel faal mücadele prensibile samimi ve müdrik olarak alâ- kadar bulunduğunu ihbar et- miştir. İngiliz gazeteleri Ruzveltin nutkunu — takdirle karşılamış- lardır. Ruzyelt, tecavüzlere ve harb hastalığına karşı karan- tina vaz'ını zaruri görmekte- dir. Lâkin böyle bir karantina için ise, salgından mutazarrır olacak ve bu hastalığı tutula- bilecekler tarafından — etrallı tedbirlerin alınması icab et- mektedir. Binaenaleyh faşist tecavüzlerine karşı konulacak karantinanın müessir olabil- mesi için bazı hükümetlerin artık kuru İlâftan tatbikata geçmeleri elzemdir. Roosevel- |pek azdır. Maddi zarar ve ne- tin bu nutku bu yolda ileri atılan şayanı kayd bir adım- dır. Gayri kanuni ve caniyane bir surette yapılmakta olan askeri tecavüzlere karşı kol- lektif ameli mukabeleler yo- lunda atılacak bu gibi adım- ların Sovyetler Birliği tarafın- dan tam bir yardım görece- gini kaydetmeğe lüzum bile yoktur. Alsarîf':akta i yangın İtfaiye sür'atle yetişti Dün akşam, — Alsancakta Gayret sokağında B. Enverin sahib ve B. Françisko Poli- kinin kiracı olduğu 3 numa- ralı evde çamaşır yıkanırken mutfakta — ocağın bacasında biriken kurumların ateş alması yüzünden yangın çıkmış ve üst kata sirayet etmiştir. Bir oda ve içinde bulunan bir yorgan ile bazı eşya yanmış, alevler, evin her tarafına sira- yet edeceği sırada yetişen it- faiye, yangım sür'atle söndür- müştür. Zarar 120 lira kadar- dır, ev. sigortasızdır, evdeki eşya 4000 liraya — sigortalıdır. Yangın tahkikatına devam edi- liyor, saygı, sevgi ve şefkattir.. İyi günlerin, refah zamanla: rının tanışığı çoktur. Felâket çanı duyduğun zaman yanıba- şında kimseyi bulamazsın. O zaman bütün insanlığa yardı- mını uzatan Kızılaydır. AERDEPRTNAL İT EEÇAKI Kızılayın senbolü, Boşanmalar Bizim meslekdaşlardan Sa- lâheddin Güngör Cumhuriyet gazetesinde bir anket açmış. Avukatlara, doktorlara, nevverlere “niçin boşanırlar, diye soruyor. Arkadaşımız şa- yed bu suali bâna da sormuş olsaydı, şu cevabı verirdim: Bazıları boşanırlar, fakat ne marifet işlediklerini bilme- dikleri için boşanırlar. Bazıları, bir daha buluşmak ve birleşmek üzere boşanırlar. Bazılari ise, ayağının bağını koparip havalanmak için bo- şanırlar. Bazıları, başlarının iki ke- narında yeni başlı cakların daha bü Bazıları, evelce duğu bir - hatayı için boşanırlar. Kaynananın çenesinden, gö- rümcenin burun kıvırmasından, manto, iskarpin zırıltılarından, her akşam raki, pastırma ko- kusundan da boşanırlar.. Ayak kokusundan feryadı basıp so- luğu mahkemede alanlar da vardır. Cece gündüz çalışıyor, beni düşünmüyor - diye kocasının papuçlarını damlarına atanlar bile eksik değildir. Yan bak- tın, çamura bastın, iddiasile evin temeline su yürüten ma- rifetler de keza... Fakat size samimi olarak söyliyeyim mi; bunların bir çoğu; kurtulmak, bir yanlışlığı düzeltmek, hürriyete ve gönül- lerinin, damarlarının arzu et- tiği hayata kavuşmak için boşanırlar.. İçlerinde boşan- manın manevi acısını çekenler mü- işlemiş ol düzeltmek ticelere razıdırlar, — elverir ki, kuyruklarını kaldırıp - uçabil- sinler. Fakat bilhassa erkek- lerde evlilik öyle birşeydir ki, alışılınca, tekrar başa gelir. Ne erkekler tanırım ki, bir taraftan talâk ilâmını cebine | indirir, diğer taraftan — şöyle beylik horozu gibi çöplükler: de dolaşmağa, fakat öbür uçtan da dünyalık bir arkadaş aramağa başlarlar. Yani evlilik te bir nevi ib- tilâdır. Boşanıb ta - ilelebed bekâr, yani dul olarak kalmış ve yaşamış kaç kadın veya erkek tasavvur edersiniz. Bü- tün bu marifetler kısa sürü- yor, nihayet gene iş çöpçatana düşüyar. Benim bir arkadaşım vardı. Karısını çok sevdiğini biliyor- dum. Gün geldi; kadıncağız yataklara düştü. Bizim arka- “daş ilk günlerde derin bir tcessür içinde yaşıyordu, onu teselliye çalışıyordum. Kadın iyileşmiyor, yataktan da çıka- mıyordu. Bizim arkadaş yavaş yavaş şikâyete döktü: — Bakacak yok, masraf | çok. Ben sefil oldum, çocuk keza.. Demeğe başladı. Bir müddet sonra ağzını başka şekle çevirdi: — Acıyorum, çok çekiyor. Ölse de kurtulsa çbui.('î a Nihayet kadın öldü, bizim arkadaş günlerce ağladı. Bir gün bana geldi; omuzuma vur- du, yüzüme manalı, manalı baktı: — Evleniyorum -dedi- hem de nefis bir parça ile... Ben, bu söze hiç şaşmadım. Bu, mutlaka böyle - olacaktı. Çünkü hayat, romana hiç te | bu devrede benzemiyor.. Çimdik 5 Sayfa üçok Yamanları yenerek şild şampiyonu oldu — Başı 1 inci sahifede — | 18 inci dakikada Üçokun tevali eden hücumlarını dur- durmak istiyen Yamanlar ka- lecisi avuta giden topa lüzum- suz yere plonjon yaptı. Sol omuzu kalenin direğine çar- parak yaralandı ve oyundan çıktı. 20 inci dakikada Üçok bir korner kazandı.. Mazhar topu kafa ile karşıladı, fena | bir vuruşla kalenin üst dirre- ğinden avuta gönderdi. Bu dakikadan sonra kalecisiz oy: nıyan Yamanlar takımı müda- faaya çekildi. Fakat Üçok ta- kımı insicamlı bir oyunla ka- lelerini çember altına aldı ve 25 inci dakikada Saidden al dığı bir pası Hasan büsnü istimal cderek takımına bera- berlik sayısını temin etti. Bu sayı Üçokluların mane- viyatım yükseltmeğe kâfi gel mişti. Sağdan, soldan yaptık- ları akınlarla Yamanlar kale- sini mütemadiyen sıkıştırıyor- yorlardı. 27 inci — dakikada Yamanlar kalecisi tekrar oyu- na girdi. Ve Yamanlar takımı çemberi açmağa başladı. Mukabil hücumlarla oyu- nu Üçok nısıf sahasına intikal ettirdi. Fakat çok fena oynı- yan solaçık, gelen topları iyi karşılıyamıyor, bu suretle Ya- manlar takımı birçok fırsatlar kaçırıyordu. Bir kornerde Adil fena bir kafa vuruşile topu kaleden uzaklaştıracağı yerde Hikmetin Aayağına düşürdü. Hikmet fırsattan istifade ede- rek iyi bir vuruşla ikinci go- lü yaptı. Devre de 2-1 Yaman- ların üstünlüğlee bitti. İkinci devre Üçokun neti: cesiz kalan Aakınile başladı. Yamanların — soldan - inkişaf eden karşılıklı akını — süratle Üçok kalesini buldu. Fakat solaçık fırsatı fena bir vuruşla öldürdü. Maamalih Üçoklular daha canlı ve düzgün bir oyun çıkarıyorlardı. Yedinci dakikada Said 18 ceza çizgisi içinde isabeltli bir pas aldı ve harikulâde bir vuruşla Yamanlar kaleci- sinin plonjonuna rağmen mev- simin en güzel golünü yaptı ve beraberliği temin etti. Bu göolden sonra Yamanlar kale- cisi ikınci defa olarak — oyun: dan çıktı. Fırsattan - istifade yolunu bilen Üçok - takımı hâkimiyeti tamamile — eline aldı. — Garih vık'.u_lar: 21 inci dakikada kornerden gelen topa Adil yetişerek bir kafa vuruşile takımını — galib vaziyete soktu. 28 inci daki- kada top - Yamanlar kalesi önünde dolaştığı bir anda Mazhar yetişti ve kalecinin acemiliğinden istilade ederek dördüncü dela olarak Yaman- lar kalesine gol yaptı. Bu gol- den sonra Yamanlar - takımı kaleci duran Hakkıyı soliçe, soliçi kaleye ve asıl kaleciyi de sağ orta müdafi mevkiüne aldı. 36 ıncı dakikada soliç Hak- kı Üçok kalesi önünde bir fırsat yarattı ve güzel bir vu- ruşla topu ağlara taktı. Bu göolden sonra her iki takım bütün enerjileri ile çalışmala- rınâ rağmen netice değişmedi. Oyun da Üçok takımının 4-3 galibiyetile bitti.. Oyundan sonra bölge asbaşkanı B. Re- şad, galib takımı tebrik etti ve şildi merasimle takım kap- tanına verdi. Alsancak kongresi Pazar akşamı Alsancak İd- manyudunun fevkalâde kon- gresi T. H. K. direktörü B. | Şevki Demirin riyaseti altında | toplandı. Altay nizamnamesini tadilen yapılan yeni nizamna- me okundu. Madde madde münakaşası yapıldıktan sonra heyeti umumiyece kabul edil- di. Müteakiben idare heyeti seçimine başlandı.! Neticede, riyasete Dr. B. Fikret Tahsin, muavinliğe emniyet — müdür muavini B. İsmail Hakkı, aza- lıklara encümeni vilâyet baş- kâtibi B. Mitat, liman şirketi memurlarından B. Bedi, be- lediyeci B. Haşim, tüccardan Haraççı B. Kemal, kaptanı umumiliğe de Turyağ fabrika- ları muhasiplerinden B. Fehmi seçildiler. Bir kısırlaştır- ma meselesi —— .— Ve bir aile içinde geçenler Nevyork ve Birleşik Ame- rikada dikkate şayan bir kı- sırlaştırma meselesi ve bundan doğma bir de dava vardır: Sa- bık Baron d'Erianyer ve lâhik bayan Hveyt Makkorder çok erkekçi ve biraz da abdal ol: duğu bahanesile kızı Anna Hveyti on dokuz yaşında ikeu kısırlaştırtmıştır! Halbuki bu kısırlaştırılmış - olan kız, Kali- forniyada Koklondda bir ga- rajcı olan Ronald Gais ile evlenmiştir! Anna Hveyte kısırlık ame- liyatını yapmış olan iki ope- ratör ile bayan Hveyt Korter aleyhine Anna tarafından açı- lan davada San Fransisko mahkemesi berâet kararı ver- miştir; bununla beraber, da- vanın tekrarı imkânı — vardır. Bu sebeple bayan Korter Ka- liforniyadan Nevyorka ihtiya- ten gitmiştir! Esasen evlene- bildiği için de Anna, annesi aleyhine davadan vazgeçtiğini ilân etmiştir. Anna babasından büyükçe bir servete tevarüs etmiştir. Annesinden de 15000 dolar za- rar ve ziyan almıştır. Bu esası çok garib olan meseleden başka, bu ailenin mübadisi de çok gariptir. An- na, annesinin Baron d'Erlan- ger ile izdivacından dört sene evel dünyaya gelmiş ve ancak bundan 10 sene evel meşru çocuk olarak tescil ettirilmiş- tir.Bu sebeple, babası öldüğü zaman, Annanın amcası, ken- disini mirastan mahrum bırak- mağa kalkışmış, Anna bu mi- rasını annesinin büyük yardımları ile kazanabilmiştir. Aygırlar Voteriner (baytar) müdürü B. Adil Yergök, bugün vilâ: yet dahilindeki aygır depola- rını — teftişe çıkacaktır. İşe evvelâ Tire kazasının Mah- mudlar göyündeki aygırlardan başlıyacak, sıra - ile Ödemiş, Torbalı, Menemen, Dikili ve Bergama kazalarındaki aygır- ları görecek, bunların kışın nasıl bakılacakları hakkındâ alâkadarlara lâzimgelen tavsi- yelerde bulunacaktır.