ei e — Numara — 1071 Doğan, Stelanın evindeki ocağın karşısında elbisesini kuruttu Stela: — Rica ederim -dedi- ça- buk gidelim. Üşüyorum çünkü. Doğan daha büyük bir hiızla kürekleri oynattı: — Fakat isminizi söyleme- diniz? — Rica görünüz.. Stela, Doğanı arkadan alâ: ka Je tetkik ediyordu. — Buralı değilsiniz galiba! — Evet, değilim. Yunanlı- yım, Dün akşam bir arkada- şımı ağır sürette yaraladılar. O hâdisenin kahramanını arı- yorum. — Yaraladılar mı? — Evet.. — Sebeb ne olsa gerek? — Galiba bir aşk meselesi. Yüksek ve asilzade bir kızı seviyormuş. İsmini söylemiyor, fakat kalbinin fazla çarptığı muhakkak.. Bir tesadüfle bu kızın sarayına girmiş ve... Doğan, sözünü burada ke- siverdi. Stelanın ne yapaca- ğgını anlamak istiyordu. Stela, heyecanlı bir sesle sordu: — Sonra, sonra?. — Oradan çok meyus ola- rak çıkmış. Yolda bazı asil- zade müsveddeleri, ona sal- dırmışlar.. Dört kişiye karşı bir kişi ne yapar? Fakat kah- rTaman çocuk, kılıcına sarılmış ve kendi şerefinin emrettiğini yapmıya başlamış. Ben yanına vardığım vakit, artık düşmek üzere idi. Tasavvur edemez- siniz. Sinorina!.. — Yaralıya ne oldu şimdi? — Ağırca.. Fena görüyoruz vaziyetini. Asilzadelerin birini cehenneme yolladık, ikisi ya- ralandı, biri de kaçtı.. — Fakat yaralıdan bahset- miyorsunuz? Doğan başını çevirib Stela- ya baktı. Genç kızın yüzü biraz daha sararmıştı. Gözleri, bütün heyecanının - parıltıları ile dolu idi, — Sakın tanıyor musunuz? Stela şaşırdı: — Hayırl... Hayırl... - Acı. dım da.. Doğan gene küreklere sa- rıldi: — Fakat o, merhameti hiç beğenmiyecek kadar mağrur ve şerefli bir gençtir.. Fazla soramadım. Yese niçin kapıl- dın, diyemedim. Eğer sevilmi- yorsa, yazıkl. Çünkü o, hem asil, hem genç ve güzel, hem de mert ve kahraman olarak bir genç kızın kalbini bol bol doldurabilir.. Hayat çok tuhal Sinorina, çok... Ne diye ser- vete bu kadar kıymet veriyo- ruz anlamıyorum.. Ben, çok yerler gezdim. İbtişam ve ser- vete gömülüb te kalblerinin hakkını veremediklerinden sa- adetlerini kaybetmiş ne ka- dınlar gördüm? Stela kısık bir sesle: — Yetişir rica ederim -dedi- yetişir.. Bunları bizim evde — sizinle konuşmak isterim. Şim- 4 — di çabuk gidelim! K Doğan kendi kendine: — — Tamam «diye mırıldandı- galiba hayırlı bir iş göreceğiz. Ve kürekleri, gergin, çelik gibi etmiştim, — nazur >_ bazusunun bütün — kuvvetile tekrar kımıldattı. Stela, saraylarının rıhtımına gelince: — Burası «dedi- beni der- hal takib ediniz rica ederim. Onu gören dört muhafız yan taraftaki bahçelerden fır- ladılar. Fakat o işaret etti: — Hayır, gidiniz. ve misa- firimi de kabul ediniz. Doğan ağır adımlarla yü- rüdü. Kendisini iki muhafız selâmladı. Birisi önden yürü- yordu, birisi de arkasından.. Ve her ikisi arasıra, Doğa: nin aslak elbiselerine bakı- yordu. Sarayın iç medhalinde mu- hafızlar çekildi, iki genç hiz- metçi gözüktü. Bu hizmetçiler güzel mahlüklardı. Doğana şuh şuh baktılar. Sonra biri: Akbisar Ortaokulu Direktör- lüğünden; Okulumuzun tamirat ve inşaatı ikinci defa eksiltmeye ko- nulmuş ve fakat gene isteklisi çıkmadığından 2800 liralık olan bu işin 8-İkinciteşrin-1937 tarihine kadar bir ay müddetle pa- zarlığa konulmasına karar verilmiş olduğundan isteklilerin Ak- hisar kaymakamlığında müteşekkil komisyonda hazır bulunma- ları ilân olunur. İzmir Birinci İcera Memur- luğundan : Göztepe Şehit Feti Bey s0- kağında 7 Nodu evde iken halen nerede olduğu biline- miyen Cevdet Arif tarafına: Eemlâk ve Eytam Bankası İzmir Şubesine T.L. 1781,30 bin yedi yüz seksen bir lira otuz. kuruş borcunuzdan do- layı namınıza çıkarılan ödeme emri ikametgâhnızı terkeyle- meniz hasebile bilâ tebliğ iadeedilmiş zabıtaca da ara- nılmanıza rağmen bulunduğu- nuz —er öğrenilmemiş oldu- ğundan ilânen iebligat ifasına karar verilmiştir. Tarihi ilândan itibaren yedi gün içinde mezkür borcu öde- meniz veya diyeceğinizi ayni müddette şifahen veya yazı ile memuriyetimize dosya No. 37/6075 e& bildirmezseniz re- hinin paraya çevrilmesi yolu ile icraya devam edileceği ilânen ihbar ve tebliğ olu- 3634 T Satılık Eczane Sahibinin sıhhi ahvali se- bebiyle Kemer istasyonu ya- kınında KEMER ECZANESİ acele satılıktır. İstiyenler sa- hibi Bay Hayrettine müracaat etsinler.. D İzmir Birinci lera Memur- luğundan : Karataşta tramvay cadde- sinde 386/A. Nollu hanede mukim iken halen ikametgâhı meçhul Mordehay Habif ta- rafına: Nesim Mazliah veresesine borcunuzdan dolayı Karataş- taki mahcuz evinizin 8/10/937 tarihinde yapılan vaziyet ve takdiri kıymet zaptını görmek ve bir itirazınız varsa üç gün zarfında dajreye müracaatla bildirmeniz ilân olunur. 3626 - Yazan: M. Ayhan SAT ÖMPETA ” drREMeR birine, Doğanın ıslak elbise- sini işaret ettiler, — Buyurunuz, salonda biraz istirahat ediniz. Dediler ve onu bir salona koyarak çekildiler. Stela on dakika sonra geldi. Yüzünde hâlâ heyecanı okunuyordu.. — Fakat siz bu yaş elbise- lerle rahatsız olacaksınız. — Hayır, müsterih olunuz. Stela ellerini oğuşturuyordu: — Sizden bir şey rica etsem. — Buyurun.. — Bahsettiğiniz. © yaralı genci görebilir miyim, buna imkân var mıdır? Doğan ona baktı: — Yoksa, o zavallıyı tanır mısınız? Stela başını salladı. Hafifçe fısıldadı: — Eveti — SONU VAR — 14 24 Yavuz Kitabevi Sahibi Fahri Kitabçı getirttiği İbilet derdi JBirkaç vesikaya İine lüzum var? Bay Müdür; Halka taallük eden işler için matbuatın delâleti bir emri tabil — olmasına binacn vatan evlâdının ve babalarının ıstirabını. gazeteniz vasıtasile bertaraf ettirmeğe çalışmak istiyorum. İzmirin — vaziyeti umumiyesi itibarile muhtelif semtlerdeki talebenin vapur ve*tramvay- larla mektebe gidip gelmek mecburiyetinden naşi talebe ücretinden istilade hakkı ta- nindiği balde bu hak - için mekteblerden alınan vesika- nın liman idaresine ve tram- vay şirketine yetlerini tanıtmış olmaları kâfi addedilmemesindeki — hikmeti anlıyamıyorum. Mekteb — mü- dürlerinin verdiği ve talebenin resmini de haiz olan vesika: dan bir tanesi liman idaresine bir tanesi de tramvay şirke- tine verilmeli ve oralardan birer vesika alınmak imiş ki talebe - tarifesinden — istifade edilebilinsin. Şapkası, önlüğü (forması) hulâsa kundurası ve ellerin- deki kitaplarile, müdürlerinin resmi mühürlerile memhur ve- sikalarına rağmen bu taleb ve ısrarların manasızlığını tasav- vur için elbette kelime bulu- namaz. Dünyanın hertarafında ! talebe hakkının kayıdsız, şart- sız tanındığı malümdür. Ve- sika deyip geçmek ve alın- malıdır. demek kolay, fakat her talebenin iki idareye ver- mek için mektebden iki ve Bütün mekteb ki- tablarını en müsaid şartlarla satışa çıkardığını sayın öğretmenlerle müşte- mlerine arzeder. Memur aranıyor Daktilo bilir bir memura ihtiyaç vardır. Marifet mat: baasına müracaat edilmesi. a ev “Güzelyalı tramvay cad- desi 1027 numaralı 6 odalı ve bütün konforü havi de- nize nazır ev salılıktır. Ta- liplerin mezkür eve müra- caatları ilân olunur. Devrim Kitabevi Sahibi: MİTAT Bütün mektep - kitaplarını en müsait şartlarla satışa çı- kardığını sayın öğretmenlerle müşterilerine arzeder. Adres: İkinci Beyler söka- gında 58 numara. Foto Ör İNÖNÜ Cad. No. 20 Atölyede En güzel pozlar çekilir. Amatör işler Temiz çabuk ucuz yapılır | bu idarelerden tebdilen birer ki ceman dört vesika alması | iktiza eder ki 16 şar kuruştan yalnız yetmiş küsur kuruş pul parası ve ona yakın resim vesaire masrah ihtiyar etmesi lâzımgelir. Bu memlekette nülusun ek- seriyetini yevmiye kırk elliden yüz kuruşa kadar kadar ka- zancı olan zayıf halkın ve nihayet ikiyüz kuruş yevmi geliri olan ve gene o ekseri- yete yakın bir yeküna baliğ mutavassıt kısmın - teşkil etti- ğini — bilmiyecek ve ancak yüzde sekiz on sâyühal ve yüzde iki de lüks hayata sa- hib kısmın bulunduğunu anlı- yamıyacak kadar gafil - kalan olduğunu zannetmiyorum. Ekmek parasını ve zaruri ihtiyaçlarım — teminden âciz olan *6 90 evlâd babalarının bu talebeye lâzım olanı teda- rik için ne ıstırablar çektiği gözönüne alınınca mevzuubahs vesikaların istenildiği gibi te- dariki (hele iki üç çocuğu olanlara| ne masraf tahmil edeceğini hesab etmek icab »eder. — Binacnaleyh — mekteb müdürlerinden talebe olduk- larını müş'ir verilen vesika- ların, lüzumsuz - tekerrür ve tebeddülüne hacet kalmaksı- zın hertalebde — vapur - ve tramvaylarda — ibrazile iktifa olunması aklen ve mantıkan kâfi olduğunun — müdafaasını ve bugünün derdi olan bu müşkülâtın bertaraf edilmesini himmetinizden dilerim. n Karşıyaka sakinlerinden A. Enveri ibrazı ile hüvi- Ç b İi MAHKEMELERDE Hapishaneden çıkan sabikalı yankesici Sulhceza hâkimine “verdiğin ceza da geçer,, dedi Kemerde bir bostan sergi- sinin başında uyuyan Kemal- paşalı Hüseyinin yanına yak- laşan ve başının altındaki bir çuvalı aşıran Yusuf oğlu yan- kesici Sabri tutulmuş, adliye- ye verilmiş Sabri bu çuvalın içinde çıkan kıymetli bir pal- toyu, Bitpazarındaki dükkân- lardan birine emaneten brak- miş, Üst tarafını da kendisi giymişti. Hâkim, dosyayı karıştırdık- tan ve üç tane sabıka fişini çıkararak suçluya gösterdikten sonra dedi ki: — Bu sabıkalar senin mi ? — Evet. — Cezalarını çektin mi? — TZaâten geriye bıraktıkları yok ki.. Müteaddit sabıkası bulunan Sabrinin altı aydan aşağı ve bir buçuk seneden yukarı ol- mamak üzere, bir çok mah- kümiyeti olduğu ve hayatının Üüçte ikisini cezaevinde geçir- d nlaşıldı. Hâkim, sabıka fişlerini - dinleyicilere de gös- terdi ve suçluya hitaben: — Şu sabıkaları halk da görsün ne adam olduğunu anlasın? — Bay hâkim, biz sabıka- hyız, bir iş yapsak da yapma- sak da zabıta nazarında mü- savidir. Bir delik açıldımı biz kapadırız, sen neden bu kadar ince eleyip, sık dokuyorsun, ne yapacaksan yapl.. Cüretkâr Sabri, bu sözleri söyledikten sonra hâkimin ka- rarını dinledi: — Suçun sabittir, sabıka- ların nazarı dikkate alınarak üç ay on beş gün hapis yata- cak ve o kadar müddetle de emniyet nezaretinde buluna- caksın.. . — Pekâlâ; bu kadar ceza- ları çektikten sonra; verdiğin ceza'da gelir, geçer. Maznun bunu söyleyerek jandarmalar tarafından götü- rüldü. Parmak izi bilmez miş Bir yörük mahkemede neler söyledi Dün ikinci Sulhceza mah- kemesinde kaçakçılığa aid bir orman davasının duruşması sırasında şahid olarak mahke- meye celbedilen Himmet adın- da birine hâkim B. Naci Erel sordu: — Senin bu hâdisede bil- diğin nedir? — Hiç! — Şu zabıt varakasında parmak izin görünüyor? — Ben zabıt mabıt anla- mam.. Parmak izi nedir, bu- nada aklım ermezl.. Hâkim; şahide parmak izini gösterdi.. Şahid de beş parmağını hâkime göstererek: — İşte benim parmaklarım.. İstersen muayene et! Dedi. — Sen imzanı atabilirmisin?| — Yeni harfler çıktıktan sonra, imzada atar, gazete de okurum. Ben hem köylü, hem de yörüküm amma, azçok bu işlerden anlarım. Parmak bas- mak devri çoktan geçti. — Seni memurla yüzleşti- receğim. — Çok güzel, 0 memur buraya gelsin. Bu izini benim koyduğumu söy- lerse, beni cezalandır. Hâkim düşündü: “Suçlu Süleymanla, şahid Himmetin birer fotograflarının | çıkartılarak ve yazılacak tali- mata iliştirilerek halen Tor- parmak balıda bulunan orman memuru | B. Cemile suçlu ile şahidin ayni şahıslar olup olmadığının -sorulması, alınacak ifadenin mahkemeye yollanması için talimatname yazılmasına karar verilerek gösterilmesi ve | muhakeme başka bir »güne | talik edildi. Davi mahhüm oldu Salhanede kabile Bn. Sabi: | hanın evinden eşya çalmaktan suçlu sabikalı küçük Davinin | dün cürmümeşhun — nöbetçi | mahkemesinde duruşması ya- pılmiş ve bir. celsede neticer lenmiştir. Farikı mümeyyiz olduğu an | laşılan on dört yaşındaki Da- vinin sabıkaları nazara alına- | rak iki ay dört gün müddelle | hapsine ve tevkifine karar ve- | rilmiştir. Bu karardan güya teessür duyad Davi, sahte bir | tavırla ağlamağa başlamış, Hâkim: — Hani ya, sen bir dal buraya gelmiyecektin? — Ben orasını yol zannı miştim, ev çıktı. Kabahal bende mi?, Demiştir. | DORSA, Üzüm satışları Ç. Alıcı K. SK 721 İnhisar ida. 11 50 16 314 A.R. Üzüm.15 50 17 271 Jiro ve şüre. 12 75 20 —| 269 M. J. Taran. 14 50 17 29 126 K. Taner 15 16 25 83 Esnaf Ban. 16 16 5) S0 N, Börekçi 17 17 10 D. Arditi 16 50 16 5Ü 1844 102648 104492 İncir satışları Ç. Alıcı KSK 4 472 A. H. Nazlı 5 15 15 150 Ş. Rıza H. 6 9 81 F. Solari — 7 14 40 Esnaf Ban. 7 50 . 7 50 38 İzzi ve Ali 7 25 .7 79 781 ü 88363 89144 Zahire satışları 4 Ç. Cinsi K. CC 100 Susam 15 79 1061 B. Pamuk 37 53 189 Ton P. çek. 280 Piyasa fiatleri No. 7 14 52 1475 z 1500 15 50 » 9 — 1574 AD n dO HU G0 aA IV LA kiL l 21 75 22 75 4 :