Berlinden mühi bir rapor geldi —.. | Son hafta içinde üzüm ve incir üzerine iş yapılmamıştır —e Türk - Alman ticari müna- sebatı hakkında Berlindeki Türk Ticaret odasından şeh- rimizdeki alâkadarlara bir ra- por gelmiştir. Raporda, son haftalar zarfında da üzüm, in- cir üzerine hiçbir iş yapılma- dığı bildirilmekte ve bunun sebebleri şöylece izah olun- maktadır: “30 Ağustos 937 tarihli ti- caret anlaşması metinlerinin ve bunların tatbikatına müte- allik talimatın kontrol daire- lerine ancak geçen hafta so- nunda verildiği anlaşılmak- tadır. Mukaveleye bağlı bir numarslı liste dahilinde veri- lecek ithal müsaadelerinin it- halâtçı firmaların geçen seneki faaliyetlerine ve aylık harekete göre tevzii hesaplarını hazır- lamakta olan kontrol daireleri yakında geniş ölçüde ithalât müsaadesi vermeğe başlıya- caklır. Köpek ve kader, kısmet! Bundan üç, beş sene evel Amerikada, Nevyorkta L. Con- son adında işsiz, güçsüz bir adam vardı. Bu adamcağız, işsiz, güçsüz ve tabiatile fakir olmakla be- raber kâfi derecede merhamet- liymiş. Çünkü bir gün bir so- kak köşesinde bulduğu gebe bir köpeği evine almış, köpe- ği iyi bakmış ve hatta kendi- sinden ziyade bu köpeği do- yurmuştur. Köpek dört yavru doğur: muştur. Bu yavrular yumak gibi, güzel, tombul ve sevim: liymiş. Bu sırada açılan bir köpek sergisine müracaat et- miş, yavrular birinci mükâfatı, yani 50,000 dolar kazanmıştır! Birinciliği kazanan yavrula- rın herbirini de beşer bin do- lara satmış, bu suretle bir hamlede 70,000 dolar sahibi olmuştur. Ertesi sene köpek yeniden yavrulamış, bu yavrular da birincilik kazanmış, birincilil kazanan yavrular yüksek fiat- lerle satılmıştır. Hasılı.. Sözün kısası şu: Fa- kir ve işsiz adam bir kaç se- ne içinde başıboş köpek yü- zünden zengin olmuştur! Kader ve kısmet işte buna derler! Tuzağa düşen hayalet! İngilterede Dorham kontlu- gunda bulunan Poklington şa- tosunda her akşam beyazlar giyinmiş bir hayalet çıkar, yaptığı hareketlerle şato sa- kinlerini korkuturmuş! İngilterede, bilhassa İskoç- yada hayaletsiz şato yoktur dediklerine göre, bu hâdiseye alelâde bir hâdise nazarile bakmak lâzımdır. Fakat, bu hâdisenin bir sonu vardır: Şatoda bulunanların en ce- suru, dinç ve zeki bir delikanlı bu hâyalet muammasının içyü- ,zünü bulmağa azmetmiş, ha- yaletin göründüğü yerlerde bir tuzak kürmüştür. l LAİ Diğer taraftan tahkikatımıza göre satacakları malların be- dellerini ne zaman tahsil ede- ceklerini tahmin ve hesab ede- miyen ihracatçılarımız, muay- yen bir zaman devresine aid faiz ve masraflar ilâvesile ta- leb ettikleri Hiatlerle satışları güçleştirmekte geciktir- mektedir., Raporda, son mukavele mu- cibince Almanyaya ihraç ede- ceğimiz yumurtaların — idhali hususları hakkında Alman yu- murta dairesi tarafından bir mukavele sureti tesbit edildiği ve Ankaraya gönderildiği bil- dirilmektedir. Bu mukavelede Almanyaya — yumurta - idhali esaslarında hiçbir değişiklik yapılmamış, yalnız bir eylül 31 teşrinisani ayları için Al- manyaya sevkedeceğimiz yu- murta miktarı 8 bin kental k tesbit edilmiştir. ve Tuzağın olduğu yerde giz-$ lenen delikanlı bir aralık “İm- dat, imdat!. diye bir ses duy- muştur. Ve seslerin geldiği yere koşmuş, tuzakta hayaleti tutulmuş görmüştür. Hayalet kimmiş, biliyor mu- sunuz? Şato sahibinin kızı! Bu kız, bu şakasının neti- cesi olarak ayağından yaralan- mış ve epeyce zaman tedavi mecburiyetinde kalmıştır. Hastanede kalmak rekoru Bizim Memleket hastanc- sinde, tedavisi mümkün olmı- yan veya çok uzun sürecek hastalar için yer yoktur. Bunun baklı bir zaruret ol- duğunu kabul etmekle bera- ber, Brüksel hastanelerinden birisinde bir hastanın hasta- neye girişinin ellinci senesinin tes'it edildiğini de kârilerimize bildirmekte mahzur görmü- yoruz. Adı Hanri Satane olan bu hasta bundan elli sene evel, henüz iki yaşındayken ağır hasta olarak girmiş ve o za- mandanberi çıkmamıştır. Çün- kü, hastalığı felç husule getir- miş bir daha da iyi olma- mıştır! En kıymetli hatıral Şeker elli sene saklanır mı? Evet, bir miktar şeker elli senedenberi — hifzedilmiş — ve K— ÇA REKnLi D _"l B A — İki kadını yaralamış Şahitî; .ı;ı-ah—îeme ye gelmemişlerdi Yangın yerinde Alsancak İlkokulu civarında eski nişan- lısı Sakine ile annesi Serveti bıçakla öldürmek kasdile ya- ralıyan Malatyalı Cemalin mu- hakemesine dün şehrimiz Ağır- ceza mahkemesinde devam edilmiştiştir. Bu celsede iki şahit — dinlenecekti, — şahitler gelmemişlerdi. Bunlardan Re- fika adındaki şahidin Afyon- yonda bulunduğu anlaşılmış ve ifadesinin Afyon Ağırceza mahkemesi vasıtasile alınması, gelmiyen şahidin zorla getiril- kararlaştırılmış, keme başka bir güne kılmıştır. mesi bıra- | muha- l ANADOLU " ELEİ AABERLERİ Meşhud cürümlere aid bir istatistik w Hâkimlerimizin gayreti takdire şayandır On bir ay içinde 1063 vak'a mahkemelere verildi 3005 Numaralı meşhut suçları kanununun mer'iyet mevkiine girdiği 1 Teşrinievel 936 tari- hinden itibaren 30 Eylül 937 tarihine kadar bir sene zar- fında şehrimiz Sulhceza mah- kemelerine 1063 m7 şhut cürüm hâdisesi gelmiştir.. Bundan 1057 tanesi karara | bağlanmış, 6 sı istilâmlara ce- vap gelmediği için için Teşri- nievel ayına devredilmiştir. Gelen bu evrakı aylara tas- nif ettiğimiz takdirde; cürmü- Bayan Melâhatin yirmi lirasını kim çalmış Her gece tek başına Fuar gazinosuna gi- den ve kocasından bahseden kadın Dün ikinci Sulhceza mah- kemesinde dikkate şayan bir hırsızlık davasının duruşması yapılmıştır. Hâdise oldukça enteresandır. Fuarın açık bulunduğu sıra- larda, gayet şık ve güzel bir bayanın Fuar gazinosuna her akşam devam ettiği, hiçbir kimse ile ihtilât —etmeksizin bir masayı işgal eylediği ve içtiği meşrubatın bedellerini bizzat ödiyerek çekilip gitti- ğini gören, gazino şefgarson ve.garsonları, bu bayanın kim olabileceğini tahmine kalkış- mışlardı. Ohna Nermin, Saadet, Me- liha ve Şöhret diyenler bulun: muştu amma, hakiki çehresini bilen kimse yoktu. Her gece - olduğu gibi mu- ayyen zamanında, masasını RAP ÇATED YUAD HRBATEA neye inhisar etti. Fakat ne yapalım? Dünyada bugün için olanlar işte bunlardan ibaret! Evet, Esperantoyu, bu sun'i ve yeni, beynelmilel dili elbet bilirsiniz; işte bu dilin ellinci senesini idrak etmiş bulunu- yoruzl Evet, 1887 de Dr. Zamen- hop bu dili kurmuştur. Espe- ranto, kendisine benziyen Vol- pük dilini hükümden iskat et- miş bir dildir! Esperantonun bugün pek çok gazeteleri, kütüphaneleri, bü: yük tabileri, sinemaları vardır. Yalnız... Sözlü filimi yoktu. Bunu da “Don Kişot,, filmile yapmak üzeredirler! belki birkaç seneler daha hif- |4f zedilecektir. Bu şekerler, Amerikalı bir geline aittir. Şimdi kâfi dere- cede ihtiyar olan bu kadın, gelinlik şekerlerinden bir mik- tarını hatıra olarak saklamış ve elli senedenberi de sakla- maktadır. Bu şekerlerin hâlâ saklan- makta olmasına bakılırsa.. Bu kadının izdivacından çok mem- nun olduğu anlaşılmaz mm? Esperantonun ellinci senesi.. Tuhaf oldu, bugünkü "dün: yada neler oluyor?, doğrusu. Beş yazıdan üçü ellinci se- elefon: 3151 O TAYYARE Sineması , ANTONY ADVERS! Türkçemize Kalp mücadeleleri diye ad konulan bu büyük filim Fredric Marche - Hervey Allen SEVENLERLE -- SEVİLENLERE İTHAFEN FİLME ÇEKİLEN BU GÜZEL ESER 4 ASALETİN İFHAM ETTİĞİ MANAYI GAYET AÇIK VE VAKIFANE BİR SURETTE TAHLİL ETMEKTEDİR: AYRICA: Eddy Cantor (Zafer Dünya edebi- atının incisi Seanslar: Antony 1,45 - 4,50 - 9 da Zafer Günü 3,40 - 7,20 de Flâllar: 30 — 40 — 50 ' | işgal eden bu bayanın son gelişinde, kendisine - verilen hesap puslası muhteviyatını ödiyememiş ve zevcinin gele- ceğini ve onun tarafından ve- rileceğini bildirmiştir. Bayan Melâhat, bir aralık dışarıya çıkıp gelmiş ve masa üzerindeki portmeninden yirmi bir liranın garson Hüsnü ve Selim tarafından çalındığını iddia etmiştir. Hâdiseye el koyan zabıta, tahkikata giriştiği zaman Bn. Melâhatin paranın — miktan üzerinde biribirini tutmıyan ifadelerinden ve — kendisinin sarhoş — olmasından yaptığı masrafı ödememek için bu hileyi tertib eylediğine zahip olmuştur. Alsancak karakölunun yap- tığı tahkikat evrakı ve fezleke ile İkinci Sulhceza mahkeme- sine verilen tarafların dün ya- pılan — duruşmalarında, bazı zabıta memurları şahid - sıla- tile dinlenmiş ve bunlar Bn. Melâhatin evvelâ yirmi bir, sonra on yedi İirâsının çalın- dığını söylemesi dolayısile bu iddianın bir uydurisa - oldu- ğu kanaatinde bulunduğunu ifade etmişlerdir. Çanakkalede bulunan bir şahidin ifadesi istinabe suretile alındıktan sonra nihai karar verilmek üzere — muhakeme başka bir güne talik edilmiştir. Kız kaçırma Seydiköyde Atıfbey mahal- ' ile ve onar gün olmak üzere lesinde Mahmud oğlu Hüseyin, ayni yerde Hasan kızı Emi- neyi kaçırmıştır. Hüseyin tutu- larak adliyeye verilmiştir. ] ! Meşhud cürümler hâkimi Bay Naci Erel meşhut hâdiselerinin hangi ay- larda az ve hangi aylarda çok olduğunu anlıyabiliriz: Cürmümeşhut — kanununun mer'iyete girdiği Teşrinievel ayında 86 iş gelmiş 85 i ikmal edilmiştir. Teşrinisani ayında 71 evrak gelmiş devredilenlerle beraber 72 si neticelenmiştir. Kânunuevelde yalnız 63 dos- ya gelmiş, hepsi karara bağ- lanmıştır. Kânunusani ayında gelen 75 işin 72 si bitirilmiş üçü Şubata devredilmiştir. Şubat ayında gelen 91 dosyadan devirle birlikte 94 karar çıkmıştır. Mart ayında 89 cürmümeşhud — hâdisesi tesbit edilmiş, 83 ü netice- lenmiştir. Nisan ayında 79 evrak gelmiş, 83 ü ikmal edil- miştir. Mayısta gelen 93, ha: ziranda 83, temmuz ayında 121 dosya tamamen . netice- lendirilmiştir. Ağustosta 90 evrak gelmiş, 82 si karara bağlanmıştır. Eylül ayında 118 evrak gelerek devirle beraber 125 i karara bağlanmıştır. Gelen bu evrakın duruş- maları neticesinde 415 suçlu hakkında muhtelif müddetlerle hapis kararı verilmiştir. Bu 1063 dosya içinde aidi- yet ve para cezaları ile tecil kararları da bulunmaktadır. Malüm olduğu üzere şehri- mizde üç Sulhceza mahkemesi vardır. Üç hâkim, münavebe cürmümeşhut hâdiselerile uğ- raşmaktadır. Geç vakit gelen cürmümeşhud hâdiselerinin du- rüşmaları - gece yarılarına ka- Bugünden itibaren tem; İlâveten: PARAMOUNT JOURNAL sayın müşterilerine gene " filim takdim ediyor | | Gibi iki dâhi artistin | | | günü) filiminde ü SK DORDEN aP e. dar devam etmektedir. inden çıkmıştır. , .ıhıııııı"”iî?. " üzümvepala —— .0 aa | B. Mümtaz dün karaya döndü İzmirde üzüm — ihracatıı kontrol nizamnamesinin tatbi” katında görülen zorluklar eti rafında tetkikler yapmak palamut — ihracatının kontrü nizamnamesi hakkında ihracat| çıların « ütalealarını tesbit ef mek için Ankaradan şehrimizt| gelen, üzüm ve palamut ihri catçılarile görüşmeler yapâi İktisad Vekâleti iç tical umum müdürü B. Mümtal| | dün Ankaraya dönmüştür. | İht B. Mümtazın İzmirde yap' kı, tığı tetkiklerle her iki nizalif & namenin tatbiki yüzünden dü| pe) ğan ve bundan sonra — doğfün ması muhtemel bulunan z0fj taj luklar tamamen - tesbit edil) pış miştir. Bu zorlukları önli) 1 cek her türlü tedbirlerin #füm nacağı öğrenilmiştir. der Basmahane ve Ki t’ y mer tramvayları | ka Şirket, işletme için ı şebbüste bulunacak | haj İzmir Tramvay ve elektrij dek şirketi, imtiyaz mukavelesif) te| göre Konaktan Basmahanet) Jaç, elektrikli — tramvay — işletmiğ < için teşebbüste bulunmuş ..: tramvay güzergâhının hazırlanarak Naha Vekâletif| y gönderilmişti. Yad Haber aldığımıza göre, $ tepi ket, yakırda Basmahane ket. ayrıca Kemere tramyay İ .“ mek için de teşebbüste b bar nacaktır. | c B. Sedad Çumral », İzmir müddeiumumi muavini Bay Sedad Çumralf| iş; Adliye Vekâletince bir 300 mezuniyet verilmiştir. B. mezuniyetini İstanbulda ai recektir. Hayvan gardiyanlar!|V 1 Eylül 937 tarihinden baren kadroda çalıştırılap hayvan hastalıkları ü vazife alan süvari veya pi gardiyan miktarı Ziraat letinden sorulmuştur. Orman yangını Cumaovası nahiyesinin rece köyü civarındaki o da bir yangın çıkmış, /ye halk ve jandarmalar tar dan söndürülmüştür. İki aygır alınacak. Vilâyet aygır deposu Nonyüs ırkından iki a) tin alınacaktır. Bu aygir Çifteler harasından satın ması için teşebbüste buli muştur. IG j'Rü, Dar bir kadro içerisinde ahkâmı umuml aid işlerden başka cürmi”, hud hâdiselerinin hem men hepsini neticelend olan hâkimlerle memuf' || gayretlerini takdir ederif 4| ffff!fn!!l:iffır!zfr A” Telefon: ji DNDN !fı' — NFi Porrfi AT l *