ANADOLU Doğan meyhanecinin ricası üzerine kendisine uzatılan şarabı içti Fakat o biliyordu ki, baş- | Sert, seri adımlarla boşluğa kâlarının korkarak, iğrenerek, | daldı. tiksinerek baktıkları bu çukur; karanlık batakhanede, haki- katen namuslu, mert ve ka- badayı insanlar vardı. Bun- lardan bir çoğu, zoru zoruna katil, haydut olmuşlardı. Yaralı, rahat rahat uzan- mişti. Gözleri kapalı idi. Fa- kat çok kan döktüğü de belli idi. Çünkü —yüzü balmumun- dan sarı idi. Meyhaneci: — Zavallı kurtülsa bari!. Çünkü omuzundaki yara hem geniş, hem de derin.. Diye mırıldandı.. — Döktor getirsek! — Lüzumu yok'kahramanım. Benim sürdüğüm ilâç, daha çok tecrübe edilmiştir. Ben bununla belki iki yüz kişiyi iyi etmişimdir. —Yaralıyı sana bırakıyorum. Sabahleyin gene geleceğim. Meyhaneci bir şey rica eder gibi ellerini oğuşturdu. Doğan, elini kesesine uzatır gıbi yaptı. Fakat meybhaneci derhal: — Yok -dedi- asilzadem, yok.. Benim bu fakir meyha- neme geldin, bir şarabımı iç te öyle git, diyeceğim. Bu- rada senin adın her gün anı- hr. Korkma, şarabım, pek fena değil.. Saray şaraplarına benzemöz amma, herhalde ho- şuna gidecek.. Doğan eli ile bu iri, hey- betli meyhanecinin omuzlarını okşadı: — Sen, ayni zamanda iyi yürekli bir adamsın.. Haydi, iki bardak doldur da beraber içelim. Odadan beraberce- çıktılar. Meyhanecinin büfesi, yeni te- mizlenmişti. Meyhaneci, bod- rum kaâtına indi. Bir şişe şa- rap çıkardı: — Tam dokuz kahramanım.. Ve bardakları - doldürdu. Doğüan, dudaklarını şaraba do- dundurunca meyhanecinin doğ- rü söylediğini anladı. Bu, ha- kikâten çok nefis bir şaraptı. Meyhaneci, şarabının beğenik mesinden çok memnun görü- nüyordu: — Kahramanim, bir tane daha iç Allah aşkına.. Doğan reddetmedi ve ikin- ciyi de yuvarlayıb kapıya doğ- ru yürüdü. Bu sirada meyha- neci yaklaştı. Doğana fısıldadı: — Her zaman emrindeyim. Burada on yedi tane gözü kı- zarmış haydut arkadaş ta var.. Fevkalâde ahval içinde kalır- san, bu on sekiz kişi, seve seve senin emrinde dövüşür ve ölebiliriz.. Gelen adamın bana, sana mensub olduğunu bildirmek için kulağıma fısıl- dasin.. “O,, desin, kâfi.. Doğan, meyhanecinin elini sıktı: — Bundan sonra burası'da benim yuvalarımdan biridir.. Şimdilik Allaha ısmarladık. Doğan, Sokağa çıkınca gök- lere baktı: Sabah oluyordu. İnce bir serinlik, sulardan yayılan bir rütubet etrafı dolduruyordu. seneliktir | Bu geceyi, hemen hemen Baştan sonuna kadar uykusuz geçirmişti. Muhacirler sarayı- nn arkasında, İrininin yeni tuttuğu gizli bir evde oturu- yorlardı. Çıkarken, İriniye ha- ber vermemişti. Doğanın kalbine dokunan ve kendisini hayrete düşüren en mühim bir nokta da, İrini- nin kendisine karşı gösterdiği fedakârlik — ve — merbutiyetti. Doğan, onun gözlerinde, tâ o ilk zamanların sıcak, vefakâr aşkını hâlâ görüyordu. Ayni zamanda onun günden güne daha kederli, daha düşünceli bir hale girdiğini de farkedi- yordu. Bu vaziyet, Doğanı da düşündürmiye başlamıştı. Bu genç ve dilber kadını ıstırab içinde bırakan kendişi idi. Hatta o kadar ki, bu kadın, onun aşkı ve saadeti uğrunda çalışıyordu. Doğandan bekle- diği şey ne olabilirdi?. Hiçi. Münasebetlerinin ilk başla- dığı tarihlerde, Doğanın ab- lası Safiye Sultan sâyesinde tahakkuk edebilecek bazı dü- şünceleri vardı. Fakat sonra- dan aşk galib gelmiş ve İrini, her şeyden vazgeçmişti. — Servetim var -diyordu- kimsem de yok.. Bu gservet, beni ömrümün sonuna kadar bir kraliçe gibi geçindirir. Kal- bim saadetten uzak kaldıktan sonra, büyük emeller kurmuş ve muvaffak olmüşüm, ne çıkar?. Doğan, bu vaziyetin sonunu düşünüyordu. — Ne olacaktı?. İlelebed, beraber mi kalacaklardı?. O takdirde İrininin gençliğine, güzelliğine — yazık olmıyacak miydı?. Doğanın kendi kendi- ne itiraf ettiği korkulu diğer bir nokta da, bu kadının, bir gölge halinde kafasının içinde dolaşması idi. Kendi karısını çılgınca seviyordu. Karisı, be- yaz. bir çiçek kadar temiz, gü- zel ve hassastı. Kadından zi- yade, nurani ve ilâhi bir mah- lüka benziyordu. Fakat İrini'de kadinlik vardı. Kadınlığın heyecamı, ateşi, et- rafını tutuşturan cinst cazibesi taşıyordu. Herhangi zayıf bir dakikada, her şeyin yeni baş- tan başlaması ihtimali vardı. Dalgın dalgın yürürken ev: lerinin olduğu yere geldiğini anladı. Burada, başka evler 'de yoktu. Kapıya yaklaştığı sırada içeriden bir kadın sesi işitti: İrini, Kitara çalıyor. ve te- ganni ediyordu. Bu kadının sesi de kendisi kadar kadınlık ve heyecan dolu idi. İrininin teganni ettiği her parça, daima kalbinin kö- şelerindeki ıstırabı taşıyordu. Demek o da uyumamıştı, Kimbilir, belki de kendisi için merak etmişti.. Kapıyı kendi usulleri ile hafifçe açtı. Ve bir gölge gibi, hiç gürültü yapmadan üst kata çıktı. İrini odasında idi, Pencereden baktı. Masasının üstünde şarap şişe- leri vardı. Doğanın geldiğini İ | gaercrrır | sezmiş — olacaktı. Bir. enbire kalktı ve gözlerini sildi. Do- ğan, — vaziyeti görmemezliğe geldi. İrini ayağa kalktı ve deminki ;kederli, gamlı tavrını gizliyerek: — Neredesin -dedi- nerede kaldın?.. — Sorma İrini, hem dolaş- tım, hem iş gördüm, hem de kararımı verdim. — SONU VAR — BORDA Üzüm satışları Ç. Alıcı K. $. 723 İnhisar ida, 11 50 785 Ü. Kurumu 14 25 325 Jiro ve şü. 12 25 162 Esnaf Ban. 14 161 Paterson 1S 25 100 Beşikçi . 13 50 80 S. Erkin 16 54 M. J. Tara. 15 30 Albayrak — 15 27 A.R. Üzüm- 14 75 24 Ş. Remzi — 20 16 H. Alberti 15 15 D. Arditi 17 11 T. Fehmi 13 4K. Taner — 17530 K. S. 15 7S 20 17 2S 17 25) 16 S0 18 25 1S 75 16 75 15 25 20 SO0 15 17 17 S0 Ç. Alia 115 Ş. Remzi 34 Tütsü gir. 26 Ş. Riza H. 21 Ş. Beyasıt 196 78290 78486 Zahire satışları Ç. Ciasi a Ka 1909 Buğday 375 3 120 Arpa 4 20 Ton Susam 16 75 - 17 30 Susam 16 75 17 28500 Kilo P.çekir. 2 90 3 811 B. Pamuk 3850 4350 SH , 3850 4350 Piyasa Hatleri 7 14 00 14 50 8 16:75... 1585 9 15 50 16 00 10 17 50 18 00 n 19 75 20 75 12 2125 2225 14 No. Afyonl: mücadele Üç esrarcı tatüldü. Keçecilerde bir vak'a olmuş- tur. Sabıkalı Çolak Ahmedin esrar sattığı zabıtaca haber alınmış ve takibine başlanmış- tır. Ahmed, yakalanacağını an- layınca - bir kâğıda sarılı 24 parça esrârı bir duvâar dibine atımış ve kaçmışsa da takip edilerek yakalanmıştır. İkiçeşmelik mevkiinde Kah- raman soökağında boyacı İlya- sın Üüzerinde de bir miktar esrar buluninuş ve bunları sa- bikâlı Küçük Hasandan 'aldı- gini söylemiştir. Tahkika de- vam ediliyor. Dolaplıkuyuda İzmirli “Ali oğlu Ahmette de 20 Şgram esrar bulunmuştur. 13 75| Çin-Japon harbi — Başı 1 inci sahifede — lipi deili W1LOdBNElaüdün rüğinen Ç battarı — kbi'eyyen — sördilamemıştır. TLühoug da çok şiddetli bir muba rebe olmaktadır. Çinliler japonlar. dön mühim — mikterda mülünmnat iğlinam etinişlerdir. Şapbsların xa- ylatı oldukça mühimdir. Çialilerin Mtukübil "taarruru Karşısında japsa- lâr dağımk — bir tarada ricate bay- Idınışlardır. Çin kuvvetleri japonların ge- risine yaptıkları bir Baskın netice- sinde şimali şarkideki mevillerini resmisine göre, Lotlen Sapci japonların yapukları şid ele geçirmişlerdir. japonlar çok müpkül bir va diyete düşmüşlerdir. Şanghay, 3 (AA.) — Beş büyük bombardıman tayyaresi Sapei üzerinden uçmuştur. Sa- peide bulunan Çin bataryaları sabahtanberi fasılasız surette Kiangouankda Japon mevzi- lerini bombardıman etmişler- dir. Şanghay mıntakasında bü- tün cephelerde muharebe bü- tün şiddetile devam etmektedir. Havas Ajansı — muhabiri, Kiangouankdaki Japon hatla- “| nn ziyaret etmiştir. Muhabir sivil merkezin Japonların iş- gali altında bulunduğunu mü- şahede — etmiştir. Japonların birçok piyade ve topçu kuv- vetleri simali Tırb'ıye doğru ilerlemektedir. İhtimal bu kuv- vetler dün Lotien cephesinde Lioupanga doğru ilerlemiş olan tüzütamları takviye maksadile sevkedilmektedir. Şanghay, 4-(Radyo) — Çin askeri makamatı, limanda bu- lunan ecnebi gemilerin 48 sant zarfında Şanghayı terk etmelerini bildirmiştir. Çinlilerin; Japon harb ge- milerinin İimana girmelerine mani olmak için büyük dalga kıranları berheva edecekleri tahmin olunmaktadır. Şanghay, 4 (Radyo) — Roy- ter Ajansı bildiriyor: Japon askeri karargâhı şim- di Hopey civarına nakledil. ! miştir. Burada dün başlıyân mühârebe, çok çetin devam etmektedir. Japonlar ümidsiz taarruzlarına devam etmekte, Çinliler de yeni elde ettikleri ağır toplarla şiddetli mukave- met göstermektedirler. Hapeyi terkeden bir Çin Generali kurşuna dizilmiştir. f Son zamanlarda Çinlilerin | en son sistem silâhlar temin etmeğe muvaffak olmaları, Ja- pon aâskeri makamatını endi- şeye düşürmüştür. Kontrola rağmen bu silâhların nasıl ve nereden - geçirildiği “araştırı- maktadır. Londra, 4 (Râdyo) — Roy- ter Ajansının, Japon menabi- inden aldığı bir habere göre, Japon ordulan, Şiddetli bir müharebeden sonra Çin cep- hesini yarmışlar ve Çin Erkânı Harbiyei Umumiye karargâhı- nin bulundüğü- Şayting - kasa: basına dört kilometre yaklaş- mışlardır. Yeni istatistik yıllığı Vilâyet istatistik yıllığı ha- zırlanmaktadır. İstatistik utnum müdürlüğü, vilâyetin bir yıllık zirai ve sınai faaliyeti hakkın- da vilâyetten malümat istemiştir. . Zayi Kınık İlkokülundün 935-936 ders yılında 99 hususi, 49 diploma numaralı, 20 Haziran| 936 tarihli aldığım diplomamı zâyi ettim yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yöktür. Kinik aşağı mahallesinden Hütüyin oğlu Muztafa ÖzBöldün Solya, 3 (A — Bulgar Ajansı bildiriyor: Manevraların sona ermesi münasebetile dün Papovo şeh- rinde 1600 kişilik böyük bir ziyalet verilmiş ve bu ziyafette kral, prens Kiril, hükümet azası, bütün eski Başvekiller, eski Harbiye Nazırları, gene- raller, yabancı —memleketler ataşemiliterleri, ordunun diğer misafirleri ve manevralara iş- tirak eden kıt'aların zabitleri hazır bulunmuştur. Bu öğle ziyâfetinir sonlarına doğru kral bir nutuk söyliye- rek manevralar esnasında gay- ret sarlfeden kıl'alara teşekkür etmiş ve demiştir ki: —Ordu, Bulgar milletinin sü- kün içinde çalışarak kendi umumi refahını temin etmesi keyfiyetinin kıymetli mesnedini teşkil eylemektedir. Milli Bul- gar ordusu ayni zamanda Bul- gar milletinin bu derece sa- mimi surette arzu ettiği sami- mi sulh davasının hizmetinde de bulunacaktır. Kral bundan sonra yabancı memleketler ateşemiliterlerine hitab ederek nutkunu şöyle bitirmiştir: ralârımıza iştirak eden yaban- c memleketlerin şecaatli or- dularının mümessillerini bugün aramızda görmekle — cidden bahtiyarım. Ordumuz - sizlere 'ne muntazam tezahürler, ne de bilhassa —öğretici mahiyette yenilikler gösterecek vaziyette değildir. Zira ordumuzun elin- deki vasıtaları dardır. Bununla beraber vatanına karşı vazi- felerini müdrik olan bu ordu, memleketimizin emniyetini da- ha iyi surette gâranti etmek ve sulhu sıyanet arzüsanda bulunan memleketlerin takdire şayan gayretlerine mütevazı yardımını — yapabilmek — için yenileşmek yolunda yürümeye ve kendi içinde asil âskerlik hasletlerini inkişaf ettirmeğe çalışmaktadır. Manevralarımızı şereflendirdiğinizden — dolayı sizlere teşekkür eder ve ka- dehimi şanlı devlet reislerini- zin sıhhatine ve temsil etmek- te olduğunuz orduların refahı- na kaldırırım. Kraldan sonra söz alan Har- biye Nazırı Lukov, bütün Bul- gar ordusunun başkumandanı krala karşı olan sadıklığına ve bağlılığına tercüman ol- muştur. General Lukovun sözleri he- yecanla hurra seslerile karşı- lanmiştır. Kral, gerek Popovoya gelir- ken gerek Popovadan hareket ederken halkın coşkun teza- hürlerile ve alkışlarile karşı- lanmiş ve uğurlanmıştır. — Bizim mütevazı manev- Bulgar Kratı Boris bir nutuk irad ettti —e e 'Manevraların hitamında Popovo- da 1600 kişilik bir ziyafet verildi Gi n ee Bu nüasıl şey? — Başı 5 inci sahifede — | dud kavgaları başgösterince Klarkson Birleşik Amerika hü- kümetini Peru hükümeti tara- fına çekmeğe çalışmak baha- nesile memleketten çıkmağa muvalfak oluyor. Birleşik Amerikaya geldik- ten az zaman sonra Klarkson Limada — bulunan arkadaşla- rından mektup alıyor we Se- nora Mersedesin bir çocük daha doğurduktan — sonra öl- müş olduğunu öğreniyor. Bu haberi alan Klarkson mese- leye kapanmış nazarile bakı: yor. Fakat son günlerde al- dığı habere göre Mersedesin hâlâ yaşamakta olduğunu ve üçüncü Bir çocuk doğurdu- ğunu öğreniyor. Ayni zaman- da Pru Reisicumhuru Leguia çıkan bir ihtilâl üzerine riya- setten atılıyor ve bahriye ge- milerinden birine binerek firar ediyor. Geminin kaptanı ih: tilâli muvaffakıyetle neticelen- diren yeni hükümete firari Leguiayı teslim ediyor. Hükür met Leguiayı sürgüne gönde- riyor ve mumaileyh sürgünde ölüyor. Netice — itibarile Klarkson istidasile bu işe bir nihayet we -Mersedes ile olan cebri ve gayri tabil evliliğine nihayet verilmesini talep ediyor. B. Hitler İlkbaharda İtalyaya gidecek Roma, 3 (ALA.) — İyi ma> lümat almakta olan mehafil Führenin ı(ıyıyı ılktqıin veyâ Sonteşrinde değil, İlkbaharda ziyaret edeceğini ihsas etmek* tedirler. B. Krofta Praga döndü Paris, 4 (Radyö) — ö lovakya” Haritiye Nazn Ber Kamil Krofta, bugün Paristett Praga hareket etmiştir. lovâkya Hariciye Nazın, Buy Leon Blum ile Hariciye Netir reti serkânı — tarafından uğüt” Tanmıştır. . Devrim : K4 Kitabevi Sahibi: MİTAT Bütün mektep - kitaplarif en müsait şartlarla satışa $ kardığını sayın Bğvelmenle'ı' müşterilerine arteder, Adres: İkinci Beyler sokf ğında 85 numara. ; Memur aranıyor Daktilo - bilir bir ihtiyaç vardır. "Marifet mir baasına müracaatedilmesi. İzmir vilâyeti muhasebei hu” susiye müdürlüğünden: Muhammen bedeli Lira Kuruş — Yeri Karşıyakada Örnek T 77 Yaiğinde Yukarda yer ve cinsi yazılı binasinın mülkiyeti sâtilmak Üüzere 15 gün 'müddetle tırmaya çıkarılmıştır. Şartları öğrenmek istiyenlerin Muvakkat ıgmif bedel Mevkii — cinsi di Kelerli — Eski ilko- kuyu kul binası 53 örnek “köyündeki eski ill y " dükasebei küsüsiye müdüriyeti ' vüridütkalcitiihe “YVe W; mek istiyenlerin de ihale günü olan 14/10/937 Perşembe ' saat 10 dan 12'ye kadür depözito tnâakbuzlarile birlilıte“ı $ daimi encümenine mürücdatları ilân olunur. g