Sayfa 2 e s ra Mektepler açılırken Ükmektepler açıldı. Ürtamekteplerin açılması da bügünlerdedir. Ve bunlarla beraber, düşünülmesi icab edea birçok mevzuların ka: pakları açıldı. Nedir acaba bu mevzular, diye düşündüm ve — onlardan hatırıma gelebilenleri şu küçük fkranın içine suğgdırmağa çalıştım : Getek ilk, gerek orlamekteplerde bu yi amuhtaç binlerce çocuk karyısında kalarağız bir yıgın ilitiyaçlarını “tatmia Gdebilmek için el mevood teşekkül- ler, ouların tahslsatı, kudretleri ve akla en yakın, en metodlü vasita ve çereler nelerdir? Bu çocukların kısımı azamının tağı bir sılıhi muayeneye ihtiyaçları vardır. Hatta, evelce yazdığım gibi, dişleri bile mutlaka ve mutlaka bir muayeneden geçirilmek Tazmımdır?. Bunları kim ve masıl başaracaktı Bu çocuklardan gene büyük bir kısı dir. Bunları parti parti on beş günde bi Jazım olduğuna göre, bu hususta bir şey düşünülmüş müdü Gene bu yavrular içinde, senede bir iki defa olsun sinema yüzü görmiyen büyük bir kalabalık bulunduğu —da ayıı ve bazin bir baki: kattir. Halbuki, eğlence, sinema, temizlik ve gıda herkesten evel çocu- pun hakkıdır. Bu - yavruları, mekteplerin devamı — müddetince — vele ayda, bir buçuk ayda bir defa; sinemaya götürebilecek miyiz, götüremi. yecek miyiz? aya, kitaba, cibiseye vazzam Takalaın, şu sandan — geri Yazının tam bü kiısınına - geldiğim zaman, bir dostum baş neuma geldi. Mevzuumu sordu, söyledim. Sonra batırladım: Ben kutuyu açmıştım. Fakat kötü mü söylüyordum? Hayır, bunlar hakikat olan şeylerdi. Çocuğu bir kıymet, bir - dava olarak kabul ettiğini bağıra çağıra söyliyen bir cemiyette, benim — işaret ettiğim biçareliklerin bulunmaması lâzımdır. Ben, kutaya açtım, siz ondan daha çok mevrular çıkarabilirsiniz. Saime Sâdi Köpeklerin muvatffakıyeti | tep arkadaşlarından birisi bir Gronmvilde, karlarla örtülü | tepelerin birinde iki köpeğin telâş ve heyecan içinde ko- şuştuğu görülmüş ve mahal- linde tetkikat yapmak mecbu- riyeti hasıl olmuştur. Tetkikat neticesinde, karlar altından iki ceset çıkarılmıştır. Fakat bu iki cesedin maruf iki kaçakçıya aid olduğu da tesbit edilmiştir. Bu hâdise sayesinde kaçak- çıların buzlu tepelerdeki ge- çin.< 5i anlaşılmıştır. En uzun yol! £ Bir İngiliz şarkısına bakılırsa » uzun yol hayattır! Şark feylesofları ise hayatı en kısa yol addetmektedirler! Nemize lâzım? İki taraf ha: yatın uzunluk veya - kısalığı üzerinde mücadele ede dur- sunlar. Bize hakiki manasile en uzun yolu bilmek lâzımdır. Bu yol, Boynes - Ayresten Alaskada kâin Ferbanks şeh- rine kadar gidecek olan 21 bin kilemetre uzunluğundaki yoldur! 84 Yaşında dedel Paris gazeteleri henüz 34 yaşında olduğu halde dede olan Bay Herpelden bahsedip duruyorlar. Buna bir harika nazarile bakıyorlar. Öyle ya.. Böyle birşey gör- medikleri için buna bir harika demek haklarıdır. Fakat bizim için böyle midir? Kanunu medeniden evel bi- zim Anadoluda 12 yaşında gelinler, 13 yaşında anneler, 15 yaşında babalar pekçoktu. | 15 Yaşında baba olan bir ba- bayiğit tabiidir ki, oğlunu veya kızını da kendi usulü dahilinde evlendirir. Bu sebeple bizde 30 yaşında dede vardı. Ve bunlardan sağ olanlar da hâlâ mevcuttur! İlk adım! Mazarik henüz 13 yaşında iken Viyanada bir çelengir yanında çırak idi; maamafih mektebe de devam etmekte idi. Ailesi fakir olduğundan bu çocuğu nihai - olarak bir mülband yanına verdiler. Mek- ö > gün Mazariki bu halde görmüş ve babasına: — Bu çocukta bir şeyler olmak kabiliyeti vardır. Ken- disini muallim yapmağa çalı- şınız! Demiş fakat —şu cevabı almıştı: — Sen bizi bir prens ailesi mi sanıyorsun? Ekmeğini ka- zansın yeterl Majarik bundan sonra an- nesinin daha fazla nazarı dik- katini celbetmiş ve bu kadının gayret ve ısrarile Brnoya mek- tebe gönderilmiştir. İşte Ma- zarikin hayatının muvaffakı- yete doğru ilk adımı buradan başlamıştır. Namuslu memur! Stokholmde epeyce zaman evel Oskar Yuhasun adlı bir tüccar kâtibi yaşamakta idi. Bu kâtip, çok namuslu ve afif bir memur idi. Fakat bir gün kendisine tevdi edilen şir- ket parasını kaybetmiştir. A- damcağız bu vaziyet kârşiısin- da memleketini terke mecbur kalmış evvelâ Norveçe ve ora- dan da Amerikaya kaçmıştır. Adaâmcağız Amerikada Mi- kel Yuslui adı altında zengin olmuş, memleketine dönmeye karar vermiştir. Memleketine döndüğü vakit şirketin — kaybolan — parasını Tarafından temsil olunan e Üimieri Ha | | 'Olgımluk imtihanları AT T AM Talebe kaydı sona erdi Liselerle ortaokullarda dün- den itibaren talsbe kayıd ve kabul muamelesine son veril- miştir. Bundan sonra okulla- rın talebe vaziyeti tesbit olu- narak hangi okullarda çifte tedrisat tatbik edileceği kat'i şekilde kararlaştırılacaktır. Olgunluk -İkmal imtihanları- na da dün liselerde başlan- mıştır. — İmtihanlar bir hafta sürecektir. Yüksek emniyet kursu İzmirden iki memur gidecek Emniyet müdürlüğü merkez memuru B. İbrahim ve deniz başkomiseri B Faik, yakında Ankarada açılacak yüksek em- niyet kusuna gidecekler ve kursu bir yıl takib edeklerdir. Nüfus işleri Nasıl gidiyor? Vilâyet Nüfus Mmüdürü ve memurları, nüfus işlerini ıslah için hakikaten iyi çalışmakta- dırlar. Nülus dairesine vuku bulan tehacüm karşısında gün- lük işleri günü gününe çıkar- mağa imkân yoktur, çünkü kadro, çok vardır. Bunun için nüfus muame- lâtı az olan kazalardan iki nüfus kâtibi getirtilmiştir. Ya- kında daha iki kâtip ge- tirilecek ve ancak o suretle, bütün nüfus işlerini günü gününe çıkarmak mümkün ola- caktır. Vilâyetçe, İzmir nüfus kadrosunun tevsii için de Da- hiliye Vekâleti nezdinde teşeb- büste bulunulmuştur. Yeni kanuna göre nülus mü- dürlüğünde — tutulan cüzdan defterleri gayet çabuk dolmak- tadır. Cünde verilen nüfus cüzdanı miktarı 80 - 100 ara- sındadır. BAĞESYAMALAMDAN 2 Y SELAEK IS A iade etmiş ve eveldenberi sevmekte olduğu kızla evlen- meye teşebbüs etmiştir. Bu teşebbüs isim yüzünden büyük —bir. müşküle — tesa- düf etmiştir. Sabık kâtip eski ismini almak istememekte, nişanlısı kız ise ancak eski isim üzerine nikâh olacağını iddia etmektedir. Bakalım bu çekişmenin sonu ne olacaktır? Emsalsiz bir Film... EHıR - AHBERLERİ Burnavada bir cinayet oldu e MT Komşularına para “ünr dağıtan adam . Kendisihe nasihat eden bir tanı- dığını bıçakla öldürdü Burnavada Kızılay mahallesinde bir cinayet olmuştur. Abdül oğlu 40 yaşlarında amele Hüseyin, bundan onbeş yıl evel sinir hastalığı geçirmişti. Son zamanda hastalığı gene başlamış ve komşularına para dağıtmıştır. Onun bu hareketini gören ve hasta olduğuna hükmeden Salih oğlu 60 yaşında Yakup, evin- den kalkarak Hüseyinin evine gitmiş ve ona bazı nasihatlerde bulunmuştur. Bundan hiddetlenen Hüseyin, bıçakla Yakubu göğsünün iki yerinden yaralıyarak öldürmüştür. Yaralar kalb ve sağ meme üzerindedir. Cinayet tahkikatına müddeiumumi muavini Bay Sabri Ata- maner tarafından elkonmuştur. Katil Hüseyin, tutulmuştur. Hiç durmadan kendi kendine söylenen katil, tevkif olun- muştur. Evlibir kadın |Denize düşenle Âşıkıyle beraber yakalandı Aarapfırını caddesinde bir vak'a olmuştur. (M. Ö.J)adında bir genç, tanıştığı 22 yaşında (S.) adında bir kadının evinc girmiştir. Kadın evlidir. Ko- cası (V.) bir aralık eve gelince karısı ile âşıkını soyunmuş vaziyette bulmuş, ikisini de yakalıyarak polise - teslim -et. miştir. Atyarışları Çok heyecanlı geçti Yarış ve İslah Encümeninin sonbahar Atyaşrışlarına Pazar günü devam edilmiştir. Seyir- ciler, kalabalıktı. İngiliz atla: rına mahsus birinci (satış ko- şusu) nda Dafya birinci, Gir- gin ikinci, Bekâr üçüncü geldi. Yerli yarımkan İngiliz tay- larına mahsus ! ikinci koşuda Buca güzeli birinci, Ceylân ikinci ve Yıldız üçüncü geldi. Üüçüncü koşu Yerli yarım- kan Arab ve haliskan Arab at ve kısraklarına mahsustu. Necib birinci, Öncü ikinci, Bahtiyar üçüncü geldi. Haliskan İngiliz at ve - kıs- raklarına mahsus yemiş koşusu Handikaptı. Tomru birinci, Baylan ikinci, Bekâr üçüncü geldi. Beşinci koşu da Han- dikaptı ve Yerli yarımkan İngiliz atlarına mahsustu. Cey- lân birinci, Bayburd - ikinci, Mahmure üçüncü geldi. Haftaya Pazar günü son koşulâr - yapılacaktır. Bunlar- dan ikisi Handikaptır. BUGÜN Az kalsın boğuluyorlardı. Birincikordonda Hasan oğlu 12 yaşında Şaban, bisikletle deniz kenarında gezerken de- nize düşmüş, arkasından gelen arkadaşı Şakir oğlu Nuri, ar kadaşının denize düştüğünü görünce onu kurtarmağa teşeb- büs etmiş, denize atılmıştır. İkisi de yüzme bilmediklerin- den az kalsın boğuluyorlarmış. Yetişen polis nokta memuru, herikisini de kurtarmıştır. Gardenparti Bu akşam fuar gazinosunda saat sekizde 938 fuarını kar- şılamak üzere büyük bir gar- denparti verilecektir. Esaslı hazırlıklar bitmiştir. Gece çok iyi geçirilecektir. Orman müdürü Orman müdürü B. Sami Kılıcın Ankaraya gitmiştir. Yeni neşriyat: Yeni Adam Yeni Adamın 194 üncü sa- yısı çıktı. İçinde İsmail Hak- kının Dişi değil arkadaş, Za- vallı ne yapsın? Kalabalığı çok, Yürüyüş, Hayatım, Münteki- min mviıof Yoldaş, Politika, Hüseyin Avninin Üzüm, Meh- met Seydanın Yalnız kalmak, Dr. İzzeddin Şadanın Akıl hastalıkları, Gülsüm Sepetçi- oğlunun Nazi propagandası başılıklı yazıları, Espion adlı tefrika Pitirim Sesokinden ter- cüme, Dış sosyete, İç sosyete, Niçin ve Neden, Haftanın dü- şünceleri, Hulâsalar sayfaları vardır. Tavsiye ederiz. Fiati 10 kuruştur. üyük filimle Çok kuvvetli bir mevzu 12 yaşındaki artist F. BORTELOMO'nun zafer tacını kazanmasına vesile olan KUÜUÇÜK LORD Hatıralardan ebediyyen silinmiyecek derecede kuvvetli mevzua malik hi ve fazilet filmi Diğer rolleri temsil eden BARYMOUR ve DOLORES KOSTELLO bu filme ayrı bir zevk ayrı bir heyecan vermiştir. N AYRICA p, Bayan GENERAL Meşhur operet ve revü filimleri san'atkârları Povelle - Raıby Keller - Pat Obrien HAVANEN ŞARKILARILA bezenmiş aşk ve neş'e filmi İlâveten: MİKİ AĞUSTOS BÖCEĞİ Fiatler: 30 - 40 - S0 kuruştur Cumartesi Talebe seansı vardır. fiat 15 kuruştur Seans saatleri: 12,25 de Bayan General ile başlar Cumartesi ve Puzar günleri: Hergün: Küçük Lord 2 — 5,35 — 915 de Bayan General 4 ve 9,35 de Hai ça — Başı 1 inci sahifede — telgrafları okunmuş, yarın (bugütü) saat on — beşte tokraf — toplamlmak üzere celseye nihayet yerilmiştir. İstanbul, 20 (Hususi) — İkinci, Tarih Kurultayı, bugüf öğleden sonra saat 15 de Dol: mabahçe sarayında büyük me* rasimle açılmıştır. Merasime, sarayın alt kar tındaki merasim — salonu ah" sis edilmişti. Atatürkle sebir" ler, ecnebi delegeler ve meb” uslar için ayrı yerler ayrılmıstı. Kurültay müzakerelerini dinle" meye gelenler büyük bir ka' | labalık teşkil ediyorlardı. Saat on beşte Cumhurrcisimiz Ata" türkün salonu teşrifleri, halkıt kaynaşmasından ve alkışların” dan anlaşıldı. Atatürk kendi” lerine ayrılan yerde oturduk" tan sonra evvelâ Türk Tarif Kurumu başkanı B. Hasafi Cemil, kürsüye gelerek kon yi açtı ve dedi ki: â — Türk Tarih Kurumunut bu köngre ile takib ettiğ! gaye, senelerle - yaptığı — ilimi araşurmalarında elde - ettiğ! neticeleri gerek Türk — ilitt faleminin, gerekse dünyanıll her tarafından aramıza gelef âlimlerin tetiklerine sermektif' B. Hasan Cemilin, bu sW retle başlıyan nutkundan sonrf riyaset divanı seçimi ve riyaset divanına Kültür B& kanı B. Saffet Arıkan seçik miştir. Profesör - B. Pittar df fahri reisliğe, Profesör Bü Afet Asbaşkanlığa seçildikti sonra Kültür Bakanı B. Saff& Arıkan bir nutuk iradetmiş V ezcümle demiştir ki: — Türk Tarih Kurumu çalışma amacı yalnız Tüf kültürünü araştırmak değildi"| Biz; o çalışmanın kıymetif önemini bütün yer yerde deniyet hayatına ermiş b nan — milletlerin - orijinal lıklarını ve kültürlerini arayif meydana koymasında iye ) ) | ruz. A Seksiyonu kablettarihti B. seksiyonu & çildikten sonra B. İb Necmi Dilmen, dil kuru namına bir nutuk itad etmiş Bu nutku, tarih fakültesi mına prolfesör B. - Muzaffei? nutku takib etmiş, pro B. Pittar autkunda Tür medeniyete olan büyük metlerini gösteren Fransi bir nutuk vermiş ve bu nutWf B. İsmail Müştak tarafın Türkçeye çevrilmiştir. uzun uzadıya alkışlanmıştır. Profesör Bn. Afet, nutkif da kurumun arkeolojik yeti hakkında Tarih kı çıkarılması Kültür — Baki ğınca kabul edilmiş, vi emri gelmiştir.