24 Ağustos 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

24 Ağustos 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mamas SI Ni Denizaltı gemisi İtalyan tipindedir Torpidomuz Bozcaadada Bir İngiliz harb gemisi de Bozcaada açıklarında ——— .. ticaret gemilerini muhafaza erlöcektir İstanbul, 23 ( Hususi ) — | raya getirildiler. Bozcaada önünde - torpillene- rek karaya bindirildikten son- ra batan İspanyol vapurunun | | tipinde olduğunu söylüyor. Son gelen haberlere - göre, | K aöi Kemal vapuruna alınan — yol- cuları ile kaptanı, Japonya Çinin her tarafına bügün bus | Vapurün kaptanı Franko, İspanyol vapurunu - torpilliyen İtalyan denizaltı — gemisinin, | bir İngiliz harp gemisi, Ça nakkale boğazı dışına gelerek, ticaret gemilerini koruyacaktır. Bir torpidomuz da Bozcaa- da açıklarında seyretmek üze- re buradan hareket etti. asker ihraç ediyor Şanghay, 23 ( Radyo ) — Şanghayda vaziyet çok nazik ve korkünçtüur. Şimdiden su — ve gidamaddeleri fıktanı baş- loshancsı Sn))l" konsolosha: nesinden verilen ziyadar işa- | retler sayesinde Çin tayyare: leri tarafından bombalarla tah- lamıştır. Şarıghayda Çinin sa- | rib edilmiştir. ir yerlerinden gelmiş 200 bin | mülteci vardır. Bunlar da ek- meğe muhtaç bir vaziyettedir: ler, Yabancı askeri müşahidler, Çin ordusunun mağlübiyetinin yakın olduğu kanaatindedirler. Tokyo, 23 (Radyo) — Ja- pon matbuatı Rusya aleyhine neşriyata devam -etmektedir. Şanghaydaki Japon konso- Her yerde havacılık haftası yapılmalı Rusya, Çine mütemadiyen tayyare ve pilot göndermek- tedir. Çing Navkoda Japon- lar, bu halin devamı takdi- rinde icab eden tedbirleri itti- haz edeceklerdir. Şanghay, 23 ( Radyo ) — Bugün sabahleyin — Japonlar muhtelif sahillere asker çıkar- mağa muvaflak olmuşlar ve bu hususta — güçlüğe uğra- mamışlardır. Londra, 23 (Radyo) — Roy- ter Ajansına göre, Japon tay- yarelerinin imtiyazlı mıntakaya attıkları bombalardan 150 kişi ölmüştür. Bunlar arasında bir Amerikalı — ve vardır. Berlin, 23 (Radyo) — İsveç, Norveç ve Avusturya Japon sefirleri, bugün buraya gelmiş- ler ve Japonyanın Berlin se- farethanesinde toplanarak uzun müddet kornluşmuşlardır. dört — İngiliz Gençliğin uçma iştiyakı gün geçtikçe artıyor İnönünde, gençlerin planör- | götüreceğim. Çünkü bana da | atte İnönü sırtlarında rüzgâra le uçuş yapmaları için hazır: lanan meydandan biraz uzak- ta bir tepe var. Bu tepede, Anadolunun her tarafında rast- lanan, taşlıklı ve bakımsız te- peciklerinden biri imiş. İnö- nünde kamp kurulmağa karar verilip tepenin üzerindeki taş- lar temizlenince, bunların al- tından güzel bir kırmızı top- rak çıkmış. Orta Anadoluda — kırmızı toprağı çok severler. Hatta ihtiyar köylüler Musayı açlık- tan kurtaran kudret helvasının bu kırmızı topraktan çıktığını lerler. myBıı toprağın içinde, çakmak taşına benziyen, fakat — ince siyah damarlı bir taş var. Bu taşa İnönünün her tarafında /— rastlamak mümkün. İnönünün, belki Türk ka: nile yuğrularak rengi kızıllaş- mış olan toprağının bizim için sanilerce. paha biçilmez değerini bir tarafa birakalın, Fakat üze- rinde bin türlü rengin oynaş- tığı şu taş parçası ile, şu bir avuç toprağın mekteb müze- leri için ne büyük bir değeri Var. Bu fikir, İnönü kampındaki çocuklarda daha evel yer et- | miş. Bir bayan öğretmen bana dedi ki; — Geçen sene buraya gel- Mmiş olan bir arkadaşım, dost- larına İnönünün taşından ve toprağından bir parça ile, güzel birer Kütahya testisi getirdi. Ben de İnönünün ta- #anı ve toprağını Türk istiklâli- nin bir hatırası, Kütahya tes- tisini de Türk köylüsün ince zavkinin bir örneği olarak mektebimizin müzesine hediye 'ettim. Kamptan dönerken de arkadaşlarıma ayni hediyeyi | bundan başka bir hediye ge- tirseler daha fazla — sevin: mezdim. Memleketlerinin — istiklâlini kurtarmak için kanlarını, can- larını bu topraklar, bu taşlar Üzerinde seve seve — vermiş olanların dövüştükleri bu yer de, bugünkü neslin, gene yur- du korumak için, seve seve çalışmasından daha tabiü ne var? Ana mekteblerimizden Üni- versiteye, gençlik - teşekkülle- rinden köy odalarına kadar her tartfa İnönünün taşından ve toprağından birer parça- cik — götürmeliyiz. ve bütün Türklere anlatmalıyız ki, bu günkü hür ve mesud Türki- yeyi yaratmak için ölenlerin kanlarını — döktükleri yerde, onların eserini ebediyen — mu- hafaza etmek için çalışanlar vâr. Havadan gelecek bir hücu- ma karşı, yerdeki canlı cansız berşöy Vür? kedöltk: Ve s.bu | tehlikeden kurtulmak, korun- | ma tedbirleri alarak — değil, bizim için bu tehlikeyi yarat- mak istiyenlerden daha — kuv- vetli olmakla mümkündür. Bu büyük davayı, İnönün bir parça taşı ve bir parça toprağı kadar iyi anlatacak vasıta var mdir? İnönü keli- menin bütün manasile Türkis- tiklâlinin sembolüdür.Bir istik- Kâlin şart olduğunu kanadlı nesle anlatmak işi onun taşına | toprağına düşüyor. Tabiat bile düşünmüş, onun yalçın kayala- rının dibine sihirli bir rüzgâr hediye etmiştir, yürüyen bir insanı bile kanatlandırmak is- tiyen bir rüzgâr.. Yaz sıcağının ruhlara bir afyan gibi sindiği ölü bir sa- | lecek midir kapılan —bir kâğıt parçasına gözünüz takılır ve onun ken- disini sürükliyen — bir makine kuvvetine kapılmış gibi döne döne nasıl havalandığını, bir kayasın kovuğunda dinlenmek ister gibi biraz durduktan son- ra, tekrar anlaşılmaz rüzgâra ayak uydurarak yüksekliklere çıktığım — ve — nihayet — sizin bakarken başınızın döndüğünü hissettiğiniz bir kayanın üstün- de kaybolup gittiğini görürsü- nüz. O zaman sizi de, bu kâ- git parçası kadar kolaylıkla yüksekliklere çıkarabilecek olan rüzgâra takılarak kanatlanmak arzusu gönlümüzü sarar. Yerden bakarken başınızın döndüğü, bu kayalar döndüğü, havalardan size birer ufak ça- kıl taşı kadar küçük ve ehem- miyetsiz. görünecektir. Bütün memleket gençliğine, İnönü- nün bugünkü hür ve müstakil Türkiyeyi yaratan tarihile, bu istiklâl ve saadeti ebedileştir- mek için bugün onun ya: lııınd: bışlıgmış olan ylı::ı:î- lanmak davasını, İnönünün taşı ve toprağı ile anlatınız. Bütün mekteplerde, bütün spor kulüplerinde, bütün genç- lik — teşekküllerinde, — bütün Halkevlerinde birer “İnönü havacılık haftası, — yapılsın. Bu haftalar, İnönü harplerinin olduğu tarihlere rastlasın, bu topraklara tabiatın verdiği bir hususiyetia de kanadlı - nesli yaratmak olduğu anlatılsın. Bugün bize boş görünen şu göz — alabildiğine uzanan meydan ve şu insana boşuna harcanmakta olan bir enerji hissini veren sihirli - rüzgârın okşadığı sırtlar, uçmak — için sıra bekliyen gençliğe kâfi ge- dersiniz?. Cemal Kutay Manevraların sonunda yapılan büyük geçid resmi — Başı 1 inci sahifede — mi, saat 19 da bitti. Ordumuz, sanki manevralarda hiç yorul- mamış gibi idi. Ecnebi devletler ataşemili terleri, askerlerimiz — geçerler- ken mütemadiyen not alıyor- lardı. Hudut alayları, Süvarı fir- kası, Motörlü fırka, Bisiklet ve Motosiklet taburları, teknik kıtaat ve ağır bataryalar, çok heyecanlı bir surette alkışlan- dılar. Geçid resminin — sonunda halk dakikalarca ordumuzu alkışladı. Manevralardan sonra ecnebi devletler erkânıharbleri, gece- yi Tekirdağı limanında bulu- nan İzmir vapurunda geçir- diler. Misafirlerimiz, bu sabah saat 9 da Galata rıhtımına çıktılar ve merasimle karşıla- narak Perapalas - öteline in- diler. — Otelde bir müddet istirahat eden misafirlerimiz bilâhare otomobillerle şehrin muhtelif yerlerini gezdiler. Dost ve müttefik Yugos- lavya erkânıharbiyei umumiye reisi General Neviç, Genel Kurmay Başkanımız Mareşal Fevzi Çakmağı Belgrada da- vet etti. Mareşalımız, bu da- vete icabet ederek eylülün 19 unda Belgrada gidecektir. Mareşalımızın, — kretikleri, ecnebi devletler - erkânıharp- leri ile atoşemilterleri üzerin- de mühim bir tesir uyandırdı. Bu ilmi mütaleayı hepsi not ettiler, Mareşalımız, - bilhassa sahillere asker çıkarmak - işi üzerinde çok mükemmel ve alâkalı izahatta bulundular. Çörlü, Z2 ÇAA.) — Ana: dolu Ajansının hususi muha- biri bildiriyor: Ecnebi heyetler bu sabah genel kurmay ikinci başkanı ve korgeneral Asım Gündüzün refakatinde Tekirdağından ha- reketle saat 10 da birgün ev- velki taarruz hareketinin ce- reyan ettiği Bağlar sırtı 194 rakamlı tepeden Mareşale, Or- general ve Korgeneral Omur- tağa mülâki oldular. Genel kurmay karargâhı ile ordu karargâhı ve hakem he- yetleri arada bulunmuyorlardı. Bunlardan başka Orgeneral İzzettin ve Ali Said ile Kor- general Ali Fuat ve Halis ve daha birçok generaller, ma nevralara iştirak kıtaların ku- mandan ve zabitleri hazır idiler. Orgeneral Altay, harita ve krokiler - üzerinde - kıritiklere başlayarak manevraların deva- mı müddetirce kırmızı ve ma- vi kuvvetler tarafından yapılan hereketlerin doğru ve yanlış olanlarım birer birer tebarüz ettirdi. Ordumuzun bilbassa muhte lif kısımlarının son manevra- danberi geçen zaman zarfında iki üç misli terakki gösterdi- gini kaydeden Örgeneral bu terakkinin orduyu yetiştiren, talim ve terbiyesini hazırlayan Muhterem Şef Mareşalın eseri olduğunu söyledi. Ve bu te- rakkileri elde eden ordunun manevraları teşrif eden Büyük Şef Atatürkün takdirini ka- zanmakla ona İâyık bir efrat olduğunu isbat ettiğini ilâve etti. Örgeneral, müttefik ve dost askeri heyetlerin ve ataşemili- torlarin ünev ınırıevnlın ıeşrıfı ba isi şeret olduğunu ve gördük. leri manzaranın — kendilerine ordu hakkında itminan ğini beyan etti. Örgeneral sözlerini manev- ralarda hazır bulunan zevata ve Mareşale teşekkür etmekle bitirdi. Bundan sonra söz alan Ma- reşal teknik hususatta Örge- neral Altayın fikirlerine tama- men iştirak ettiğini ancak müphem kalan bir iki noktayı tenvir etmek istediğini söyledi ve evvelâ harita ve krokiler üzerinde sonra bulunulan hâ- kim noktada araziyi işaret et- mek süretile fikirlerini izah etti. Mareşal manevranın tertip ve icrasında gösterilen ihtimam ve intizamdan dolayı Örgene- ral Altayı ve diğer arkadaş- larımı tebrik ve bütün kuman- dan ve zabitlere hahiş ve gayretlerinden dolayı teşekkür etti. Ve sevgili dost ve müt- telik misafirlerden birlikte kat- landıkları zahmetler için af dilediğini, fakat — huzurlarile verdikleri büyük şereften do- layı da kendilerine teşekkür ettiğini söylemek suretile söz- lerine nihayet verdi. Bundan sonra misafir he- yetler Mareşalın da -refakatile Saraya gelerek Orgeneral Al- tay tarafından belediye bah- çesinde verilen kır ziyafetinde hazır. bulundular. Ziyaletten sonra müttefik ve dost dev- letlerin heyetleri ve ataşemi- verdi- literlerile ordu erkânı vesmi | geçidin yapılacağı Çayla ova- sına hareket ettiler. Sabahtanberi Trakyanın her tarafından ve İstanbuldan oto- mobil, otobüs ve kamyonlarla, yük arabaları vesaireyle tehac- cüm gösteren sayılması gayri kabil bir halk kütlesi sahaya bir mahşer manzarası vermişti. Bu manzaranın azameti hertürlü tahbmin ve tasavvurun — üstün- deydi. Türk milleti kahraman orduyu alkışlamak ve kucak- lamak ve ona olan olçülmez güven ve sevgisini göstermek için bir kütle halinde burada toplanmış bulunuyordu. Muayyen — vakitte Mareşal Çakmak, ordu kumandanları Örgeneral Altay, Atı Said, İzzettin, Genel Kurmay ikinci başkanı Korgeneral Asım Gün- düz diğer kumandan ve gene- raller, devlet ricali, ecnebi heyetler erkânı, ataşemiliter- ler, yerli ve ecnebi matbuat mümessilleri tribünde hazırla- nan yerlerini aldılar, Geçit resmi saat 15 te avcı ve bombardıman tayyareleri- nin saha üzerinden gayet al- çaktan geçmelerile başladı. Bu geçiş şiddetli alkışlarla karşı- landı, Tayyarecilerden sonra piyadeler geçişe başladılar. Her alay sandağı selâ.nlanıyor ve şiddetle — alkışlanıyordu. Kıtaat bölük cebhesinde ge- çiyorlarlardı. Ve bu suretle manevraya iştirak etmiş olan beş fırka ve süvari livası ge- çiş yaptılar. Kahramanlarımız — geçerken halkın gösterdiği heyecan ve galeyan son haddini buldu. Koca saha alkış ve yaşa ses- lerile çınlıyordu. Kıtaatın intizam ve mükem- mmeliyeti, tazeliği ye dinçliği hertürlü takdirin üstünde idi. Ecnebi heyetler erkânı ge- | çidi büyük bir takdir içinde seyrediyorlardı. Piyade fırka- larını, fen kıtaatının geçişi ta- kib etti. Bundan sonra iki alay | sahra topçusu ve süvari İivası | geçiş yaptılar, Ve - şiddetle alkışlandılar. Bundan sonra sıra motörize | küvvetlere geldi. Bindirilmiş alayın önünde evvelâ motosik- let bölüğü geçti. Ve bunu bindirilmiş alay taki betti. Da- ha sonra bindirilmiş alayın tank ve tayyareye karşı dafi ağır makineli tüfeklerile bin- dirilmiş topçu ve onu da bin- dirilmiş istihkâm kıt'aları ta- kıb etti. Evvelâ zırhli otomobiller, daha sonra 'tank taburları geç- ti. Ve şiddetle alkışlandı. En son ölçme taburu ve mötörlü ağır topçu kuvvetleri — geçiş yaptılar. Geçiş bittikten sonra ku- mandanlar ve davetliler saha- dan ayrılarak döst ve müttefik devletler heyetleri ve ataşemi- hterleri Korgeneral Asım Gün- düzün refakatinde Tekırdığ döndüler. Geçit resmi bittikten tribünlerin karşısında gqi&ı seyre gelmiş olan kar binlerce halk tribünlere doğrı koşarak içten gelen bir scvınç&' le kumandanlarımı ve misa- firlerimizi alkışlamışlardır. — — İstanbul, 23 ( Hususi ) — Başvekilimiz General İsmet — İnönünün refikaları tarafından — ecnebi devletler - Erkânıharb- lerine Tokatlıyan otelinin T rabya şubesinde bir çay zi; feti verilmiştir. * , $ Üzüm satışları Ç. Alıcı K. S KĞ 257 İnhisarlar — 11 14 £ 246 Jiro ve şüre, 12 16 50 12 23 <Ğ 86,5 Mbay tica, 13 50 15 25 84 Y.İ. Talât 13 75 14 50 81 Vitel 12 75 1725 63 D, Arditi 11 S0 16 50 59 Beşikçi o. 13 15 5l 50 Ş. Remzi — 14 50 18 30 50 A. H. Naz. 14 19 32 S. Beyanıt 14 18 14 50 31 A.R. Üzüm. 12 50 20 M. Arditi 12 50 13 50 Ş 19 5. Ergin — 15 S0 1725 Ş 17 Paterson 15 SO 16 50 12 K. Akyiğit 14 14625 7 P, Paci 12 12 5 Ş.Rıza H. 17 17 3.R. Kohen 20 20 1351,5 2202 3553,5 İncir satışları Çu, Alıcı K Si 768 Ş.Remzi H. 875 9 356 İzzi ve Ali 8 8 161 ÂA. H. Nazil, 8 29 Ş. Rıza H. 8 25 97 B. S. Alazraki 9 __ TAKVİM —— Rumi - 1353 | Arabi-1356 Ağustos YTE Ş Cem. ahar 16 | Ağustos : 24 ’ le Evkat Ezan Vasat Evkat F.ıııı Vasal Güneş 9.25 A Slakşam 2 T0 451 12.20yatsı — 1,51 21021 ikindi 8,48 16 11 imsak 7,19 ,4 & Ş ü n el Nüi o—

Bu sayıdan diğer sayfalar: