19 Ağanton Y37 İngilizlerin 50 milyon dolar sarfettikleri Singapur üsleri Japonyayı korkutüyor mu Garp medeniyeti ANADOLU ile yarı medeni Şarkın harbi — — « ——— — Tehlike merkezi Avrupadır Stalin bir defa -ı.—' demıştı ki: “Zamanımızda harp denilen şey ilân edilmez, baş!ar.,, Japonya karşısında İngiltere Yazan: Current History mecmuasında İgnatius Phayre N Lord Redesdale Glucester dükü ile birlikte Tokyoya gittiği zaman Japonların Ka- sumi - Gaseki yani “bulutlu adını verdikleri Japon Hariciye Nezaretini de ziyaret etmişti. Redesdale, orada Ja- pon - İngiliz ittifakının — artık nihayet bulduğunu eseflerle işitmişti. Kendisi diyor ki: *— orada önüme bir harta açtılar ve nazır muavini bana dedi ki: — Şu iki ada imparatorlu- ğuna bakınız! Bunlar, bir yüz üzerinde bulunan iki göze ben zemiyorlar mı? Yalnız ne olur- du ikisi de birlikte görebilse- lerdi! Bu iki göz 1921-22 Vaşing- ton konferansından ve Japon- ların Hitlerle ittifak temayül- leri göstermesinden ve hele Fransız Hariciye Nezaretinin bu vaziyete fena bir komplikasyon gözü ile bakmasından sonra büsbütün biribirinden ayrıldı. Bu gizli muahede Tokyoda 4 ikincikânun 1933 de imza- lanmıştı. Şark ile garbın - bu birleş- Mesi uzun zamandanberi ol- günlaşmakta idi. Vis amiral Matushita Berlinde bulunduğu zaman Hitler ve maiyeti tara- fından gayet iyi karşılandılar. Resmi bir ziyatette bu ami- ral verdiği bir nutukta Japon ve Alman vatanının ekonomik durumunu — kıyaslamış - arada yakınlıklar bulmuş ve demiş- ti ki: — Her iki ırkda her ne kadar biribirinden coğrafyaca tuzak bulunuyorlarsa da kifayet ve meziyet bakımından büyük bir benzerlik arzetmektedirler. Amiral bundan sonra İnazo Nitobenin şu sözlerini tekrar- lamıştı: *Boğulmak vıııyeıınde bulunan milletler, vaziyetlerini düzeltmek için er geç silâl ve kuvvete baş vurmak ıztıra- rında kalırlar., Peki, merkezi Londrada bu- lunan öteki ada imparatorlu- ğu bu sırada ne yapıyordu. Onun dominyonları ve sömür geleri Nipondan daha ziyade her tarafa yayılmıştı. Onun için o da bir çok emek ve Pâra sarfederek her tarafta tedbirler —almıştı. Bunların içinde bilhassa kendi gözümle gördüğüm Singapur dehşetli Sürette tahkim edilmiştir. Cenubi — Afrikanın devlet adamı general Smuts bundan senelerce ııc: Kıyı:ı Vı.lhelıı | yük ve feci teblikleri İngiliz donanması tehlike, hakkında .wyledığı 2) Şanghay, Nankin, Yang- bir nutukta, bakınız, neler söy- | çe vadisini ilhak etmek. lemişti: 3) Kantonu ve hinterlandı- “— İnsan ırkının üçte ikisi | mı zahtetmek. şimdi, büyük Avrupa ve Ame: rika devletlerile denizde mü- savat iddiasında bulunan bir devlet tarafından kışkırtılmak- ta ve harekete geçmiş bulun- maktadır. Bu sebeple tarihin büyük bıv inkişafile karşı kar: şıya bulünüyoruz. Japonyanın gütmekte olduğu siyaset, bü- ihtiva ediyor. Bizim karışık sulh ma- kinemiz bir tehlikeye uğrıya- bilir ve büyük okyanus büyük ölçüde bir tehlike noktası ola: bilir., Bir milyar dolar olan yeni Zelând ile Avust- ralyanın — müdafaa — tertibatı anavatan için pahalıya otur maktadır. Ve üç kollu müs- tahkem bir mevki olan Sin- gapur şimdi İngiliz müdafaa sisteminin anahtan — mesabe- sindedir. ticareti Kötü havalı bir orman par- çası olan buyeri bugünkü hale getirmek için, aşağı yu- karı 40,000,000 — dolar sarfe- dilmiştir. Mesahası Birleşik Amerika hükümetine yakın olduğu hal- de nüfusu Nevyork nüfusunu aşmıyan — büyük — Avustrlya, nüfusu sıkışık bir halde bulu- nan - Japonyanın hırsını tahrik etmektedir. Londradan daha fazla nüfusu olmıyan Kanada da böyledir. Cenubi Afrika ittihadı da bu tehlikenin d- şında değildir. Bu ittihadın müdafaa nazırı olan Osvald Pirov, ağır bomba tayyarele- rinin buralara zarar verebile- ceğini — etraflı anlatmış, Smuts da milletine vaki olan hitabında demişti ki: — Büyük — bombardıman tayyarelerine karşı — koymak için elimizde bir tek zırhlımız yoktur. Japon militaristleri ise kuv- vetleri bir harp için — şımart- maktadırlar. Büyük harpte kumanda mev- künde bulunmuş eski bir de- niz zabiti olan Strabolgiye nazaran Japon harb plânının beş hedefi vardır: 1) Mançuriyi almak. 4) Hindi Çiniyi Fransadan koparmak. 5) Hindistanı feth ve istilâ etmek. Japon deniz zabitlerinden Tota İşimaru “Japonya Britan- yayı fethetmelidir,, isimli kita- bında bir harbi ictinabı im- kânsız görmektedir. Buna karşı İngiliz kabinesi Japon ticaretine karsı -konul: muş olan sedleri kaldırmak, imparatorluğun her tarafına sarı muhacirleri kabul etmek, Japonyayı Çinde ve Asyada her türlü harekette serbest bı- rakmak gibi birçok müsaade- lerde bulunmaktadır. Uzak Şarktaki Felemenk filosunun başkumandanı bir defa demişti ki: “— Eğer biz, ihtiyaç za manında İngilizlerin Singapur üssüne güvenebilirsek İngilte- re de bizim Souribaya üssü- müzden faydalanabilir.,, Mubarrir burada Singapur hakkında bir az malümat ve tafsilât verdikten sonra diyor ki: *İngiltere on dört seneden- beri Uzak Şarkta ve büyük Okyanustaki filosu için — bir dok ve bir. tamir istasyonu yapmayı lüzumlu bulmuştur. Bu büyük üssün Japon iz- zeti nefsini kırmış olduğu İn: giliz bahriye ve hariciye na- zırlarımn pek iyi bildikleri bir hakikattir. İngiltereden 8000 mil uzakta bulunan Singapur, her hususta gayet mükemmel! iş gören bir mevki olmuştur. Buna yardımcı olan Seylânda ve Avustralyada da bir ta- kım müstahkem limanlar vü- cude getirilmiştir. Burada ka- ra, deniz ve hava silâhları ve müdafaası bakımından kusur- suz tesisat kurulmuş ve bun- ların ideresi İngilterenin en muktedir. adamlarına — veril- miştir. Bu ıssız ormanın günün bi- rinde böyle ültra-modern bir istihkâm haline geleceğini kim tahmin edebilirdi? Bu işe Selangor sultan 2 milyon İngiliz lirası, Johore Aydınlıların |Sehirden röportajlar: Sayfa 5 tahassüsleri ISiz gazete satıcılarının hayatını bilir misiniz? Onların kendi aralarında kullanı- lan başka başka adları da vardır 15/ 8 1937 Paur günü İzmir sahasında Aydın - İzmir muh:- telitleri arasındaki maçın ya- pıldığı esnada gerek - seyirci ve gerek sporcu — İzmirlilerin gençlerimize karşı gösterdik- leri büyük sevgi ve samimi- yet biz Aydınlıları çok müte- hassis etmiştir. Bu alâkalarından dolayı bütün İzmirli kardeş- lerimize ve hakkımızda daima lütufkâr neşriyatta — bulunan samimi sayın gazetenize kafilemiz adı- na sonsuz teşekkür ve saygı- | larımı sunarım. Aydın kafilesi başkanı, | bölge futbol ajanı Vasfi Hami Varaolsun! Bayındırın — Fırınlı den Ali Koç adında bir yurt- daş busene istihsal ettiği mah- sulâtın yüzde ikisini Türk Ha- va Kurumu Bayındır şubesine vermekle beraber bizzat ye- tiştirdiği üç yaşındaki güzel atını da kuruma teberrü etmiş ve: — Memleketimizin, namu- sumuzun muhafazası için ma- hmızı, mülkümüzü değil, icab edince canımızı da seve seve vereceğiz. Demiştir. Varolsun!. Genç bir kadın Denize düşerek öldü Dün Gazibulvarı önünde bir deniz kazası olmuştur. Yol yü- rümekten yorulan Nazmiye adında 24 yaşlarında genç bir kadın, biraz istirahat için de- niz kenarında oturmuş, bu sı- rada muvazenesini kaybederek düşmüştür. Etraftan yetişenler, Nazmi- yeyi yarı baygın bir halde kurtarmışlar ve derhal hasta- neye kaldırmışlardır. Nazmiye, fazla su yuttuğu için hasta- nede olmuşlur B. Lemi Ak: Aksay İktısad — Vekâleti — ölçüler umum — müdürlüğü — müşaviri Lemi Aksoy tetkikatta bulun- mak üzere ekspresle Ankara- dan şehrimize gelmiştir. Ege mıntakasındaki tetkikatını bi- tirdikten sonra Marmara mın- takasının ölçü işlerini tetkik etmek üzere İstanbula gide- cek ve her iki mıntakadaki tetkikat neticelerini bir rapor- la İktısad Vekâletine bildi- recektir. prensi 500 bin lngılız Tirası vermiş, diğerleri gibi Yeni Zelanda da bir milyon İngiliz İirası vermeyi taahhüd etmiştir. Büyük Okyanustaki strateji sistemini mMmükemmelleştirmek için İngilterenin en büyük mü- hendisleri var kuvvetlerile ça- Tışmışlardır. Geçen mart ayın- da Jackson ve kumpanyasına yalmız çimento granit masralı olarak 20 milyon dolar öden- miştir. Burada deniz ve hava üs- leri bulunduğu gibi büyük çapta topları bulunan - gizli istihkâmlar da vardır. Bura- daki askeri kuvvetler, tanklar ve sair silâhlar da hergün bi- raz daha arttırılmaktadır. Bu- radaki boğazlar hükümeti bu- rTanın bakımı için hersene 500 bin dolar tahsis ettiği gibi bu tesisat için lüzumlu olan bütün topraklar da hükümete parasız verilmiştir. Burada sıcak memleketlere mabsus hastalıklarla, - sivrisi- neklerle büyük bir. mücadele açılmıştır. Burada oturan İn- gilizleri tam bir rahat içinde bulundurabilmek - için lâzım köyün- | İzmir satıcılarından bir grup Sabah karanlığında sokağa | dır. düşen, gene gece yarılarına doğru çatısının altına giren, Tanrının hergünü kaldırımlarda koşan, günde on iki, ' on dört saat bağırarak - gırtlağını par- | çalıyan, size hergün havadis- lerini, yazılarım okuduğunuz gazeteleri getiren, Bir kısmı yalınayak, ceketsiz, Bir kısmı, ufak, tefek çocuk, Bir kısmı yaşını, başına al- mış, çoluk çocuk sahibi, yani şu bizim gazete satıcılarının kendi aralarındaki hayatını bi- lir misiniz? Müşteri ve satıcı Bütün bir yorgunluğu, bütün bir yazın tozunu, toprağını, terini, kirini, bütün bir kışın yağmurunu, çamurunu, rüzgâ: rını, soğuğunu sineye çeken bu fedakâr gazete işçisinin, kendine mahsus eğlencesi, şa- kası, tesellisi, düşüncesi — var- gelen bütün konfor — temin edilmiş, eğlence ve istirahat yerleri vücude getirilmiştir. Burada zehirli ve - tehlikeli birçok deniz ve kara hayvan- ları vardır. Bunları yok etmek için de geniş tedbirler alın- mıştir. Bu mevki HindistanlaAvus- turalyanın ve Çin denizinin tam ortasındadır. Bütün ha- yat ve istikbali — denizlerde olan İngilizlerin Singapur bir ileri karakolu gibi orada dur- maktadır. İngilizlerin kucaklar dolusu para sarfetmekten çekimedik- leri bu müstahkem mevkiden, eğer şark - istilâcısı harekete geçecek olursa, belki Hollan- dı ve Amerika da faydalana bileceklerdir. Muharrir, burada bir az da Singapurun idare - teşkilâtına ve İngiliz dış siyasetine te- mas ettikten sonra Japonyada askerlerin hükümeti nasıl kon- trolları altında bulunduklarım, Sovyet Rusyadan -zayıf olan hava kuvvetlerini artırmak için nasıl çalıştıklarını anlattıktan sonra, bütün bunlara rağmen Singapurun hakiki mahiyetini Hiçbirimiz, bu yaz gü- nünde dört, beş saat, hem de avazımız çıktığımız kadar: — Anadolu, Yeni Asır, Cumhuriyet, Akşam ; vessirel Diye bağıra bağıra, sokak- larda koşmağı tecrübe etme- mişizdir. Etsek de nafile, yaya kalırız. Geçenlerde İstanbuldan bir yolcum geleceği için onu kar- şılamağa çıkmıştım. Onları, herzaman olduğu gibi, bir ye ğin halinde itişir, kakışırken buldum. Birkaçı konuşuyordu: — Vapur bir saate kadar gelecekmiş!. Diğer biri onu iterek; — Haydi ulan Karşıyakanın zardelisi... Çek arabanı.. Sen çakarsın bu işten. Diye cevap verdi. Zaman zaman canları sıkıl- dıkça biribirlerine saldırıyorlar. —— Sakın onların delirmiş oldul larını zannetmeyiniz.. Bunlar onların vakit geçirmek, eğlen- mek için yaptıkları şakalardır. Bakarsınız; — boğuşurlarken birinin kafası veya bir tarafı acıyacak bir şekilde bir yere çarpar ve derhal kavga başlar. Kendi tabirlerince: — Şakayı kaka yaparlar!. Amma bu iş hep böyle de- vam etmezi, Çok sürmeden barışırlar.. Ben onların bu vaziyetlerini seyrederken biri bağırıyordu: — Ulan mezarcı Mahmud — Luf/eıı çeviriniz — tamamiyle anlamak mümkün olmadığını söylüyor ve diyorki: “Stalinin bir sözünü hatırla- mak lâzımdır. Stalin bir defa demişti ki: “Zamanımızda harb denilen şey ilân edilmez; baş- lar., Bana kalırsa bugün yer yü- zünde iki tehlıkegumırıtıkgı vardır. Birisi Uzak Şarkta Ja- ponya, ötekisi Avrupada Al- manya, Bunların hangisinin ziyade tehdid edici olduğunu söylemek müşküldür. Fakat her ikisi de vardır ve her ikisi de çalışmaktadır, İhtimal ki Asyanın şarkın- da vebüyük Okyanustaki teh- like daha korkunçtur. Fakat —tehlikenin rasını bilmem.,, Stalinin bu sözlerindeki ek- siği sarı tehlikeyi en önce se- zen Kayser Vilhelmin bir ne- sil önce yazmışolduğu şu ke- | limelerle tamamlamak müm- kündür: *Garb medeniyeti ile yarı j medeni şark arasında kati bıı harb olacaktır!, VI v daba merkezi — her zaman Avrupadadır. Son- —