| v | | h | ORSA | harek Bir hafta içinde Borsada etleri olan muameleler Zeytınyagı, çekirdeksiz üzüm, in- cir ve palamut üzerine geçen haf- ta da muamele olmamıştır Ağustosun 11 inci günün- den 17 inci günü kadar zahire borsasında cere- yan eden muamelât hakkın- | daki raporu aşağıya yazıyoruz: Arpa: Şon hafta içinde bor- | sada kilosu 4-4,25 kuruştan | 481 çuval beyaz arpa satıl- mıştir. Geçen hafta 4,50 - 4,625 ku- | ruştan 1225 çuval beyaz ve 4,375 kuruştan 360 çuval ça- kır ki, cem'an 1585 çuval sa- tılmıştır. Geçen yılın ayni haftasında 316 çuval beyaz arpa 3,5 -3,75 kuruştan satılmıştı. Arpa muamelâtında geçen hafta beliren gevşeklik, bu hafta biraz daha fazlalaşmış ve fiatler de o nisbette geri- lemiştir. Piyasâmızda şu sırada arpa için istekli alıcı yoktur. Bakla: Son hafta içinde borsada 4,20 - 4,50 kuruştan 2686 çuval hazır ve 4,625ku- ruştan 663 çuval vadeli ki ceman 3349 çuval bakla sa- tılmıştır. Geçen hafta hazır olarak 4,1875-4,50 kuruştan 1096 çu- val hazır bakla satılmıştır. Geçen yılın ayni haftasında -;ı'l qlîa;ışnvğxf”'“"?lğğ?" 55 çuval vadeli mal - satılmıştı. Bundan başka 8 çuvaldan iba- ret pişkin bir bakla partisi de beş kuruş üzerinden mı- amcle görmüştü. Piyasa, geçen halftaya — nis- betle daha canlı bir şekilde icereyan etmiş ve fiatlerde de bir istikrar görülmüştür. Pamuk: Son hafta içinde borsada kilosu 45 kuruştan 12 balya haziır ve 43 - 43,50 kuruştan 600 balya vadeli prese birinci nevi ve 32 ku- ruştan 9 balya sarı pamuk sa- tılmıştır. Geçen hafta 46 kuruştan 40 balya prese birinci, 43 kuruştan 119 balya ikinci ve 3,15 kuruştan 11 balya sarı mal satılmıştır. Geçen yılın ayni haftasında 44 -44,75 kuruştan 150 balya birinci, 42 kuruştan 84 balya ikinci, 35 kuruştan, 6 balya —-. v dördüncü ve 44 kuruştan 14 akşamına | balya kaba mal satılmıştı San hafta içinde hazır mal pamuk üzerine cüz'i muamele olmuşsa da, geçen hafta baş byan alivre işleri bu halta içinde başarılmış, ilk ve son- | teşrinde teslim şartile 600 | balya pamuk satılmıştır. Alivre fiatleri, 435 — kuruş olmakla beraber, bundan sonra yükseleceği ümid olunuyor. Zeaytinyağı: Hatta içinde borsaya 3500 kilo zeytinyağı muamelesi 46,50 kuruştan tes- çil ettirilmiştir. Palamut, çekirdeksiz. kuru üzüm, incir ve yapağı üzerine bu hafta da muamele olma- mıştır. Hayvan hırsızlığı Kızılçullu istasyon memuru Bay Nazminin evinin bahçe- sinde bulunan üç koyunu ça- lınmıştır. Burnavada Ziraat mücadele istasyonu civarında Arap Ali oğlu Acarın hayvanları da çalınmıştır. Hırsızlar zabıtaca aranıyor. gSandıklıda bir toplantı yapıldı Gizli Cihangir H Ğİ — en küçük bir haber de alına- mamıştı. Lidya sevdiği koca- sını bulmak için bütün serve- tini sarfetmişti. Boris o kadar ses vermemişti ki, Lidya içtimai vaziyetini dul olarak tesbit ettirmeğe mecbur kalmıştı, Fakat.. Şimdi ne oluyordu? Bu rüyalar, bu sarih ve aşi- kâr görüşler ne — demekti? Yoksa... ve iz Boris meçhul b" | etmemişti bilel, Nakleden: F.îomsoddln Benlioğlu düren son günlerde Viktorun da Boris gibi düşünmesi, ayni mesele üzerinde durması idi. General Marsın şahsında şim- di bir Boris yaşıyordu. Lidya, yazı masasının önün- de, koltuğa gömülmüş bir halde bunları düşünüyorken birdenbire Viktoru omuzlarının arkasında hissetti. Halbuki Viktorun odaya girdiğini fark Bunun için DT e SER l 1 S ORRUNÜRUERI AY Namus düşmanı Işıklar köyünde üvey kızı Kadriyeyi zorla kirleten sağır İsmail, jandarma — muhafaza- sında adliyeye verilmiş ve dün isticvab edildikten sonra tev- kif olunmuştur. Elektrik cereyanına kapılmış Dün Şadırvanaltı mevkiinde hazır elbise ticareti yapan B. Abdullah, mağazasındaki elek- trik lâmbasını! düzeltirken ce- reyana kapılmış ve mosmor kesilerek bindiği sandalyeden yere düşmüştür. B. Abdullah yaralanmış ve evine götürül. müştür. Kaza Bayraklıdaki ocaklarda ba- rutla taş uçuran İbrahim oğlu Hasan, bir kayalığı patlatmak için açtığı deliğe barut yer- leştirirken, sıcaktan barutlar parlamış ve zavallı amelenin eli yüzü yanmıştır. Sopa ile döğmüşler Basmahanede Yeni garajda büyük bir kavga olmuştur. Şoför Mustafa oğlu Mehmed ile kontrol Muharrem birleşe- rek, Veysel oğlu — Mehmed, Ali oğlu Ali ve Hüseyin oğlu Sabriyi sopa ile fena halde döğmüşlerdir. Banyolarda hırsızlık Karşıyaka deniz banyoların- da odacılık yapan Osman oğlu Ali, müşterilerden Salih oğlu İbrahimin odasında asılı bulunan elbisesi cebinden on lira para çalmıştır. Toplantıdan bir intiba Yüksek mekteplerle Liselerde okuyan ve tatil münasebetile memleketlerinde bulunan Sandıklılı gençler ve gençlerin veli- leri şerefine Halkevi salonunda 14 Ağustos günü bir çay veril- miştir. İlçebay ve kazanın bütün ışyıvlın da bulunmuşlar, bu suretle talebelerle konuşulmuş samimi bir hasbıhal yapılmıştır. Gençler, kendilerine her hususta yardımda bulunan Halkevi başkanı B. Ahmet Gevreğe teşekkür etmiş, Atatürkün işaret buyurdukları yollar üzerinde metodik bir surette çalışarak dai- ma ileriye atılacaklarını ve ulus için faydalı birer uzuv ola- rak yetişeceklerini bir daha bildirmişlerdir. — Seni — korkuttum — mu yoksa.. -diye sordu- Bu kadar derin düşünceye ne lüzum var? Ne düşünüyorsun? — Hiçbir şey düşünmüyo- rüm, biçbir şeyim yoktur. — Ne okuyordun? Mars, bu suali sorarken, masa üzerinceki açık kitabı ve kitabın kenarındaki notunu gördü, ve: — Daldığım — bir. sırada aklıma gelen garib bir - fikir- dir. Oraya yazıverdim, Dedi. Lidya, anlamamış gibi Ge- neral Marsın yüzüne baktı ve sayıklar gibi: etin karşı- Fen, yavaş | z/ıax_!m__ sına emsalsız vEETANASA YEKDLA DA KUNON AKAE LA KUK A YKA YECASLELA K GEKA DA D AAReS KA kadınların karnır ölü harikalar çıkarıyor.. yvevecurecara T seeacasnı çocuklar sağ çıkarılı Hâkimler, bir kadının sağlığın- da ameliyata razı olmadılar. Diğer bir kadının ço çocuğunu ba- bası istemedi. Bunu Allah değil, doktorlar yaşatıyor, dedi. Fen neler yapmaz?.. Nere- deyse (olmaz) dediğimiz ölü- lere can vermek bile hemen, hemen mümkün olacak. Bu kadar harikalara rağmen yeni fennin elde ettiği muvaffakı- yetlerin hepsi de hayrete şa- yan olmaktan kurtulamıyor. Meselâ Filâdelfiyada, artık hayatta olmıyan bir kadının, Meri Bakosinin fen önündeki macerası bu cümledendir. Bu kadın, henüz genç ve güzeldir. ve yeni evlenmiştir. Hayatının en mesud bir zama- nında, müthiş bir hastalığa tu- tulmuş ve bu hastalığın Me- nenjit olduğu anlaşılınca, has- taneye kaldırılmıştır. Zengin bir ailenin sevgili gelini ol- ması hasebile, kadının kurta- rilması için her çareye baş- vurulmuştur. Vakıa fen, ölülere can ve- birçok hususatta ecel denilen esrarengiz — kuvvete mağlüp kalmaktadır. Fakat harikalar faslı da akim kalmamaktadır. Bu güzel kadının, ölüme mahküm — olduğu — anlaşıldığı vakit, ailesi efradı arasında ikinci bir endişe başgöşter- miştir. Çünkü gelin sekiz bu- çuk aylık gebedir; bu hastanın karnında yaralı bir bıldırcın gibi çırpınan bu mini mini mahlüku kurtarmak lâzımdır. Fen erbabı bu hususta da mesai sarfına hazır olmakla beraber, meselenin bir de hu- kuki ve adli ciheti vardır; böyle bir vaziyette çocuğun alınması hâkimin müsaadesine bağlıdır. Müracaat olunan hakimler heyeti, Filâdelfiya fen erbabı ile gizli ve uzun bir müzake- reden sonra, Merinin hayatta bulunduğu müddetçe, çocu- ğun alınmamasını ve kadına ameliyat yapılmamasını karar- laştırmıştır. Yalnız operatörler, kadının — ölümünü müteakıb istedikleri gibi ameliyat yap- makta muhtar bırakılmışlardır! köcam... Evet O... O.. Dedi. Mars, gözleri Lidyaya di- kilmiş bir halde ve bir müd- det ayakta sessizce durdu, sonra, bir deli gibi e kırdı: K — Buldum.. Buldum!. dedi, Lidya buldum. Şimdi herşey vuzuh — bulüuyor, — anlaşiliyor.. Lidya, sana bunun için teşek- kür ederim, çok teşekkür ede- rim. General Mars, Lidyanın el- lerini bir deli gibi öpmiye başladı. ” e Lidya, generalin bu haline ne mana vereceğini -bilmiyen Bütün gayretlere Tağmen Meri Bakasin uzun bir zaman yaşayamamış ve — ölmüştür. Kadının öldüğü sıralarda, kar- nındaki çocuğun da hareket- leri yavaşlamıştır. Doktor ve operatörler buna rağmen he- men ameliyata başlamışlar ve bu ameliyatı nihayet sekiz dakikada bitirmek mecburiye- tinde kalmışlardır. Sekiz dakika içinde yapılan ameliyat neticesinde, nurtopu gibi bir kız çocuğunu canlı olarak — dünyaya — getirmek mümkün olmuştur. Bu ameliyatı yapan doktor Korben gazetecilere: — Bu şekildeki ameliyat- ların bu ikincisidir. 1927 sene- sinin 27 Temmuzunda Lond- rada ayni şekilde bir ameliyat daha yaptım. Bana ağır bir yük kamyonu ile yaralanmış recek kadar ilerlememiştir amma| henüz yirmi yaşlarında bir ka- dın getirdiler, kadın yarı öl- müş bir halde idi. Kadının kurtarılmasına ümit yoktu, fa- kat karnındaki çocuğu seri bir ameliyat ile kurtarmak müm- kün idi. Ve amelıyat yaptım, bir kız çocuğu aldım. Bu kız bugün on yaşında ve hâlâ berhayattır. Ve benim yanım- dadır. Bu da başka bir mesele- dir, karısının ezildiğini ve öl- mek üzere olduğunu gören kocası, kat'iyyen itiraz etmiştir; ve: — Ben Allahın iradesine Vapur bacalarındaki kurumlar Limanımıza gelen bazı ecnebi vapurlarının bacalarındaki ku- rumlar vapurların — limanda demirli bulunduğu esnada te- mizlettirilmekte ve bu yüzden birinci kordondaki bir çok müesseselere fındık büyüklü- günde kurumlar — düşmekte, her tarafı kirletmektedir. Li- man reisliğinin, bu mesele ile alâkadar olmasını isteriz. hepsini anlatacağım. Sen de bütün sırları görecek ve öğ. reneceksin, evet senden hiçbir şey saklamıyacağım. Ve, General Mars, hâdise- | lerin ilk zamanından son gü- nüne kadar olan safhalarını en küçük teferruatını bile ihmal etmeden anlatmıya - başladı. Hatta profesör Rozun maki- nelelerinden, bu makinelerle yapılan tecrübelerden, Dasiya hükümetinin tayyarelerinin uğ- radığı felâketten de bahsetti, Bütün bunları büyük bir dikkatle dinliyen Lidya, ni- hayet: * / #ai M Si Zaval ve arzusuna edemem. Çoc: birlik ölsün! dinlemedim v Bu defa da: — Allahın mediği bu ço şatmıştır, çocu Demiştir. İşte benim yanımd Demiştir. B. FH Harbiye ve zırlarile u: kon Berlin, 18 Hitler; dün reşal Fon Blori Nazırı Fon davet ederek, müddet görüş rüşmede Çin- nin mevzubah: niyor. Bay Hitler; Norenbergde yasi nutuk ha Nöyratla fikir lunmuştur. Ameriki çocuğun alınmasına |Gönüllü olar met etmel Vaşington, Amerikan Sal lâtı, Çine gitm hastaneler teri hastanelerde Amerikan kızl yazılmışlardır. Kalkütac Çinliler Memleketle dönüyorlar Kalküta, 1€ radaki Çin tel larını — satarak etmek üzered tavırla: — Şu hal işlerin onun emin — bulunu oluyor? Dedi. — Tamame General Mi sevincile: — Bilsen, ! neticeyi — buld bahtiyarım, bi Lidya, Mar: ifade eden bi — Mars, | demek olduğu — Bilâkis,