Borsa Hareketleri üzüm pıyasasının 19 agustosta açıl- ması takarrür eylemiştir | Arpa piyasası gevşektır. Pamuk fiatleri düşü- yor. Bakla fiatleri de düşmeğe meyyaldir Borsamızda 4/8/937-10/8/937 tarihine kadar muhtelif mah- | sullerimizin gördüğü satış mu- amelelerini gösteren haftalık raporu aşağıya yazıyoruz: Arpa: Son hafta içinde borsada kilosu 4,5-4,625 ku- ruştan 1225 çuval beyaz, 4,375 kuruştan 360 çuval çakır ki ceman 1585 çuval Aarpa sa- tılmıştır. Geçen halta 4,75-4,125 ku- ruştan 2383 çuval çakır ve B 470 kurüştan 750 çuvalı va- deli olmak üzere 3133 çuval beyaz arpa satılmıştı. Geçen sene ayni hafta zar- fında 3,75-3,25 kuruştan ve beyaz mallardan 595 çuval satılınıştır. Arpa — piyasasında geçen hafta görülmüş olan gevşeme, bu hafta biraz daha inkişaf etmiş ve bu yüzden arpa mu- — amelâtında bir durgunluk ha- sıl olmuştur. Bu hal, ihracat için piyasamızda kuvvetli mu- ameleler yapılmadığına atle- dilmektedir. k Bakla: Son hafta içinde — 4,1875 -4,50 kuruştan 1096 çuval satılmıştır. Geçen hafta, 4,6875 kuruş- tan 485 çuval satılmıştı. Geçen yılın ayni baftasında — ise, 4,125 - 4,25 kuruş arasın- — da muamele olmuş ve 2620 çuval bakla satılmıştı. Bakla piyasasında geçen -— haftaya nisbetle bu hafta kay- de değer bir değişiklik yok- tur. Şimdilik ihracat yapılma- — dığından, işler gevşemiş ve fiatlerde tenezzül — meyilleri başlamıştır. — Pamuk: Son hafta içinde kilosu 41 kuruştan 40 balya prese birinci, 43 kuruştan 119 balya ikinci ve 32 kuruştan 4 | balya sarı pamuk satılmıştır. Geçen hafta 45-47 kuruş- tan 261 balya prese birinci, 43-43,50 kuruştan 121 balya prese ikinci ve 31,50 - kuruş- / tan 11 balya prese sarı mal pamuk satılmıştı. Geçen yılın bu - haftasında ise, 44 kuruştan 112 balya prese birinci mal pamuk sa- tılmıştı. Pamuk piyasası, geçen haf- taya nisbetle bir az daha gev- şemiş ve işler azalmıştır. — Yeni mahsul üzerine - bszı alivre salışlar için yapılmış ise de, fiatlerde uyu- şulamamıştır. Piyasada sükü- net devam ediyor. Palamat, yapağı ve incir üzerine bu hafta muamele ol- mamışlır. Çekirdeksiz. üzüm: Son hafta içinde borsada 1936 se- nesi mahsulünden kilosu 18,50 kuruştan yalnız kirdeksiz üzüm satılmıştır. Geçen hafta ise, 258 çuval satılmıştı. Geçen yı[ın ıynı hıltııındı Evelki gece Bahribabada Sahilpark gazinosunda orta- lhığı velveye veren, gazinodaki müşterilerin kaçışmalarına se- bebiyet veren bir vak'a ol: muştur. Malatyalı Hüseyin oğlu Nuri Okçay ile Ahmed- oğlu Necib Soybaş, gazinoya gele- rek içki içmişlerdir. Sarhoş olan iki kişiden Necib, bir garsonu çağırınış , ve: — Orkestra. şefine - söyle; evvelâ (Anam Ömer) şerkısını, sonra da (Cumhuriyet marşı) nı çalsın demiştir. Garson: — Peki: diyerek — oradan uzaklaşmıştır. Aradan bir müd. det geçtiği halde istediği şarkı ve marşın çalınmamasından hiddet eden Necib, garsonu tekrar çağırmış ve yüksek sesle tahkire başlamıştır. Garson: | — — Ben ne yapayım? isteni- | len şarkı burada çalınmıyor. Hem cumhuriyet marşı, burada nasıl çalınır. Demiştir. Diğer bazı gar- sonlar da gürültüye karışmış o sırada devriye polis memur- ları gelerek gürültü yapan Nuriyi alıp karakola götürmek istemişlerdir. Daha evel gar- sonlardan birine tokatla vur- muş olan Nuri, polisler tara- fından karakola - götürülmek üzere iken bütün gazinodaki garsonların tarruzuna uğramış ve fena halde dövülmüştür. Gizli Cihangir Ü— 31 — de şerbeti içti: Nakleden: F.ğmıoddin Bınlioglu Lidya cümlesini tamamlı: — Oh, dedi, fakat ne ka- | yacak vakit” bulamadı, ken- /dar çok hararetim var! — General Mars, - Lidyaya gözlerini dikmiş, — şerbeti işine, hallerine bakıyordu, Bu bali Lidya da farketti, ve: — Viktor, bana neden öy- le bakıyorsun? — Diye sordu ve birden elini nına götürerek; — Tuhaf şey... gınlık hissediyorum. iye ilâve etti. — Bir şey olmasa gerez, Lidya.. Sıcak ve heyetandan.. — Fakat.. Bir. bay- disinden - geçti, doğru - sarktı. General Mars, hemen ye- rinden tırladı, Lidyanın ellerini tuttu, korku ile: — Lidya.. Lidyal.: Diye bağırdı. Bu sırada profesör Rozun sesi. duyuldu:; — Generalim, telâş etme- yiniz. Birşey değildir, tehlike yoktur ve geçecektir. Dedi. Profesörün yanında - emni- yeti umumiye direktörü de Başı, geriye leklıll:r | 1935 senesi mahsulünden hiç | muamele olmamıştı. | 18 çuval çe- | Şu sıralarda, çekirdeksiz üzüm piyasası yoktur. Yeni mahsul — çekirdeksiz üzümlerden ufak tefek partiler gelmekte olduğuna göre, ilk piyasasınm, bu ayın 19 unda açılması, borsa idare heyeti tarafından muvafık gö- rülmüş ve keyfiyet karara bağ- lanmıştır. Bu itibarla yeni mah- sul piyasasının açılışına kadar eski mallar üzerine piyasa te- essüs etmiyeceği tabitdir. üzüm Muşrerı dövülür mü? e İ Bahribaba sahilpark ga- zinosunda bir vak'a Bütün garsonlar bir olarak iki müşteriye dayak atmışlar! Nurinin — iki dişi de - kınıl- maştır. Zabıta, Nuri ve Necibi karakola- götürmüş ve hakla: rında tahkikat yaparak. kendi- lerini meşhud cürümler kanu- nuna göre inüddeiumumiliğe sevketmiştir. Fakat Necib ile Nuri garsonlardan şikâyet et- mediklerinden, zabıtaca gar- sonlar hakkında hiçbir mua- mele yapılmamıştır. Kavga - es- nasında gazino müşterilerinden birçoğu hâdise yerinden acele uzaklaşmışlardır. Seydiköyde Üç evi soyanlar Seydiköyde birçok hırsızlik vak'aları olmuştur. Atıfbey ma: hallesinde- oturan Sefer oğlu Alinin evine-giren bir- hirsız avludaki yaş üzümleri örtmeğe mahsus üç: kilim ile o civarda Ahmed- oğlu Raifin- evinden iki yorgan ve Kadirin evinden bir tabanca, bir saat kösteği, 12 lira para çalmıştır. Kilimler, İzmirde satılırken elde edilmiştir. Bunları satan Tepecikte Meydan sokağında Mehmed oğlu Fehmi namında biridir.. Kendisi - yakalanmış, suçunu iliraf etmiş, fakat hır- sızlığı Sökeli Ali oğlu- Meh- med ve Ahmed ile « birlikte işlediğini söylediğinden arka- daşlarının aranmasına başlan- mıştır. Edebı'zattan ıı':aute Bay Mussolini ayni zamanda romancıdır Bir kardinale aid eserinde aşka öyle hitap B. Mussolini Cihan matbuatı çok zaman- lar Mussoliniye aid olduğu iddia olunan Popolo d'ltalya- nin — başmakalelerini — iktibas eder. Bu makalelerin beynel- milel siyaset âleminde de müs- bet veya menli tesirleri vardır. Bugünün İtalyasının başve- kili, harbiye, bahriye ve hava küvvetleri nazırı, siyasi maka- leler muharriri Mussolinisinin mazideki hayatından biraz bah- setmek faydasız değildir. , .* İtalyadan hariçte, faşizmin müessisinin fikri hayatı hak- kında kat'i ve tam malümat yoktur. Fakat İtalyada bugün de Mussolinin gençlik haya- tına aid birçok - vesikalar, ki- taplar neşredilmektedir. Ha- kiki Mussoliniyi - anlıyabilmek için bu neşriyattan istifade mümkündür. Bunların içinde İvon de Beniyakın Mussolininin hayatı hakkındaki eseri en başta gelir. Henüz ikinci cildi çıkmış olan bu eser üç ciltte nihayet bulacaktır. Eser, Mus« soliniyi en genç yaşından iti- baren daima iki cepheli olmak üzere göstermektedir. Mussolini bu kitaba göre herşeyden evel ihtilâlci — ve vatanperverdir. Mussolini fakir çocağu idi; fakat çocukluğun- danberi vatanının yükselmesini istemiş, büyük işlere heveskâr olmuştur. Triyenlinonun Avüs- turyalılar elinde olması Mus- soliniyi ve kendi fikrinde ölan arkadaşlarını daima düşündü.* müştür. Triyestenin bir Afrika toprağı gibi Avusturyadan ko: parılıp ahınmasındaki müşkü- lât, Mussolininin - ihtilâl fikir- vardı. Profesör generale: — Sualleri siz sorabilirsiniz. Maamafih. isterseniz bu vazi- feyi bana bırakabilirsiniz. Dedi, — Hayır profesörüm.. Ben çok yoruldum. —Pek âlâ.. bırakınız. Profesör, baygın bir halde bulunan- Lidyaya, âmür bir sesle: — Lidyas Dün akşamki radyo hâdisesi hakkında neler biliyorsunuz? Diye sordu. Lidya bu suale cevap ver- medi. Yalnız - dudakları - söz söyler gibi kıpırdadı. - Fakat ağızından hiçbir söz çıkmadı. Profesör, - söylenecek - sözleri iyi duymak ve zaptetmek için Bu işi de bana kulağını Lidyanın ağzına ka: dar - yaklaştırdı.- Fakat bir müddet sonra telâşla: — Çok garibi.. Lidya hiçbir cevab vermiyor. Dedi ve ilk suali daha âmir, daha şiddetli bir şekilde tek- rarladı. Ve, bu anda korkünç - bir hal vukuüğ geldi. Evet, öyle fevkalâde- bir hâdise ki, üç erkeği de titretti.. Lidyanın yüzü değişmeğe, ince venazik hatları kalınlaşmıya've kaba: laşmıya — başladı. -Dudakları kalınlaştı; âdeta bir zenci du- ı di, kanâpeye — oturmuş O beyaz, | dağı halini aldı. şeffaf rengi de koyulaşmaya ve çikolata rengini- almaya başladı ve, en garib olmak üzere - Lidya - vücudü — üze- rindeki elbiselerden de tecer: rüd ediyordu. . . ediyor ki... lerini — kabartmıştir. Ve ilk Sosyalist gazetesi başına geç- mesi de Mussolininin Tuhun- dâki ihtilâlin ilk eseridir. Müs- solini Bu sırada ancak yirmi yâşında idil Triyestede çıkan ve Viyananın saray m&hafilini endişeye düşüren bu gazetenin ismi “İşçinin istikbali, idi. Müssolini gazetenin sade siyasi yazılarını değil, diğer kısımlarını da yazmıştir. Birçok şiddetli tenkidleri vardır. 1909 tarihli bir yazısı çok şayanı dikkattir. Markstan, Kropot- kinden, Lassaldan bahseden Mussolini ayni gazetede daha birçok ve daha umumi şey- lerden bahsetmiştir. Fakat Mussolini Avusturya zabıtası, Avüstürya sansörü ile mütemadiyen ihtilâf halin- de idi. Nihayet Avusturya polisi kendisini yakalıyarak hapse atmıştır, daha biraz sonra serbest bırakılmış ise de, siyasi yazı yazmaktan menedilmiştir. Müssölini ha- yâtını kazanmak - için Popolo göâzetesine bir Romati tefrikası yazmağı kabul etmiştir. Romaüdın mevzuunu Trien- tinonun son prensi Kardinal Karlo Emanuello ile Klavdiya Partiçalların aşkı üzerine ku: rulmuştur. Buü Roman, Mus$olinin ede. bi eserlerinden- birinci eseri- dir; çok romantik bir eserdir; siyasi ve edebi'neşriyat hâyâa: tına atiılan bir gencin romanı olmak itibarile nazarı dikkati calibdir. Romanda fedakâr ve samimi kadınlar, hain ve ca- suslar, her şekilden kibar ve asilzadeler pek çoktur; Mus- sölininin bu romanının uslübu tantanalı ve gürültülüdür; me- selâ: “Ey aşk sen öyle bir şeysin ki seni, cennetten uzak kâlmış insanlara tavizat olarak vermek üzere melekler gök- letdeki” nurlâarın — nurundan aşırdılar!,, Roman 300 sahife olacaktı. Mussolini yalnız 140 sahife- sihi yazarak - Popolo gazetesi müdürlüğüne — hemen — neşri ritasile göndermiştir. Fakat gâzete: müdüründen şu cevabi aldı: “Romanını” bütün müsved- deler elimde - olmadıkçâ heş-" retmiyeceğimi, Ve 'hâdisat, gazete müdürü- nün bu sert kararında” haksiz Bu istihâle çok korkunç idi. Birkaç saniye içinde güzel Lidya artık yoktu. Onün ye- nüde bir zenci, bir dudağı yerde, bir dudağı gökte kor- kunç bir zenci vardı. Ardenya - hükümetinin- bu üç en yüksek rütbe ve mev- kili adamı, bu hâdise — karşı sında, oldukları” yerde — mih: lanmiş- gibi " kaldılar. Üçü de hududsuz bir korku've dehşete kapilmıştı. Evet, Lidyanın yerinde Şim- bir zenci kadın, daha doğrusu, Hayti adalaârıniın renkli fakat çok güzel ve mevzun vücüdlü birrkadıni- vardı. Bu kadın, ağızını açtı, uzaktan gelen çok ahenktar bir müziği an- dıran, tatlı, çok tatlı bir sesle a İki suç birden İkiçeşmelikte Ahmed oğlu Mehmedin şarhoş olduğu gö rülmüş ve üzerinin aranmasın:- da bir sustalı çakı çıktığından yakâlanmıştır. Döğmek Karantina Hamam sokağın: da Hüseyin oğlu Abdülkadir, İbrabim oğlu Reşadı domino meselesinden döğdüğünden ya- kalanmışlır. Sarhoş kâavgası Karşıyaka Ankara pazarın: da Mustafa oğlu Sadık ile - Abdullah oğlu İrtan sarhoş olarak biribirlerini döğdükle- rinden yakalanmışlardır. Tahkir etmiş Peştemalcılarbaşında — kah- veci Mehmed oğlu Hakkı Taşkın Ahmed oğlu Mustafa ve Hasan oğlu Ömere haka- ret ettiğinden yakalanmıştır. Yahudiler arasında Karantinada Mimar Sinan sokağında Jozef Palambo ka- risı Yako kızı 35 yaşında Re- jina, Avram karısı Estere ha> karet ettiğinden yakalanmıştır. Çirkin bir hareket Bayraklı deniz banyosunda Hüseyin oğlu Şeref, kadınlar banyosuna giderek edebe ay- kırı harekette bulunduğundan yakalanmıştışr. Sopa ile dayak Cumaovası nahiyesiz.in Efen çukuru köyünde Abdullah oğlu Mustafayı, ayni köyden Ali oğlu İbrahim, sopa ile fenâ halde dövmüştür. Mustalfa, da- yağın tesirile hastalandığından memleket hastanesine kaldı- nlmiş ve İbrahim tutulmuştür: Hırsızlık İkinci, Kordöonda Rüstem oğlu Mustafa, araba altındâ- yatan Musa oğlu Musanın caketi ile ayakkaplarını çal miştir. Eşya çalmış Kemerde Tepecik sokağındâ Hüseyin oğlu Müstafa ile met« resi Rukiye, Rıza oğlu Hali- “din evine giderek eşya çal- dıklarından — yakalanmışlardır. Üzüm çalmış Karşıyakada Soğukkuyuda Kahramanlar sokağında Şev> ket kızı Adile ve İlyas kızi Bahriye; Esaf oğlu Halilin bağından 4 kilo üzüm çaldık? lahından - tutulmuşlardır. olmadığını göıteımîştî. mafih B. Mussolini de Kardi- » — nal Emanvelin nmıııınllhı nîhayel bulmaması e pişman olmamıştır. Çünkü onâr| — bundan sonra büsbütün ğ * bir yol açılmıştır. l birkaç kelime mirıldandı. BU kelimeler, Ardenyanın bu üç yüksek rütbeli adamına küçük bir mana temin yordu. Böyle bir dili d mişlardı bile. Fakat bundaf sonra, bu garib ve euııena kadın Ardenya dili ile şunlart söyledi: ğ — Beni buraya sahil , gönderdi, size- onün enî' " hesabına söylüyorum ki gökleri bulmak gibi beyh e bir zahmete girmeyiniz... Gök- leri o buldü, gökler sahibimi9 malikânesidir artık!.. Cihan © onundur, onun emrindedir ye hiçbir kötülük gözünden kat” mazi. * Lidyayı beyhude yere ' iş- kenceye koymayınız. O, sahi: — Sonu Var —