? Temmuz 987 ANADOLU Buca pazarı.. Bucadan röportajlar: Buca suyu bir kurt masalına döndü. Doldur bir şarapîlîı:îf;ldur!.. Bakalım Cenabıhak neler gösterir? Pazarın tam orta yerine bir sıh_ T Floridada Miami sahillerin. | hat madalyası asmalı.. Şarap satışı R_iu'uı Bucanın suyu da bir Vi kurt masahı oldu. Bana Misafir gelen bir dostumu Bu- Şdl gezdiriyordum, birden- Wre: — Hani -dedi- suyunuz? Yüzüne baktım: — Ne suyu? hx Ne suyu olacak, basba- —hı “Bir sene evel, İstanbul hı“eluri bile. Buca nihayet k::ı kavuşuyor diye — yazmış- Baİhnin - terini — şildim ve laşıma dalgın dalgın bak- dük Sevap vermedim. Yürü- hk.k 'Uca pazarına - vardık, u..l:'lğımııı çarpan - kasap Oldu T ve jinen satır sesleri | _Mübuek saltır, çatır ça- M İtliyordu. Tanıdığım kasap Mede baktım. Terden kı- Ş ?kyüıünün birçok yerleri, 'üic; elerile dolu. Beni gö- p Amman — bayım — -dedi- 'Da İâ, ol e W'ıolaf_ yık, ne purzola, ne | V, dün, Satırı tekrar salladı.Gül- < Şordum: Yan | Simdiye kadar kaç hay < Btğini hatırlar msın? ©k canım, hatırda tu- Nar u hiç? Öğz binı n Nasıl tutulmaz, koskoca kq. N alıyorsun. Bunların Kl.n âsıl vereceksin? Yü hç bin da kendine mah- "'hı: Manlığı, bir filezolisi » Üsğ, 9““ da yiyecek olanlar Y n'“l_lıer. Haydi biz. kesi- Bi"d“l heye yersiniz?. Wıenhire. satırı. havada Ve devam etli: B "H.M' bir de şu sinekleri Aam “Ğı:?m yok mu?,. Şuracıkta “Kim; ben bilirim. Pazarın 'Bine bakın bir kerel.. | Sıhhat madalyası asmalı tam ortasına! Pazar oldukça kalabalıktı. Bir müşteri diğer bir tanı- dığına dert yanıyordu: — Bu pazardan birşey an- lamıyoruz ki... Herşeyin fiatı dışarıdakilerle bir.. Mal ayni mal, ucuzluğu neresinde bil- Kasap faaliyette Arkadaşımın pazarda dalaş- | maktan canı sıkılmiş olacak ki: Haydi artık başka yer- leri gezelim Dedi İstasyon caddesi boyunca iniyorduk. Arkadaşım caddeyi temiz ve mazotlarımış görünce: Hani noresi bakımsızmış Bucanızın? Diye sordu. Onu kolundan çekerek sadece: — Gell, Diye yandaki bir sokağa çektim. Çok yürümemiştik... Sağına soluna bakınca: — Haklısın -dedi- Bucada galiba yalnız göze çarpan yer- lere bakıyorlar. Tekrar istasyon caddesine dönmüştük. —Arkadaşım bir —Sonn Gıncı sahifede — L |Türk hususiyeti taşıyan bir mayomu? jde yepyeni bir mayo modası gözükmüş ve büyük bir alâka uyandırmıştır. Bu — mayonun, Türk stili olduğu da ileri sü- rülmektedir. Bu iddia, galiba mayonun pek dekolte olma masından doğmuştur. Mayo- nun üstü ipek örme ve işle- melidir. İ !Hambufg_'da | dır. Resimli haberler_i | Kaliforniya hayvanat bahçelerinde.. Timsah ve balonlar Malüm olduğu üzere Kali: forniyada büyük çütlikler var- Bu çiftliklerde, her cins hayvan !'an başka bir de yırtıcı ve koörkünç hayvanat mev- cuddur. Çiftlik sahipleri, bu yırtıcı hayvanları ve kâh da ehlileştirmeğe çalı- şırlar. Resmimizde görülen timsah YEĞ, P Hamburgda son yapılan fes- tivallere muhtelif milletlerden birçok kafileler iştirak etmiş- ler ve festival, çok eğlenceli I tama- dolaş mış ve terlib edilen program| dahilinde kendi milli rakısl: geçmiştir. Bu kafileler mile milli kıyafetlerle rını yapmışlardır. Bu meyanda Yunan Mat- buat ve Propaganda Nezareti de kız ve erkeklerden mürek- kep bir grub göndermiştir. Resmimizde Yunanlı kafilenin bir Alman zabıta memuru ile | konuştuğu görülüyor Paris sergısıı;; bir bakış Paris beynelm'lel sergisinde bir ihtişam hâlesi man- zarasını veren paviyonlardan birkaçını gece elek- triklerle tenvir edilirken estantane ile alın- | mış resimleri... Busene sergi, Pariste bazı”grevlerin patlak vermişfolmasına$ tağmen çok ” zengin ve alâkalı olmuştur. Bu meyanda Alman ve Sovyet paviyonları arasında kendini açığa vuran rekabet, kimsenin dikkatinden kaçmamıştır. kâh imha ederler | lar, hergün nîuay)'en saatlerde Kaliforniyanın büyük çiftlikle- rinden birinde talim ettiril- mektedir. Üzeri balıkyağı sürülmüş balonlar uçuran çiftlik sahibi, timsahları kolaylıkla sudan çıkarmakta ve balonun seyrine göre, istediği gibi gölün bir | tarafından öbür tarafına alay halinde sevkeylemektedir. ————rrii) © . » »e ÇERaRDem— — — yapılan festival Balık avı değil, spor! Virjinya 'sahillerinde -Hold boyda son zamanlarda - balık avlamak, âdeta büyük bir spor şeklini almıştır. Yıldızların ço- gu, bilhassa bu sahillerde kul- lanılan yepyeni ve bir sırığın ucundaki vasıtalarla balık av- Jamaktadırlar. Resimde gördi manın maruf şuh ve güzel si- malarından Jozefin Hundür.. Bakalım, artistlerin bu zevkt de diğer memleketlere kadar sirayet edecek mi? Almanyada çokl alâka gören bir mayo AA kenal — Almanlar da bazan enteres- aK 4 Eğleniyoruz Yaz geldi, mübarek güneş, kış mevsiminde fakirlere gös- terdiği kıskançlığı telâfi etmek ister gibi yakıyor mu yakıyor. Dünya, bir yarı cehennem oldu. Banyolar, gazinolar tıklım tıklım. Karşıdan bakınca: — Oh oh -dersiniz- şehir eğleniyor.. Halbuki bu eğlenmenin bir içyüzü vardır ki, güneşten zi- yade o yakıyor insam. Karşı- yaka — banyolarına — musallat olan, bir. kısmı mayo yerine uzun — içdonları giymiş bir yığın herif, zavallı kadınlara göz açdırmıyorlar... Elbiselerini çıkarırken ahlâk ve edebden de soyunuyor: — Denizlere kaptan paşa karışır! Diyerek suya giriyor, kadın kısmının etrafında alabildiğine koşuşuyorlar. Gözlerini delikten deliğe aktararak kadınları sey- re çıkan bu herifleri, gerçi sandal üstünde devriye vazi- fesi gören bir polis mütema- diyen koğalayıp ,duruyor am- ma, polis buradan gelirken, onlar öbür tarafa geçiyorlar.. Bir polis ne yapabilir ki... Esa- sen bu iş, benim fikrimce, polis işi değil, terbiye işidir. Mayada terbiyenin hissesi az olunca, elbette bunlar ola- caktır. Dün bir dostum, İnciraltına gitmiş. Baktım, asabiyetin re- korlarını |kırıyor: — Hay gidemez olaydım, diyorayaklanm batulaydı.da, gidemiyeydim.., Sebebini sordum, anlattı: — Şu burnumuzun —ucun- daki İnciraltına gitmek için Alsancaktan — kalktım; - çoluk çocuk ta beraber... İnsan ba- şına gidip gelme masrafı 50 kuruşu geçti.. Gölgeli bir yer seçlikten sonra oradaki gazi: nodan sandalye getirttik. Bira, meze vesaire de aldık, denize daldık, çıktık ve akşam olunca, hesabı vermeğe kalktık.. Vay efendim, sen misin?.. Küçük çiroz gibi üç balık parçası 80 kuruş.. Herşey ateş pahasına, yani, yanılıp yakılıp biraz fazla meze, içki vesaii alanlar tığteber geriye dönü- yorlar.. Dahası var: Bir de bakdık; 10 kuruş toprak bastı parası istemez- ler mi?. Âdet öyle imiş, an- hyorsunuz ya, — toprakbastı parası!.. Sanki ecnebi mem- lekete giriyorsunuz da sizden bir nevi devlet rüsumu alını- yor. Jandarmaya şikâyet ettik, © da birşey yapamadı.. Şehir dahili gazinolar keza.. Halk eğlenmiyor, diyoruz... - Nasıl eğlenir be birader, nasıl eğ- lenir?.. Bu, eğlenmek değil, başa belâ almak gibi birşeydir. Dostum, mırıldana mırıldana ayrıldı ve ben de düşündüm: Azaba bu işlere bir bakan, bir karışan yok mudur?. Çimdik DK ECRORTAR CN AM e TAER T san modeller ve modalar icad ederler. Şu gördüğünüz resim, Almanyada son tesbit edilen ve çok hoşa giden bir mayo- ya aiddir. Esas itibarile vü- cudda hafif ve sıkı bir mayo vardır. Bundan başka ince ba- lıkçı ağı şeklinde bir eteklik geçirilmektedir.