K 3 Hariran 937 4 KS TTIN amaz — ANADOLU 'Almanya! Hariciye" Nazırının"Balkan '? seyahatinefehemmiyet veriliyor Von Nöyraht, Belgraddan sonra Peşteye ve da Sofyaya gidecektir oradan Paris, 2 (Radyo) — Alman- Ya Hariciye Nazırı Von Nöy- Tahtın Balkanlarda yapacağı seyahate büyük ehemmiyet ve- ; Tilmektedir. Alâkadar mehafil, bu seya- en sonra dikkate şayan Meseleler zuhur edeceği ka- Aaatini göstermektedir. Son haberlere göre, Alman- Ya leiciy: Nazırı, bu ayın 8 inde Belgradda bulunacak Ve Yugoslavya Baş ve Dış nı B. Stoyadinoviçle mü- bir mülâkat yapacaktır. Von Nöyraht, Belgradda iki Zün kaldıktan sonra Budapeş- © geçecek ve orada da Ma- Caristan ricalile konuşacaktır. İyi malümat alan mehafil çıkan şayialara nazaran, A""'"Yl Hariciye Nazırı, Bu- hMeden sonra Sofyaya gi- #Gi ve Bulgaristan hükümet Fcalile mühim meseleler etra- konuşacaktır. Kî_)'metlı' Misafirimiz Yarın İstanbula dönüyor İstanbul, (Hu;:sn — Şarki Lüh emiri Abdullah, yarın :“th) Avkaradan buraya lecek ve Beylerbeyi sara- mımüv dört gün misafir n sonra Beyrut yolile Sarki Erdüne dönecektir. ._Menemencı'oğlu linov'çle konuştu ;Belgrad, 2 (AA) — Tür kiye N _:"'“;ye siyasi müııeıyı: lenemencioğlu him deniz kontrolunda Londra, 2 (Radyo) — Al- meria hâdisesinin, — Uluslar sosyetesine havale edilip edil- memesi meselesinde İngiltere- nin ne düşündüğü, Avam Kamarasının dünkü toplantı- sında işçi partisi lideri B. Etli tarafından sorulmuştur. Bu hususta cevap veren Hariciye Nazırı B. Eden İn- giltere hükümetinin böyle bir ise için münferiden teşeb- büse girişmekte tereddüd etti- ini söylemiş, her iki tarafın mnbardımanlarında — ölenler için teessür ve teessüflerini B. Eden, Almanya ile Ital- yaya teessüf ediyor Kara kontrolunu kabul ediyorlar, yalnız kalmak istemiyorlar bildirmiştir. Almanya ve İtalyanın, kat'i garantiler elde edilmedikçe, kontrol işine iştirak etmeme- leri hakkındaki kararlarına İn- giltere hükümeti namına tees- süf eden B. Eden, bu iki devletin kara kontrolunu dai- ma tatbik edilebilecek mahi- yette gördüklerini bildirmiş, ancak deniz kontroluna iştirak etmiyeceklerini söylemiştir. B. Eden, vaziyetin vehamet kesbetmemesi için İngiltere hükümetinin azami mesai sarf edeceğini beyan etmiştir. B. Lebrun Çin Na. zırlarını nişanla taltif etti.. Paris, 2 (Radyo) — Cum- hurrcisi B. Lebrun dün Çin Maliye Nazırını ve Çin bah- riye amiralını kabul ederek her ikisine Lejyondönör nişa- ni vermiştir. Irlanda hükümeti Romaya mümessil gön- derecektir Roma, 2 (Radyo) — İtalya hükümeti Dublende bir İtal- yan siyasi mümessilliği tesisine karar vermiştir. Irlanda hükü- meti de Romaya bir mümessil gönderecektir. Rus - Rumen kapalda Başvekili taralından İaskeri iftifakın- Dı_'d'lniîli. Binde pidam Türkiye elçili- “—R. Menemencioğlu şe- q_':' kahul resmi tertib ur. B bu 'IN“Uln Menemencioğlu #decell ula hareket g“beşı'ıtnnda Adi:ıl."mn valiler Dün ,"Ababa, 2 (Radyo) — hn. bir 'eşal Graçyani şere- ö "_"llîm yapılmış ve da bu * sidamo sultanlarına 'se'td :::RBES: bir ziya- İ . Abdullah ııy:.v:jim’" Cağfer de Ga- tayin edilmişlerdir. I P ve başyazganı Unüdar Rüşdü Öler —i::' tiyat ve yazı îî'm Je ; Pit dan bahsolunuyor.. Bursa Orman müdürü mah- küm oldu İstanbul, 2 (Hususi) Bursa orman müdürü hakkın- kındaki dava — neticelenmiş, hendisi 2 sene 9ay ve maiye- tindeki daktilosu da 2 sene hapse mahküm olmuştur. Belçika sosyalistleri Brüksel, 2 (Radyo) — Bel- çika sosyalist partisi, umumi affın hemen kararlaştırılması hususunda tamamen müttefik- tir. Bu sebeble parlâmentonun 15 Haziranda yaz tatili yap- masını istemektedirler. Kabine tadilâtının Bay Van Zelandın Amerikadan avde- tinden sonraya kalacağı söy" lenmektedir. Rus Sefiri Roma, 2 (Radyo) — B. Lit- İltimatnamesini takdim etti vinofla B. Titüleskonun son mülâkatında Romanyanın Rus- ya ile askeri bir ittifak yap- ması için mesat sarfına karar verilmiştir. B. Litvinof Mosko- vaya davet ediliniftir. B. Titülesko da bunun için çalışacağım vadetmiştir. Almanya Papalık ile tamamile arayı bozmuş gibi Paris, 2 (Radyo) — Berlin- deki Papalık mümessili Ro- maya davet edilmiştir. Baron Fon Bergenin de Vatikandan Berline dönmek üzere olduğu söylenmektedir. Papalık ile Almanya arasın- da münasebat kesilmiş vazi- yettedir. Ankara, 2 (ALA) — Sov- yetler birliğinin yeni büyük elçisi B. Karski dün mutad merasimle Reisicumhur Atatürk tarafından kabul olunmuş ve itimadnamesini takdim - eyle- miştir. Hariciye Bakamı vekili B. Şükrü Saracoğlu kabul res- minde hazır bulunmuştur. Peştede Türk musiki gecesi Ankara, 2 (AA.) — Aldı- ğımız malümata göre, 4 Ha- ziran 1937 akşamı saat 19 da Peşte radyosunda Bayan Fat- ma Cemile De Bonkovska ta- ndan bir Türk musiki ge- cesi tertib edilecek ve prog- ramda muhtelif genç kompo- zitörlerimizin şarkıları da çalı- nacaktır. Şehir gazinosunda 8 BAYAN ile Şef d'orkestr Doktor J. ROZENFELD'in Tahtı idaresinde Sehitlerim Mekieblerde Mekteblerimizden - bekledi- ğimiz randıman, bir türlü ol gün bir mahiyet arzedeme- mekte berdevamdır. Geçen sene muallimlerle talebe, prog- ram ve tedris usulleri arasında mekik gibi dolaştırılan suçu, nihayet imtihan şekillerinde talebe lehine bazı - tadilâtla ortadan kaldırmak — yoluna gittik. Nihayet bir tehtiş al- tında bulunan ve muayyen bir programı tatbik eden bir muallimin — muvaffakıyeti, bu görünen ahval içinde, onuncu plânda münakaşa edilebilecek bir keyfiyettir. Laübaliyane ve sathi — düşünceler, topyekün muallime saldırmakta ne — ka- dar ısrar ederlerse - etsinler, hakikatte muallimin tek suçu yoktur. Bir talebenin, — bir yığın dersten sözlü dediğimiz müsamaha tedbirine ve ikmal dediğimiz zaruri keyfiyete kal- ması da gösterir ki, muallimin değildir. ve onu, muhakkak, başka şeylerde aramak ge- rektir. Müsamaha, diyoruz. Haki- kat te böyledir: Bir talebeyi sınıftan geçi- rebilmek için, bir yığın imti- han ve yoklama serisi yekdi- ğerini takib ediyor. Birinde muvaffak olmazsa — öbüründe, onda müvaffak olamazsa di- ğerinde, onun da akim kal- ması takdirinde bir üçüncü, bir dördüncüsünde talih de- neyecektir. Bu, bir zorakilik- tir, bir müsamahadır. ve fik- rimce, okutmanın ciddiyetine ve maksadına da uygun de- gildir. Buna cevaben: — Fakat ne yapalım -deni- lecek- yürümüyor, yetişmiyor talebe.. Buşikâyete de hak vermek- le beraber, sebebi dahabaşka şeylerde aramak iktıza eder: Meselâ programlarda, me- selâ mekteblerimizde tatbik edilen umumi terbiyede, inzi- batın dar veya genişliğinde, meselâ imtihanlara hâkim olan zihniyette vesairede.. Yukarıda — yazdığım - gibi, muallim, ekseriya mutlak bir kayıd içindedir. Şu “meselâ,, lar serisinin hepsine boyun eğmeğe mecburdur. Binaen- aleyh, muallimin, yaptığı işin ve sarfettiği gayretin neticesini alamamaktan mütevellid aza- bına ve ıztırabına hürmet et- meli, onu bir kenara bırakmalı ve sebebleri başka noktalarda araştırmalıyız. Bu seneki imtihan yenilik- leri ne netice verdi, tahmin edersiniz? Benim görüşümle vaziyet, gene eskisi gibidir.. Normal şartlarla sınıfı geçmiş talebe sayısı, meselâ her darshanede- ki sınıf mevcuduna nisbetle 4920 yi bile tutmuyor. Geri tarafı şimdilik kâmilen sözlü- de.. Hem de 1-3-5-7 dersten sözlüde... O da bitince “bü- tünleme,, başlıyacak.. Görünen köy, klavuz — iste- mez, derler.. Bizde, bu va» ziyetin esaslı bir şekilde halli Tâzımdır, diyoruz. Haksız mıyız, dersiniz? 0.R. G. Abona İktısadi hareketlerimiz: Sayfa 3 Satış kooperatifleri : Kooperatif, işbirliği, müşterek çalışma demektir Lâtinceden alınan “kooperatif,, kelimesi artık dilimizde kökleş- miştir. Esasön yalmız — Almanlarla Çekoslovaklardan başka bütün mil- letler bu kelimeyi aynen kallanır. lar, Yalmız - Almanlar — “arkadaşlık şirketi,, Çekoslovaklar da “dostluk,, kelimelerini kooperatif mukabilin. de istimal ediyı Kooperatif; “iş birliği,, veyahut “müşterek çalışma,, manasına gelir. Her müşterek çalışma mutlaka bir ihtiyacın tazyikinden doğduğu için kooperatif Çikri de böyle bir taz- yikin tahil neticesidir. Kooperatif fikrinin sabibi ve kocaperatif yaratıcını “Roberi Oven,, isimli bir İngiliz fabrikatorudur. 1TTI senesinde doğup 1858 sene- sinde ölen bu büyük adam; genç- liğinde Takir bir amele idi ve bir dokuma fabrikamada — çalışıyordu. Zeküsile, çalışkanlığile emsali ara- snda pek çabuk temayüz eden Öven; kısa bir zaman — içinde pat- ronlardan birisinin nazarı dikka- tini oelbetti. Patron; kızımı Övene verdi, Üven patrona damad ve bi- Tâhare kayınpederinin vefatile (ub- rikaya sahib olmakla eski sefalet arkadaşlarımı unutmadı. 18 inci asırda el tezgühları bi- rer, bizer ölüyor ve yerlerini ma: kineye terke mecbur - oluyarda. Amelenin sefaleti her türlü tasav. vurun da üstüne çıkmıştı. — İngiliz tarihine geçen şu acıklı amele sözü; © zamanki sefaletin derecesini bü- tün acıhğile gösterir: — İki çocuğum — vardı, ham- dolsun, çok şükür ikâsi de öldü.. Öven bu feci hayatın - içinden yetişmişti. Sermaye bütün hakları çiğmiyor, mal ve işe kıymet ver miyorda. Bu vaziyet içinde Robert Ovc- vi hir gün faaliyete geçmiş görü- yorüz. O, artık memleket, memle- ket dalaşıyor, konferanslar veriyor, makaleler or, fabrikatorlarla mücadeleden mücadeleye geçiyordu. Fakat hükümet; sermayedarların eline geçmişti. Oven mağlübiyetten üyete uğrıyordu. — Ameleyi fabrikanın — istihsalâtına tegrik et- mek fikri çok çabuk suya dü> müştü, fakat “tobum,, da atılmış ve ialicare başlamıştı. Artık bunun önüve geçilemezdi. Bu tohum; ye- rin altında patlıyacak, — gelişecek, fışkıracak - ve büyüyecekti. * ** Kooperatif —mefhumu; — ilk şekillerinden pek çok şeyler kaybetmiş, fakat şu üç esas unsurunda zerre kadar tebed- dül vukubulmamıştır: 1 — Kooperatifte sermaye- ye kazanç verilemez, sadece faiz verilir. 2—Kooperatilfte kazanç ser- maye üzerine değil; ortakların yaptıkları muamele miktarı üzerine taksim edilir. 3 — Kooperatif umumi he- yet toplantılarında; sermayesi ne olursa olsun; her ortağın ancak bir reyi vardır. Filhakika kooperatif; konan sermayenin de hakkını tanıya- rak ona münasib bir faiz ve- rir, fakat sermayenin kazançta hakkı yoktur. Kooperatifte her ortak ne kadar mal teslim ettiyse ka- zançtan o nisbette hisse alır. Kazancın taksiminde esas bu- dur, ortağın koyduğu sermaye miktarı değildir. Ortak ser- mayesi için ayrıca faiz alabi- lir, kazanç alamaz. Kooperatifte > anonim — şir- ketlerde olduğu gibi - bir ki- sc ve sermaye tahakkümün- den daima uzakta kalmıştır. — Bütün bu üç esasa ilâveten kooperatifin hertürlü siyaset — cereyanlarının dışında kaldı- ğam da zikredelim. Koopera- tilçi; siyasi kanaati ne olursa olsun; kooperatifte sadece ko- operatifçidir. . .« Yeryüzünde ilk kooperatif — 1844 senesinde İngilterede — Roşdal kasabasında — kurul- muştur. Bu sebeble bu koo- peratifi kuran 40 kişilik he- yete kooperatifçilik tarihinde “Roşdalın hakperver mürşid- leri,, unvanı verilir. Bu istihlâk kooperatifi idi, satış kooperatifi değildi. Bugün —ise — yeryüzünde — 100,000 den fazla kooperatif — ve bu kooperatiflerin SO mil- yondan fazla ortağı vardır. Kooperatif; her şirket gibi bir şirkettir. Yalnız diğer şir- ketlerden farkı; yukarıda bil- dirilen üç ana esasla beraber; sermayenin muayyen Ve mah- düd olmamasıdır. Filhakika diğer şirketlerde sermaye mu- ayyen ve mahdud olmasına mukabil kooperatiflerin — ser- mayesi mütemadiyen değişir. Anonim bir şirkete ortak olabilmek için parası belli bir hisse senedi almak lâzım gelir. Kooperatife ortak ol mak için ise “girdim,, demek kâfidir. Ortak; malının mik- darına göre hisse sahibi olur. * .. Bu izahattan sonra halen mıntakamızda — kurulmakta o- lan “incir ve üzüm satış ko- — operatifleri,, nden bahsede- biliriz: Herşeyden evel bu koape- ratiflerin münhasıran müstah- sıl menlaatine ve müstahsıl nam ve hesabına kuruldukla- rını haber verelim, Gene haber verelim ki hü- kümetin büyük bir şefkat ve alâka ile kurulmasına delâlet — ve nezaret ettiği bu halk mü- — esseseleri aleyhinde daha şim- diden menfi propagandaya geçen eli kara, içi kara tı- feyli insanlar vardır. Bunlar; köylümüzün, — müstahsılımızın herzaman âciz mevkide ve düşkün bir hayat içinde ya- şamasını isterler, çünkü- şahsi menfaatlerini o halde görürler. Bir kısım menfiler de her yeniliğe dudak büken zaval- hılardır. Bu gibilere göre “kı- demi üzere — terkolunmak,, — iktiza eder, Biz şeklen ne ba- şi şapkalı, setre - pantolonlu müteceddidler biliriz ki ruhan en yeşil yobazdan daha kı- zıldırlar. Kunduralarında lâp- — Sonu 6ncı sahifede — TAKVİM Rumi - 1353 Arabi - 1356 Mayıs 21 Rebiülevel 23 | Haziran 3 auwo— AwWö— Raomaya vardı Roma, 2 (Radyo) — Habeş kilisei şefi Abona Sivil Ra- maya gelmiştir. Habeş baş papazı; B. Müussolini ve kral İ cektir. şi çıkıp da bütün hisseleri toplıyarak hissesi kadar rey sahibi olamaz. Hissesi ne mik- dar olursa olsun; her ortağın ancak bir reyi ü Brüksel beynelmilel sergisinde birinciliği ihraz eden 9 kişilik Viyananın en meşhur orkestrası HER AKŞAM ve kons decektir. | Perşembe İEekat Ezan Varat Evkat Ezan Vazn İ|Güneş 92 akşan 12 D T İöğle — 5.53 12,10yata — 1,50 22 n eli DA