— 6 Vayış 938 — Başvekilimiz, dün gece B'!vehilimiı, bütün Yunan ricali, sefirler ve binlerce halk tarafından uğurlandılar öne Başı | inci sahifede — şAtina, 25 (AA.) — Tür '“'"s Başvekili İsmet İnönü, kten hareketinden evel ata yaptığı beyanatta Ü.”IH hüsnü kabulden mü- M d memnuniyetini ve B. d:::u- ile mülâki olmaktan W :u ı:;vıinci bildirmiş ve — Yüksek meziyetlerini da- ::. takdir ettiğim güzide dev- Ka adamı B. Metaksasla şah- Yaaemasa — gelmek için ilk esileden istifade etmeği ha- le arzu ediyordum. Bu Türkiye Başvekili general İs- met İnönü, Yugoslav-Yunan hududunda Politika gazetesi muhabirini kabul ederek be- yanatta bulunmuşlar, Londra ve Paris seyahatinden mem- nun olduklarını, İskenderun- Antakya sancakları meselesi- nin esas itibarile halledildi- ğini, mutahassıs encümenlerin Sancağın idart hususatını tes- bit ile meşgul olduklarını, Sancak işinin yakında B. Del- bos ve B. Rüşdü Aras ara- sında kat'i olarak - bitirilece- ğini söylemiştir. :::'ı benim için şu noktadan General İnönü, — Ankara- Mhymetlıdır ki kral Ma- | Londra yolunda, Milânoda m"““. Jorja tazimatımı | doktor Arasla görüştüklerini "'g.îî:"lmetim. ve Türkiye Hariciye Nazı- tin ve müttefik memleke- | rının Sancak — meselesinin fi Başvekilile iki memleketi | şimdiki — safhası — hakkında h;n"d“hdın doğruya alâ- | kendisine izahat — verdiğini €den bütün meselelerle Umumi politika çerçevesi içine ;ueleleı hakkında gö- m, Çok derin bir —"'p'::;:diğim Yunanis- evel yaptığım :Mkrdeıı en iyi hatıralar ıı:"'-"" ediyorum. Milletle- Yaçar dost ve müttefik asil İ:::ı milletine olan dostlu- ifade etmekle bahtiyarım. Mî!e Başvekili Yunan Uatının hath hareketini Meziyetini medhüsena ve beyan etmiş, Belgradda Bay Stoyadinoviçle aktuel mesele- ler üzerinde müdavelci efkâr- da bulunduklarını, — Atinaya kendi şahsi sevgileri ile bir- likte Bay Stoyadinoviçin de sevgi ve saygılarını götürmek- mekte olduklarını bildirmiştir. Türkiye Başvekili, muha- bir ayrılırken Yugoslav ulusu- na ve Politika gazetesi tahrir heyetine sevgilerinin bildiril- mesini rica etmiştir. Pa Belgrad, 25 (Radyo) — ue- ki Memleket matbuatının mev- | neral İsmet İnönü, Atina ga- TE dostluğun takviyesi eserine | zetelerine de beyanatta -bulu- Mi _İlîımeü kaydettikten son- | narak: ! sözlerini şu süretle bitir- — Samajeste kral Jorja hürmetlerimi sunmak, başvekil Cumhür — başkanımıza =H“h evi hediye eden ve & '""_d' bütün Türk milleti- D heyecanını celbede- tm lânik halkının ve alel- Mi Yunan milletinin dost Hvetimize karşı en iyi teza- dqn"“ vesile veren Selânik- i.ü.rçm'_k için bu fırsattan € ettim. “B:m.,. güzergâhta Türkiye k !ldınlı: _'dll’! edenler lehinde Yüküb, ğinden halk tezahüratı Li Ulmuştur. 'anocladi istasyonunda ka- habalık bir halk kütlesi başla- Nin Ohda Lamia belediye reisi iye reisi nığ'h halde General İsmet NÖnünü alkışlamış ve Başvekil : h bir surette teşekkür Ei Yaşasın Yunanistan! B:' bağırmıştır. lgrad, 25 (Radyo) — ANADOLU - ——— Gmk siyasal gazete OSSİp ve başyazganı ullaydar Rüşdü ÖKTEM müdae Beğriyat ve yazı işleri ürü: Hamdi Nüzhet Çançar İsmir İkinci ler Ş' Halk Pını-nıhylıuı.;' e T *graf: İzmir — ANADOLU 3: 2776 « Posta kutusu 405 vaş;, ABONE ŞERAITİ Albğı 1200, altı aylığı 700, üç Yi ylığı 500 kuruştur. 'abancı memleketler için senelik ücreti 27 Tiradır yerde «5 Furuştur general bulunmak için Atinaya gel- mekten derin meserret duy- maktayım — Burada, ile Yunanistanı alâkadar eden < BEYMİŞ nüshalar 25 kuruştur. Metaksasla temasta Türkiye bilumum — mes'eleleri — görü- şeceğiz. Demiştir. General İnönü, eski — ziyaretlerinin kendileri için gayet kıymetli hatıralarla dolu olduğunu, dost Yunanis- tanı çok sevdiğini, bu suretle bu ği için kendisini bahtiyar ad- dettiğini beyan etmiş ve: sevgisini izhar edebildi- — Selânikten geçerken fir- sattan istifade ederek Reisi- cümhur Atatürkün evini ziya- ret ettim. Selânik belediyesi, bu evi mübayea etmekle Türk ulusuna büyük cemilekârlık göstermiştir.,, Demiştir. Kral Zogo Vreme gazetesi muhabi- rine fotoğrafını verdi Belgrad, 25 (Radyo) — Arnavudluk Kralı Zogo, Er- geri isyanını mahallinde takib eden Yugoslavyanın Vreme gazetesi muhabirini kabul et- miş ve kendisine imzalı bir fotoğrafını takdim etmiştir. Yugoslavya Harbiye Nazırı Çekoslo- vakya silâh fabri- kalarını gezdi. Belgrad, 25 (Radyo) — Prağda bulunan Yugoslavya Harbiye ve Bahriye Nazırı General Labormariç, bugün teslihat fabrikalarını gezmiş ve şerefine verilen ziyafetle hazır bulunmuştur. ANADOLU Kamutayda Ankara, 25 (Hususi) — De- Pİl'eden hareket ettiler -:b:k kanun lâyihası bugün meclişe verildi, Büdçe müzakerelerine bu- gün de devam olundu. Muamele vergisi kanununda yapılacak olan değişmelerin müzakeresine başlandı. Filistin Tahkik heyetinin raporu yakında neşrolunacak, Londra, 25 (Radyo) — Avam kamarasında Müstemlekât Na- zırı B. Horsbigor, son Filistin hâdiseleri hakkında beyanatta bulunarak: — Tahkik heyetinin verdiği rapor Haziranın üçüncü haf- tasında neşredilecektir. Rapor kralın imzasından sonra halka bildirilecektir. Demiştir. Yat yarışa iştirak edecek Nevyork, 25 ( Hususi ) — Kalkankinden — hareketinden sonra fırtınaya tutulan ve bir kaç kaza geçiren Elbaor yatı buraya gelmiştir. Büyük yarışa iştirak edecektir. Habeş murahhasları gorünmedi Cenevre, 25 ( Radyo ) — Haile Selâsenin Uluslar sos- yetesine murahhas gönderip göndermiyeceği henüz malüm değildir. Dün, bir Habeş mu- rahhas heyetinin Londradan Cenevreye hareket — ettiğine dair bir şayia çıkmıştır. Ga- ZELECNCE UENUĞL Yayyarı Mex) danlarına koşmuşlar, — fakat gelen hava postalarından hiç bir Habeşli çıkmamıştır. Küçük itilâf Hariciye Nazırları Cenev- rede bir konferans aktedecekler.. Cenevre, 25 (Radyo) — Çe- koslovakya Hariciye Nazırı B. Krofta, Belçika Hariciye Nazırn B. Spark bugün Cenevreye gelmişlerdir. Cenevre mehafiline göre, haftanın sonlarına doğru küçük itilâf Hariciye Nazırları B.B. Krofta, Antonesko ve Yugos- lavya murahhası B. Puriç bir konferans aktedeceklerdir. B. Baldvin En son söylevini verdi Londra, 25 (Radyo) — B. Baldvin dün en son nutkunu irat etmiştir. Bu nutuk Do- minyonlar murahhaslarının ve İngiliz ricalinin bulunduğu bir ziyafette söylenmiştir. B. Baldvin söylevine şu söz- lerle başlamıştır: * Britanya — imparatorluğu- nun umumi fikir ve emel bir- liği şerefine söz söyliyorum.., B. Baldvinin bu sözleri şid- detle alkışlanmıştır. TAKVİM yabi - 1356 Evkat Ezau Vasat Evkat Ezan Vasal iğüneş 9,21 Açikakşam 12 löğle l 8,48 16,06 T 19,17 K . ,06) 5,58 lî.lllî:::l 1,50 2'2.'441 yasasına Londra, 19 ( Hususi ) — İngilizlerden birisi demişti ki *Londra asıl İngiltere değil, onun şimalidir.,, Londra bin- bir milletin sığındığı bir şehir.. Hayatını kazanmak için ken- disini buraya atan milletler kazanç bulmuş, refah görmüş, bazı sınıf işçiliğini kendilerine inhisar ettirmişlerdir. Kabu- gundan dışarıya çıkmak iste- miyen, sanki biz kalmışız. Görgü ve bilgiyi artırmakta en birinci âmil olan yüksek medeniyet ülkelerine akın et- mek; bugün bir zarurettir. Her milletin lokantasına uğ- radım. Sonra bir Türk lokan- tası istedim. Beni otuz sene evel buraya gelmiş Antalyalı bir Tumun izbe lokantasına götürdüler. Türk yemeği diye önümüze atılan patlıcan mu- sakkası bir çamurdan başka birşey değildi. Türk sigarası diye verdiği sigara Yunan si- garası idi, Türk sigarası behemehal İn- giltereye girmelidir. Fakat şu şartla: Evel beevel halkın umu- mi zevki dışına çıkmamalı. Halk tattığı, hoşlandığı siga- rayı terkedemez. En kibar ze- vata verdiğim Türk tütünün- den zevk almadıklarını gör- jina tütünlerini seve 'ı;vexi,ğî- yorlar. Virjinanın içinde Türk tütünü vardır. Fakat onu İn- gilizlerin alıştığı, benimsediği şekle uyarak, meyankökü usa- resi ve bir miktar şeker ilâve ederek içirmektedir. Meselâ (Gemel) ve (Lafist- rabik) Amerikan - siyaralarını ben dahi seve seve içtim. Bir noktaya saplanıp kalmamalı, behemehal ©o zevke uymalı.. Biz Türk tütününü İngiltereye sokarken bu noktayı düşüne- rek yapacağız. Başka çaremiz yoktur. (Niçin ve neden)i yok- tur. Bu, böyledir, böyle ola- caktır. İnhisar idaresi Türk sigaraları hakkında — burada esaslı etüdlerde bulunmalıdır, gelici geçici tarzda değil.. Ay- larca bu iş etrafında esnafla görüşerek, sendikalarla temas- lar yaparak meseleyi hallet- melidir. Tütün işi bizim haya- tımızdır. Bunun üzerinde dur- malıyız. Bana (Liverpol) lima- nını gezdirenler muazzam bir bina gösterdiler. Bu bina 15,000,000 milyon kilo tütün alırmış. Liverpol limanı, dok- ları harikulâde otomatik ve tahmil ve tahliye kolaylığı iti- barile Amerikadaki (Miyamey) den sonra dünyada ikincidir. Beş milyon İngiliz lirasına çıkan bu İimanın küçük bir nümunesini, kendi ihtiyacımıza göre Türkiyenin herhangi bir noktasında yapabiliriz. Behe- mehal yapacağız ve mutlaka yapacağız. Başvekil İsmet İn- önünün azmi kat'idir. Diye- bilirim ki Avrupada ve İngil- terede bütün limanlar nebirler ağızlarında yapılmış ve yapıl- maktadır. Yani bizim eski te- lâkkimiz gibi değildir. Meselâ Adana Timanı.. Seyhan ve Ceyhanın aktığı mahaldan ta Londra mektubları Türk tütünü ingiltere pi- Bayfağ girmelidir. İngı'lterede ferdi hareketler, artık hamlelerin en zayıfı olarak telâk- ki edilmeğe başlanmıştır. Yazan: İzmir mebusu Hamdi Aksoy Adanaya kadar en büyük var purlar gelebilir, Taymisin bil- mem neresine *kadar Hod Su- per dretnotu - giriyor. ( Nev- kastil) de aynıdır. (Nepton) ve (Armstrong) tersaneleri hep o ağızlardadır. Tütün mevzuu üzerinde 1s- rarla duracağız. Burada yalnız tütün değil herşey ve herşey (reklâma) dayanır.. Bir gün, beş gün, bir ay, bir sene değil, mütemadiyen reklâm yapacaksınız. Ancak o suretle halkın kafasına girebilir.. Türk nelerce bilerek, anlıyarak ça- hşmak gerektir. Ve bu uğurda yüz binlerce lira sarfetmek te behemehal lâzımdır. Tütünü yetiştirmek kâfi değildir. O- nun istihlâkini, sarfını temin etmek icab eyler. Yalnız ekib yetiştirmek, büyük - kapitalist- lerin çiftçiliğini yapmak de- mektir. Amelelikten çıkmalı- yız. Edimburgdaki sudan elek- trik istihsalinin yeni tarzı beni hayret içinde bıraktı. Ufak çaylarla sun'i göllerin biribi- rine barajlarla bağlanarak müt hiş bir kuvvet yaratmaları tet- kike ve takdire değer bir iştir. 2,200 metro tülündeki şi- evel kuran İngilizler bunu eski sistem bir eser olarak görü: yor. (Liverpol) daki nehir al- tında yapılan yeni tünel fen ve san'atın şaheseridir. Sene- nin dörtte üçü kapalı ve yağ- murlu geçen İskoçyanın ziraati, tavukçuluğu da çok — müte- rakkidir. Tomates açık havada ken- disine lâzım olan harareti ala- madığı için serlerde yetiştiri- liyor. Edilen zahmet ve mas- rafa karşı değerle alıcısı bu- lunduğu için tomates ziraati mühim kazanç işi olmuştur. Her iş bir limited şirkete bağlıdır. Ferdi hareket ham- lelerin en zayıfı addediliyor. Otuz beş sene Amerikada büyük bir demir fabrikasının içinde hayat geçirmiş ve ni- hayet İngiltereye gelerek yeni bir (Panitet) le demir sanayi- inde yeni ve mühim bir eser vücude getiren ( Brasser ) in (Korbey) deki fabrikasına da- vet edilmiştik. Muhterem Baş- vekil İsmet İnönü, general Kâzım, Amiral Şükrü Okan, sefirimiz Fethi, İş Bankası mü- dürü umumisi Muammer Eriş olduğu halde Korbeyi ziyaret ettik. İnsan zekâsının kudret ve azametini gösteren bu eser Brasserin kafasından çıkmıştır. Fabrika son sistem yenilik- lerle doludur. Fabrika amelesiz, sessiz gi- bi... Ancak makinelerin gürül- tüsü insan varlığını ifade edi- yor. Fakat ortada amele uğul- tusundan eser yoktur. Üç beş elin kumandasile (devler) bo- yun büküyor, dağlar secdeye kapanıyor. Zavallı demir eri- yor, kalıp haline geliyor, bir emirle bin şekle giriyor. ( Karabük ) te yapılmakta olan demir fabrikamız da aynı İıpnnya son harekât — Başı T inci sahifede — ile de görüşmüştür. İıpınyı murahhası, İs, yada bulunan yabancı gö lülerin geri alınmasını temine çalışmaktadır. Aynı gamanda bir mütareke esasları da dür şünülecektir. İhtilâleciler sistematik lerliyorlar Londra, 25 ( Radyo ) — Deyli Meylin Biskay cephe: sindeki muhabirine göre, asi kuvvetler teenni ve sistem ile ilerlemektedirler. Sahilden Salatona kadar olan yerlerde General Mola düşmanla doğrudan doğruya temas halindedir. Mola, Bil- baoya sahil kısmından gire- cektir. Baskların manevi kuvs vetleri kırılmıştır, şehirde ek mek fikdanı vardır. General Mola, Baskıara, hiç- bir müzakereye taraftar olma: dığını ve ancak şartsız teslim istediğini bildirmiştir. Mü'areke kabul etmiyorlar Salamanka, 25 (Radyo) — Resmi bir tebliğde; “Asi İspanya kuvvetleri mü- tareke teşebbüsleri karşısında biçbir teklif kabul etmemeğe karar vermişlerdir.,, Denilmektedir. Madrid bombalandı Madrid, 25 (Radyo) — Asi bir tayyare filosu Madrid üze- rine kırk büyük bomba at- mıştır. Bu bombaların hedefi * Manzanaresteki — cumhuriyetçi kuvvetlerin mevzileri idi. Sen jan doloz, 25 (Radyo)— On iki bombardıman tayyaresi, Bask cephe ve siperlerini bom- bardıman ederek 5000 bomba atmışlardır. ileri hareketi devam etmek- tedir. Cümhuriyetci . bir t yare asilerin hattına inmı esir edilmiştir. İki tayyare de bir hava harbinde düşürül- — müştür. Mülteciilerin bir a mecbur kalmış ve bu tayyare — kıismı İtalyada kaldı | İstanbul, 25 - (Hususi) — ; Madriddeki — sefarethanemize iltica eden İspanyol asilzade- — lerinden bir kısmını getirmek- — te olan Karadeniz vapuru, bunlardan — bazılarının ısrarı — üzerine İtalyan — limanlarına uğramış ve — mültecilerden kısmı âzamını buralara çıkar- mıştır. —e bunun gibi o_lıî:ık, iki sene | sonra demir hamur gibi Türk çocuğunun elinde şekilden şe- | kile girecektir. Yalnız şunu — hatırlıyalım ki, sanayi kur! ken san'atkâr yetiştirmeği de düşünmek lâzımdır. Ş 'Türk çocukları liselerini bi- tirdikten ve İngiliz lisanını öğ-' rendikten sonra fen ve san'at için İngiltereye akın etmelidir. — İngiliz terbiye sistemi ve ah — lâk telâkkisi Türkün aynıdır | diyebilirim. Ciddi ve samimi olmak, bilhassa yalan söyles memek şiarı esas terbiyelerden biridir. Lâkırdı kavaflığını bir rakarak fen ve san' $ gitmekliğimiz lâzımdır. Demir ve çelik fabrikal rında, bahri tezgâhlarda Türk çocuklarının kalalarile, koll rile çalıştıklarını göreceğimiz günlerin uzak olacağını | mıyorum. Medeniyet çok pa:; halı.... Onu kazanmak çok güç... Fen ve san'at çok çetim ve sert... Yani, edebiyat vi hukuk gibi his ve lâftan ib değil.... Hamdi A: