z 2) Mayıs 938 |SİKİR HAYATI; j | Halk neşriyatı yolunda v[)ulel ve P; Yatını artırmak için, Matbuat li"'“" Müdürlü; T tetkikin futarak yeni Tiddedir, #udur; Halk ğüne yaptırdığı neticesini esas e 0|:4umuyur. şeklindeki selâ _LY"_Hfdc değildir. Me- ğ eylâ ile Mecnun, Kerem Âslı, Tahir ile Zühre, Kör: " Aşık Garip,..., gibi her t.ıhen:ıı çok berbad l eserler: e fz'_ıa"î"" elli bin basıl- i mg_mulmıışmı. Buna muka- yil t:nevveılcır hitab eden ayardaki edebi eserle- ti ğ 8 azami baskıları 2000 dir. '"ieuı]uyh_ mektirtleyh, halk okuyor de- Ve binaenaleyh bu bugünkü - besleyici eee lıugivınvjıı hareket- İşaF. el j!'ddlr:r_ı dahilinde in- köz tirmek lâzımdır. Bunun v de, halkın esasen öteden- tuttuğu, okumasını kahramanların isim- tutarak, onları yeni üzerinde, bugünün le yaşatmak faydalı STİ sevip "vdiflî bu Erini esaş Mevzular Zihniyetlerij Olur, Marbual ç t Umum Müdürlüğün- lde edilen bu n smanda Türk müne İde verilmiş, Did bir hükü Di Müne €N zaş kette etice, aynı vveri aley- , rakama müste- üküm halindedir. Ya- Vver zümre okumuyor. Nnediyorum ki, memle- rin':ın! seyiyı—de bir. mu- e Meselâ, baskı sayısı 9'an bir eserini, muhak- '€$, on bin kişi okur. Üz'ee bizde, içtimat terbiye- Fötü bir itiyadı vardır . izde kitaplar elden ele 'Jnşlq;ı,îu“ dosta, o da bir aklına gelip 'ni aramağa kalkınca, çıkılmaz - bir derde de vakidir. Bizde ki- dbv;n okunur. h e iki defa okuya- “k':ııılduykoıkm' Halbuki - kitap, “lüphanan' sahibinin bi esine, rahna, dola- mm;nnndığına girer, fakat ta öçü a'.."k'," okunmak, hat- eli 'ş_l[ delı_ okunmak iktiza mam'enxîm itiyatlarımızın, ta- Unun aksine olması: En gü- Zel eseri Ka sonra, e yerleşmiş eri sürecek derli bile malik Garpta herkesin 1 VeSİ varı DiT gaze- dir. İşine giden insan, H_alkevi köşesi 'uhSadıı 21 de müzik kolu ta- “n;! an konser (Orkestra ve Gi Dü d Y6 da Iîıli. Tarih, Edebiyat Komi- tori, © Sâaât 17 de yönkurul Oplantıları vardır. — 193mayıs şerefine Evi- Mizmizde verilen koönserimize ZÖsterilen fevkalâde rağbet "l; Yıisile esasen küçük olan 'Onlarımız erken dolduğun- .î'ın azamızla bazı davetlileri . lllâmuk iztırarında kalmış- rır;ı Sunun için konseri tekrar l' eğe mecbur oluyoruz. Bu uşııng saat 21 de Halkevi “r:lıı_lc aileleri, — ellerindeki o ümi .dıwîlıyeleıle ve dün l Şam giremiyen halk da el ngd: kalan davetiyelerle gi- "ebileceklerdir. arti, halk neşri- | bir hareket üze- | Bu tetkikin neticesi | | | | Zöreneğin tevlid ettiği | hleyin gazetesini cebine kar ve müsaid vaktinde okur, Hiçbir kimse, o gazeteye dokunmaz. Vapurda, tramyay- da, kahvehanede gözucu ile karşıdan karşıya gazete okun- maz. Kahvehanelerde gazete kapışılmaz, okumak için nö- bet beklemek itiyadı yoktur, Balkanlarda bir otel idaresi, meselâ bir gazeteden üçer tane alır, fakat o gazetelere kimse el uzatmaz, bu gazete. lerin bir değil, 3 tane alınması da sadece gazete müessesesine itapta ol: gâzete de mikrokları durur. Va: tramvayda, otol gözler, ya karşıdakinin veya yanındakinin gazetesinden bir- şeyler koparmakla meşguldür. Demek - istediğim, Matbuat Umum Müdürlüğü tarafından gösterilen — rakamın, hakiki okumayı tesbitte tam ve mut- lak bir ifadesi olamıyacaktır. Fakat inanır mısınız ki, hal- kın masal nevinden olarak satın aldığı kitaplar, elden ele dolaşmaz. Dolaşsa bile pekaz.. Onları çekmecelerde, raflarda saklarlar. Âşık Garibi açarak, hem okur, hem teganni eder- ler. Anadoluyu hakikaten ta: niyan — muharrirler ve münev: verler, bunları pekâlâ bilirler. Halkın, bu masalları böyle itina ile saklayıp okuyuşunda veraset halindeki bir takım telâkkilerin, bir takım mistik tezahürlerin tesiri çoktur. Köy- lü ve küçük kasabalı, bir se dir üstünde yan gelerek, Âşık Ömeri açıp okumağa başla- yınca, bir nevi vecde dalar. Bunları yazmaktaki maksadım, halkın okumasının da, münev- verlere — nazaran — sevinilecek mahiyet — taşımadığıdır. Çünkü birincisinin aksine ola rak, o da kitabı. aktarmıyor. Fazla okunmak hesabına ak- tarsın mı, aktarmasın mı, o da başkal.. Görüyoruz ki, bizim fikrimizce, — meselenin daha başka cepheleri vardır. Maa- mafih bütün bunlara rağman, bu halk kitaplarının, bugünkü cemiyelin ihtiyaç ve şartları içinde, faydalı olmaktan ziya- de muzir. olduklarını ve bu mazarratın, bazı eserler kana- lından da büsbütün arttığını inkâr edemeyiz. Halka geniş ve müspet bir düşünme kabi- liyetini, insani ve'dünyevi his- leri tatmak zevkini, ona bu- günkü hayatın ve cemiyet yü- rüyüşünün bütün veel kıymet- lerini anlatabilmek için, mu- hakkak ki birşey yapmağa, bir ileri adıma ihtiyaç vardı. Matbuat Umum Müdürlüğü bu adımı, halk tarafından isimleri sevilip benimsenmiş muhayyel eya hakiki kahramanları,|Kerem ile Aslı, Şirin ile Kamber, Köroğlu, Âşık Garip, Arzu Kamber - vesaireyi) yeni atmosler ve hayat içinde ya- şatarak halka vermekte bulu- yor. Kahramanların mal ettik- leri devrin iktısadi, vicdani, elden ele, bütün taşıyarak dolaşır, purda, bir içtimai, hissi kanaatleri, ha- yatı, şartları ve herşey - ba- kımından, bunun doğru ola- mıyacağını — söyliyen arkadaş- larımız da vardır. Fakat ma- demki, buna derhal yeni bir çare gösteremiyoruz; şu halde, bu teşebbüsü fili sahaya in- tikal ettirerek bunun netice- leri ile bir tecrübe geçirmek- !.ı_de hiç bir zarar yoktur, ANADOLU Son bayram H Ati dahkle Bize nasıl, bir ders verdi? Evelki gün t gençlik bayramı, ümidin çok fevkinde bir “alâkanın - tevlid ettiği izdiham içinde geçti. Gerek halkın bu büyük güne vermiş olduğu kıymet, gerek- se gençlik ve halk - toplantı- ları etrafında uyanan yeni şu- ura bakarak, izdihamda döktüğümüz alın terine, geçi- rilen yorgunluğa, saha kapı- sından çolukla, çocukla birlik- te geri dönmüş olmağa, loca ların sahiblerinin, hatta mem- leket değil locaya oturmak, bir sandalye bile bulamayışlarına, — kolumuzun, bacağımızın hiç yanmıyor, bundan en küçük bir şikâyet göstermeği hatı- bile geçirmiyoruz. Çünkü anlıyoruz ki, halk ar- tık her yere, her — topluluğa, her bayrama geliyor. Hatta bir yarı şehir ayağa geliyor. Toplu hayatın icab ettirdiği bol | ve kuvvetli ise, cemiyet o ka- dar ahenkli ve canlı olur. Son - toplantının bugünkü yazımıza sebeb olan aksi, sa- dece memlekette büyük - bir toplantı sahasının vücuduna olan — ihtiyaçtır ki, ogün de kendisini — göstermiş - oluyor. Ogün halkın sahanın orta kıs- minı bile işgal etmediğine delim. Ne — Alsancak sahası, ne de Cumhuriyet mey- danı, 30-50 bin kişilik büyük | bir kalabalığı istiab etmekten şok uzaktır. Halbuki, öyle günlerimiz vardır ki, onu, şe- hirde ancak polis nöbetçiler bırakarak tes'id etmek lâzim- | dir. Bunun için de akla ilk gelen, büyük bir sahadır. İz- mirdeki spor hayâtı, bir - za- manlar korkunç bir. buhrana düşmüş ve sporla alâkadar olan her vatandaş, boöş - tri- bünlere bakarak: — Verilen paralar yabana gidiyor. Tribünlerde bizim gi- bi bir kaç spor hastasından başka kimse yok! Diye acı acı söylenmiştik.. Halbuki, milli küme maçları bütün © ye'sin, o ümidsizliğin üstünden bir silindir gibi gel- di, geçti. Saha, bir şekil aldı. o valisinin incinmesine rımızdan manevi alâka ne kadar heşeli, “ dölü Temenni ede lim ki, bu kalabalık ve can- lıhk artsın. Keza, son gençlik orada tes'idinde gördüğümüz manzara, İzmirde hiç olmazsa bu sahanın arka- daki mezarlıklar, bahçe kısım- ları ve civarının istimlâki su- bayramının retile genişletilmesi icab etti- ğini ortaya altmışltır. Ancak © tazdirdedir ki, Alsancak sa- halk neşriyatı üzerinde bize yeni fikirler, yeni çalışma sa- haları verebilir. Ancak, biz- deki edip ve müharfirlerin çoğunun Anadoluyu ve halk, köylü pisikolojisini, bugünkü ve dünkü köylüyü ancak uzak- tan * o'da hikâye ve rivayet çerçevesi içinde - işitip öğren- diklerini düşünürsek, hakiki eser vermekte müşkülât çeki- leceği şüphesizdir. Ben, Ay- dini görmediği halde Aydın- | dan, Foça sahillerinde bir iki hatve atmadığı halde bu sa- hilin Altınkum tanelerinden (!) | yolcuları soyar ve katlederken |tarafından kaleme alınmış eserler | verilecekse, şimdiden söyliye- Kla 4 kiakir Amerikada Sevdiğini s içinineler bir hâdise: evindirmek yapmış?.. . .a Yirmi sekiz cinayetten sonra yakalanınca,beni iple asmayın korkuyorum, d Birleşik Amerikada, İllin: [ vada Rokford şehrinde Mor- mön mezhebine mensub bir ı delikanlı, bir gün henüz on | sekiz yaşlarında büulunan Bere- | nik isminde bir kızla evlen: meğe kalkışmışmıştır. Her iki gönlün bir olmasına “râğmen parasızlık ile karşılaşmış olan bu sevdalılar, ne pahaya olursa olsun para bulmağa da karar vermişlerdir. Oturdukları evin bir kom-: şusunun güzel ve kuvvetli bir otomobili olduğunu bilen deli- kanlı, 6 akşam pusu kurmuş ve adamcağızı -hem de nişan- hsının gözü müş ve Breniki de otomobile alarak firar etmiştir. Bu katil ve sereri gencin adı Brokelhüsterdir. Bu katil hâdisesi ile bir otomobil ka- zanan katil, kâfi derecede para elde edemediğini anla- yınca umumi - bir yolun üze- rinde pusu kurmuş ve gelen her otomobili durdurarak soy- mağa koyulmuştur. Brokelhüster almına önünde- - öldür- tabancasını yolcuların dayayarak keselerini almak suretile tam 27 söygün yapmıştır. Fakat, benüz 28 inci soygunu ve katli yaparken katilde delilik alâ- metleri sarih olarak kendisini göstermiştir. Bu katil masum nişanlısı Brenik de kahkaha- larla gülüp durmuştur. Bu çift, Nevyork hü dakilinde arkalarında bi ve bir yiğın 'kan birakmak su- | tedhiş faa- Bu- retile bir müddet liyetinde devam etm hası, İzdir - halkını tatmin edebilir.. Eğer, bu mev- durulmazsa, ge- | çen sene ve bu sene berzah mete, heracıya ve ıztıraba" katlanarak bu güzel hareket: ler etrafında toplanmağa, aynı heyecanı tatıp yaşamağa — ko- şan İzmir halkı, yavaş yavaş oradan çekilecek, bayramlara, toplantılara gitmiyecek ve kib edilen maksadın, şeyin tamamen aksine bir va- ziyet doğacaktır. Gene o tak dirdedir ki, spor çalışmaları noktasından bir çok faydalar elde edilebilecektir. İzmirde | esas itibarile büyük bir halk toplantı yeri ihtiyacı bulun- | duğünu kabul etmeliyiz ve aynı zamanda, bu yerin, daha nisbeten, zu üzerinde istenen zeagin ölçüde hoparlör terti- | batı bulunmak iktiza eder.. — | Bd köylü ile konuşmadığı, köyün içinde bir saat eğlenmediği halde bayalinde yarattığı ve hakikatte İsviçre — veya İngil- tere köylüsünü andırır - hatta onlara da benzemez ya - köy ve köylüleri mevzu olarak alan çok edipler, çok muharrirler | görmüşümdür. Eğer, halka bu çeşid vs muayyen — şahsiyetler | biliriz kiş hereket — muvalfak | olamıyacaktır. ve hunun neti- cesinden intibah ve intiba bile elde edilemiyecektir. | ile nişanlısı | kımınin çaldığı emeğe başladı. nun üzerine Nevyork zabıtası hemen faaliyete geçmiş, üç baftalık bir takibe rağmen bir iz bulamamıştır. Polis önünde erbabı cinayet nihayet ne kadar kaçabilir? Bu katillerin de otomobili bir virajda devrilmiş ve genç katil zabıtanın — eline düşmüştür. Brokelhü; da hiç bir göstermemiş — Evet, bütün söyledikle- rinizi ben ben öldürdüm. Fakat bunları sade parâ için değil, nişanlımı tevkifi sırasın: ddet ve müşkülât eğlendirmek için yaptım. Ni- n beni bir kahraman bi- liyor. Bu zannını bozmâk iste- mem! 'Demiştir. Güğ'kin Yülük * bü'mü nasebetten sökiz aylık gebedir- zabıtaya - Brokelhüstere, nasıl insan öldürdüğünü görmek biraz eğ- Tenmok için Tefakat ettim, keöü: şa disini çok seviyorum, tecrübe- lerine başlarsa çok mesut ola- cağıni! Demiştir. Katil ayrıca: — Ölüme mahküm gım. Fakat elektrikle ölmek isterim, çünkü asılmaktan çok olaca- | korkuyorum! Demiştir! btim, onları hep | Sayiş $ İmtihan hazırlıkları —a — Liselerle Öğretmen okulu: nun son sınıflarında dünden itibaren derşlere san verilmiş: tir. Talebeler, imtihan hazır: lıklarına başlamışlardır. Ortaokulların bütün — sınıfz ları ile Liselerin ve Öğretmen okulunun bir ve ikinci sınıf: larındaki talebelerin derşleri 26 Mayısta kesilecektir. Manifaturacılar Dükkânlarını akşamları erken kapamak istiyorlar Kazmirci ve Manifaturacı. lardan müteşekkil bir heyet dün, öğleden sonra belediye reisi Dr, Behçet Salih Uzu ziyaret ederek, Avrupada ve İstanbul ile Ankarada olduğu gibi, İzmirde Manifatura | ve Kazmirci dükkânlarının ak- şam saat yedide kapatılmasını stemişlerdir. Manifaturacılar, bunun için aralarında bir mazbata tanzim ederek belediye Teisine vere mişler ve şimdiki halde günde 15-16 saat ayak üzerinde ça- lıştıklarım, bu vaziyette aile huzuru kalmadığını söylemiş- ler, bu işe belediyenin müda- halesini rica etmişlerdir. Belediye reisi, Manifaturacı- ların bu arzusunu yerine ge- tireceğini ve bu hususta bir nizamname hazırlatacağını va- detmiştir, Köy sınırı meselesi İzmirin Narhıdere ve Urla- nın Kilizman köyleri arasında köy sınırı meselesinden - ihti- lâf başgöstermiştir. Vilâyet bu meseleyi haber almış ve tet- | kikat yaptırmağa başlamıştır. le Uşak Halkevinde Yunus Emre ecesi çok güzel geçti. Uşak Halkevindeki toplantı Uşak, (Hususi) — halk şairimiz anmak için Mayıs 937 akşamı çok parlak bir tören yapıldı. Bu büyük halk şairini anmak, şahsiyet ve eserlerini belirtmek için hazırlanan ge- programı da çok zen- Törene Evin bando ta- İstiklâl marşı ile başlandı. Ev başkanı Yu- suf Aysal bir söylev ile töreni açtı, büyük halk şairimizi an- mak için böyle bir gecenin yapılmasındaki lüzum ve fay- daları tebarüz ettirdi. Dil, tarih, edebiyat şube- miz adına izdelerimizden Ali Akarsu Yunusun şahsiyet ve özlü ve canlı söz- Yunusun şiirle- Büyük Yunuz Emreyi Halkevimizde 15 Cumartesi günü cen gi eserlerini lerle belirtti. rinden parçalar okudu ve çok alkışlandı. Gene genç arka- daşlarımızdan Bay Şükrü Yu- nusun — şiirlerinden — parçalar okudu, çok alkışlandı Evimiz Ar şubesi musiki mürekkep konseri derin bir ilgi ve zevk ile takib olundu ve çok iyi duygdularla karşı- landı. Halkevimiz — yurddaş- larımıza güzel bir filim gös- törene son termek — suretile verildi. . — « İtal ada Korporasyonlar iktlisadi — seferberlik ilân etmişler Roma, 20 (Radyo) — Bu- | gün korporatif komite Duçe- nin riyasetinde toplanmış ve - iktısadi kurtulma siyaseti üze- rinde — müzakeratta — bulun- muştur. Bay korporas. yonda, yabancı maddelerden | kurtulmak için azami gayret | sarfedilmesini emretmiştir. | Bugünden - itibaren korpo- | umumi ve iktısadi Mussolini, öayanlar bir 'sefetberlik haline göçmiiki lerdir. Merkezi korporatil ko- | mitesi bu seferberliğin erkânı|